23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 NİSAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ŞIRKETLERDEN • MOTOROLA'nın StarTAC, Slimlite, dl60 vedl70modeUeri Türkiye'de tüketicilerin beğenisine sunuldu. PAMUKBANK^ • PAMUKBANK. reklamlanna Şener Şen ile devam ediyor. Teknolojinin daha insancıl amaçlarla kullanılmasının vurgulanacağı "Bir Zamanlar Bizim Evde" başlıklı reklam kampanyası, nisan ayının ikinci yansından itibaren gösterime giriyor. • ROCHE, Çevre Yönetim bütünü olan ISO 14001 sertifıkası aldL Roche, böylece Türkiye'de üaç Sektöründe, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartlanna uygunluğu onaytanan Uk fırma oldu. • ONON Ayakkabı Mağazalan, 1-15 Mayıs tarihleri arasında ahşveriş yapan herkese Anneler Günü hediyesi olarak yûzde 10 indirimli hediye çeki armağan ediyor. Hediye çekleri 15 Haziran'a kadar geçerli olacak. • TUTTOCHICCO, 1998 Yaz KoleksiyonıTnu, ayakkabı ve bebe bakun gereçleri ile birlikte Türk tüketicisinin beğenisine sunuyor. Garanti Bankası'nın işbirüğiyte uygulamaya geçirilen Chkco Kredi Karn, alışveriş sırasuıda nakit ödeme yapmadan. peşin fiyatma 3 eşit taksitle ödeme kolayüğı sağuyor. • ÇARŞ1, CARREFOUR'da da açıldı. Çarşı Carrefour iki katta, toplam 5350 metrekare alanda kuruldu. Bin çeşit ürünün satıldığı mağazada, günde ortalama 12 bin müşterinin ağırlanacağı belirtîliyor. - . . . • DEMtRDÖKÜM, ısrtma grubunda yer alan ürünierini uluslararası pazarlarda da tanıtmak amacıyla, 25-29 Mart 1998 tarihlerinde ttalya'nın Milano şehrinde düzenlenen 31. Milano Mostra Corrvengo Fuan'na katıldı. • FRANSA'da yapılacak olan Dünya Kupası, EA Spords tarafından bilgisayar oyunu haline getirildi. Windows 95, Sony PlayStation ve Nintendo 64 formatlannda olan oyun mayıs ayında mağazalarda satışa sunulacak. Satışında düzenlenen bir çekilişin sonunda bir kişinin de tngiltere'de yaz okuluna gönderileceği bildirildi. Türk firmalanna üretimde çocuk işgücü kullanılmaması için sözleşme imzalatılıyor Baü'dan çocuk emeğine teplriNURSEL KARSAVÜRAN Türkiye'de sayılan toplam 4 milyon 350 bini bulan çocuk işgücü için Avrupa Birli- ği (AB) ülkeleri. Amerikalı ve Japon firma- lar baskı yapmaya başladılar. Özellikle uluslararası mağaza zinciri olan fırmalar "istismar edilmiş çocuk emeği ile üretime" karşı çıkarak. ihracatçı Türk fir- malanna üretimde çocuk işgücü kullanıl- maması için sözleşme imzalatıyorlar. Yaygın olarak kullanılan ve ucuz emek sömürüsünün en önemli göstergesi olan ve çok sayıda sektörde kullanılan çocuk işgücü, kayıtsız işçi çahştırma ve çevre kirliliğine neden olan üretime, AB ve Amerikalı firmalardan baskı yapılmaya başlandı. Son bir-iki yıldır Avrupalı bü- yük ithalatçı firmalann özellikle tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle yaptıklan sözleşmelere "çocuk işçi çabş- Ormama, kayıt dışı işçi çalıştırmama ve • Avrupalı büyük ithalatçı firmalar özellikle tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle yaptıklan sözleşmelerde "çocuk işçi çalıştırmama, kayıt dışı işçi çalıştırmama ve çevre kurallanna . .. saygılı üretim" şartlannı istiyor. çevre kurallanna saygüı üretim'1 şartını getirdikleri bildirildi. Kayıt dışı ekonomi konusundaki çalış- malanyla bilinen Prof. Dr. Osman Altuğ. Türkiye'deki çocuk işçi sayısmm 4 milyon 350 bine ulaştığını ve bunlann birbölümü- nün tekstil, konfeksiyon sektöründe, apart- manlann bodrum katlartndaki imalathane- lerde kötükoşullarda çalıştıklannı söyledi. Altuğ, son iki yıldır, özellikle Alman fir- malan başta olmak üzere AB ülkeleri ve Amerikalı ithalatçı büyük firmalann Tür- kiye'deki firmalarla yaptıklan sözleşmele- re "çocuk işçi çauştirmama^ şartını koy- duklannı ve bu şartın ihlal edilmesi duru- munda siparişi iptal edebildiklerini kaydet- tı. Avrupalı firmalann Türkiye'nin altma imza attığı UNICEF ve insan haklan anlaş- malanna uymasını istediklerini anlatan Al- tuğ, "Dünyada rekabetanla>ışı değjşti. 2005 yıbndan sonra bütün gümrük duvarlan kal- kryor. Sosyaldampingdiyebir müesseseolu- şuyor. Pakistan'da 12-13 yaşındaki çocuklar ipek halı dokuduklan için Banlı. Pakistan halısıistemiyor. İstismaredilmişçocuk eme- ği istemiyor" diye konuştu. Sektörel Dış Ticaret Mensuplan Derne- ği Yönetim Kurulu üyesı Güngör Keşçi, Türkiye'den mal alanuluslararası zincir ma- ğazalannın Türk firmalara şarmame imza- lattıklannı doğruladı. Keşçi, "Çocuk işgü- cü çalıştırümasuu istemiyorlar. Kayıt dışı is- tihdam. işyeri şartlan. hatta iş>erindeki dok- tor sayısına bile dikkat ediyorlar. Türki- ye'nin, altına imza attığı uluslararası sözleş- melere uymasını istryoriar.Artık firmalar iş- yerlerindeki şartlan iyikştirmeü"" diye ko- nuştu. Keşçi. çocuk işçi çalıştırmama başta ol- mak üzere birtakım şartlar öne süren 400- 500 mağazası olan uluslararası firmalara örnek olarak lsveçli Hennes And Mauritz, Otto. C And A'yı gösterdi. Istanbul Hazırgiyım ve Konfeksiyon th- racatçılan Birliği Yönetim Kurulu üyesi Necip Öztaş da Batılı firmalann rakipleri- nin > apabilecekleri antipropagandadan çe- kindikleri için son 2 yıldır birtakım koşul- lara uyulmasmı istediklerini söyledi. Oz- taş, buna rağmen çocuk işçi sayısında an- cak yüzde 1 'lik azalma meydana geldiğini vurgulayarak "Çünkü henüzBanlı firmalar ckidi bir denetime başlamadılar" Internet kullanımına yüzde 50 indirimEkonomi Servisi-Ulaştırma Ba- kanı Necdet Menzir. internet eri- şim ücretlerinde yüzde 50. servis veren şirketlere de hat ücretlerin- de yüzde 10 indirim yapılacağını açıİdadı. Türk Telekom'a ödenen inter- net erişim ücretlerinde yapılacak indirimin Türk Telekom AŞ tara- fından bir hafta içindeduyurulaca- ğı öğrenüdi. Ulaştırma Bakanı Menzir, internetin dünyayı şekil- lendireceğini belirterek "Elektro- nik kasırga başlıyor. Bu nedenle Türkiye'de internetin önünü aç- makta kararuyız" dedi. Menzir. 12-27 Nisan tarihleri arasıru internet haftası ilanettikle- rini belirtti. Türk Telekom-Net ihalesinin 5 Mayıs'ta tamamlana- cağını belirten Menzir, uydu vası- tasıyla hat kapasitesinin arttınla- cağını ifade etti. Türkiye'deki in- ternet abonelerinin beklemeden erişimlerini sağlayacaklannı söy- leyen Menzir; şöyle devam etti: u internet Üst Kurulu kuruldu. Bilgidünyadatekeldeioplamyor Türkiye'de internet kullanımı hızla yayılırken, bilgisayarendüstrisinde de binlerce geîişim yaşa- ruyor. Dünyanm en bûyük yazılım devi Micro- soft'un Başkan Yardımcısı Steve BaBmer, bilgi- nin tek elde toplanmasının söz konusu olmadığı- nı savlasa da 21. yüzytla yaklaştığımız şu günler- de bilgi tekelleşiyor. Microsoft Genel Başkanı BölGates'in yardım- cısı olan Ballmer, şirketi tarafından düzenlenen yemeğe katıldı. Ballmer. Cumhuriyet'in "Inter- net 21. yüzyılda dünya pazannı nasd etküeyecek, bilgi tek elde mi toplanaeak" sorusuna şu yanıtı verdi: "Hayır! Bilgüer tek merkezde toplanacak diye düşünüyorlar. Ashnda bilgi tter tarafta ya- yımlanacak. herkes istediği bilgiyi toplayacak. Bil- gi üretimi ve iletiminde kiMtlama olmayacak, ser- bestiik olacak." Uygun olan her ülkeye bilgi trans- feri yapmayı amaçladıklannı anlatan Ballmer, "Bflgikri hîzla toplayıp ilerlemeye başjadık" de- di. Microsoft'un fabrika değil, bilgi üreticisi oldu- ğunu belirten Balmer, Türkiye'yi de önemli bir pazar olarak gördüklerini ifade ediyor."Türld- ye'de herkesin bilgisayar sahibi olması sağlanma- V diyen Ballmer, enformasyondaki verimhhk ar- tışının, bilgisayara yapılan yaünrrun sonucu oldu- ğunu, elektronik posta hizmetlerinm insanlann verimliliğini arttıracağını söylüyor. internet insanlann önünü açacak. Milli Eğitim Bakanlığı kapsamın- da okullarda internet erişimi için çalışmalar dc\am ediyor. Intemet erişim ücretlerinde yüzde 50 indi- rim yapılacak. Servis veren şirket- lere de vüzde 10 üretim indirimi yapıldı. TTVET bütün internet kuUanıcrianna hizmet verecek." Menzir. bilgisayar dünyasında serbest rekabet ortamının yaratıl- masından yana olduklarını belirt- ti. Türk Nokta-Net Genel Müdü- rü AhmetYürekli. TTNET'in ser- vis sağlayıcı şırket olarak görüldü- ğünü, ancak Türkiye'nin 51. bir servis sağlayıcı şirkete ihtiyacı bu- lunmadığını söyledi. Yürekli, T- TNET konusunda şunlan söyledi: "Menzir'in açıklamalanndan şunu anlıyorum: Dcvlet internette altyapıoluşturacak. Bu da şehirle- rarasL milktlerarası. yereldemek. Türkiye'nin her yerine internetin ulaşmasını sağlayan. yurtdışına hızlı bağlantılar sağla\an bir şebe- ke olacak. TTNET hizlı gelen bir şey değjl. Türk Telekom duyuru- >x>r. Sonra arkasını getiremiyor. Se- nelerdirihaleleraçıiıvor, sonraka- lıyor. Zaman kayıp ediliyor. Servis sağlayıcılar bugüne kadar birçok yatınm yapü. TTNET'in ihale şartnamesinde 51. servis sağlayıa gibi gözüküyordu." Devletin internet içindeki rolü- nü anlamakta güclük çektiğini be- lirten Yürekli, "Insanlar evierine teiefonalamazken,şirketkr kiralık devTeleri tesis edemezken, bunlan bir kenara bırakıp 50 fırmanın verdiği hizmeti 51. firma olarak wrmesi doğru olmaz." Bilışım V'akfı da Tur-Net'in alt- yapısmm yeterli olmadığını, dola- yısıyla servis sağlayıcılan içinde Türk Telekom'un bunun işlevini alacağını bildirdiler. Cepte 20 trilyon lıralık kayıp var ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ulaştırma Bakanlığı, cep telefonla- n lisans sözleşmesinin Türkcell ve Telsim'in is- teğiyle bir ay ertelenme- si sonucu 20 trilyon lira- hk kayba uğradı. Ulaştır- ma Bakanı Necdet Men- rir ise erteleme işleminin Devlet Bakanı GüneşTa- ner'in istemi ve Başba- kan Mesut Ydmaz'ın ta- limatıyla gerçekleştiğini açıkladı. Menzir, bakanlığının faaliyetleriyle ilgili ola- rak dün düzenlediği aylık olağan basın toplantısın- da. geçen ay içinde Eko- nomik Işbirliği Teşkila- tı'nın(ElT) 2. Ulaştırma Bakanlan toplantısı ne- deniyle Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'a gitti- ğini anımsattı. Toplantı- da, EİT'nin 10 yıllık u- laştırma planı ve bunun- la ilgili eylem programı- nm kabuî edildiğini söy- leyen Menzir. böylece 1993 yılında Almaata'da yapılan Ana Hat Planı'na son şeklinin verilerek, bölgesel bir kara ve de- miryolu ağının saptandı- ğını kaydetti. Menzir. yaklaşık 10 yıldır toplanamayan u- laştırma şûrasının hazi- ran ayında yapılması için hazırlıklann tüm hızıyla sürdüğünü belirtti. Kayıt dışı tutulduğu belirlenen 5 bin cep tele- fonu abonesiyle ilgili ge- rekli işlemin yapıldığını belirten Menzir, ^abone- lerin kütüğe kaydedildi- ğini, geriye dönük borç- lann saptanarak kusuru bulunan Türkcell ve Tel- sim firmalanndan para- lann tahsil edildiğini söyledi. Bazı siyasetçi, bürok- rat ve işadamlanna sağ- lanan V1P ayncahğına da son verildiğıni açıklayan Menzir. "Ancak milli gü- venlik ve ülke menfaatla- n açısından önem arz e- den kişi ve kuruluşlann teiefon numaralan Türk Telekom tarafindan taki- be alınmışür" dedi. El lıaksı başkakhnyor FATMAKOŞAR Değişen tüketim alışkanlık- lan, bildiğimiz ürünlere her ge- çen gün yenilerin eklenmesine yol açarken, süreç "doğal olan"ın lehine gelişiyor. "Ucuz mal alacak kadar zen- gin değUim" yaklaşımı da bu değişimin, doğal ortamda ve yoğun emek harcanarak üreti- İen ürünlerden yana olmasını sağlıyor. Işte el emeği, göz nu- ru halılara gösterilen talebin tekrar tırmanışa geçmesi, do- ğal ürünlere dönüşün en büyük kanıtı. tlmek ilmek aşk Anadolu köylüsünün evinde do- kuduğu el halıları, unutulduklan yörelerden tekrar ve hızla büyük şe- hirlere. hatta başka ülkelere doğru koşmaya başladı bile. Tarihin, yaşanmış nice aşklann, hüzünlerin, sevinçlerin ilmek ilmek dile getirildiği el halılan. makine halılanna karşı hak ettiği zaferi ka- zanmak üzere... Pahah, ama değer Doğala dönüş süreci, Türkiye'de yavaş gelişiyor. Bunun nedeni ise doğal ürünlerin hak ettiği, ama baş edilemeyen fîyatlar. El halılannda metrekare fıyatı 10 milyon liradan başhyor ve bu fıyat düğüm sayısı, motif zenginliği baş- ta olmak üzere renklere göre bile değişerek yüz milyonlarca liraya çı- kıyor. Metrekaresi 400 - 500 milyon li- ralık bir halı için milyarlarca lira ayırmak gerekiyor. Fiyatlar yüksek, ama el halısını kullanıma bağlı olarak ve temizli- ğini doğru yaparak "ömür boyu" kullanma olanağı var. Temizliği yanlış yapılmadığı sü- rece halının "asırlarboyu" kullanı- labileceğini belirten 3K Halı Yöne- tim Kurulu Başkanı Zeld Yılmaz, hahcmk yapmak için mutlaka halı- dan anlamak gerektiğini beln- tiyor. 3K Halı Başkanı Yılmaz, "Birkaç kuruşu olan 'Ben ha- lıcı olacağım' diyor. Bu iş her- hangi bir şey satmaya benzemi- yor. Halıdan anlamanız gerek- ti. Anlamay anlar birkaç ay son- ra ortadan kayboluyor" diyor. El halısında Avrupa'nın ilk 10 firması arasındaki 3K Ha- lı'nın Başkanı Yılmaz, halıcı- lığın dededen. babadan kalma bir meslek olduğunu söyleye- rek "Benşimdi 1 kilometreöte- den. kuşun ayağına bağlanarak geçen halıyı gördüğümde kimlik bü- gilerini tanınm" diyor. Halının kimlik kartı 3K Hah'nın, klasik halıcılık yap- mak yerine zoru başardığmı belir- ten Zeki Yılmaz, el halısmın istenen ilgiyi yurtdışında neredeyse yaka- ladığını, şimdi sıranın Türkiye'de olduğunu söylüyor. Bugüne kadar ihracat ağırlıklı ça- lıştıklannı belirten Yılmaz, artık iç piyasaya yönelik de çalışacaklannı ifade etti. Ürettikleri Rugstore mar- ka el halısına "ömür boyu garanti'" anlamına gelen. sertifika belgesi verdiklerini söyleyen Yılmaz, ha- lıyla ilgili özelliklerin olduğunu ifa- de ediyor. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Başlangıç Çiller'e Yüce Divan yolunun açılması, yaşamın her alanındaki kirienmeler ile toplumsal hesaplaş- ma için bir başlangıç olabilir mi? Pek çok kimse, hedeflerinin Çiller'i yemek oldu- ğunu göstermemek adına, "Neden kaçıyor ki? Çıksın hesap versin, aklanırsa daha da güçlü ola- rak gelir.." türünden açıklamalar yapmaktalar. On- lar da, Çiller de, herkes de çok iyi bilmekte ki yar- gıyagidilmesi, oradan aklanılması asla ölçü değil. Kamu vicdanı diye bir şey varsa Çiller sadece he- sabını verebileceği tartışmalı malvariığı ile değil, burada sayılamayacak kadar çok nedenle, siyasi bir lider olarak sayılamayacak kadar çok büyük suçlardan sabıkalı. Sorun, Çiller'in, bir siyasetçi olarak bağışlana- mayacak bu suçlannın her birinin ortaya çıkması- nın ardından, siyasetten çekilmek gibi bir erdemi gösterememesinde. Asıl somn 12 Eylül hukuku, düzeni ile Türkiye'nin deforme olan siyasal ve top- lumsal örgütlenmesinde, değer yargılannda, git- mesini bilmeyen liderin götürülememesidir. Belki ondan da daha büyük sorun, örgütlenme içinde- ki kadroların gelecek ve çıkarlarının lidere bağlı, kirienmişi, kirlenmemişi, deneyimlisi, hepsinin ay- nı kaderi paylaşmak üzere lidere bağımlı kalma- sıdır. Çiller-Erbakan koalisyon ortaklığı, deforme ol- muş siyasetçi kimliğinin açığa çıkmasında birtur- nusol kâğıdı işlevi yapmış olsa da REFAHYOL ik- tidannın düşmesinin, pek çok kirli çamaşırın açı- ğa çıkmasının sonrasında bile Erbakan ancak yar- gı kararı ile yönetimden uzaklaştınlmış bulunuyor. Çiller için de zamanında işletilmeyişi, aynı parla- mentonun ve özellikle de ahlakçı geçinen Refah'ın ayıbı olan Yüce Divan yolunun açılması gerekli oluyor. Çiller'e Yüce Divan yolu, sağdaki iktidar kavga- sının bir aracı olarak açılmış bulunuyor. Bu da sa- ğın, siyasetin bir başka ayıbı. Oysa Çiller'in işinin bitirilmesi hesabının dışında olarak, ortada bu ka- dar çok şaibe varsa, yargı yolunu açacak karar, Çiller'in lideriik konumunun sürüp sürmemesine de bakılmaksızın verilmesi gerekiyordu. Yani DYP Çiller'den kurtulmuş olmayı başar- mış, sağda lideriik kavgası bitmiş olsaydı dahi Çil- ler için Yüce Divan yolunun açılması, Türkiye'de demokratik parlamenter sistemin işleyişinin "ol- mazsa olmaz" kuralı olarak gündeme gelmeliydi. Suçların, sadece gariban vatandaşlar için değil, ensesi kalınlar, asla hesap vermeyeceklerini, bu nedenle de her yaptıklannın yanlarına kâr kalaca- ğını düşünen ve dilediklerini yapan liderler için de hesap verilecek bir eylem olduğu anımsatılmalıy- dı. Göknd - İSKİ skandalı ortayasaçıldığında med- yanın çıkardığı gürültüyü antmsayın. Toplum ka- tında bütün sosyal demokratlar mahkûm olmuş- lardı. Bunun seçim sonuçlarına da yansıdığını kimse yadsıyamaz. Şimdi bir de Şişli'nin yolsuzluklarda suçüstü yakalanan eski Belediye Başkanı Gülay Abğ ile ilgili gelişmelere bakın. Medya part'ı ba- ğını nerede ise yok sayıyor. Magazinvari ilginin ötesinde de bir yaklaşım göstermiyor. Burada sağ partileri kollama ya da sağcılarda işlenen suçları hoşgörü ile bireyselliğe indirgeme türünden yaklaşımlar söz konusu değilse, çok da- ha vahim bir durum, yolsuzluklara, suçlara genel hoşgörü, kanıksama var demektir. Galiba da asıl geçerli olanı, en üst düzeyde liderlere ilişkin kirli çamaşıriar, çeteler, yolsuzluklar, vurgunlar, skan- dallar arka arkaya ortaya çıkıp, hiçbiri ile ciddi bir hesaplaşma yaşanmayınca, yukardakilerin suçla- rına yönelik hoşgörü ve kanıksamanın toplumsal kabul görü haline gelmiş olmasıdır. Işte belki de asıl bu nedenle, Türkiye'de birşey- lerin yerlerine oturabilmesi için, çok acil kimi he- saplaşmaların başlamış olması gerekiyor. Çiller direnmekte ve korkmakta çok haklı. Bence Çiller kadar hesap vermek durumunda olan pek çok si- yasi, sendikal lider, kamu ve özel kurumlarda kilit başlannı tutmuş suçlular çok korkuyor. Hesaplaş- ma bir başlarsa, yün örgüsünün sökülmeye baş- laması gibi arkası gelir. Çiller'in yargı yolu sonuna kadar işletilebilirse, yargıdan aklanarak mı aklanmadan mı döneceği çok da önemli değil. Önemli olan, ortada hesap sorulması gereken durumlar varsa, hesap sorma yollannın işletileceğinin ortaya çıkması; hesap sor- ma düzeninin, yani demokrasinin temel ilkelerinin işletilebilmesi. Hesap sorma araçlan bazen sade- ce kamu vicdanı, bazen yargı kurumları, bazen si- yasi partiler, sendikalar genel kurulları, bazen de seçim sandıkları olabilir. Hele bir, Türkiye'deki bu lider diktatoryası dü- zeni kırılabilsin. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMİ BURSA - Türkiye'de bu hü- kümetlerie tarımı kurtarmanın, çevre kirlenmesini önlemenin mümkün olamayacağı artık anlaşıldı. Batıdan doğuya, ku- zeyden güneye kadar tüm böl- gelerimizde en münbit arazile- rimtzin üstüne fabrikalar kuru- luyor, srteler inşa ediliyor... Türkiye topraklanna can ve- ren akarsulanmıza, fabrikalann zehirli atıkları ile kanalizasyon pislikleri akıtılıyor... Tanm alan- lan bitmek üzere, tüm nehirie- rimiz, derelerimiz can çekişi- yor. Buna rağmen, önlem al- ması gereken hükümetimizin üyeleri ve özellikle Çevre Baka- nımız sadece ağlamakla yetini- yor... Çevre Bakanımız Imren Ay- kut nerede ise kuruyan arazi- lerimizin, zehirlenen nehirleri- mizin ardından ağıt yakacak... Karadenizliler ağlıyor... Arka- sından imren Aykut da... Ak- denizliler, Egeliler, Marmaralı- lar, Trakyalılar isyan ediyor... Imren Aykut hemen peşlerin- den piyasaya çıkıyor ve gözya- şı dökmeye başhyor... Bizim bildiğimiz bakanlar gözyaşı dökmek için değil, iş yapmak için o makamlara ge- tirilir. Maşallah, bizim Çevre Bir Tanm Faciası da Iznik'te Bakanımızın, bugüne kadar ağlamaktan başka bir iş yaptı- ğını göremedik. Önceleri, Çev- re Bakanı'na inananlar bile şimdi işi espriye vurdular... An- latan anlatana... Çünkü, saygı değer Çevre Bakanımızın kiıienen nehirleri, kuruyan tarlalan kurtarmak bir yana, yeni tanm facialannı bile önlemeye gücü yetmiyor!.. "Tannn cinayeti" Işte.. Iznik Gölü çevresinde yeni bir "tanm cinayeti" daha işleniyor. Gölün kenarında 200 bin metrekarelik birinci sınıf ta- nm arazisi üzerine büyük bir sanayi tesisi kurulacak. Tam 200 dekar... Araziye değer biç- mek mümkün değil... Çiftçi ta- biri ile insan diksen yetişecek... Amerikalı bir firma, biryıl ka- dar önce Iznik Gölü'nün kena- rına "sanayi tesisleri" kurmak için başvurmuş. Tarım ll Mü- dürlüğü "Olmaz" demiş. Dev- let Su Işleri Bölge Müdürlüğü karşı çıkmış. Her iki devlet kuruluşu da fabrikanın çevreye ve tanm alanlanna vereceği zararian bir rapor halinde sunmuşlar. Tabii, Bursa Valiliği de Tanm ll Mü- dürlüğü'nün ve Devlet Su Işle- ri Bölge Müdürlüğü'nün rapor- lanna dayanarak "Bu alana sa- nayi kunjlamaz" demiş ve işi bitirmiş... Amerikan firmasının yetkili- leri bu arada denemedik yol ve yöntem bırakmamışlar. Bölge Ziraat Odaları'nın yöneticileri- ni, güçlü çiftçileri ikna edebil- mek ve onlardan destek ala- bilmek için büyük uğraş ver- mişler. Bir hayli ter dökmüşler, ama sonuç değişmemiş. Ne Bursa Valisi'ni, ne Devlet Su lş- leri'ni, ne Tanm ll Müdürlü- ğü'nü, ne de Ziraat Odası yet- kililerini ikna etmek mümkün olmuş... Buraya kadar her şey güzel gitmiş. Yerel yönetimler hem yasalara hem de Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullara göre hareket etmişler. Türk hal- kının haklannı korumuşlar. An- cak, Bursa'daki yerel yönetici- lerin bu kadar direnmelerine karşt Ankara ne yapmış?.. Yüksek Planlama Kurulu, tam tersi bir karar almış, yerel yönetimlerin "Buralara sanayi tesisi kunjlamaz" dediği böl- geye "olur" vermiş... Yüksek Planlama Kurulu'nun bu kara- rı yasalara, yönetmeliklere, Türkiye'nin koşullanna, tanm politikalanmıza, halkımızın çı- karlanna tamamen aykın oldu- ğu halde, hükümetten de kar- şı çıkan olmamış... llçelerden tepki Bursa bolgesinde, Iznik ve Orhangazi ilçelerinde tam bir şaşkınlık yaşanıyor. Hele, çift- çiler büyük bir tepki içinde. Eğer, sanayi tesisinin kurulma- sı önlenemezse Iznik Gölü'ne bir canavar daha ilave edilmiş olacak. Çevre gene pis atıklar- la kokuşacak... 200 dekar da- ha birinci sınrf tanm arazisi yok olacak... En azından 70 ile 80 bin dekar arazi de etkilene- cek... Dahası var. Amerikan firma- sının kuracağı fabrika örnek olacak. Sırada bekleyen bir çi- mento fabrikası ile 16 sanayi tesisinin kurulması için başvu- rular başlayacak. Bursa yöre- sinin tüm merkez ve ilçelerin- de tarım arazilerine büyük bir darbe vurulmuştu. Diğer ilçe- lerde olduğu gibi, Orhanga- zi'de de çevreyi kirieten büyük sanayi tesislerinin yapılmasına izin verilmişti. Şimdi, yenileri ile birlikte, Iznik Gölü ve çevresi fabrika atıklan iletam bir batak- lığa dönüşecek. Bursa Ziraat Odası Başkanı Fuat Sarı, "Fabrikanın Iznik Gölü çevresine yapılmasına engel olmak için elimizden ge- leniyapacağız" diyor... Orhan- gazi Ziraat Odası Başkanı Cevdet Altın'a göre ise Mar- mara Bölgesi'nde tanm bite- cek ve Türkiye'de açlık başla- yacak... Iznik Ziraat Odası Baş- kanı ilhan San da şöyle diyor: "Eğer, fabrika kurulursa kay- mağını Amerikalılar yiyecek, pisliği de Türklere kalacak..." Yöre çiftçileri, Amerikalıların Iznik Gölü civannda fabrika kurmasına izin vermeyen Bur- sa Valisi Orhan Taşanlar'ı, Devlet Su Işleri Bölge Müdür- lüğü ile Tanm ll Müdürlüğü yet- kililerini kutluyoriar. Ancak, Bursalı yöneticilerin hayır de- mesine rağmen, fabrikanın ku- rulmasına izin veren Yüksek Planlama Kurulu'nu da kınıyor- lar... Toyota hatahyı geri çekti Dun>anın en bü\ük oto- mobil üreticilerinden Toyota Motor, 43 bin 600 aracını pi- yasadan çekme karan aldı. Toyota firması kontrol siste- mindeki hata nedeniyle pi- yasadan ağustos 1997-Şubat 1998 tarihleri arasında üret- tiği Aristo, Caldina ve Gran- vıa modellerini geri çekme karan aldı. Şirket yetkilileri 16 bin 600 bin adet Aristo modeli- nin 15 bin tanesinin Lexsus adıyla ABD'de, bin 600 ade- dinin de Kanada ve Ingilte- re'de satıldığını bildirdi. Öte yandan Volvo, ilk ev- rensel televizyon pazarlama anlaşmasını, CNN'le imza- ladı. lsveçli firmayla Ame- nkan yayın kuruluşu arasın- da yapılan üç yıl sürecek ve milyonlarca dolara mal ola- cak program anlaşması, bu yıhn haziran aymdan itiba- ren uygulamaya girecek. Kia işçilerinin grevi Güney Kore'nin en büyük otomobil üreticilerinden Kia Motors'daki 14 bine yakın işçinin üç gündür sür- dürdükleri gre\ bugün sona erecek. Kia Motors'da ça- lışan 5 bin işçi, önceki gün Kia'nın rakip fırmaja satıl- ması ihtimaline karşı yürüşe geçti. Llkede yaşanan iş- ten çıkarmalara karşı savaş açan Güney Kore otomo- th sektörü çanşanlaruun bağlı bulunduğu sendikalar ortakeylemde bulunarakgrev deki Kia Motors çalışan- lanna destek verdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle