Katalog

17 NİSAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Nuri Alagöz ve bir ihalePosta İşletmeleri'nin "otoriter" görüntülü Genel Müdürü emekli albay Nuri Alagöz'e müsaade buyuruıiarsa yöneltilen bir soru var. Soru, istanbul Bahçelievler'de üç kez tekrarianan ve genel müdürlük tarafından iptal edilen posta dağıtım ihalesiyle ilgili: "Genel Müdürtüğün, bayram öncesi PİG.0.12.00.01-3-1883 sayılı yazısında belirtildiği gibi fesat karıştırıldığı ve usulsüz yapıldığı gerekçesiyle iptal edilen yanm trilyon liralık Bahçelievler ihalesinin, bayram sonrası tarafınızdan onaylandığı doğru mu? Doğru ise ihaleyi neden iptal ettiniz ve 90 mityar lira daha fazla ücret ödemeyi nasıl kabul ettiniz? Doğru değilse, firmalar ihaleyi kazanmış gibi nasıl oluyor da Bahçelievler'de çalıştıracaklan elemanlara ücretlerini bildiriyor?" Etektronik posta: Oemz.Somwraksnet.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - DYP milletvekili Bahattin Şeker asker kaçağı çıkmış... "Belki de askerliğini Tak-Şak Paşa'nın vanında yapmıştır!" ugün, Turgut Özal'ın öldüğü gün ve ölümü- nün beşinci yılındâ halka sorulmadan hal- kın cebinden alınan parayla "özel mezar"ına dikilen anıtın açıldıgı gün. Sağlığında zen- ginleri severdi, kader utansın ki öldüğünde zenginin biri elini cebine atamadı; ellerini yine milletin cebine soktular. Halkın yoğun tepkisine rağmen bir vatandaş böy- le bir anıtı savunmak gerektiğini söyledi: "Bu anıt, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve ulusu- na yapılan kötülüklerin sembolü olarak kabul edilme- lidir. Gelecek kuşaklar için bir ibret anıttır." Prof.Dr. Emre Kongar da, son çalışması "21. Yüz- yılda Türkiye" kitabında Amerika'nın desteği ve ge- nerallerin izni ile ANAP'ı kurup başbakan olan Tur- gut Özal'ı anlatırken bakın neler diyor: "Partisinin içinde dört eğilimi birden barındırdığı- nı söyleyen Özal, bunu, aslında demokratlığının de- Ozal'ın anıtığil, tam tersine, 'bütün eğilimler zaten ANAP'ın için- de var, bu nedenle başka partiye gerek yok' anlayı- şını yansıttığı birtekelciliğin ifadesi olarak kullanıyor- du. Zaten Ozal, kendi düşüncelerini uygulamak açı- sından esas olarak 'baskı' yöntemlerini kullanan ve demokrasiye de pek fazta inanmayan bir liderdi. Özal dönemi, 12 Eylül'ü yapan askerlerin arzuladığı biçim- de, darbenin sivil bir uzantısı olarak gelişti." "Özal sadece 12 Eylül yönetiminden devir aldığı baskıcı hukukdüzenini sürdürmekleyetinmedi. Ken- disi de bu düzeni bile daha ağırlaştırıcı bazı uygula- ma ve yasalara yöneldi... Yasalarda pek de yeri ol- mayan bir biçimde, doğrudan kendine bağlı bir sivil istihbarat birimi de kurdu ve istihbarat yapmakla gö- revli devlet kurumlannı da zaman zaman kendi çıkar- ları ye özel işleri için kullanmakta tereddüt etmedi." "Özal'ın 'dinin siyasallaşmasına' ve 'siyasal Is- lam'a verdiği önemli destek, 1950 yılından beri gö- rülen 'siyasette Islam motiflerinin kullanılması' ola- yının, artık açıkça 'şeriat devleti' kurma çabalarına dönüşmesine de yol açtı... Hem siyasal ıslam için- deki tarikat şeyhleri vecemaat liderleriyle kişisel iliş- kilerini hem detoplumdaki 'Islami lider' imgesini pe- kiştirdi. Zaten Özal, o zamana kadar, toplumu siya- sal Islama göre yönlendirmek için yapılan çalışma- ları yetersiz görüyor ve çok yakınındaki bir politika- cının deyimiyle 'asıl devleti Islamlaştırmak gerekir' di- yordu." Rüşvetin kol gezdiği, yotsuzluk iddialarının ayyu- ka çıktığı, köşe dönmeciliğin ve iş bitiriciliğin bir ya- şam biçimi olarak benimsendiği bir "hanedan döne- mi "nin ardından yalnızca bir anıt yetmez, her kente birer ibret abidesi dikilmelidir! PALAS PANDIRAS^ Postmodern Türk deyimleri serisi: "Imla hatasız kul olmaz!" İMüfîtBozacı |~ SESSİZSEDASIZ (!) NURİKVRTCEBE Tadişah soyuna karşı davranışta...1 Sekiz yıl önce Turgut Özal'ın dev- ri iktidarında "hediyeler"i ve "!!!!"ri da- ğıtarak Ispanyollar'ın kimseye satama- dığı nakliye uçaklarını 1.5trilyonaTür- kiye'ye sokuşturmayı başaran Nezih Erdem ve Zeynel Abidin Erdem kardeşler Paris'teki mü- zayedede 21 milyar lira- 1 ya Abdülharnit'in mühür- lerini "devlet adına" satın "~ aldıktan sonra pek bir meşhur oldular. Biraderlerden biri önceki gece şe- riatçı televizyonlardan birinde "Islam aleminde küslük olmaz, Osmanlı mi- rasına sahip çıkalım, geçmişimizle ba- nşalım" buyurmuş. Abdülhamit'in fotoğrafı altında sa- hip çtkılacak miras "istibdat" olsa ge- rek! Hem, hazırkolları sıvamışken önce Araplar'ı birbirleriyle banştırsınlar da görelim! 22 Ocak 1924'te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, izmir'de ma- kine başında yazarak Ankara'ya gön- derdiği telgrafta Başbakan ismetlnö- nü'ye şöyle diyor: "...Fransızlar, kral soyundan olan- ları ve yakınlarını Fransa'ya sokmak- ta 100 yıl sonra, bugün bile, bağım- sızlık ve egemenlikleri için, sakınca görüp dururken; her gün ufuktan ken- dileri için egemenlik güneşi doğma- sına duacı bir padişah soyuna ve ya- kınlarına karşı davranışımızda, Türki- ye Cumhuriyeti'ni inceliğe ve kof dü- şüncelere (nezaket ve safsataya) kur- ban edemeyiz." Bugün padişah soyu kaldı mı diye soran olursa... Açsın geçen haftaki Hürriyet gazetesini... "Osmanlı tah- tının varisi şehzade Osman Ertuğ- rul Efendi"yle tanışın... Eski çamlar bardak olmadt; 75 yıl sonra yardakçılıkta kullanılıyor! Cevap ve Düzeltme Metnidir Ondokuz Mayıs Ünrversite- si Atatürk'ün izindedir. Gazetenizin 10.02.1998 tarih- li nüshasının 13. sayfasında çı- kan haber Üniversitemizi kamu- oyunda karalamaya yönelik bir kampanyanın ürünüdür. Tıp Fa- kültesi ilan panosuna çeşitli kit- le örgütlennin, biHmsel, sosyal ve küftürel faaliyetlerin yüzlerce ilan ve duyurulan kontrol edile- rek asılmaktadır. Üniversitemiz her zaman olduğu gibi bugün de daime Yüce Atatürk'ün göster- ter yetıştıren, laik, demokratik sosyal hukuk devleti ilkelerine sı- kıca bağlı, vatanım ve milletini seven ve bunun için gece gün- düz demeden çalışan bir yöne- tim anlayışıyla idare edilmekte- dir. Gazetenizin kişisel çıkarian uğruna Üniversitemiz Yönetimi- ni kamuoyunda karalama kam- panyası sürdürenlere hiç bir araş- tırmaya gerek duymaksızın des- tek vermesi son derece üzücü- dür. Açıklamanın, başlıkla birtik- te gazetenizin aynı sahife ve ay- nı sutununda ve aynı puntolarla ekleme ve çıkarma yapılmaksı- zın yayınlanmasını rica ederim. Saygılanmla. Prof.Dr. Osman Çakır. 19 Ma- yıs Üniversitesi Rektörü Çıkarcılann iftira kampan- yası "Kadrolaşma" başlıklı yazı-ha- ber maksatlı ve yalanlarla dolu- dur. Kaynak olarak venlen kuru- lamamış dernek ifadesi ile haber başlangıcında ınandıncılığını kay- betmektedır. Ünvversitemizde ku- ruluşu engellenen herhangi bir dernek yoktur. Böyle bir şey ya- sal olarak da mümkün değildir. Görevden alınan tek bir fakülte sekreteri yoktur. Hizmetin gere- ğinde kusuru bulunan iki daire başkanının görevi degiştirilmiş- tir. 25.000 öğrencisi, 1200 öğre- tim elemanı. 1650 idari persone- Ijfeujunanbir üniversıtede 12 ki: şjrtin ernekittik.aılevı'nedftrı, has^ talık, terfi ve daha iyi ücreı âlmak amacıyla aynlması, 9 kişinin üni- versiteye atanması son derece normal hatta 1.5 yıl için norma- lin de altındat>ir personel hare- ketliliğidir. Insanlann hangi şe- hırlerden olmasmın tartışılması, bu iftira kampanyasını yürütenlerin gerçek yüzünü açıkça göster- mektedır. Idaremız insan hakla- nna saygılı, hukukun üstünlüğü- ne inanan, Atatürkçü, çağdaş bir üniversite için gece gündüz de- meden çahşmaktadır. Çıkar he- saplan bozulanlann açmış olduk- lan iftira ve karalama kampanya- sı ileyıpratılmak istenıyoruz. Ka- muoyuna gerçeklerin yansrtılma- sı amacıyla haberin bu şekikJe dü- zeltilmesini rica ederim. Prof.Dr. Osman Çakır. 19 Ma- yıs Üniversitesi Rektörü AYDINLANMA ATEŞİ tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Cumok neyapıyor' diyenlere bir öykü... Ismet İnönü nün müze-ev olarak vaıiığını sürdüren Pembe Köşkü 20 Ni- san'dan itibaren ziyarete açılıyor. İstanbul Cumok " Ay lar evvel Cumoktoplantısına bır telefon geldi Muş-Van karayolunun arasında 7 km. içensinde bır karakol ko- mutanı üstçavuştan. Civardakı üç köy- den bahsediyordu. okullann sadece bi- ri açık, yardıma muhtaç. llgimizi gö- ren üstça\nş, bir ay kadar sonra iznini kullandığı sıralarda Istanbul'a gelip bir toplantunıza da katıldı. Doğu illenmı- ze yardım ıçm çırpınan pınl pınl bir in- san tanıdık. oralar hakkında bılgi edın- dik, hatta davet edildik. Hemen biry ar- dım kampanyası başlattık. Bir Cumok hanım paketierıçin e\ini açtı. (Ülkü Öz- kaya) 15 gün evinden çıkmadı. eşya kabul etti. 'Ben hastayım. evimden çıkamıyorum, paketleri alır mısı- nız?' diyen telefonlar aldık. paketlen aldık. Neticede 500 kilo giysı, kitap. kır- tasiye toparlandı. Bir Cumok hanım bunlan Demiryollan ile göndermek için Haydarpaşa ile ilişkıleri yüklendi. (TürkânErkin). Istenen ücret 12mil- yon ci\annda ıdı. ödeyecektik. Gar mü- dürü ve ambar müdürü ılgi gösterdiler. bedelsiz göndenlmesı için Ankara'ya faks çekıldi. bır kaç günde izin gelirden- di. Ancak Ankara"dan 10 gün sonra ce- \ap geldi. Bedelsiz ızın çıkmadığı gi- bi yollama ücretinin 26 milyon oldu- ğu belırtiliyordu. Gelen taksa göre 12 milyon ödenırse mallar 2 ay sonra gi- debılecekti, yani okullann kapanmasın- dan sonra. Halbuki bız Cumoklar. de- miryollan için yürüyen Hilmi Çamur- dan'ı bir çok yerde karşılayıp yoleu etmiştik. DemiryolSannm modemleş- mesıni savunmuştuk. Ne yapalım dıye düşünürken bir başka Cumok devTeye gırdi. Horoz Nakliyat yöneticılerinden Özden Ergül. 500 kilo mal Haydarpa- şa'dan teshm almdı ve 1880 km uzak- taki okullara hiç bır bedel ödenmeden salimen ulaştınldı. Bu öykü 'Cumok ne yapıyor' diyenler için yazıldı." Haftasonu Çşmartesi 9 Türkiye Yazariar Sendikasr. Saba- hattm Ali'nin 50. ölüm yıldönümü ne- deniylesaat 20.30'da AKM "debk ge- ce dözenliyor. 9Eğitim-SenBaIıkesirŞubesi:ADD, KESK- Türk-lş ve BAÇEV'in katkı- lanyla saat 14.00"te Balıkesir Beledi- yesiÇok Amaçk Salonu'nda 'Kürcsel- leşme ve Özelleştinne' konuiu Prof. Alparslan Işıklı'nın kaölacağı bir söy- leşi düzenliyor. 9SalMADD; Salihli Belediyesi Ti- yatro Salonu'nda saat 14.00'te Bekir Oa^en'in sunduğu 'Çağadaş Egitim ve Köy Enstitüleri' konuiu bir konfe- ans düzeniiyoı. # Ruhi Su Kültûr ve Sanat Vakft; sa- at 16.30'da Senrnır Sezer'in katıldığı 'ŞiirOzerme Söyleşi' düzenleniyor. Pazar # İstanbul Cumok'Kültûr Sanat Ko- lu: Akgün Akova'mn katıldığı şiir et- kinligi düzenliyor.Yusuf Eroglu'nun müziği eşliğinde Akgûn Akova'mn kaöMığ! 'ŞiirNeyı Değiştirebilirki' ad- lı etkinlik saat 14.00'te Bahçe Bahçe Kühür Meıkezi'nde düzenleniyor. # Mustafa Kemal Dergisi; Makine MühendisleriOdası'ndasaat 12.30'da araştınnacı-yazar Erol Toy ve emekli Deniz Btobaşı Erol Bilbilik'in katıldığı 'Ulusal Egemenlik ve Çeteler' konuiu bir panel düzenbyor. HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ KİM KtME DtM DUMA BEHIÇ AK — ^ - — - behfcakCn turk.net BULUT BEBEK ISTRAY ÇIFTÇI Bobo, s«nce niye *baba' 3 Su, <jre.çici bı ısim- lyi hir&r 'beAoo' olana kadar, adlan 'fcaba' TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKA\ llNisan ^ ARAP CUMUURIYETLERI FCDBRASYOmi (97f 'De SUGÜH, MISIK, SUR< YS ve ÜBYA, 8<R FEPEBAS- YOU ÇA77S/ ALTIUOA BİRUÇUİfT/. EUV£R SEDAT, HAFtZ £SAT VE MUAMM6R ICADDftPİ, &İNGAZI 'P£ ÜÇUl ,SOSYALı£Tg/K AJİAF TOPı-UMU TUfZULACAK, 8AGIMS/2UK EYLEMUES. PESTE HECeKTr. PIŞ PGLİTİtcA, SAi/uNMA, 'A'SAÇ Ç, EKONOMİ VE e&İV'MOe O/STAk OAirBANlLACfiCTf FSPEtZASYON ÜYELSRJ, TEK BAyfSAK TEK &AÇK£W CAK,BÎI2 PED&SAL MECLlS . üç üuc£pe -/APILACAK. OLAN , SEÇMENLBM %>3O OOANtUUH "EVET"' D£M££iUe t&ZÇ/AJ, ÜYB Üt-KELERJU FAZK- Ll POUTH<ALAg. UYGULAMASİ NEPENİYLE ÇOK KJSA ĞMÛRLÜ OLAÇAKT/R-. AKDAĞMADENİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997 138 Davacı Altun Mutlu tarafından davalılar Aslan, Mustafa, Hayrettin, Galibe. Günaydın, Güngör ve Havva Yüksel ile Gülay, Ethem, Se- bahattin, Yasemin ve Nuran Körpe aleyhlerine açılan izaleyi şüyu davasının mahkememizce yapılan açık yargılamasında verilen ara ka- rarı gereğince; Akdağmadeni Çardak Köyü'nde köy önû, Kızıl Burun ve Maden Önü mevkilerinde bulunan ve tapunun 108 cilt. 75. sahife, 128 ve 129 sıra nolu taşınmazlar ile 74. sahife, 124 sıra nolu taşınmaz ile 76. sahife. 134 ve 135 sıra nolu taşınmazlar hakkında davacı tarafın- dan mevcut ortaklığın mümkün ise aynen taksimi, aksi takdirde satışı suretiyle giderilmesine karar \erilmesi talep edilmiş. ancak dava- lılar Aslan, Galibe ve Günaydın Yüksel adına çıkartılan davetiyelerin tebliğ edilemediği ve bu kişilerin zabıta marifetiyle de adresleri- nintesbit edilemediği görülmekle yukanda adı geçen davalılann mahkememizde yapılacak olan 30.4.1998 günü saat 9.10'daki duruşma- da hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, varsa delillerini ibraz etmeleri, aksi takdirde yokluklannda yargıla- ma yapılarak davanm sonuçlandınlacağı hususu HUMK'nin 213 ve 377 maddeleri gereğince ilan olunur. 5.1.1998 Basın: 1153 ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLL Gündem Geçen gün sinemaya gittim, Şeytanın Avuka- tı'nı izleyeceğim. Film başlamadan iki delikanlı gir- di salona, birinin bacağı, ötekinin kolu sargılı. Yanlarına gittim, sordum: - Trafık kazası mı geçirdiniz? Gülümsediler. - Güneydoğu'dan geliyoruz! Biri Eruh'tan, öteki Tunceli'den geliyor, ikisi de Istanbullu, uzun süre hastanede kalacaklar. Bi- raz konuştuk. Ölümle sarmaş dolaş yaşamışlar ama niçin savaştıklarını biliyorlar. Kimi gazi, kimi şehit, hepsi bizim çocuklarımız, evimizde, soframızda, uykumuzda, işimizde, uğ- raşımızdaonlann soluğu, yüreği var, bizim için sa- vaşıyor, ülkemiz için, tarihimiz, coğrafyamız, geç- mişimiz, geleceğimiz için... Şemdin Sakık'ın yakalanması Silahlı Kuvvet- ler'in kesin karariılığını kanıtlayan birolay, diyedü- şünüyorum ben. Kimin haberi var, kimin yok, ne- den, tartışmalarını da gereksiz buluyorum. Öğrenimine katkıda bulunduğum bir delikanlı da Mardin dağlarında. Yakında görevi sona eri- yor, sonrası belli değil. Çalışmayı, evlenmeyi, ba- ba olmayı düşlüyor ama nerede, nasıl? Batman'da da bir oğlum var, yıllardır iş bekliyor, sınavlara gi- riyor, Hizbullah ya da PKK'den gelen çağrılara di- reniyor, ama iş bulamıyor. Ara sıra telefonla ko- nuşuyorum. Inşaat mevsiminde çalışabilecegini söyledi geçen gün. Bu genç adam liseyi bitirdi, askerlik görevini Kıbrıs'ta yaptı, bir de ödül aldı ama umudu geçici yapı işçiliğinde şimdi. Yazar- ken, suçluluk hissediyorum. Silahlı Kuvvetlerte- rörle savaşıyor, olumlu sonuçlar alıyor, kalıcı ba- rış yolunda ileriiyor ama ülkeyi yöneten politika- cılar yerinde sayıyor. Sevgiden, özveriden yok- sun davranışlarryla yol alıyor ancak! Yağma politikası nasıl yorumlanabilir! • • • Kent Gündemi diye bir program var Flash TVde, arkadaşımız Oktay Ekinci önemli konuları gün- deme getiriyor. llgiyle, sevgiyle izliyorum. Kızku- lesi ile ilgili bir tartışma ya da söyleşi de çok et- kiledi beni. Bin mimar, Yıldız Üniversitesi'nden Do- çent Doktor Ülkü Altınoluk, öteki ozan Sunay Akın, Birgi doğumlu. Kızkulesi'yle ilgili çok de- ğerli araştıımalan, şiirleri, kitaplan var. Oktay Ekin- ci'nin katkılanyla Kızkulesi'nin önemi gündeme gel- di, bitimsel ve şiirsel çizgilerie bir resim çizildi o programda. Dahası kulenin geleceğine dönük öneriler sergilendi. Kızkulesi'nin gizemine yara- şır öneriler. Dilerim belli adreslere de ulaşır. Baş- tan sona coşkuyla izledim; doğamızı, çevremizi, tarihsel kültür varlıklarımızı korumaya, onarma- ya, değerlendirmeye yönelik çabalar da var diye mutlandım, umutlandım. Flash TV'yi de kutlamak istiyorum. Ayrıca bu tür programların başka ekranlarda da yer alma- sını diliyorum. Ilgi genişler, tepki yaygınlaşır, bi- reysel çabalar toplu eylemlere dönüşebilir o za- man. En azından ekranlardaki düzeysizliği, yavan- lığı aşanz,.gündemimiz zenginleşir. Başkent gündemi de giderek önem kazanıyor bence. Cumhuriyetimizi kuranların öngördüöü çağdaş başkent, çağın dışına yöneliyor artık. îlk yapılar, örneğin Kızılay binası yıkıldı, güzelim park betonlaştı, Atatürk Bulvarı toz ve çamur içinde, havuzlar, fıskiyelerie çirkinlikler oluşuyor durma- dan. Parklarda çöp kutuları varken, ağaç altların- da çöp yığınları oluşuyor. Kaldıran, temizleyen yok. Cumhuriyetimiz 75. yıla ulaşıyor ama çağdaş bir konser salonumuz yok hâlâ. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı'nın düzenlediği 15. Uluslarara- sı Müzik Festivali de başkent dışında bir sendi- ka salonunda, Türk Metal-lş Sendikası'nın sa- lonlarında yapılıyor pazar günü. Geçen yıl büyük ilgi gördü açılış konseri, nerdeyse on bin kişi iz- ledi. Bu yıl da büyük ilgi var. Başta Cumhurbaş- kanı, belki Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, bakanlar, milletvekilleri, bel- ki de hiç konsere gelmeyenler de katılıyor! Çünkü bu konserin başka anlamı, özelliği var. Başta laiklik, tüm devrimleri, çoksesli müziği des- tekleyenler buluşuyor konserde. Kadın ve erkek çalgıcılar, şarkıcılar bir arada sahnede. Bir festi- val konserinin ötesinde teksesliliğe yönelenlere, demokrasiyi dinci politikaya araç etmek isteyen- lere de bir uyarı. Müziğin evrensel diliyle birçağ- BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Içene ölüm- süzlük verdiği- ' ne inanılan su. 2 II Düz ve geniş arazi... Bir ma- 3 ğazanın yalnız A bir tür eşya sa- tılan bölümü. 3/ 5 Cok anlamı _ olan bir sözcü- " ğün iyi anlamı- 7 nı kullanır gö- rünerek kötüsü- 8 nü öngörme... g "Deligönülge- zer gezer gelirsin / gibi her çiçekten alırsın" (Karacaoğlan). 4/ Kafı- ye... Pirinç ve şekerkamı- şındanelde edilen bir tür 3 rakı. 5/ Bir nota... Bir 4 varhğa.birşeyeözgüni- c teliklerin belirtilmesi. 6/ Bir ilimiz. II Üç Silah- 6 şörler'den biri... İlgi eki. 7 8/ Ateşli ve tehlikeli bir 3 hastalık. 9/ Uçurum... „ Torun sahibi kadın. YUKARIDAN AŞAĞrYA: 1/ Çeşitli yükleri çekmek için kullanılan halath çıknk. 2/ Bulaşık yıkanan musluk tekne- si... "Cemal Reşit - - -": Onlübestecimiz. 3/ Emile Zola'nın bir romanı... Judo ve karatede hareketleri çabuklaştırmak için yapılan bir dizi egzersize verilen ad. 4/ Van Gölü'nde bir ada. 5/ Kalıtım... Doğu Anadolu'da bir göl. 6/ Tavlada bir sayı... Rakıcılıkta ve hamur işlerinde kullanılan kokulu bir bitki. 7/ Bir uyaran karşısında organizmanın gösterdiğı tepki... Bir nota. 8/ Topraği kazıp siper yapmak. 9/ Hazır, mevcut... "Dört kitabın manası bellidir bir elifte ' sen elif bilmezsin bu — okumaktır" (Yunus Emre). Tatile çıkmadan kalbinizi kontrol ettirin. TÜRKKALPVAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Ş&İ/İSTANBUL Te): (0212) 212 07 07 Faks: (0 212)212 68 35