15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKI Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli A A PB A PB PB PB Y 19 18 20 20 26 27 28 26 Sınop PB 19 Adana Samsun PB 18 Mersın Trabzon PB 22 Diyarbakır Gıresun PB 20 Şanlıurfa Ankara Y 20 Mardin Eskişehtr Y 20 Siirt Konya Y 21 Hakkâri Sıvas Y 20 Van Zonguldak PB 18 Antalya PB 26 Kars Karadenız'ın ıç ke- simlerı, iç Ege, Iç Anadolu, Göller Böl- gesı, Doğu Akdenız ile Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölge- leri sağanak ve yer y- er gökgürültülü sağa- nak yağışlı, öteki yer- ler az bulutlu geçe- cek. Hava sıcaklığ bıraz azalacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y / 4 9 10 12 13 10 13 Münih Y 12 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y Y Y Y Y Y PB 1b 16 14 16 21 21 18 23 Y 13 Şam Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y PB K Y PB PB Y A / 31 0 30 24 27 24 40 A 32 Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada nı mezarlıkta yatmasına nza göstermeyiz," Toplum bu denli duyarlı. Teröristin ölüsünü bile istemiyor. PKK'nin Güneydoğu'daki katliamlannı 15 yıldır organize eden Şemdin Sakık'ın TSK'nin dostta kı- vanç, düşmanda haset uyandıran mükemmel ope- rasyonuyla üçbuçuk dakikada "derdest edilip" Türkiye'ye getirilişi, toplumdakJ tepkilerte aynı gün- lere rastlıyor. Adamın bülbül gibi konuştuğu yazılı basın man- şetlerinden inmiyor. TV'lerin haber bültenlerinden eksik olmuyor. Ne ki, haberier bir başka haberle besleniyor: "Sakık, Pişmanlık Yasası'ndanyararianacak mı?" Soruyayanrt arayanlar: kamuoyu huzuruna Ada- let Bakanı Sunguriu'yu getiriyor: Oltan Bey bu konuda öyle bir konuşuyor ki, so- nuçta ne şiş yanıyor ne de kebap! Nasıl mı? Işte: Önce "Sakık'a isnat edilen suç- lann birçoğunun cezası ölümdür" diye tepkileri ya- tıştırmaya yönelik bir cümle kullanıyor. Fakat he- men sonra Türkiye'de yaşayan bakanımız şöyle konuşuyor: "Ama biz peşin peşin ne gibi suç is- nat edileceğini bilemeyiz." Daha sonraki söylemlerinde sanki Pişmanlık ya- salarından Sakık'ı yararlandırma olanağı arayanla- ra bir yol gösteriyor. "Meclis 'e sevk edilen (son) ka- nundan prensipte Şemdin Sakık da istifade eder." Bakan Sungurlu'nun sözünü ettiği ve toplumda büyük tepkilere yol açan tasarıya göre; "... deWe- tin biriiğini bozmaya yönelik... suça iştirak eden- lerden 'kanunun yayımindan önce haklarında tah- kikat başlamamış olanlar, faaliyetler hakkında bil- gi verdikleri takdirde' kendilehne ceza verilmeye- • cek." Tasannın bir başka maddesi ise "mahkûmiyeti kesinleşenlerden 'faydalı ihbarda bulunanların' ce- zalanntn üçte bire kadar indirileceğini, ölüm ceza- sının 20yıla, müebbet ağır hapis cezalannın dal5 yıla kadar düşürüleceğini" içeriyor. Nereden bakarsanız bakınız; tam Sakık'a uyum sağiayan maddeler... Sayın Sunguriu; buyurunuz, bu tasarıyı acilen yasalaştınnız! Nasıl yararianacak ki? 25 Mayıs 1993 Salı günü Bingöl'de yeni terhis olmuş 33 askeri ve sivilleri kurşunlayan teröristle- rin "komutanı" olduğu söylenen Sakık, oysa katli- amla övünüyor. Sakık, 1 Nisan 1998'de yandaşlanna