Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 NİSAN 1998 CUMARTESİ •••• CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURK1YE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
22
22
24
21
25
25
27
25
Sınop PB 18 Adana A 25
Samsun PB 17 Mersin A 26
Trabzon Y 18 Diyarbakır Y 21
Giresun PB 18 Şanlıurfa PB 24
Ankara Y 20 Mardin
Eskişehir Y 22 Siirt
Y
T
Konya PB 23 Hakkâri Y 15
Sıvas PB 21 Van Y 14
Zonguldak PB 18 Antalya A 27 Kars Y 17
Doğu Karadenız. Do-
ğu Anadolu, Güney-
doğu Anadolu'nun
doğusu ıle Batı Kara-
denız'in iç kesımlen,
Iç Anadolu'nun ku-
zeybatısı, Trakya, Af-
yon ve Kütahya çev-
releri sağanak ve
gökgürültülü sağa-
nak yağışh, ötekiyer-
ler az bulutlu ve açık
geçecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
Y
Y
PB
Y
Y
Y
Y
b
8
8
13
13
13
12
12
Münih Y 12 Zünh
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
PB
Y
Y
PB
Y
A
13
14
12
13
10
11
15
22
Y 12
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
Sam
b
A
A
Y
Y
Y
Y
A
A
1U
30
8
23
23
22
24
28
?6
Paryajı bulutlu Sısiı Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmuriu Karlı Sulu kar , GOK gurultulu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
birbiriyle ters düşen iki önemli siyaseti birlikte gö-
türmeyi, doğrusu CHP, 9 aydır başanyla yürütüyor.
Baykal'ın bu konudaki tanımı yerinde:
Ne çare, "bağrımıza taş basarak" diyor.
Bu siyasal çizginin -Ecevit gibi- CHP'ye çok şey
kazandırdığını söyleyerek elimi ateşe sokmak is-
temiyorum. Ancak sağduyu sahiplerinin bir yargı-
sı var ki, ona katılmamak olanaksız.
Diyorlar ki: "CHP, belki parti olarak fazla bir ka-
zanç elde etti veya etmedi. Ama, siyasal bir parti
olarak 'ötekilere' örnek olacak bir çizgide yürüme-
yiyeğledi. Siyasetin dar sokaklarda dolaştığı şu sı-
ralarda ülkeye olumlu katkılarda bulunmayı başar-
dı."
Bu yargı doğruları yansıtıyor, şu nedenlerden:
Hemen her siyasetçiyi kısır akli yetenekleriyle
ölçen Şaibe Hanım, CHP'yi bir iki gidip gelme, el
sıkıp gülümsemeyle önce hükümeti düşürmeye,
sonra erken seçime kandıracağı sanısıyla ortalık-
ta dolaştı, durdu.
Ama Baykal, hemen her açıdan 1998'in "temiz-
lik yılı" olmasını dileyen görüşlere yeşil ışık yaktı.
Yılmaz'dan sonraki basın toplantısında CHP'nin
"dayatması" gibi gösterilmek istenen 1998'de er-
ken genel seçim beklentilerini boşa çıkardı.
Hükümete önemsenecek bir öneri götürdü:
Bu yılın kalan aylannda yapılması artık koşulla-
şan işleri bir "takvime bağlamaktaki" zorunluğu
kabul etttrdi.
Elbette, iş takviminde hükümetlere özgü, örne-
ğin enflasyonun düşürülmesi, örneğin Güneydo-
ğu'daki sosyal ve ekonomik yapılanmanın ilk te-
mellerinin atılması gibi uygulamalar yer almıyor.
Şaibe Hanım yaygın isim
Iştakvimi; bugünlerde karşı çıkılmayan olası er-
ken seçimi doğru düzgün, adaletli bir yapıyla ger-
çekleştirmeyi öngören çalışmaların başlatılmasını
ve mutlaka sonuçlandırılmasını içeriyor.
Yapılması gerekli işlerin başında dış ülkelerde
çalışan milyonlarca seçmenin oy kullanması geli-
yor. Şu ya da bu yönleriyle seçim yasasında, hat-
ta Siyasal Partiler Yasası'nda gereken değişiklik-
leri yapmak ön sırada yer alıyor.
Yılmaz'la Baykal'ın anlayış birliğine ulaştıklan,
hatta çözüme ulaştırdıkları da diyebiliriz, bir baş-
ka nokta, Mart 1999'da yerel ve genel seçimlerin
birlikte yapılmasında ilke kararına varmaları.
İki lider 23 Nisan'da yeniden bir araya geldikle-
rinde iş takviminin özüne ve yapılacak işlerin sıra-
sına kadar inebilirlerse, artık önümüzü görernedi-
ğimizi içeren eleştiriler de kendiiiğinden hız yitire-
cek.
CHP'nin kısır tartışmalara girmeyerek "bütün
- yotsüzlnk savlanna" soruşturma-yehjnu açmayt
öngören ilke kararı, Yılmaz-Baykal görüşmesin-
den bir-iki saat sonra beklenen meyveyi de verdi.
Şaibe Hanım'ın malvarlığını soruşturacak ko-
misyon kuruluyor.
DYP sözcülerinin 1960'lardan kalma modası
geçmiş savunulannı bir yana bırakalım: TBMM Ge-
nel Kurul Salonu önceki gün şaibe sözcüğü ve sa-
hitoini hedef alan konuşmalarla çınladı.
Mümtaz Soysal hocamız, şöyle dedi: "Birsiya-
setçinin aklanmasının en iyi yolu Yüce Divan'dır.
Siz (yani DYP'liler) Yüce Divan'da aklanıp geime-
sine, bu 'şaibenin' aklanmasına sevineceğinize
bağınyorsunuz."
Onerge sahibi ANAP'lı Konya Milletvekili Ahmet
Alkan ise, "Hem Çiller'i hem de Yüce Meclis V bir
büyük 'şaibeden' kurtaralım" diyordu.
llhan Selçuk dünkü yazısında tek bir cümleyle
Şaibe Hanım gerçeğini anlatıyor: "'Şaibe Hanım'
deyince bugün Türkiye'nin herköşesinde akla kim
geliyor?"
SABAH gazetesinin manşeti (aynen): "Meclis
DYP lideri Çiller'in malvarlığında 'şaibe' iddialan-
nın soruşturulması önergesini dün kabul etti".
Bunlar bir günün söylemleri, yazılan ve gazete
başlıkları...
Aylardır, yıllardır daha nice nice örnekler önü-
müzde.
Karikatüristlerimiz, yazarlanmız, araştırmacı ga-
zetecilerimiz Çiller diye yazmıyor.
"Şaibe Hanım" diye yazıyor, çiziyor.
İki yıldır TBMM -tutanaklara geçtiği gibi- "Şaibe
Hanım" sesleriyle dolup taşıyor.
İki yıldır Şaibe Hanım diye yazan bana, iki yıl
sonra bu hanımefendiyi bütün ülkeye yaygınlaşmış
isimle "Şaibe Hanım" diye yazdığım için dava açı-
yor.
Ne dersiniz? Nasıl, iyi mi?..
Avrapa gazı geliyor
I Baştarafı 1. Sayfada
Terör örgütü saymak için daha kaç
bin kişinin ötdürülmesi gerekli" ya-
nıtını verdi.
Demirerin bu sözleri Konstanti-
nescu'nun önceki gün yaptığı "Ro-
manya'da PKK terör örgütü ola-
rak bulunmamaktadır. Kiiltür ve iş
demekleri olarak temsil edilmek-
tedir" açıklamasına bir yanıt ola-
rak değerlendirildi. Dışişleri kay-
naklan, Demirel-Konstantinescu
görüşmesinin olumlu geçtiğini
kaydettiler. Cumhurbaşkanı Demi-
rerin Konstantinescu'ya PKK ko-
nusundaki kaygılannı da ilettiği,
konuk Cumhurbaşkanı 'nın önceki
gün imzalanan anlaşma uyannca
PKK'nin bu ülkeden tamamen si-
lineceğini vurguladığı öğrenildi.
tki ülke arasında iki aydır uygu-
lanan serbest ticaret artlaşmasıyla
ticaret hacminin yıl sonuna kadar
1 milyardolaraçıkmasıöngörüldü.
İki ülke cumhurbaşkanının bu yıl
içinde en az dört kere görüşecek-
leri belirtilirken, Cumhurbaşkanı
Demirel, bu ülkeye yatınm yapa-
cak ülkelerin ciddi ve büyük ku-
rumlar olmasına özen gösterilece-
gini bildirdi.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın 12
yıldan sonra Romanya'yı ziyaret
eden ilk Türk başbakanı olacağını
anımsatan kaynaklar. özellikle
enerji konusunda ciddı işbirliği
olanaklan yaratıldığını söylediler.
Buna göre iki ülke, Avusturya ve
Slovakya'ya ulaşan Norveç doğal-
gazının Romanya'ya ulaştınlması.
oradan da mevcut hatlar kullanıla-
rak Türkiye'ye getirilmesi projesi-
ni yaşama geçirme çalışmasına
başlayacaklar.
Romanya'daki doğalgaz rezerv-
lerinin doğalgaz deposu olarak kul-
lanılması ve böylece Türkiye'nin
ileride gaz sıkıntısı yaşamaması
hedefleniyor. tki ülkenin ortak de-
neme üretimi gerçekleştirdiği altı
tekerlekli zırhlı askeri araçlardan
sekiz ömeğin tamamlanma aşama-
sında olduğu kaydedildi.
Bu örneklerin kısa bir süre son-
ra Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tes-
lim edilecegi, askerlerin olur de-
mesi durumunda 1800 adet üretil-
mesi planlanan zırhlı araç maliye-
tinin 500 milyon dolara vardığı öğ-
renildi. Askeri yetkililerin ortak
yük helikopteri ve tank üretimi ko-
nusunda da işbirliği yapacaklan
bildirildi.
Demirel'in Stoyanov ile görüş-
mesinde de ekonomik konulara
ağırlık verildiği öğrenildi. Demi-
rel'in, Zıraat Bankası'nın Sofya "da
bir şube açmasına izin veren Bul-
gar yönetimine teşekkür ettigi kay-
dedildi.
'Iki denizin masah'
Hazar ve Karadeniz'e kıyılan
olan ülkelerin hükümet ve devlet
başkanlannın 25 Mayıs'ta lstan-
bul'da yapılacak "Hazar ve Kara-
deniz: İki Denizin Masalı" konfe-
ransında bir araya gelecekleri öğ-
renildi. Konferansta bölge ülkele-
ri arasında enerji işbirliği. petrol ve
doğalgaz boru hatlannın güzergâ-
hının gündeme geleceği kaydedil-
di. Bulgar Cumhurbaşkanı Stoya-
nov "un Demirel'e, 25 Mayıs'ın
kendisinin doğum günü olduğunu,
"Bunu Boğaz'da beraber kutlaya-
lım" dediği öğrenildi. Roman-
ya'nın da aynı toplantıya başbakan
düzeyinde katılacağı bildirildi.
Dışişleri bakanlannm üçlü top-
lantısmda Kosova sorununda taraf-
lann henüz diyalog başlatmama-
sından duyulan kaygı ele alındı ve
Batı Temas Grubu ile bir an önce
iletişime geçılmesi kararlaştınldı.
Zirvede en çok konuşulan konu-
lardan biri de Balkan Gücü'nün ne-
reye konuşlandınlacağı oldu.
Cumhurbaşkanı Demirerin önce-
ki gece verdiği yemekte Konstan-
tinescu'ya basın toplantısında Bal-
kan Gücü'nün yeri ile ilgili sözle-
rini anımsatarak. "Sayın Konstan-
tinescu, siz Balkan dayanışmasın-
dan bahsederek Bulgaristan'ın Fi-
lipe kentini desteklediğinizi söyle-
diniz. Madem da> anışma, Türkiye
de bir Balkan ülkesidir. TürkiyeŞi
dedesteklemelisiniz" mesajını ver-
diği öğrenildi. Balkan Gücü ile il-
gili olarak kesin karann Tiran ve
Sofya'da yapılacak toplantılann ar-
dından 20 Mayıs'tan önce kesinle-
şeceği bildirildi.
Cumhurbaşkanı Demirel'in ko-
nuk cumhurbaşkanlan onuruna
verdiği yemek çok keyifli geçti.
Konuklara oğlak eti yedirilen ye-
mekte. Romanya Cumhurbaşkanı
Konstantinescu Cigan müziği eşli-
ğinde şarkı söyledi.
Bulgar Cumhurbaşkanı Stoya-
nov'un da şarkı söylediği yemekte
Türk katılımcılar hep bir ağızdan
Onuncu Yıl Marşı'nı okudular. Üç
cumhurbaşkanı zırvenin tamam-
lanmasından sonra Antalya'dan ay-
nldı.
AbııaııyaVla sol iktidara hazır
• Baştarafı 1. Sayfada
sonra söz alan Gerhard Schröder, 16
yıllık iktidarda olan Kohl'e meydan
okuduktan sonra hedefınin istihdam
yaraOcıbir ekonomik politika uygu-
lamak olduğunu söyledi ve konuş-
masının hemen tümünü bu konuyu
açıklamaya ayırdı. İstihdam yaratıcı
politıkalar için bes, temel ilke sırala-
yan Schröder, Alman merkez sağı-
nın serbest piyasa ekonomisi terımi-
ne karşılık sürekli sos>al pijasa eko-
nomisi terimini yeğledi.
Blaır çizgısine değinmekten özen-
le kaçınan Schröder, globalieşme ve
özelleştirme terimlerını kullanmak-
tan da ısrarla kaçındı. Hatta "Global-
leşmenin kurbanıolnıayacagız" gibi
ilginç bir cümle de kullandı. Buna
karşılık "teknolojik veekonomik ye-
nilenme" hedefinin altını ısrarla çiz-
di.
Alman parti kongrelerinde rast-
lanmayan bir coşku içinde geçen ku-
S P D K u r u l t a y ı ' n d a n i z l e n i m l e r
Çekişme değtt, biHik önplandaydı
LEIPZIG - Bir ideolojik çekişme kongresi bek-
leniyordu, tersi oldu. Gerek Schröder, gerekse ra-
kibi Lafontaine çekişme yerine birlik vurgulannı
yeğlediler. Aynca her ikisi de tartışmalı konulan
es geçerek bu havanın pekişmesine özen gösterdı-
ler. Bu anlamda SPD'de yol aynmı anlamına gele-
cek politikalann tartışılması seçim sonrasına erte-
lendi.
Kurultayın ana sloganı "Yenifiğjngücü'' idi. Ikin-
ci slogan olarak da "Biz hazınz" benimsenmişti.
Anlamı da çok açıktı: "İktidara hazuız!"
Kurultayın ilgi odağı kuşkusuz Gerhard Schrö-
derldi. O da bunun tadını sürekli çıkardı. Örneğin
kurultay sonrasmda yaptığı basın toplantısmı baş-
bakanhğa hazır bir polıtikacmın şovuna dönüştür-
dü. Aynca eşiyle birlikte ayaküstü bir yemek için
girdiği kongre salonunun ayaküstü lokantasmda sı-
raya girdi. Bir medya ordusunun izlediğini fark et-
memiş gibi davranarak alçakgönüllü bir lider gö-
rüntüsünü pekiştirme fırsatı buldu.
Hiçbir aksamaya rastlanmayan kurultay organi-
zasyonunda dev bir basın merkezi kurulmuştu. tki
gazeteciye bir. üstelik bedava telefon düşen. çok
sayıda bilgisayann kullanıma sunulduğu basın
merkezinin oldukçayüksek olduğu anlaşılan gider-
leri de kongrenin tümünün sponsorluğunu üsüenen
Philip Morris sigara firması. özelleştirilmiş olan
Alman Telekom'u ve Volkswagen otomobil devi
tarafından karşılandı. Bu destek, Schröder'in bü-
yük sanayi tarafından da birkaç ay sonranın Fede-
ral Başbakanı olarak kabullenildiğinin bir göster-
gesi olarak yorumlandı.
rultayda, Schröder'in başbakan
adaylığını bizzat teklif ederek hem
partiye iktidar yolunu açan hem de
parti içinde olumlu puanlar toplayan
Oskar Lafontaine de bir konuşma
yaptı. Partıde kişisel çekişmelerin
bittiğini ve iktidara hazırlanıldığını
özellikle vurgulayan Lafontaine'in
konuşması da en az Schröder'inki
kadar alkışlandı.
SPD'nin Leipzig Seçim Kurulta-
yı, Avrupa'nın 2000'li yıllara sosyal
demokrat iktidarlarla gireceğini gös-
teriyor. Bu aynı zamanda Avrupa
Birliği'ne geçişin de sosyal demok-
rat iktidarlarla gerçekleşeceği anla-
mına geliyor. Ancak Avrupa Birli-
ği'nin lokomotif ülkesi Almanya'da
sosyal demokrat bir iktidann daha
da büyük bir önemi var. Genel işsiz-
lığin yüzde 12 gibi 2. Dünya Sava-
şı'nın hemen ertesindeki oranlara
yükseldiği, eski DDR eyaletlerinde
yüzde 50'ye varan işsizlik oranlan-
na tanık olunan Almanya'da, yeni
sosyal demokrat politikalar çok cid-
di bir sınava girecekler. Olası bir ba-
şansızlık sos^al demokratlan şid-
detli bir erime sürecine sokabilece-
ği gibi, olası bir başan da daha sol-
daki partilerin (Almanya'da PDS)
yeni arayışlara girmesine yol aça-
cak.
Padişah saatleri Cenevre'de satılıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
ne 100 bin tsviçre Frangı değer bek-
lenen bir başka saati ile birlikte
1780-1810 yıllan arasında Osmanlı
Sarayı'na yaptığı toplam yedi saat
de müzayedenin gözdeleri arasında
yer alıyor.
Müzayedenin ilginç parçaların-
dan biri ıse 11 cm. gibi oldukça çap-
lı ve kaplumbağa kabuğundan (ba-
ga) Fransızusta Breguet'nin 1796'da
Fransa'ya Sultan 3. Selim'in gön-.
derdiği ilk Türk Elçisi Sejid Ali
Efendi'ye özel yaptığı saat. Bu saate
24 bin lsviçre Frangı (yaklaşık 4 mil-
yar lira) değer \erilmesi bekleniyor.
Saray saatlerinin en değişiği ise
koku şişesi olarak tasarlanan ve üze-
rinde lsviçre'de John Rich'in 1790
yapımı bir saatinin bulunduğu par-
ça için 40 bin tsviçre Frangı öngö-
rülüyor. 103 mm. yüksekliğindeki
bu saatin içindeki mmyatür çanlar
belirli zamanlarda ilginç sesler
çıkararak sahibine zamanı anımsatı-
yor.
isviçTe'deJ.Ferrero'nun 1880'de,
48 mm. çapında 18 ayar altından
yaptığı ve mine üzenne Abdüla-
ziz'in portresinin bulunduğu pırlan-
talı saat için 60 bin tsviçre Frangı
bekleniyor. Osmanlı sultanlanndan
5. Mehmet'in lsviçreli ustalarca
1905 'te yapılmış altın ve mineli özel
saatine ise 10-12 bin lsviçre Frangı
öngörülüyor. Pornografık saat ve en-
fiye kutulannın. saat başlı bastonla-
nn da satılacağı müzayedede en yük-
sek değerde satışı çağdaş bir saatin
gerçekleştireceği, bunun kıran kıra-
na bir çekişmeye yol açacağı ve 200
bin lsviçre Frangı (yaklaşık 33 mil-
yar lira) civannda bir rakama ulaşa-
cağından da söz ediliyor.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
nımları satır başlarıyla sıralayalım:
"Dönem zenginleri'"... Özal'ın iktidar yıllarında
ayyuka çıkan bir tanım oldu. Özal dönemi zengin-
lerinin temel özelliklerinin başında, "üretmeden ka-
zanmak" geliyordu. Döneminde patlayan şeylerin
başında da "hayali ihracat" vardı. Melih Aşık'ın
dün vurguladığı gibi, döneminde zengin olanların
bugün ABD'de özenle muhafaza ediliyor olması
övünülecek bir miras. Aslında o mirası da Türki-
ye'ye getirmeli!
"Benzenginiseverim"... Özal'ın yönetim anlayı-
şını en iyi ortaya koyan deyimlerden biri. Adam
haklı, fakiri sevecek degil ya. Bu anlamda pek çok
meslektaşımızın da Özal sevgisini çok iyi anlıyo-
ruz...
"Benim memurum işini bilir"... Özal'ı anlatan bir
başka söz. Bu mantık beraberinde, "Özal dönemi
bürokratlarını" getirdi. Ben Atalay Coşkunoğ-
lu'nun yerinde olsam, Özal'ın olabildiğince yanın-
da aile mezarlığı yeri ayırtınm. Biraz pahalıdır ama
olsun. Artık Karayollan Genel Müdürlüğü'nden ka-
zandığının bir kısmını feda eder. Coşkunoğlu, ev-
leri villaları alınteriyle yaptırmıştı. Vurgulamadan
geçmeyelim, özal bürokratlannın çoğunun alınte-
rinde boncuk vardı.
"Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz"... Bu
tanım da Özal'ın devlet anlayışını ortaya koyan, sık
rastlanan sözlerinden biriydi". Anayasayı takmayan
yasaları dinler mi? Sadece seçim yasasını 14 kez
degiştirerek kınlması güç bir rekorun sahibi oldu.
Her seçim dönemi öncesi elindeki kalemle beynin-
deki tilkiler bir araya gelir, şu soruya yanıt arardı:
- Yasayı nasıl değiştirirsem, alacağım oyla en
yüksek milletvekili çıkartınm?
Bu soruya yanıt bulacağım diye ne seçim bölge-
si bıraktı ne seçim yasası. Ama amacına da ulaştı,
yüzde 35 oyla Meclis'in yüzde 65'ine ulaştı.
Kazıklar içinde yatsın!
Özal'ın kişisel özelliklerine de değinmek gerekir-
se, akla ilk şu geliyor:
Çokcesurdu...
Diyelim ki, bir şeye ulaşmak istiyor; kırmadık pot,
giymedik bot bırakmazdı. Yasa mı delinecek, vur
gitsin...
Devlet ciddiyetine ters mi düşecek, boşver git-
sin... Diyeti ne ki?
Topluma kötü örnek mi olacak, ister ters olsun
ister ders, dinleme gitsin...
Işte o kadar, ces'ur'du...
Bir başka özelliği kararlılığıydı... Eleştirilere aldır-
mazdı. Böylece toplumda, namussuzluk, hırsızlık,
yolsuzluk, eleştirilse bile, yaşamın bir parçası hali-
ne geldi. Bunlar ayıp olmaktan çıktı, devletin üst
katlanna kadar tırmandı.
Ama nerede duracağına pek kararveremezdi. Bu
kadar kar'arsızlık' da doğal tabii...
Bugün gündemi oluşturan pek çok şey O'nun ek-
tiği tohumların ürünü. Çiller'in Başbakanlık koltu-
ğuna oturduğu günlerdeki ilk demeçlerinden biri
şuydu:
-Ben özal'ın devamıyım...
Yıne bugün, yasama-yargı-yürütme organları
karmakanşık hale gelmişse, bunu da Özal'a borç-
luyuz. Heleyargı! öylesine çok hizmeti var ki... Han-
gisinden başlasak? Örneğin Yargıtay... Bir kalem-
de 50'yi aşkın üye atayarak yapıyı attüst etmeyi ba-
şardı.
Özal'ın irticaya mali kaynak aktarılmasına zemin
olan adımlannı da unutmamak gerekir. Başbakan-
lık koltuğuna oturduktan hemen sonra yayımladığı
ilk kararname şuydu:
"Faizsiz finans kurumlanna izin verilmesi..."
Cumhurbaşkanlannın kısa dönem zenginlerinin
yatlarında tatil geçirmesi geleneğini de başlatan
O'dur. Bu tatillerinden birinde şortla birlik denetle-
mişti. Her neyse, bunu vurgulamanın gereği yok.
Adam şortsuz mu denetlesin?..
Şonuç olarak Özal'a çok şey borçluyuz. '
Ne diyelim?
Alacağı olsun...
Anıtmezanna selam veımeden yazıyı noktala-
mak olmaz. 120 kişi aylardır üç vardiya çalışarak
mezan ölüm yıldönümüne yetiştirdi. Mezarda kur-
şundan kubbeye kadar her şey var. Bunlann nasıl
ayakta tutulduğu da şöyle açıklanıyor:
90 santim çapında 96 kazıkla...
Bu durumda bize söyleyecek başka bir şey kal-
mıyor:
Kazıklar içinde yatsın!
Türkçe: 1)D, 2) B, 3) B,
4)C,5)B,6)D,7)D,8)C,
9)D, 10) A, II) D, 12) A,
13) B, 14) B, 15) C, 16) E,
17) A, 18)C, 19)B,20)D.
Tarih: 1) B, 2) A, 3) C, 4)
A,5)D,6)C,7)B,8)D,9)
D, 10) D, 11) B, 12) A.
Coğrafya:l)C,2)E,3)A,
4)D,5)C,6)A,7)A,8)A,
9)D. Sosyoloji:l)A.2)B,
3)D.4)E,5)C.6)E.7)B,
8)D, 9) A. Matematik: 1)
C, 2) A, 3) D, 4) A, 5) A, 6)
C, 7) E, 8) E. 9) C, 10)B,
11)A. 12)B. 13) A, 14)C,
15)C. 16) C, 17) C. 18) E,
19) A, 20) D. Fizik: 1) B,
2)C,3)D,4)C,5)C,6)C,
7)D,8)C,9)D. 10) B, 11)
E, 12) D. Kimya: 1)E, 2)
A,3)A.4)B,5)C,6)E.7)
A, 8) A, 9) D. Biyoloji: 1)
B,2)E,3)C,4)B,5)A,6)
B,7)C. 8)D. 9)E.
Türk Kalp Vakfı
23. yılını kutluyor.
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cd. No: 8
Şişlı/İSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07
(pbx)10Hat
Faks:(0212)212 6835
7
J\ji
ş t t s t ç e n e k l e r i m u
Haziran'da teslim - 6 taksit.
Temmuz'da teslim- 7 taksit.
Ağustos'ta teslim - 8 taksit.
Eylül'de teslim - 9 taksit.
Ekim'de teslim -10 taksit.
Beko'nun sabit fiyat garantili bu kampanyasında, tele-
vizyonunuzu, isteğinize göre -Haziran'dan Ekim'e kadar-
dilediğiniz ayda teslim alacak ve fiyat arttşlarından hiç
etkilenmeyeceksiniz. Taksitlerinizi -6 taksitten 10 taksite
kadar- hep Mart ayı peşin fiyatına göre ödeyeceksiniz.
ÜIÜN-MODEL
ımvinonuı ı
MI37J W 537ü
¥I37X/M 537»
W*5 i ¥ 55,1
M45U/M 551X
M ,55 i M 555»
MI55X/K SSX
T
255 SX 15553
37 ta
37EkaiM4
51ta
SIEkaMttfci
55 ua»
SBBttkU
55taTtMsH5lEm>
«263S/M5ÖS fiHtatttffem
'i1
" sx T 57oa 70anrT*WSfStow
hüT
'1600000
mm
«400 000
KHMOPfffl
IO36OO00O
1MU00OD
I7MM00
ISUBOS
165301»
Bfi
HAZİUUI TESLİM
1
m
m
106
20i
306
406
506
60»
706
»6
9»
B
.SÇBEK(ltS)
R*AJ
n 950-000
UJS3D
15600000
16.750-S»
17300 XC
£450000
'20050X0
21400.000
2" 550000
r
K a i T
smsk
r 930 000
UtOMOO
'55SC0OO
İ6I3ÛOT
'2SCM0
IU30JOO
2ÜC3000C
25400000
2
1
530000
p a n
nıuııansiJN
1
KB
W>
107
297
XI
407
507
«7
707
»7
907
y a
İO2BOOO0
II.28UK
nmooc
I4.36MD5
14800000
11800.000
17180SO0
2I.P000
aaccooo
•n ı z a
m
İMSİI
10120000
112204»
13340000
I4J40M0
»joaooo
linoon
ı;i7aooo
2I.77O000
BSJOOOO
so n
AĞaSTOSTESÜMj
1. SEÇENU (U7)
n»
NO
ıoe
20B
Jffi
40
506
«e
70!
«08
506
k<
İ950JBO
9MO0O
IPIOOOO
12.550.000
11950 00C
13*1(0)
15060000
19JB0.SU
i 111 m
7W*
1550000
İMB)
'!670OX
ıısasa
2950M
ısaom
15020.000
19JSKK
OTOOO
a t a
EYUkTISUM
4,SlÇlKUl(lt8)
«00
m
109
29)
309
409
5M
m
709
109
W
r i
r^n
8000000
. 8.WH»
1Û440İDO
IIJ00JM
'1152000C
lUOO»
13400 OOt
I6.*WM1
1İ40OM0
h i 3 0
lUBtl
7950000
S.730U0O0
1037OJO0
İI.I50JM
1151000C
itam
I3J5OO0O
16.930000
1&İ53000
UOMTISÜM
5. SÇENEK (U9|
us
m
ııo
210
310
4K>
510
610
710
8HS
5,0
N i sa n
7160000
7JKU30O
;.54oax
lOMOÜOO
1C360000
usmm
2020000
•,5140.000
.0.520000
• d ı r .
7160000
7J6OM0
OJ4C0O0
IO«OJK
0360000
nmm
12.320003
I514OJM)
.6520000
M ı
SOMlfl
wu«ıi«
7I600M
78400.03
3340000!
I00.4KUK
1C36O3M
IHUOOfll
I201KH
I52JMUH
1652X311
panya 30 Nhan 1998 taribine kad*r geceriidir • Bu kampanya Sanayi ve Tîcarei Bakanhg-nm 25/5/1994 tarihii, 21940 sayıh Tebiiğ hukumterine uygt/n ofe-
rak yapıfmaktadır * Fiyatfara KDV dahildir • Vergt ve bandrof oranlannda ofabilecek deç'sıkhkfer fiyatiara aynen yansfttftr • Talepter stok ve ureîım oiemkfa
-'-*-'~ \de karştianacakttr • Ürünferperakende saüş nokt*i*nnda tesİİm edUe<ekttr • rtyaT'anmtz Turk Lira'itdır Tum unınterdtkı fsyatitr tavstye edilert fjyatlırrir
A y r ı n t ı h b i l g i b a y i l e r d e .
www.bekoticaret.cOTi tr
ÜCRETSİZ TÜKETİCİ OANISMA HATTI 0800261 85 75 0800261 85 76