Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24MART1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Enerji
pazarlamasına
protesto
• Ekonomi Servisi - "Hızla
gelişen Türkiye"de enerji
sektöründeki başan
olanaklannı keşfedin"
çağrısıyla çokuluslu \e yerli
enerji şirketlerine \erilen
"Türkiye'de Enerji" konulu
semıner. Özelleştirme Karşıtı
Platform'un protestosuyla
karşılaştı. Enerji Bakanı
Cumhur Ersümer. Türkiye
Petrolleri Anonım Ortaklığı
(TPAO) ve Türkiye Elektrik
Anonim Şirketi'nın (TEAŞ)
bilgisi altında yapılan
seminerde. "Türkiye enerji
sektörünün pazarlandığı"
ifade edilirken seminerin
kamuoyuna duyurulmaması
tepki çekti.
'Boyabat
modeli'ne iptal
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Elektrik
Mühendisleri Odası (EMO)
Hukuk Müşavıri Avukat
Gökhan Candoğan. Enerji \e
Tabii Kaynaklar
Bakanlığı'nın uluslararası
tahkim sorununu aşmak için
geliştirdiği ve "Boyabat
tnodeli" olarak sunduğu
} öntemin yasaya aykırı
olduğunu belirterek iptal
davası açacaklannı bildirdi.
RP kararına
düzeltme istemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılan
RP. kararın düzeltilmesi
istemiyle Yargıtay
Cumhuriyet Başsa\ cılığt'na
ba$\urdu. RP'nin
kapatılmasından sonra
Fazilet Partisi'ne geçen
Trabzon miliet\ekili Şeref
Malkoç ile Karabük
milletvekili Hayrettın
Dilekcan. karar düzeltme
istemine ilişkin dilekçeyi
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş'a
verdiler.
Akit hedef
gösterdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Atatürkçü Düşünce
Derneği önderliğinde 28
Mart Cumartesi günü Abdi
lpekçi Parkı'nda
gerçekleştirilecek miting.
şeriatçı basm tarafından
hakaretlerle hedef gösterildi.
Akıt gazetesi. mitingi
düzenleyenlerin lslama ve
Müslümanhğa nefret
kusulacağını öne sürdü.
İş kazaları can
alıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Nami
Çağan. her yıl Türkiye'de iş
kazaları nedenıyle 1500
kişinin yaşamını yitirdiğini
bildirdi. Çağan. iş kazalanna
karşı devlet. işçı ve işveren
kesiminin ortak çalışması
gerektiğine dikkat çekti.
Piyasalar sakin
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Merkez Bankası
(TCMB) Başkanı Gazı Erçel,
seçim olasılığınm ekonomide
dalgalanmalara yol
açabildiğini. ancak
piyasaların siyasi
dalgalanmalara uyum
sağlama yeteneğinde
olduğunu söyledi. Erçel,
nisan-haziran döneminde
rezer\ para artış oranını
düşüreceklerini bildirdi.
Tfm
Bülent Ecevit: TSK ile hükümet arasında görüş aynlığı yok
^Buııahm soııa ertlTANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Yardımcısı \ e Dev -
let Bakanı Bülent Ecevit Türk Si-
lahlı Ku\ vetleri (TSK) ile hükü-
met arasında hiçbir görüş aynlığı-
nınbulunmadığını belirtirken. irti-
ca tehlikesinin hükümet öncülü-
ğünde çok kısa sürede yok edilece-
ğini söyledi.
Köy Hızmetleri Genel Müdürlü-
gii'nün Bölge. 11. Makina Ikmal \ e
Proje Müdürleri toplantısında ko-
nuşan Başbakan Yardımcısı Ece-
vit. son haftalarda tanık olunan bu-
nalımın bazı çevrelerin belli amaç-
larla yarattıklan yapay birbunalım
olduğunu söyledi. Yapay bunalı-
mm uzun süre yürürlükte kalması
halinde gerçek bunalıma dönüş-
mesinin söz konusu olabileceğine
dikkat çeken Ecevit. "Buyapaj bu-
nalım sona ermiştir. Terör ve irtica
bakımındanTSK ilehükümetara-
sında hiçbir görüş aynlığı yoktur1
"
dedi. Hükümet ile bazı kuruluşlar
arasında bir ara sarsılan uyumun
bu hükümet döneminde sağlandı-
ğını kaydeden Ecevit. irtica konu-
sunda en büyük sorumluluğun hü-
kümete düştügünü. hükümetin de
bunun bilincinde olduğunu söyle-
di. Ecevit. hükümet öncülüğünde
irtica tehlikesinin çok kısa sürede
sona erdirileceğini belirtti. Eğitim
reformunun bu kaynağı kurutma-
da önemli katkısı olacağını dile ge-
tiren Ece\ it. ülkenin geleceğine
gü\enle baktığını vurguladı.
Ecevit. son yıllardaki büyük sa-
nayi atılımlanna karşın nüfusun
>üzde 42 "sinin köylü olduğuna işa-
ret ettiği konuşmasında, kültür çe-
lışkilerinin önlenmesi ve göç hızı-
nın kesilmesi için kalkınmanın
köylüden başlatılması gerektiğini
söyledi. Büyük kentlerde boğucu
hale gelen soruniann temelinde
köylünün ihmalının büyük rol oy-
nadığını anlatan Ecevit, sanayi ya-
tınmları ile uygarlığın köylünün
avağına götürülmesinin önemini
vurguladı. Ecevit şöyle konuştu:
"Eğitim reformu. aynı zamanda
eğitimi çağdaş teknolojiden >arar-
lanarak, Türkiye'nin en ücra köşe-
lerine kadar yaymayı amaçlamak-
tadır. Hükümetin başlattığı sefer-
beriiğe toplumun her köşesinden
maddi ve tnanevi destek gelmekte-
dir. Eğitim hedefimizin bu şekilde
birkaç >ılda amacına ulaşacağma
inaniNorum."
Köykent ka\Tamının bir devlet
politikası durumuna geldiğini be-
CHP'ye
gensoru
baskısı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP'a seçim
ittifakı çağnsında bulunan
DYP: Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın malvarlığıyla ilgili
soruşturma önergesi ver-
me hazırlığını askıya aldı.
DYP; TEKEL. Kurtköy
Havaalanı. SİT ve turizm
alanları konulannda gen-
soru verilerek, hükümetin
düşürülmesi için de
CHP'ye baskı yapıyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in liderler zirvesi
toplamasını öneren CHP
Genel Başkanı Deniz Bay-
kal ise. öncelikle bu çağn-
sına verilecek yanıt ve 27
Mart günü gerçekleştınle-
cek MGK toplantısının so-
nuçlarını bekliyor. DYP.
"muhüra gibi" diye anılan
20 Mart bildirisiyle ilgili
olarak Meclis"te genel gö-
rüşme açılması için hazır-
lıkbaşlattı. DYP.hüküme-
ti düşürmek için CHP"den
işaret bekliyor.
Öte yandan Tansu Çil-
ler'in. erken genel seçim \ e
ittifaklarkonusunda ikinci
liderler turuna çıkacağı ög-
renildi.
iÇİZMEDEN YUKARI
4O &AT/RA Mı PCS7&K
V ' "" s> ->v ..J
n
M
K
ıJi
n
| l 1
İ
\
PBfr
*•
İ M
7Z
MUSA KART
lirten Ecevit, önümüzdeki aydan
itibaren Doğu ve Güneydoğu'da
projeye başlayacaklannı bildirdi.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel de. Türkiye"yi uygar ulusla-
nn düzeyine ulaştırma çabasının
Cumhuriyetin en büyük iddiası ol-
duğunu söyledi. "Bir Anadolu
köylüsü olarak bütün köylüler na-
muıa Cumhuriyeti kuranlara, yö-
netenlere. medenhet nimetlerini bu
ülke insanlanna götürenlerin tü-
müne nıinnet ve şükranlanmı su-
nuyorum" diyen Demırel. konuş-
masında YSE'nin kurulduğu
1965Tİ yıllar ile bugünkü durumu
karşılaştırdı.
Demirel, su hizmetlerine
değinirken "Hükümetten.
köy hizmetlerinden isteğim
$ey. nasıl 'Gidemediğimiz
köy yoktur' diyorsak,'tçme
suyu olmayan köy yoktur"
diyebilecek hale gelmemiz.
Cumhuriyetin onuruolacak-
tır. Sıfira indiğinizde bana
haber verenin alnından öpe-
ceğun" diye konuştu.
Nüfusun yüzde 45"i ta-
nmda olan ülkenin zenginle-
şemeyeceğini anlatan Demi-
rel, bu oranm yüzde 10"un
altına düşmesi gerektiğini
söyledi. Bunun Türkiye'nin
başka alanlardaki kalkınma-
sına bağlı olduğunu kayde-
den Demirel, şöyle dedi:
"Türkiye'nin en önemli
meselelerinden birisi olan
Türk köyüne saün alma gü-
cünü götüreceğiz. O ancak
üretimi ve verimi artürmak-
la mümkündür. Yeni bir köy
kanunu mutlaka gerekh'dif.
Köyün, sosyal güvenlik şem-
siyesine girmesi lazımdır.
Yüzde 70'i kapsa\an bu şem-
siye deliktir.yukandan su al-
maktadır. Sosyal güvenlik
sistemi mali sağuklıhğını kaj -
betmiştir. Ama ne olursa oV
sun geri kalan yüzde 30'un
da bu şemsiyeye dahil edil-
mesi laamdır."
Devlet Bakanı Mustafa
\ûmsa da, TBMM"de bekle-
yen yasa tasansının kabul
edilmesiyle Köy Hizmetleri
bünyesinde çalışan mevsim-
lik işçilerin kadrolu memur
statüsü kazanacaklannı be-
lirtti. '•'
'Irticanmkaynağı dakurutıdmah
y
Beşli sivil girişimin yann açıklayacağı hükümete uyan bildirisi şekilleniyor
ANKAR\ (Cumhuri\et Bürosu) - RE-
FAHYOL hükümetı döneminde irtıcai faali-
yetlerde artışa dikkat çekip "çagdaş.laik cum-
huriyetin" tehdit altında bulunduğunu savu-
narak bir araya gelen Türk-lş. DİSK. TİSK.
TESK ve TOBB. 55. hükümeti de yann açık-
layacakları bildiriyle uyaracaklar. Bildiride.
irticai kadrolann tasfiyesinin gerçekleştiril-
memesi ve türban konusunda ödün verilme-
si eleştirilirken hükümetle ordu arasmdaki
gerginlik. seçim tartışmalan ve reformlann
gerçekleştirilmesi de eündeme eetirilecek.
Türk-lş. DİSK ve TESK'in. 28 Şubat ka-
rarlanndan sonra Mayıs I997'de REE-VH-
YOL hükümetinin icraatına karşı oluşturduk-
ları birliktelik. 19 Mayıs 1997 tarihinde "ül-
ke sorunlan karşısında işçi-işveren a>nmı ol-
mayacagT çağnsıyia genişletildi. TtSK ve
TOBB'nin katılımıyla Türkiye nüfusunun ya-
nsından fazlasını temsil eden işçi, işveren ve
esnaf örgütlerini kapsavan sivil girişim. ilk
olarak 22 Mayıs 1997 tarihinde ortak bir dek-
larasyon yayımlamıştı. Si\il girişimin. hükü-
metin "türban konusunda ödün vermesin-
den, tslami serma>eye vönelik teşviklerden.
asker-shil çatışmasından ve sos>al gü^enlik re-
formunda Lluslararası Para Fonu'nun (IMF)
isteğidoğrulrusunda uzlaşma sağlanan emek-
liük yaşı \e prim ödeme gün sa\ ısının yüksel-
tilmesi gjrişimlerinden" rahatsızlık duyduğu
belirtiliyor. Bu çerçevede. dün yapılan ko-
misyon toplantısının ardından ortak bildiriye
bugün son şeklini \erecek olan temsilcilerin
yann yapacakları "m'an açıklamasında" şu
konulan gündeme getirmesi bekleniyor:
İrticai faaliyetler: lrticaya karşı mücadele-
de ödün venlmemelidir. REEAHYOL döne-
minde "işgale" dönüşen irticai kadrolaşma-
nm tasfiyesi gerçekleştirilmelidir. Türkiye
Cumhuriyeti'nin 70 yılhk kazanımlanna. la-
ik. demokratik. sosyal hukuk devletine. Ata-
türk ilke ve inkılaplanna sahip çıkılmalıdır.
Yürürlükteki yasalar uygulanmalıdır. Irtica-
nm kaynağmı oluşturan gelir dağılımı adalet-
sizliği. işsizlik. enflasyon. yoksulluk, göç ve
kayıt dışı ekonominin önüne geçilmelidir. Ör-
gütlülük önündeki engeller kaldınlmalıdır.
w
.\sker-shil tartışması: REFAHYOL döne-
minde yaşanan ara rejim tartışmalarının ar-
dından yeniden başlatılan asker-sivil çatış-
masına son verilmelidir. Sorunlann çözüm
yeri TBMM'dir.
Erken seçim: Sürekli yaşanan seçim tartış-
malan uygulamalarda güven bunalımına ne-
den olmaktadır. Hükümet. sorunlann çözü-
münü sağlayamayacaksa seçime gitmelidir.
Erken seçime gidilecekse. Siyasi Partiler Ya-
sası ve Seçim Yasası'nda gerekli değişiklik-
ler yapılarak. halkın iradesinin parlamentoya
yansıması sağlanmalıdır.
Reformlan Vergi ve sosyal güvenlik re-
formu bir an önce çıkanlmalıdır. İşsizlik si-
gortası, iş güvencesi sağlanmalı, gelir dagı-
lımı adaletsizligi giderilmelidir. Vergi refor-
muyla kayıt dışının kayıt altına alınmasına
önem verilmelidir.
ÖDP'den 6
sivîl irade' girişnııiANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - "Artık halk konuşa-
cak" sloganıyla sivil toplum
örgütleriyle görüşen Özgürlük
ve Dayanışma Partisi (ÖDP)
Genel Başkanı Ufuk Uras.
Türkiye'nin içinde bulunduğu
"kritik süreçte" sivil iradenin
etkinleştirilmesi gerektiğini
söyledi. Uras. "Meclis'tekafa-
iar değjçmiyor. Mectis. asti gö-
re\i çerçevesinde hızla demok-
ratikieşme sürecine gjrmelL l'ç
ma> munu o> nanıa>a devam e-
den resmi muhalefet bir taraf-
ta, CHP destekM ANASOL-D
hükümeti bir tarafta. Yapılan
tarüşmalar incir çekirdegini
bik doldurmuvt)rr
dedi. Tür-
kiye Mühendis ve Mimar Oda-
ları Birliği Genel Başkanı Ya-
\vz Önen de, yaşanan sureçte
emektenyanamuhalefet alanı-
nın daraltılmaya çalışıldığını
savunarak sivil iradenin geliş-
tirilmesinden yanaolduklannı
söyledi.
Uras "Arük Halk Konuşa-
cak" kampanyası çerçevesin-
de TMMOB Genel Başkanı
Yavuz Önen'le dün yaptığı gö-
rüşmede, srvil iradenin gelişti-
rilmesi ve halkın siyasi yaşam-
da etkinleştirilmesi çalışmala-
nna destek istedi. Uras, yaşa-
nan sürecin ">«niçerikşmeeği-
limini"" de beraberinde getirdi-
gini savunarak, "Bizi de sürü-
ye sa>mamalan için sivil inisi-
yatifolarakbir arayagelmemiz
çok önemH" dedi. Uras. yaşa-
nan sorunlann çözümü için
Meclis dışı bir yol olmayaca-
ğını vurguladı.
YAZII ORHANBİRGİT elektronik posta:obırgit '< hurriyet.com Faks: 0 212 - 677 07 62
Önceki gün üç liderın Başbakanlık Ko-
nutu'nda yaptıklan beş saatlik toplantıdan
sonra giderilen kriz. bazı değerlendirmele-
rin aksine hükümet ile Türk Silahlı Kuvvet-
leri arasında değildı. Başbakan Yılmaz ile
Silahlı Kuvvetler arasındaydt.
Olayı büyüten asıl neden de doğrudan
doğruya Başbakan'ın üslubuydu.
Hem irtica ile mücadelede kimin görev-
li olduğu ve görevin nasıl yapılacağı konu-
sunda bir süreden beri sürdürülen tartış-
malan hırçınlaştıran, hem de bu tartışma-
lann arkasında asıl başka bir nedenin oldu-
ğunu ileri süren üslup.
Kriz. hep biliyoruz ki Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanı'nın, çok merakh ol-
duğu bir yöntemi, bunalım yaratma yönte-
mini gündeme getirmek istemesi ile baş-
göstermişti.
Başbakan ve Anavatan Partisi'nin bazı
önde gidenleri. bu tuzağı fark etmedikleri
için ateşin üstüne benzin dökmüşler, çıkan
alevleri de "onbaşı kompleksinden kurtul-
ma'' olarak isimlendirmişlerdir.
Pazar günü yapılan doruk, aslında öte-
ki iki koalisyon liderinin Anavatan Genel
Başkanı'nı beliıii bazı konularda ortak an-
laşmaya yönelmesini sağladığı için. krizin
giderilmesi kolaylaşmıştır.
Çünkü birsureden beri Mesut Yılmaz'ın,
irtica ile mücadelenin sorumlusu olarak
başka bazı kurumlan değil, kendi hüküme-
tini gösteren demeçleri ya da konuşmala-
n birbirini izliyordu. Başbakan böylece. RE-
FAHYOL hükümeti sırasında Genelkurmay
Başkanlığı'nda kurulan "Batı Çalışma Gru-
bu "nun artık hiçbir işlevi kalmadığını da üs-
tü kapalı olarak söylüyordu. Bu tür söy-
lemler, ister istemez medyada bu isim al-
tında Silahlı Kuvvetler bünyesinde yürütü-
len çalışmalara ne zaman son verileceğıni
araştıran haberierın yayımlanmasına yol
açıyordu. Pazar günkü liderler doruğu,
1982 Anayasasfna ve ondan da önce
Cumhuriyet'in temel geleneklerine daya-
nan bazı Türkiye gerçeklerini Yılmaz'ın ağ-
zından ortak açıklama konusu yaptı.
Bunlann başında "irtica ile mücadelenin
devletın topyekûn yürütmesi gereken bir
mücadele olduğu" gerçeğinin altının çizil-
mesi geliyor. Böyle olunca da, Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne dönerek. "Senin görevin va-
tanı dış ve ıç düşmana karşı savunmaktır"
gibilerden bazı saf görünümlü yurttaşlan-
mızın sürdürmekte olduklan söylemler ile,
ANASOL-D hükümeti arasmdaki yol ayn-
mı da belirginleşiyor.
Elbette böylesine bir savaşımda asıl ko-
ordinatöriük işlevi hükümetindir ve hükü-
met adına da başbakanındır.
Pazar doruğunda üç lider, kendi arala-
nnda "Yılmaz-Silahlı Kuvvetler krizı"n\n ne-
denlerinı araştırmadan önce, bu koordina-
töriük işlevinin nasıl yürütüldüğünü. birinci
ağızdan öğrenmek için Başbakanlık müs-
teşan ile sorumlu müsteşar yardımcısını
dinlemişlerdir. Böylelikle decuma günü ya-
pılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısın-
İki Çarpı İki...
dan önce, en azından hem bu toplantıya
katılacak olan Yılmaz ve Ecevit hem de
hükümetin uçüncü ortağı DTP'nin lideri
Cindoruk. kendi iktıdarian döneminde ve
"Başbakanlık Takip Kurulu" adı ile başlatı-
lan çalışmalann dokuz ay sonra hangi aşa-
mada olduğunu öğrenmişlerdir.
Cumhunyet 'in dünkü birinci sayfasında
yer alan özel demecinde Başbakan Yar-
dımcısı Ecevit, irtica ile hükümetleri döne-
mındeki mücadelenin askeri dönemler de
dahil en ileri mücadele olduğunu söylüyor-
du.
12 Mart'ı da, 12 Eylül dönemini de ya-
şamış bir kimse olarak, Ecevit'in bu göz-
lemlerini haksız bulmak kolay değil. 55. hü-
kümetin bu konuda neler yaptığını bütün
ayrıntılan ile bilmiyoruz ama, ırticanın ko-
münızme karşı bir panzehır gibi algılanarak
12 Mart döneminde nasıl palazlandığını, o
dönemin muhtıra yemiş Yasama Mecli-
si'nin bir üyesi srfatıyla yakından izledim.
Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı Orge-
neral Irfan Özaydınlı dışında öteki tüm so-
rumlular, irtica güçlerinı adeta küvez için-
de yaşatmadılar mı?
12 Eylül, günümüze uzanan Türk-lslam
sentezı isimli resmi ıdeolojisi ile kalıcı ve
uzun adımlar attı.
Batı Çalışma Grubu'nun bugün şikâyet
ettiği. kimi vali, kaymakam ve emniyet gö-
revlileri. bazı hâkimler o resmi ideolojinin
ürünleridir.
Önceki günkü liderlertoplantısına götü-
rülen Başbakanlık Takip ve Koordinasyon
Kuaılu dosyalannda yer alan bilgiler, bazı
öğrenci yurtlarının kapatılmasına kadar
uzanan bir dizi önlemin zorunluluğunu or-
taya koydu.
Kimi vakrflar, öğrenci yurtlan ve kültür
kurumlan adı altında toplanan medrese
özentisi kurslar, öyle anlaşılıyor kı önümüz-
deki aylarda epeyce baş ağntacak işlem-
lerin adresi olacaktır.
Son günlerde Batı Çalışma Grubu'nun
raporiarı nedenıyle gündeme sık sık getiri-
len "islamiseımayenin" asıl kaynağının, 2
Haziran 1995 tarihli bir kanun değişikliği
olduğunu da biz söyleyelim:
Bir Çiller-Baykal marifeti olan bu yasa,
4108 sayılı. Yasanın 32. maddesıyle Ku-
rumlar Vergisi Kanunu'na şöyle bir 25.
madde eklenivermişti:
"1.1.1995-31.12.2000 yıllan arasında
uygulanmak üzere kurumlar vergisi mükel-
leflennce ...vakıflara bağışlanan camilerin
inşası dolayısıylayapılan harcamalar ve ca-
milerin inşası için vakıflara yapılan her tür-
lü bağış ve yardımlar ile mevcut camilerin
idamesi için yapılan her türiü nakdi ve ay-
ni bağış ve yardımlar kurum kazancının
tespitinde (hiçbiroran ve miktarlasınıriı ol-
maksızın) gider olarak hasılattan indirilir"
Bütün yasal koşullara uyuyorsa, teşvik
ıçın başvuran ticari şirketin başvurusunu,
siyasi amaçlar nedeniyle geri çevirmeyi içi-
ne sindirmemekte Başbakan haksız değil.
Ama şu DYP-CHP ortak marifeti sonunda
oteşviklerin önemli birbölümünün hasılat-
tan indirilmesinin arka perdesini açmak da
bu hükümete düşmüyor mu?
•••
üderiertoplantısının en önemli görüntü-
lerinden birisi, bence Ecevit ve Cindo-
ruk'un açıklama görevini Başbakan'a bıra-
karak konuttan aynlmalandır. İki genel baş-
kanın özellikle "üslup" bakımından özenli
birölçüde eleştirdikleri Yılmaz, hatasını ka-
bul ettiğini söylemiştir. Hatalı olduğunu
söylemek, elbette bir "erdem "dir. Olgun
kişi, o erdemi gösterir ve hatadan dönme-
yi de yeğler.
Bu bakımdan Başbakan'ı kutlamak ge-
rekiyor.
Peki ya, Yılmaz'ın kullandığı üslup nede-
niyle ondan aldıkları haberi gazetelerine
yansıtan üç meslektaşımıza, yani Yalçın
Doğan, M. Ali Birand ve Murtarrem Sa-
nkaya'ya garnizon kapılarını kapatanlar?
Bu karann sahiplerine en güzel ve en so-
mut yanıtı Ismet Solak verdi. Eski bir Harp
Okullu olan Solak, bu yasağın kapsamına
kendisinin de alınmasını istiyordu. Galiba,
Solak'ı izlemek hergazeteci arkadaşımızın
boynunun borcu olacak.
Ya da bu gereksiz karan alanlar da, ha-
tadan dönmenin bir erdem olduğunu an-
layarak, o genelgeyi yürüriükten kakdırdık-
lannı açıklayacaklar.
POLİTtKA GU1NLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
'Kestanepazarı../
Şeriatçılar soruyor:
Dünyanm neresindeyiz?"
Ardından da ekliyorlar:
"Dünyada Türkiye ve Tunus dışında hiçbir ülke-
de üniversite öğrencileri için herhangi birgiyim kı-
sıtlaması mevcut değildir..."
Laik demokratik Cumhuriyet düşmanlarına bir
soru:
"Fransa, ABD, Almanya vb. ülkelerde kiliseler
ülkelerini ortaçağın karanlığına götürmek için ça-
ba harcıyorlar mı? Oralarda 'Ortünmek Incil'in
buyruğu' deniliyor mu?"
Şeriatçı basın günlerdir ortalığı kanştırmak için
çok ilginç yöntemlere başvuruyor...
Işte Milli Gazefe'nin haberlerinden bazıları:
"Namaz kılanlar cezalandınlacak mı?"
Gazetenin haberine göre yurttaşlar, Başbakan
Mesut Yılmaz ile Içişleri Bakanı Murat Başesgi-
oğlu'na şu soruyu yöneltmişler:
"Tıpkı orduda olduğu gibi namaz kılan ve eşi ba-
şörtülü olan memurlar da görevlerinden uzaklaş-
tınlacaklar mı?"
Görüldüğü gibi şeriatçı basın boş durmuyor, or-
talığı kanştırmak ve siyasilerle askeri karşı karşıya
getirmek için ellerinden geleni yapıyor...
Bir başka haber de Yeni Şafak'tan:
"özellikle 'PKK'ye yardım yapıyorsunuz' deni-
lerek köyleri yakılan ve korucu olmaları için zorla-
nan binlerce kişi, yaşadıkları yerlerden göç etmek
zorunda kalıyorlar. Çoğu gecekondularda kalan
göçmenler, parasızlık yüzünden çocuklarını oku-
la gönderemiyor..."
Burada 'göçmenler' demekle neyin altını çiz-
mek istiyor şeriatçı gazete? Göçmen, bir başka ül-
keden göç etmiş kişilere denmez mi? •
Demek ki Türkiye'nin Güneydoğusu bir başka
'ülke' oluyor ve insanlar oralardan Istanbul'a, ya-
ni Türkiye'ye göçe zorlanıyor...
Bir zamanlar Sünni-Alevi, Kürt-Türk çatışma-
sından çıkar umanlar şimdilerde bir başka oyunu
tezgâhlamaya çalışıyorlar...
• • *
Elimde bir kitapçık bulunuyor...
Kestanepazarı Imam-Hatip ve llahiyata Öğren-
ci Yetiştirme Derneği başlıklı kitapçık, 'Muhterem
Din Kardeşlerimiz' diye başlıyor...
Okuyalım:
"50 yıldan beri hizmetine ara vermeksizin de-
vam eden derneğimizin yetiştirdiği birçok talebe-
si; devletimizin hizmet alanlannda din görevlisi,
doktor, hâkim, savcı, mühendis, üniversitelerde
öğretim görevlisi, milli eğitimde öğretmen, idare-
ci gibi görevlerde hizmetlerine devam etmekte-
dirler. Kestanepazarı vakıf ve dernekleri; Müslü-
man halkımız tarafından daima şükranla anılmak-
ta, onlann sevgi ve saygılannı kazanmakta ve on-
lardan maddi ve manevi destek görmektedir. Bu
yıl da iki ayn yurt binamızda 479 yatılı talebemiz-
le eğitim ve öğretime devam ediyoruz.
Vakfımız da ekseriyeti ilahiyat fakültelerinde ol-
mak üzere 577 lisans ve yüksek lisans talebesine
de 9 ay boyunca burs vermektedir. Verdiğimiz
burs miktan yaklaşık olarak ayda 4 milyar civann-
dadır.
Kurban Bayramı 'nın yaklaşması münasebetiy-
le siz hayırsever kardeşlerimizin kurban bağışla-
nnda demeğimizi tercih etmeleri bizleri ve öğren-
cilerimizi mutlu edecek ve onlann dualarına maz-
har olacaktır. Her öğrencimizin kursağında sizle-
rin kurban etinizin olduğu unutulmamalıdır. Ayrı-
ca bizlerin hizmet aşkının artmasına vesile ola-
caktır. "
Bu dernek, kamuoyunun Fethullahçılar olarak
tanıdığı Nurcularındır ve Izmir'de çalışmaktadır.
Yurtlan ise 'AkevlerSitesi'nin karşısındadır. Birta-
rikat sitesi olan Akevler'in kurucusu ise Fehmi Ko-
ru'nun kayınpederi Süleyman Karagülle dır...
Kitapçıkta açıklandığı gibi şeriatçı dernek bugü-
ne dek savcı, yargıç, doktor, öğretmen, öğretim
üyesi yetiştirmiştir...
Işte size şeriatçıların kendi ağızlarından bir bel-
ge!..
Akyazılılar Vakfı da Nurcuların Kestanepaza-
n'ndan çıkmış; vakfın, askeri okullara sahte sağ-
lık raporuyla öğrenci soktuğu saptanmıştır...
• • •
Kurban Bayramı'na 15 gün kala şeriatçı vakıflar
yine işbaşındadır. Onlann dokunulmazlığı olduğu
için 'Kurban eti ve derisi toplama' yarışına başla-
mışlardır...
Bir dernek düşünün ki sadece Izmir'de ayda 4
milyar lira burs verebiliyor!..
Şimdi bir soru:
"Bu değirmenin suyu nereden geliyor?"
Şeriatçılar Güneydoğulu yurttaşlarımıza 'göç-
menler' diyerek yeni bir oyun tezgâhlıyor; 'sıkma-
baş bezirgânları' takkeli ve takkesiz liboşlar, yeni
mandacılarta biriikte 'demokratik hukuk devletinin'
koruması altında palazlanıyor; Kültür Bakanı DSP'li
Istemihan Talay da Bülent Ecevit'in gözüne gir-
mek için Bosna'da Fethullahçıların okulunu gezi-
yor...
Manisalı ve Ankaralı çocuklarımız cezaevinde,
Susurluk'un aktörleri ortalıkta. Edirne'defaşistler-
den dayak yiyen öğrenciler ise suçlu...
Yaşasın demokratik hukuk devleti!..
E. Posta: Hikmet.Cettnkaya(« raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Türbanda ceza sıııırlı
• YÖK, türban yasağının tıp fakülteleri ve
hemşirelik yüksekokullannda öncelikle
uygulanmasını istiyor.
ANK<VR.4 (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yüksek Öğ-
retim Kurulu (YÖK), öğ-
rencilerin türbanla üniver-
siteye alınmayacağmı bil-
diren Rektörler Komitesi
kararlannın tıp fakülteleri
ve hemşirelik yüksekokul-
lannda öncelikle uygulan-
masını istiyor. Öğrenci Di-
siplin Yönetmeliğı ise Kı-
lık Kıyafet Yönetmeli-
ği'ne uyulmaması duru-
munda verilecek cezalara
ilişkin herhangi bir hüküm
bulunmadığı için rektörle-
rin türbanlı öğrenciler hak-
kında yapacağı yasal iş-
lemler sınırlı. Tüm Öğre-
tim Cyeleri Derneği Baş-
kanı Prof. Dr. Tahir Hati-
poğlu, yönetmeliğin yap-
tınmlarla desteklenerek.
değiştirilmesi gerektiğini
söyledi. Rektörler Komi-
tesi'nde alınan kararlar ne-
deniyle hükümetin baskı
yaptığı YÖK'ün Kılık Kı-
yafet Yönetmeliği"nin
ağırlıklı olarak tıp fakülte-
leri ve hemşirelik yükse-
kokullarında uygulanma-
sını sağlayarak, tepkileri
göğüslemeye çalışacağı
öğrenildi. Yurt genelinde
türbanlı öğrencilerin üni-
versitelere girmesine göz
yuman rektörlerin. Öğren-
ci Disiplin Yönetmeliği
nedeniyle ellerinin kolla-
nnın bağlandığını savun-
duklan kaydedildi.
«ı