25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Böbrek organizatörüne ceza • İstanbul Haber Servisi - Kurduğu şirket aracılığıyla böbrek nakli vaadiyle hastalardan para topladıktan sonra ameliyat yaptırmayaran ve hastalann paralannı da iade etmeyen YücelDikbaş. 13 yıl 17ay 17 gün hapis cezasına çarptınldı. Soba yine can aldı: 4 ölü • İstanbul Haber Servisi - Maltepe Karanfil Caddesi Baraj Yolu Sokak 21 numarada oturan Yıldız ailesinden dört kişi dün akşam saat 20.30 sıralannda evde ölü bulundu. Yetkililer, Emine Yıldız ile çocuklan Gültekin. Aysel ve Emrah Gültekin'in soba zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirdiklerini bildirdi. Silahlı kavga: 2 ölü, 2 yaralı • İstanbul Haber Servisi - Fatih Koca Mustafapaşa'daki Özel Merkez Polikliniği'nin ortaklan arasmda alacak- verecek anlaşmazlığı nedeniyle dün akşam saat 18.30 sıralannda silahlı kavga çıktı. Kavga sonucu özel polikliniğin sahipleri olduİcları belirtilen Abdülkadir Üşenmez ile Mehmet Öztop öldü. Kavga sırasında yaralanan iki kişi İstanbul Universitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altma alındı. Öz'den garip savunma • İstanbul Haber Servisi - Uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla İstanbul 4 No'lu DGM'de 30 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Susurluk davası sanıklanndan Yaşar Öz. hakkındaki iddialan reddetti. Avukatının kapalı duruşma talebine karşı çıkan Öz, savunmasında PKK'nin uyuşturucu trafiğini gözlemlemekle görevli ötdüğunu öne sürdü. Öz, fjıi" 1 '• gÖrevin kim tarafından verildiğini ise açıklamadı. KESK'ten kampanya • İstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçilen Sendikalan Konfederasyonu (KESK)dün. Kadıköy Belediye binasında gerçekleştirdiği toplantıyla TBMM'nin gündeminde bulunan "kamu görevlileri sendikalan yasa tasansf'nın geri çekilmesi amacıyla yurt çapında imza kampanyası başlattı. 'Polis o taşı yememeliydi' • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen izinsiz göstende polisin acemice da\Tandığını ve müdahalede geç kaldığını belirterek "Polis, Taksim"de o taşı yememeliydi" dedi. Prof. Aybers öldü • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) ilk başkanlıf ını yapan 82 yaşındaki Prof. Nejat Aybers, cumanesı günü yaşamını yitirdi. Prof. Aybers için dün 13.30'daİTÜTaşkışla Kampusu'nda yapılan törenin ardından. Fenerbahçe Camii'nde kılman ikindi namazmdan sonra Karacaahmet Mezarlığf nda toprağaverildı. BTK toplantısı • İstanbul Haber Servisi - Başbakanlığın talimatıyla tüm il ve ilçelerde irticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri izleme amacıyla kurulan Başbakanlık Takip Kurulu (BTK), Istanbul'dada Vali Kutlu Aktaş'ın görevlendirdiği Vali Yardımcısı Gültekin Cndey başkanlığında çalışmalarına başladı. Adının açıklanmasmı istemeyen bir yetkili. BTK" nmkâğıt üzerinde bir talimattan öte bir anlam ifade etmediğini belirterek irticai faaliyetlerin yoğun olduğu Sultanbeyli, Bağcılar, Fatih. Üsküdar gibi ilçelerde kurulun oluşturulması için ciddi bir çalışma yapılmadıgını savundu. İl idare kurulunun iptal ettiği nıeclis kararlan içerisinde, Gaziosmanpaşa Cebeci Mahallesi'ndeki küllivenin inşaat yapımını sağlayan karar da bulunuyor. Dinci vahflara arazi tahsisine iptal MEHMET DEMİRKAYA İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu. yasala- ra aykın olarak dinci \akıf ve kuruluşlara arazi lahsis eden Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi kararlarını iptal etti. İptal edilen meclis kararlan içerisinde. Cebeci Mahal- lesi'ndeki külliye ile 50. Yıl Mahallesi'nde- ki imam-hatip lisesinin inşaat yapımını sag- layan kararlar da bulunuyor. CHP Gazios- manpaşa İlçe Başkanı MehmetPolat birçok kez kamuoyuna duyurduklan ve suç duyu- rusunda bulunduklan yasadışı imar uygula- malanna ilişkın iddialanmn haklılığının il idare kurulu karanyla da tescil edildiğini söyledi. İstanbul İl İdare Kurulu. İstanbul Valisi Kutlu Aktaş'ın. 1580 sayılı yasanın 74. maddesine göre itiraz ettiği, eski RP'lilerin yönetimde bulunduğu Gaziosmanpaşa Be- lediye Meclisi'nin 1 Mart 1995 tarih. 91 sa- yılı; 26 Haziran 1996 tarih. 24 ve 27 sayılı; 5 Mart 1997 tarih. 73 sayılı kararlannı oy- birliği ile iptal etti. Gaziosmanpaşa Belediye görevlilerine >önelik "yasadişı imar u>gulamalan ile bun- İara dayalı yapılaşmalar" konusunu içeren iddiaların incelendiği belirtilen İstanbul İl İdare Kurulu karanna göre iptal edilen iş- lemler şunlar: - Cebeci Mahallesi'nde yaklaşık 40 bin metrekare büyüklüğündeki arazinin 49 yü- lığına Fetih İlinı ve Araştırma Vakfi'na tah- sisedilmesi. - Küçükköy Cengiz Topel Caddesi'nde- ki kaba inşaatı bitmiş belediyeye ait hizmet binasının, hastane yapılması için 49 yıllığı- na Gaziosmanpaşa Hizmet Vakfi'na tahsis edilmesi. - 50. Yıl Mahallesi'ndeki yaklaşık 6 bin 500 metrekare bmüklüğündeki arazinin, Anadolu imam-hatip lisesi yapılmak üzere 49 yıllığına İnsanlığa Hizmet VakfVna veril- mesi. - Cebeci Mahallesi'ndeki 40 bin metre- karelik arazinin 49 yıllığına Ekinli Köyü Eğitim. Kültür. Sağlık ve Tanıtım Vakfi'na verilmesi. Haller Müdürlüğü'nün temizlik işini alan Nevzat Sak'ın şirketi belediye araçlannı kullanıyor Irticacı subaya belediye ödülü• İstanbul Büyükşehir Belediyesi, irticai faaliyetleri nedeniyle ordudan ihraç edilen subay ve astsubaylan bir kısmını işe alarak, bir kısmına da ihale işlerini vererek destekliyor. İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Haller Müdürlüğü'nün te- mizlik işini alan irticacı astsuba- yın şirketi. temizlik işinde bele- diyenin araçlannı kullanıyor. Or- dudan ihraç edilen astsubay Nev- zat Sak'ın sahibi olduğu Konar- saş'ın, sözleşme gereği çalıştır- ması gereken personelden daha az personel çalıştırdığı iddia edi- liyor. Haller müdür yardımcısı Reşat Yavuz, sözleşmeye aykın bir durum var ise gereğinin yapı- lacağını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye- si. irticai faaliyetleri nedeniyle or- dudan ilişkisi kesilen subay ve astsubaylan bir kısmını işe ala- rak, bir kısmına da ihale işlerini vererek destekliyor. Ordudan ih- raç edilen astsubay Nevzat Sak'ın sahibi olduğu Konarsaş"ın, kurul- duktan bir ay sonra İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi Haller Mü- dürlüğü'nün. yaklaşık 300 milyar liratutan temizlik işini alması da- Sümer Holding teklifleri Ozelleştirilecek banka, özelleştirme ihalelerine giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bünosu)-55.hükümet. özelleştırmelerden 1998 yılında net 9 milyar dolarlık getiri beklerken dün Sümer Holding'in bazı işletmeleri için yeni teklifler alındı. Özelleştirme kapsamında bulunan iş Bankası. Sümer Holding"in Soda Sanayi AŞ'deki yüzde 9.23'lük hissesi için 5.5 milyon dolarla en yüksek teklifi verdi. Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Salih Taştan'ın komisyon başkanlığını yaptığı özelleştirme ihalelerinde yeni teklifler alındı. 55. hükümet. kamu bankalannın iştiraklerinin öncelikle satışıyla özelleştirmelerin zemininin hazırlanması gerektiğini savunurken özelleştirme programına alrnan İş Bankası'nın başka bir özelleştirme ihalesine girmesi dikkat çekti. Özelleştirrne Yüksek Kumlu'nun onayının ardından kesinleşecek satış işlemine göre, İş Bankası. Sümer Holding'in Soda Sanayi -,AS.'dek.i.hisseleri için peşin ödeme yapacak. YineSüıner Holding'e ait Afyon Sincanlı Yapaği Tiftik lşletmesi'ne en yüksek teklifi 1 milyon 210 bin dolarla Özerler Holding verdi. Özerler Holding. işletmenin satış bedelinın yüzde 50'sini peşin. kalanmı 12 eşit taksitte olmak üzere 1 yıl vadelı ve dolar üzerinden yüzde 10 faizle ödeyecek. Sümer Holding'in Salihli Palamut ve Valeks tşletmesi için de. en yüksek teklif 1 milyon 508 bin dolarla Ar-Tu Kimya Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından verildi. Ar-Tu Kimya Sanayi ve Ticaret AŞ de. ödemeyi Özerler Holding'in koşullannda ödeyecek. 55. hükümet. yargının özelleştirmelerle ilgili iptal kararlannı uygulamazken Antalya ve Trabzon Limanı'nın "30 yıllık işletme hakkı devri" adı altında özelleştirilmesi için yeniden ihaleye çıkılacağı bildirildi. Yumıslarla tedavi Meksika'da genellikle çocuklarda görü- len sinir hastahklan yepyeni bir metotla tedavi ediiiyor. Auti/m ve diğer mental hastalıklann havvanlann dokunuşlany- la iyileştirilebileceğini ileri süren doktorlar, bu uvgulama için Meksiko City hay- vanat bahçesindeki bir yunusu kullanıyorlar. Bir doktor eşliğinde sinirsel ve be- yinsel bo/ukluklan bulunan çocuklar. adı Holbo\ olan bir yunusun dokunuşla- n ve çıkardığı yüksek frekanslı sesler > ardımcılığıv la tedavi ediiiyor. Yunusun ÇH kardığı yüksek frekanslı seslerin, insan bev ninin çalışmayan bölümlerinde uya- ncı bir etkisi olduğu ve hastalığı mleştirdiği belirtiliyor. (Fotoğraf: REUTERS) ha önce kamuoyuna yansımış ve tepki çekmişti. Haller Müdürlü- ğü'nden arayan ancak ismini açıklamayan bir çalışan, beledi- yenin iş vererek ödüllendirdiği Konarsaş'ın, yapacağı işte kendi araçlannı değil belediyenin araç- lannı kullandığını iddia etti. İddia sahibi şunlan söyledi: * Belediye Konarsaş'a kıyak üstünekryak yapıyor. Böyle bir işi yapmaya aftya- pısı >eterli olmadığı her ha- linden belli olan bir firnıa- nın bu ihaleyi almış olması gerçekten düşündürücü- dür. İşte kullandığı kam- yon veiş makineleri beledi- yeye ait. Ayrıca sözleşme gereği çalıştırılması gere- ken personelden daha az eleman çalıştınlıyor. Ma- dem bu işte belediyenin araçlan kullaııılacaktı ne- den bir başka firmaya ve- rildi bu iş? Bu işi zaten bir siire belediye kendisi yaptı. Elemanlan da vardı. Hal- kın paralarının birilerine aktarüması için böyle bir yol izleniyor." Haller müdür yardımcı- sı Reşat Yavuz. yapılan sözleşmeye aykın bir du- rum var ise bunun gereği- nin yapılacağını belirterek **Eğer eksik eleman çaltşft- rüıyorsa bu tespit edilir ve temizlik şirketi cezalandı- nür"dedi. Sözleşmede, işle ilgili teklif veren kuruluşlarda techizat kapasiteleri için aranan şartlar şöyleydi; 1 - Yedi adet, asgari 13 metre küplük çöp sıkıştır- ma kamyonu. 2 - Beş adet yükleyici iş makinesi. 3 - Beş adet açık damper- li kamyon. 4 - İki adet arazöz. 5 - Beş adet motoriu pul- varizatör. 6 - Yeteri kadar bina içinde kullanılabilen sü- pürge. 7 - İki adet yol süpürge aracı. 8 - Yeteri kadar su pom- pası. ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya EsasNo: 1997359 Davacı Yalçın San vekılı A\. Ramazan Ertuğrul tarafından davalı Emine San ale> hine açılan şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara kararı gereğince. yargılaması sırasında bütün araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adresı tes- pit edilemeyen davalı Emine San'ya dava dilekçesi \ e duruşma gününün ilanen tebliğine karar ve- nlmiş olmakla: Davacı \ekilı dava dilekçesınde davahnın kusunı nedeniyle tarafiar arasmda sıd- detli geçimsizlik bulunduğunu. bu nedenle taraflann boşanmalanna ve müşterek çocuklanrun \ e- layetlerinin davacı babaya \erilmesine karar \erilmesim talep etmiştir. Adı geçen da\alı Emine San'nın duruşma günü olan 14.5.1998 günü saat 9.05'de bizzat Şarkikaraağaç Asliye Hukuk Mahkemesı duruşma salonunda hazır olması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi. özürsüz olarak duruşmaya gelmediği \eya vekille temsil ettirmediği takdirde yokluğunda yargılamaya de- vam olunacağı ve karar venleceği hususu dava dilekçesi ve duruşma günü yerine kaim olmak üze- re ilanen teblig olunur Basın: 11682 YAYLADAĞIKADASTRO MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1997 04 Karar No: 1997 03 Davacı Ali Gonca ve arkadaşlan tarafından davalılar Hazıne. Orman idaresi ale>hıne mahke- memize açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapılıp bitmlen duruşması sonunda-, Davaya ölü Mehmet Gonca mirasçısı ölü Sabahaı L'ludağ (Gonca) mirasçısı olarak katılan Ahmet kızı Saba- hat'tan olma 1974 D.lu llgün Uludağ'ın Ya\ladağı ilçesı Kurtuluş mahallesinde ikamet etmekte iken bulunduğu yerden aynldığı ve tüm zabıta araştırmalanna rağmen açık adresinin tespit edile- mediğinden mahkememızin 08.07.1997 tarih. 1997<4-3 esas karar sayılı hükmü ile Yayîadağı il- çesi Eğerci köyü Gökçekilise mevkiinde buiunan 248 no'lu parsehn 11450 m2'lik kısmımn de\- let ormanı olarak Hazine adına tapuya tescilîne karar \erilmiştir. Taraflardan Orman idaresinin 1.9.1997 tarihli dilekçesi ile verilen hükmü da%a konusu yerin orman sayılan yerlerden olduğun- dan temyiz edilmıştir. Mahkememizin karan ve Orman idaresinin temyiz dilekçesınin ilanen teb- liğine, ilan tarihinden itibaren 15 eün sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacaSı ilan olunur. 12.01.1998 " Basın: 281İ OSMANtYE ASLtYE HUKUK ^L\HKE^IES^NDEN EsasNo: 1997,622 Da\acı Orhan Yağcı \ekili tarafından davalılar Ali Yağcı \s. aleyhıne açılan ıştirakin çözülmesi da\asının yapılan yar- gılamasında verilen ara karan gereğince: Da\ a dilekçesi da\ alılardan Abdullah Yağcı'ya adreste bu- lanamadıgından yapılamamış \ e emnıyetçe de yapılan adres araştırmasında adresı tespit edılemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmıştir. Da\alı Abdullah Yağcı davacı tarafından hâkimligimize açılan istirakm çözülmesi davasının 16.4.1998 günü saat 15 40'da yapılacak olan duruşmasından önce dava konusu Osmaniye ili Raufbey mahallesi 2 pafta 296 ada, 5. 6. 7 parsel sayılı taşınmazda hissesine tekabül eden taşınmazda iştirakın çözülmesi ve müşterek mülkiyete dönüştürülmesi için dava açılmış olup duruşma gününe kadar taşınmazın devamını haklı kılacak bir itiraz ilen sürmediğinız veya \enlen süre içinde taksim davası açmadığınız fakdirde iştirak çözülmesine karar venleceği hususu MK 5S4 A mad- desine göre ihtar olunur. Basın: 11931 CEYHAN 1. ASLtYE HUKUK HAKÎMLİĞİ'NDEN 1997 210 Davacı Hüseyın Kala tarafından Maliye Hazınesi \e Tatarlı Köyü muhtan aleyhıne açılan tes- cil davasında: Adana ili. Ceyhan ilçesi. Tatarlı köyü Domuztepe mevkiinde kaın doğusu 12 par- sel ve Ali Kala. batısı 17 parsel ve Mahnr't Aslan. kuzeyi taşlık ve kayalık olan 14.800 m2'lık ta- şınmazın tescili yapılacağından üstün hak iddiası olan kişilerin da\a dosyasına müracaatlan M.K.'nun 639. maddesi gereğince ilan olunur. 2.3.1998 Basın: 9616 TAVAS SULH HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1996/439 Davacı Ta\ as ilçesi Konak kasabasından Hüseyin oğlu Ah- met Sennkan tarafından davalı aynı yerden Ahmet oğlu Erol Serınkan aleyhıne mahkememize açılan tapu ıptalı ve tescil da\asının mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda \erilen ara karar gereğince: Da\alı Erol Serinkan adına çıka- rılan duruşma gününü bıldirir meşruhatlı davetiye \e da\ a di- lekçesınin adresinde olmadığından tebligatı yapılamamış olup, zabıta kanalı ile yapılan adres tahkikatında üç dört sene önce köyden aynldığı ve açık adresinin bilinemediği bildiril- miştir. Davalı Erol Serinkan'ın duruşmanın bırakıldığı 26.5.1998 günü saat 9.10'da mahkememizde delUleri ile bir- likte hazır bulunması \ e>a kendisini bir vekille temsil ettirme- si. ettirmediği \e duruşmaya gelmediği takdirde dava basit usule tabi olup HL'MK'nun 509-510. maddelen gereğince yargılamaları yokluğunda yapılacağı ve karar veriieceğj ila- nen tebliğ olunur. Basın: 12084 SI\AS ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993 890- 1996378 Davacı TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından da- valılar Mehmel Toraman ve arkadaşlan aleyhıne mahkememize açılan tes- cil davasının yapılan açık duruşması sonunda: Sı- vas Aydoğan mahallesi pafta 108. ada 17. parsel 3'de davalılar adına kayıt- lı bulunan taşınmazın 120.97 m2'lık yüzölçü- mündekı trafo yerinin ta- pu kaydının ile davacı TEDAS Genel Müdürlü- ğü adına tapu kayıt ve tes- cilıne karar venlmiş olup. tüm aramalara rağmen ad- resleri temin edilmeyen da\alılar Salim Yılmaz. Mustafa Demir. Mehmet Yıldınm. Hacı Osman Yılmaz. Fadime Önde (Talas). Ömer Talas. Şük- rü Talas. Ünal Talas. Uner Talas, Abdülkadir Talas. Abdullah Kuzucu. Mak- bule Gürceylan. Fatma Yalnız. Recep Demirko- paran. Ahmet Demirkopa- ran. Derya Akkaya. Mev- lüde Erdoğan. Ayşe Türk- menoğlu'na karar tebliği jerine geçerli olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. Basın: 8507 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Zor Günler Bu yazının başiığını okuyan siz değerli okurlarımın, "Kimin ya da kimlerin zor günleri" sorusunu sordu- ğunuza eminim. Yanıtım sizi şaşırtacak. Benim "zor günler" derken düşündüğüm, "ben ve benim gibi olan insanlar". Yani "bizleri" zor günler bekliyor. Yani bizler zor günler geçiriyoruz. Çelişik duygular içindeyim. Örneğin; biryandan Si- lahlı Kuvvetlerimizin muhtıra benzeri bildiriler yayım- lamasından rahatsız oluyorum, öte yandan bu "çıkış- lann" Atatürk'ün aydınlık yolunu karartmak isteyen- lere karşı verildiğini düşünerek içten içe seviniyorum. Rahatsız oluyorum, çünkü 12 Mart ve 12 Eylül'ü unutmadım. Konya mitingini de bahane ederek ikti- daragelen "emir kumandazincirinin", 12Eylül'deso- lu nasıl hunharca ezdiğini ve şeriatçı akımlan nasıl pompaladığını unutmadım. Tüm üniversiteler çağdışı bir merkeziyetçiliğe so- kulduktan sonra, ülkücü ve tarikatçı bir kadrolaşma- ya nasıl göz yumulduğunu da unutmadım. Bugün ba- şörtüsü meselesini gündeme getirenlerin, Atatürk il- keleri ve Inkılap Tarihi Enstitüleri'nde, İslamcı bir ör- gütlenmeye gidildiğini görmezden gelmelerini de unutmadım. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nu amacın- dan saptırarak bir anlamda kapatanların ve Atatürk'ün özel hukuk kapsamına giren mirasına bile tecavüz et- mekten çekinmeyenlerin, bugün Atatürkçülük tasla- masına çok kızıyorum. Ortaöğretim kurumlarına zorunlu din dersini kim koydu? "Güvenliksoruşturması" adı altında; bu ülke- nin en seçkin insanlarını, en demokrat insanlarını, en Atatürkçü insanlarını kim kamu hizmetlerinden yok- sun bıraktı? YÖK'ü kim oluşturdu? Bugün devrimci kesilen YÖK, bir zamanlar "Başörtüsü yasaktır ama çağdaş birbiçimde türban bağlanabilir" diye açıklamalar yap- madı mı? Ve o günden sonra başörtüsünün adı tür- ban olmadı mı? Tüm bunlar aklıma geldiği zaman, Silahlı Kuvvet- ler'in bu tür bildiriler yayımlamalarından rahatsız olu- yorum. Ancak siyasetçilerimizin bir iktidar koltuğu ya da üç beş oy için nelere göz yumdukları ve neleri teş- vik ettikleri aklıma geldiği zaman, "Başka çare var mı?" diye düşünüyorum. Eğer aynı Silahlı Kuvvetler'in 28 Şubat 1997 müda- halesi olmasaydı, oylann yüzde 20'sini almış olan bir siyasal parti, Türkiye'nin iç ve dış siyasetini kökünden değiştirmek amacındaydı. Devlet içinde hızla örgüt- leniyor ve "su başlannı" teker teker ellerine geçiriyor- lardı. Aslında bu işlere çok daha önceleri başlamış- lardı ama "Tetik çeken parmakla tespih çeken parmak birolmaz" hayali içindeki "merkez sağ" siyasetçileri, yavaş yavaş "ayılmaya" başlamışlardı. Aynı çelişik duyguları, "başörtüsü sorununda" da yaşıyorum. Bu konuda öncelikle ve ısrarla şunu söy- lemek isterim ki; gerek "devrim kanunlan"n\n ve ge- rekse kılık kıyafeti düzenleyen yönetmeliklerin kaldı- rılmasına şiddetle karşıyım. Hatta bunları değiştirmek tstemenin bile, Türk devrimine "ihanet" olduğunu dü- şünürüm. Ancak bunlann "uygulanmasmın" belli bir ölçüye kadar, biraz "müsamahalı" olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir öğrenci, yasa ve yönetmelikler gereği ba- şı açık bir biçimde fotoğrafını çektirerek hüviyetini al- mışsa ve sınavlanna da aynı biçimde "yüzü tanına- cak" bir biçimde giriyorsa, laboratuvar vb. dersleri dı- şında, başını örtebilmelidir. Fakat bu, belli bir "oranı" geçmemeli ve bunun bir "hak" olmadığı ve satt "mü- samaha" ile bunun mümkün olduğu da hissettirilme- lidir. Başını örten öğrencilerden önemli bir bölümü; ör- tünürken, belli şeriatçı yurt ve tarikatlann etkisiyle ve o gruplar içinde yer almak zorunda kaldıkları için ör- tünmektedır. Fukaralığın gözü körolsun... Konforlu bir yurt ve sıcak bir çorbanın hatırına, çocuklarımızın bir bölümü "vatandaş olmanın "getirdiği "eşitlikten"vaz- geçebilmektedirler. Bu konudayanhşanlaşılmakda istemiyorum. "Türk Devrim Tarihi" dersi veren bir öğretim üyesi olarak; sı- nıflanmda çağın gerisinde kalmış bir görüntü içinde- ki öğrencilerin varlığı, beni elbette mutlu etmiyor. Fa- kat birkaç yüz kişilik sınıflarda, birkaç başörtülü öğ- renciden rahatsız da olmuyorum. Bizim Edebiyat Fa- kültesi'nin kimi bölümlerindeki manzaratarı görsem, hemalde kızanm. Fakat bugünkü manzaranın tohumları 12 Eylül son- rasında atıldı. Bu çocuklann önemli bir bölümü orta- öğretimde başlannı bağlamaya başladılar. Başlannı bağlamaları, onlara kimi kamu kurumlannda "yardım- cı" oldu. Bir kısmı, başı bağlı öğretmenlerden ders gördüler. O tarihsel hata ve gafletın bedelinı bu ço- cuklara ödetmenin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Atatürk Türkiyesi'nde devlet, her öğrencisine sahip çıkardı. Inanılmaz bir yağma düzeni içinde, "Devlet baba değildir" sloganıyla ortaya çıkan Turgut Özal'dan sonra bu çocuklar "kapanın elinde kaldı". Başları örtme karşılığında, ulaşmakta zorlandıkları şeylere ulaşabildiler. Şimdi bir yandan başörtülü ço- cuklanmız aforoz edilirken, bir yandan da Ozal'a anıt- mezar yapılıyor. Ne biçim bir çelişkidir bu? Herhalde anrt-mezann bayrak direklerine da başörtüleri çeker- ler? (Bu arada aklıma geldi. Nakşibendilerin şeyhine, 12 Eylül sonrasında Süleymaniye Camii bahçesine gömülme izninı kim ve neden vermişti acaba? Daha sonra Turgut Özal'ın annesi de oraya defnedilmişti de...) Kime karşı, neyi ve kimi savunacağımı şaşırdım. Ancak şu kadannı söyleyeyim ki; komutanlann 20 Mart bildirisine tümüyle katılıyorum. Koalisyon ortak- lan, bu bildiriyi pek anlamadılar. Sivillerin irtica ile ye- terince mücadele ettiklerini düşünüyorlarmış. Canla- n sağolsun, ama yanılıyorlar. Bizim siyasetçilerimiz askerleri pek tanımıyor. Ya da yanlış örneklere bakarak yanlış sonuçlar çıkartıyor- lar. Tasarıların yasalaşması Hükümet DYP ve FP'ye yanaşıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-CHP"nin zor- îuk çıkarması nedeniyle TBMM gündeminde bek- leyen tasanları yasalaştır- makta zorlanan hükümet ortaklan, FP ve DYP'ye yanaşma çabası içine girdi. TBMM Danışma Kuru- lu'nun dünkü toplantısın- da Bağımsız Ankara Mil- letvekili Cemil Çiçek'in \erdigi ara rejim tartışma- lanyla ilgili genel görüş- me önergesinin ön görüş- melerinin 31 Mart günü yapılması kararlaştınldı. Başta memur sendika- lan yasa tasansı olmak üzere genel kurul günde- minde bulunan öğretmen maaşına ek zam. vergi re- formu. vergi numarası, hal yasası. idari mahkemele- rin işleyişleriyle ilgili dü- zenlemeleri çıkarmak iste- yen hükümet. bu hafta TB- MM'yi yoğun birtempoy- la çalıştırmak üzere hare- kete geçti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle