15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 1998 PERŞEMBE 12 17. ULUSLARARASI İSTANBUL KULTUR F İLM F E S Tî VA L 1 IŞILDAK YE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE er ne zaman temizlenecek? CLMHLR CA.NBAZOĞLU Buyıl sanat kanyeri Uluslararası Istanbul Film Festivali tarafından yaşam boyu onur ödülüne layık görülen Italyan yönetmen Francesco Rosi'nin bizce en iyi filmi Kentin Üzerindeki Eller(Le Mani Sulla Citta1963) bugünün programında hemen dikkat çekiyor. Ödülünü festivalin kapanış töreninde alacak olan Rosi, memleketi Napoli'de daha o dönemlerde ayyuka çıkan yolsuzlukları bir müteahhidin kişiliğinde sorguluyor. Müteahhit Eduardo Nottola. "60 1ı yıllarda bir sağ partiden belediye encümenliğine seçilmiştir; gözü daha yukanlardadır. hayalleri büyüktür. Ancak yaptığı toplu konutlardan biri yıkılınca prestiji sarsılır. parıisinden uzaklaştınlır. Nottola çok geçmeden kendini toparlar. merkezdeki partilerden birine geçip yükselişine devam eder. Önemli dostlar kazanmıştır: binalannı başpiskoposa kutsamayı da ihmal etmez... Yeni gerçekçilik akımının ilk ürünleri arasında değerlendirilen Kentin Üzerindeki Eller. politik gücün sosyal sonuçlanni yansıtmadaki başansıyla o gün • Yaşam boyu onur ödülünü festivalin kapanış töreninde alacak olan Italyan yönetmen Francesco Rosi, 'Kentin Üzerindeki Eller'de(1963) memleketi Napoli cle daha o dönemlerde ayyuka çıkan yolsuzluklan bir müteahhidin kişiliğinde sorguluyor. bugündür, Italya'da en fazla tartışılan Tsai Ming'in Nehir'i filmlerden biri oldu. Ülkede "Temiz Eller" operasyonunun başladığı Günün kaçırılmaması gereken dönemde sık sık başvuru filmi haline filmlerinden biri de Tayvan gelen Rosi'nin Kentin Üzerindeki sinemasının belki de en ilginç ismi Eller'i (senaryoyu Raffaele La Capria. Enzo Provenzale, Eazo Foreella'yla birlikte yazmış) hem sanatsal hem de toplumsal bilinci oluşturma açısından günümüzde biı başyapıt olarak kabul görüyor. Rosi'nin bu yapıtıyla Venedik'te büyük ödül "Ahin Arslan'la ödüllendirilen "militan sineması". filme şu sözlerle başlıyor: "Kişiler ve olav lar hayalidir, anıa üretilen gerçek özgündür..." Tayvan sinemasının en ilginç ismi Tsai MingLiang'ın 17ULUSLflRARASI İSTANBUL FİLM FESTİUftLİ bulunduğunu. bu arada baba ile oğlun bir hamamda karşılaşarak karşılıklı eşcinselliklerini keşfettikleri sahnenin son yılların en rahatsız edici kareleri seçildiğini de ekleyelim. Bir Gül Aşk İçin Bir Kitap Her Şey İçin Geçen yıl "23 Nisan'da" kimi Istanbullu okurlar, Istiklal Caddesi'ndeki bazı kitapçılardan alışveriş yaptıktan sonra şaşkınlığa düşmüşlerdi. Çünkü az sayıda olsa da bazı kitapçılar, o gün "müşterilerine" çiçek vermişti. Böylece, sessiz sedasız, alçakgönüllü bir "gün" kutlanmıştı. Bugün de, yine "sessiz sedasız", yine alçakgönüllü bir gün kutlanıyor. Biz, Türkiye'deki bütün kitapçılara sesleniyoruz: Bugün sizden kitap alanlara bir çiçek verin... Kuşkusuz, geçen yıl olduğu gibi, bazı kitapçılar sessiz sedasız geçen yılki girişimlerini sürdürup kitap alanlara bir çiçek verecekler. ••• Bugün "23 Nisan" ve Cumhuriyet tarihimizin kilometretaşlanndan biri olan bir günün bayramı: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ama bu bayramın yanı sıra Dünya Kitap Günü... Dünya Kitap Günü iki yıldır kutlanıyor. Öncülüğünü de Katalan yayıncılar yapmış. Bu yıl otuz beş ülkede kutlanıyormuş. Katalanların geçen yılki belgileri ise, "bir gül aşk için, bir kitap her şey için "miş... Bizde Dünya Kitap Günü "resmi" bir kutlama özelliği taşımadığı gibi, bir iki yayınevi, kitapçı kendi kendine kutluyor. Hiç kuşkusuz bu da bir şeydir. Önümüzdeki yıllarda, Dünya Kitap Günü bizde de, umarız, geleneksel bir kutlama biçimini alır. Yayıncılann, kitapçılann, yazariann, çevirmenlerin, editörlerin vb. kitapla bire bir ilintisi olanlann, Dünya Kitap Gününe sahip çıkmaları ve ortaklaşa hareket etmeleri gerekli. Bu tür günler ilk bakışta sembolik gibi dursa da, kitabı sevdirmek, kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için önemli ve gerekli etkinliklerdir. ••• Evet, hiç durmayın, bir okur olarak, kitap alan biri olarak, bir kitapçıya gidin ve bir kitap alın; çünkü bugün Dünya Kitap Günü... Kim bilir belki size birileri bir çiçek verecektir; onu dasevgilinizeyada sevdiğiniz birine armağan edin. Bugün Dünya Kitap Günü, dışarı çıkın ya da işten eve giderken yolunuzun üzerindeki ilk gördüğünüz kitapçıya girin ve bir birkaç kitap alın. Aslında her gün bir kitapçıya gidin. Kitap alıp almamanız önemli değil... Hele bir doğumgünü varsa bugün, bir arkadaşınızın, bir dostunuzun; hele hele böylesine bir kutlamaya da çağnlıysanız, bir kitap alın ve götürün. Çok klasik gibi görünür ama, en iyi doğumgünü armağanı, hiç kuşkusuz ki bir kitaptır. Üstelik, birine verilecek en iyi armağan bir kitaptır. Dünya Kitap Günü'nde de zaten birine bir armağan alıyorsanız. Kitaptan başka ne olabilir... Bugüne katılmak, bugünü kutlamak için, bir doğumgününe de gerek yoktur. Kendinize, yakınlannıza, sevdiklerinize, karınıza, büyük aşkınıza ya da dostunuza bir kitap armağan ederek, bugüne katılabttirsiniz. • ••• Son yıllarda, kimilerinin çok övündüğü artan nüfusumuza oranla, kitap satışları parlak olmamakla birlikte; kitap dünyasında olumluya doğru bir kıpırdanma, bir nitelik değişikliği var. Kitap sevgisini, kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için, kimi kurum ve kişiler, kitaba olan sevgi ve bağlılıklarından dolayı, "ciddi bir uğraş" içindeler... Çünkü. Katalanlar belgilerinde son derece haklılar: Bir gül aşk için, bir kitap her şey için... Evet, tüm kitapçılara bir kez daha sesleniyoruz: bugün Dünya Kitap Günü'ne katılın... Sizden kitap alana bir çiçek ya da bir gül verin ve bunu her yıl yapın... Yumurcakların Savaşı Programda eğlenceli bir film arayanlara, 'Yönetmenlerin Gözünden Fransa' bölümünde gösterilen. YvesRobert'in '60'ların başında çektiği sevimli komedi 'Yumurcakların Savaşı* ideal bir seçim olacak. Kısaca konuyu aktaralım: Longeverne ve Velrans köylüleri sürekli birbiriyle çekişirken çocuklarının okulda kurduklan iki çete 'timsahlar' ve "şahinler de sık sık kozlarını paylaşmaktadır. Kavgalan kazanan. maglup olanın giysilerinin düğmelerinin sahibidir. Düğmeleri olmadığı için yerlerde sürüklenen bir pantolonla eve dönmek. cezaların en büyüğüdür... Louis Pergaud'nun "Pal Sokağuun Çocukları'nı anımsatan romanından beyazperdeye aktanlan Yumurcakların