Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKI
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
A
A
PB
A
PB
PB
PB
Y
19
18
20
20
26
27
28
26
Sınop PB 19 Adana
Samsun PB 18 Mersın
Trabzon PB 22 Diyarbakır
Gıresun PB 20 Şanlıurfa
Ankara Y 20 Mardin
Eskişehtr Y 20 Siirt
Konya Y 21 Hakkâri
Sıvas Y 20 Van
Zonguldak PB 18 Antalya PB 26 Kars
Karadenız'ın ıç ke-
simlerı, iç Ege, Iç
Anadolu, Göller Böl-
gesı, Doğu Akdenız
ile Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölge-
leri sağanak ve yer y-
er gökgürültülü sağa-
nak yağışlı, öteki yer-
ler az bulutlu geçe-
cek. Hava sıcaklığ
bıraz azalacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
/
4
9
10
12
13
10
13
Münih Y 12 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
1b
16
14
16
21
21
18
23
Y 13 Şam
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
K
Y
PB
PB
Y
A
/
31
0
30
24
27
24
40
A 32
Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
nı mezarlıkta yatmasına nza göstermeyiz,"
Toplum bu denli duyarlı. Teröristin ölüsünü bile
istemiyor.
PKK'nin Güneydoğu'daki katliamlannı 15 yıldır
organize eden Şemdin Sakık'ın TSK'nin dostta kı-
vanç, düşmanda haset uyandıran mükemmel ope-
rasyonuyla üçbuçuk dakikada "derdest edilip"
Türkiye'ye getirilişi, toplumdakJ tepkilerte aynı gün-
lere rastlıyor.
Adamın bülbül gibi konuştuğu yazılı basın man-
şetlerinden inmiyor. TV'lerin haber bültenlerinden
eksik olmuyor. Ne ki, haberier bir başka haberle
besleniyor:
"Sakık, Pişmanlık Yasası'ndanyararianacak mı?"
Soruyayanrt arayanlar: kamuoyu huzuruna Ada-
let Bakanı Sunguriu'yu getiriyor:
Oltan Bey bu konuda öyle bir konuşuyor ki, so-
nuçta ne şiş yanıyor ne de kebap!
Nasıl mı? Işte: Önce "Sakık'a isnat edilen suç-
lann birçoğunun cezası ölümdür" diye tepkileri ya-
tıştırmaya yönelik bir cümle kullanıyor. Fakat he-
men sonra Türkiye'de yaşayan bakanımız şöyle
konuşuyor: "Ama biz peşin peşin ne gibi suç is-
nat edileceğini bilemeyiz."
Daha sonraki söylemlerinde sanki Pişmanlık ya-
salarından Sakık'ı yararlandırma olanağı arayanla-
ra bir yol gösteriyor. "Meclis 'e sevk edilen (son) ka-
nundan prensipte Şemdin Sakık da istifade eder."
Bakan Sungurlu'nun sözünü ettiği ve toplumda
büyük tepkilere yol açan tasarıya göre; "... deWe-
tin biriiğini bozmaya yönelik... suça iştirak eden-
lerden 'kanunun yayımindan önce haklarında tah-
kikat başlamamış olanlar, faaliyetler hakkında bil-
gi verdikleri takdirde' kendilehne ceza verilmeye-
• cek."
Tasannın bir başka maddesi ise "mahkûmiyeti
kesinleşenlerden 'faydalı ihbarda bulunanların' ce-
zalanntn üçte bire kadar indirileceğini, ölüm ceza-
sının 20yıla, müebbet ağır hapis cezalannın dal5
yıla kadar düşürüleceğini" içeriyor.
Nereden bakarsanız bakınız; tam Sakık'a uyum
sağiayan maddeler...
Sayın Sunguriu; buyurunuz, bu tasarıyı acilen
yasalaştınnız!
Nasıl yararianacak ki?
25 Mayıs 1993 Salı günü Bingöl'de yeni terhis
olmuş 33 askeri ve sivilleri kurşunlayan teröristle-
rin "komutanı" olduğu söylenen Sakık, oysa katli-
amla övünüyor.
Sakık, 1 Nisan 1998'de yandaşlanna gönderdi-
• ği açıklamada "Eylemin (Bingöl katliamının) so-
rvmluluğundan kaçmıyorum. Tam tersine sahiple-
niyor, onurduyuyorum" diye yazıyor.
' ' üîyâYbâkır'daki sorgusunda "RürîüTTfiâk için" sa-
yısı belirsiz onur duyduğu cinayetleri üstlenmekten
kaçınır mı, şimdilerde bilinmiyor.
Ama, Sakık'ı yürürlükteki Pişmanlık Yasası içine
alarak neredeyse tek cinayetten sanık bir katil kim-
liği vermeye çalışan birtartışma ortamı açılmak is-
teniyor.
Gözlerden kaçan veya kaçınlan bir nokta var;
Turgut Özal patentli "teröhstlere af" olayı tekrar
ısıtılmak isteniyor. Sakık'tan başlayarak bitmiş, tü-
kenmiş PKK ve Apo ile "banşa ulaşmak" istemi ye-
niden canlandırılmaya çalışılıyor.
Bugün yürürlükte olan Pişmanlık Yasası'ndan
Sakık nasıl yararianacak? Aslında pek çok heve-
sin önünü kapayan soru bu.
Zira, yürürlükteki yasal duruma göre Pişmanlık
Yasası "ancak ihbar ve itirafta bulunmak kaydıyla
'kendiliğinden teslim olanlara' uygulanıyor,"
Sakık, "kendiliğinden teslim olanlardan" değil.
Bu, bir. Barzani'nin yardımıyla "bulunmayacağını
sandığı bir başka yere" gidiyordu, kaçıyordu. Bu,
iki.
Kendini güvende hissettiği zaman, kinlendiği
Apo'ya nispet olsun diye daha kaç masum insanı
öldüreceği belli değil. Bu, üç.
Üstelik; Sakık, yasanın öngördüğü öğeden yok-
sun, "kendiliğinden teslim olmadı". TSK'nin "hü-
kümetten bile gizlediği bir operasyonla yakalandı".
Sunguriu bir başka ülkede yaşıyor gibi, yürürlük-
te olan yasaya göre "kendiliğinden gelip teslim ol-
mayan" birteröriste... Meclis'te bulunan tasarıda-
ki "kurtuluşyollarını açan" kimi ifadeler kullanıyor:
"Ya Sakık'ın ifadeleriyle PKK çökertilirse" diyor.
Bu mantıkla binlerce masum insanı katleden te-
rörist elebaşılan, hatta Apo, sıyırıyor mu ne?
Mimar Sinan 'da
gelenekselsergi
tstanbul Haber Servisi -
Mimar Sinan Üniversitesi
Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi mezunlannın
geleneksel yıllık sanat ser-
gisındeki yağhboya, akri-
lik, pastel, suluboya, çini,
seramik. heykel, özgün
baskı ve fotoğraflardan
oluşan yüzü aşkın yapıt, Is-
tanbul Devlet Güzel Sanat-
larGalerisi'nde sergilendı.
Mimar Sinan Üniversi-
tesi ÖğTetim Oyesi Prof.
Ruşen Dora. serginin Türk
görsel sanatının övünç bel-
geleri olduğunu belirterek
Mimar Sinan Üniversite-
si'nin Türk sanatında çağ-
daş ve özgün bir eğitım-öğ-
retim veren tek loırum ol-
duğunu söyledi.
Dora, sergiye katılan sa-
natçılan ise şöyle tanımla-
dı:
"Yeni-eski bir avuçda ol-
sa her yü geleneksel "Aka-
demi' sergisinde buluşan
'Türk sanatının insanlan',
sahteleri yanında arkada
saygılı kalıyorlar. Onlar, o
gerçek sanat insanlanmız
nasıl kişilerdir? Çekingen-
dirler._ Degerierin kendine
övgüde olmadığınm da bi-
lincindedirler."
Mimar Sinan Üniversi-
tesi Rektörü Prof. Tamer
Başoglu'nun da yapıtlany-
la katıldığı sergide, Hüse-
yin Bilışılv Kerim Silivrüi,
Devrim Erbii, Ruzin Ger-
çin, Ferit Özşen, Ayten Ye-
tiş Doğu, Sadun Ersin, Me-
riç Hızal. Sadi Oziş. Latife
Aktan, Kemal İskender,
Dinçer Erimez, Caner Ka-
ravit'in de aralannda bu-
lunduğu yüzü aşkın ismin
eserleri sergilendi.
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
R o m a n y a C u m h u r b a s k a n ı C o n s t a n t i n e s c u ' d a n s ü r p r i z a ç ı k l a m a
'Balkan Gücü için uygun yer Silipe'
ANTALYA (Cumhuriyet) - Romanya Cumhur-
baskanı Emil Constantinescu, Güneydoğu Avru-
pa Tugayı (SEEBRİG) olarak tanımlanan Balkan
Gücü'nün karargâhı olarak Bulgaristan'ın Silipe
kentıni desteklediklerini açıkladı. Daha önce ka-
rargâh olarak Edirne'yi destekleyen Romanya'mn
cumhurbaskanı düzeyinde tavır değiştirmesi. baş-
ta Cumhurbaskanı Süleyman Demirel olmak üze-
re tüm Türk heyetinde şaşkınlık yarattı.
Constantinescu. dün Antalya'da yapılan zirve-
nin ardından düzenlenen basın toplantısında. Bal-
kan Gücü karargâhı ve PKK konusundaki açıkla-
malanyla sürpriz yaptı. Toplantı sırasında bir ga-
zetecinin SEEBRIG'ın karargâhmın yeriyle ilgi-
li sorusu üzerine Constantinescu, "Biz Bulgaris-
tan'ınönerisinidestekliyoruz. Silipebu güç için uy-
gun bir yerdir" yanıtmı verdi. Demirel ise aynı so-
ruya "Sorun konuşuldu" demekle yetindi.
Türk diplomatik çevreleri, Constantinescu'nun
açıklamalannın büyük bir sürpriz olduğunu kay-
dettiler. Romanya Cumhurbaskanı'nı "dosyaj'a
hâkinı olmamakla" suçlayan çevTeler, Romanya
Genelkurmay Başkam'nın, Türk muhatabı Orge-
neral İsmail Hakkı Karadayı'ya bir mektup yaza-
rak Balkan Gücü'nün Edirne'de konuşlanmasın-
dan yana olduklannı ilettiğini anımsattılar. Bal-
kan Gücü görüşünün Türkiye'den çıktığını ve
Türkiye'nın asken olanaklannın Bulgaristan'a
oranla çok daha iyi olduğunu belirten çevreler, ka-
rargâhın büyük olasılıkla perde arkasında
ABD'nin de desteklediği Edirne'de olacağını söy-
lüyorlar.
Aynı çevreler. önceki gün ve dün, aynı konuy-
la ilgili olarak Bükreş'te de bir toplantı yapıldığı-
nı; oradaki Romanyalı yetkilılerin, Türkiye'nin is-
temı üzerine karargâh için önerdikleri Kösten-
ce'yi masadan çektiklerini vurguladılar. Kaynak-
lar. ancak Türk-Yunan rekabetinin çok üst düze-
ye gelmesi durumunda, Silipe'nin karargâh mer-
kezi olmasının gündeme gelebileceğini kaydetti-
ler.
Romanya Cumhurbaskanı, bir sürpriz de PKK
ile ilgili soruya verdiği yarutla yaptı. Constanti-
nescu, PKK'nin, ülkesinde terör örgütü olarak
bulunmadığını; ancak bazı paravan kuruluşlar
aracılığıyla bulunduğunu söyledi. Bu kuruluşla-
rın, kendilerini kültürel ya da iş dernekleri gibi
temsil ettiklerini belirten Constantinescu, bu ör-
gütlere karşı sert önlemler almayacağı izlenimi-
ni verdi. Türk yetkililer ise bu tür kurumlann,
PKK'nin gelirleri için çok önemli olduğunu be-
lirterek Romanya ve Bulgaristan'dan bu faaliyet-
lerin engellenmesini istediklerini söylediler. Içiş-
leri Bakanı Murat Başesgioğlu da sorular üzeri-
ne, anlaşma kapsamında bu ülkelerle bilgi deği-
şimi yapacaklannı ve örgütle ilgili her türlü bil-
giyi vereceklerini iletti.
Uyuşturucu ve teröre karşı işbiriiği
• Baştarafi 1. Sayfada
Avrupa'ya açılan en önemli ka-
çakçılık yolu üzerinde bulunan üç
Balkan ülkesinin cumhurbaşkan-
lan Süleyman Demirel, Bulgar Pe-
tar Stoyanov ve Rumen EmilCons-
tantinescu dün Antalya'da düzen-
lenen zirvede bu konuda bir anlaş-
ma imzaladılar. Üç cumhurbaşka-
nının geçen yıl Varna'da düzenle-
dikleri toplantıda temeli atılan ve
başta Yunanistan olmak üzere di-
ğer Balkan ülkelerine de açık olan
anlaşma, "İşbirliğinin arttınlması,
terorizm ve organize suçlann ön-
lenmesi, hızlı bilgi değişimi ve üst
düze> sık temaslan" ıçenyor.