gönderdi- • ği açıklamada "Eylemin (Bingöl katliamının) so- rvmluluğundan kaçmıyorum. Tam tersine sahiple- niyor, onurduyuyorum" diye yazıyor. ' ' üîyâYbâkır'daki sorgusunda "RürîüTTfiâk için" sa- yısı belirsiz onur duyduğu cinayetleri üstlenmekten kaçınır mı, şimdilerde bilinmiyor. Ama, Sakık'ı yürürlükteki Pişmanlık Yasası içine alarak neredeyse tek cinayetten sanık bir katil kim- liği vermeye çalışan birtartışma ortamı açılmak is- teniyor. Gözlerden kaçan veya kaçınlan bir nokta var; Turgut Özal patentli "teröhstlere af" olayı tekrar ısıtılmak isteniyor. Sakık'tan başlayarak bitmiş, tü- kenmiş PKK ve Apo ile "banşa ulaşmak" istemi ye- niden canlandırılmaya çalışılıyor. Bugün yürürlükte olan Pişmanlık Yasası'ndan Sakık nasıl yararianacak? Aslında pek çok heve- sin önünü kapayan soru bu. Zira, yürürlükteki yasal duruma göre Pişmanlık Yasası "ancak ihbar ve itirafta bulunmak kaydıyla 'kendiliğinden teslim olanlara' uygulanıyor," Sakık, "kendiliğinden teslim olanlardan" değil. Bu, bir. Barzani'nin yardımıyla "bulunmayacağını sandığı bir başka yere" gidiyordu, kaçıyordu. Bu, iki. Kendini güvende hissettiği zaman, kinlendiği Apo'ya nispet olsun diye daha kaç masum insanı öldüreceği belli değil. Bu, üç. Üstelik; Sakık, yasanın öngördüğü öğeden yok- sun, "kendiliğinden teslim olmadı". TSK'nin "hü- kümetten bile gizlediği bir operasyonla yakalandı". Sunguriu bir başka ülkede yaşıyor gibi, yürürlük- te olan yasaya göre "kendiliğinden gelip teslim ol- mayan" birteröriste... Meclis'te bulunan tasarıda- ki "kurtuluşyollarını açan" kimi ifadeler kullanıyor: "Ya Sakık'ın ifadeleriyle PKK çökertilirse" diyor. Bu mantıkla binlerce masum insanı katleden te- rörist elebaşılan, hatta Apo, sıyırıyor mu ne? Mimar Sinan 'da gelenekselsergi tstanbul Haber Servisi - Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunlannın geleneksel yıllık sanat ser- gisındeki yağhboya, akri- lik, pastel, suluboya, çini, seramik. heykel, özgün baskı ve fotoğraflardan oluşan yüzü aşkın yapıt, Is- tanbul Devlet Güzel Sanat- larGalerisi'nde sergilendı. Mimar Sinan Üniversi- tesi ÖğTetim Oyesi Prof. Ruşen Dora. serginin Türk görsel sanatının övünç bel- geleri olduğunu belirterek Mimar Sinan Üniversite- si'nin Türk sanatında çağ- daş ve özgün bir eğitım-öğ- retim veren tek loırum ol- duğunu söyledi. Dora, sergiye katılan sa- natçılan ise şöyle tanımla- dı: "Yeni-eski bir avuçda ol- sa her yü geleneksel "Aka- demi' sergisinde buluşan 'Türk sanatının insanlan', sahteleri yanında arkada saygılı kalıyorlar. Onlar, o gerçek sanat insanlanmız nasıl kişilerdir? Çekingen- dirler._ Degerierin kendine övgüde olmadığınm da bi- lincindedirler." Mimar Sinan Üniversi- tesi Rektörü Prof. Tamer Başoglu'nun da yapıtlany- la katıldığı sergide, Hüse- yin Bilışılv Kerim Silivrüi, Devrim Erbii, Ruzin Ger- çin, Ferit Özşen, Ayten Ye- tiş Doğu, Sadun Ersin, Me- riç Hızal. Sadi Oziş. Latife Aktan, Kemal İskender, Dinçer Erimez, Caner Ka- ravit'in de aralannda bu- lunduğu yüzü aşkın ismin eserleri sergilendi. (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46 R o m a n y a C u m h u r b a s k a n ı C o n s t a n t i n e s c u ' d a n s ü r p r i z a ç ı k l a m a 'Balkan Gücü için uygun yer Silipe' ANTALYA (Cumhuriyet) - Romanya Cumhur- baskanı Emil Constantinescu, Güneydoğu Avru- pa Tugayı (SEEBRİG) olarak tanımlanan Balkan Gücü'nün karargâhı olarak Bulgaristan'ın Silipe kentıni desteklediklerini açıkladı. Daha önce ka- rargâh olarak Edirne'yi destekleyen Romanya'mn cumhurbaskanı düzeyinde tavır değiştirmesi. baş- ta Cumhurbaskanı Süleyman Demirel olmak üze- re tüm Türk heyetinde şaşkınlık yarattı. Constantinescu. dün Antalya'da yapılan zirve- nin ardından düzenlenen basın toplantısında. Bal- kan Gücü karargâhı ve PKK konusundaki açıkla- malanyla sürpriz yaptı. Toplantı sırasında bir ga- zetecinin SEEBRIG'ın karargâhmın yeriyle ilgi- li sorusu üzerine Constantinescu, "Biz Bulgaris- tan'ınönerisinidestekliyoruz. Silipebu güç için uy- gun bir yerdir" yanıtmı verdi. Demirel ise aynı so- ruya "Sorun konuşuldu" demekle yetindi. Türk diplomatik çevreleri, Constantinescu'nun açıklamalannın büyük bir sürpriz olduğunu kay- dettiler. Romanya Cumhurbaskanı'nı "dosyaj'a hâkinı olmamakla" suçlayan çevTeler, Romanya Genelkurmay Başkam'nın, Türk muhatabı Orge- neral İsmail Hakkı Karadayı'ya bir mektup yaza- rak Balkan Gücü'nün Edirne'de konuşlanmasın- dan yana olduklannı ilettiğini anımsattılar. Bal- kan Gücü görüşünün Türkiye'den çıktığını ve Türkiye'nın asken olanaklannın Bulgaristan'a oranla çok daha iyi olduğunu belirten çevreler, ka- rargâhın büyük olasılıkla perde arkasında ABD'nin de desteklediği Edirne'de olacağını söy- lüyorlar. Aynı çevreler. önceki gün ve dün, aynı konuy- la ilgili olarak Bükreş'te de bir toplantı yapıldığı- nı; oradaki Romanyalı yetkilılerin, Türkiye'nin is- temı üzerine karargâh için önerdikleri Kösten- ce'yi masadan çektiklerini vurguladılar. Kaynak- lar. ancak Türk-Yunan rekabetinin çok üst düze- ye gelmesi durumunda, Silipe'nin karargâh mer- kezi olmasının gündeme gelebileceğini kaydetti- ler. Romanya Cumhurbaskanı, bir sürpriz de PKK ile ilgili soruya verdiği yarutla yaptı. Constanti- nescu, PKK'nin, ülkesinde terör örgütü olarak bulunmadığını; ancak bazı paravan kuruluşlar aracılığıyla bulunduğunu söyledi. Bu kuruluşla- rın, kendilerini kültürel ya da iş dernekleri gibi temsil ettiklerini belirten Constantinescu, bu ör- gütlere karşı sert önlemler almayacağı izlenimi- ni verdi. Türk yetkililer ise bu tür kurumlann, PKK'nin gelirleri için çok önemli olduğunu be- lirterek Romanya ve Bulgaristan'dan bu faaliyet- lerin engellenmesini istediklerini söylediler. Içiş- leri Bakanı Murat Başesgioğlu da sorular üzeri- ne, anlaşma kapsamında bu ülkelerle bilgi deği- şimi yapacaklannı ve örgütle ilgili her türlü bil- giyi vereceklerini iletti. Uyuşturucu ve teröre karşı işbiriiği • Baştarafi 1. Sayfada Avrupa'ya açılan en önemli ka- çakçılık yolu üzerinde bulunan üç Balkan ülkesinin cumhurbaşkan- lan Süleyman Demirel, Bulgar Pe- tar Stoyanov ve Rumen EmilCons- tantinescu dün Antalya'da düzen- lenen zirvede bu konuda bir anlaş- ma