Savaşı' sinema kitaplanna çocuklann sidik yanşı yaptıgı sahneyle geçmişti. Tsai MingLiang'ın Nehir'i bizce. Çözülmekte olan bir aile, boynundaki ağrılarla yaşamaya çabalayan bir çocuk. mutluluğu porno kasetleri pazarlayan bir adamın kollannda arayan anne ve vaktinin büyük bölümünü eşcinsel hamamlannda geçiren baba... Sevgisizliğın her anlamıyla yaşandığı böyle bir ortamda insanlann birbirlerine yabancılaşmasını üçüncü filmi Nehir'de yine o ağır. sessiz sinema dönemini anımsatan diliyle anlatıyor Tsai Ming. Üç yıl önce 'Yaşasın Aşk'la festival izleyicisinden övgü almış genç Tayvanlı yönetmenin katıldığı festivallerde eleştirmenler tarafından Nehir'i çok ilerlemiş Türk tiyatrosunun günümüzdeki durumu ve yenilenmesi üzerine soruşturma yapılmah Cııınhııriyetin 75. yılındatiyatrokültürümüz TAMER LEV ENT Tiyatro. onu izleyenlerin kendilenyle yüzleşmesi zenaatıdir. Izleyiciler yazarın yazdıkları. rejisörün yorumu ve oyuncunun oyunu ile karşılaştırarak kendileriyle hesaplaşırlar. Kendilerini "Kolkınlır yen içinde kalır" deyişinin etkisinden kurtarabilirlerse. özeleştiri yaparlar. Bu bir duyarlılık algısı gelişmesidir. Ortak sorumluluk duygusunun atölyesidir. Tiyatro bir itiraftır. Yazann. oyuncunun, yönetmenin \e onların gerçekleştirdiklerini izleyenlerin toplu itirafı! Bu yüzden izleyici tiyatronun temel unsurlanndandır. Bu yüzden izleyici olmadan tiyatro yapılmaz! Tiyatroyu diger dramatik uygulamalardan ayıran en önemli yan budur. Çünkü tiyatro yapıldığı anda izleyicisi ile dramatik etkileşimde, canlı alışveriş içerisinde bulunmak ve bunu birlikte yaşamak olanağına sahiptir. Bu nedenle izleyici. tiyatronun pasif değil, aktif bir unsurudur. Bu nedenle. izleyici ile iletişimin, yollarını arttırma konusunda kafa patlatır yıllardırtiyatrocular. Dertlenni aniatmak ve onu paylaşmak isterler tiyatroyu tiyatro yapan kişiler ile. • 2000'e 2 kala, bu tarihi dönemeç içersinde tiyatro kültürümüzü irdeleyecek bir tartışma başlatılmalıdır. Devlet Tiyatrolan'nın. en tanınmış özel tiyatrolanmızın kuruluş yıllarındaki önemi ile ile şimdi içinde bulunduğu sıkıntıları açıkyüreklilikle yeniden inceleyelim. • Ül Ikemiz tiyatrosunun kültürünü geliştirecek, yaşayan önlemler ahnması gerekmektedir. lçi bilinçli çalışmalarla doldurulacak kültür merkezleri yapılmalıdır. Bugünün koşullarına ve gereksinimlerine hitap eden 'sanat meslekleri' yasaları çıkanlmalıdır. Genç yetenekleri ünlendiren adam KSKürSenig Ingiltere'nin önde gelen çağdaş sanat koleksiyoncusu Charles Saatchi. satın alıp galensinde sergileyerek üne kavuşturduğu Damien Hirst Racbel VV'hiteread, Gary Hume gibi genç lngiliz sanatçılardan sonra. onlardan da genç kuşağm yapıtlannı satın almaya başladı. Ünü dünyaya yayılan Charles Saatchi'nin artık lngiltere dışındaki sanatçılarla ilgilendigi yolundaki söylentilerin doğru olmadığını ortaya koyan yeni alımlan, genç lngiliz sanatçılan arasında sevinç yarattı. Charles Saatchi, hiç tanınmayan genç sanatçılann yapıtlannı satın alan cesur bir koleksiyoncu olarak tanınıyor. Saatchi'nin yapıtlannı satın aldığı sanatçı, mutlaka şöhrete kavuşuyor. 1990'lu yıllann başında Damien Hirst, Gary Hume, Jenny SaviHe ve geçen yılki Uluslararası Istanbul Bienali'ne gelen Tracey Emin gibi sanatçılann yapıtlannı satın alan Charles Saatchi, son olarak Londra'daki Kraliyet Akademisi'nde kendi koleksiyonundan derlenen "Sensation" başlıklı sergiyle gündeme gelmişti. Saatchi'nin koleksiyonunda buiunan kimi 'sansasyoneT yapıtlan da içeren bu serginm Londra'nın tutucu sanat kurumlanndan biri olarak nitelendirilen Kraliyet Akademisi'nde sergilenmesi. İngiliz sanat dünyasında tabulann yıkılması şeklinde yorumlanmıştı. lngiliz bir sanat tüccan,"Şuan İngiltere'de tanınmayı hak eden çok sayıda yetenekli genç vardır. Ama Osmanlı döneminin demokrasi ile taban tabana zıt şeriat kültürünun etkisi ile politikacılanmız bizim alanın uzmanlannın diger mesleklerden daha uzun süren eğitim ve öğretimlenni. mesleki birikimlerini hiçe sayabiliyorlar. bizim alanlanmızı bilmeden yönlendirmeye çalışıyorlar. Herkes herkese. bulaşıcı bir hastalık gibi. "sanatçr diye hitap edebiliyor. Sanki "sanat" kavramı birmeslegi tanımlıyormuş gibi! Meslekler ve onların yapılışlarındaki özeni ifade etmesi gereken kavram. sanat. birbirlerine kanştınlarak tek kalemde ifade ediliyor. O zaman ne meslekler kimliklerini bulabiliyor ne de sanat kavramı ve felsefesi! Bu belirsizlik nedeni ile ne toplum kendisi ile sanat kavramı arasında bir ilişki kurabiliyor ne de kendisinın yaşamını nasıl sanatsallaştırabileceatchi'nin altın parmaklanyla kendilerine de dokunmasını beklerlerken, Ingiltere'debir kesim de ünlü koleksiyoncuya tepki duyuyor. Bugün üniversitede okuyan genç sanatçılann artık 'Saatchi beğenisine uygun oiabilecek' tarzda sanat üretme uğra^ı içine girdiğıni iddia eden bu kesim. bu tür yapıtlann gelecekte hiçbir değer taşımayacağı kanısında. Aslında Charles Saatchi de koleksiyonunu yatınm amacıyla yapmadıgının altını çizerek, "Satın aldığını sanat vapırJaruıın yüzde 90'ı 10 >ıl içinde benden başka herkes için değerini yitirebilir'" diyor. Charles Saatchi'nin son dönemde yapıtlannı topladığı diger genç sanatçılar. Kraliyet Akademisi'nden geçen yıl mezun olan Tom Hunter, 30 yaşındaki Nicky Hoberman ve John Chilver bulunuyor. Hoberman. Saatchi ile 1996 yılında tanışmış: "O dönemde son derece karamsar bir hakteydim. asbnda bunahmdavdım \t sanaü bırakmaya karar>crmiştim. Charles Saatchi beni aradığmda I Nisan'dı.inanrnadım, 1 Nisan şakası sandım. Derken atölyeme geldi ve 11resmimisatın aldı. Saatchi. bilinen insanlan seçmiyor. Ben hiç tanınmayan biriydim." Charles Saatchi'nin kendi galensinde bu yıl gerçekleştireceği etkinlikler arasında genç Amerikan sanatçılann sergileri ağırlıkta. Ancak galerinin 1999 yılında bu yeni alımlarla yine genç lngiliz sanatçılan üzerinde odaklanacagı söyleniyor. mesine neden olmalıdır. Sanat meslek birliklen kurulmalı. hak arama kuruluşları oluşmalı. sanat meslek tanımları yapılmah veçalışma özellikleri belirlenmelidir. "Sanat yapmanın" salt özel kişilere verilmiş Allah vergisi özellik olduğu mistik düşüncesinden vazgeçilip, çağımızda bu özelliklerin bir duyarlılık algısı kültürü olarak yaygınlaşmasının en etkili yollannı aramak. planlannı yapmak gerekir. Mevcut tiyatrolarımızı. eskiden kalma yapılanmalan. konservatuvarlan, tiyatro okullannı, toplumsal anlayışınuzı, anayasamızın6A maddesini. siyasilerimizin sanat bilincini. kültürün ekonomi. sınai ve endüsrriyel kalkınma ile ilişkisini. demokrasinin bir yaşama sanatı olduğunu. bunun için de sanat kültürünün önemini yeniden tartışmaya gerek duymuyor muyuz? Tiyatro kültürümüzü irdeleyen bir tartışma Cumhuriyetin 75. yılında, Osmanh'nın da 700"üncü yılı geliyor iken. 2000'e 2 kala.... bu tarihi dönemeç içerisinde tiyatro kültürümüzü irdeleyecek birtartışma başlatmak Cumhuriyet gazetesine çok yakışır. "Sinekli Bakkal'uı KızTe^fık'inden günümüz sanat meslek birliklerine"!!! Sanat kavramının bir mesleğin en özenli ve nitelikli yapılması felsefesi olmasına karşın. mesleği hanesine inatla "sanatçı" yazanlann mesleklerini ne kadar tanıdıklanna da bir bakalım. itiraflardabulunalım. Bunaihtiyacımız var. Bir şey kaybedeceğiz takıntısı ile hep korku içensinde yaşayarak sorunları ertelemeyelim. Güçlüyüz telkinlerinde bulunarak. kendimizi kandırmayalım. Zayıf düştüğümüzü görmezlikten gelmeyelim. Türkiye'nin yeniden yapılanmasında sanat kültürünün yerini bulması gerekir. Bunun bilinçli bir strateji ile gerçekleştirilmesi gerekir. Tiyatroyu. tiyatrocuyu. bu mesleğin en verimli yapılış örneklerini karşılaştıralım. Dev let Tiyatrolan'nın; en tanınmış özel tiyatrolanmızın kuruluş yıllanndaki önemi ile. şimdi içinde bulunduğu sıkıntıları açık yüreklilikle. sanat yapar gibi özenle yeniden inceleyelim. Bundan ülkemiz ortak yaşama kültürü ve gelecek çok yararlanacaktır. Cumhuriyet gazetesi olarak böyle bir soruşturma başlatacak olursanız. ülkemiz ödenekli tiyatrolan. ve özel tiyatrolanmız bir bürunlük içerisinde: tiyatro özelinde ele alınabilir. Türkiye tiyatrosu ve kültürünün günümüz koşullannda ülkemizdeki duruşu üzerine görüşlere başvurulabilinir. Sanat koleksiyoncusu Charles Saatchi. sanatçı var ve Charles Saatchi bunun farkında. Şimdi Sensationsonrası kuşağın yapıtlannı sann almaya başladı" diyor. Charles Saatchi'nin yapıtlannı satın aldıgı yeni sanatçılann arasında 29 yaşındaki heykeltraş lan Danson da bulunuyor. Davvson. "Saatchi'nin sergideki tüm yapıdanmı saün aldığını öğrendiğimde Bıivton'daki atöTyemdeydim. O0eden sonra saat üç sulany<ü. futbol saati Olayı duyunca, futbolu dinleyemezoldum! Bu büyük birfirsatbenim için, bir tür kraliyet onayı belgesi alnıak gibi bir şey" diyor. Davvson. röylefheykel etkisi uyandıran soyut dışavurumcu 'pÜasn'k resünler' yapıyor. Genç tngiliz sanatçılan Charles Sa Şeriat kültürünun etkisi Düşüncelerini yazarak ifade ettıkleri zaman Stanislavskyolurlar, Brechtolurlar. Paylaşmak istedikleri, insanın benzerlikleridir. Paylaşmak istedikleri. insanın kendisini tanıması ve kendisini başkalanna ifade ederken onlarla ne kadar benzer olduklarını fark etmesidir. Farklılıklann benzerlikleridir. aykınlıklann benzerlikleri. en sıradan olanın da! Peki neden ülkemiz insanının yüzde 98'i bunları bilmiyor? Neden. insanın özlemleri kadar ona yakın olması gereken tiyatroya. beklenilen ilgiyi göstermiyor? Ortak duyarlılıkların gelişmesi ve bunların yazılı olmayan yasalar haline gelebilmesi için tiyatro olmazsa olmazdır! Demokrasi kültürünün. tiyatro kültürü eksik bırakılarak gelişmeyeceğini artık çok iyi bilmek gerekir! Bu kültürün oluşması için yapılacak yatınmların. toplumun çok yönlü düşünmesi, kendisini başkalarının yerine koyabilmesi için kayıp değıl kazanım olduğunun bilinçli tercihine ulaşmak gerekir! Bu özellikleri ile tiyatroculuk. toplumun gereksinimlerine yanıt veren bir meslektir. Tıp doktorluğu. avukatlık. mühendislik. politikacılık. gazetecilik gibi mesleklerden de önem olarak hiçbir eksikliği yoktur. Duyarlılık algısının gelişmişliği bakımından fazlası İsyeç Sinemateki nde Iranlı yönetmenin filmleri • STOCKHOLM (Cumhuriyet) Iranlı yönetmen Mohsen Makhmalbah'ın filmleri, Isveç Sinemateki'nin Stockholm'deki salonunda bir hafta süreyle gösteriliyor. Geçen çarşamba 'Seyyar Satıcı' ile başlayan özel hafta. cuma günü 'Bisikletli' ile sürdü. I957'de Tahran'da doğan yönetmenin gösterilecek olan diğer filmleri ise şunlar: 'Gabbeh', "Salaam Sinema', "Masum Bir An', tlk filmini 1982'de çekmiş olan yönetmenin halen 14 uzun filmi bulunuvor. gini düşünebilıyor! Oysa. tiyatroyu sanata ulaşma mesleği olarak gören ülkelerde. beceri ve yeteneğin gelişmesi için tiyatro eğitimi seçilmis. tekniklerle verilirken. sanat eğitimi. duyarlılık algısının gelişmesi doğrultusunda bir felsefenin geliştinlmesi. sonra da bunun beceriye yansıması amacıyla veriliyor. 'Sanat meslekleri' yasaları Bu şartlarda tanımı \ apılamay an bir kavram karmaşası bulamacı. gizemli (!) bir snobizmle örtüştürülerek. sanki kavramın kendisi imiş gibi kullanıhyor. Tiyatro, tiyatro yapmak. drama, dramatik olan. dramatizasyon. oyun. oyunculuk. sanat ve estetik gibi kavramlar yaşamımızda kendi kültürleri ile yer edememiş. Bu eksiklik aslında fark ediliyor ama. kimse bunu itiraf etmeye "ya da çocuk hikâyesinde olduğu gibi kralın çıplak olduğunu söylemeye"cesaret edemiyor. Profesyonel "sanatçı(î)"lann eleştirdiği amatörler. bazen onlardan daha özenli işleryapabı 1 iyorlar! Bugörüşlerışığında ülkemiz tiyatrosunun kültürünü geliştirecek. yaşayan önlemler alınması gerekmektedir. İçi bilinçli çalışmalarla doldurulacak kültür merkezleri yapılmalıdır. Yazarlık alanında. oyunculuk alanında. yönetmenlik alanında. eğitmenlik alanında. idarecilik alanında, örgütlenme. yasalar. örgün egitim. yaygın egitim alanlannda! Tüm ülke çapında. cumhunyetin ilanından 75 yıl sonra. bugünün koşullanna ve gereksinimlerine hitap eden: meslek özelliklerini kabul vedoğrulayan "sanat meslekleri" yasalan çıkanlmalıdır. Herkesin anlayacağı ve bir toplumsal uzlaşma şeklinde sanat ka\Tamının benimsenmesi ve yaygınlaşması için sanat mesleklerinin önemi ta nımlanarak örgün ve yaygın eğitimi venlmelidir. Sanat meslekleri kendi gruplan arasında kurumsal yapılarakavuşmalıdır. Yaratıcılardan en verimli şekillerde yararlanılmalıdır. Alanların gereksinimleri. bizzat bu alanların uzmanlan tarafından saptanarak elealmmahdır. Sanat eger felsefe yüklü bir özen çalışması ise bunun emirle yapılmayacağı göz önünde bulundurularak. "memursanatçılıkgibi'"(!). yapılan işin kültürü. özelliği, felsefesi ve terminolojisi ile hiç bağdaşmayan. saçma çelişkiler yüklü yakıştıımalara olanak v ermeyecek yeni düzenlemelere gidilmelidir. Bu şartlann oluşması ise devletin sanat mesleklerinin gerçekleştirilmesine dogrudan destek olmasını engellememelidir. Aksine daha çok destek olarak. devletin demokrasi kültürünü benimseyip. benimsetilmesine katkı olarak görül 17. ULUSLARARASI İSTANBUL HLM FESTİVALİ BUGUN • Beyoğlu Emek'te saat 12.00'de ve 18.30'da 'John VVayne'in Kıvırması'. 15.00 ve21.30'da 'Güven' izlenebilir. • Fitaş'ta saat 12.00 ve 18.30"da 'Bal ve Küller", 15.00 ve 21.30'da "Kalpazanlar Çetesi" yer alıyor. • Alkazar'da saat 12.00 ve 18.30'da 'Mermer Adam'. 15.00 ve 21 30'da ' 12 Kat' görülebilir. • Beyoğlu'nda saat 12.00'de •Masumiyet", 15.00'te •Hamam'. 18.30'da 'Mekrup' ve 21.30'da 'Solgun Bir San Gül' izlenebilir. • Sinema 74te saat 12.00'de •Çökertme', 15.00'te "Kuş Sokağı'ndaki Ada". 18.30'da 'Masumiyet Adına' ve 21.30'da 'Kentin Üzerindeki Eller' yer alıyor. • Moda'da saat 12.00'de 'Nehir', 15.00'te 'Yumurcaklann Savaşı", 18.30'da 'Gerçek Aşk ve Kaos" ve 21.30'da "Kazanova" yer alıyor. YARIN • Beyoğlu Emek'te saat 12.00 ve 18.30'da 'Gece Kıyafeti', 15.00 ve 21.30'da 'Çayır Köpekleri' izlenebilir. • Fitaş'ta saat 12.00 ve 18.30'da 'Orman tnsanlan', 15.00 ve 21.30'da "Tatlı Hayat' gösteriliyor. • Alkazar'da saat 12.00 ve 18.30'da 'Bayan Hiç Kimse'. 15.00 ve 21.30'da 'Kınlgan' izlenebilir. • Beyoğlu'nda saat 12.00'de 'Hou HsiaoHsien'in Portresi". 15.00'te 'YoYoMa:l2'. 18.30'da 'Eisentein L'stanın Evi". 21.30'da 'YoYoMa:34' yer alıyor. • Sinema74'te saat 12.00'de "Paris Uyuyor', 15.00'te 'Kaçış/. 18.30'da'Bitirim Tano'. 21.30'da 'Alphaville" gösteriliyor. • Moda'da saat 12.00'de 'Ana ve Oğlu', 15.00'te 'Yabancf. 18.30'da 'Şölen'. 21.30'da 'Orkestra Provası' izlenebilir. Çoculdara konserle ^insaıı seslerT Kültür Servisi Borusan Kültür ve Sanat Merkezi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocuklara müzikli biranmağan sunuyor. 'İnsan Sesleri' başlığı altında düzenlenen ve insan seslerinin değişik renklenni oyunlareşliğinde, eğlenceli bir dille çocuklara tanıtmayı amaçlayan konser, bugün saat 15.00'te Italyan Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Programı izleyen çocuklar bir yandan 'Porgy and Bess" müzikalinin bir aryasından 'O sole Mio'ya. Mozart'ın 'SihirliFlüt'ünden Strauss'un 'Yarasa' operetine. ınüzik e\reninde keyifli bir gezınti yaparken bir yandan da kolaratür soprano ile mezzo soprano. tenor ile bas arasındaki farkları öğrenecekler ve birlikte şarkı söyleyecekler. 'İnsanSesleri'nde. Cemal Reşit Rey Konser Salonu Opera Korosu'nda görev yapan Aslı Ayan. Aytaç Yüksel. Ar/u Bozkurt Talay Mcmioğlu. Şahin Ekşioğlu v e Gökce Şenyüz sahneye çıkacaklar. Konser programının hazırlayıcısı Yeşim Altınay ise 'İnsan Sesleri'göstensini MuratBa\liile birlikte sunacak. Dev let Konsenatuvan Şan Bölümümezunuolan Bavli.ŞehirTiyatrolan'nın çocuk oyunlarında rol alıyor. Gösteriye piyanosuyla eşlik eden ve şan koordinatörlüğünü üstlenen Çiçek Kanter ise Istanbul Üniversitesi Dev let Konservatuvan Sahne Sanatlan Bölümü Opera Ana Sanat Dalı Başkanlıgı görevini yürütüyor. Çocuklara çok sesli miiziği tanıtmak amacıyla yeni projeler geliştiren Borusan Kültür Merkezi, Tünel'deki merkezinde cumartesi günleri müzik atölyeleri düzenliyor; 56 yaş ve 710 yaş gruplan. bir eğitmen gözetiminde müzik çalışmalan yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle