Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4MART1998 ÇARŞAMBA
HABERLER
Polislere suç
duyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Trabzon Ağır
Ceza Mahkemesı'nde
görülen Gazi davasmın 27
Şubaftakı duruşmasını
izlemek ve destek vermek
amacıyla dığer illerden
gelenleri döverek gözaltına
alan il emniyet
müdürlüğüne bağlı polis ve
amirleri hakkında suç
duyurusunda bulunuldu.
Gözaltına alınmalannın
ardından götürûldükieri
karakolda da dayak \ e kötü
muamelenin devam ettiğmi
belirten Ömer Sanyerlioğlu
ile Sehm Kaluç. Ankara
Cumhunyet Başsavcılığı'na
verdikleri dilekçede, olayın
içinde yer alan emniyet
görevlileri hakkında kamu
davası açılması isteminde
bulundular
Tozbey Oteli'ne
İstanbul Haber Senisi -
Laleli Tozbey Oteli'nde
yabancı uynıklu 18 kişinin
ölümüyle sonuçlanan
yangında tedbirsiz ve
dikkatsiz davrandıklan öne
sürülen otel ve mağaza
sahibi iki kişinin
yargılanmasma tstanbul 4.
•Ağır Ceza Mahkemesı'nde
devam edildi. Mahkeme
heyetı. otel sahibi Halit
Tozbey'in kusur oranın
belirlenmesi için 3. kez
bilirkişi heyeti
oluşturulmasma karar verdi.
ûnek İnşaat'ta
grev
• İstanbul Haber Senisi -
Türkiye Otel. Lokanta
Dinlenme Yerlen İşçılen
Sendikası TOLEYİS. Emek
lnşaat ve Işletme AŞ
işyerlerinde 24 Mart'ta grev
yapılacağını açıkladı. 4 ay
süren görüşmelenn.
işverenin keyfi tutumu
nedeniyle
sonuçlandınlamadıgı
belirtilen sendika
açıklamasında, "Ülkemizın
güzide tesisleri olan bu
işyerlerinde grev
yaşanmaması içm bir kez
daha ilgilileri göreve davet
ediyor, aksi takdirde
doğacak bütün zararlardan
bizzat kendilerinin sorumlu
olacağını ilan ediyoruz"
denildi.
Şükpü Karatepe
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Hakkında 1 yıldan
3 yıla kadar hapis cezası
istemiyle dava açılan ve
Kaysen Büyükşehir
Belediye Başkanlığı görevı
Danıştay tarafından
düşürülen Şükrü
Karatepe'nin
yargılanmasma, Ankara 2
No'lu DGM'de bugün
başlanacak. Hazırlanan
iddianamede Karatepe'nin,
TCK'nin "Halkı smıf. ırk.
din, mezhep ve bölge
farklılığı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik
etmek" hükmünü
düzenleyen 312-2. maddesi
uyarınca 1 yıldan 3 yıla
kadar hapis cezasına
mahkûm edilmesi isteniyor.
KADER'in
kampanyası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kadın Adaylan
Destekleme ve Eğıtme
Derneği'nin (KADER).
kadınlan. kendilerine yakın
hissettikleri siyasi partilere
üye olrrtaya çağıran
"Mutfak Tamam. Sıra
Siyasette" kampanyası 8
Mart Dünya Kadınlar
Günü'nde başlayacak.
Kampanyanın ılk adımı.
"KADER yöneticileri ve
üyelerinin yann TBMM
Başkanı Hikmet Çetin'i
.ziyareti ile atılacak.
Kritik toplanü
• ANKARA (Cumhuriyet
.,Bürosu) - TBMM Anayasa
ve Adalet Karma
Komisyonu yann
.toplanarak. DYP Elazığ
, Milletvekili Mehmet Ağar.
,CHP Samsun Milletvekili
Murat Karayalçın ile DYP
. Isparta Milletvekili Ömer
Bilgin hakkında, hazırhk
komisyonlannın
" dokunulmazlıklannın
kaldınlması" yönündekı
.kararlannı görüşecek.
ı "Çete" suçlamalan
nedeniyle daha önce bır
, dosyada dokunulmazlığı
i kaldınlan Ağar. "Görevi
kötûye kullanma"
suçlamasıyla ikinci bir dava
nedeniyle yeniden
dokunulmazlığının
kaldınlması durumuyla
karşı karşıya geldi.
Diyarbakır Barosu'nun Güneydoğu raporunda OHAL'in de kaldınlması istenildi
Genel afiçin çağrıDİYARBAKIR (Cumhuriyet) -
Diyarbakır Barosu tarafından
hazırlanan "Güneydoğu Raporur>
nda,
bölgede genel af ılan edilmesi ve
Olağanüstü Hal uygulamasına son
verilmesi istendi. Raporda. bölgede
yaşanan olaylar."Moğol istilasından bu
yana görülmemiştir" şeklinde
yorumlandı.
Diyarbakır Barosu'nun 14 sayfadan
oluşan raporu önceki gün Doğu ve
Güneydoğu Anadolu illeri baro
başkanlannı kabulü sırasında TBMM
Başkanı Hikmet Çetin'e verildi.
Bölgede yaşanan olaylar nedeniyle 3
bın 211 yerleşim biriminin boşaltıldığı,
3 milyon insanın göç etmek zorunda
kaldığı öne sürülen raporda, gözaltı ve
kayıplann yoğunlaştığı yörede, 3 bin
de faili meçhul cinayet işlendiği iddia
edildi. Olağanüstü Hal Bölgesi'nde yüz
binlerce dekarhk orman alanının
yakıldığı belirtilen raporda, bölgedeki
olaylar," Yaşadığımız coğrafya tarih
boyunca birçok istüaya ve zulme sahne
olmuştur. Ancak bugün yaşananlar
Moğol istilasından bu yana
görülmemiştir" sözleriyle yorumlandı.
Güneydoğu'da işlenen cinayetlerin
Başbakanhk Teftiş Kurulu'nca
hazırlanan Susurluk Raponı'nda da yer
aldığı bildirilen Diyarbakır Barosu'nun
raporunda, ana sorunlar ve çözüm
önerileri konusunda şu görüşlere yer
verildi:
"Şiddet ortamının etkileri aşılarak
birilerini nakavt etme anlayışına son
verilmeli. Ülkemizin her yanında banş
koşullan sağlanmalıdır. Kürt kimligi
anayasal ve yasal gihenceve
kavuşturulmalıdır. Olağanüstü Hal
uygulamasına derhal son verilmelidir.
Geciçi köy koruculuğu sistemi Ue
Pişmanlık Yasası olarak adlandınlan
düzenleme derhal kaldınlmahdır.
Boşalnlan köylerden göç ettiriknlerin
dönüşü sağlanmalıdır. İşlenen
cinayetlerin failleri bulunup
yargılanmahdır. Düşünce ve ifade
özgüriüğü önündcki engeller
kaldınlmahdır. Ayınmsız genel af ilan
edilmehdir."
Köy koruculuğu uygulamasının
Güneydoğu'da ciddi bir silahlı tehdit
gücü haline geldiği vurgulanan
raporda, yapılan tüm kirli işlerin
koruculuk kimliği arkasına
gizlenmesinin bölgede savaş
rantiyeleri sınıfı oluşturduğu belirtildi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Hüseyin
Tayfiın, TBMM Başkanı Hikmet
Çetin'e sunulan raporun, daha önce de
Barolar Birliği'ne verildiğini belirterek
raporda abartı bulunmadığını söyledi.
Tayfun, Hikmet Çetin'in kendilerine,
raporu inceleyeceğini ve üzerine düşen
görevi yerine getireceğini bildirdiğini
kaydetti.
Başbakan Yılmaz, erken seçim tartışmalannda partisinin tavnnı açıkladı
4 ay seçim de lafi da yok'ANKARA
(Cumhurhet Büro-
su) - Başbakan Me-
sut Yümaz. partisi-
nin Mechs grubu-
na. "4 ay seçim de, seçim
lafi da yok. Bu süre içinde
seçimi hiç kafamıza tak-
madan çalışacağız. Vergi,
sosyal güvenlik, yerel yö-
netimler \e hal yasalannı
çıkarmakzorundayız" de-
di. TBMM'nin pazartesi
ve cuma günleri de çalış-
tınlacağını, gerekirse gece
mesaisi uygulayacaklannı
belirten Yılmaz. ANAP
milletvekillerinden Mec-
lis'e sürekli devam etme-
lerini istedi.
Yılmaz. ANAP'ın bası-
na kapalı olarak gerçek-
leştirilen grup toplantısın-
da, DYP"~Genel Başkanı
Tansu Çiller ile görüşme-
sı ile koalısyon zirvesi
hakkında bilgi verdı. Yıl-
maz. Çiller'in milletveki-
li ve yerel genel seçımle-
nnde 2 turlu seçim sistemi
uygulanmasını önerdiğini,
ancak beraberinde görüş-
meye katılan yardımcılan
ile arasmda bile bu konu-
da uzlaşma olmadığını an-
lattı. DYP ile bu konuda
işbirliği yapılabileceğini
kaydeden Yılmaz, koalıs-
yon ortaklan ile yerel se-
çımlerın 2 turlu yapılması
konusunda uzlaşma sağla-
dıklannı, bu konunun ye-
rel yönetim paketı
içerisinde Meclis'ten
geçirileceğini bildir-
di.
Başbakan Yılmaz,
partisinin MKYK toplan-
tısını açarken yaptığı ko-
nuşmasında, 8 aylık ikti-
darlan dönemınde siyasi
istikrar sağladıklannı, re-
jim tartışmasını gündem-
den çıkardıklannı anlattı.
DİE rakamlarına göre
enflasyonun çok düşük de
olsa düşme eğilimi göster-
mesinin memnuniyet ve-
rici olduğunu belirten Yıl-
maz, asıl düşmenin mayıs
ayından itibaren olmasını
beklediklerinı bıldirdi.
Yılmaz, IMF ile bir anlaş-
maya muhtaç kalmadan
yıl sonunda enflasyon he-
deflerine ulaşabilecekleri-
ni söyledi. Yılmaz. enflas-
yonla mücadelede en
önemli unsurlardan biri
olan vergi yasasmı ve hal
yasasını mutlaka çıkar-
mak zorunda olduklannı
kaydetti. Yltmaz, özelleş-
tirmeye tam gaz devam
edeceklerini belirtti. Ener-
ji sektöründeki gelişmele-
re de değinen Yılmaz, Ba-
kû-Ceyhan boru hattı ko-
nusunda ABD ve Türk
cumhuriyetlerinin deste-
ğinı aldıklarını, üçüncü
ayak olan Rusya'ya da
önümüzdeki günlerde zı-
yaret yapacağını söyledi.
Başbakan Yılmaz, korumalan atlatarak kendisine ulaşan bir vatandaşın is-
tek pusulasını dikkatle inceledi. (Fotoğraf: HASAN AYDLN)
CHP'li Ergül, karan olumlu buldu ve 'Tahliye istisnai bir durum' dedi
Ava: Mahkemedekonuşacağun
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Devletin gizli kalması gere-
ken bilgilerini açıkladığı savıyla
hakkında dava açılan Hanefi Av-
CL dosyayı gördükten sonra mah-
kemede konuşacagını söyledi.
Avcı. tahlıye edilmesinin değil,
tutuklanmasının istisnai bir du-
rum olduğunu bildırdi. Avcı'yı
cezaevinde bulunduğu sırada zi-
yaret eden CHP îzmir Milletve-
kili Sabri Ergül de "istisnai bir
durum" olarak değerlendirdiği
tahliye işlemini. olumlu buldu-
ğunu söyledi.
Hakkındaki gıyabi tutuklama
karan vıcahiye çevrilerek ceza-
evine konulan Hanefi Avcı, 10
günlük tutuklama süresinden
sonra, önceki gün Ankara 2
No'lu DGM'nin dosya üzerinde-
ki incelemesi sonunda tahliye
edilmışti. Tahlıyesinin ardından
dün evinde dinlenen ve avukatla-
nyla durum değerlendirmesi ya-
pan Avcı; önceki gün herkesin
hata yapabileceğini, hukukun iş-
lemesi durumunda diğer kurum-
lann da onu ayakta tutacak düze-
ni sağlayabileceklerini kaydetti.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıt-
layan Avcı, dosyayı görmeden
açıklama yapmanın doğru olma-
yacağını belirterek "Detayı, dos-
yaları gördükten sonra mahke-
me aşamasında açıkla\acağun.
Ben sadece bana yönelik suçla-
madan haberdanm. Şu ana ka-
dar kanıtlara ilişkin bilgilere ula-
şabilmiş değilim. Yann (bugün)
bilgi ve belgeleri gördükten son-
ra savunmamı haarlayacağım"
dedi.
Avcı, kendisıyle görüşen Sab-
ri Ergül'ün tutuklanmasına iliş-
kin olarak vaptığı "Yarbay sor-
guladı, binbaşı büirkişi hazırladı.
albay tutukladı" değerlendirme-
si konusunda, "Ben Sayın Er-«
gül'e avukatlanmın dosyada gör- .
dükleri bilgileri aktardım" dedî.
A\cı.herhangibiritirazdabulun- .
madan tahliye edilmesinin "istis- ^
nai bir durum" olarak değerlen-'
dırildığıne ilişkin götüşfbrin
anımsatılması üzerine, "Benim
tahliyem değtt, tutuklanmam is-
tisnai bir durumdur. Tahliye edil-
mem hukukun geregjdir'" dedi.
Avcı, bir soru üzerine " Yeşffl"in
Antalya'da olduğuna ilişkin is-
tihbaratı basında yer alan haber-
lerden aldığını da belirtti.
CHP'li Sabri Ergül. Avcı'yı
cezaevinde zıyaretinin ardından.
eski polis şefinin söyledıklennin
dikkate alınması gerektiğini vur-
gulamıştı.
Ergül. "Kim bu yasadışı ilişld-
lerin aydınlatılmasuu engeller, su-
ça kanşırsa, hukuk dışı iş yaprvor
dcmektir. İster üniformalı olsun,
ister siyasi herkes bu ilişkikrin
yargı önüne çıkanlması gerektiği
anlayışım sergilemek zorunda-
dır" diye konuştu.
Buldan cinayeti
Robot
resimler
özel
timcilerin
HÜLYATOPCU
Yeşilköy'deki Çınar Ote-
li'nin Gazinosu'ndan 5 Ha-
ziran 1994 tarihinde gözal-
tına alındıktan sonra Bo-
lu'nun Yığılca ilçesinde ce-
setleri bulunan Kürt işa-
danıları Adnan Yıldınm.
Hacı Kara> \e Savaş Bul-
dan'ın öldürülmeleriyle il-
gili soruşturmada Yığılca
Cumhuriyet Savcılığı, ci-
nayetten 3 yıl sonra ilk kez
somut adım attı. Olayla il-
gili olarak eski Emniyet Is-
tihbarat Dairesi Başkan
Yardımcısı Hanefi Avcı ile
eski MtT'çi Korkut
Eken'ın talimatla ifadesini
alan savcılık, Buldan ve ar-
kadaşlannı kaçıran katille-
ri gören tanıklann, özel
timciler Ayhan Çarkın.
Oğuz Yorulmaz ve Ercan
Ersey ile Metris Ceta-
evi*tide yüzfeştirdi. Ancak
bir sonuç çıkmadı.
Hakkâri'nin saygın aşi-
retlerinden birine mensup
Sa\aş Buldan. kendisi gibi
Kürt olan işadamları Hacı
Karay ve Adnan Yıldı-
nm'la Yeşilyurt'ta bulunan
Çınar Oteli'nden gözaltına
alınmıştı. Üç işadamının
cesedi 5 Haziran 1994 tari-
hinde Bolu Yığılca ilçesi
Karakuş Köyü yakınlann-
daki Taşlı mevkiinde başla-
nndan kurşunlanılmış, iş-
kence yapılmış halde bu-
lunmuştu. Olayla ilgili ola-
rak Yığılca Cumhuriyet
Savcılığı soruşturma baş-
latmış, ancak bugüne kadar
somut bir gelişme yaşan-
mamıştı.
Tanıklar y&deşti
Cinayetten hemen sonra
çizilen katillerin robot re-
simlerinin Susurluk davası
sanıklan özel timcilere
benzemesinin ortaya çık-
ması üzerine olayın görgü
tanıklan İstanbul'a gönde-
rilerek o dönemde Metris
Cezaevi'nde bulunan üç
sanıklayüzleştirildi. Ancak
olayın üzerinden uzun süre
geçmesi nedeniyle tanıklar.
özel timcilerin katillerle
benzerliği konusunda net
bir açıklama yapamadılar.
SIFIIt NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(h raksnet.com
Cezaevinde hastalanmanız
halinde, tedavi edilebilmeola-
nağı elde etmeniz durumunu-
za göre farklıhklar gösterebilir.
Siyasi iseniz işiniz zordur. Yok
eğer ülkücü mafyadansanız,
paranız bolsa, uyuşturucu,
kara para, kumar gibi neden-
lerle içeri girmişseniz rahatça
hastanelere gider, cezanızı iyi
koşullarda çekme imkânı bu-
lursunuz. Canınız çok isterse
rahatça oradan kaçabilirsiniz
de,
Önümde cezaevinde sağlık
sorunlannı anlatan bir hüküm-
lünün mektubu duruyor. Çek-
tiği acıları ve çok acil tedavi
edilmesi gerektiğini anlatıyor.
Durumunu daha açık göste-
rebilmek amacıyla aldığı kurul
raporunu da mektubuna ek-
lemiş. Gebze Özel Tip Ceza-
evi'nde yatan Leyla Büyük-
dağ Bütüner, gözünü yıtir-
mek üzere olduğunu bildiriyor
ve bu konuda destek istiyor.
Leyla, yaşadığı koşulları ve
içinde bulunduğu durumu
şöyle anlatıyor: "Daha önce
Leyla'nm Gözleri
(198 7-1990) 5-6 kez gözaltına
alındığım Izmir Terörle Müca-
dele Şubesi'nde yapılan iş-
kencelerden dolayı gözlerim-
de 'miyopy, retina dejeneras-
yonu' oluştu. En son 22 Hazi-
ran 1993 tarihinde gözlerim-
den tedavi olmak üzere yurt-
dış/na çıkarken gözaltına alın-
dım.
Edirne ve İstanbul Gayret-
tepe Terörle Mücadele Şube-
si'nde kaldığım süre içerisin-
de gördüğüm işkenceler ne-
deniyle, gözlerimde ileri de-
rece olan miyopy retina yırtıl-
ması daha fazla arttı. Yaklaşık
5 yıldır bulunduğum cezaevi
koşullannda ise, gözlerimi
kaybetme tehlikesi, geri dö-
nüşü olmayan bir sonuca
doğru hızla evriliyor.
13 Şubat 1998 tarihinde te-
davi için gittiğim Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Göz Kliniği'nde,
gözlerimi her an kaybedebi-
leceğim, bu nedenle sürekli
doktor kont/blü altında'bulun-
mam gerektiği anlamına gele-
cek bir rapor tutuldu. Muaye-
ne eden doktor aynca sözlü
olarak, gözlerimi aniden kay-
betmem durumunda '2-3 sa-
at içerisinde gelebilirsen, es-
kisi gibi olmasa da gözlerini
kurtarabilirim' şeklinde bir
açıklama yaptı. Oysa daha
önce acil olarak hastaneye
sevk edilmem gerektiği rapo-
ru verildiği halde 20 gün son-
ra göndehldim. Bulunduğum
cezaevinde acil sevkler 15
günden önce yapılmıyor.
Böyle bir durumda zaten çok
dar olan görme alanım tama-
men ortadan kalkabilir.
Yargıtay'da onanan cezam
konusunda ve sağlık durumu-
mu da belirten raporlarla bir-
likte başvurduğum Avrupa In-
san Hakları Mahkemesı'nde
görülen davada yargılanma-
mın hukuk dışı olduğu ve iş-
kence görüp görmedığim ko-
nusundaki sorulara devletin
tatmin edici yanıtlar verme-
mesi nedeniyle davanın yeni-
den görülmesi söz konusu."
Leyla Büyükdağ Bütüner,
mektubunu şu çağrıyla bitiri-
ydr; "Aydın duyaıiılığında bir
ınsan olarak; kamuoyunu du-
rümupndan haberdar edebil-
mem, gerekli kuruluşlara
(AdaletBakaniığı, Ceza-Tevkif
Evleri Genel Müdüriüğü, sivil
toplum örgütleri, Uluslararası
Af Ûrgütü vb.) mesaj iletebil-
mem ve durumuma müdaha-
lede bulunulmasını sağlaya-
bilmem amacıyla aracı olma-
nızı ve konuyu duyurmanızı di-
liyorum. Göstereceğiniz du-
yahılıktan dolayı, şimdiden te-
şekkür ediyor, çalışmalannız-
da başarılar diliyorum."
Leyla'nın gözleri kör olma
tehlikesiyle yüzyüze, raporu
bunu gösteriyor. İlgilileri hare-
kete geçmeye ve bu konuda
acil ve etkili önlem almaya ça-
ğınyorum. Bakalım bu konuda
da sessiz mi kalacaklar?
•••
Hanefi Avcı aniden serbest
bırakıldı. Yeşil'in telefonunun
Tuğgeneral Veli Küçük'e ait
olduğu ortaya çıktı. Jandarma
eski Komutanı ve MİT eski
Başkanı Teoman Koman,
Cavtt Çağlar'ın şirketinde
Yönetim Kurulu Başkan Yar-
dımcılığı'na getirildi. Jandar-
ma Genel Komutanlığı, Veli
Küçük'le ilgili haberlerin kasıt-
lı olduğunu belirten bir açıkla-
ma yaptı. Melih Aşıkdün "Ve-
ş/7 ve haki" başlıklı yazısını
şöyle bitiriyordu: "Genelkur-
may'ın geçen yıl verdiği laik-
lik brifingine katılan hukukçu-
lar Ordu 'nun Anayasa 'ya, hu-
kuka, ülkenin aydınlık gelece-
ğine olan bağlılığını dakikalar-
ca ayakta alkışlamışlardı. Su-
suriuk'la bağlantılı karanlıkla-
nn aydınlatılması konusunda
aynı titizlik, aynı hukuka bağ-
lılıkbekleniyorOrdu'dan... Bir
güven aşınması, üzüntülü bir
gelişme olacaktırzira..."
GLOBALpOLİTtKÜLTtJR
ERGİN YILDIZOĞLU
EtnikKöken, Ulus ve Devlet
Buğday Tarlalan, Kan Tepeleri (*J
Etnik köken, ulus ve devlet arasındaki ilişki; tarih-
sel, antropolojik ve siyasi olarak en tartışmalı konu-
lardan biri. Bu alanda yaygın ve genel olarak siyasi
kabul gören yaklaşım, tarihi ve etnik kökeni ortak bir
grubun bir aşamada tarihsel ve tannsal bir hak ola-
rak kendi devletini kurduğunu söyler: Önce etnik
olarak homojen bır grup vardır; ulus devlet, tarihsel
olarak bunu izler. Daha az yaygın ve siyasi olarak pek
kabul görmeyen yaklaşım ise ulus denen "özne "nin
çok özel tarihsel koşullara, esas olarakanamalcı iliş-
kilerin doğmasına bağlı olarak geliştiğini ve çoğu
yerde devletlerin, belli bir coğrafya içinde etkinlikle-
ri ve birbirleriyle çatışmalarıyla yaratıldığını düşünür.
Prof. Anastasia Karaksidou'nun, Buğday Tarla-
ları, Kan Tepeleri ısimli 300 sayfalık çalışması,
1996'da Cambridge Üniversitesi tarafından, Yuna-
nistan'daki yatırımlarına ilişkin siyasi kaygılarla son
anda programdan çıkarıldı. Karaksidou, milliyetçı
akımlar tarafından birçok kez tehdit edildi. Nihayet,
bu sene Califomia Üniversitesi'nce yayımlanan ki-
tap, ulusların oluşması tartışmasına çok önemli bir
katkı olmaya aday.
Prof. Karaksidou, başlangıçta Yunanistan'ın Ma-
kedonya bölgesındekı Assıros, Eksamili ve Mavro-
hiri isimli üç köyde yaşayan ve kendine yerli (dop-
yi) diyenlerle sonradan gelen göçmenler(prosfıghes)
arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamış. Nasıl ol-
muş da bu iki "farklı" grup, zamanla kendilerini Yu-
nanca konuşan tek bir gruba ait olarak görmeye
başlamışlar?
Prof. Karaksidou'nun, halen hayatta olan yaşlı-
larla yapı lan görüşmelere, nüfus ve tapu kayıtlarına
dayanan aynntılı saha çalışması, ilginç birgerçeği or-
taya çıkardı. Yunanıstan, yıllardır Makedonya bölge-
sinde Slav kökenli halkın varlığını reddetti ama, bu
bölgede kendine yerli diyen grup da sanıldığı gibi
yerli ve homojen değıl!
Karaksidou'nun araştırması, Osmanlı Imparator-
luğu'nun dağılmasından ve 1913'te Yunanistan'a
katılmasından önce bu bölgede, Slav dili konuşan
ortakçılar ve çobanların, Yunanca konuşan tüccar-
lann, Türkçe konuşan toprak sahiplerinin, ortakçı-
lann ve bürokratlann, Ladino konuşan Yahudi tüc-
carların ve dükkâncıların, Vlah dili konuşan köylüle-
rin yanı sıra. Ermeniler'ın ve Romanlar'ın ("Çinge-
neler") yaşadığını gösteriyor. 19. yüzyılın ortaların-
da ekonomik olarak önem kazanan bu bölgeye, Ma-
kedonya'nın ve Yunanistan'ın diğer bölgelerinden,
20. yüzyılın başında da Doğu Trakya'dan (Thraki-
otes), Karadeniz dağlanndan (Ponfyı), Anadolu'dan
(Küçük Asya - Mikrasıates) göçler olmuş. Dil, din, et-
nik köken ve gelenekleri farklı bu göçmenler, za-
manla aralarında evlenerek karışmışlar. Yıne zaman-
la. bu karmaşık etnik doku, bölgede ekonomik et-
kinlığin, eğitimin ve kültürel gelişmenin dili olan Yu-
nancayı benimsemiş.
1870-1990 dönemini kapsayan araştırma, o sıra-
da, dağılmakta olan Osmanlı imparatorluğu'nda,
bölgede ilk önce Yunan ve Bulgar ulusçu akımları
arasındaki siyasi mücadelenin, karmaşık etnik yapı-
ya sahip bu halkı, kutuplaşmaya zoriadığını, yerel dü-
zeyde Yunanlı ve Bulgar kimliklerini yaratmaya baş-
"techğını gösteriyor. Daha sonra Yunanlılaştıktan son-
"•te kimi bölge'halkı Büyük Iskender'in Truva sava-
şından döndüğü (**) dönemde, Asurlu bir krahn, As-
siros'ta bir devlet kurmasından bu yana Yunanlı ol-
duklanna inanıyor ama araştırma başka bir gerçeği
ortaya koyuyor. Araştırmaya göre bölgedeki ulusal
kimliklerin oluşmasında değışmez etnik, lingustik,
kültürel ve hatta ırksal özelliklerden zıyade, yerel dü-
zeyde elitlerin, ekonomik ve siyasi nedenlerle yap-
tıklan "tercihler" belırieyici olmuş. 1903-08 döne-
minde bölgede, Yunanlı ve Bulgar partızan grupla-
nnın baskılan ve daha sonra 1912 ve 1913 yılların-
da Balkan savaşları, Makedonya'nın Yunanistan,
Bulgaristan ve Sırbistan arasındabölünmestne yol
açmış. I. ve II. Dünya savaşları ve Yunan iç savaşı
ulusal kimliklerin oluşması sürecini "tamamlamış".
Prof. Karaksidou'nun araştırması, bu kısa özetten
çok daha zengin ve çok yönlü bilimsel sonuçlara sa-
hip. Ancak umarım bu kaba özet bile, araştırmanın
etnik köken, ulus ve devlet ılişkisi üzerine, tarihsel
olarak belirlenmiş ekonomik ve siyasi çıkarlara uy-
gun olarak kurulan bir 'm/f'in dibine nasıl dinamit
koyduğunu gösterir.
Prof. Karaksidou, Yunanistan ve Makedonya ara-
sında imzalanan anlaş mayla ilgili olarak 14 Eylül
1995'te New York Tımes'ta yayımlanan yazısında,
bölgedeki etnik fay kınklarının tekrar açılmaya baş-
ladığını uzülerek anlatıyordu. Yunanistan kendi Ma-
kedonya topraklarında Slavlann olmadığını ısrarla
savunuyor, Yunanlı milliyetçi akımlar, Slav dili konu-
şanlara hainler anlamına kullanılan Skopian diyor;
savaş öncesi Bosna'da görülen bir eğilirnı hatıriatır
şekilde, etnik gruplar arası evliüklerde hızlı bir geri-
leme görülüyor ve karma evliliklerden oluşan ailele-
rin içinde bile artık ulusal kımlık temelinde sorunlar
yaşanıyor.
Karaksidou, New York Times'taki makalesinde,
tüm Balkanların tarihıne bakıp, ulusal kimliklere da-
yanarak siyasi ve askeri baskılarla, saflaştırmanın ve
hatta asimilasyona zorlamanın bugüne kadar, eski
yaralann tekrar tekrar kanatılmasından başka bir so-
nuç getirmediğini tespit ediyordu. Karaksidou'ya
göre, karşılıklı özgür etkileşime dayanan ekonomik
ve kültürel kaynaşmaları amaçlamaktan başka bir çı-
kar yol yok.
0 Anastasia N. Karaksidou (1998) Fie/ds ofWhe-
at, Hills ofBlood, Passages to Nationhood in Gre-
ekMacedonia, 1870-1990.
C) Görüldüğü gibi artık tarihin yerini mitoloji al-
mıştır.
Pîyasa değeri 1.3 trilyon
Van'da 47 kilo saf
eroin ele geçirildi
VAN(AA)-Van'ınGür-
pınar ilçesi Güzelsu bel-
desı yakınlarında gü\en-
lik güçleri. 2 uyuşturucu
tacirini yaralı olarak yaka-
ladı. Uyuşturucu tacirleri-
nin atlarla taşıdığı 47 kılo
saf eroin ele geçirildi.
Bir ihban değerlendıren
\'an II Jandarma Komu-
tanlığı ekipleri, Güzelsu-
Başkale-Gürpınar üçge-
ninde operasyon düzenle-
di. Jandarma ekipleri. sa-
at 03.30 sıralannda Gür-
pınar'm Doluçıkın köyü
yakınlannda 2 atla patıka
yoldan Van'a gelmek iste-
yen MikaD Karademir ve
Hüse>in Dernirhan'a
'dur' ihtanndı bulundu
Ihtara silahla '«arşılık ve-
rilmesi üzerineçıkan ve 30
dakika süren çatışmada 2
uyuşturucu teciTİ yaralı
olarak yakalandı. tki ta-
banca da ele geçırilen ope-
rasyonda. pi>as^a değeri
yaklaşık 1.3 tıhyon olan
47 kilo saf erojı elde edil-
di. Hüse>in Cteînirhan ve
Mikail Karademir'in du-
rumlannın iyı olduğu be-
lırtildı.