15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 NİSAN 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM Best sigarası yine piyasada • ANKARA(AA)TEKEL, Best sigarasını yeniden üreterek piyasaya sundu. Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay, düşük zifir ve nikotinli. hafif içimli, 85 milimetrelik karton kutulu Best'in satış fiyatını 120 bin lira olarak belirlediklerini açıkladı. 11 İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SOINER TEAŞ, hidroelektrik santrallannın satışına ilişkin hazırlıklannı tamamladı Barajlar da sabşa hazır • Aralannda Atatürk, Keban, Oymapınar, Altınkaya. Çatalan. Derbent gibi Türkiye için hayati önemi bulunan hidroelektrik santrallarının olduğu devir ihalesinin nisan ayı sonunda duyurulması bekleniyor. ekonomisinin işgal altında olduğunu söyledi. Enerji Bakanlığı. enerji santrallan ve dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesinin ardından. uzun zamandır konuşulan. ancak kamuoyunun tepkisinden çekinilmesi nedeniyle ertelenen hidroelektrik santrallannın da 20 yıllığına devrine ilişkin son hazırlıklannı tamamladı. Türkiye Elektrik Üretim ve 1letim AŞ (TEAŞ) tarafından çalış. maları tamamlanan ve Türkiye'nin bugün sahip olduğu toplam 21 bin 137 megavat kurulu enerji gücünün yüzde 45'ini oluşturan hidroelektnk santrallannın nisan ayı sonunda ihaleye çıkarılacağı bildirildi. TEAŞ. hidroelektrik santrallanndan elde ettiği elektriği 140 lira maliyetle üretiyor. Buna karşın TEAŞ.'TEDAŞ'a elektrik satarken termik ve hidrolik santrallar arasında fiyat farkı uygulamıyor. Rasan. enerji sektöründeki özelleştirmeyi "yeni kapitülasyonlarr olarak tanımlayarak. "Termik santrallar maliyerinin onda birine verildi. Bugün hidroelektrik santrallar sıfir maliyetli. Manhk a>m" diye konuştu. EMO Gene! Sekreteri Ali Yiğit de santrallann özel sektöre devrinin atılım değil yağmalama olduğunu söyledi. Yiğit şöyle konuştu: "Yannmlanözelleştiripkamuovunu devre dışı birakıyorlar. Türkiye'de ekononmi düzeltmeye yönelik değil. yağmalamaya yönelik çalışılıyor. TEDAŞ'ın zarar ettiği söyiendi. Bu doğru olsaydı kimse bu sektör ihalekrine taüp olmazdı. Barajlann bütününe ilişkin maliyetçokdüşük.Kik>vatsaatbaşına 120150 lira. Basit işletme maliyeti söz konusu." Devlete saldın var Enerjide özelleştirmeye giden ülkelerdeki aksaklıklann. yüksek fiyattan satılan elektriğin göz ardı edildiğini söyleyen Yiğit. " Dum adaki ömekleri göz ardı ediliyor. Orneğin İngilterc'de fiyan'ar yükseldi. İşletmede birçok sorun ortaya çıkn. Anzalar arttı. Türkiye'de bu işler kâr manhğına bırakıldı" diye konuştu. Toplam 26 santralın sırasıyla kilovatsaat üretimleri ve üretim maliyetleri şöyle: Almus( 110 milyon 693 lira). Altınkaya (I milyar 191 milyon 182 lira) Aslantaş (1 milyar 22 milyon 200 lira). Ataköy 89 milyon 2 bin 317 lira). Atatürk (10 milyar 344 milyon 18 lira). Demirköprü (89 milyon 1186 lira) Derbent (264 milyon 127 lira), Gezende (396 milyon 182 lira), Gökçekaya (460 milyon 547 lira). Hasan Lğurlu (1 milyar 559 milyon 182 Iıra). Hirfanlı (289 milyon 821 lira). Kapulukaya (189 milyon 346 lira). Karacaören (899 milyon 419 lira). Karakaya (8 milyar 845 m i lyon 54 I ira).Keban (8 7 milyar 88 milyon 164 lira). Kemer (96 milyon 784 lira). Kesikköprü (179 milyon 273 lira). Kılıçkaya (371 milyon 200 lira) Koçköprü (14 milyon 1423 lira). Köklüce (561 milyon 127 lira). Menzelet (827 milyon 164 lira) Oymapınar (I milyar364milyon 164 lira). Sarıyar (336 milyon 638 lira).Tercan (48 milyon 1003 lira). Zernek (9 milyon 3 bin 960 lira). Çağdaş Kölelik "Yirminciyüzyılın sonunda, insanlann çoğu köleliğin tamamen ortadan kalktığını düşünmektedir. Ne yazık ki bu doğru değildir. Bilimin gelişmesi, piyasa kuralları, yasaların çağdaş çalışma yaşamında ortaya çıkan etik sorunlara yanıt vermemesi.. sömürünün en eski ve insanlık dışı çeşitlerinin var olması ve artması sonucunu getirmektedir.. Çalışma hakkı, sağlığa zarar vermeyen ve insanların iç gelişmelerini engellemeyen koşullan içerir. Ancak ekonomik gelişmenin amacını insanların sosyal refahına odaklamaktan çok uzakta bir gelişme yaşanmaktadır.." 3. Ulusal işçi Sağlığı Kongresi'nde Giovani Berlinguer'in özetlediği, dünyadaki bu olumsuz gelişmelerTürkiye'ye nasıl yansıyor? Türkiye'de çağdaş köleliğin, insanların çalışırken yavaş yavaş zehirlenmeleri, meslek hastalıklarına yakalanmaları, çocuk, kadın işçi sömürüsünün boyutları hakkında bir fikrimiz var mı? Kimin umurunda? Ağırlıklı olarak doktor, bir avuç duyarlı aydının ça, baları ile düzenlenen 3. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi, bu alanda sadece ve sadece hiçbir şeyin yapıldığını, büyük biraymazlığı, vurdumduymazlığı, insanın yok sayılmasının boyutlarını sergiliyor. Siyasetteki, sendikal alandaki, medyadaki kaliteyi, daha doğrusu kalitesizliği bir kez daha gözler önüne seriyor. Kullananlan, çalışanları zehirleyecek kimyasal maddelerin, kullanılmakta olan sanayi ürünlerinin etiketlerine bile yazılmadığı, çalışanların hiçbir şekilde bilgilendirilmediği, önlemin, denetimin nerede ise sıfıra eşdeğer olduğu, hastalıkların doktorların kayıtlarına giremediği, meslek hastalıklarının varlığının yok sayıldığı bir başıbozuk düzene herkes suç ortaklığı yapıyor. Siyasetçisi, sendikacısı, yüzünde en küçük bir utanma belirtisi oluşmadan, işçi sağlığı ve iş güvenliğini koruma konusunda işbirliğinde konsensüse vardıklarından söz edebiliyorlar. İnsanların sağlıklı çalışma hakkı üzerinde değil ama, insana ait her tür etik değerin yok edilmesinde, erdemsizliğin erdem haline getirilmesinde, gerçeklerin tersyüz edilmesinde, insanların ruh sağlığını bozmadaki suç ortaklıkları tartışılmaz. Radyasyonlu çayı televizyonlarda halkın karşısına çıkıp içerek öven Özal ve Evren'den, panik yaratmama adına önlem aldırmadan radyasyonlu bulutu halktan saklayan. çayın yarısından fazlasını içirip, sonra kalanına gömecek yer bulamayanlardan bugüne değişen hiçbir şey yok. Oysa bölgede görev yapmış olan ve toplantıda söz alan doktorlar, kişisel gözlemleri ile kanser hastalığında çok önemli artışlar olduğunu anlatıyorlar. Özal'a bizim kesemizden o "muhteşem!" anıt, pekçok "unutulmaz" yaptıkları yanında, insanlarımızı panikten kurtarıp, üzmeden radyasyonla iç içe yaşattığı için de yapılmış olmalı. Siz hiç insanlann bile bile hastalığa, ölüme mahkum edilmelerine ilişkin, suçlu ve sorumlulardan hesap sorulan bir olay duydunuz mu? Benim 3. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi'nden öğrendiğim, ucuz maliyet, ucuz işçilik adına, ülkemizde insanların, ekonomik ve kültürel gelişmişliği ile de ters orantılı, olumsuz anlamda dünya rekorunu kırmakta oldiH ğuydu. insanlarımızın beden ve ruh sağlıklannınyok sayılması düzeninde, çok daha uzun yıllar, suç işleyenlerin, yaptıklarının yanlarına kalacağıydı. Medya önceden de beklendiği gibi konuyu yeterince medyatik, sansasyon yaratıcı, rating getirici olarak görmemiş, yok saymıştı. Oysa bir burunlarını uzatsalardı, ne sansasyon yaratacak, rating getirecek konular geçti. Benden söylemesi, fena halde atladılar. Ama üzülmesinler nasılsa bu kadar sakıncalı, ideolojik, düzenle çatışan bir konuda en büyük sansasyon yaratacak, rating getirecek o haberlerin hiçbirini günümüz medyasında yayımlatamazlardı. Bu arada öncelikle medya çalışanlarını yakından ilgilendirecek, kendi sağlıklarına yönelik bir küçük ipucu: Medya çalışanlarında bilinen meslek hastalıklarının olumsuz etkileri çok da önemli değil. Daha doğrusu, meslek hastalığı niteliğini kazanmış strese bağlı hastalıklarda çok büyük artışlar var. Ancak gözlemlenen o ki, gazetecileri strese bağlı hastalıklara sürükleyen en önemli etken kimlik bunalımı. Bu hastalıktan kurtulmanın en kolay yolu ise gazetecinin ruhunu tamamen düzene, medya patronlarına satabilmesi olabilirmiş. HAZALATEŞÇAK1R Türkiye'nin en büyük paylaşım alanlanndan biri haline gelen enerji sektöründe özelleştirmeye yönelik çahşmalann arkası kesilmiyor. Enerji Bakanlığı şimdi de 1998 kân 500 trilyon lirayı geçen ve enerji üretim maliyetleri termik santrallarm yüzde 3'ünü oluşturan hidroelektrik santrallannın işletme hakjarının 20 yıllığına devrine ilişkin hazırlıkları tamamladı. Aralannda Atatürk. Keban. Oymapınar. Altınkaya. Çatalan. Derbent gibi hayati önemi bulunan hidroelektnk santrallannın olduğu devir ihalesınin nisan ayı sonunda duyurulması bekleniyor. Tekeüere kaynak Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı M. Asım Rasan. enerji sektöründeki özelleştirmeyi uluslararası tekellere kaynak aktarımı olarak nitelendirirken. Türkive Kayıt dışı ekonomi • tZMİR (Cumhuriyet EgeBürosu)TOBB" Ticaret Odalan Konseyi ve lzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, enflasyonun düşürülmesinde hükümeti kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye çağırarak, "Enflasyonla başanlı bir mücadele yürütülebilmesi için öncelikle özel sektörün kârlanndan fedakârlık yapmasını beklemek yerine, kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması gereklidir" diye konuştu. Tahılda endişeli günler • Ekonomi Servisi Çin'deki su kıtlığının dünya tahıl üretimini tehlikeye düşürdüğübelirtildi. Dünya Izleme Enstitüsü Başkanı Lester Brown, tahıl ithal eden ülkelerin telaş içinde olduklarını ve Amerikan istihbarat yetkililerinin. bu ülkelerde siyasi çalkantılar olabileceğini düşünerek kaygılandıklannı söyledi. Philips, geliştirdiği teknolojiyle hayatımızı dijitalleştiriyor 'Jetgifler' olmaya doğru NtLÜFERŞENSÖZ Çok yakında günlük hayatın içine sızacak teknolojik ürünlerle çocukluğumuzun çizgi filmi "JetgiUer~deki aileye dönüşeceğiz. lstediğiniz dilde ve yayın formatında sinema kalitesinde filmler seyretme olanağı tanıyan Digital Video Disk (DVD). bilgisayara ihtiyaç olmadan internette surf imkânı sağlayan VVEB TV. elektrikli mobilyalar. düz (flat) televizyonlar. sanal gerçek kulaklıkları... Eğlence. iletişim ve bilgi teknolojisinde faaliyet gösteren Philips. yaptığı 10 bin buluş ve aldığı 60 bin patent ile insan hayatını kolaylaştıracak bu teknolojik ürünleri satıyor. Türk Philips Genel Müdürü Atok İlhan. geleceğin ürünleri. Philips'in stratejileri ve hedefleriyle ilgili sorulanmızı yanıtladı. Müzik CD'lerini ilk kez pivasaya sunan Philips'in eğlence sektöründe birdevrim yaratacak DYD'lerinin gelişiminden bahseder misiniz? Türkiye 'ye ne zaman gelecek? Digital kayıt teknolojisi baş döndüriicü bir hızla ilerliyor. Laser optik teknolojisi, CD'de müzik kaydıyla ve ses kaydıyla başladı. Başlangıçta 45 dakikalık müziği kaydedebiliyordunuz. Şimdi 80dakikayaçıktı. DVDde. CD'nin müzik için gcrçekleştirdiğini filmler için gerçekleştiriyor. Müzik C D'sine benzeyen DVD çok daha fazla bilgi taşıma kapasitesine sahip. Sinema kalitesinde görüntü sunuyor. C'D lormatı birstandart olacak. Multimedyanın bir parçasına dönüşecek. Amerıka ve Lzakdogu'da DVD uygulanıyor. Av rupa'da henüz piyasaya sunulmayan DVD.Türkiye'ye 1999 May ısı'nda gelecek. DVD göstericisinin fiyatı 1000 dolar. Kişisel Bilgisayarlara (PC) ihtiyaç olmadan internette surf yapma imkânı veren VVEB TV'ler de bu sene içinde gelecek. Philips'in Arge faaliyetlerinden bahseder misiniz? Türkiye'de neden yapılmıyor? Türkiye'de araştırma yapan çok az müessese var. TÜBİTAK. üniversiteler ve bazı büyük firmalar. Fakat Philips'in yaptığı araştırma "basic research"denilenesasaraştırma. Yani ışık üzerine araştırma yapılıyor. Işık üzerine araştırma yaparken nereye gideceği belli değil. Lazer ışınının kayıt özelliği keşfediliyor. Oradan CD'ye gidiyor. Oradan CDROM'a gidiyor. Oradan bilmem nereye. Philips'in 40 milyarcirosunun yüzde 7"si yani 3 milyar doları buraya harcanıyor. Merkezi araştırma binasında 1200 tane araştırmacı çalışıyor. Bunlarknowhow üretim merkezi. Buradan çıkanlan nerede uygulayabiliriz yani "apphresearch" kademesi. Onun arkasmdan da "geüştirme" geliyor ki bu ilk iki kademeden çıkan bir sürü şeyi çoğunlukla mevcut ürünler üzerinde uygulama. Bizim bugün araştırmada Amerika'yı yeniden keşfetmek için para harcamamıza gerek yok. Burada yapılanların hepsi geliştirme. Buzdolabı teknolojisi belli. Onu nasıl daha compact. küçük ve ucuz yapabilirim. İşte bu geliştirme. Araştırma değil. Bu fark çok bilinen bir fark değil. 1970'den bu yana Philips'in yönetim anlayışındaki değişimler neler? Philips'te yönetim tarzı. daha kolektif. daha takım yönetimine döndü. Eskiden her ülke kendi başına bir şey yapabilirdi. Ikili yönetim yapısı vardı. İkinci Dünya Savaşf ndan sonra yeniden yapılanmayla bu değişti. Şimdi merkezle koordineli ürün grupları halinde çalışıyoruz. Her iş ünitesinin bir başı var. Tam sorumluluk veriliyor. İş kötü giderse onun kafası gider. 1998 yılı için öngörüleriniz? Hükümetin seçim zamanlaması çok enteresan. Hakikaten "99 Mart mı? Yoksa '98 Ekim mi? Seçim ekonomisi çalışırsa ki baştadı bile. Ekonomik olmayan kararlar çıkacak. Ekonomik sorunlarerteienecek. İlaç acı. Kim gelirse onu alacak. Seçim sisteminde değişiklik yapmazlarsa durum gene avnı. Akbank faiz düşürdü • Ekonomi Servisi Akbank. tüketici kredisi faizlerinde, yıllık yüzde 9'a ulaşan oranlarda indirime gitti. Yapılan açıklamaya göre, daha önce aylık net faiz oranı yüzde 7.50 olan 1.3 ay vadeli ihtiyaç kredisi faiz oranı yüzde 6. 90'a. 7.75 olan 7l.?ay ajası vadeli ihtiyaç kredisi faiz oranı da yüzde 7.10'a indirildi. Müzikveses kaydıyla başlayan laser optik teknolojisi nin ardından dijital kayıt teknolojisi baş döndüriicü bir hızla ileıiivor. Tüpkbank'tan açıklama • Ekonomi Servisi Türk Ticaret Bankası (Türkbank) Munzam Vakfı. bankada sermaye arttınmının gerekçeleri açıklanmadan özelleştirme yapılmamasını istedi. Vakıf, bankanın ortağı olarak 19961997 bilançolannı istemelerine karşın verilmediğini belirtti. Raf kapmaca oyununda promosyon FATMA KOŞAR Rekabetin iyice arttığı son yıllarda "daha çok satım, daha çok kâr için" alıcıvı çeşitli promosyonlara "boğan" firmalar. artık tüketiciye yönelik kampanyalarla yetinmez oldu. Ürününü perakendecinin rafına sokmak ve burada sağlam bir yeredinerek tüketiciye daha yakın olmak için perakende satış noktalarına yönelik de cazip kampanyalar düzenleyen üretici firmalar için. "promosyonlu satış" vazgeçilmez oldu. Üreticilerin perakende satış yerlerinde "raf kapma yanşı" hemen hemen bütün sektörlerde hızla yaygınlaşıyor. Gıda sektöründe market. bakkal. hatta büfelerin bile çok işine yarayan "üreticinin perakendeciye" yönelik promosyonları. kırtasiyede. daha farklı uygulamalarla sürüyor. Gıda sektöründe büyük mağaza zincirlerini "cezbetmeyen" promosyonlar. özeilikle mahelle bakkallan ve orta ile küçük boy marketlerden ilgi görüyor. Bü>1ik mağaza zincirleri, tüketici tarafından en çok aranan markalan bulundurma Üreticiler, perakendeciye yönelik kampanyalar düzenliyor • Gıda sektöründe market, bakkal, hatta büfelerin bile çok işine yarayan "üreticinin perakendeciye" yönelik promosyonları, kırtasiyede, daha farklı uygulamalarla sürüyor. ya özen gösteriyor. Büyük mağaza zincirlerinin yetkilileri kendilerinden alışveriş eden kesimin aynı ürünü istediği markada bulamazsa alışveriş etmeyeceğini. bu nedenle rafta yer alacak markanın tüketicinin talebine göre belirlendiğini belirtiyorlar. Rafa gjrmek yetmiyor Market ve bakkallarda belli bir raf ücreti var. Bunun dışında. ürünün rafta kaç sıralık yer kaplayacağı. örneğin margarinin dolapta ne kadarlık bir yeri işgal edeceği üretici ile perakendeci arasında yapılan anlaşmalarla belirleniyor. Ancak. bu anlaşmalarla elde edilen yerle de yetinmeyen üretici firmalar. rakip ürünlerin bulundurulmaması ya da kendi ürünlerinin daha ön planda gösterilmesi için. perakendeciye "2 koli ürün alana Kütahya Porselen'den bir yemek takımı gibi farklı hediveler" verivor. Yemek takımı dışında çok sayıda ürün verebilen üreticiler. tüketicinin perakendecide karşılaştığı promosyon satışlara benzer indinmler. hediveler. çekilişler ve daha çok sayıda kampanyalarla cezbediliyor. "4 koli alana 1 koli bedava" şeklinde düzenlenen çeşitli ürünlerdeki kampanyalar da çok yaygın. Kırtasiye sektöründe ise üretici firmalar. kendilerinden belli oranlarda ürün alan perakendeciler arasında çekilişler düzenleyerek daha büyük hediveler ya da yurtdışı gezilen vaat ediyor. Daha sonralan belli oranda satış yapabilen perakendeciye çeşitli ödüllerde verebilen kırtasiye malzemeleri üreticileri. kırtasiye ürünlerinde marka bilincinin yerleşmediğinden hareketle bu kampanyalan sıkça düzenliyor. Ancak üreticinin perakendeciye yönelik kampanyalarının özeilikle gıda sektöründe çok yaygın olduğunu belirten Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Dağıtımcıları Derneği Başkanı MustafaGülgün. üreticilerin. marketlere I metrelik bir yer için 5 bin mark civannda ödeme yaptığını belirterek. "İ'retici. hem perakendeciyle biıiikte tüketkiye yönelik kampanyalar dü/cnler. hem de sadece perakendeciye yönelik. Bi/ de zaman zaman değişik promosyonlar veri>oruz" dedi. Raf kirası ödeniyor Gülgün. üreticinin. markete ürününü verebilmek için önce raf kirası ödediğini. rafa koyduktan sonra da ürünün rafta kalabümesi için çeşitli çalışmalar yaptığını ifade etti. Kıyasıya rekabet ortamında. ürün satmanın en iyi yollarından biri olduğunu belirten Gülgün. "Birnn dağıtım alanımız çok geniş. Orneğin biryerde sıvı yağımızın satışının düştüğünü görsek hemen 2 kutu SIM yağ alana 2 kutu kesme şeker vererek, satışı arttırmava yöneliriz. Perakendecinin bizden çok ürün alması rakiplerimizden daha çok satmamız. isim yapmamız anlamına gelir" diye konuştu. Uzakdoğu'da işler karışık I Ekonomi Servisi Güney Kore'de ekonomik kriz yüzünden günde ortalama 25 kişinin intihar ettiği bildirildi. Ülkede bu yılın ilk üç ayında 2 bin 288 kişi intihar etti. Filipinler'de de Asya krizinin etkileri dolayısıyla 43 bin işçinin işine son verildi. Bu arada. Japonya ekonomisindeki sarsıntılar, ülkenin başındaki siyasilerin başlannı da zorluyor. Ülkedeki muhalif gruplar. Başbakan Ryutaro Hashimoto'nun ülke ekonomisi karşısındaki turumu nedeniyle istifasını istiyor. İSO meclis toplantısı 'Rekabet gücü kalmadı' talebi kısmadıkça başan şanEkonomi ServisiIşadamsı yokrur. Bütçenin açığı olan ları. I998yılınınilkçe>reğiparayı kısmak demek. bunlani değerlendirirken. Türkiye nn özel sektör eli Ue \atınmözel sektörünün "rekabet gülara \e üretime dönüşmesi cünün ve sahlacak malının 1 demektir ' diye konuştu. kalmadığı" sonucuna vardı. I998'in ilk dokuz ayında İŞO meclis üyesi işadamı enflasyonla mücadelenin Sakıp Sabancı da 75 yılınm gündemin birinci sırasına 15 yılını enflasyonla yaşayan oturacağını belirten işadamTürkiye için bu durumun. lan. hükümete antienfîasyo"ufukta kocaman bir kara nist politikalarda destek olahaber, biryangın" olduğunu caklannı tekrarladı. söyledi. Sabancı. şöyle konuştu: "EnflasIstanbul Şa• 1998?inilk yonun bir yannayi Odası'nın dokuz ayında gın olduğunu (İŞO) ayhk olaenflasyonla herkes görüyor ğan meclis topmücadelenin ve bunun aşağı lantısında. 1998 indirilmesinde gündemin birinci yılının ilk çeyreninin ekonomik sırasma oturacağını herkes görevli. verileri ortaya belirten işadamlan. Bir yanda ekonomideki kriz antienflasyonist konuldu . İŞO sepeti duruyor, Hüsa politikalara destek Başkanı öbür yanda sivaKa\i. mettin olacaklannı setteki kriz sepeyaptığı değertekrarladı. ti. Bir gövde dülendirmede "Ne şünün; bir >ansında ekonoolduğumuzu bilelim. Kolruğa sırtını dm amış, elinde pu mik problemler. diğer >ansında siyasi problemler. Birosu olan sana> iei artık tariri nde i> ileşme olmadan diğehin sa\falanna kanşh. Burinde gelişme olmaz. Biz bu gün Türk sanayicisi büyük gövdenin bir yansında biraz bir onur mücadelesi \>eriyor. daha sabırsızız." Rakamlar gösteriyor ki ya rekabet gücümüzü kaybetmişiz ya da satacak malımız yok" yorumunu yaptı. Kavi. "Dünya artık sıfir cnflasyonu hedefliyor. Ülkemizde arz talep dengesinin bozuk olduğu yer paradır. Bu Meclis üyesi Bülent Eczacıbaşı ise enflasyonun özel sektörün gönüllü olarak fiyatları aşağı çekerek değil, antienflasyonist politikalara destek vererek vardı m edecebileceğini söyledi. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUM! ANAP'lı Eyüp Aşık ikinci kez bakanlık koltuğuna oturunca. birinci bakanlığı döneminde yarıda kalan TEKEL'in yabancı şirketlere satış işlemlerini tekrar başlattı. Ancak. yasalar gereği TEKEL'in ve sigara fabrikalarının yabancılara satışının mümkün olamayacağı anlaşılınca yeni bir yöntem geliştirildi. Eğer, satış yapılamıyorsa, TEKEL'in malı mülkü yabancı şirketlerle kurulacak ortaklığa devredilebilirdi. Nitekim, bu yolda yapılan çalışmalar Eyüp Aşık'ın istediği gibi gelişti... TEKEL'e ait Akhisar Sigara Fabrikası ve yerli 2 sigara markası. Ingiliz BAT şirketi ile kurulacak yeni bir şirkete devredildi. Bu konudaki karar, Yüksek Planlama Kurulu'ndan ve Bakanlar Kurulu'ndan geçti... ResmiGazete'dedeyayımlandı. Ardından da TEKEL ve yabancı şirket yetkilileri hazırlanan anlaşmayı imzaladılar. TEKEL, devlete yük olmayan bir kuruluştu. Üstelik her yıl trilyonlarca lira kazanıyordu. Devlete hem kazandığı paralarla, hem sağlanan vergilerle, yılda 300 trilyon liraya yakın kaynak yaratıyordu. Daha da önemlisi, geçimini tütünden sağlayan üç buçuk milyon insanımızın güvencesi idi. Üç buçuk milyon insanımızın yabancı şirketler ve yerli ihracatçılar tarafından sömürülmesini engelliyordu. 40 bine yakın ge Mera fonu kesintisi • ANKARA (AA) Her türlü tütün mamulleri ve alkollü içkilerin imalat ve ithalatçılannca yurtiçinde yapılacak teslimler iizerinden yüzde 2 oranında mera fonu kesintisi yapılmasına ilişkin yasa tasansı. TBMM Tanm Komisyonu'nda kabul edildi. TEKEL İçin Baykal Devrede leceğini TEKEL'e bağlamış uzman işçi ve memur kadrosu vardı. TEKEL yabancı şirketlerin eline geçtiği zaman, hem üç buçuk milyon üretici, hem de 17 milyon sigara tiryakisi zarar görecekti... 40 bin aile de işsiz kalacaktı. Aynca, Amerikan, Ingiliz ve Fransız sigara şirketleri Türk ekonomisini yiyip bitireceklerdi. Her yıl katrilyonlarca liramız Türkiye'den Amerika'ya, Ingiltere'ye, Fransa'ya uçup gidecekti. lacak bir ortaklığa devri, özelleştirme değildir. Bu hareket, TEKEL'i yabancılaştırarak parçalamaktır. Bu nedenle devir işlemlerini engellemek için elimizden geleni yapacağız. Işin peşini de bırakmayacağız...." Nitekim, Baykal gerçekten işin peşini bırakmadı. Hükümete desteğinin devamını istemek için kendisi ile görüşmeye gelen Başbakan Mesut Yılmaz'ın önüne TEKEL dosyasını koyuverdi. Aynca, başbakana TEKEL'in yabancılara devredilmesi halinde Türk ekonomisinin neler kaybedeceğini teker teker anlattı. Daha sonra da, hükümetin TEKEL'İ yabancılara devretmekten vazgeçmesini önerdi. Bu öneri bir bakıma desteklemenin bir koşulu da sayılabilirdi. Zira. iki lider bundan sonraki çalışmaları ortak kararlarla götürmeyi kabul etmişlerdi. Nitekim, Deniz Baykal da ikili görüşmenin ardından başbakana TEKEL'in yabancı şirketlere devredilmesinden vazgeçilmesini önerdiğini açıklamıştı. OECD ilişkileri • Ekonomi Servisi Türkiye. OECD İhracat Kredileri ve Kredi Garantileri Grubu'na tam üye oldu. OECD İhracat Kredileri ve Kredi Garantileri Grubu; üye ülkelerin ihracat kredi kurumlannın uyguladığı programlann OECD uzlaşması ve diğer uluslararası düzenlemelere uygunluğunu sağlamak ımacıyla oluşturulmuş bir platform. Baykal devreye girince Devlet Bakanı Eyüp Aşık ile TEKEL yetkilileri devir işlemlerini pekiştirmek için çaba harcarken, Türkiye'de büyük bir tepki oluştu. TÜRKİŞ, TEKGIDAİŞ, DİSK, KİGEM, EGE Tütün Platformu ve çeşitli kuruluşlar adeta ayağa kalktı. Bir taraftan protesto toplantıları yapıhrken, TEKGIDAİŞ, KİGEM ve Ziraat Mühendisleri Odası devir işlemlerinin iptali için dava açtılar. Bu arada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da. TEKEL'in devir işlemlerinden vazgeçmesi için hükümeti sert bir dille uyardı. Deniz Baykal, partisinin bir grup toplantısında da şöyle dedi: "TEKEL'in yabancı şirketlerie kuru Başbakan yeşil ışık yaktı Yılmaz, Deniz Baykal'ın TEKEL ile ilgili önerisini son derece ciddiye aldı ve reddetmedi... Üstelik, konuyu bir kez daha incelemeye alacaklannı ve sonucu kendisine bildireceklerini söyleyerek yeşil ışık yaktı... Bu arada, hükümet CHP'nin desteğini kaybetmemek için bugüne kadar TEKEL'in devri ile ilgili tüm işlemleri yeni baştan ele aldı. Yabancı şirketlerle yapılan anlaşmalar tekrar gözden geçirildi. Hatta, Deniz Baykal için özel raporlar hazırlandı. Ancak, Deniz Baykal'ı ikna etmek mümkün olamadı. Mesut Yılmaz ile Deniz Baykal arasında geçen görüşmeleri bilenler ve gelişmeleri izleyenler şimdi merak içinde. Çünkü Baykal'ı TEKEL konusunda ikna etmenin imkânsız olduğu artık anlaşıldı. Eğer, hükümet, TEKEL'in Akhisar Sigara Fabrikası ile iki sigara markasını yabancı şirketlere devretmekte ısrar ederse, CHP de hükümete verdiği desteği çekebilir. Bu durumda, hem hükümetin devam etmesini isteyen, hem de TEKEL'in yabancı şirketlere devredilmesine şiddetle karşı olan büyük bir kesim de Mesut Yılmaz ile Eyüp Aşık'ı suçlayabilir... TEKEL'in geleceği bugün Ankara'da ikinci kez yapılacak olan Mesut Yılmaz ve Deniz Baykal görüşmesinde açıklık kazanabilir...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle