23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14NİSAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Ucuz mazot!Marmara'dan Akdeniz'e doğru Istanbul- izmit- Adapazan- Bilecik- Kütahya- Afyon- Burdur- Antalya güzergâhındaki akaryakıt istasyonlannın birçoğunda "Ucuz Mazot" tabelası dikkat çekiyor; bazısında "lran Mazotu" yazıyor; kimisi 87 bin liradan 90 bin liraya kadar fiyat da veriyor. Yerli-yabancı petrol şirketlerinin istasyonlannda resmen kaçak mazot satılıyor. Resmi litre fiyatı ortalama 115 bin lira olan mazotun yüzde 20 ucuza satılan kaçağı, Güneydoğu'dan sonra Batı bölgelerini de dört koldan sarıyor. Bir istasyon, özellikle şehirlerarası otobüslere günde bir tanker kaçak mazot satıyor. Bütün bu kaçakçılik yol üstünde ve herkesin gözü önünde oluyor. Maliye'nin denetimi derseniz: Yan cebime! Etektronik posta: Deniz.Somöraksnetcom Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Kurban Bayramı'nda karayollan yine kan gölüne dönmüş... "Hani insan kurban etme devri kaoanmıstı!" K adıköy'deki Türkiye Çocuklara Yeniden Öz- gürlük Vakfı'nın güvenlik sorumlusu Turan Erdoğdu, tam da Nisan'ın 1 'inde ve tıpkı 1 nisan şakası gibi bir olay yaşıyor. Ancak, Er- doğdu'nun başına gelenlerin pek de şakaya gelir yanı yok. Olay, oldukça ürkütücü ve biraz da düşün- düriicü. Erdoğdu, Vakıflar Bankası Feneryolu ve Sirkeci şubelerindeki vakıf hesaplarına ait son ekstreleri al- mak üzere 1 Nisan öğleden önce vakıftan çıkıyor ve geri dönmüyor. Gece evine de gelmiyor. Eşi, ertesi sabah vakfı arayıp durumu bildiriyor. Vakıf yönetici- leri, polise telefon ediyor. Asayiş Şube Müdürlüğü, gözaltına alınmış olsa mutlaka telefonla ailesine bil- gi verilmiş olacağını söylüyor. Son 24 saat içindeki trafik kazalarında da Turan Erdoğdu'nun adına rast- lanmıyor. Bir yandan vakıf yöneticileri bir yandan eşi, izini bulmaya çalışırken, 2 Nisan saat 13.15 su- lannda Turan Erdoğdu vakfa geliyor. Karakolda Erdoğdu, Feneryolu'ndaki bankada işini bitirdik- ten sonra Sirkeci'ye gitmek üzere Kadıköy vapur is- kelesine geldiğini anlatıyor. Sonrasında, gişeden jeton alırken, yanına sivil po- lis olduğunu söyleyen bir kişi yaklaşıyor ve başka- ca bir açıklama yapılmaksızın iskele önünde bekle- yen ekip otosuna bindiriliyor. Turan Erdoğdu, ken- disi gibi "alınan" iki kişiyle birlikte Yeldeğirmeni Po- lis Karakolu'na götürülüyor. Karakolda önce üst ara- ması yapılıyor. Ceplerinden çıkan paralar herkese ia- de ediliyor. Üç kişinin sabıka kayıtlarının öğrenilme- si amacıyla ilgili yerlere faks çekildiği söyleniyor. Bu arada Turan Erdoğdu, çalıştığı vakfı anlatıyor, vak- fın hesap cüzdanlarını hatta yanında bulunan vakıf etkinliklerine iüşkin fotoğrafları gösteriyor ama din- leyen olmuyor. Ne suç işlediğini soruyor, yanıt ala- mıyor. Vakfa telefon etmek istiyor, izin alamıyor. Tu- ran Erdoğdu, karakoldan çıkmak için her çaba gös- terişinde dayağı yiyip oturuyor. Birlikte karakola ge- tirildiği kişilerden birinin Fenerbahçe Spor Kulü- bü'nde çalıştığını anlıyor; polislerin Fenerbahçeli- den çekindiğini görüyor. Turan Erdoğdu, radyonun sesi sonuna kadar açıldığında yan odalardan çığlık- lar duyuyor ve kaderine razı olup beklemeye başlı- yor. Saatler ilerliyor, hava kararıyor. Turan Erdoğ- du'nun karnı acıkıyor. Karakolda "ikram servisi" dev- reye giriyor. Bir bardak çay için 100 bin lira ödüyor. Katıksız yarım ekmek için 250 bin lira veriyor ve böy- lece cebindeki tüm parası olan 1 milyon lirayı tüke- tiyor. Ertesi gün saat 13.00 sularında, hiçbir sorgu sualden geçirilmeksizin imzası alınarak salıveriliyor. Turan Erdoğdu'nun anlattıklarını dinleyen bir va- kıf üyesi, iki yıl önce aynı olayın bir ingiliz arkadaşı- nın da başına geldiğini anımsıyor. Devamı yarın... Ö KM Ü R I L I Gündemi fırkalar değil fıkralar belirler oldu. Ömür E. Kurum SESSİZ SEDASfZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Son kamuoyu yoklamasına göre kamu oyulmuştur. Fenerbahçesi için halkoylaması Çelik Gülersoy un "Fenerbahçesi"ne Istanbul Bilgi Üniversitesi Türk Dili öğ- retim görevlisi Fethi Murat Doğan'dan bir öneri geldi: "Büyük kültür ve sanat insanı Güler- soy'un haklı olarak belirttiği gibi son yılların çapaçulluğu, Türkçemizi de et- kiledi. Bununyanısıra, toplumsal deği- şimin dili de kaçınılmaz olarak etkile- neceğini göz önüne almak zorunda- yız... Belirtisiz ad tamlaması türündeki bileşik adlarda, tamlanan ekinin düşme- si genel bir eğilimdir. Sözgelişi, Edirne- kapısı/Edirnekapı, Topkapısı/Topkapı, Tekirdağı/Tekirdağ örneklerinde de gö- rüldüğü gibi, tamlanan eki zamanla düş- müştür. Sayın Gülersoy'un Türkçemiz konusundaki duyarlılığı ve Fe-' nerbahçesi'ne olan sevgisini göz önü- ne alarak bir uzlaşma öneriyorum; çün- kü aynı duygulan paylaştığımızı düşü- nüyorum. Bu güzel yanmadaya 'Fener- bahçe Parkı' yerine, 'Fenerbahçesi' de- nilmesinden yanayım.Hem daha güzel hem daha kısa hem de eski adı bu. Ay- rıca 'park' sözcüğü de burada gerek- siz. Koskoca Fenerbahçe semtine ve di- limizin kurallanna dokunmadan da bu 'sorun'u çozebiliriz. Çözüm 'demokra- tik olsun' derseniz; o da olabilir. Sayın Gülersoy Fenerbahçesi'nde herkesin katılabileceği bir halkoylaması düzen- lesin. Kendi adıma, bu söyleyişin, şim- diden benimsendiğini düşünüyorum." PALAS PANDIRAS Tîtanik filmini görmeyenler acele etmeyin; Tıtanist Kenan Abimiz içerden çıksın hep birlikte gideriz. MûTrt Bozaet AYDINLANMA ATEŞt Üeti§im: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 TekirdağADD, Kemalistgehçlere eğitim bursu vermek için destek bekliyor Türkiye Yazarlar Sendikası. ölümünün 50. yılında Sabahat- tin Ali'yı Anma Gecesi düzen- lerken. Bahçe Bahçe Kültür Evi'ndede 19 Nisan "daCeyhan Mumcu. 'Uğur Mumcu'nun -&ns*rtatc Raponı'Tiu diği bu ziyaretlerde halkın bü- yük bir ilgisiyle karşılaşmakta- yız. Ziyaretlerde Kemalizmin özünden. Atatürk'ün gerçekleş- tirdiği toplumsal, kültürel ve Türkiye Yazarlar Sendikası "Sabahattin Ali, ölümünün 50. yıldönümü nedenıyle 18 ni- san saat 20.30'da AKM'de düzen- lenecek bir geceyle anılıyor. Me- tin Belgin ve Şehnaz Çakı- ralp'ınsunuculuğunuyapacagı geceye Ataol Behramoğlu, Ze- liha Berksoy, Doğan Hızlan, Nükhet Duru, Konur Ertop, Müzehher VâNû-Rasih Nuri 1leri, Turgut kazan, Zafer Er- gin ve Edip Akbayram katılı- yor." 'Uğur Mumcu'nun Susurluk Raporu' "Bahçe Bahçe Kültür Evi"nde 19 Nisan saat 15.00'te Ceyhan Mumcu'nun katıldığı 'Uğur Mumcu'nun Susurluk Rapo- ru' konulu bir söyleşi düzenle- niyor. Ardından saat 17.00'de Prof. Dr. Selçuk Erez'le sohbet yer alacak." Istanbul Cumok " Bayramdan sonra Ali Arsla- nerer yönetiminde 16 Nisan sa- at 19.00'daTURÇYADlokalin- de toplanıyoruz. Tel: 0.216.410 52 93" Tekirdağ ADD "Şube olarak 1998-1999 öğ- retim yılında. Kemalist düşün- ceye gönül vermiş üniversite gençleri arasından ekonomik ge- reksinim duyanlara 'Eğitiın Bur- su' vermek için çalışmalara baş- ladık. Bu amaçla Emlak Banka- sı Tekirdağ Şubesi "nde 00477446 Bugün 0 Kadın Eserîeri Kütüp- hanesi veBilgi Merkez Vak- fı, 8. Kuruluş Yıldönümü kutlamalan kapsamında saat 16.00'da Fener Iskelesi kar- şısındaki tanhi binada 'Adalet Cimcoz'u Anma Toplantası' düzenliyor. Tel; 0.212.534 95 50. # Türk Kanser Derneği; Dünya Kanser Haftası nedeniyte, saat 10.30'dader- nek binasında (Dr. Bedii Gorbon Sok, No: 1 Kasım- paşa)birtoplantı düzenliyor. nolu Eğitim Fonu Hesabı açü- mıştır. Kemalist düşüncede bir- leşen tüm yardımsevenlerin bu çalışmamıza omuz vermesini di- liyoruz. Derneğimizin kadın ve erkek üyelerinin birlikte gerçeklestir- da aydınlanmaya nasıl ulaşıldı- ğına. günümüz sorunlanna Ke- malizmin bakış açısından, çift- çi sorunlanna. toprak erozyo- nuna, Trakya derelerinin kirlen- mesine değin, insanlanmızın so- runlanna çözüm getirecek. ışık tutacak nitelikteki konulan ele alarak insanlanmızın bilgilen- mesi ve bilinçlenmesi ereğini taşıyoruz. Tekirdağ'da bulunan bazı Kamu mallannın, tarikatlar tarafından kullanılmasına karşı başlattığımız propaganda sonu- cunda, oluşturduğumuz kamu- oyunun ve yapılan mücadelenin çok yakında güzel bir neticeye erişeceğine inanıyoruz. 2 Nisan'da. şubemiz yaranna, Rüştü Asyalı'nın sahneye koy- duğu, Ankara Ekin Tiyatrosu oyuncularının oynadığı, 'Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölii- mü' adlı tiyatro oyunu Tekir- dağlı sanatseverler tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Herkese gönül dolusu teşek- kürler. Adres: ADD Tekirdağ Şubesi PK 5 Tekirdağ Tel-Faks: 0.282.260 19 16." Karşıyaka/tzmir Cumok "Köy Enstitülerfnin kurulu- şunun 58. yıdönümünde, Ege Şanat Merkezi'nde bir söyleşi düzenledik. 18 Nisan saat 17.00'de yapılacak söyleşiye ko- nuşmacı olarak Köy Enstitüleri mezunu Niyazi Aygün ve Asaf Aktan katılacak. Aynca Gülse- ren Mungan ve Eylem Kara- bacak Türk Halk Müziği kon- seri verecek. Tüm dostlar çağ- nlıdır. 25 Nisan saat 20.30'da Karşı- yaka Devlet Tiyatrosu'nda Ten- nessee W illiams ın 'Sırça Kü- ıtıes' adlı oyunu izleyeceğiz. lletişim için tel: 0.232.364 04 41 - Suna Kirpikçi." SOS Istanbul Çevre Gönüllüleri Platformu "Mimar Sinan Oditoryu- mu'nda 18-19 Nisan'da 'Çevre Ekonomi Politikası Konferan- sı' düzenliyoruz. 18 Nisan'da saat 09.00'da baş- layacak toplantıda 'Çevre Eko- nomi Politikasına Genel Ba- kış', 'Sürdürülebilir Kalkınma Söylemi', 'Doğal kaynaklann Değerlerinin Belirlenmesi" ko- nulan ele alınacak. 'Çevresel kayıpların Denge- lenmesi' ve 'Atölyeler için Pro- je Konuları'nın tartışılacağı ikinci günde son olarak Atölye Çalışmalan ve Şonuç Raporla- n okunacak. tletişim için tel: Türksen Başer (0.216J38 5511 -0.216.418 52 15)" HAYTANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ BULUT BEBEK NVRAY çlrrçi MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 14 Nisan POSTA TELGMF NAZIRLIĞI DEĞİSİYORL 1913 'DA 8U6ÜN, POSTA TELSKAF UtoUU MUDÜRIJÜĞU fCU- RULOU. İKİ GÜU ÖMce, POST» TELG&tF NAZIfZLlĞl (&AKAN- UĞO KALDıRILMIŞn. PAP/ŞAH H.MAHMUr ZAMANIHA DE- ĞIH YALNIZ DSI/LBT HA8£Gl£ŞM£Sl İÇıkJ YAR/LAAJ POSTH HIZMET/, İB^'PE^IR F€KMAMİA H4UCIN /JULMUfru. 1S4O "m />osm Ataz/ecfâ' tajeui-UMC/ı, çotc KEkrrrs POSTANE AÇILMIÇTI. IS61'DŞ POSTA HAZI- Rl OLAN ÛUUl GAZETEC/ AGÂH E/=eMPİ /UC K£Z PCU. Ğ . ON YfL Sew&4 'Se, f TEK MAZreUOX g//eL£f- TİRİLMİŞTİ. /S77tweuL HÜtU/AsteTİ'UCe 13i9'M ÜA4UM Ü M/ BAŞIUA ÜNLÛ YAZAR fi.EFİKHAUT(KAEAY) GETİfUL- MİSTİ. ANKARA'M TBMM'NlfJ KueULMAS/HPAH « W RABAÇKA SİR. POSTA MÜPÜfJLÜĞÜ OLUÇTUglAO R.UatrtKaraa 1V8.O6S Dünya Sağlık Teşkilatı Kalp ve Damar Hastalıklannı "Dünyanın 1 Numaralı İnsanlık Düşmanı" ilan etti. TÜRK KALP VAKFI 79 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 6835 İnsan kaynaklarına temetden yatrnm: \ # 1 \ % J ! • Türkiye Gazetecılef Cemiyeti'nin yaptırmakta olduğu İLKÖĞRETİM OKULU'NA SİZ DE KATKIDA BULUNUN BAĞIŞLARINIZI Istanbul li Czei Idaresı'nm Zıraat Bankası Cağaloğlu Şubesi'ndekı 30402/2776 numalan hesabına yapabılırsinız. Türtaye Gazeteciler Cemiyetı Tel: 0213 513 83 00 GÖRÜŞ KEMAL BOLAYIR İngiltere'nin Kıbnıs'taki Konumu ve Kıbrıs Gerçekleri Uluslararası 1960 Londra ve Zürih antlaşmalanyla In- gittere, Türkiye ve Yunanistan, Kıbns Cumhuriyeti'nin ga- rantör ülkeleri oldular. Kıbns, 1960 sonrasında iki garan- tör, Türk ve Yurtan kamuoyunda önemini arttırırken, bu süreçte diğer garantör İngiltere'nin Kuzey Kıbns'a yöne- lik tutum ve davranışlan yeni oluşumlar ve yeni politika- lan çağnştırmıştr. Aslında 19741e İkinci Banş Harekâtı son- rasında fngilizler, Güney Kıbns'ta yaşayan Türkleri İngiliz egemenliğindeki üslerde konuk etmiş ve onların Kuzey Kıbns'a taşınmasında ve adanın ikiye aynlmasında kat- kılan olmuştu. Ne yazık ki daha sonra, Ingittere sorumlu bir garantör ülke gibi davranmadı. Kıbns Cumhuriyeti'ni yeniden yapılandırmada yetersiz kalmış, diğer Batı ülke- leri gibi davranrntş ve son 25 yıllık süreçte Kıbns'ın güne- yine hep sıcak bakarken, Kuzey Kıbns'ı adeta yok say- mıştır. Kendini dışlayan Ingiltere Kıbns Rum Yönetimi'nin 1974 yılında adanın Yunanis- tan'a bağlanma karanna karşı Ingiltere, Kıbns Cumhuri- yeti'ni korumak için verdiği sözü tutmayarak sessiz kal- dı. Ingilizler, o dönem sorumlu bir garantör gibi davran- mış olsa Kıbns'ın geleceği daha fan\h olabilecekti. Ingi- lizler verdiği sözü tutmamakla, Londra ve Zürih antlaşma- lannın temel noktalanndan biri olan "Tek Kıbns, Tek Kim- lik ve Tek Egemenlik" kavramının bozulmasını sağlamış ve Kıbrıs'ın ikiye aynlmasını, iki ayn kimliğin daha da ge- lişmesinin ve ayn egemenlik oluşmasının önünü açmış- tır. 1974 sonrasında daha da ilginç yaklaşımlan görmek teyiz. Garantör Ingiltere, Güney Kıbns Yönetimi'ni resmi devlet olarak tanımış ve onunla her alanda iletişim içinde olmuştur. Buna karşın, garantörü olduğu Türk toplumu- nu adeta dışlamıştır. Yine, yıkılan Kıbns Cumhuriyeti'nin tekrar yaşama dönmesinde, hem sorumluluğunu unut1 muş hem de öteki garantör ülkelerle iletişim kunmada ve çözüm önerilerinde yetersiz girişimler sergilemiştir. Avru- pa Birtiği'ne giriş sürecindeki çalışmalannda Ingilizler Kıbr ns Türklerini yok sayan bir anlayışta olmuşlardır. Kıbns Türk toplumuna baskı amacı güden Rum ambargolanna onay veren ve uygulayan garantör Ingittere'nin, Türk toplumtı ile yeterli iletişim kurma gereği duymadan, sadece Kır> nslı Türktere irvgittere'ye girişte vize uygulamasıyla son nok>- ta konmuş oldu. /. Güney Kıbns ve Yunanistan [_ 20. yüzyılda Kıbns'ta yaşanan evrelere baktığımız za^ man Kıbnslı Türklerin ve Rumlann bir Kıbnslı kimliğini be- nimsemediklerini görijnjz. Amerikalı, Isviçreli benzeri bir kimliğin Kıbns'ta oluşmamasında en önemlı sorumluluk Rumlara ve Yunanistan'a aittir. 20. yüzyıl başlannda Kıbr ns'ı Yunanistan'a bağlamak için ekilen tohumlar zaman içinde yeşerdi; 1950'li yıllarda Makarios'un kışiliğinde, Kıbt nslı Rumlann eylemleri ve Kıbns Türklerinin tepkiteriyle bü- yüdü ve meyvesini 1974 yılına saktadı. O tarihte de Kıb- ns ikiye bölündü. Akla şimdilerde, yine İngiltere'nin içini- de olduğu dış güçlerin uygulamak istedikleri 1960 örne- ği kavramlar geliyor. Bu görülmüş bir filmin tekrandır. Ya^ ni, hem 1960'lı yıllarda, hem de 1974 sonrası toplumla' rarası görüşmeterde uygulanmak istenen aynı kavramlar,- dır. Bu da "Tek Kıbns, Tek Kimlik, Tek Egemenliktu. Bu konuda Batı dünyasını değeriendirmekte zoıianmamak elde değil, ama Güney Kıbns'ı anlamak hiç olası değildır. Sanki, son 50 yıllık süreçte tek Kıbns kimliğini değiştir,- mek isteyen Rumlar pişman olmuşlar. Sanki, iki toplum arasında bir şey olmamış, "tek" bir kimlik attında Kıbns- lılar hernen bir arada yaşayabilirler dercesine güçlü dev- tetlerin isterhleri döğrültusunda önemli bir özveride bulu 1 nuyorlar. Bu bir aldatmacadır. Gerçek olan, bu süreçte, tek Kıbns kimlıği ulusal gi>- dülerle göze hiç de hoş görünmeyen ayn ayn parlak renk- lerte boyanmıştır. Rum ve Türkler o kadar kontras renk- lerie boyanmışlar ki, birbirine güven duymayan, birinin ak dediğine diğerinin kara dediği ve birbirini adeta yok sa- yan bir anlayış içindedırler. İlginç olan, Batı dünyasının ve de İngiltere'nin, Kıbns'ın bu noktayagelmesindekı büyük katkılannın göz ardı edılmesidir. Bızce Batı'nm, Güney Kıbns veYunanistan'ın "evet"dediği "TekKıbns, TekKim- lik, Tek Egemenlik" uzun yıllar sonra gerçekleşebılecek bir düşünce olup, bu kavramlar bu kapsamda anlamlıdır. Şimdilerde düşünülmesi gereken, Rum kesimının ve dün- yanın Kıbns'ta iki ayn toplum olduğu gerçegini görme, de- ğertendirme ve benimsemedir. Bugün var olan iki ayn ke- simli, iki kimlikli, iki ayn egemenlikli Türk ve Rum toplum- lan, ileride "Tek Kimlik, Tek Kıbns, Tek Egemenlik" kav- ramlannı ıçeren yeni bir Kıbns Cumhuriyeti kurabilirler. Yeni politikalar Londra ve Zürih 1960 antlaşmalanna imza koyarak ga- rantör bir taraf olmuş Ingiltere, 1963 yılında Kıbns Cum- hunyeti'nin yıkılışında ve 1974 yılında Kıbns'ın Yunanis- tan'a bağlanmasına, "Ben kanşmam, benyokum", "Se- ni ilgilendirmez" dercesine bir tutum içinde olmuştur. Yi- ne, Kıbns'ın Avnjpa Birliği'ne gıriş görüşmelerinde Kuzey Kıbns'ın dışlanmasına göz yumabilmesi ve son aylarda Kıbnslılann bir kesimini oluşturan Kıbns Türi<lerine Ingil- tere'ye giriş vizesi istemi ise, "8enartıkKıbns'ın garantö- rü değilim, istifa ediyonjm" anlamındadır. Bu durumda Kuzey Kıbns'ın, Ingirtere'nin istifasının ka- bul edildiğini duyurması gerekir. O zaman Kıbns'taki in- giliz üsleri de tartışmaya açılmış olacaktır. Böylece Türki- ye, Yunanistan ve İngiltere'nin oluşturduğu garantör ül- keler üçgeninin bir ayağı ortadan kalkınca, Kıbns soru- nundaki gerçek taraflann daha net karşı karşıya gelerek çözüm üretebilmeleri, daha kolay olabiiecektır. BULMACA SEDAT YAŞAYAIS SOLDAN SAĞA: 1/Üçzar ve ikıya da daha fazla oyuncuyla oyna- nan şans oyunu. 2/ Şöhret... Bezekçi- likte kullanılan ye- şil ve pembe dalga- !ı birçeşit sedef. 3/ Yanm kilogramhk bir ağırlık ölçüsü 6 birimi...Yapma,et- -, me. 4/ Birçok efsa- neye konu olmuş 8 ünlü Frigya kralı. 5/ Ölüm cezası... " tthaledilecekmal- lann çeşitlerini ve miktar- lannı gösteren liste. 6/ Ge- ce denizde balıklann ya da 2 küreklerin kımıldanışıyla o oluşan panltı. 7/ Hane... Gü- neş doğmadan önceki ala- ca karanlık... Kenar süsü. 8/ Müstahkem yer... Taka- dan büyük bir çeşitKarade- nizkayığı. 9/ Kürküdeğer- lıbiryabankedisL.Düzve 8 geniş arazi. 9 YUKARIDAN AŞAĞ1- YA: 1/ Orta Anadolu'ya özgü,yaş ya da kuru erikle yapıarı birtür sebze yahnisi. 2/ Bir anda oluveren... lsviçre'de bir terŞ. 3/ Kısa kıllı ve sarkık kulaklı bir av köpeği... Bir nota. 4/ hep deri ya da ince kabuk... Donuk renklı. 5/ Ad kavmi hükümia- rı Şeddad tarafmdan cennete benzetılerek yaptınlan efsaıe\i bahçe... Kadm üzennde tam bir egemenlik hakkına sahip DI,- duğuna ınanan erkek. 6/ Bir gösterme sıfatı... Ortodokslard^ tahta pano üzenne yapılan her türlü dinsel resme verilenıd. 7/ Kanda ve öbür vücut sıvılannda asitlik düzeyinin anonai derecede yüksek olması... kalya'da bir ırmak. 8/ Namazda Jİt kıyam. bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm... AtasözL9/ Süngü gibi tüfeğın namlusu ucuna takılan bir çeşit bıçak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle