Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24MART1998SALI
HABERLER
Nevruz kutlayan
halyan
tutuklandı
• Dİ\ ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'da nevruz
kutlamalan sırasında
gözaltina alman 29 kişi
arasmda bulunan üç
Italyan'dan biri olan ttalyan
Banş Demeği üyesi Dino
Frusolu.TCK'n'in312.
maddesine muhalefet ettiği
gerekçesiyle tutuklandı.
Dün DGM'ye çıkanlan
Italyan Komünist Partisi
delegesi Marcello Musto ile
öğrenci Gıulia Chiarini'nin
de aralarında bulunduğu 28
kişiyse serbest bırakıldı.
Tutuklanan Frusolu'nun
yapılan üst aramasında,
PKK'ye ait afış ve yabancı
dilde yazılmış çok sayıda
doküman bulunduğu ileri
sürülmüştü.
llıcak,
Akşam'dan
istifa etti
• İstanbul Haber Servisi -
Akşam Grubu'nun
Yönetım Kurulu
Başkanvekili ve murahhas
azası Mehmet Ali llıcak,
grubun yeni patronu
Mehmet Emın
Karamehmet ile aralannda
beliren görüş aynlığı ve
anlaşmazlık nedeniyle istifa
etti. llıcak. personele
yazdığı veda mektubunda
"gazetenin yerlerde
sürünmemesf' için
aynldığmı belirtti.
Türk diplomatlar
UNSCOM'a aday
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Irak ile Birleşmiş
Milletler(BM) arasmda 23
Şubat'ta imzalanan
anlaşma uyannca kitle
imha silahlarını
denetlemekten sorumlu
olacak Özel Grup'a
Bahreyn Büyükelçisi Engin
Türker ve Bağdat
Büyükelçiliği Müsteşan
Ahmet Melih Ulueren'in
aday olduğu bildirildi.
Kredi kartıyla
kurban
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dıyanet lşleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz. "kredi kartıyla
kurban kesmenin caiz
olmadığı" yönündeki
haberlen yalanladı. Yılmaz.
Diyanet lşleri
Başkanlığı'nın böyle bir
fetva vermediğini. aynca.
kurban derilerinin Türk.
Hava ICurumu'na (THK)
verilmesı için Diyanet lşleri
Başkanlığı'nca genelge
yayımlandığını bıldirdi.
Kömürden
zehirlenmeler
• İstanbul Haber Senisi -
Sultanbeyli \e Kartal'ın
çeşitli semtlerinde kömür
sobasından 14 kişı
zehirlendi, 2 çocuk öldü.
Kartal'm Merkez. Topselvi.
Ce\izlı. Soğanlık ve
Kurtköy semtlerinde kömür
sobalanndan zehirlenen
toplam 14 kışi. Kartal
Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'nde tedavı altına
alındı. Sultanbeyli'de
kömür sobasından sızan
gazdan zehirlenen 4 kişılık
bir aileden ıkı çocuk öldü.
anne ile baba teda\ i altına
alındı.
Kongre
rahatsızlığı
I İstanbul Haber Senisi -
CHP Genel Başkanı Deniz
Ba>kal. son dönemde
gerçekleştirdikleri 900
kongreden sadece üçünde
olav çıktığını belırterek
bunun da olmaması
gerektığini bıldırdk Geçmiş
kongrelerde yaşanan
olaylara kendisinın de
üzüldüğünü ifade eden
Ba\ kal. ola> lara neden
olanlarla ılgıli
soruşturmalar yapıldığını
kaydetti.
Kezer amldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetecı Izzet
Kezer. öliimünün 6. \ılında.
aılesı \e meslektaşları
tarafıııdan mezarı başında
amldı. Çağdaş Gazeteciler
Derneğı (ÇGD) Başkanı
Ismet Demırdöğen
Kezer'ııı. zırhlı bir araçtan
gazetecılere açılan ateş
sonucu vaşanıını \itırdığını
bövledı. Kezer'ı de\let
içindeki çetelerin
öldürdüğünü sa\ unan
Demirdöğen bu gerçeğın.
de\ letın hazırladığı
raporlara da geçtiğini
anımsattı.
Türkiye'ye karşı ikinci Helen vetosu geliyor. Avrupa Birliği basiretsiz, haksız ve sahteci'
Büyükelçi Bahı'dan Enosis uyarısıLALE SARTİBRAHİJvlOĞLU
ANKARA-Dışişleri Bakanlığı'nda Kıbns
ve Yunanistan İşlerinden Sorumlu Müsteşar
Yardımcısı iken Türkiye'nin Roma Büyükel-
çiliği'ne atanan Büyükelçi İnal Batu ile yeni-
den kritik bir dönemece giren Kıbns ve Anka-
ra'nın ilişkileri askıya aldığı Avrupa Birliği'ne
(AB) ilişkin gelişmeleri konuştuk.
Batu'ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan
şöyle:
- AB son olarak Edinburgh'da yapöğı top-
lannda KKTC heyeti olsa da olmasa da Rum
kesimi ile 31 Mart'ta tanı üyelik müzakereleri-
ne başlanıa karan aldı. Diğeryandan biriik, ge-
çen yıl aralık ayında yaptığı Lüksemburg zir-
yesinde Türkiye'ye tanı üyelik yolunu açmadı.
İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemde Kıb-
ns sürecinde nereve gidilhor?
Batu: Kıbrıs"ta maalesef AB'nin yıllardır
bütün uyanlanmıza rağmen devam eden basi-
retsiz ve haksız tutumu Kıbns sorununu daha
içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Basiret-
sizdir. çünkü Türkiye'nin gümrük birliğine
alınması karşılığında Rumlara tam üyelik yo-
lunun açılması ile sorunun çözümünün kolay-
laşacağı zannedildi. Bu çok yanlış bir hesaptı,
uyanlanmız dinlenmedi ve bugünkü noktaya
geldık. Haksızdır çünkü AB hem Kıbns'ta iki
toplum arasmda, hem de iki garantör devlet
arasmda ve iki anavatan arasında dengeleri te-
melinden sarsmıştır. AB yine haksızdır, çün-
kü Kıbns sorununu Yunanistan'ın AB'ye gir-
mesine engel olarak görmemiş ve Kıbns soru-
nunun bizatihi kendisi olan Kıbnslı Rumlara
tam üyelik kapısı açılmış iken Türkiye'nin üye-
liği bir engel olarak gösterilmiştir.
İkinci Helen vetosu
- Peki ne olacak, Türkiye nasıl bir tepki ve-
reeek?
Batu: Türkiye haklılığına inanıyor, çünkü
KKTC'nin dahil olduğu bir Federal Kıbns'm
çözümden sonra dahi Türkiye'nin dışında tu-
tulduğu bir birliğe girmesi hem 1960 anlaşma-
lanna aykındır hem de bölgedeki istikran teh-
likeli biçimde bozacak bir gelişmedir. Bugün
• înal Batu, Kıbns Rumlan ile tek yanlı olarak AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasmdaki
amacı; Kıbns sorununun Türkiye ile birlik arasında bir sorun haline getirilmesi, AB içinde Helenizmi
kuvvetlendirmek ve Türkiye'ye karşı ikinci Helen vetosunu devreye sokmak olarak nitelendirdi.
Türkiye'ye rağmen adada bir çözüm olamayacağı u>ansında bulunan Batu. İngiltere'nin bugüne kadar adil ve dengeli bir tutum izlediğini sö\ le-
menin zor olduğuna işaret etti. Batu. Ege'de yaşanan tehlikeli 'it dalaşı' olaylanyla ilgili olarak da Bunlar 6-10 mil saçmalığından oluyor" dedi.
Rumlar askeri Enosis'i (Yunanistan ile birleş-
me) gerçekleştirmişlerdir. Ortak savunma
doktrini adıru verdikleri son derece tehlikeli bir
oyundur bu. Şimdi AB'ye de girerek siyasi ve
ekonomik Enosis'i gerçekleştirecekler, fakat
bunun adına Enosis isminı vermeyeceklerdir.
Bütün amaç Kıbns sorununu AB ile Türkiye
arasında bir sorun haline getirmek, AB içinde
Helenizmi kuvvetlendirmek. Türkiye'ye kar-
şı ikinci Helen vetosunu devreye sokmaktır.
Oynanan oyun budur. Onu bir de fevkalade
tehlikeli askeri adımlar atarak daha sakıncalı
bir mecraya doğru sürüklüyorlar.
-Kıbns'm ABsorunu halinegehnesinde Tür-
khe'nin de katkısı olmadı mı?
Batu: Kıbns sorununu bız çıkarmadık. Kıb-
ns konusunda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Detıktaş ve Türkiye'de bizler hep geçmişe bağ-
lı kalmakla suçlanıyoruz. Ama doğru teşhis-
ler konulması lazım. Kıbns sonınunun nasıl
çıktığı belli, kunılan ortaklık cumhuriyetinin
nasıl yıkıldığı belli. Şimdi bir kitap okuyorum,
adı bir lngiliz yazann kaleme aldığı "Genoci-
de Files" (Soykınm Dosyası). Bu kitap, Türk
toplumunun nasıl toplu imhanın eşiğine kadar
geldiği Akritas ve Yanardağ planlannı açıklı-
yor. Biz 'geçmişe gömülü kalalım' demiyoruz.
ama madem kı sordunuz 'Türkiye'nin sonıtn-
luluğu var mı' diye, şimdi biraz geriye gitmek
mecburiyetinde kaldım. Türkiye ile GB'ye gi-
dilmesi karşılığında Rumlar ile tam üyelik mü-
zakereleri başlatılması karannın alınmasında,
Türkiye'nin hiçbir teşviki ve ihmali yok. Tam
Öleb4ydokhiy işkencedavası sürüyor
NECATİ AYGIN
İZMİR-Gözaltındagördüğü iş-
kence sonucu yaşamını yitiren Ba-
ki Erdoğan'la ilgili dava, dört yılı
aşkın süredir devam eden "mara-
tondan" sonra karar aşamasına
geldı. Mahkemeler arasında "me-
İdk dokuyarT dosya, son olarak
Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne
geldi. Bugün yapılacak otunımda,
savcı sanık polislerle ilgili esas
hakkındaki görüşünü açıklayacak.
Aydın ve ilçelerinde gerçekleş-
tirilen DHKP-C operasyonunda,
Baki Erdoğan II Ağustos 1993
günü Söke'de kaldığı bir yakını-
nın evinde gözaltına alınmıştı.
DHKP-C örgütü üyesi olduklan
ıddiasıyla gözaltına alınan 13 kişi-
nin sorgulan sürerken, sorgulama-
nın 10. günü olan 20 Ağustos 1993
günü Baki Erdoğan rahatsızlan-
mış. Aydın Emniyet Müdürlü-
ğü'ne çağnlan doktor ve sağlık gö-
revlilerinin uyanlan üzerine 21
Ağustos 1993 gecesi Aydın Dev-
let Hastanesf ne kaldınlarak teda-
vi altına alınmıştı. Ancak Erdoğan,
22 Ağustos 1993 günü yaşamını
yitirmişti.
Cenazesi gizlendi
Baki Erdoğan'ın cenazesi bü-
yük bir gizlilik içinde emniyet gö-
re\ lilerinin nezaretinde memleke-
ti olan Sıvas'ın Divriği ilçesine
bağlı Yozyatağı Köyü'ne götürüle-
rek toprağa verilmişti. Oğlunun
Aydın Devlet Hastanesi'nden ve-
rilen raporda belirtildiği gibi "so-
lunumyetmezliğinden'' değil, gör-
düğü işkence sonucu yaşamını yi-
tirdiğini öne süren baba, oğlunun
gömülmeden önce fotoğraflarını
çektirip şikâyet başvurulanna ek-
lemişti. Baba Erdoğan'm avukat-
lan. normal prosedür çerçevesin-
de. önce Aydın Cumhuriyet Baş-
savcılığı'na polis memurlan İbra-
him Türedi. Abdurrahman Çetin-
kaya, Cahit Sandıkçı. Ali KumaL
Ayhan ErdaL Necmettin Aydın Ka-
ya hakkında işkence yaptıklan sa-
• Gözaltında işkenceden ölen Baki Erdoğan'ın davası
karar aşamasına geldi. Yıllarca mahkemeler arasında
gidip gelen dosya, son olarak Aydın Ağır Ceza
Mahkemesi'ne geldi. Bugün yapılacak duruşmada,
savcı, sanık polislerle iligili esas hakkındaki görüşünü
açıklayacak.
Gözaltında ölen Baki Erdoğan, annesi ile biıiikte.
vıyla suç duyurusunda bulunarak
sanıklann TCK'nin 243. maddesi
gereğince cezalandınlmalannı ta-
lep ettiler.
Ancak soruşturmayı yürüten
Aydın Cumhuriyet Savcısı. sanık-
lar hakkında. "işkence" ile adam
öldürmekten takipsizlik karan ve-
rirken TCK'nin 245. maddesinde
belirtilen "efrada kötü muamele-
den" Aydın Asliye Ceza Mahke-
mesi'nde dava açtı. Aydın Asliye
Ceza Mahkemesi'nde dava sürer-
ken Erdoğan'ın avukatlan. suçun
ağır cezalık olduğunu savunup
dosyanın ağır ceza mahkemesine
gönderilmesi gerektiğini öne sü-
rerek Nazilli Ağır Ceza Mahke-
mesi'ne itiraz ettiler. Ancak a\Ti-
katlann bu istemi reddedildi.
Avukatlar, Türkiye "de iç hukuk
yollannın tükendiği gerekçesiyle
davayı Avrupa lnsan Haklan Ko-
misyonu'na götürdüler. AİHK.
avukatlan n başvurusunu gündeme
alırken gelişmeleri gazete haberle-
rinden öğrenen dönemin Adalet
Bakanı Sevfî Oktav'ın talimatıvla
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
yazılı emir yoluyla dosyayı Aydın
Cumhuriyet Savcılığı'ndan istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
dosyayı inceleyerek Nazilli Ağır
Ceza Mahkemesi'nin verdiği ta-
kipsizlik karannı bozma istemiy-
le Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gön-
derdi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, takip-
sizlik karannı bozarak dosyayı,
Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderdi. Yargıtay'ın bozma kara-
n üzerine 28.3.1995 tarihinde dü-
zenlenen ek iddianame ile sanık-
lar hakkında TCK'nin 243. mad-
desi gereğince Baki Erdoğan'a iş-
kence yapmaktan dava açıldı.
İşkence raporu
Bu arada avukatlar Izmir Tabip
Odası'nca düzenlenen raporda,
Baki Erdoğan'ın travma sonucu
gelişen akciğer ödeminden öldü-
ğünü içeren lzmir Tabip Odası'nın
raporunu mahkemeye sundular.
Rapor, Aydın Ağır Ceza Mahke-
mesi tarafından dikkate alınarak
Adli Tıp Genel Kurulu'na gönde-
rildi. Adli Tıp Genel Kurulu'nca
düzenlenen raporda lzmir Tabip
Odası'nca hazırlanan rapora ek
olarak, hukuki bir değerlendirme
yapıldı. Raporda sanıklann eylem-
lerinin "kasdı aşacak biçimde
adamöMürme" fiilini düzenleyen
TCK'nin 452/2 maddesi kap'sa-
mında değerlendirilmesi gerekti-
ği vurgulandı.
Avukat Hülya Üçpınar \ e Meh-
met Yatar. mahkeme heyetine sun-
dukları dilekçede, sanıklann
TCK'nin 452 2 maddesi uyannca
yargılanmasını istediler. Yargıla-
manın 4 yılı aşkın süredir devam
ettiğini belirten avukatlar şunlan
söylediler: "Sanık polislerin a>ıı-
katiannın da\ a> ı uzatmak için yap-
tıklan itirazlann tümü dikkate alı-
narak her seferinde dosya yeniden
Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Yargılama sürecinde yeniden başa
döndürüldü. Bu duruşmada dava-
nın sonuçlanmasını diliyoruz."
Ozelleştirme
yargıya
goturuluyor
AKIN BODUR
İSKENDERUN - TBMM Anayasa Komis-
yonu Başkanı ve CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Atilla Sav, hükümetin son yaptığı
özelleştirmelerin anayasaya aykın olduğunu
öne sürdü. Sav, CHP'nin konuyu Anayasa
Mahkemesi"ne götürme kararı aldığmı belirt-
ti. Bir panele karılmak üzere seçim bölgesi ls-
kencierun'a gelen CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Atilla Sav, aralannda tSDEMtR ve
Sıvas Demirçelik'in de bulunduğu son özel-
leştirmelerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa-
sı'na aykın olduğunu ileri sürdü. Sav şunlan
söyledi:
"Bttindiği gibi Anayasa Mahkemesi daha
önce bazı özellestirmc işlemterini iptal etti. Bu
iptailerde hep ortaknokta özeltostirmenin hu-
kuki altyapısımn ha/ırlanıp. hazıriannıadığı,
bu konu Ue ilgili kanuni önlemlerin alınıp alın-
madığı noktasında toplanmaktadır. Öyle gö-
rünü>w ki ISDEMİR ve Sıvas Demirçelik'in
özellestirilmesi ile ilgili hukuki ahyapı hazjr ol-
madığından bu özelleştirıneler de anayasaya
aykındır."
CHP Meclis Grubu'nun yargı yoluna baş-
vurması için yeter sayıda milletvekili bulun-
madığını \nrgulayan Atilla Sav. diğer vekil-
lerden de destek beklediklerini belirtti. Hatay
MilleUekili Sa\ konuşmasını şöyle tamamla-
dı: "CHP. özelleştirmeler konusunda başm-
dan beri dikkatli da\ ranmaktadır. Ne pahası-
na olursa olsun ozelleştirme yapılnıasına kar-
şı özenli bir izleme politikası güdüyonız. Dev-
letin mal varhğuun konınması. yok pahasına
elden çıkanlmasına baştan karşıyız. Yalnız
Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmak
için 110 miUetvekilinin im/ası gereki>or."
tersine o zaman görüşlerimiz AB dosyalarına
kaydedildi. Biz böyle bir denklemi hiç kabul
etmedik. AB'yi, Rumlar ile müzakerelere baş-
ladıklan anda Kıbns sorununun çözümüne yö-
nelik parametrelerin ortadan kalkacağı konu-
sunda sürekli uyanyoruz.
fc
AB sahtecilik yapıyor'
- AB'nin aldığı kararlar ile Türkiye'nin uya-
nlannı dikkate alnıadığı gözleniyor. Siz ne di-
yeceksiniz?
Batu: Zaten Lüksemburg'da Kıbnslı Türk-
ler. adadaki diğer azınlaklarla; Maroniler ve
Ermenilerle aynı kefeye konuldu. Bu çok me-
şum bir zihniyetin ifadesi. Biz hâlâ sağduyu-
nun egemen olacağı umudunu korumak istiyo-
ruz. Sağduyu şudur; bu dengelerin tahribinden
\azgeçilmelidir. Işin özü budur. Kıbns'ta iki
toplum arasındaki -ki onlar 1960 cumhuriye-
tinin eşit ortaklandır- dengeyi daha fazla tah-
np etmesinler. Türkiye ve Yunanistan arasın-
da zaten bozduklan dengeyi daha fazla tahrip
etmesinler. Tahribe devam etmeleri adanın
ebediyyen bölünmesi sonucunu getirecektir.
Şimdi bir kere ortada uluslararası hukuka ay-
kın olarak yapılan bir tam üyelik başvurusu
var. Ve bunu başta tngiltere olmak üzere AB,
bilakis geçerli ve meşnı bir tam üyelik başvu-
rusu olarak kabul ediyor ve Kıbns Rum kesi-
mini ilk kategori adaylardan biri olarak ilan
ediyor. Bu uluslararası hukukun açık bir ihla-
lidir. 'Kıbns Cumhuriyeti BM'nintanıdığıada-
nın meşnı yönetimidir' kolaycılığının ve sah-
teciliğinin arkasına saklanıyor. Rumlann meş-
nı olmayan bir başvurusuna dayanarak Kıbns-
lı Türkleri müzakere sürecine davet etmek
abesle iştigaldir. Kıbnslı Rumlann gayrimeş-
nı ve haksız tam üyelik başvurusu şemsiyesi
altındaki sürece KKTC'nin katılımı, bizim ve
Kıbnslı TürkJerin 40 yıldır sa\nnduğumuz tüm
ilkelerin reddi anlamına gelecektir. Türkiye'ye
rağmen adada bir çözüm olmayacaktır.
- Kıbns'ın garantörierinden tngiltere nasıl
bir çözüm peşinde?
Batu: Edinburgh zirvesine ve daha önce-
den Kuzey Kıbns Türklerine vize koyma ka-
ranna bakarsak İngiltere'nin bugüne kadar adil
ve dengeli bir tutum izledi-
ğini söylemek çok zor. Bu
bir sorun.
- Yakınlarda Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel
baskanlığında bir zirve y%-
pılması düşünülü\or. Kıbns
stratejisi gözden geçirikcek
mi?
Batu: Sayın Demirel,
Türkiye'den KKTC'ye su
götürülmesi projesi için
adaya gidecek. 23 Nisan he-
deftarihtir.
-Rusya Rumlara S-300
sanşı ile neyi amaçhyor?
Batu: Onlara sorarsanız
"ticari" diyorlar. Ancak
böylesine gelişmiş silahlan
Rusya'dan başka Rumlara
satan başka bir ülke de yok.
BM Güvenlik Konseyi da-
imi üyesi olan Rusya'ya so-
rumluluklannı hatırlatıyo-
nız. Güvenlik Konseyi ihti-
laflı bölgelere bu tür silah-
lann satılmamasını öngörü-
yor.
'lOmilsaçmalığı'
-Yunanistan ile diyalogsü-
recinden umutlu musunuz?
Batu: Yunanistan'ın
Ege'de kendine göre var ol-
duğunu savunduğu kıta sa-
hanlığı ve Kardak konulan-
nın Lahey Adalet Divanı'na
götürülmesi önerisi bir al-
datmacadır, diyalogdan kaç-
ma bahanesidir. Bunlann
ciddiye ahnacak yönü de
yoktur.
- Bu arada Ege'deTürk ve
Yunan savaş uçaklannın bir-
birlerine çok yaklaşmalan
ile ortaya çıkan tehlikeli 'it
dalaşı' nasıl sona erdirile-
cek?
Batu: Zaman zaman olan
bu olaylar Yunanistan'ın 6-
10 mil saçmahğından olu-
yor. Taciz var, önleme var,
'it dalaşı' var ve bunlann
kaynağı bir ucube olan Yu-
nanistan'ın 6 mil karasulan,
10 mil hava sahası iddiasıdır.
Bütün bu gerginlıklerin te-
melinde bu yatıyor. O ihlal
dediğimiz ıddialann teme-
linde yüzde yüze yakını Yu-
nanistan'ın 6-10 mil iddi-
asından kaynaklanıyor. Yu-
nanistan bu iddiadan vaz-
geçmiyor ve bu çerçevede
hiçbir gü%en arttıncı önle-
mi kabul etmiyor.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(a raksnet.com
Hüsamettin Cindoruk, Deniz Bay-
kal'ın "ara rejim" tehdidinden söz etmesi
üzerine, "Biz zaten ara rejim hukuku için-
de yaşıyoruz. Gelin bu ara rejim hukuku-
nu değiştirelim" demişti. Komutanlarta hü-
kümet arasındaki gerilim sırasında da, sık
sık ara rejim kanunlan gündeme geldi.
Komutanların bildirisinde yer alan "Türk
Sılahlı Kuvvetleri anayasa veyasalann ken-
disine verdiği görevleri, bundan önce ol-
duğu gibi bundan sonra da eksiksiz olarak
yerine getirmeye devam edecektir" sözle-
ri de, bir yasal duruma işaret ediyordu. 27
Mayıs 1960'ta ilk kez yasalarda yer alan
Mılh Güvenlik Kurulu, 12 Mart 1971 ve 12
Eylül 1980 yılındaki değişikliklerle önemli
bir karar ve yönetim merkezi haline dönüş-
tü.
Hükümetle, Silahlı Kuvvetler arasındaki
tartışma. biranlamdayetkitartışması. Baş-
bakan Mesut Yılmaz, "irtica ile nasıl mü-
Ara Rejimden Çıkış...
cadele edileceğine hükümet karar verir"
derken, Silahlı Kuvvetlerin, "bunu (irticay-
la mücadeleyi) yaparken de hiç kimsenin
bu görevini hatırlatmasına ihtiyacı yoktur"
diyor. Bu tartışma, yalnızca irtica ile sınırlı
olarak düşünülmemeli... Türkiye'nin temel
sorunlannda MGK olağanüstü yetkilere sa-
hip bir kurum olarak varlığmı sürdürüyor.
"İrtica ile mücadele " tartışmasına kadar,
son 10 yıldır temel konularda, sivillerle as-
kerler arasında, ciddi bir ayrılık olmadı.
Böyle olmadığı için, sivillerle askerler ara-
sında krize yol açacak bir gelişme de orta-
ya çıkmadı. ilk kriz 28 Şubat 1997'de MGK
toplantısında gündeme geldi, Refah Parti-
si'nin temsil ettiği siyasal Islama karşı Si-
lahlı Kuvvetlerin ınisiyatifiyle alınan karar-
lar, REFAHYOL'un sonunu getirdi.
Mesut Yılmaz hükümeti bir azınlık hü-
kümeti olmasına karşın, siyasal islamâ kar-
şı beklentiler nedeniyle ve Türkiye'nin için-
de bulunduğu krize karşı toplumun deste-
ğini kazandı. Siyasal Islama karşı alınan
önlemler konusunda başlangıçta fazla bir
sorun çıkmadı. Ancak süreç içinde, uygu-
lama ve bazı önlemler konusunda hükü-
metle, Silahlı Kuvvetler arasında ayrılıklar
olduğu kamuoyuna yansımaya başladı.
Işte bu noktadan itibaren, kimin ne ka-
dar görevli ve yetkili olduğu tartışması gün-
deme geldi. Burada içerik mi, yoksa yön-
tem mi önemliydi? Yani Silahlı Kuvvetler "ir-
tica ile mücadeleyi yeterli bulmadığı" için
mi, yoksa "Bu görev benim yetki alanıma
giriyor, kurallan ben belirlerim" dediği için
mi, kriz tırmanışa geçmişti? Bildiri öncesi
tartışmalara bakılırsa, hükümetle Silahlı
Kuvvetler arasında uygulamaya ilişkin ko-
nularda, yani içerik konusunda (türban ya-
sağı, siyasi Islama destek verdiği düşünü-
len sermayeye karşı alınacak önlemler,
Fethullah Gülen cemaatine karşı tutum)
bir ayrılık söz konusuydu.
Bu aynlık, kamuoyu önünde bir tartış-
mayı da beraberindegetirdi. Çünkü bu an-
dan itibaren alınacak önlem tartışmasın-
dan çok, kimin yetkili olduğu tartışması ön
plana çıktı. Yasalar, anayasa yeniden açıl-
dı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
önceki gece birTV programına anayasa ile
gelmişti, hükümetin ve Silahlı Kuvvetlerin
yetkilerinitekertekerokudu. Silahlı Kuvvet-
lerin, hükümetin emrinde olduğunu anlatan
bölüme dikkat çekti ve komutanların açık-
lamasının da bu yönde olduğunu belirtti.
Bunalım şimdilik aşılmış görülüyor. Si-
yasi Islama karşı hükümet, önlemlerini sûr-
dürecek. Silahlı Kuvvetlerin de bu konuda-
ki duyarlığı, önlemlerin daha etkili olmasın-
da bir rol oynayacak. Siyasal Islam, Türia-
ye'yi yönetenlerin (sivil-asker) 50 yıllık ic-
raatlannın ürünü. Bu nedenle kısa sürede
bir sonuca ulaşılması mümkün değil. Yüz-
de 20'lik oy potansiyeliyle, demokratik bir
sistem içinde değişerek ve demokratlaşa-
rak kendisine bir yer bulması en akılcı ço-
züm.
Temel mesele, Türkiye "ara rejim "den
nasıl kurtulacak? Sivil bir yönetım tarzına
nasıl kavuşacak? Son gerilimin belki oe
önemli bir faydası oldu. Bu sorulara yen-
den cevap aramamızı gündeme getirdi.