Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14NİSAN 1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 1,
Suudi Arabistan Büyükelçisi Naci Sadık Müfti Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı
4
Erbakaıra KraPdan davet yok'LALE SARIİBRAHtMOĞLU
ANKARA-Türkiye'de 7 yıldır Suudi Arabistan
Büyükelçisi olarak göre\ yapan Naci Sadık Müf-
ti. bu görevinin sona ermesinden sonra emekliye
aynldı ve ülkesine dönmeye hazırlanıyor. Büyü-
kelçi Müfti'nın, gerek hac kotalan gerekse Türki-
ye ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerkonusun-
daki sorulanmıza vanıtlan şöyle:
- Kapaülan RP'nin lideri Necmettın Erbakan ve
beraberindeki milletvekillerininhac riyaretleri lCral
Fahd"ın da\eti ile mi gerçekleşiyor?
Müfti: Sayın Erbakan Kral Fahd'm davetlisi
olarak hacca gitmedi. Zaten bizdeki gelenek hac-
ca kimsenin dâ\ et edilmemesi yönündedir. Bu kut-
sal bir ziyarettir.
Bu nedenle Kral Fahd hiçbir üst düzey konugu
hacca da\et etmez. Ancak Sayın Erbakan dost bir
ülkenin eski Başbakanı olduğu içın kendısi ve ai-
lesi diğer ülkelerden gelen üst düzey yetkililer gi-
bi ağirlanabilir. Onun dışında hiç kimseye özel bir
ağırlama ya da davet olmadı.
- Başbakanlığı sırasında da davetli gitmedi mi?
Müfti: Kendisine Başbakanlığı sırasında da özel
bir davet yapılmadı. ancak Türkıye gibi dost \e
kardeş ülkeden gelen üst düzey kişılerin ülkemiz-
de ağırlanması doğaldır.
- Diyanetİşleri Başkanlığı Türkiye'ye tanınan 65
bin kişilik resmi kota dışında özel şirketlere yakla-
şık 40 bin kişilikek kota \erildiğini açıkladı. Ek ko-
ta vernıe gereğini neden hissediyorsunuz?
Müfti: Türkiye'ye bu yıl yaklaşık 70 bin kişi için
hac döneminde vıze verdık. Bunlar arasında hac
görevim yenne getırenlere hizmet verecek ahçı ve
diğer işçiler de bulunuyor. Buna ek olarak yalnız-
ca Türkiye dışındakı Kıbnslı Türkkr ve Avrupa ül-
kelerinde yaşayan Türkler için de hac vizesi veril-
di. Bir de bundan 4-5 yıl önce Sayın Erbakan Su-
• Büyükelçi Naci Sadık Müfti, eski
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı
olarak Necmettin Erbakan'a saygı
gösterdiklerini, kendisiyle hiçbir
kişisel ilişkisi olmadığını söyledi.
Müfti, "NaSıl Başbakan Yılmaz'a ve
Cumhurbaşkanı Demirel'e saygılıysak
aynı şekilde Erbakan başbakan iken
aynı saygıyı gösterdik" diye konuştu.
• Büyükelçi Müfti, Erbakan'ın Kral
Fahd'ın davetlisi olarak hacca
gitmediğini belirtirken geleneklerine
göre hac için davet yapılmadığının
altını çiziyor. Müfti, Erbakan'ın
iktidan sırasında Libya ve tran gibi
radikal Müslüman ülkelerle
yakınlaşma politikası konusunda ise
'Bu kendi görüşleri ve kendi siyasal
tercihidir' demekle yetiniyor. Müfti,
Türkiye'yi, lsrail nezdindeki ağırlığını
banş için kullanmaya da çağınyor.
udı Arabistan makamlan ile bir bağlantı lcurara-
rak Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Türk
v atandaşlannm hacca gitmesi için ek kota talep et-
tı. Biz de bir kereye mahsus olmak üzere belli sa-
yıda kota verdik. Onun dışında hiçbir zaman ek ko-
ta verilmedi.
- Eski Devlet Bakanı Abdullah Gül, RP'nin ka-
patılmasına Müslüman ülkelerden hiç tepki gel-
memesinden yakındı. Siz bu tepkiyi haîdı buluyor
musunuz?
Müfti: Sayın Gül'ün açıklamalan kendi kişisel
görüşüdür, yorum yapmıyorum. Geçen sene Baş-
bakanlığı sırasında Sayın Erbakan'ı zıyaret ettım.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak. bir si-
yasi partinin başkanı olarak kendisine savgı gös-
terdik.
Ancak kendisiyle hiçbir kişisel ilişkım ve dıya-
loğum olmadı. Nasıl Türkiye Başbakanı olarak
Mesut Yılmaz'a ve Cumhurbaşkanı olarak Süley-
man Demirere saygılıysak aynı şekilde kendisine
başbakan iken aynı saygıyı gösterdik Benim gö-
revim Türk hükümetiyle ıyi ılişki kurmaktır.
- REFAHYOL iktidan Iran ve Libya gibi radi-
kal Müslüman ülkelerle iyi ilişkiler kurmayı tercih
Bakanlar Kurulu
Kabine,
'tahkim 7
özel
görüşecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Bakanlar Kurulu,
yabancı şırketlerın Türki-
ye deki enerji yatınmlany-
la gündeme gelen ve Danış-
tay"ın devreden çıkarılma-
sını öngören "uluslararası
tahkim" konusunu özel 1}ir, e
gündemle görüşme karan
aldı. Toplantıda, Kurban
bayramında yaşanan trafik
kazaları değerlendirilerek
ulaşımda demiryollan ve
denizyollannaağırlıkveril-
mesi benimsendi.
Bakanlar Kurulu, dün
Başbakanvekili BülentEce-
vit başkanlığında toplandı.
Toplantıda, trafik kazalan,
Türkiye-Suriye sınınnın i-
ki tarafında kalarak bölü-
nen ailelenn rahat görüşe-
bilmeleri için alınnıası ge-
reken önlemler ve uluslara-
rası tahkim konulan ele
alındı. Ecevıt. Cumhuri-
yet e yaptığı değerlendir-
mede, Bakanlar Kuru-
lu'nun ilerleyen günlerde
tahkımle ılgılı özel gün-
demli bırtoplantı yapacağı-
nı belırterek "1995\ılından
beri teknik olarak konu
üzerinde çalışılnor. tlk kez
siyasi bir platformda ele alı-
nacak. Ege Sanayi ()dası da,
konuvla ilgili kav jjılannı ba-
na iletmişti. Yargı sistemi-
mfrden ekonomik çıkarlar
nedenivle ödün veremeyiz.
Ama, kimi konularda ulus-
lararası tahkim gelenek ha-
legekti" dedi.
Devlet Bakanı ve hükü-
met sözcüsü Şükrii Sina
Gürel. tahkim konusunun
özel gündemle Bakanlar
Kurulu'nun yanı sıra Yük-
sek Planlama Kurulu'nda
da geniş biçimde ele alına-
cağını belirlerek "Çok Ta-
raflı Yannm Anlaşması"y la
ilgıli 1995 yılından berı
OECD ülkeleri arasında
görüşmelerin sürdürüldü-
ğüne işaret etti. Gürel. an-
laşmayla sanayi yatmmia-
nnın uluslararası düzeyde
güvence altına alınmasının
amaçlandığını, ancak Tür-
kiye'nin bu konuda bazı çe-
kincelerinm olduğunu söy-
ledi. Gürel, uluslararası
tahkim konusunda bazı
sendika ve sanayicilerin
eleştirilenne dikkat çektı.
Toplantıda, Türkiye-Su-
riye sınınnın iki tarafında
kalarak bölünen ailelenn
özelliklebayramlarda rahat
görüşebilmeleri için gerek-
li önlemlerin alınmasının
kararlaştırıldığını anlatan
Gürel. Kurban bayramı sü-
resince yaşanan trafik ka-
zalarının değerlendirildiği-
ni bildirdi. Sağlık Bakanı
Ibrahim Özsoy'un alınan
önlemler konusunda bilgi
verdiğinı belırten Gürel.
ulaşım politikasında köklü
değışıklikler yapılacağını
sövledı.
Amerikan Temsilciler Meclisi heyeti, enerji yatınmlan konusunda bilgi aldı
Bakû-Ceyhan'a hakem koşuluANKARA/MOSKO\A(Cum-
huriyet) - Ankara'ya gelerek gö-
rüşmelerde bulunan Bob Livings-
tonbaşkanlığındaki ABD Temsil-
ciler Meclisi heyeti, Bakû-Ceyhan
boru hattına destek ve enerji ala-
nında yatınm için "uluslararası
tahkim (hakem)" koşulunu ileri
sürdü. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in de kabul ettığı heyet,
Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer ve Dışişlen
İsmail ^eın'le de göriiş.-,
^ Ş O A
ya petrollen ile Türkiye dekı ener- >• •
jı yatınmlan konusunda bilgi al-
dı. Rusya ıse Hazar Denızi'nin
tehlikeli deprem bölgesı olduğu
görüşünü savunarak Kazakistan
ve Azerbaycan petrollerinin Cey-
han'a ulaştınlması projesıne bir
kez daha karşı çıktı.
ABD Savunma Bakan Yardım-
cısı Sandra K. Stuart ile ABD
Ankara Büyükelçisi Mark Par-
ris' in de yer aldığı heyet. Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer'den Türkiye'nin enerji
ve yatınm potansiyelı konusunda
bir brifıng aldıktan sonra Dışişle-
ri Bakanlığı'na gitti. ABD heye-
tinin, bakan ve bürokratlarla yapı-
lan görüşmelerde, ABD'li şirket-
lerin yatınmlannda yargı yetkısi-
nm uluslararası hakemlik kuruluş-
lanna verilmesi koşuluyla T/üYlçi-
•ye'de 30 milyar dolarlık enerji ya-
• tınmı yapabileceklerini ve Bakû-
Ceyhan hattını destekleyebilecek-
lerini bildirdiği öğrenildi. Heye-
tin, "Yalnızca petrole takıup kal-
mayın* diyerek, Orta Asya Türk
cumhuriyetlennde enerji konu-
sunda başka konularda da işbirli-
ği yapılabileceğini kaydettiği bil-
dirildi. Türk tarafının ise. hazırla-
nan fızibilite çalışmasını sunarak
Bakû-Ceyhan hattı için destek is-
tedıği belırtildi.
Görüşme sonrasında açıklama
yapan Müsteşar Yurdakul YTgit-
güden, Türkiye ile ABD arasında
enerji konusunda yapılan işbirliğı-
nin nasıl geliştirilebileceğinin gö-
rüşüldüğünü söyledi.
Livingston da, enerjide gelecek
yüzyılda gerçekleşek gelişmelere
bijyük önem verdiklerini vurgu-
Iadı. Livingston sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Getecek yüzyıhn enerji politi-
kalan söz konusu olunca, enerji
kaynaklannın merkezinde yer
alanTürkiye'ninönemi reddedile-
mez. Tüm özgürlük sever devlet-
lerin bu enerji kav naklanna sahip
Her gün öğle
vakti yoksullarla
dolan Eyüp
Aşevi'nin
avlusu. Buraya
gelenler ya
yaşlıdır ya da
çocuk...
Hepsinin amacı
kannlannı
doyurabikcekJeri
bir tas yemektir.
Bir saat sonra
kazanlar boşaiır.
bükük boyunlar
yoksulluğuna
kızgın, evinin
yolunu tutar.
(Fotoğraf:
SAADET
USLU)
Eyüp Aşevi yoksulluk edebiyatma değil, yoksulluğun kendisine sahne oluyor
Yoksıdıın aşeviyle hüzünlü randevusu
DEVHİM SEVtMAY
Güneş ışınlannın yerv üzüne dik indiği va-
kitlerde Eyüp Aşevı'nın avlusu dolmaya baş-
lar. Avurtlan çökmüş bu kalabalık artık sızlan-
maktan bile vazgeçmiştır. Yardım ister ama s-
es çıkarmaz.
Yüzyıllardır ne krallann ne peygamberlerin
ne de sermayenin yok edebildiği, bir illet gibi
herdevirde ayakta kalmayı başaran yoksulluk,
Eyüp Aşevi'nde de "Ben buradayım" diyor.
1700'lü yıllann sonlanndan bu yana yoksulla-
ra aş v eren Eyüp İmarethanesi "semt yoksul-
lan"na hâlâ kucak açıyor.
Buraya gelenler va yaşlı ya da çocuk. Kadın-
lann hemen hepsi birkaç örtüye sannmış, er-
keklerin sakallan ıse oturunca bastonlanna de-
ğiyor. Kimi ayakta kimi banklarda aşçının gö-
rünmesinı bekliyor.
Sohbetin hıç uğramadığı avludaki alışkan-
lık haline gelen sessizlik ise hepsinin sanki or-
tak bir karan... Saat 12.00 olduğunda aşçı elin-
de listesiyle çıka gelıyor. Bilindik birtelaş alı-
yor avludakileri... Torbalanndan çıkardıklan
küçük sefer taslannı, hızla inip kalkan kepçe-
ye doğru sırayla uzatıyorlar. Bir saat sonra or-
tada ne aş kalıyor ne de aşçı...
Aşevinin gediklileri ellerinde, bu kez dolu
sefer taslanyla yollara dökülüyorlar. Yıne ay-
nı kaygı içlerinde... Bütün ailenin sabahı, öğ-
leni, akşamı bu taslann içınde... Yeter mi hiç?
"Yetmez" diyor ErzurumluZahireTeyze. 12
yıldır geliyorum buraya, hiç de yettiğini gör-
medim, diye de devam ediyor. Zahire Tey-
ze'nin isyanını duyan hanımlar hemen hep bir
ağızdan Allah'a şükrediyorlar. Eyüp'ten 40 yıl-
dır evine aş götüren göçmen Hamdiye Hanım
ise konuya farklı bir açıklama getiriyor: _
"Eskiden bu kadar çok yoksul yoktu. Önce
40-50 kişi kadardık. Sonra 300-400'ü bulduk.
Son iki-üç yıldır ise binlerce olduk. O yüzden
aş yetmiyor. Ne yapsınlar? Onlar da hakh."
Yoksulluğuna kızgın Zahire Teyze susmu-
yor:
"Üstelik esladen evden kovalanmızı getirir-
dik. Kova dediysem koca koca tencerekrdL A-
ma şimdi onlaruı bize verdikleri taslara kal-
dık."
Zahire Teyze Eyüp Aşevi'nin sık sık haber
yapılmasından da şikâ>etçi.
"Durmadan gelirler, bizi cekerler, konuşur-
lar giderler. Ama hani yardun? Bu vardımlar
nereye gelir? Biz onu hiç görmeyiz. En iyisi zen-
gin bir koca bulun da siz de kurtulun, biz de~"
Hamdiye Hanım ıse büyük yardımlardan
vazgeçmiş. yol parasının hesabını yapıyor:
"Bari bize beledive bir kart \ersin. Ya da y-
ol parası... Paramız vok diye buraya geliyoruz,
ama gelirken para verhoruz. Ben mesela bu
yaştayım, gelirken vürüdüın."
Çocuklar yaşlılar kadar yokuluktan dertli
değil. Ama kannlannı bir aşev inden doyurma-
nın mutsuzluğunu hemen dile getiriyorlar. Ço-
cuklar kadar ıçten olan Kadriye Hanım da gö-
zü yaşlı Eyüp'e geldiği ilk günlerini anlatıyor:
u
Başım önümde gelmiştim. Öyle ağlamışöm
ki, niye ben de evlnıde bir tas yenıek pişiremi-
yorum, niye buralara geliyorum, diye. Eve git-
tigimde bir lokması bile boğazımdan geçroe
mişti. Artık ahştık. Ama şimdi bile kom-
şulanma söylemek istemiyorum. İçim buru-
luvor."
etti, bu konuda hayal kınkuğına uğradınız mı?
Müfti: Bu Sayın Erbakan'ın kendi görüşleri ve
kendi siyasal tercihidir.
Biz burada büyükelçilikler olarak Türkiye'nin
içişlerine asla kanşmayız. Hiçbir ülke içişlerine ka-
nşılmasını istemez.
- Erbakan'ın öncülüğünde kurulan vegelişmek-
te olan 8 ülke projesine (D-8) dahil edilmediniz.
REFAHYOL sonrası iktkiann da ekonomik işbir-
liğine ağırlık vererek devam ettirmeyi kararlaşOr-
dığı bu oluşumu yaşayabilir buluyor musunuz?
Müfti: Suudi Arabistan hükümeti bu konuda
herhangi bir açıklama yapmadı. Şahsi görüşümü
sorarsanız bu görevi üstlenen zaten lslam Konfe-
ransı Örgütü (tKÖ) var ve buna bağlı Sayın Demi-
rel'in başkanlığını yaptığı Comsec var. lslam ül-
keleri arasındaki işbirliği zaten var olan bu örgüt-
ler çerçevesinde yapılmalıdır.
- RP'nin kapatdması doğru bir karar mıydı?
Müfti: Bu Türkiye'nin ıçışlerini ılgilendirir, ka-
nşmak istemem.
- Din ve devlet işlerinin aynlmadıgı ve şeriat hü-
kümlerine göre yönetilen Müslüman Arap ülkele-
ri üe Türkiye aşın dinciüği (irtka) farklı yorumlu-
yor. Sizin anlayışınıza göre Türkiye'de aşın dinci
akım var mı? Siz aşın dinciliği nasıl yorumluyor-
sunuz?
Müfti: Türkiye'de aşın dinci akım olup olmadı-
ğı bu ülkenin içişlerini ilgilendiren bir konudur.
Suudi Arabistan Krallığı her zaman her türlü aşı-
nlığa karşıdır. Yalnız Müslümanlıkta değil Yahu-
dilıkte ya da diğer dinlerde de aşınlığa karşıyız.
Bizim dinimizde aşınlık yoktur.
Şunu bilmenızde fayda vardır. Şimdi her namaz
kılan, hacca gıden. dini ibadetini yerine getiren
Müslüman, yani dinine bağlı olan Müslüman mür-
tecı veya aşın sayılmaz. Müslümandan istenen de
bunlardır. Aşınlık ayrı bir mesele.
- Dtnisiyasete bulaşürma
da aşınlık değil mi?
Müfti: Bu konuda her ül-
kenin kendine özgü yoru-
mu var. Her ülke bunu ay-
n şekilde yarumlar. Ama
bizce aşınlık şiddet kullan-
maktır, buna aşınlık deriz,
güç kullanma da aşınlıktır.
-Türkiye Müslüman an-
cak laik bir ülke. Arap dün-
yasının Türkiye'de din ve
devlet işlerinin birbirinden
aynlmış olmasına pek sıcak
bakmadığı bilinir. Bu gorii-
şe katılıyor musunuz?
Müfti: Daha önce de işa-
ret ettiğim gibi her ülke
kendi çıkarlanna uygun
olan sistemi seçer. Türki-
ye'nin içişleri hakkında yo-
rum yapmak istemiyorum.
- Türkiye Ortadoğu'da
nasıl bir rol oynamabdır?
Müfti: Şüphesiz kı Tür-
kiye Ortadoğu'da önemli
bir ülkedir ve biz her za-
man bu açıdan Türkiye'ye
önemli bir ülke gözüyle ba-
kıyoruz. Ve Türkiye'nin
üzenne düşen rolün de Fi-
listin sorununun çözümü
için yapılan banş görüşme-
lerinin hızlandınlması için
katkıda bulunması olduğu-
nu düşünüyoruz.
-Nasılbirkatkı?
Müfti: Biliyoruz ki Tür-
kiye, lsrail ve Filistin nez-
dinde belli bir ağırlığı olan
ülkedir. Türkiye bu ağırlı-
ğı, nüfuzu ve bu ülkeler
nezdindeki dostluğunu ba-
nş için kullanabilir.
- Türkiye ve lsrail arasın-
da yapılan ve Arap dünya-
sının tepkisini çeken askeri
işbirliği anlaşmasına ilişkin
yorumunuz nedir? Bu as-
keri anlaşma Türkiye'nin
taraflar üzerinde nüfuzu-
nu kullanmasında nasıl bir
etki yapabilir?
Müfti: Türkiye'nin lsra-
il ile yaptığı bu anlaşmayı
kabul eden ya da protesto
eden bir resmi açıklama
Suudi Arabistan tarafından
yapılmadı. Türk yetkilile-
rin yaptıklan açıklamalara
göre bu stratejik değil nor-
mal bir askeri işbirliği an-
laşmasıdır.
Zannediyorum ki Filis-
tinliler de bu anlaşmayı an-
layışla karşılıyorlar. Bu
hassas bir konu. Ancak Ya-
serArafat (Filistin devleti
lideri) ve Filistin halkı Tür-
kiye'ye büyük saygı göste-
riyor.
Türkiye'nin tsrail ile
yalnızca askeri alanda de-
ğil diğer alanlardaki iyi
ilişkileri de bu banş görüş-
melerine katkıda bulunabı-
lir.
- Suudi Arabistan'ın da
üyesi olduğu Arap Birliği
su konusunda Türkiye'ye
yükleniyor. Bu konudayan-
lı bir tavır takınmıyor mu-
sunuz?
Müfti: Su sorunu hem
teknik hem siyasi yönü
olan çok derin bir sorun-
dur. Bütün dileğimiz iki
komşu ülke (Türkiye ve
Suriye) bu konuda anlaş-
sınlar. Tam aksine Arap
Birliği'nin son dönem top-
lantılannda alınan kararlar
da, söylenenler de; Türki-
ye'nin komşu ülkelerin çı-
karlannı da göz önünde bu-
lundurması gerektiği
yönündedir.
olması, ondan yararianması ve
Türkiye'nin buna aracüık etmesi
son derece önenüi. Türkivt sade-
ce kendi ihth acı için değiL bundan
banşçıbirşekilde yararlanmakis-
teyen herkes için rol alacak. Buna
kaülan ülkeler gelecekte zenginJik
elde edecek. Türki>e bu zenginlik-
te çok önemli rol oynayacak."
Bakan Ersümer'in. Bakû-Cey-
han boru hattı fizibilite raporunu
sunmak üzere 20-22 Nisan günle-
rinde Azerbaycan'a gideceği bil-
dirildj.
Rusya Dışişlen Bakan Birinci
Yardımcısı Boris Pastukov yaptı-
ğı açıklamada. "Tehlikeli deprem
kuşağında bulunan Hazar Denizi
vatağından petrul boru hattı dö-
şenmesiyolundaki ekolojik olarak
risk taşıyan plana şiddetle karşı-
yn" dedi.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Dogu Akdeniz'de
Değişen Ne?
İki bakanımız Şükrii Gürel ve İsmail Cem aylar-
dır, ısrarla bir şeyı vurguluyorlar: "Doğu Akdeniz
önümüzdeki yıllarda büyük önem taşıyacak, bu ne-
denle Kıbns 'ın Türkiye için önemı daha da arttı." Do-
ğal olarak adanın önemı AB, Rusya ve ABD ıçın de
arttı, Sovyetler Birtiği'nın dağılması sonrası Doğu
Akdeniz'ın konumu değişti.
- Yeni petrol ve doğalgaz bölgesi Ortadoğudan
Kazakistan'a kadar uzanan eksene kaydı, bu ekse-
nin dünyaya çıkış yollarının önemli bir bölümü Do-
ğu Akdeniz'den geçıyor.
- Yann gelişecek Kafkasya ve arkasının dünya
pazarlanna bağlantısının önemli bıryolu dayine Do-
ğu Akdeniz.
- Yeni açılmakta olan Asya kıtasının Avrupa. Afri-
ka ve ABD bağlantılanndan biri de yine Doğu Ak-
deniz.
- Dünyaya açılmak isteyen Rusya ve Ukrayna'nın
en önemli dış bağlantısı Ege ve Akdeniz. Rusya bu
nedenle Kıbns'ta "bir köşebaşı" tutmaya çalışıyor.
Dünya ve bötge genelinde gelişmeler böyle. Bun-
lara ek olarak, Türkiye'ye özgü yeni öğeler var. Tür-
kiye üzerinden geçecek petrol ve doğalgaz hatları
Doğu Akdeniz'e iniyor: GAP yann dış dünya ile bağ-
lannı yine bu bölge üzerinden kurmak zorunda;
Ege'deYunanistan ilesüren "Çekişme vesıkışıklık",
Doğu Akdeniz'in Türkiye için "açık tutulmasını" zo-
runlu kıltyor. Sonuç: Kıbns Türkiye'nin Yunanistan'a
(ve de AB'ye) bırakamayacağı stratejik bir konuma
ge(di. Adada KKTC'nin varlığının sürdürülmesi bu-
nedenle "vazgeçilemez" bir koşul oldu. Adanın ku-
zeyindeTürkiye'nin "etkilikonumu", ışte bu neden^!
lerle, AB, Rusya ve biraz da ABD için "hoş karşılan-'
mıyor." Onlar sadece "bir şeyi", adanın kendi de-'
netimleri altında olmasını düşünüyoriar. Türkiye ıse'
iki şeyi birden düşünmek zorunda:
- Adadaki Türk varlığının ve KKTC'nin AB potası •
içinde eritilip yok edilmemesi.
- Adanın bütününün, "yabancı birgücün" denıti-
mine geçmemesi. 1990 sonrasında dünyadaki ye->
ni yapılanmalar, Doğu Akdeniz'in (ve adanın) stra-.
tejik konumunu arttırdı. işte bu nedenle ılk defa ola-
rak Ankara hükümeti yüksek tonda, Kıbns Türklerı-
nin güvencesi yanında, adanın Türkiye bakımından,
taştdığı stratejik önemı vurgulamaya başladı. Şük-
rii Gürel'in ve İsmail Cem'in seslentşlerı bunun so-
nucu. j
- Ankara ilk defa olarak. "ben tarafım" diyor, esv
kiden olduğu gibi, uyuşmazlık adadaki iki halk ara-;
sındadır, onlar konuşup çözsünler demıyor.
- Ankara, adayı AB'nin "çözüm adı altında bazı
ayahamalaha, Türkiye 'den koparmasına kesinliklel
izin vermeyeceğini" söylüyor.
- "Ben kaşılaşacağım güçlükleri bılıyorum, bun-1
laradagöğüsgermeğehazınm" diyerek, ne kada*
karariı olduğunu ordaya koyuyor.
Çünkü adanın Türkiye'den koparılmasının hem
kendisinin Anadolu'ya hapsedilmesi sonucunu do-
ğuracağını hem de ada Türklerinin 3-5 yıl içinde en-
tileceğini görüyor.
Işte, dünyada herkesin, daha 8-10 yıl öncesinde]
çoktan unuttuğu Kıbns uyuşmaziığını bir yandan
yeniden gündeme sokan, diğer yandan da Türki-
ye'nin Kıbns politikasını daha net ve kararlı duruma
getiren yeni koşullar bunlar. Bundan sonra ne ola-
cak sorusuna yanıt ararsak: Öyle görülüyor ki Tür-'
kiye KKTC'nin varlığının sürmesi için "her şeyi" ya-
pacak ve Türkiye ile KKTC arasında "özel bir ilişki
düzeni" kurulacak. AB Ankara'yı geriletmek için
baskılannı birkaç yıl daha sürdürecek. Rusya Rum-
lar kanalı ile adada 'köşebaşı" tutmaya çalışacak.
Ya ABD? Biraz kararsız, pek ne yapacağını bılmi-
yor, onun sorunu Rum ve Yunan lobısı. ABD'nin
Kıbns politikasını, onun Türkiye politikası belirleye-
cek. Eğer gerçekten Türkiye'yi, uzun dönemde stra-
tejik bir ortak olarak görecekse, Ankara'nın Kıbrıs
politikasına "ılımlı" yaklaşacak: Öyle değılse, o ta-
raftan da baskı gelecek.
Bu arada AB ve ABD Türkıye'nin kararlı tutumu-
nu gördüler. AB'nin telaşı biraz da bundan kaynak-
lanıyor, adayı Türkiye'den "koparamayacaklan" ger-
çeğini anlamaya, daha yeni başladılar, ama yıne de
baskılannı biraz daha sürdürecekler, ta kı umutlan-
nı tamamen kaybedinceye kadar. Ne de olsa, eski
alışkanlıklanndan bir türlü kurtulamıyorlar.
Diğer taraftan Kıbns içinde "mandacı" düşünce-
yi yeşertmek için ellerinden gelenı yapıyoriar. Özel-
Hklelngilizler:Aynen1919'lannİstanbulu'ndayürüt-
tükleri çabalan Kıbns'ta yenılemek istıyoriar. yeni
Vahdettin'ler çıkarabilır miyiz diye düşünüyoriar.
Her şey bir yana, Ankara'ya da, yeni Vahdettın zih-
niyetli yönetimler gelmediği sürece, Ankara'nın bu-
günkü "dengelı ve kararlı" politikası, sonunda ama-
cına ulaşır ve "haritalan bizden başka kimse çize-
mez" diyenler, Türkiye'nin yeni dünya düzenindeki
"katkısını" kabullenmek zorunda kalıriar.
Özellestirme ihaleleri
Hükümet enerjide
yargıyı dinlemedi
ANK.4R\ (Cumhuri-
yet Bürosu) - Özelleştir-
melerkonusundaki hukuk
tanımaz tavnnı sürdüren
hükümet; yargının iptal
ettıği termik santral ve da-
ğıtım müesseselennin
özelleştirme ihalelerinde
5 termik santral ve 7 dağı-
tım bölgesınin sözleşme
ve dev ir işlemlerinin ya-
pılması için Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanlı-
gı'na yetki verdi.
Hükümetin. Ankara 1.
tdare Mahkemesi'nin.
'^etki gaspı" gerekçesiy-
le iptal ettiği termik sant-
ral ihaleleri ile dağıtım
müesseselen ihalelerinde
verdiği onay kararlan
Resmi Gazete'de yayım-
landı. Toplam 10 termik
santral ile 25 dağıtım böl-
gesinin özelleştirilmesi
için açılan ihalelerde, ba-
kanlık şirket kuruluş ça-
lışmalan tamamlanan 5
santral ve 7 dağıtım böl-
gesi için yetkı aldı.
Bakanhk yetkilılen,
kuruluşunu tamamlavan
şirketler için Bakanlar
Kurulu'ndan yetki alın-
maya devam edıleceğini
bildirdi. Şırketlerle yapı-
lan görüsmelerde belli bir"
sözleşme taslağı konu-j
sunda prensip anlaşmasf
saglandığını kaydeden
yetkililer. Danıştay 1. Da-
iresi'nin onaylamasınııj
ardından şırketlerle söz-
leşme imzalanacağını ve
devirbedelinin ilk taksidi-
nin vatınlmasından sonra
devir işlemlerine başlana-
cağını söylediler
Tdare mahkemeleri. ya-
sav'a göre enerji alanında-
ki özelleştirmelerde. satış
kapsamına alma ve ihalei
ye çıkma konusunda yet-
kinin Bakanlar Kurulu'na
aıt olmasına karşın bakan-
lığın yetki gaspı >aparak
ihalelen gerçekleştirip şır-
ketleri belirlemesi nede-
nıyle santral ihalelerinde
iptal karan vermışti.