imzaladılar. Üç cumhurbaşka- nının geçen yıl Varna'da düzenle- dikleri toplantıda temeli atılan ve başta Yunanistan olmak üzere di- ğer Balkan ülkelerine de açık olan anlaşma, "İşbirliğinin arttınlması, terorizm ve organize suçlann ön- lenmesi, hızlı bilgi değişimi ve üst düze> sık temaslan" ıçenyor. Anlaşmada PKK kastedilerek terorizmle ilgili şu ifadelere yer ve- rildiği öğrenildi: "Terorizm en vahim insan hak- lan ihlali ve hukuk gerekçesi bu- lunmayan bir olaydır. Ülkelerin toprak bütünlüğüne ve genelde böl- genin banş ve istikrarına en büyük tehlikedir. Terorizm veörgütlü suç- lar arasındaki bağlantı kaygı veri- ci bir düzeye ulaşmıştır. Bu kap- samda caydırıcı ortak önlemler aunması gerekmektedir. Etkin mü- cadele için ortak irade oluşturul- malıdır." Anlaşmada en önemli maddeler arasında suçlulann anında iadesi mekanizmasının kurulması yer alı- yor. Şüpheli araç, kişıler ve der- neklerin içişleri bakanlıklan ara- sında kurulacak bir mekanizmay- la anında denetlenmesini de sağla- yacak olan anlaşma üç ülke arasın- da bilgi değişimini sağlayacak bir merkez oluşturulmasını da öngörü- yor. Üçlü zirvenin ardından yayımla- nan ortak bildiride de üçlü serbest ekonomi ve ticaret bölgesi kurul- ması karannın alındığı kaydedildi. Türkiye ile Romanya arasında iki aydır işleyen serbest ticaret anlaş- ması olduğunu, benzeranlaşmanın Bulgaristan ile de yapılacağını be- lirten yetkililer, böylece üç ülke- nin toplam 3 milyar dolarlık tica- ret hacimleri olacağını bildirdiler. Bildiride şu unsurlara yer verildi: - Cumhurbaşkanlan, Güneydo- ğu Avrupa'da banş ve istikrar için bölge ülkelerinin Avrupa ve Atlan- tik yapılanyla bütünleşmelerine öncelik verirler. - Bosna-Hersek'teki durumun normalleştirilmesi için Dayton Ba- nş Anlaşması'nın bir an önce so- nuçlandınlmasına işaret ederler. - Kosova'ya çözüm BM ve AGİT gibi uluslararası kuruluşlar gözetiminde sağlanmalıdır. Bu çö- züm bölgedeki Türk, Arnavut, Sırp ve diğer halklann haklannın ko- runmasıyla gerçekleşebilir. - Cumhurbaşkanlan, diğer bölge ülkelerinin de bu anlaşmaya katıl- malan çağnsınm Türkiye Cumhur- baskanı Süleyman Demirel'in yap- masını kararlaştırdılar. Zirvenin ardından yapılan basın toplantısında Cumhurbaskanı De- mirel, "Bölgedeki diğer ülkelerin de anlaşmaya katılmaları için çağ- nda bulunuyorum" diye konuştu. Balkan bölgesindeki en önemli gerginliğin Kosova olduğunu be- lirten Demirel, olası bir çözümün Yugoslavy a'nın toprak bütünlüğü- ne saygı çerçevesinde bulunması gerektiğini kaydetti. Demirel, Ro- manya ve Bulgaristan'ın NATO üyeliğini desteklediklerini kayde- derken siyasi ve ekonomik adım- lann hızlandınlacağını söyledi. Zirvenin son gününde bugün Demirel. Stoyanov ve Constanti- nescu ile ayn ayn görüşecek. Üç ülkenin dışişleri bakanlan da bir araya gelerek değerlendirme top- lantısında bulunacaklar. D¥P tideri-Tansu Çîfler'e Yüce Divan yolu • Baştarafi 1. Sayfada kurt da ANAP Grup Baş- kanvekili Uğur Aksöz'ü çe- nesinden tutup itti. Birleşimi yöneten ANAP'lı TBMM Başkanvekili Hasan Kork- mazcan, idare amirlerine "Olay çıkaranlan dışan çı- kann" diye seslendi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, "Anayasa dı- şı bir konuyu buraya getire- mezsiniz. O zaman böyle şe>lerolur"dedi. DYP'den itiraz ve protesto Çiller'in katılmayarak sa- vunma hakkını kullanmadı- ğı görüşmelere geçilmeden önce. DYP'lıler sıra kapakla- nna vurarak "usul tartışma- sı" açılmasını istediler. ANAP'hTBMM Başkanvekili Hasan Korkmaz- can. "önerge usule uygun olmasına karşın bazı gruplann ısran olduğunu" belirterek usul tar- tışması açtı. DYP'li Ahmet İyimaya, 1982 Ana- yasası'nı hazırlayan Danışma Meclisi'nin Ana- yasa Komisyonu Başkanı Orhan Aldıkaçü'nın "bir bakan veya başbakan hakkında açılan Yü- ce Divan'a sevk karannın Meclis tarafından red- dedilmesi karannın kesin olacağı" yönündekı sözlerinı örnek \ererek önergenin anayasaya ay- kın olduğunu ileri sürdü. Usul üzerine söz alan DSP Zonguldak Millet- vekili MümtazSoysal ise Meclis soruşturma ko- misyonunun ^argı" yetkisi bulunmadığı, dola- yısıyla aynı konuda önerge verilemeyeceği yö- nünde "kesinlik bulunmadığınr söyledi. Soy- sal. yeni iddıalar ortaya çıkması durumunda, bİT yılın dolmasına gerek kalmadan da soruşturma açılabileceğini belirterek "ABD'de 500 kişilik restoraıu ben mi açtrnı? Otel ruhsan için 70 bin doları ben mi verdim?" dedi. Bunun üzerine DYP'liler, sıra kapaklanna vurarak konuşmayı TBMMdeki dünkü birieşimde ANAP ve DYP'liler arasında sert tarüşmalar yaşandı. engellemeye başlayınca, "Bir siyasetçininaklan- masının en iyi \olu \'üce Divan'dır. Siz, Yüce Di- van'da aklanıp gelmesine, bu şaibenin aklanma- sına sevineceğinize bagınyorsunuz" diye konuş- tu. DYP'lıler. itırazlannın reddedilmesi üzerine görüşmelere geçileceği sırada. sözcü ve nöbet- çi bıraktıklan milletvekilleri dışında salonu terk ettiler. Bu sırada başkanlık divanında görev ya- pan Divan Kâtibi DYP'li Haluk Yıldız da elin- dekı anayasa ve içtüzüğü sert bir şekilde masa- ya atarak Divan'dan indi. Önerge sahipleri adma konuşan ANAP Kon- ya Milletvekili Ahmet Alkan. siyasetin adalet- ten kaçma aracı olmaması gerektiğini belirterek "Hem Çiüer'i hem de Yüce Meclis'i bir büyük şaibeden kurtaralun" dedi. DYP Amasya Mil- letvekili Ahmettyimaya,önergenin siyasi amaç- la verildiğini, Meclis'in, seçilmemiş bazı güçle- rin emellenne alet edildiğini iddia etti. DYP Sa- karya Millenekili Nevzat Ercan da "Çîller'in CIA ajanbğı, uyuşturucu kaçakçılanna destek verdiği, Azerbaycan'daki darbeye kanştığı, TE- DAŞ-TOFAŞ \olsuzlukJan- na bulaşhğı iddialan ne ka- dar doğruy sa bu iddialar da o kadar doğru. Diğer iddi- alar nasıl boynunuzda asılı kaidıysa bu da öyle kalacak" dedi. ANAP Aydın Milletveki- li Yüksel Yalova ise yeni de- liller ortaya çıktığı için yeni bir soruşturma açılmasının zorunlu olduğunu savunur- ken "Çiller daha önce açılan soruşturma sırasında birçok soruya yanıt vermemişti, şimdi biz ona savunma hak- kı veriyoruz" diye konuştu. Oylamaya katılmayan DYP'liler. bu dakikalarda gerçekleştirilen grup toplan- tısına katıldılar. Genel ku- rulda savunma hakkını kul- lanmayan Çiller de grupta konuştu. Oylamada, DYP kökenli bağımsız mil- letvekili Doğan Güreş ve Sedat Aloğlu önerge aleyhinde oy kullandı. Yüce Divan için ilk adım Servetiyle ilgili ilk Meclis soruşturmasından RP ile hükümet ortaklığı kurarak kurtulan Çil- ler'in, muhalefetteyken hakkında açılan 2. Mec- lis soruşturması, Yüce Divan yolunun ilk halka- sını oluşturacak. Anayasa ve içtüzük gereğince oluşturulacak Meclis soruşturma komisyonu, 2 ay içinde rapo- runu tamamlayacak. Bu süre içinde soruşturma tamamlanamazsa komisyon. Meclis'in verece- ği 2 aylık ek sürede raporunu tamamlamak zo- runda kalacak. Çiller, soruşturma komisyonu- nun en geç 4 ay içinde tamamlayarak genel ku- rula sunacağı raporun TBMM Genel Kuru- lu'ndaki oylamasında suçlu bulunursa tt Eski Devlet Bakanı. Başbakan ve Başbakan Yardım- cısı ve Dışişleri Bakanı" sıfatıyla Yüce Divan'da yargılanacak. Anlaştılar: Seçim 99 balıamıda H Baştarafi 1. Sayfada cağız. Daha sonrası> la ilgili olarak bir ortak noktaya gelme imkânı ol- madığmı birlikte tespitettik. 23 Ni- san'da >eniden bir araya geleceğiz. Başbakan umarım bu görüşmeye daha hazuiıklı gelecektir" dedi. Baykal gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, "seçimle ügüi ajnntı- lı bir müzakere yapmadıklannr bildirdi. Azınlık hükümetinin uzun vade- li gitmesinin mümkün olmadığı- nın görüldüğünü belirten Baykal. " Başbakan'la kamuoyuna açıkla- dığunız tavuianmızla ilgili nıuta- bakatı teyit ettik. Hükümeti CHP'nin > (inkndirdiğini. seçimler- leilgili diizenlemelerin öneminites- pit ettik" dedi. Baykal seçim tarihi dayatmasın- da olmadıklannı yinelerken, şu gö- rüşleri ifade etti: "Muhalefet par- tisi olarak görevimizi yapıyoruz. EleştirikrimizL,şikâyetlerinuri söy- lüyoruz. Ancak bunlann artık sa- dece lafta kalmaya çok fa/Ja taham- mülü yoktur. Kriz doğurmak iste- miyoruz, her yaptığuiızı da alkışla- mak istemiyorui dedik. Muhalefet partisiolarakgörevimizi yapmanın şartlaruu anyoruz. Bu intiyacı an- latmayı başardığunızı sanıyorum. Ekonomik politika, irticayla müca- dele anlayışı. partizanlık. ihaleler konularında şikâyetlerimiz var. Türkiye için bir seçim tarihi dayat- mamız yok. Türkiye için hangisi ryiyse o tarih iyidir." Baykal, görüşmede "imtiyazh müteahhitler" konusunun günde- me gelip gelmediği sorusuna, "Da- ha çok üzerinde mutabakat sagla- dığunız konulan gündeme getirme- ye özen gösterdik. Sıkıntılanmızı biliyor. O konulan da dikkatle izli- yoruz" yanıtını verdi. Bu hükümet modelinden yeni sarsıntılar yarat- madan yeni bir yapılanmaya geç- me gayreti içinde olduklannı bildi- ren Baykal, memura sendika yasa tasansı ile ilgili olarak "duyarlıhk- lannındikkate ahnacağuu sandığı- nı" söyledi. Baykal, Başbakan Yardımcısı BülentEcevit'in, kendilerini hedef alan "Gölge etmesinler başka ih- san istemez" sözleri anımsatılarak yöneltilen bir soruya da "Başba- kan bunlann kendi anlayışını aşan ve onu yansıtmayan değeriendir- meler olduğunu ifade etti. Biz par- tüerarası tartışmalan önümüzde- ki ciddi ulusal sonından ayınyonız. YerliyersizCHP'yesakiınnarsa bu onlann sorunu. Polemiğui yeri, za- manı var" yanıtmı verdi. Baykal. bir başka soru üzerine Yılmaz'ın kendilerine "hükümete girmeleri çağnsı yapmadığını. bunun anlamı olmadığını bfldiğuıi" söyledi. Alınan bilgiye göre Baykal gö- rüşmede "Türtdye'yi arka arkaya seçim şoklanna sokınamak için ye- rel ve genel seçimlerin birieştirilme- sinde yarar olduğunu" söyledi. Yılmaz'ın da bu görüşe sıcak bak- tığı ve iki liderin 1999 Martı'nda yerel ve genel seçimlerin birleşti- rilerek yapılması konusunda anlaş- tıklan öğrenildi. Baykal iki turlu sistemin sakıncalannı anlatıncada Yılmaz'ın "Herkesin farklı değer- lendirmeleri var. O zaman değiştir- meyelim" dediği bildirildi. Yılmaz. ortaklanyla görüştükten sonra yeniden Baykal ile bir araya gele- cek. > GOK gurultulu G Ü N D E M ML STAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada şünen kesimler önümüzdeki seçimlerde ne yapa- caklannı kestiremiyorlar. TBMM'deki görünüm doğal olarak yukarıda sö- zünü ettiğimiz kesimleri etkiliyor. Karar vermede bu belirieyici olacak. Konunun sol tabana yönelik yantnı sonraki ya- zılara bırakalım. Bugün, iki partinin TBMM ve ge- nel merkezlerindeki gelişmelere bakalım. DSP'de, Ecevit'in, Fethullah Gülen'le ilgili de- ğeriendirmelerinden duyulan bir rahatsızlık var. An- cak bu, yüksek sesle dile getirilmiyor. Ecevit'in ba- şı, 1980'li yıllarda "birfc>ö"/en"tanımıyladertteydi. 199O'li yıllarda da "bir Gülen " durumuyla karşı kar- şıya. Bu gidişle solda genel kabul görmüş "birbi- len"e ulaşmak zor görünüyor. Konuyu dağıtmayalım, DSP içiyle devam ede- lim. Karaytuğ'un ardından DSP'de kimler rahat de- ğil sorusunun altına şu adları yazmak olası: Mümtaz Soysal, Uluç Gürkart, Tahir Köse, Fikret Ünlü, Ayhan Gürel, Abdülbaki Gökçel... Bu adlara 10-15 kişinin daha eklenebileceğı be- lirtiliyor. Soysal, yakın çevresiyle yaptığı değerlen- dirmede, "gidişe ilişkin görüşlerini daha yüksek sesle dile getirme" eğiliminde olduğunu söylüyor. Ancak, bunun zemini konusunda kesin karar ver- miş görünmüyor. SHP-CHP'den DSP'ye gecenler ise kendilerine şu soruyu soruyorlar: - DSP'deki kimi politikalan onaylamakzor. Ama, CHP'de ne düzeldi ki burası iyi degil orası güzel diyelim? Bize ulaşan haberlere göre, kimi DSP'liler CHP'nin 22-23 Mayıs'taki kurultayını bekliyoriar. Bu kurultayda, kamuoyuna daha açık, yönetim kadroları "arkadaş grubundan" çok, sol yelpaze- yi içeren CHP görünümü oluşurşa, yeni bir dalga gündeme gelebilir. Ecevit ise "parti içinde rahatsızlık olduğu" gö- rüşlerine katılmıyor. "Rahatsız olanın bana söyle- mesi gerekir" diyor. Ecevit'e sorduk: - Karaytuğ'un ayrılmasını nasıl değerlendiriyor- sunuz? Yanıtı tanıdıktı: "Bizi hiç etkileyecek bir şey değil. Biz böyle şey- lere ahşığız. Üçe kadar da inmiştik, 76'ya çıktık. Üzerinde de durulacak bir olay değil." Delege kireçlenmesi... TBMM'nin sol kanadındaki tahterevallinin CHP yanınagelince... Baykal, bayram dönüşü Başbakan Mesut Yıl- maz la görüşmeden önce siyasi değerlendirme yapmamayı yeğledi. O zaman sorunun biçimini değiştirdik: - Tatil boyunca siyasete dışarıdan bakma fırsa- tı buldunuz, nasıl görünüyor? "Dağınık" deyip şu noktaların altını çizdi: - Meclis, toplumun çok gerisinde... - Siyasi partilerin halka daha açık olması gere- kiyor... - Delege sistemi, partilerin halkla ilişkisini engel- liyor. Bunu değiştirmek gerekiyor... İlk iki değerlendirme genel. Ama üçüncüsü özel- likle CHP için önemli bir durum. Bu sistemin par- ti organlannda ve milletvekilliğine giden eklemler- de kireçlenmeye neden olduğu, sağduyulu kesi- min kabul ettiği bir gerçek. Delegeden genele geçersek, CHP-DSP git-gel- lerinin temelinde şu sorun yatıyor: - Topluma, merkez solun Türkiye'yi yönetme id- diası olduğu anlatılamıyor. Neden anlatılamıyor? - Çünkü, bu iddiaya zemin oluşturacak bir prog- ram demeti yok. Bu olmayınca, DSP'ye kızan CHP'ye gidiyor, CHP'ye kızan DSP'ye... 1983'ten bu yana seçim sonuçlarına baktığımız- da merkez sol oylarda gerileme var. Son kamuoyu yoklamalarında iki partiye verilen en üst oranları toplasak, yüzde 25'te kalıyor. CHP kendisini DSP'den yanm puan önde görün- ce rahatlıyor. Aynı şey, DSP için de geçerli... Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönümünü selam- larken, Türkiye'yi bugünkü çıkmaza sağ ve sığ po- litikaların getirdiğini bir kez daha vurgulayahm. A- ma ikide bir bunu yinelemenin de ne sola faydası varneülkeye... Işin sol açısından bir başka acı yanı da şu: Sol, sağdaki ve şeriatçı kesimdeki gelişmeler yüzünden birbirine giriyor. Köy Enstitüleri'nin, Halkevleri'nin, Dil Kuru- mu'nun, Tarih Kurumu'nun çağa uyumunu gün- deme getirmek yerine, tarikatlann iyisini kötüsünü dert ediniyoruz... Van'da 2.5 trilyonhık eroin ele geçirildi Yurt Haberieri Servisi - Van'ın Başkale ilçesinde bir imalathaneye düzenlenen operasyonda piyasa değeri- nin 2.5 trilyon olduğu bildi- rilen 102 kilo eroin ele geçi- rildi. Olayla ilgili 11 kişi gö- zaltına alındı. Van kent mer- kezinde silahlı saldınya uğ- rayan uyuşturucudan sabı- kalı iki kişi öldü. Başkale'nin Yüceller Ma- hallesı'nde devriye gezen polis ekipleri. çevTeye yayı- lan koku nedeniyle Nad Yu- maz'ın evine baskın düzen- lediler. 50 polisin düzenle- diği baskmda, kurutulmaya bırakılmış 2.5 trilyon lirade- ğerinde 102 kilo eroin, 12 ki- lo eroin atık maddesi ve uyuşturucu yapımında kul- lanılan malzemeler ele geçi- rildi. Uyuşturucularla ilgili o- larak Naci Yılmaz, Safı Ar- vas, Celal Yakut Necip Te- kin,V'eyselGürcin, Yasin Ak- koyun, Yaşar Kıalay, Refik Yılmaz, Orhan Yılmaz, Sofi Yıhnaz ve 16 yaşındakı M.V, gözaltına alındı. Operasyon sırasında polise 100 bin mark rüşvet teklif ettıkleri öne sürülen Osman Köroğ- lu yakalanırken Yüdınm Ar- vasfiraretti. Van Emniyet Müdürü Ömef Sağuİ4aya. bölgede 1983 yılmdan bu yana polis tarafından düzenlenen ope- rasyonlarda 2 tonu aşkın ero- in ile 22 tondan fazla esrar ele geçirildiğine dikkat çek- ti. Bu arada Van'ın Şabani- ye Mahallesı'nde İskanGü- naşO ve Çetin Can adlı iki uyuşturucu sabıkalısı, kımli- ği belirsiz kişilerin silahlı saldınsı sonucu yaşamlannı yitirdiler. Uyuşturucu alış- verişinden kaynaklandığı öne sürülen olayla ilgili 3 kişinin arandığı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle