Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 NİSAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yıllarca sustuktan sonra bugün medyaya belge yağdıranlar, çıkar ortaklığmın yarattığı panik havasındalar
'Sıısanlar' da sorguLanmahOKTAY EKİNCİ
Yolsuzluk savlan nedeniyle hakkmda
"gıyabi tutuklama" kararı verilen eski
Şişli Belediye Başkanı GülayAshtürk ıçın
yakın geçmişteki "siyasi yandaşlanndarT
bile gazetelere "belge yağmunT yağıyor.
Daha birkaç ay öncesine kadar aynı Gü-
lay Aslıtürk'ü "övgü dolu" biçimlerde
haberlerinden eksik etmeyen kimi medya
gruplan da bu belgelere dört elle sanlıp
"şok" yayınlar yapıyorlar.
Tıpkı, yine şu son zamanlarakadar Şiş-
li Belediyesi'ndeki yönetime ve kararla-
ra "ortak" olan siyasetçilerin, aslmda bir-
çok şeyi bildikleri halde I994'ten bu ya-
na hep "sustuklan" gibi...
Asİınabakılırsa. Gülay Aslıtürk'k ilgi-
li ilk tartışmalar, 1989-1994 döneminde-
ki "Çataka Belediye BaşkanlığT yıllann-
da başlamıştı. Özellikle "imaria" ilgili
uygulamalannda büyük "arazi spekülas-
yonlanna" ortam hazırlayan kararlar ne-
deniyle Mimariar Odası'nın ve yöredeki
duyarlı gruplann dile getirdikleri eleşti-
riler, aynı yıllarda Cumhuriyet gazetesin-
de de hep haber konusu olmuştu.
Ömeğm tanm alanlannda ucuza kapa-
tılan arazilerin bir süre sonra "imar planı
içine abnarak" yapılaşma alanlan haline
dönüştürülmesi, Bayındıriık Bakanb-
ğı'nca da ilerleyen yıllarda "tefüş" edil-
miş, ancak 1994 yerel seçimlerine kadar
bu teftişler "sonuçlanmadığT için her-
hangi bir işlem de yapılmamıştı. Köylü-
den toplanan arazilerin "bekdiye medisi
kararlanyla" bir çırpıda "imar parselle-
rine" dönüştürülmesi öylesine yüksek
rantlar yaratıyordu ki bundan yararlanan
hemen her siyasi görüşten yatınmcı çev-
reler, Gülay Aslıtürk'ün etrafında bir
"sevgive propaganda çemberi" oluştum-
yorlardı...
Nitekim, bu geniş desteğin yarattığı
"politik yakınlaşmalar" içerisinde örne-
ğin dönemin Başbakanı Sükyman Demi-
Mesut Yılmaz bdki de olan bitenin farkınday dı ama ANAP'lı bayan belediye başkanı o denli popülerdi ki..
rel bile Büyükçekmece su havzasındaki
"imara yasak" bir arazide kurulmak iste-
nen özel serbest bölgenin temel atma tö-
renine Gülay Aslıtürk'le birlikte katıldı.
Son yıllann en büyük "arazi ve imar spe-
külasyonu" olan bu yatınma gerçı Bakan-
lar Kurulu özel izin vermişti ama, aynı
arazilerin yine köylüden ucuza alınıp yük-
sek değerler taşıyan bir yatınm arsasına
çevrilmesinde Çatalca'nın popüler bayan
başkanının "önderliği'' herkesce bilini-
yordu...
Aynı yıllarda, özellikle Tansu Çiller'ın
yükselişine koşut olarak "ildnci kadınpo-
Btikacr misyonuyla da övgüler alan Gü-
lay Ashtürk hakkında, mimarlık ve şehir-
cilik çe\Telerinden yükselen eleştirilere
ise Cumhuriyetdışmdaki gazeteler ya hiç
yer vennediler, ya da ender olarak "kısa
haberfcr" içinde geçıştirdiler.
Böylece 1994 yılına gelindiginde, Ça-
talca"daki "başanlı" bir bayan belediye
başkanının Şişli'de Fatma Girik'in karşı-
sına rakip olarak çıkartılmasında "kamu-
oyu" da artık gereken şekilde yönlendiril-
mişti. O yıllardaki soyadıyla Gülay Atığ,
politikadaki yükselişini "varoşlardan" ls-
tanbul'un göbeğine taşırken. yine Çatal-
ca'daki özellikle "imarla ilgili deneyimle-
rini" de toprak rantı çok daha yüksek olan
Şişli'ye aktarmış oluyordu...
Şişli'deki 1994-1997 döneminin de en
"kârakteristik" konusunun yine "imar"
içerikli olması, bir bakıma siyasetle bir-
likte rant operasyonlannda da daha yuka-
n değerlere doğru
tt
yûkseHşm" bir göster-
gesiydi.
Daha göreve başladığının ilk yıllann-
da bu ilçeyi "tstanbuTun ManhattanT
yapacağını açıklayan Gülay Ashtürk, iler-
leyen yıllarda "Şişli 2020" projesini de ay-
nı anlayış üzerine kurarak. yerli ve yaban-
cı rant çevrelerinin gözdesi oldu.
Yine bu "gökdelen yağmasma" karşı
da duyarlı çevTelerin ve meslek odalan-
nın yoğun eleştirileri -az sayıdaki bazı kö-
şe yazarlan dışında- medyadapek yer bu-
lamazken, Gülay Ashtürk bu kez "laik
bir kadın başkan" kimliğiyle de özellik-
le RP'li Büyükşehir ve ilçe belediyeleri
karşısmda başka bir "değer" kazandı.
Çatalca ve Şişli'de işte böylesi bir "rant
belediyecfliğinin" doruktaki örneğini ya-
şatan Gülay Aslıtürk'ün yine bütün bu i-
mar planı oyunlannda aslında "her Udbe-
lediye mectis üyeterinin" de onaylan ve
imzalan bulunuyor.
Örneğin, Çatalca'da 1994'e kadar ger-
çekleştırilen ve büyük çoğunluğu "arazi
ranü yaratma" amacı taşıyan imar planı
ilaveleri ve değişiklikleri hep "meclis ka-
ranyla" >r
ürürlüğe girdi. Benzer şekilde
Şişli 2020 projesinin hemen tüm planla-
ma aşamalannda da bu kez meclis ve en-
cümenin katılımı ve hatta " aktif desteği"
vardı.
Bütün bu "ortakolunan" kararlarla tril-
yonlarca liralık rantlar yaratılırken Gülay
Aslıtürk'ün böylesi bir imar politıkasına
"dur" demeyen siyasal kadrolann, bugün
yine aynı Aslıtürk'ü mahkemeden önce
yargılamaya başlayan medyaya "belgeta-
şımaya" başlamalan acaba nasıl tanımla-
nabil'ir?
Yine Çatalca yıllanndan bu yana kamu-
oyunu uyarmaya çalışan ve davalar aça-
râk mücadele eden Mimariar Odası'nı "si-
yaset yapmakla" suçlayanlar, şimdi ken-
di siyasi davranışlanmn "gerekçesini" na-
sıl açıklayabilirler?
Benzer şekilde 1989'dan bu yana Gü-
lay Aslıtürk'ün "imar hırsınT hep gözar-
dı edip, onu "popüler" kılan ve başanlı
gösteren abartılmış habeTİeri ardı ardına
sıralayarak gösterişli yerel "iktidanna"
desteİc olan kimi medya gruplannın da
bugünkü tam tersi tavırlan. acaba "yakm
geçmişlerini afFettirmek" için midir?..
Tüp geçişinfinansmanıkendindenANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'un ula-
şım sorununa köklü ve kalıcı çözüm getırmesi planla-
nan "Demiryolu BoğazTüp Geçişi Projesi"nin gerçek-
leştirilmesi durumunda, ulusal ekonomiye 1997 fiyat-
lanyla yıllık 1.5 milyar dolarlık yarar sağlayacağı he-
c^p^Hytı j. jnih/ar25Qjniryon dolara mal olacakpro.-
jenın, İ yrlda kendini fınanse edeceği belirtildf. • '
AvTupa ile Asya'yı birbirine bağlayacak Demiryo-
lu Boğaz Tüp Geçişi'nin ön etüdü 1982-83 yıllannda
hazırlandı. Tüp geçişin, ana hat trenlerinin yanı sıra
kent içi ulaşımına da hizmet vermesi durumunda ve-
rimli olacağı belirtilen çalışma doğrultusunda Bakan-
lar Kurulu, lstanbul'un ulaşım sorununa kalıcı ve uzun
vadeli bir çözüm üretmek amacıyla projenin yapımı-
na karar verdi. Alınan karara koşut olarak "Marmara
Bölgesi ve lstanbul llaşım Etüdü. İstanbul Metrosu ve
Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi Pızibilite Etüdü ve Avan
.Pngeteri" yaklaşık 4 yıllık bir çalışmanın ardından ta-
' mamlarldı. Bu dönemde yapılan ulaşım etütlerinin gün-
celleştirilmesi sonucu, lOmilyonuaşkmnüfusuve 1.6
milyonu bulan kayıtlı motorlu araç sayısı ile tstan-
bul'un ulaşım sorununun metro ve boğaz demiryolu
tünelinin birlikte yapılması ile kalıcı çözüme kavuşa-
cağı kaydedildi. Uzun bir süre raflarda bekletildikten
sonra bir bütün olarak 1995 yılında yeniden ele alınan
projede bazı düzenlemeler yapıldı. 3. köprüyü destek-
leyen Bayındıriık ve İskân Bakanı YaşarTopçu ile tüp
geçişin ısrarlı takipçisi olan L'laştırma Bakanı Necdet
Menzir'i karşı karşıya getiren projenin avantajlan da
şoyle:
• Me>cut boğaz köprülerinin yükü hanfle>ecek.
• 1996 yılında yapılan ulaşım erütlennde boğazlar-
da 2015 yılında yolculuk isteminin saatte bir yönde 65
bin yolcu olacağı belirlendı. Proje, saatte bir yönde
lOObin kişiye hizmet verecek şekilde planlandı.
• tstasyonlarda düzenlenen otoparklaria, otomobil
sahipteri için rayh sistem cazip hak getirikcek.
• Havakirliliği azalacak, enerjide sağlanacak tasar-
ruf sonucu ulusal ekonomiye yıllık 87 miryon dolarkat-
kı sağlanacak. Yol ve araç bakımı ile kazalann azal-
ması sonucu yılda 67.5 milyon dolartasarruf edilecek.
• Vlaşımda önemli ölçüde zaman tasamıfu sağta-
nacak. Örneğin 170 dakikada alınan Gebze-Halkah
arasındaki mesafe 100 dakika\a indirilerek, 70 dakika-
uk zaman tasamıfu sağlanacak. Ydlık zaman tasarru-
fu 565 mflyon dolar olarak hesaplanıyor.
• Asya-Avrupa demiryolu bağlantısı kesinnsiz ola-
cak.
Köy Enstitüsü mezunu. eğitimci Abdülkadir Başara
'Köy Enstiliileri
demokrasi okııhmhv
YUSUFZtYAAY
~KöyEnstitüleri'ndedemokratikeğitim
vardL Öğrenciler köyde, küçük vaşta de-
mokrarik >aşam biçimini yaşayarak öğre-
nirdL" Bu sözler, köy çocuklantu Cumhu-
riyetin idealist öğretmenleri haline getiren
58. yıldönümü
kutlanıyor
Haber Merkezi - Köy Enstitüleri'nin
58. kuruluş yıldönümü çeşîtli etkinlik-
lerle kutlanıyor.
Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönü-
mü dolayısıylabir açtklama yapan Mil-
li Eğıtım Bakanı Hikmet nuğbay, her
ülkenin eğitim tarihini şekillendiraa ve
iz bırakan kurumlar olduğunu belirtti.
Uluğbay. "Köy Ensrirüleri, faaliyet gös-
tErdikleri 13 vü içinde yetlştirdikleri 17
bin341 köyöğretmenl8bin675eğıtmen
ve bin 248 sağük memuruyla vatandaş-
lanmıza büyük hizmeder götürmüşter-
dir'dedi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
(ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tûr-
kin Saylan, Kadıköy Belediyesi ve ÇY-
DD tarafindan Kadıköy Belediyesi Ev-
lendirme Dairesi'nde düzenlenen 'Ku-
ruluşunun 58. Yılında Köy Ensdtûferi
veEğfömimiz' konulu toplantıdakonuş-
tu. Saylan, 1946'yla başlayan süreçte
cumhuriyet ilkekrinden verilen ödün-
lerle Köy Enstitüleri'nin kapatıldığmı
söyledi. EğitJmci Yazar Dursun Akçam
da. Köy Enstitüleri'nin, Mustafa Kemal
düfârruzrninin yazdıgı bir destart oldu-
ğunu belirterek enstitülerin karanlık
köylere ışık getirdiğini kaydetti^ Kadı-
köy Belediye Başkanı Selami Öztûrk
ise "Bu ülkede terörü yaratanlar Köy
Enstitükri'ni kapatanlardır" chye ko-
nuşru.
İzmirOniversiteleri Öğretim Eleman-
lan Derneği (İZÜNİDER), Eğıt-Der h-
mir Şubeleri, DEÜ Buca Eğitim Fakül-
tesi ve Titn-Der tarafından ortaklaşa
'Köy Enstitûleri' konulu panel dûzen-
lendi. Panelin açıhşrnda konuşan IZÜ-
NÎDER Başkanı Prof. Dr. Hamza Bulut,
17 Nisan 1940'ta kurulan ve Türk eği-
timinde önemli bir yer tutan Köy Ensti-
tüleri'nin, cumhuriyetin en önemli vc
en başta gelen yapıtı olduğunu söyledi.
Köy Enstitüsü mezunu. eğitimci Abdülka-
dir Başara'ya ait. Cumhuriyet Aydınlan-
ması'nın çağdaş eğitim kurumlan olan
Köy Enstitüleri'nin yükseğinden mezun
olan emekli öğretmen Abdülkadir Başara
bugün 72 yaşında ve hâlâ o günlerin coş-
kusunu yaşıyor. Başara, Samsun Ladik Ak-
pmar Köy Enstitüsü'nün ardından Hasa-
noğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nden me-
zun olmuş. Gezici başöğretmenlik ve mü-
fettişlik hizmetini 36 yıl sürdürüp emekli
olan Abdülkadir Başara "Bugünkü türban
meselesi, Köy Enstirülerinin kapatılmasıy-
la açılan imam-hatip liselerinde \erilen ge-
rici egitimle ortaya çıktı. Köy Enstitüsü ku-
şağuıdan gerici çıkmamıştır" diyor.
Başara. Köy Enstitüleri'nin çıkış nokta-
sını da şöyle özetliyor:
"Okur-yazar oranı o yıllarda çok düşük-
tü. Köylü olmayan ögrermen okulu mezun-
laru köye öğretmen olarak atandıklannda
uyum sorunlan yaşıyorlardı. Kurtuluş Sa-
vaşı'ndan sonra iyice yoksuüaşan köylerin
kalkmması gerekiyordu. Ülke nüfusunun
yüzde 80'i köylüydü. Köy Enstitûleri. köy-
lüye mesleki beceri kazandınrken, genel
külturünü > ükseltti. Köylü, köyündeçahşı-
yor. kente göç etmek için bir nedeni kalmı-
yordu."
Köy Enstitüleri'nin, eğitimde firsat eşit-
liği yaratırken, toplumsal smıflar arasında-
ki derin uçurumu önledigine inanan Abdül-
kadir Başara "Enstirüler, herkesi üretime
katardı. Bütünyörelerin külturünü, folklo-
runu öğretir, ülkenin dört bir yanından ge-
len köylü çocuklan kay naştırırdı. Ulusal
külrür biünci yaraördı" diyor.
Emekli öğretmen Hakinıe Başara ise
Abdülkadir Başara'nın 50 yıllık eşi. Eşi gi-
bi Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsü
mezunu. Hakime Başara, "Köy Enstitüle-
rinde kendimiz üretiyor ve ürettiklerimizi
tüketiyorduk. Öğlene kadar ders yapıyor-
sak, öfleden sonra üretime yönelik çâlışı-
yorduk. Tarlada, bağda. bahçede her şeyi-
mizi kendimizüretiyorduk- Atölyemiz \ur-
dı. Başımızda da öğretmenimiz. Okul arka-
daşlannıızın yamasuıa kadar kendimiz ya-
pıyorduk" derken o günleri yeniden yaşı-
yor.
Kız ve erkek öğrencilerin, Köy Enstitü-
leri'nde köydeki genel eğilimin aksine bir
arada eğitim gördüklerini belirten Hakime
Hanım. "Bu nedenle arkadaşuklanmız çok
iyiydi. 50yıl sonra bile bu arkadaşhklanmız
devam ediyor" sözleriyle bu kurumlann
üreterek çoğaltılan sıcak dostluklannı dile
getiriyor.
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
1998 SEDAT SİMAVİ ÖDÜLLERİ
9 dalda venlecek ödül tutan nct 3.600.000.000 lıradır. Ödül 9 dalda eşit olarak paylaştınlacaktır.
Kışıler; kendıleri aday olabileceklen gıb\, öğretim kurumlan. mesleki kuruluşlar, Sedat Simavı
Ödüllen On Araştırma Kurulları ve kışilerce de aday göstenlebılecektır.
FEN
BİLİMLERİ
Fızık. kıinya. matematık.
ieoloj>. botamk. zooljı.
astroııomı. gıbı tVn bılım-
lerı dallarından bırındc
öncmlı bir bulu^u gerçek-
leştıren va da araşıırma
\e çalışmalarıyla bu bı-
lımlenn cvrensel gelış-
mesıne katkıda bulunan
adaylara aı;ıktır. Yayın-
lanmıs monograHk ınce-
leıneler vc doçentlık K7-
lerı ûdüle aday ulabıhr.
SEÇİCİ KIRUL:
Prof Dr YusufAVC!
Prof Dı AvaJısHANCTNLIYAN
Prof Dr Miih.il IDEMEN
Prof Dı Zc>nepıknÖNS\N
ProfDr ŞelikSÜZER
Prof Dr ErdoğanŞUHLBI
Pıof Dr ErgunTOCROL
SAGLIK
BİLİMLERİ
Tıp. eczacılık. dış hckım-
lığı gıbı ınsan sağlığiyla
ılgılı alanlarda önemli bir
buluşu gerçekleştıren ya
da araştırma ve çalışmala-
nyla bu bılunlerui evren-
sel gelışmesıne katkıda
bulunan adaylara açıktır.
Başvurulara, "Sağlık
Bıhmlerı Ödülü Başvuru
Formu" eklcnmelıdır
SEÇİCİ KURUL:
Dr UmıtAKER
Prut" Dr Kurionaz ALTUĞ
Da; Dr HaBBAHÇBCiOĞLU
Dr Gurbuz BARLAS
Prof'Dr GünnorERTEM
Dr Fubun S.VYF.K
ProfDr ErgınSENCER
Pruf Dr YUCEL TANGUN
Prof Dr. H.ısan YA/.ICI
GORSEL
SANATLAR
Son bu yıl ıçınde re^ıni.
heykel. seramık. gravûr.
grafik sanatları alanında.
>urt ıı;ınde ya da yurt dı-
şında bir sergı gerçekleş-
tırmış sanatçıtaı veya
tûzel kışıler aday ulabılır
ya da gösterılebılır. Baş-
vurulara 10-20 adet kaset-
lenmı^ 35 mm 'lık dıa ve-
ya aynı sayıda renklı fu-
toğraf eklenmelıdır.
SEÇİCİ KURUL:
Pmf Ben! ANILANMERT
Prot TomurATAGÖK
Prol Neş'e ERDOK
Mehmet ERGUVEN
Prof. Husameltm KOÇAN
Atılla OZSEVER
EDEBIYAT
Şur. hıkayc, roman. oyun,
anı. gezı. deneme. eleştın.
ara^tırma ve edebıyal tanhı
türundekı eserler kaiılabı-
lır Aday gostcnlecek kı-
taplarm. son bir yıl ıçınde
yayınlanmış olması gere-
kır Basılmamı$ cscrlcrle
de ödüle kaıılmabılır Tek
bir şur, tek bir hıkaye \ eya
lek bir deneme ile odüle
başvurulamaz
SEÇİCİ KURUL:
Fusun AKATL1
ProfDr CevatÇAPAN
Vedat GUNYOL
Doğan H1ZLAN
Prot Dr Fahır İZ
Ünal SAKMAN
Hılnıı YAVUZ
Odül. sporun hcı dalına
açıktır. Son bir yıl ıçınde
ülke çapında en onemlı
ve en üstiın başarıvı
sağlamış olan sporcuya,
takıma veya bir spor
adamına veıılır Anıalöı
sporculann başarıları
tercıh edılır
SEÇİCİ KURUL:
Nezıh ALKIS
ürhan AYHAN
Togay BAYATLI
Prof Dr Kaya
CİLINGIRÖĞLU
Jertl FIRATL1
Altıla GOKÇC
Dorân KOLOĞLU
Necnıı TANYOLAC
Hıncal ULUÇ
GAZETECILIK
Gazetecılık ödiilü ıçın
kışıler. makale, haber.
roportaj. dızı yazı. sayfa
diızenı. haboı
fotoğraflan. karıkatür
gıbı son bir vıl içinde
yayınlanmış guncel eser-
lerle aday olabılırler
SEÇİCİ KURUL:
Kenaıı »MUN
Nezııı DEMIRKENT
Orhan ERİNÇ
rehmı KORU
Gunsîür MENGI
Allan OYMEN
Ertuğral Ö7KÖK
UylaTAVSANOGLU
SeçkınTURESAY
RADYO TELEVIZYON ^M SOSYAL BİLİMLER
Bu bolumde radyo \e lele-
wı\on dalUnna ayn a>rı
odül verılecekıır Radyo ve
televi7yon wın hazırlanmış
ve son bir yılda ya\ınlanmı>
bütun programlar [tek \eya
dızı olarak ) (xlule ada> gos-
lerılebılır Yayınianan tele-
vızyon eierlerının yönetmen-
lerı. Radyo dalında ıse ya-
pııncı. yAca \e yoneımenler
ortak hazırladıkları bir eserle
aday olabılır
SEÇİCİ KURU:
Mılla MCSOV
OnunATANUN
ProfDr Yılmaz BUYUKERŞEN
ProfDr NuketGLZ
Orhan OLCAY
MahmutTalıONGÖREN
Zıya OZTAN
ŞakırSUTF.R
<\>han YETKNFR
Sosyolojı. sosyal psıkolojı
antropolojı. sıyaset bılımı.
sosyal polıtıka. sosyal ısla-
lısiık. hukuk. iktibat, tanh
dallarında bılımsel çalışma
yapan ad.ıyUr katılabılu
Çalı^maların vurdumuzun
sorunlanyla ılgılı olmalan
tercıh edılır Yayınlan-
mamış eserlerle de ödule
aday olunabılır
SEÇİCİ KURUL:
Zafer ATAY
ProfDr Toktamıs ATES
Prof Dr Sema ERDfcR
ProfDr EmreKONGAR
ProfDr lorma KUÇURADİ
ProfDr AhmetML'MCU
Prof Dr Çetın ÖZEK
ProfDr MümlazSOYSAL
UmurTALU
* Sedat Sınıa\ı Ödullerı ııe aday olabılnıek ıçın Turkıye Cunıhurıyetı vatanda^ı ulnıak zoruniudur
* Fen ve Sağlık Bilımlen dallarında eserlenn son 5 yıl ıçınde (I 10 1993-30 9 1998 tanhlen arasında). dığer dallarda ise son bir yıl ıçınde
(110 1997-30 9 1998 lanhlcrı arasında) yayınlanmış. gerçeklestınlmış veya sergılenmıs olması gcrcknıektedır
* Kljsık ders kııaplan. lısans. lısansüslu ve doktora lezlen veya ıtaha once ulusal yanşma ve odullendırmelere katılnıı^ eserler. derece almış ol-
sun veya olmasın ada> olanıaz
* Adaylar bır dalda ve o dal ıçınde bir konuda. bir eserle başvurabılır
* Kolektıf çalışmalar, odül yoııetnıelığındekı ılgılı maddeye uyulmak koşuluyla aday olabılır
* Ölmui. kı^ıier aday gostenlernez Adaylık ıçın başvurmus veva adaylığı ılen surulnıu^ bır kışı adayhktan sonra olmüş ise, degcricndımwye alı-
nır kazanırsa uılul tutan ya^al mırasçılanna odenır
* Belırlı yazılı eserlerie (Fen ve Sağlık Bıhmlerı Ödullerınde yayınlanrnı; ya da yayına kabul yazısı olmalı) ödulc ba^vuracak veya aday gosterı-
lecek kışının, bu eserlennden basılmı^ ıse. (Edebıyaı \e Sosval Bılımler Odullermde) kıtap oiarak. degıl ıse. ıkı aralıklı olarak daktıloyla ya da bıl-
gısayarla ya?ılmı$ \e çoCalıılnıış. Sosyal Bıiımler. Sağlık Bilımlen ve Gazetecılık Ödullennde 10. Fen Bılımlerı ve Edebiyat Odüllennde 8 ade-
dının (Televizyon Ûdulunde 1 adet \'HS ka^etın. Radyo Ödulünde 10 adet ses bandının. Gorsel Sanatlar Ûdulunde S. Spor. Radyo ve Televızyon
Ödullerınde 10 adet bılgı yazısının. ayrıca Gorsel Sanatlarödülunde dıa veya tbtoaraflann) kısının aynı sayıda ozgeçmış jazısı ve 2 adet toloğrafı ile bir-
likte odul sekreterlığın&ııondenlnıesı gerekır
* Fen. Sağlık ve Sosyal Bılımler dallarında yabancı dılde yayuıianmı^ eserle de başvurulabıhr Bu dunımda eserle beraber çalışnıavı tam olarak
anlatnıak kaydıyla en fazla 5 sayfalık Turkçe ozetının de verılnıesı gerekır
* Adavlık ıçın baş\unıu süresı 3ü Eylul 1998Çaı>arnba guııü saaı 17 00'de sona erer Postadakı gecıkmeler kabul edılmez
* Vıdeo bant (Televızyon dalındat. dıa ve fotogranar (Görsel Sanatlar dalında) dışında odul ıçın gonderilen eserler lade edılniez
•Ödul Yonetmelıgı ve "Sağlık Bilımlen Öduûi Başvuru Fı>rnıu- Sedat Smıavı Ödullerı Sekrelerlıği'ııden. 0.212 513 84 58 - 511 08 75 telefon
vadaO 212 5H 84 57
faks numaralanndan Ktenebılır
SÇDAT SİM \\ İ Ö D C L E R İ SEKRETER1.IĞİ
BasınMuzisı DnanjolııCad No84 34410 Cembertıtas İSTANBUL
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Mücadele Biçimi
Kurban derilerinın Türk Hava Kurumu'na bağış-
lanması çerçevesindeki tartışmalar ve uygulama-
lar, hiç de hoşuma gitmeyen boyutlara ulaştı. "La-
ik cumhuriyeti koruyacağız" derken; insanların en
basit demokratik haklanndan biri olan, "bağışla-
ma" hak ve özgürlüğü ciddi bir biçimde zedelendi.
Ve acısını daha sonra hissedeceğimiz, derin bir ya-
ra aldık. Bunun hiç gereği yoktu.
Bunun bile ne derecede demokratik olduğu tar-
tışılabilir ama, Kurban Bayramları'nda deri "topla-
ma" yetkisinin, salt THK'ye verilmesi konusunda el-
bette bir itirazım yok. Zaten başka dernek, kurum,
vakrf vb. örgütlerin mahalle aralannda deri toplama-
ya "sıvanmalan", sağlık açısından dayanlış bir şey.
Fakat Adalet Bakanlığı Ceza Işlen Genel Müdü-
rü Abdülvahap Erkan'ın bayram öncesi yayımla-
dığı "genelge "yi, ıçime sindirmem mümkün ola-
madı."... Su kişi ve kunıluşların deri toplamalarıya-
sak olduğu gibi, vatandaşlann kendilerine getire-
cekleri kurban derisi ve bağırsaklan kabul etmele-
h de suçtur... Ve altı ay hapis talebiyle yargılana-
caklardır."
Hiç böyle yasak olur mu? Mahalle aralannda de-
ri toplamayı yasaklamanın bazı gerekçelerı olabilir
ama, vatandaş istediği "şeyi" istediği "yere" bağış-
lar. Buna, devlet dahil kimse karışamaz. Devletin
burada yapabileceği tek şey vardır, o da bağış ya-
pılmak istenen "yer"in yasal bir kuruluş olmasının
denetlenmesidir.
Laik cumhuriyetımize düşman kimi şeriatçı kuru-
luşlann, kurban derileri sayesinde her yıl birkaç tril-
yon kazandığı söylenir. Doğrusu bu hesaba pek ak-
lım ermiyor. Türkiye'de kurban bayramlarında ke-
silen hayvan sayısı, bir yıl boyunca kesilen hayvan
sayısının onda biri. Yıl içinde kesilen diğer hayvan-
lann derileri acaba kime gidıyor?
Kaldı ki; şeriatçı örgütlere birkaç trilyon gitnıesin
diye bu denli "zortamacı" olmanın mantığı var mı?
O "cephede" dönen paraların miktan, maalesef
yüzlerce trilyonla ıfade ediliyor. Hal böyleyken, bir-
kaç trilyon için, demokrasimizi böylesine gölgelen-
dirmenin ne gereği var? Amaç Atatürk'ün kurdu-
ğu Türk Hava Kurumu'nu kollamaksa, bunun baş-
ka yollan da bulunur. Ayrıca, Atatürk'ün kurdurdu-
ğu diğer kurumlar konusunda kimsenin kılı kıpırda-
mıyor.
Omeğin, Türk Dil Kurumunu da Ataturk kurdur-
muş ve Cemiyetler Yasası çerçevesinde kurulma-
sını özellikle istemişti. Ve THK'den farklı olarak mi-
rasından da pay sahibi kılmıştı. Aynı şey Türk Tarih
Kurumu için söz konusuydu. Şimdi her ikı kurum
da "devlet dairesi" oldu ve Atatürk'ün mirası "de-
lindi". Kurban derileri konusunda mangalda kül bı-
rakmayanlann, bu konularda çıtı çtkmıyor.
Bugün kimi yerel yönetimler, "eğıtım bursu" adı
altında her yıl trilyonlar dağıtıyorlar. Bu bursların ki-
me ve hangi ölçülerie verildıği belli değil. Belediye-
ler hiç üzerierine vazife olmayan bu konuda, ken-
dilerine bağlı bir militan kadro yetıştıriyortar. Yerel
yönetimlerde parasızlık nedeniyle aksayan bır sü-
rü iş var. Ama onlar paralannı bu işe tahsis edebi-
liyoriar. Ve bence kurban derilerinden çok daha
önemli olan bu işe kimse müdahale etmıyor.
Türkiye'de "şeriafçı"lann en büyük propaganda-
lan, "Müslümanlann zulüm altında olduğu" ve
"Müslüman gibi yaşamalarının engellendiği"ö\r.
Garip bir "sado- mazoşizm"ü\r bu. Zira doğru de-
ğildir. Fakat bir kısmı, bunun doğru olmadığını bile
bile dillerinden düşürmezler. Ve işin kötüsü; genel-
likle cahil bir kısmı da bunun gerçekten doğru ol-
duğuna inanır. Istiklal Mahkemeleri'nde yüz binler-
ce insanın asıldığına, Atatürk'ü Samsun'a götüren
Bandırma Vapuru'nun Tıtanic'ten büyük olduğuna
inananlardır bunlar. Tek yanlı bir propagandanın
elinde, düşünmeyi unutmuş insanlardır.
Yukandadeğindiğim "genelge", bu ınsanları kan-
dırmayı kendilerine misyon edinmiş insanların elle-
rine büyük bir koz verdi. Değer miydi buna?
Bu tür insanlartatartışmalanmızda başörtüsü me-
selesi, bizim "yumuşak karnımız"d\. Buna bir de
kurban derilerini istediği yere bağışlayamama ko-
zunu eklemenin ne gereği vardı. Abdülvahap Erkan
Bey danlmasın ama, genelgeyı ilk okuduğum za-
man "Bunu yayımlayan insan, davamıza kötülük
etmek istiyor" diye düşünmüştüm.
Türkiye'deki şeriatçı örgütlenmeyi durdurmak ya
da en azından zayıf düşürmek için çalışmak zorun-
dayız. Ve eminim ki; kurban derilerinin o kuruluşla-
ra gitmesini engellemeye çalışanlar da bu şeriatçı
örgütlenmenin gücünü kırmak istiyorlar. Ancak bu
yöntemin yarardan çok zarar getireceğinin endişe-
si içindeyim.
Insanlann demokratik özgüriüklerine engel ola-
rak laik cumhuriyet korunamaz. Ataturk düşünce-
si sevgiye, çağdaşlığa, özgürlüğe ve halk egemen-
liğine dayanır.
Atatürkçülükle, dayatmacılığı karıştırmamak ge-
rekir. En azından ikincil konularda.
Üniversitelerdeki
kontenjanlar arttı
ANK4RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yükseköğretım
Kurulu (YÖK), 1998 yılı
kontenjanlannı arttırdı. Dev-
let üniversiteleri kontenjan-
lan geçen yıla göre yüzde
9.7 oranında arttırıhrken ta-
lebi azalan KKTC üni\ersı-
telerinin kontenjanlan azal-
tıldı.
YÖK genel kurulunun
dünkü toplantısında, Öğren-
ci Seçme ve Yerleştirme Sı-
navı (ÖSYS) Ikincı Basa-
mak Kılavuzu görüşüldü.
ÖSYS Başkanı Dr. FethiTo-
ter toplantı sonrasında yap-
tığı açıklamada. ünıversite
kontenjanlannın geçen yıla
göre yüzde 9.7 oranında art-
tınldığını bildirdi. Öğrenci-
lerin ÖYS'ye başvururken
yurtlar için de tercih yapabi-
lecegini belirten Toker.
"Yurtlara yerieştirme>i Kre-
di ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğü betirteyecek. Bu
konuda kılavuzda gerekli bil-
gfler yer alacak" dedı.
Genel kurul toplantısında
bazı fakültelere dekan ata-
malan da yapıldı. Abant Iz-
zet Baysal Ünnersıtesı Ikti-
sadi Idari Bilimler Fakülte-
si'ne Prof. Dr. Uğur Eser.
Dicle Üniversitesi Hukuk
Fakültesi'ne Prof. Dr. \>dın
Türkbal. Ege Cniversıtesı
Su Ürünleri Fakültesıne
Prof. Dr. İsmetÖzel. Erciyes
Üniversitesi Nevşehir Iktisa-
di ve İdari Bıhmler Fakülte-
si'ne Prof. Dr. Rıfat Yddız,
Erciyes Üniversitesi Veteri-
ner Fakültesıne Prof. Dr.
NejatAydın. Gaziantep Üni-
versitesi Iktısadi ve İdari Bi-
limler Fakültesi'ne Prof. Dr.
HakkıÖzsabuncuoğlu. Mer-
sın LnıversitesiTıp Fakülie-
sfne Prof. Dr. Uğur Oral.
Mimar Sinan Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi'ne
Prof Dr. Nur Alkış. Musta-
fa Kemal Üniversitesi Vete-
riner Fakültesi'ne Prof. Dr.
Hikmet Ünsüren, Osman
Gazı Ütuversıtesı Tıp Fakül-
tesıne Prof. Dr. Erol Gök-
türk eetirildi. -•