Anlaşmada PKK kastedilerek
terorizmle ilgili şu ifadelere yer ve-
rildiği öğrenildi:
"Terorizm en vahim insan hak-
lan ihlali ve hukuk gerekçesi bu-
lunmayan bir olaydır. Ülkelerin
toprak bütünlüğüne ve genelde böl-
genin banş ve istikrarına en büyük
tehlikedir. Terorizm veörgütlü suç-
lar arasındaki bağlantı kaygı veri-
ci bir düzeye ulaşmıştır. Bu kap-
samda caydırıcı ortak önlemler
aunması gerekmektedir. Etkin mü-
cadele için ortak irade oluşturul-
malıdır."
Anlaşmada en önemli maddeler
arasında suçlulann anında iadesi
mekanizmasının kurulması yer alı-
yor. Şüpheli araç, kişıler ve der-
neklerin içişleri bakanlıklan ara-
sında kurulacak bir mekanizmay-
la anında denetlenmesini de sağla-
yacak olan anlaşma üç ülke arasın-
da bilgi değişimini sağlayacak bir
merkez oluşturulmasını da öngörü-
yor.
Üçlü zirvenin ardından yayımla-
nan ortak bildiride de üçlü serbest
ekonomi ve ticaret bölgesi kurul-
ması karannın alındığı kaydedildi.
Türkiye ile Romanya arasında iki
aydır işleyen serbest ticaret anlaş-
ması olduğunu, benzeranlaşmanın
Bulgaristan ile de yapılacağını be-
lirten yetkililer, böylece üç ülke-
nin toplam 3 milyar dolarlık tica-
ret hacimleri olacağını bildirdiler.
Bildiride şu unsurlara yer verildi:
- Cumhurbaşkanlan, Güneydo-
ğu Avrupa'da banş ve istikrar için
bölge ülkelerinin Avrupa ve Atlan-
tik yapılanyla bütünleşmelerine
öncelik verirler.
- Bosna-Hersek'teki durumun
normalleştirilmesi için Dayton Ba-
nş Anlaşması'nın bir an önce so-
nuçlandınlmasına işaret ederler.
- Kosova'ya çözüm BM ve
AGİT gibi uluslararası kuruluşlar
gözetiminde sağlanmalıdır. Bu çö-
züm bölgedeki Türk, Arnavut, Sırp
ve diğer halklann haklannın ko-
runmasıyla gerçekleşebilir.
- Cumhurbaşkanlan, diğer bölge
ülkelerinin de bu anlaşmaya katıl-
malan çağnsınm Türkiye Cumhur-
baskanı Süleyman Demirel'in yap-
masını kararlaştırdılar.
Zirvenin ardından yapılan basın
toplantısında Cumhurbaskanı De-
mirel, "Bölgedeki diğer ülkelerin
de anlaşmaya katılmaları için çağ-
nda bulunuyorum" diye konuştu.
Balkan bölgesindeki en önemli
gerginliğin Kosova olduğunu be-
lirten Demirel, olası bir çözümün
Yugoslavy a'nın toprak bütünlüğü-
ne saygı çerçevesinde bulunması
gerektiğini kaydetti. Demirel, Ro-
manya ve Bulgaristan'ın NATO
üyeliğini desteklediklerini kayde-
derken siyasi ve ekonomik adım-
lann hızlandınlacağını söyledi.
Zirvenin son gününde bugün
Demirel. Stoyanov ve Constanti-
nescu ile ayn ayn görüşecek. Üç
ülkenin dışişleri bakanlan da bir
araya gelerek değerlendirme top-
lantısında bulunacaklar.
D¥P tideri-Tansu Çîfler'e Yüce Divan yolu
• Baştarafi 1. Sayfada
kurt da ANAP Grup Baş-
kanvekili Uğur Aksöz'ü çe-
nesinden tutup itti. Birleşimi
yöneten ANAP'lı TBMM
Başkanvekili Hasan Kork-
mazcan, idare amirlerine
"Olay çıkaranlan dışan çı-
kann" diye seslendi. DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Ekinci, "Anayasa dı-
şı bir konuyu buraya getire-
mezsiniz. O zaman böyle
şe>lerolur"dedi.
DYP'den itiraz ve
protesto
Çiller'in katılmayarak sa-
vunma hakkını kullanmadı-
ğı görüşmelere geçilmeden
önce. DYP'lıler sıra kapakla-
nna vurarak "usul tartışma-
sı" açılmasını istediler.
ANAP'hTBMM Başkanvekili Hasan Korkmaz-
can. "önerge usule uygun olmasına karşın bazı
gruplann ısran olduğunu" belirterek usul tar-
tışması açtı. DYP'li Ahmet İyimaya, 1982 Ana-
yasası'nı hazırlayan Danışma Meclisi'nin Ana-
yasa Komisyonu Başkanı Orhan Aldıkaçü'nın
"bir bakan veya başbakan hakkında açılan Yü-
ce Divan'a sevk karannın Meclis tarafından red-
dedilmesi karannın kesin olacağı" yönündekı
sözlerinı örnek \ererek önergenin anayasaya ay-
kın olduğunu ileri sürdü.
Usul üzerine söz alan DSP Zonguldak Millet-
vekili MümtazSoysal ise Meclis soruşturma ko-
misyonunun ^argı" yetkisi bulunmadığı, dola-
yısıyla aynı konuda önerge verilemeyeceği yö-
nünde "kesinlik bulunmadığınr söyledi. Soy-
sal. yeni iddıalar ortaya çıkması durumunda, bİT
yılın dolmasına gerek kalmadan da soruşturma
açılabileceğini belirterek "ABD'de 500 kişilik
restoraıu ben mi açtrnı? Otel ruhsan için 70 bin
doları ben mi verdim?" dedi. Bunun üzerine
DYP'liler, sıra kapaklanna vurarak konuşmayı
TBMMdeki dünkü birieşimde ANAP ve DYP'liler arasında sert tarüşmalar yaşandı.
engellemeye başlayınca, "Bir siyasetçininaklan-
masının en iyi \olu \'üce Divan'dır. Siz, Yüce Di-
van'da aklanıp gelmesine, bu şaibenin aklanma-
sına sevineceğinize bagınyorsunuz" diye konuş-
tu. DYP'lıler. itırazlannın reddedilmesi üzerine
görüşmelere geçileceği sırada. sözcü ve nöbet-
çi bıraktıklan milletvekilleri dışında salonu terk
ettiler. Bu sırada başkanlık divanında görev ya-
pan Divan Kâtibi DYP'li Haluk Yıldız da elin-
dekı anayasa ve içtüzüğü sert bir şekilde masa-
ya atarak Divan'dan indi.
Önerge sahipleri adma konuşan ANAP Kon-
ya Milletvekili Ahmet Alkan. siyasetin adalet-
ten kaçma aracı olmaması gerektiğini belirterek
"Hem Çiüer'i hem de Yüce Meclis'i bir büyük
şaibeden kurtaralun" dedi. DYP Amasya Mil-
letvekili Ahmettyimaya,önergenin siyasi amaç-
la verildiğini, Meclis'in, seçilmemiş bazı güçle-
rin emellenne alet edildiğini iddia etti. DYP Sa-
karya Millenekili Nevzat Ercan da "Çîller'in
CIA ajanbğı, uyuşturucu kaçakçılanna destek
verdiği, Azerbaycan'daki darbeye kanştığı, TE-
DAŞ-TOFAŞ \olsuzlukJan-
na bulaşhğı iddialan ne ka-
dar doğruy sa bu iddialar da
o kadar doğru. Diğer iddi-
alar nasıl boynunuzda asılı
kaidıysa bu da öyle kalacak"
dedi.
ANAP Aydın Milletveki-
li Yüksel Yalova ise yeni de-
liller ortaya çıktığı için yeni
bir soruşturma açılmasının
zorunlu olduğunu savunur-
ken "Çiller daha önce açılan
soruşturma sırasında birçok
soruya yanıt vermemişti,
şimdi biz ona savunma hak-
kı veriyoruz" diye konuştu.
Oylamaya katılmayan
DYP'liler. bu dakikalarda
gerçekleştirilen grup toplan-
tısına katıldılar. Genel ku-
rulda savunma hakkını kul-
lanmayan Çiller de grupta
konuştu. Oylamada, DYP kökenli bağımsız mil-
letvekili Doğan Güreş ve Sedat Aloğlu önerge
aleyhinde oy kullandı.
Yüce Divan için ilk adım
Servetiyle ilgili ilk Meclis soruşturmasından
RP ile hükümet ortaklığı kurarak kurtulan Çil-
ler'in, muhalefetteyken hakkında açılan 2. Mec-
lis soruşturması, Yüce Divan yolunun ilk halka-
sını oluşturacak.
Anayasa ve içtüzük gereğince oluşturulacak
Meclis soruşturma komisyonu, 2 ay içinde rapo-
runu tamamlayacak. Bu süre içinde soruşturma
tamamlanamazsa komisyon. Meclis'in verece-
ği 2 aylık ek sürede raporunu tamamlamak zo-
runda kalacak. Çiller, soruşturma komisyonu-
nun en geç 4 ay içinde tamamlayarak genel ku-
rula sunacağı raporun TBMM Genel Kuru-
lu'ndaki oylamasında suçlu bulunursa
tt
Eski
Devlet Bakanı. Başbakan ve Başbakan Yardım-
cısı ve Dışişleri Bakanı" sıfatıyla Yüce Divan'da
yargılanacak.
Anlaştılar: Seçim 99 balıamıda
H Baştarafi 1. Sayfada
cağız. Daha sonrası> la ilgili olarak
bir ortak noktaya gelme imkânı ol-
madığmı birlikte tespitettik. 23 Ni-
san'da >eniden bir araya geleceğiz.
Başbakan umarım bu görüşmeye
daha hazuiıklı gelecektir" dedi.
Baykal gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken, "seçimle ügüi ajnntı-
lı bir müzakere yapmadıklannr
bildirdi.
Azınlık hükümetinin uzun vade-
li gitmesinin mümkün olmadığı-
nın görüldüğünü belirten Baykal.
" Başbakan'la kamuoyuna açıkla-
dığunız tavuianmızla ilgili nıuta-
bakatı teyit ettik. Hükümeti
CHP'nin > (inkndirdiğini. seçimler-
leilgili diizenlemelerin öneminites-
pit ettik" dedi.
Baykal seçim tarihi dayatmasın-
da olmadıklannı yinelerken, şu gö-
rüşleri ifade etti: "Muhalefet par-
tisi olarak görevimizi yapıyoruz.
EleştirikrimizL,şikâyetlerinuri söy-
lüyoruz. Ancak bunlann artık sa-
dece lafta kalmaya çok fa/Ja taham-
mülü yoktur. Kriz doğurmak iste-
miyoruz, her yaptığuiızı da alkışla-
mak istemiyorui dedik. Muhalefet
partisiolarakgörevimizi yapmanın
şartlaruu anyoruz. Bu intiyacı an-
latmayı başardığunızı sanıyorum.
Ekonomik politika, irticayla müca-
dele anlayışı. partizanlık. ihaleler
konularında şikâyetlerimiz var.
Türkiye için bir seçim tarihi dayat-
mamız yok. Türkiye için hangisi
ryiyse o tarih iyidir."
Baykal, görüşmede "imtiyazh
müteahhitler" konusunun günde-
me gelip gelmediği sorusuna, "Da-
ha çok üzerinde mutabakat sagla-
dığunız konulan gündeme getirme-
ye özen gösterdik. Sıkıntılanmızı
biliyor. O konulan da dikkatle izli-
yoruz" yanıtını verdi. Bu hükümet
modelinden yeni sarsıntılar yarat-
madan yeni bir yapılanmaya geç-
me gayreti içinde olduklannı bildi-
ren Baykal, memura sendika yasa
tasansı ile ilgili olarak "duyarlıhk-
lannındikkate ahnacağuu sandığı-
nı" söyledi.
Baykal, Başbakan Yardımcısı
BülentEcevit'in, kendilerini hedef
alan "Gölge etmesinler başka ih-
san istemez" sözleri anımsatılarak
yöneltilen bir soruya da "Başba-
kan bunlann kendi anlayışını aşan
ve onu yansıtmayan değeriendir-
meler olduğunu ifade etti. Biz par-
tüerarası tartışmalan önümüzde-
ki ciddi ulusal sonından ayınyonız.
YerliyersizCHP'yesakiınnarsa bu
onlann sorunu. Polemiğui yeri, za-
manı var" yanıtmı verdi. Baykal.
bir başka soru üzerine Yılmaz'ın
kendilerine "hükümete girmeleri
çağnsı yapmadığını. bunun anlamı
olmadığını bfldiğuıi" söyledi.
Alınan bilgiye göre Baykal gö-
rüşmede "Türtdye'yi arka arkaya
seçim şoklanna sokınamak için ye-
rel ve genel seçimlerin birieştirilme-
sinde yarar olduğunu" söyledi.
Yılmaz'ın da bu görüşe sıcak bak-
tığı ve iki liderin 1999 Martı'nda
yerel ve genel seçimlerin birleşti-
rilerek yapılması konusunda anlaş-
tıklan öğrenildi. Baykal iki turlu
sistemin sakıncalannı anlatıncada
Yılmaz'ın "Herkesin farklı değer-
lendirmeleri var. O zaman değiştir-
meyelim" dediği bildirildi. Yılmaz.
ortaklanyla görüştükten sonra
yeniden Baykal ile bir araya gele-
cek.
> GOK gurultulu
G Ü N D E M ML STAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
şünen kesimler önümüzdeki seçimlerde ne yapa-
caklannı kestiremiyorlar.
TBMM'deki görünüm doğal olarak yukarıda sö-
zünü ettiğimiz kesimleri etkiliyor. Karar vermede bu
belirieyici olacak.
Konunun sol tabana yönelik yantnı sonraki ya-
zılara bırakalım. Bugün, iki partinin TBMM ve ge-
nel merkezlerindeki gelişmelere bakalım.
DSP'de, Ecevit'in, Fethullah Gülen'le ilgili de-
ğeriendirmelerinden duyulan bir rahatsızlık var. An-
cak bu, yüksek sesle dile getirilmiyor. Ecevit'in ba-
şı, 1980'li yıllarda "birfc>ö"/en"tanımıyladertteydi.
199O'li yıllarda da "bir Gülen " durumuyla karşı kar-
şıya. Bu gidişle solda genel kabul görmüş "birbi-
len"e ulaşmak zor görünüyor.
Konuyu dağıtmayalım, DSP içiyle devam ede-
lim. Karaytuğ'un ardından DSP'de kimler rahat de-
ğil sorusunun altına şu adları yazmak olası:
Mümtaz Soysal, Uluç Gürkart, Tahir Köse,
Fikret Ünlü, Ayhan Gürel, Abdülbaki Gökçel...
Bu adlara 10-15 kişinin daha eklenebileceğı be-
lirtiliyor. Soysal, yakın çevresiyle yaptığı değerlen-
dirmede, "gidişe ilişkin görüşlerini daha yüksek
sesle dile getirme" eğiliminde olduğunu söylüyor.
Ancak, bunun zemini konusunda kesin karar ver-
miş görünmüyor.
SHP-CHP'den DSP'ye gecenler ise kendilerine
şu soruyu soruyorlar:
- DSP'deki kimi politikalan onaylamakzor. Ama,
CHP'de ne düzeldi ki burası iyi degil orası güzel
diyelim?
Bize ulaşan haberlere göre, kimi DSP'liler
CHP'nin 22-23 Mayıs'taki kurultayını bekliyoriar.
Bu kurultayda, kamuoyuna daha açık, yönetim
kadroları "arkadaş grubundan" çok, sol yelpaze-
yi içeren CHP görünümü oluşurşa, yeni bir dalga
gündeme gelebilir.
Ecevit ise "parti içinde rahatsızlık olduğu" gö-
rüşlerine katılmıyor. "Rahatsız olanın bana söyle-
mesi gerekir" diyor. Ecevit'e sorduk:
- Karaytuğ'un ayrılmasını nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
Yanıtı tanıdıktı:
"Bizi hiç etkileyecek bir şey değil. Biz böyle şey-
lere ahşığız. Üçe kadar da inmiştik, 76'ya çıktık.
Üzerinde de durulacak bir olay değil."
Delege kireçlenmesi...
TBMM'nin sol kanadındaki tahterevallinin CHP
yanınagelince...
Baykal, bayram dönüşü Başbakan Mesut Yıl-
maz la görüşmeden önce siyasi değerlendirme
yapmamayı yeğledi. O zaman sorunun biçimini
değiştirdik:
- Tatil boyunca siyasete dışarıdan bakma fırsa-
tı buldunuz, nasıl görünüyor?
"Dağınık" deyip şu noktaların altını çizdi:
- Meclis, toplumun çok gerisinde...
- Siyasi partilerin halka daha açık olması gere-
kiyor...
- Delege sistemi, partilerin halkla ilişkisini engel-
liyor. Bunu değiştirmek gerekiyor...
İlk iki değerlendirme genel. Ama üçüncüsü özel-
likle CHP için önemli bir durum. Bu sistemin par-
ti organlannda ve milletvekilliğine giden eklemler-
de kireçlenmeye neden olduğu, sağduyulu kesi-
min kabul ettiği bir gerçek.
Delegeden genele geçersek, CHP-DSP git-gel-
lerinin temelinde şu sorun yatıyor:
- Topluma, merkez solun Türkiye'yi yönetme id-
diası olduğu anlatılamıyor.
Neden anlatılamıyor?
- Çünkü, bu iddiaya zemin oluşturacak bir prog-
ram demeti yok.
Bu olmayınca, DSP'ye kızan CHP'ye gidiyor,
CHP'ye kızan DSP'ye...
1983'ten bu yana seçim sonuçlarına baktığımız-
da merkez sol oylarda gerileme var. Son kamuoyu
yoklamalarında iki partiye verilen en üst oranları
toplasak, yüzde 25'te kalıyor.
CHP kendisini DSP'den yanm puan önde görün-
ce rahatlıyor. Aynı şey, DSP için de geçerli...
Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönümünü selam-
larken, Türkiye'yi bugünkü çıkmaza sağ ve sığ po-
litikaların getirdiğini bir kez daha vurgulayahm. A-
ma ikide bir bunu yinelemenin de ne sola faydası
varneülkeye...
Işin sol açısından bir başka acı yanı da şu:
Sol, sağdaki ve şeriatçı kesimdeki gelişmeler
yüzünden birbirine giriyor.
Köy Enstitüleri'nin, Halkevleri'nin, Dil Kuru-
mu'nun, Tarih Kurumu'nun çağa uyumunu gün-
deme getirmek yerine, tarikatlann iyisini kötüsünü
dert ediniyoruz...
Van'da 2.5 trilyonhık
eroin ele geçirildi
Yurt Haberieri Servisi -
Van'ın Başkale ilçesinde bir
imalathaneye düzenlenen
operasyonda piyasa değeri-
nin 2.5 trilyon olduğu bildi-
rilen 102 kilo eroin ele geçi-
rildi. Olayla ilgili 11 kişi gö-
zaltına alındı. Van kent mer-
kezinde silahlı saldınya uğ-
rayan uyuşturucudan sabı-
kalı iki kişi öldü.
Başkale'nin Yüceller Ma-
hallesı'nde devriye gezen
polis ekipleri. çevTeye yayı-
lan koku nedeniyle Nad Yu-
maz'ın evine baskın düzen-
lediler. 50 polisin düzenle-
diği baskmda, kurutulmaya
bırakılmış 2.5 trilyon lirade-
ğerinde 102 kilo eroin, 12 ki-
lo eroin atık maddesi ve
uyuşturucu yapımında kul-
lanılan malzemeler ele geçi-
rildi.
Uyuşturucularla ilgili o-
larak Naci Yılmaz, Safı Ar-
vas, Celal Yakut Necip Te-
kin,V'eyselGürcin, Yasin Ak-
koyun, Yaşar Kıalay, Refik
Yılmaz, Orhan Yılmaz, Sofi
Yıhnaz ve 16 yaşındakı M.V,
gözaltına alındı. Operasyon
sırasında polise 100 bin
mark rüşvet teklif ettıkleri
öne sürülen Osman Köroğ-
lu yakalanırken Yüdınm Ar-
vasfiraretti.
Van Emniyet Müdürü
Ömef Sağuİ4aya. bölgede
1983 yılmdan bu yana polis
tarafından düzenlenen ope-
rasyonlarda 2 tonu aşkın ero-
in ile 22 tondan fazla esrar
ele geçirildiğine dikkat çek-
ti. Bu arada Van'ın Şabani-
ye Mahallesı'nde İskanGü-
naşO ve Çetin Can adlı iki
uyuşturucu sabıkalısı, kımli-
ği belirsiz kişilerin silahlı
saldınsı sonucu yaşamlannı
yitirdiler. Uyuşturucu alış-
verişinden kaynaklandığı
öne sürülen olayla ilgili 3
kişinin arandığı bildirildi.