Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 MART 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
15
İrtîca
yuvaları
Başkent Ankara'nın
Cebeci semtinde Sevil
Sokak'taki Çağlar
Apartmanı'nda ve
Topçuoğlu
Apartmanı'nda birer
dairenin Nurcular
tarafından "ışık evi"
olarak
kullanıldığını ve
özellikle
cumartesi-
pazar günleri
eve doluşan
çocuklara ve gençlere
cumhuriyet düşmanı
Saidi Kürdi'nin
görüşleri
doğrultusunda dini
eğitim verildiğini,
tarikat ayinleri
yapıldığını semt
sakinlerinin defalarca
Cebeci Karakolu'na
şikâyette bulunmasına
rağmen bugüne dek
hiçbir şey yapılmamış
olması irtica ile
mücadeyi kendine
vazife edinen
Başbakan Mesut
Yılmaz'ın vazifesini
ihmal ettiği şeklinde
yorumlanabilir mi
yoksa bu tür "ışık
evleri" demokrasiye
aydınlık getiren
unsurlarından mı
sayılmalıdır?
; Ö M Ü R İ L İ K
!
Yükümlü olmakla
hükümlüyüz!
>=
Ömür E. Kurum
Teh 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: Deniz.Som«faksnet.com
- Türkiye, kişi başına bir kilo
çöp üretiyormuş...
"Milli davanışma bu işte:
kimisi de çöpleri tüketerek
aecinivor!"
B
aşbakan Mesut Yılmaz askerlere yönelik
sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemiş. Ko-
nuşurken, kullanacağı kelimeleri seçmek için
1 fazla düşündüğünden araya reklam alına-
bilecek denli yavaş konuşan Mesut Yılmaz'ın yan-
lış anlaşılması söz konusu olamaz. Üstelik, "sessiz
film" oynamadan çok net konuşmuştu partililerine,
"Askere irticayla mûcadele konusunda görev ver-
medim" demişti. Yanlış bunun neresinde!
Yılmaz, askerlere gerçekten görev vermediği gi-
bi, başbakanlık koltuğuna oturduğundan beri, irti-
cayı izlemek üzere Genelkurmay'da kurulan Batı
Çalışma Grubu'nu ortadan kaldırmak için sürekli
nabız yoklamadı mı, tırmanan son krizde türbanı si-
yasi sembol haline getiren çevrelere göz kırpmadı
mı? Sorulara devam edelim... Yılmaz siyasi tercihi-
ni, kapatılan Refah Partisi'nin oylarından birkısmı-
na sahip çıkmak üzerine yapmadı mı? Yardımcısı Bü-
lent Ecevit'in tercihi aynı doğrultuda değil miydi?
Demokrasi mi?
Hüsamettin Cindoruk da bu koroya katılmadı mı?
Hatta, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, denk ge-
tirip annesinin başörtülü resmini Çankaya Köşkü'nde
alıp kabul etmedi mi?
Genelkurmay'dan fakslanan 20 Mart 1998 tarihli
"bildiri", Mesut Yılmaz'ın yanlış anlaşılmasının de-
ğil, "herkes"in siyasi hesabının doğru saptanması-
nın bir sonucudur ve yerindedir.
Siyasilerin sorumsuzluklarından demokrasinin
yozlaştığı ve tehlikeye girdiği dönemlerde ortaya çı-
kan bu tür "bildiri"leri en iyi anlayan hiç kuşkusuz,
annesinin başörtülü resmini duvanna asmaktan vaz-
geçip türbanın siyasi sembol haline getirildiğini açık-
layan kişidir. Olağanüstü birzamanlamayla bildiri ön-
cesi yapılan bu açıklama, Yılmaz'ı koalisyon ortak-
larıyla birlikte açıkta bırakıverdi! Bildiri sonrası or-
taklar destek vermeyince ve dahi muhalefetten des-
tek göremeyince Yılmaz, "irticayla mücadelede Si-
lahlı Kuvvetlere de diğer kurumlara da görev düş-
mektedir" diyerek doğruyu bulmak için çark etmek
durumunda kaldı.
Mesut Yılmaz, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güven-
lik Kurulu'nda kabul edilen ve kendisi başbakan ol-
duktan sonra da yürüriükte kalmaya devam eden
kararları hayata geçirebilseydi, "demokrasi niyazi-
si" durumuna düşmezdi.
Yılmaz, geldiği son noktada, "Rejimin kalbi olan
Meclis'i çalıştıralım" çağrısında bulunurken bu ko-
nuda samimi olduğunu ortaya koymalıdır.
Meclis'i çalıştırmanın yolu demokrasiyi Meclis'te
uygulayabilmekten ve bunun için de Seçim Yasası
ile Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirerek Meclis'te li-
derlerin değil milletin vekillerinin bulunmasını sağ-
lamaktan geçer!
SESSİZ SEDASIZ 0') NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Koyun sürûsünün parçası olmak istemiyorsan
bazen keçilik yapman gerekebilir.
Anadolu liseleri sınavında haksızlık
Temel eğitimin sekiz yıl olmasından
sonra Anadolu liseleri sınav yönet-
meliğinde değişiklik yapıldı.
Değişiklik yapılırken de, özel okul ve
yabancı kolejlerin sekizinci sınıfında
okuyan öğrencilere Anadolu liseleri
sınavına girme olanağı verildi.
llköğretim beş yıllıkken sınava girip
bir özel okulu ya da yabancı koleji ka-
zanan öğrencilere şimdi Anadolu lise-
lerine giriş için yeni bir hak daha ta-
nınmış oldu.
Özel okul ve yabancı kolejlerdeki
öğrencilere yeni bir sınav hakkı tanın-
sın mı tanınmasın mı tartışmasının
ötesinde galiba halen ilköğretime de-
vam eden öğrencilerin durumu dikka-
te alınmadan yönetmelikte böylesi bir
değişiklik yapıldı.
Veliler, sorularına yanıt arıyor:
Bu yıl beşinci sınıfta okuyan bir öğ-
renci sekizinci sınıfa ve 14-15 yaşına
geldiğinde Anadolu liseleri sınavına
girerken, daha önce kazandığı özel
okul ya da yabancı kolejde bir veya
iki yıl hazırlık sınıfında okuyarak seki-
zinci sınıfa gelmiş 16-17 yaşındaki
öğrenciyle yarışmak durumunda kal-
mayacak mı?
14 yaşındaki öğrenciyi 17 yaşında-
ki ve üstelik önceden sınav de-
niyimi olan bir öğrenciyle aynı sı-
nava almak eğitim bilimi açısın-
dan doğru bir karar mı?
PALAS PANDIRAS
Gençliğin esrarla, eroinle uyuşması; gençliğin toplumla
uyuşamaması ile doğru orantılıdır.
\MüfitBozacı
AYDINLANMA ATEŞÎ
tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
'Bütün dünydj Manisalı gençlerin
işkence odalanndaki çığlıklannı duydu'
Karşıyaka , Izmir Cumok. yarın
Manisalı gençlerin Izmir DGM'dekı
duruşmalanna katıhyor.
Karşıyaka / Izmir Cumok
"Bütün dünya 'Manisalı Genç-
ler'in işkence odalanndaki çığlıklan-
m duydu. Sanıklar tek tek teşhis edıl-
di. TabıplarOdasınmrapodamteiş^
kence belgelendi. Bizler sıcak odala-
nmızda. televızyonlardan günlerce
"işkencenin filmi"nı izledik. tnsan-
hgımızdan utandık. Bir şey yapama-
manın çaresızlığı içindeydık. Anaya-
samızda. Türkiye Cumhuriyeti"nin
'hukuk devleti' olduğu yazılıydı ya
bekledık ki yanaçlar 'hukukun üsrün-
lüğü' ilkesini işletsın. Ama boşuna
beklemışız.... Manisalı yargıçlara gö-
re, meğer gençlere işkence değil. 'kö-
tû muamele' yapılmış... Işkencecıler
beraat ettiler. Şimdi gözlerimiz Yar-
gıtay'da. Tüıkiye Cumhunyeti'nin 'po-
lis devleti' olmadığına, Ankara'da ba-
ğımsız yargıçlann bulunduğuna inan-
mak istiyoruz. Clkemız bu hukuk ayı-
bım hak etmedi doğrusu. Diger ulus-
lann nezdinde saygınlığimızı ancak
böyle koruyabiliriz. Cumoklar ola-
rak. yüreklerimizi bu gençlerin yü-
reklerine katmak için, yarın saat
09.00'da Izmir DGM'dekı duruşmala-
nna hep bırlıkte katılıyoruz."
TOBAV İstanbul Şubesi
'• Dünya Tıyatro Günü nedenıyle
27 Man'saat İ2.00'de AKM önünde
toplanıp Atatûrk Anıtı'na yürüyece-
ğiz. Bu yürüyüş sanata ve sanatçıya
saygı yürüyüşüdür. Bu yürüyüş Afi-
fe Jale'ye saygı yürüyüşüdür.
Açılışı. 27-28-29 Marttarihlennde
üç gün sürecek Afife Jale Sahnesi.
tüm TOBAV üyelerinın 21. yüzyıla
mirasıdır. Gelın. sanatın gücünü ve sa-
natçı dayamşmasmt tek bir vücut ola-
rak kamuoyuna gösterelım. sanatçının
sesini Ankara'ya duyuralım, Ata-
türk'e şükran borcumuzu ödeyelim.
Gelin. Cumhunyetin temeli kültürdür
diye haykırahm. gelin. tüm kamuoyu-
na laık demokratik Cumhunyetin te-
mınatı olduğumuzu duyuralım."
Kocaeli Cumok
"tzmıt Büyükşehir Belediyesi'nin
sağladığı otobüs ile 30 kişi. 15 Mart'ta
istanbuPagittik. Beylerbeyi Sarayı'nı
gezdik, Anadolu Hısan'ndakı Saban-
cı Öğretmenevi'nde öğle yemeği ye-
dik ve AKM'de Nâzım Hikmet'ın
'Kuvayi Milliye' adlı esennı izledik.
19 Nisân saat İ2.3O'da ÇYDD Koca-
eli Şubesınde toplanıyoruz."
ADD Genel Merkez
"54. Hükümetin. laikliğe karşı ir-
ticai faaliyetlere göz yumması, anaya-
sal kurumlar doğruİtusunda bağım-
sızlığımızın temelini teşkil eden. ağır
sanayi tesislerimizin özelleştınne adı
altında yağmalanması uygulamasını
sürdürmeye çalışması karşısında ba-
zı muhalefet partilerinin. sivil toplum
örgütlerinın ve Türk halkımn ortak
talepleri karşısında çekilmek zorunda
kaldığı bilinmektedır. Son günlerde
55. hükümetin yakın geçmişi unuta-
rak ülkenin huzurunu ve iç banşını
bozacak şekilde yukanda belirtilen
eylemlerin benzerlerini. son günlerde
ısrarla uygulamaya koymaya çahşma-
sı. gereksiz kahramanlık taslanması
ve emperyalist devletlerin ıstekleri
doğrultusunda ekonomik bağımsızlı-
ğımızın da temelini teşkil eden stra-
tejik önemdekı ağır sanayi tesislerimı-
zi ve enerji kaynaklanmızi özelleştir-
meye çalışması ve bu amaçla anaya-
sa değişikliğine girişmesi irticai faali-
yetleri küçümsemeye ve görmezden
gelmeye ve bunlarla mücadelenin yal-
nız hükümetin göreviymış gibi da\ran-
maya yeltenmesi bu girişimlerin kar-
şısında anayasal görevini yapan. Türk
Silahlı Kuvvetleri'ni engel olarak al-
gılanmasından olsa gerek komuta ka-
demesini yıpratmaya yönelik beyan
\e davTanışlan yaşanan yakın tarihi-
miz ye Curnhurivetimızin gelecegj ba-
'CFmîııdafl"s6Ti'derece sakıncalı gor-
mekteyiz. Türkıye"nin en büyük sivil
toplum örgütü olarak hükümetin bu gi-
rişimlerinı kınıyor ve karşı oldugu-
muzu ulusumuzun dikkatıne sunu-
yoruz."
ÇYDD Genel Merkez
"Çağdaşlaşmayı yakalamaya çalı-
şan ülkemız. Uluslararası Çocuk Hak-
lan Sözleşmesi'ni imzalamıştır. Bu-
na göre 18 yaşına kadar insanlar ço-
cuktur. bedensel ve ruhsal açıdan özen-
le yetiştirilmeleri. ışkenceden ve her
türlü mcıtıcı. onur kıncı davranışlar-
dan korunmalan gerekır. Başta Mani-
salı gençler olmak üzere tüm gençle-
rimiz, bu bakış açısı ıçinde değerlen-
dırilmeli, psikolojik-pedagojik açıdan
bir ömür boyu yaralanmalan engellen-
Bugün
• Be)vğlu ÇYDD: 5 okulda 150
o^rencı ile yürüttüğü' Yaraöcı Oku-
ma Projesi' ödül törenini Hadi Ça-
man Tiyatrosu'nda saat 16.0O*da
Sevim AJc, Sevda Fırat Ak. Nec-
det Neydim ve Zehra Ipşirogiu'nun
katılımıyla gerçekleştiriyor.
9 Türk Kadınlar Kiütür Dernegi
Genel Merkezi; saat 17.00'de Doç.
Dr. Oya Akgönenç'in katüdığı
'Toplum ve Aile Çevresiode Türk
Kadınmm Konumu ve Değeri' ko-
nulu bir konferans düzenliyor.
• Türk Gençliğim Hizmet Vak-
fı'nm saat 18.00'de düzenlediği
'Geçmişten Günümüze Müzikli
Bir Gezinti' konulu toplantıya
Nedinr Erağan katılıyor.
melı, hukukta. adalette gereken ıyıleş-
tirmeler yapılıp işkence önlenmeli. iş-
kenceciler cezalandınlmalıdır."
Tekirdag ADD
"Gençlik Kolu olarak, dernek içı
eğitim çalışmalan kapsamındaki pa-
nellerimızin üçüncüsünde 'Milliyet-
çüik llkesi' konusunu seçtık. Dernek
dışından öğrencilenn de katıldığı pa-
nellerimiz büyük ilgi görüyor.
Yönetim kurulumuzun düzenledi-
ği köy gezilenne katıldık \e kırsal
alanlardakı insanlann sorunlanna or-
tak olup. çağdaş dünyaya açabilmenin
anahtannı anlattık."
Bakırköy ÇYDD
"Yurttaş MehmetCanAfacan"ın.
ömür boyu biriktirdiği ve eğıtimle ıl-
gılı kullanılmak üzere şubernize ba-
ğışladığı 40 milyar lırayı. 10 Avcılar
Kampusu içindeki yanm kalmış bina-
lardan ıkiz olanmı öğrencı yurdu ola-
rak tamamlamak için kullanma öne-
risini İC Rektörlüğü'ne ve Mehmet
Can Afacan'a götürdük. Öneri taraf-
larca benimsendi. lnşaatıntamamlan-
ması. hizmete hazır hale gelmesi so-
rumluluğunu Bakırköy ÇYDD üstle-
niyor. 'IU Çağdaş Vaşam Mehmet
Can Afacan Oğrenci Yurdu". ekim
1999'da üniversiteye teslim edilecek.
Yurda öğrenci alımı. 1Ü ve Bakırköy
ÇYDD'nin bırlıkte hazırlayacağı
'Yurtlara öğrenci kabul erme yö-
netmeliği' esaslanna göre gerçekie-
şecek. Mehmet Can Afacan"ı ömek
davranışından ötürü kutluyor. gençle-
rimiz adına teşekkür ediyoruz. Adı
sonsuza kadar yaşayacak."
ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMtH POROY
MIRMIRLAR VĞVR DLRAK
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇÎ
T ryısını h o o
wH>
V.onusu'nd'2 pek
' * iiye.
hi tüv ld
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 24 Mart
PIZARRO'NUN SEÇTIĞ1KRAL
tS34'TE 8UGÜN, MANCO CAPAC, İHKAlAR'lN
VE/V/ İMPARATOZU İLAN BDİLDİ. İSMHYOL. FA-
TİMİ FBANClSCO P/ZA/mO, 2OO'P£H AZ ASKE-
RİYLE 6BLDİ&Î PERU'&A, ATEŞLİ S.İLAHLAR.I
VEATLAR.IYLA İNKALAR'I ŞAŞK/MA ÇSVİRİP
BİR OYUNLA İMPA&tTDZ AmHUALf>AJ
YI ELE
GEÇİRMİŞTİ (tS33).SERB£Sr BlRAKACAklAISI
SÖZUYLE ONPAN BİR HAZINE KOPAZPI. FA-
KAT, SÖZL£RİNZ>E PU8MAY/P ipAM ETTİf&H.
PİZARRO, ATBHUALPA 'NIN ÜVEY KARD£Şİ
MANCO CAPAC.'I YENt İMPARATOR OLA-
RAK rAUTA ÇiKARTTI. KUKLA BİR KlRAL
İSTİYOROU. AUCAKfKISA SÜRE SONRA
BÜyÜK Bİ/Z İSYAN DÛZ£NÜYEB£K PİZARgâ.
iA ZDR eüNLen i!
GÖRÜŞ
Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV
Rejim ve Asken
"Türk Devrimi"n\n kurduğu rejim başka ülkele-
rinkine tıpatıp uymayan kendine özgü bir olu-
şumdur. Yapısında bir yanda gelenek, bir yanda
da değişim arasında ince ve duyariı bir uyum var-
dır. Bu yönüyle hem Fransız, hem Rus devrimle-
rinden ayrılır. Bunlardan ilki ona kaynak olan dü-
şünceleri kısa sürede yadsımak zorunda kalmış-
tır. Ikincisi de son perdeyi başarısızlıkla kapamış-
tır. Gerçek şu ki, Türk devrimi bir yandan yeni ufuk-
lara yönelirken, geçmişte yalnız zaten ölmüş ola-
nı atmış, ama eski insan tipini bütünüyle ortadan
kaldırmak istememiştir, tarihsel mirasın görkem-
li yanına sırtını dönmemiştir. Kendiliğinden iflas
etmiş. artık yararı olmayan bazı düşünce ve uy-
gulamaları reddetmekle yetinmiştir.
Türk Devrimi önce saltanatı ve ardından hali-
feliği kaldırmış, laikliği anayasa ilkesi yapmış ve
ezanı Türkçe okutmuştur, ama halkın kendi kök-
lerine bağlı kalmasını da doğal karşılamıştır. Ye-
ni rejimin yaratıcıları ulusal kimliğe laik bir tanım
kazandınrken, onu eskinin değerli olabilecekyan-
larıyla, bu arada dinle de uyumlaştırmaya çalış-
tılar. Türk devriminin, başka devrimler gibi tüken-
memesinin önemli bir anlatımı bu uyumda yatar.
Ancak geçmişin günümüze aktarılan değerle-
ri içinde orduya düşen bazı görevler de vardır. Ya-
kın tarihimizde "31 Mart Olayı" diye anılan oluşu-
mu anımsayalım. Bu olay, devletin de, toplumun
da batmasını önemek için yenilikler arayan Jön
Türklere karşı şeriatı geri getirmek isteyen geri-
cilerin silahlı bir başkaldırmasıydı. Derviş Vahde-
ti'nin öncülüğündeki Volkan yazarları teorisyen-
liğini yapıyordu. "Ittihad-ı Muhammedi Cem/ye-
ti" de onları, siyasal yoldan örgütleme peşindey-
di. Bu gerici isyanın yabancı destekçileri de yok
değildi. Olayın tanıklanndan Ahmet Emin Yalman
Gördüklerim ve Geçirdiklerim adlı kitabında (s.178)
Ingiliz gizli servisinin desteğini anlatıyor. Sina Ak-
şin de 31 Mart Olayı başlıklı çalışmasında (s.58)
Amerikan Büyükelçisinin de isyancıların istekle-
rini "meşru" bulduğunu naklediyor.
Yeniliklere, sınırlı da olsa, açılmak isteyen Jön
Türklere karşı olan bu gerici akım o yılların em-
peryalistlerinin işlerine geliyordu. Mahmut Şev-
ket Paşa'nın komutasındaki ve içinde Mustafa
Kemal'in de rol oynadığı Hareket Ordusu isyanı
bastırdı. Bu olay orduyu yeni siyasal düzenin ko-
ruyucusu durumuna soktu.
Ordu Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başarıya ulaş-
tıran başlıca güç olarak hem halkın, hem de ken-
di mensuplarının bilincinde özel biryer kazandı.
Aynca laiklik başta olmak üzere Cumhuriyet re-
jiminin ilkesel dayanaklarının bekçisi olduğuna
ilişkin de bir inanç vardır. Bu gelenek Jön Türk-
ler dönemine de götürülüp bağlanabilir.
Türkiye'de dinci bir yönetime "kanlı ya da kan-
sız" yollardan dönüleceğine ilişkin tehditler ve
dinci örgütlenmenin temelde bu düşüncelerin
mihvehnde geliştiği duygusu silahlı kuvvetleri
daha da duyariı yapmıştır. Ülkemizdeki ideolojik
oluşumlar yakın tarihin mirasını da ister istemez
yansıtacaktır. Daha sonraki dönemin içinde çe-
lişki gibi görünen özelliklere aynı siyasal mirasın
sonucu olarak da bakılabilir.
öte yandan, bağımsızlığını Gandhi'nın şiddet
dışı yollar öğretisiyle kazanmış olan, ama rejimi-
nin temelinde laikliğin yer aldığı Hindistan'da si-
lahlı kuvvetlerin Türkiye'dekine benzer bir görev
anlayışı yoktur. Ama Türk devriminin kendine öz-
gü olduğunun altını çizmiştim. Bu durum kişisel
tercihlerin dışında ve tarihin objektif akışı içinde
bir oluşumdur. Sınırları da gene o oluşum içinde
belirlenmiştir.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SA- 1 2
ĞA:
1/Salyangozka-
bugu biçiminde
kabuğu olan ve
ahtapota benze-
yen deniz hayva- 4
nı. 2/ "Hayır"
anlamında kul-
lanılansöz... An- 6
laşmazlık. çekiş-
me. kavga. 3/ At-
la ansızın yapı-
lan doludizgin
saldın... tslam-
lık öncesi Türk edebiya-
tında "atasözü" anlamın-
da kullanılan sözcük. 4/
Taş ya da maden çıkan-
lan yer... Derviş selamı. 3
5/ Yunan abecesinin
üçüncü harfi... Sözleş-
me. bağıt. 6/ Eski Türk
güreşlerinden biri... Ba-
yındırlık. 7/ Kendine
dogruçeken,çekıci...Bir
çeşit telli bürümcük. 8/
Uzak... Damızlık dişi hayvan. 9/ Bir pamuk türii... Is-
kambil oyunlannda kâgıt atma sırası.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tütün kaçakçısı. 2/ Yapmacıklı davranış... Toprak. kum
ve saman elemeye yarayan iri delikli kalbur. 3/ Lak bö-
ceğinin salgısından elde edilen ve cilacılıkta kullanılan
reçine. 4/ Asma kütüğü... Yapma, etme. 5/ Çanakkale Bo-
ğazf nda pek çok deniz kazasımn meydana geldiği burun...
Bazen üzerine un bile serilir. 6/ Müstahkem yer... "Gü-
lelim oynayalım — alalım dünyadan" (Nedim)... Eski
dilde su. II tçine sulu şeylerkoymaya yarar kap... Temiz-
lenmiş arpayı sütle pişirerek yapılan Polonya ve Rus
yemeği. 8/ Kuran ve hadislerin görünüşteki açık anlam-
lanndan başka hiçbir yorum kabul etmeyen ve kıyasa yer
vermeyen Sünni mezhep. 9/ Deve semeri... Bir cins güver-
cin.
TEŞEKKÜR
Sevgili babacığım
PERTEV NAİLİ
BORATAV'ın
ölümünden sonra, telgrafla, telefonla ve bizzat
gelerek acımızı paylaşan, kendisini gurbette
toprağa \erirken bizi yalnız bırakmayan
öğrencilerine, dostlanna, onu seven ve sayan
insanlara, dostlanmıza, akrabalanmıza,
meslektaşlanma, çeşitli kuruluşlann
temsilcilerine, kamu görevlilerine, Boratav ailesi
ve adına candan teşekkürlerimi sunanm.
KORKLT BORATAV