Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 1998 SALI
HABERLER
Sağlık Bakanı'na
ozel odul
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - PT World Dergisi
tarafından, 30 Nısan-3
Mayıs tarihleri arasında
gerçekleşecek 2.
Uluslararası Petrol Fuan
kapsamında, Türk petrol
sektörünün en başanlı kişi
ve kuruluşlan belirlendi.
Sağlık Bakanı Halil
Ibrahim Özsoy,
karayoHanndakı sağlık
merkezlerinin sayısmın
arttınlması ve trafık
kazalannın önlenmesi
konusundaki çabalanndan
dolayı özel ödüle layık
görüldü.
Hanefi Avcı
yargılanacak
• ANKARA (UBA)-
Susurluk kazası sonrası
MtT'in telefonlannı
dinlemek ve bunlan
açıklamakla suçlanan eskı
Emniyet Istihbarat Dairesi
Başkan Vekılı Hanefi Avcı.
15 Nısan'da Ahkara 2
No'lu DGM'de
yargılanacak. Avcı'nın 15
yıla kadar ağır hapıs ile
cezalandınlması istenıyor.
Avcı, telefonlarla. devletın
emniyeti ve uluslararası
: siyasi çıkarlan bakımından
gizli kalması gereken bilgi
akışını gerçekleştirme
suçuyla yargılanacak.
Diyarbakır
Nevruz davası
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır DGM
, Savcılığı'nca, Ne\ruz
kutlamalan sırasında,
"halkı, ırk ve bölge
farklılığı gözeterek, kin vc
_ düşmanlığa açıkça tahrik
etmek" suçunu işledikleri
gerekçesiyle, biri ttalyan 5
sanık hakkında 5'er yıl
- hapis cezası isteniyor.
DGM savcılığı tarafından
hazırlanan ıddianamede. 21
r Mart'ta Nevruz Bayramı
kutlamalan nedeniyle
Batıkent semtınde
t toplananlar arasında
bulunan ttalyan uyruklu
Frisüllo Damiano Gıovannı
, ile Şeyh Mehmet Başkurt,
Ferdi Aydın, Mansur Işık
ve Naif Demirci'nin, halkı
gösterilere iştirak etmesi
için bölücü içerikli
sloganlar atarak
yönlendirdıkleri ifade
edildi.
ANAPÖzah
aıtacak
• ANKARA (UBA)-
Sekizinci Cumhurbaşkanı
ve ANAP'ın kurucusu
Turgut Özal. ölümünün
5'inci yıldönümü olan 17
Nisan'da lstanbul'da yeni
anıtmezannın da açılacağı
bir törenle anılacak.
Başbakan Mesut Yılmaz.
milletvekilleri ve ANAP'ın
80 il teşkilatından partililer,
17 Nisan'da Turgut Özal'ın
Edimekaprda bulunan
anıtmezannda toplanacak.
Aynı günün akşamı, Cemal
Reşit Bey salonunda.
"Özal'ı anma toplantısı"
düzenlenecek.
Rüşvet davası
• ANKARA (AA) - Ömer
Lütfü Topal'a ait
kumarhanelere işletme
ruhsatı vermek için rüşvet
aldığı gerekçesiyle,
hakkında 4 yıldan 10 yıla
kadar ağır hapıs cezası
istemiyle dava açılan,
Turizm Bakanlığı eskı
Müsteşar Yardımcısı
Mevhıbe Can'ın
yargılanmasına başlandı.
Ankara 8. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın ilk duruşmasında
sorgusunu veren Can.
suçlamalan reddederek
beraatinı istedi. Mahkeme.
duruşmayı ıleri bir tarihe
erteledi.
Emniyefte atama
• ANKARA (AA)-
Emniyet Genel Müdür
Yardımcılığı'na Şevket
Ayaz yeniden getirildi.
Ayaz. bir süre önce
Emniyet Genel Müdür
Yardımcılığı'ndan alınarak
APK Uzmanlığı'na
atanmıştı. Danıştay,
Ayaz'ın görevden
alınmastna ilişkin ışlemin
yürütmesini durdurmuştu.
Emniyet Genel Müdür
Yardımcısı Sabri
Kanlıkavak ise başka bir
göreve atanmak uzere
Emniyet Genel Müdürlüğü
emrinealındı.
Kanlıkavak'ın görevden
alınması ve Ayaz'ın
atamasına ilişkin karar
Resmf Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Adalet Bakanhğı'nda soruşturma skandah
Uyuştumcu kaçakçısı Malatyalı Ahmet Özbey 'in akrabası olmakla suçlanan Adalet Bakanlığı Tetkik
Hâkimi Kasım Özbey, aksini ispatlayınca, bu kez 'Neden Malatya da doğdun' diye soruşturuluyor
MtYASE ÎLKNUR
Susurluk skandalı nedeniyle dokunulmaz-
lığı kaldınlan ve hakkında dava açılan Meh-
met Ağar'ın Adalet Bakanlığı döneminde
başlatılan ve RP'lı Şevket Kazan döneminde
artarak süren 'eski dönemle mücadele' politi-
kası. ANAPlı Bakan Mehmet OltanSungur-
lu tarafından da ısrarlı bır şekilde takip edili-
yor. Tek suçlan SHP'li Adalet Bakanlan ta-
rafından göreve getirilmek olan bürokrat ve
hâkimler hakkında bakanlık müfettişleri tara-
fından dayanaktan yoksun ve gûlünç suçlama
raporlan hazırlanıyor.
Önce Seyfi Oktaj tarafından by-pass yasa-
sıyla uzun uğraşılar sonucu görevden alına-
bilen Arif Yüksel"ın yenne göreve getirilen
Müsteşar Yusuf Kenan Doğan hakkında por-
nografik bir suçlama raporu hazırlandı. Do-
ğan'ın tanık ifadelerinin çoğunun hayali ve
düzmece olduğunu, bir kısmının da baskı so-
nucu alındığını ve sonradan tahrif edildığını
belgelemesinden bırkaç gün geçmişti ki, Bay-
rampaşa Cezaevi Savcısı NecatiOzdemir hak-
kında hazırlanan ve pomo film senaryolan-
na taş çıkartacak içerikte ikinci soruşturma ra-
poru basına sızdınldı. Adalet Bakanlığı, cin-
selliğın ön plana çıkanldığı raporlarla bir an-
da ilgi odağı olurken ardından lstanbul 2.
No'lu DGM'de meydana gelen rüşvet skan-
dalıyla sarsıldı.
tddiaya göre. lstanbul 2 No'lu DGM'de ba-
zı hâkimler uyuşturucu kaçakçılannın tahli-
ye edilmesi karşılığında yüklü mıktarlarda
rüşvet almışlardı. Haklannda bu yönde iddi-
alar bulunan hâkimler hakkında derhal soruş-
turma başlatıldı ve açığa alındı. Ancak bu
olayla baglantılı olarak rüşvet olayın gerçek-
leştiği tarihte Adalet Bakanlığı'nda tetkik hâ-
kimi olarak görev ya-
pan Kasım Özbev
hakkında da ilginç bir
suçlamayla soruştur-
ma açıldı.
Refah-Yol hükü-
meti döneminde Ada-
let Bakanı Şevket Ka-
zan'ın talimatıyla açı-
lan soruşturma sonu-
cunda Tetkik Hâkimi
Kasım Özbey, ilginç
ve gülünç iddalarla
suçlandı. Başmüfet-
tişlik tarafından ha-
zırlanan soruşturma
raporunda, uyuşturu-
cu kaçakçısı Ahmet
Özbey'le akraba ol-
duğu öne sürülen Ka-
sım Özbey, sözde ak-
rabasını tahliye ettir-
mek için tahliye karanna dırenen hâkimlerden
KöksalŞengün'ü geçicı görevle lzmir'e gön-
dermek ve bu yolla uyuşturu kaçakçısı Ahmet
Özbey'ın tahliyesini sağlamakla suçlanıyor.
Adalet Bakanlığı Başmüfettişi A. Şükrü Seç-
kin tarafından gönderilen soruşturma rapo-
runda Kasım Özbey'in uyuşturucu kaçakçısı
Ahmet Özbey'le yakın akrabalık ilişkisi bu-
lunduğu kesin bir dille iddia ediliyor. Ancak
Malatya Yazıhan llçesi Eğribük Köyü nüfu-
suna kayıtlı olan Kasım Özbey, Malatya Ye-
şilyurt nüfusuna kayıtlı uyuşturucu kaçakçı-
sı Ahmet Özbey'le akraba olmadığmı belge-
lerle kanıtladıktan sonra dönemın Adalet Ba-
kanı Şevket Kazan tarafından gönderilen res-
mi yazıda "Sanık Ahmet Özbey'le akrabalık
ilişkisikayden tespit edilmemekie beraber, her
*3evket Kazan'ın bakanlığı
sırasında tetkik hâkimi olarak
görev yapan Kasım Özbey
hakkında hayali suçlamalarla
soruşturma açıldı. Soruşturma
raporunda Hâkim Kasım Özbey,
akrabası olduğu öne sürülen
uyuşturucu kaçakçısı Ahmet
Özbey'in tahliyesini sağlamak
için îstanbul 2. No'lu DGM
hâkimlerinden Köksal Şengün'ü
geçici görevle lzmir'e
göndermekle suçlandı. Ancak
akraba olmadıklan ortaya çıktı.
Hemşeri olmaktan öte hiçbir
ortak yanlan yok.
ikisinin de Malatyalı olması nedeniyle, konuy-
la ilgüi tüm çevrelerde soyadı benzeriiğinden
dolayı yakın akraba izlenimini verdiğT belır-
tilerek Kasım Özbey'e bu kez de hemşerilik
ilişkisi nedeniyle suçlama getiriliyor.
Adalet Bakanlığı'nda belge olmaksızın iz-
lenım ve varsayımlara dayanılarak hazırlanan
raporlarda gerçek olmayan ıddialann yer al-
ması tartışma yaratırken, Tetkik Hâkimi Öz-
bey'in lstanbul 2 No'lu DGM "de görev yapan
bir hâkimi geçici görev yetkisi vererek lz-
mir'e göre\li olarak göndermesi iddiası da
gülünç bulundu. Anayasanın 159. maddesin-
de bir hâkimi geçici görevle başka bir ile gön-
derme yetkısinin sadece Hâkimler ve Savcı-
lar Yüksek Kurulu'na verildiği açık bir dille
belirtiliyor. lstisnai ve acil durumlarda bu yet-
ki Adalet Bakanı'na
verilmiş. ancak ilk
toplantıda bu görev -
lendirmenın gerekçe-
lenni Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Ku-
rulu'na sunması ko-
şulu getirilmiş.
Bu maddeye rağ-
men teknik işlerden
sorumlu bir tetkik hâ-
kiminin. bir ilde gö-
revli herhangi bir hâ-
kimi gççici görevle
başka bir ile gönder-
mesi mümkün değil.
Tümü yüksek yargı
organlannın hâkimle-
rinden oluşan ve Ada-
let Bakanı ile müste-
şannın doğal üye ol-
duğu Hâkimler \e
Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin bir tetkik
hâkimi tarafından yönlendirilmesı ve etkile-
mesi de mümkün görülmüyor.
Bakanlığın soruşturma raporunda bu konu-
daki iddia şöyle dile getiriliyor: "İşleyen bü-
rokrasi mekanizmasına göre Hâkim Kasım
Ozbey'in teknik yönden yetkilendirme işine
kanşmasının doğal olarak mümkün olmadı-
ğı, ancak olayın oluş ve cereyan tarzına. mey-
dana gelen sonuca nazaran işlemi yapacak
olanlann dışında kalarak planladığı şekilde
sonuca ulaştığının belirlendiği tüm dosyada-
ki belge ve bilgilere göre ortaya çıkan bu du-
rumu; Adalet Bakanlığı Personel Genel Mü-
dürlüğü'nde tetkik hâkimi olarak görev yap-
ttğı sırada Kasım Ozbey Mn oluşturdağu anla-
şümıştır"
Suçlamalar üzerine savunması istenen ve
halen Silıvri'de hâkimlik yapan Kasım Özbey
de Bakanlığın Ceza İşleri Genel Müdürlü-
ğü'ne gönderdığı cevabi yazıda önce akraba-
sı olduğu öne sürülen Ahmet Özbey'le hem-
şen oluşu nedeniyle suçlanmasını eleştirerek
"Papa'vı vuran Mehmet Ali Ağca da Malat-
yalı idi, Özdemır Sabancı'yı vuranlanian biri
de. Müyonlarca Malatyalının ejleminden ben
misorumluyum?" diye sorduktan sonra dos-
yasının ıvedilikle Hâkimler ve Sa\cılar Yük-
sek Kurulu'na göndenlmesi talebinde bulun-
du. Özbey, aynca suçlamalarla ilgili olarak
hakkında en ufak bır delil bulunması halinde
kendisini bakanlık önünde benzin döküp ya-
kacağını, aksi durumda bakanlık yetkilileri-
nin kendilerini yakıp yakmayacaklannı da
sordu.
Adalet Bakanlığı Başmüfettişliği, uyuştu-
rucu kaçakçısını tahliye ettırmek ıçm Hâkim-
ler \e Sa\cılar Kurulu'nu etkileyerek bir hâ-
kımin geçici görevle lzmir'e gönderilmesi ko-
nusunda ne dönemin bakanı ne de müstaşan
hakkında bir soruşturma açmazken sadece
tetkik hâkimi hakkında soruşturma başlatma-
sı manıdar bulunuyor.
SHP'li bakanlardan Seyfi Oktay dönemin-
de tetkik hâkimi olarak görev yapan Kasım
Özbey'in sırf o dönemde göreve getınlmesi.
Atatürkçü ve Alevi oluşu nedeniyle Şevket
Kazan'ın hışmına uğradığı söyleniyor. Birin-
ci sınıf hâkim olarak 6 yıllık görev süresini
dolduran Hâkim Özbey'in by-pass yasasına
göre Şubat ayı sonunda toplanan Hâkimler
ve Savcılar Kurulunda durumunun görüşü-
lerek yüksek yargı üyeleriyle aynı haklara sa-
hip olması gerekiyordu. Ancak açılan soruş-
turma nedeniyle dosyası kurula sunulmadı.
EJban:Savalar ağırbaskıaltındaİSTANBUL (ANKA) - lstanbul
Barosu lnsan Haklan Komisyonu
Başkan ı Avukat Hasan Elban, Tür-
kiye'de savcılann ağır baskı altında
olduğunu savunarak sav cılann; kar-
şılaştıkları ışkence, kötü muamele
ve benzen olavlarda objektif dav-
ranmadığını ılen sürdü.
lstanbul Barosu lnsan Haklan
Komisyonu Başkanı Avukat Hasan
Kemal Elban, Türkı> e'de insan hak-
lan ıhlalleri içinde "işkence'nin özel
bir yere sahip olduğunu belirterek,
"Üİkemizde sistemli ve yaygın ola-
rak işkence %-ar" dedi.
Avukatlann sıyası ya da adi suç
aynmı yapılmaksızın rutin bir uy-
• îstanbul Barosu lnsan Haklan Komisyonu Başkanı Avukat
Hasan Elban, Türkiye'deki savcılann ağır baskı altında olduğunu
savunarak, insan haklan ihlalleri konusunda savcılann 'işkence' ve
'kötü muamele' görmüş kişilerle karşılaştıklannda araştırmacı ve
etkin tepki vermeleri gerektiğini bildirdi.
gulama olarak işkence ile karşılaş-
tıklannı söyleyen Elban, karakol-
lardaki gözaltı koşullan ve işkence
arasında yakın bir ilışki olduğunu
kaydetti. Elban, yıllardırTürkiye'de
insan haklan ihlallennin gûndemde
olduğuna işaret ederek, devietin bu
konuda bilinçli bir politikası olma-
dığını ifade etti. Elban. devletin ih-
lallerin üzerine gitmesi gerektiğini
belirterek, hukuk sisteminin insan
haklan ihlalleriyle mücadele etmek
için uygun olduğunu vurguladı.
Hasan Elban, savcılann ağır bas-
kı altında olduğunu savunarak şöy-
le konuştu:
"Işkenceve kötü muarnek» He kar-
şılaştıklannda savcılann, araştırma-
cı ve etkin tepki vermeleri gerekir.
Son yedi yıl zarfında 19%'da Avnı-
pa İşkence'nin Önlenmesi Komite-
si'nin ziyareti sırasında gözaltında
Bakan ve
Doğulu
bebek
Kadın ve aileden
sorumlu Deviet
Bakanı Işılay Sav gın.
kadınlann göz nuru.
el emeği ürünlerinin
tanıtılması amacıyta
düzenlenen
yanşmada dereceye
giren eserierden
oluşan sergiyi açü.
Açılışta Bakan
Saygın, Doğu
Anadolu kadınının
tüm gjK-si özellikltrini
gösteren bir bebeği
dikkatJe inceiedL
(Fotoğraf: AA)
bulunan kişilerin savcıya çıkanldık-
lannda polis tarafından kendilerine
vapılan muameleden şikâ\etçi ol-
duklan, fakat savcının bu şikâyetler
karşısında hareketsiz kaldığı volun-
da sayisız iddialarla karsılaşılmıştır.
Komite, savcılarla görüşmelerinde
konuya objektif bir yaklaşım sergi-
lemeteriyerine, polisi sa\ıınma>aça-
hşan bir eğilim tespit etmıŞDT."
Türk yargısının sorununun, yal-
nız bağımsiz bir yargınm bulunma-
ması olmadığını ifade eden Hasan
Elban, yargının tarafsızlığının da
tartışma konusu olduğunu söyledi.
Elban, yargı organlannın bağımsız-
lığının, en az bağımsız bir yargı ka-
dar üzerinde durulması gereken bir
konu olduğuna dikkat çekti.
Elban, Türkiye'de insan haklan-
nın sürekli olarak ihlale uğraması-
nın başlıca nedenini, suçu işlediğin-
den kuşkulanılan kamu görevlileri
hakkında gerekli etkin ve bağımsız
soruşturmanın harekete geçirilme-
mesi ve sonımlulann yargı karşısı-
na çıkanlmaması olarak açıkladı.
Bağımsız yargının işledikleri suçlar
karşısında harekete geçme ve yar-
gılama konusunda isteksiz olduğu-
na işaret eden Hasan Elban, Türki-
ye'nin bu soruna acilen çözüm bul-
ması gerektiğini kaydetti.
Hasan Elban. Türkiye'nin gerek-
sinim duyduğu radıkal bir adli re-
formu bir an önce gerçekleştirmesı
gerektiğini belirtti. Elban, işkence-
nın kökünün kazınmasında en
önemli adımm. gözaltı merkezleri-
nin kamunun denetimine açılması
olacağını vurgulayarak, karakolla-
nn şeffaflaşmasıyla. gözaltı koşul-
lannın insanileştinlmesinin, iyi ve
doğru işleyen bir adalet düzeninin
geüştirilmesinin önünün açılacağı-
nı bildirdi. Hasan Elban. Türki-
ye'nin Avrupa tnsan Haklan Mah-
kemesi'nde (AlHM), ağır insan
haklan ihlallerinden mahkûm oldu-
ğunu söyledi. Elban, Türkiye'de hak
arama bilıncinin düşük olduğunu
dile getirerek, Avrupa insan hakla-
n organlanna başvurma konusunda
da insanlann yeterh bilgi ve dona-
nıma sahip olmadığını sözlerine ek-
ledi.
E m n i y e t r a p o r u
6
De>iet terörii'
tarbşmaya açıltlı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün "Tero-
rizm Sorunu w Türkiye" başlıklı rapo-
runda, "devlet terörii'" kavramı da tar-
tışmaya açıldı. "De>1et ter&rü''nün da-
j p
ya da iç kanşıklıkları yaygın otari üike-
İerin başvurdugu araç olduğu belirtilen
raporda, Türkiye'de güvenlik güçlerinın
hukuk kurallan içinde yer aldığı savu-
nuldu.
NATO ülkelenndeki Gladio tipi ör-
gütlerle ilgili değerlendırmelerin de yer
aldığı raporda, terörle mücadelenin
"devlet terörü" sayılmadığı ve silaha
başvuran teröristlerin ölümle karşı kar-
şıya kalabileceklenni baştan kabul ettik-
leri savı da gündeme getirildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Sab-
ri Dihnaç'a hazırlattıği, kitaplaştınlan
raporda, devlet terörü kavramı, Gladio
yapılanması konusunda ağırlıklı olarak
teorik düzeyde yapılan tartışmalar da
aktanldı. Devletin kendı ko>duğu hu-
kuk kurallannm dışma çıkarak yasadışı
ve herhangi biryetkıye dayanmadan, he-
def aldığı kişilere tarafsız bir yargılama
hakkı tanımadan başvurdugu şıddet ey-
lemlerinin rejimı korumak adına, ıde-
olojik nedenlerle yapıldığı için "terör"
olarak tanımlandığı kaydedilen rapor-
da, "Eğer bir devlet uluslararası kabul
edilmiş hukuk normlanna avkın şekil-
de >apmış olduğu düzenleme ve kanun-
lan davanak göstererek. bu kanuna kar-
şı gelen kişilere karşı eylemlere vönelir-
se bu terördür" denıldı.
Raporda. "devlet terörü"nün daha
çok totalıter rejime sahip devletlenn ya
da iç kanşıklıklan yaygın olan ülkele-
rin başvurdugu araç olduğu belırtilerek
şöyle devam edildi: "Llkelerin iç huku-
kunun uluslararası cağdaş hukuk siste-
mine uygun olmamasu çağdaş değerle-
re göre >aşamak isteyen kitle ve gnıplar-
ca kanuni çerçevede olan, ancak çağdaş
hukukla bağdaşmavan bu uvgulamala-
nn meşruluğunun tartışılması. muhalif
kitle ve gruplara vönelik uygulamalar
devlet terörü kavramını tarbşmaya aç-
maktadır."
Teröre hedef olan ülkelerin siyasi ya-
pısını korumak \e genel güvenliğini
sağlamak için aldığı yasal önlemlerin
ve terörle mücadelenin "devlet terörü"
olarak nıtelenmesinin objektif olmayan
bir yaklaşım oldugvı savunulan raporda,
1
kontrgerillaya ilişkin şu değerlendirfne
yer aldı: "Devlet terörü kavramnun ka-
muoyunda yer etmesindeki en önemli
noktalardan biri de 'kontgenlla' kavra-
mı olmuştur. 2. Dünya Savaşı'nın sonra-
sında komünizm tchlikesinin dünyayı et-
kisi altına almava başlaması ile birlikte
buna bağlı olarak biriakını şiddet hare-
ketkri ve örgütlenmelerin çekirdekleri
de olusmaya başlanuşür." Susurluk ka-
zasının ardından ortaya çıkan devlet ıçı
yasadışı örgütlenme tartışmalanyla
gündeme gelen Gladio konusuna da
yer verilen raporda. NATO ülkelennde-
ki yapılanmalar aktanlırken Türkıye'ye
ilişkin herhangi.bır değerlendırmenin
yapılmaması dikkat çekti. Rapora şöy-
le devam edıldr. "NATO bünyesinde
başta Almanya ve İtaha olnıak üzere üye
ülkelerde muhtemel bir iç kanşüdık ve
işgal olaylan veva demokratik rejimin
tehlikeye düşmesi karşısında düzenli bir-
liklerin vanında halk içerisinde verel mü-
cadele vapabilecek birtakım unsurlar
oluşturulmuş, bu unsurlar. komünist
tehlike karşısında çcşitii savunma me-
kanizmalangeliştirerek bazıolav lara ka-
nşmışlardır. 1990'lardan sonra NATO
üyesi ülkelerde. bu tür eekirdek örgütle-
rin vartığının açıklanması >e işlevinin
kalmadığı gerekçesiv le lağvedilmeleri ile
birlikte konu kamuovunun gündemine
taşınmışOr."
Raporda aynca şu görüş savunuldu:
"Devletlerin terör örgütlerine karşı >ii-
rüttüğü mücadele esnasında bazı kâsb
aşan durumlann yaşanmasu güvenlik
birimleri mensuplanndan banlannın
kişiseltav nndan ka> naklanan yanhş uy-
gulamalann devlet terörü olarak göste-
lilmek istenmesi vesistematik u\ gulama
olarak kamuovuna sunulma>a çalısılma-
sı doğru ve haklı bir v-aklaşım olarak de-
ğerlendirilemez. Dev let her ne ohırsa ol-
sun görev lerini hukuki çerçevede sınır-
lamak /orundadır. Sınuiann aşılması
kabul edileme/."
SIFIR NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR e-maıl: [email protected]
BODRUM - Bayram tatili dün bitti.
Bodrum, Bayram sonu sessizliğini yaşı-
yor. Dönüş bileti bulamadığımız için iki
gün daha buradayız. Bodrum'un kışın
çok çekıci olduğunu bilirdim, ama bir ba-
har sabahı, herkeslerin terk ettiği Bod-
rum'un keyfı bir başka oluyor.
Şehrin üzerinden biryük kalktı. Dükkân
sahiplerı yeniden eski tempolanna dön-
düler. Her şey yavaşladı. Kumrulann ve
horozların sesleri daha yüksek çıkıyor.
Bodrum kalesini dolaşan insanlann sayı-
sı azaldı. Biz de sessizliği fırsat bilip sa-
bah erkenden Bodrum Sualtı Arkeoloji
Müzesi'ndeki Doğu Roma gemisinin ma-
ketini görmeye gittik.
Bodrum yarımadasının hemen karşı-
sındaki Yassıada önlerinde 1360 yıl önce
batan geminin kaptanı Papaz Georgios
Naukleros Presbiteros'un günümüze
ulaşan seyir defteri, müzeyi gezip gör-
dükten sonra daha bir anlam kazanıyor.
Gemi kaptanının erzakları tartmak ama-
cıyla taşıdığı demir kantar, buluntular için-
de en etkileyicisı. Kantarın topuzu yerine
Kaptan Georgios Presbiteros
kullanılan demirden yapılmış kadın başı,
yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan
bir ince zevki yansıtıyor. Mutfak kaplan,
cam şişeler, amforalar sanki bir sanatçı
elinden çıkmış gibi.
REFAHYOL döneminde büyük tartış-
malara neden olan, az kalsın yerinden
sökülüp atılmak noktasına gelen batık,
şimdilik kurtuldu. Yarın başka bir iktidar,
propaganda amacıyla yeniden burayı
ibadet yerine çevireceğim derse bunun
bir garantisi yok. Ancak bu kezyaşanmış
bir deney Bodrumluların önünde duru-
yor. Sivil direniş örneği vererek, Refahlı
Kültür Bakanı'nın münasebetsiz girişimi-
ni önlediler.
Zaten Osmanlı döneminde cami olarak
kullanılan binaya dikkatlice bakınca bu-
ranın kiliseden bozma olduğu anlaşılıyor.
Minare de sonradan eklenmiş, kullanıl-
madığı için yıkıma terk edilmiş. Minare-
nin yeniden yapılmış halini, estetiğe me-
raklı Bodrumlular pek beğenmediklerini
söylediler. Mınarenin kalenin genel hava-
sına uymadığı görüşündeler. Benim de
minarenin her yanını saran ayyıldız amb-
lemleri dikkatimi çekti. Herhalde Osman-
lı döneminde minarenin şerefesi ayyıldız-
larla kaplı değildi. Zaten Osmanlı'nın bay-
rağıyla Cumhuriyetin bayrağı da otdukça
farkh.
Kaledeki her köşeye bir ayyıldız kon-
ması, yıllarca bu kaleyi ellerinde tutan Ro-
dos şövalyelerine karşı, bir gösteri ama-
cı taşıyor gibi. Çünkü Rodos şövalyeleri-
nin armalan kalenin her bir köşesinde du-
ruyor. Sanıyorum, müze müdürü Oğuz
Alpözen, "Burası artık Türkiye toprağı-
dır" mesajını kuvvetli bir şekilde vermek
istemiş ve kaleyi ayyıldızlarla süslemiş(!)
•••
İki 68'li arkadaşımız Okşan ve Süha
Pelitözü, yıllarönce büyükşehrin stresin-
den kurtulmak amacıyla Bodrum'a yer-
leşmişlerdi. 68'li ruhlan onlara burada da
rahat vermemiş. İki radyo birden kurmuş-
lar. Birisi tamamen yabancı müzik yayı-
nı yapan "Eko-Radyo", diğeri TDrkçe mü-
zik yayını yapan "Halikamas-Radyo".
Anadolu'nun hemen her yanını bir ağ gi-
bi saran yerel radyoların, merkezi radyo-
lardan dahayüksek bir izleyiciye sahip ol-
duğunu uzmanlardan dinlediğim zaman
hiç şaşırmamıştım.
Bodrum'da da aynı izlenimi edindim.
Yerel haberlere, yörenin çevre sorunlan-
na, kültürel ve siyasi etkinliklerine ağırlık
veren bu iki radyo, Bodrum'un her köşe-
sinde dinlenebiliyor. Eğlence yerleri, lo-
kantalar, diskolar, oteller, moteller, pansi-
yonlar, alış-veriş merkezleri, satış mağa-
zalan duyurularını bu radyolara veriyorlar.
Duyurular aynı zamanda haber değeri de
taşıyor. Yöreye gelen yerii-yabancı turist,
nerede ne var, bu ilanlar sayesinde de
öğrenmiş oluyor.
14 yüzyıl önce gemisi Bodrum açıkla-
rında batan Kaptan Georgıos'un seyir
defteri, bu dünyadaki yaşamın neredey-
se hiç değişmediğini kanıtlıyor: "Yolcutu-
ğumuzu sa/ımen tamamlamak için Tan-
n 'ya dua ediyorum. Bu kıyı şeridiçok tetı -
likeli olduğundan, geceleri rotamız üze-
rinde bulunan limanlarda demtrfeyerek
gün boyu yelken açacağız... Gece sığın-
mak için iyi bir liman olan Halikamas-
sos'a (Bodrum) varmayı umuyorum.
Myndos 'ayaklaşırken, yolu kısaltmakiçin
adalar arasındaki dar geçitten geçmeye
çalıştık... Fakat bu defa Tann bızim yartı-
mızda olmadı ve rüzgâr sert bır şekilde
batıdan eserek, Myndos yakınındaki Yas-
sıada'yı (Lodo) dönmemize engel oldcj.
Adanın batı uzantısındaki taşiğa doğru
sürüklenereksığlığa çarptık ve 'ek bir d& -
mir dahi atamadan, gemimiz 32 rretne
dehnliğe gömüldü. Tanrı'ya şûkürler »/-
sun ki hepimiz kurtulduk. YalnzPaul'utn
bacağı kırıldı."
Yüzyıllar sonra Bodrum lımannds g ö -
miler, yeniden denize yelken açyoriar.