13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kumarhanelerin kapatılmasından sonra işsiz kalanlar, Anayasa Mahkemesi'ni mektup yağmuruna tuttu 'Ekmeğhnizdeıı ©ldıık*EVTN GÖKTAŞ ANKARA-Ülke genelinde 12 kentte bulunan top- lam 78 kumarhanenın. Turizm Teşvık Yasası'nda De- ğişiklik Yapılması hakkındakı yasa uyannca ka- pa- tılmasından sonra. 20 bıni aşkın casino çalışanının iş- sız kaldığı öğrenildı. Yasanm ıptali için yapılan başvurunun Anayasa Mahkemesi'nce reddedılmesinden ve verilen yasal sürenın de 10 Şubat günü sona ermesinden sonra iş- sızler ordusuna dahil olan 20 bin kişi, yasanın iptali yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkan- \ekili Güven Dinçer'i mektup yağmuruna tutarak yardım istediler. Dinçer'e her gün 100'e yakın işsiz kalan eski ca- sino çalışanından mektup geldiğiöğrenıldi.Mekrup- lannda, kapatma karannda "•objektif davrandığT ge- rekçesıyle Dinçer'e teşekkür eden casino çalışanla- n. karann yeniden gözden geçirilmesinı istediler. Mektuplannda, bırkaç kanun dışı mafya bozuntusu kumarhane sahıbı yüzünden ışsız kaldıklannı belir- terek "Onlar zaten zengin,onlara bir şey ounaz ki, alın teri ileekmeğini kazanan vesayımız 20bin'i bulan biz- ler şimdi ne yapacağız** dıye sordular. Mektup > azan- ların tümü. mağduriyetlerinin giderilmesını istedi- ler. Çiçek Esmer adlı bır bayan mektubunda. "Ömer Lütfü Topal'ın yasadışı işlerinin cezasını niçin bizkr çekelim? Bu karan alırken. hiç bizieri düşündünûz mü? 20 bin kişi, bir anda kendilerini işsizler sınıftnda buldular. Anayasa MahkemesTne \e aldığı karaıiara giivenimiz tam. ama bu karann tekrar gözden geçi- rilip yeniden düzenlenmesini iimit ediyoruz" dedi. Hasan Tankadlı bır ışsız, Anayasa Mahkemesı'nın verdiğı karara saygılı olduğunu belirterek. "Bizkr mafya ile ilişkisi oîmayan insanlanz. Refah Partisi'ni kapattınız, yerine yeniden parti açıldı. Bizlere biraz sahip çıkarsanız çok mutlu oluruz" dedı. Güven Dinçer'e gelen mektuplarda şu görüşlere ver verildi: - SemaGöçücü: "Yasa hazırlanırken nıçın bıze sa- hıp çıkmadınız? Refah kapandı. Fazilet oldu. Cası- nolarkapandı.derneklerçoğaldı Bulgarıstan'daTürk işadamı. Türk çalışanı. Türk oyuncusu ile casino aç- tı. Kazancınada Bulgaristan ortak oldu. Buradaver- gısinı veren. turizme katkısı olan Türk ışletmecisı al- tında çalışan casınolar. bu haksız ve lekelı iddialara neden ortak oldu? Bu casınolan kazanmak yenne, ne- den kaybettık? Devlet ıvı ile kötüyü ayırt edemeye- cek kadar acız mı?" - Fatih Ceylan: "Dört senedir bu sektörde vergısi- nı Ödeyerek namusuyla çalışan bırisiyim. Casino sek- törünü köte duruma düşüren tekelcıîerle aynı kefeye konmak ıstemıyorum. Bu ınsanlar yüzünden işsiz kaldım. Casinolann kapanmasıyla bu sektör yer al- tına ındı. Sizdenricambu konuyu tekrar düşünüp tart- manızdır." - Semih Coşkun: "Bu karannızla mafy a casino sa- hıplerı zordurumda kalmamışlardır. Bunlar, casino- lannı Bulgaristan ve ICıbns"a taşımış ve oralara se- ferler düzenlemeye başlamışlardır. Bu casınolar yi- ne devletımıze zarar vermeye devam etmekteler." - Duygu Mermer: "Şu anda ben ve benim gıbi 25 bin kişı ışsız kaldı. Bu sayı ıçinden sadece torpilli ve lisan bılen 100 kişisi iş bulabılmıştir. Diğer. kalan bin- lerce insan nasıl iş bulup e\ geçındirecekler? Elinızi vıcdanınıza koyun ve tekrar düşünün. işsiz kalan bun- ca ınsanın sorumluluğunu taşıyabilecek misinız?" - Özgüven Selçuk: "Kapatma kararınız. zengin mafya casino sahipleri içın fazla yara açmaz, ama ben her şeyımı kaybettim. RP'yi kapattınız Fazilet oldu, casinoları kapattınız dernek ve yeraltı kumarhanele- n oldu." - M. Serhat Dayamık "Ben bu sektörde 10 sene- mi verdim. Bu saatten sonra kendime yeni bir iş edin- mem ve para kazanmam imkânsız. Casınolan kapat- tınız. Zannediyormusunuz ki kumar sektörünü yok ettınız. Kendi ellerinızle kuman yer altına soktunuz. Sızce. bu daha mı iyi oldu? Lütfen bizlere sahip çıkın." Üç aylık maaşı 4.5 milyon lira Onun Yaşlılar Haftası'ndan haberi yok İPEKYEZDANİ / ÖZKAN GÜVEN u S0 baştan yaşama şansım olsaydı eğer, orurup saymaz- dım eski >anlışlanmı..~ diye başlar Borges'ın şııri. Resmı törenler \e huzure\i eğlen- celerıy le kutladığımız Yaşlı- lar Haftasf nda "Sil baştan yaşama şansı" olmasını iste- yenlerden bırısı de 85 >aşın- dakı Haticc Taş. De\letın kendısine üç ayda bir verdı- gı 4.5 milyon lira "yaşlibk maaşrndan başka gelırı ol- mayan Taş. yaşamının son demlennıbırvakfınkullanıl- mayan tek göz odasında ge- çıriyor. Vakıftakı görevlıler ve çev redekı esnafın yardım- larıyla karnını doyuruyor. "Bana resmi nikâhtan başka birşey vermedi" dedığı dev- letten ıse artık "hiçbir şey" beklemiyör"Ama eklemeden de edemıyor: "Yine de biro- da, bir mutfağım olsa başka bir şey istemezdim." 10 bin kişi kapasiteli toplam 110 huzurevi tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de sosyal ve ekonomik yoksunluk içindeki yaşh kimseler için yaklaşık 10 bin kişi kapasiteli toplam İ10 huzurevi bulunuyor. Ancak yaşlilık zamanlarında huzuru arayan bu kişilerin huzurevlerine girebilmeleri de kolay degil. Bır yaşh kimsenin huzurevi çatısı altına girebilmesi 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'nun ilgili yönetmeliğine göre düzenlenmiş. Buna göre yaşh kimsenin sûrekli tıbbi bakım ve tedavi gerektiren hastalığı bulunmaması ve ruh sağlığının yerinde olması gerekiyor. Bunun yanında o kişinin. 60 yaşın üzerinde olması ve alkol, uyuşturucu madde bagımlılığının bulunmaması gerekiyor. Türkiye'deki huzurevlerinden toplam 5182 kişi kapasiteli 44 tanesi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı. Bunlann dışında özel kurum ve kişilere bağh 770 kişi kapasiteli 22, demek ve vakıflara bağlı 1356 kişi kapasiteli 21, belediyeiere bağlı 1868 kişi kapasiteli 19 ve bakanlıklara bağh 763 kişi kapasiteli 4 adet huzurevi bulunuyor. Yaşlılar Haftası'ndan ha- beri olmayan 85 yaşındaki Taş, yaşam hikâyesıni şöy le anlatıyor: "Annem beni doğurdu- ğunda babam, seferbeıiik harbinde şehit düşmüş. An- nem de beni tstanbul'a bü- yükannemin vanına yolla- mış. Büv ükkannem bakt ba- na. Genç kız olunca Sam- sun'a kocaya gittim. Herife çocuk veremevince çocuk için onu kendi ellerimle baş- ka bir kadınla evlendirdim. Kadın çocuk doğurduktan sonrada benim pabucum da- ma atıldı. beni hırpaladılar. Ben de kalktım memleketi- nıe. İstanbul'a döndüm. O gün bu gündür hiç kimsem yok." Yoksul ve kimsesiz geçen bir yaşamın en güzel günle- ri olarak anımsadığı lstan- bul'dan SamsutT'a gelın gıt- tiği günleri, gözü yaşh, bu- ruk bir gülümsemeyle anla- tıyor. Gelin gıttigi Sam- sun'dan tekrar lstanbul'a dönmek zorunda kalan Taş, kente geldiginde ıse annesi ve kızkardeşinin öldüğünü öğrenir. Ne kalacak yeri ne de kendine bakacak kimsesı olmayan HacerTaş. yıllarca Sultanahmet'te bır kadınla birlikte yasar. Daha sonra ev - lı bir çiftin çocuklarına bak- mak üzere Almanya'ya gı- der: "Sıkıldım orada, dura- madım. "Beni memleketi- me gönderin' diye tuttur- dum." Geldiginde ise daha da yoksuldur. Yine kalacak bır yer arar kendine. bir ka- dının yanında yaşamaya başlar. Yanında kaldığı ka- dın öldükten sonra evin mı- rasçılan, HacerTaş'ı evden atarlar. Hayatta kalabilmek için yetkililerin kapısını aşındırmaya başlar. Hacer Taş'a bir vakfın kullanılma- yan odası tahsıs edilir. Üç yıldan ben burada ka- lan Hacer Taş, huzurevıne yerleşmeyi hiç düşünmü- yor. "Başımı kesseler git- mem oraya. orada yaşlılara çok kötü da\ranıyorlar" di- yor "Eski günlere geri dö- nebilseydin»1 " diye başlayan sorulara ise kısa ve net bir yanıt veriyor: "Kocama sı- kı sıkı sanlırdını." Gerici ve faşist yapılanmanm 12 Eylül'den sonra tırmandığı belirtildi İrûcaya karşısolagüçbirliğiçağnsı • "Cumhuriyet Devriminin Yeniden Atılımı ve Iktidar Sorunu" konulu panelde, Türkiye'nin artık sağla gideceği yer kalmadığına dikkat çekildi. İZMtR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - Türkiye"dekı gerici faşist ya- pılanmaya karşı cumhuriyet de\- rimlerinin yerleştirilmesı için solun güçbirliği yapmasının gerektığı vurgulandı. Papa-Fethullah Gülen görüşmesınin bant kayıtlannın da Dışişleri Bakanlığf nca açıklanma- sı ıstendı. İşçı Partısı Buca örgütünce dü- zenlenen "Cumhuriyet De> riminin Yeniden Atılımı ve İktidar Sorunu" konulu panele, gazetemız Genel Ya- yın Koordinatörü Hikmet Çetinka- ym lşçi Partisi Genel Başkan Yar- dımcısı Hasan Yalçm ve Atatürkçü Düşünce Derneği Merkez Şube Başkanı Metin Aydoğan katıldı. Çe- tinkaya, uzun dönem süren gerici. faşist örgütlenmenin 12 Eylül'den sonra tırmanarak arttığını vurgula- dı ve çeşitli kademelerde örgütle- nen irticai odaklara dikkat çekti. 1975'li yıllarda, Ege ve Akdenız'de- ki kamplaHa tarik jt ^ ıİQ r'" ve ko- mandolann yetiştirildiğini, bunla- nn da bugün çeteleri oluşturduğu- nu vurgulayan Çetinkaya, faşist kamplarda da Çatiı'lann. Oral Çe- lik'lenn ve Haluk Kırcı'lann yara- tılarak Susurluk noktasma gelindi- ğını kaydetti. Tarikat kamplannda yetışen Nurculann da bugün Fethul- lah Gülen yandaşı olarak devlet ka- demesınde örgütlendigini: emniyet 'MHÜRIYET DEVFJMİNtNlşçi Partisi Buca örgütünün düzenlediği panele. gazetemiz Genel Ya\ın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya. İP Genel Başkan Yardımcısı Hasan ^alçın vc ADD Merkez Şube Başkanı Metin Aydoğan katıldı. örgütünde. Millı Eğitim Bakanlı- ğı'nda ve dığerbürokratik kademe- lerde görev aldıklannı söyledi. Al- dıkları devlet desteğiyle büyük bir ekonomik güce de kavuşan bu odaklann özellikle orduya nüt'uzet- me çabalanna dikkat çeken Çetin- kaya. "Bunubaşaramadılar.Asker- ler uzayda degil. Faşistşeriatçı örgüt- lenmenin hangi boyuta tırmandığı- nı askerter de biliyor. Lmutsuziuğa >e karamsariığa yer yok. Laik, de- mokratik cumhurivetin geleceği so- lun güçbirliği > apmasından geçiyor. Bunun için soldaki güçbirliği zorun- luluktur" dedi. Çetinkaya. devlet desteğındeki Fethullah Gülen'in Papa'yla görüş- mesine dikkat çekerek "V'atikan'da- ki bu resmi toplanhnın bant kayıüa- n, Dışişleri Bakanlıgı'ndadır. Bun- lar açıklansın, dedim. Kaç gündür yanıt \ok. Papa ile Gülen güneydo- ğu konusunda ne konuşmuşlardır. Bunlann açıklanması halkımızın haklı bir taiebidir" diye konuştu. 'Yılmaz köşe\e sıkışü' Yalçm da REFAHYOL'un cum- huriyet kuv vetleri tarafından alasa- ğı edildiğıni. Mesut Yılmaz'ın da bugün köşeye sıkıştığını vurgulaya- rak şunlan söyledi: "Ordu bugün 12 Mart v« 12 Eylül noktasından çok farklı konumdadır. Stratejik olarak artık cumhuriyet kuvvetkri arasına girmiştir. Baykal. sağ da sol da bir- leşsin diyor. Dogrusu solun birleş- mesL sağın da paramparça olması- dır. İP. CHP, DSP \e kendilerini cumhuriyet güçleri arasında gören- ler birleşmeiidir. Artık Türkiye'nin sağla gideceği yer kalmamıştır. Ya cumhuriyet güçleri birleşecek ya da askeri rejim otacakür." Metin Aydoğan da gelinen nok- tanın sınıfsal degil, ulusal mücade- leyle aşılacağını behrtti. Rüşvet sanığı gümrükçiiler serbest Savcılık iddianamesinde, 'kolaylık tarifesi' adıyla yapılan tüm işlemlerden rüşvet ahndığı belirtilmesine karşın 11 gümrükmemum serbest bırakıldı UFUKTEKİN ADANA-\lersin Gümrüğü'nde- kı ışjemler sırasında rüşvet aldığı öne sürülen v e > ürütülen soruştur- ma sonunda haklarında dava açılan gümrükçüler serbest bırakıldı. Cumhunyet sav cısınca açılan dav a- da sanık Başmüdür Yalçın Serin- söz'ün, memurları aracılığı ile -gumrükte işi olanlann para ver- meden iş yaptıramayacağı inancını jerleştirerek rüşvet aldırdığT ve "her işlem için bir rüşvet tarifesi ha- zırlattığı" öne sürüldü. Gümrük Müsteşarlığı. açılan so- ruşturma ve davayı gerekçe göste- rerek sanıklann tümünü açıga alır- ken. "Rüş^t V'ermeye zorluyorlar" diyen bır gümrük komisyoncusu- nun ifadesini mahkemede değıştır- dığı belirlendi. Gümrükle işı olan herkesin, her işlem sırasında ve u ta- rifeye bağlı" olarak rüşvet vermek zorunda bırakıldığı iddıası üzerıne hakkında iki kez soruşturma açılan ve Mersin Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nca dava açılarak hakkında "gı- yabi tutuklama" karan verilen gümrük memurları. avukatlannın itırazı üzenne bir süre önce serbest kaldı. Yalçın Serinsöz. gümrük mü- dürlüklerınde şef ya da şef yardım- cısı olarak görev yapan Cemal Çağ- layan. Hayati Oztürk. Ali Ekim Tür- ker. Mahmut Arslan. Mehmet Can Alkan. Hulusi Çıngı. Mustafa Fah- rettin Günay. Nural Demiral. Ah- met Suray ve Şuayip Dönmez hak- kında irtıkap suçlamasıyla dava açıldı. Mersin Cumhunyet Savcısı Osman Homurlu tarafından açılan davanın iddianamesinde: sanık Se- nnsöz'ün. kendısine yakın sanıkla- rı. "gümrüğün. rüşvetin yaygın ola- rak alındığı kısımlannda görevlen- dirdiği. kendisiyle işbirliği yapnıa- >an görev lileri pasif verierde göre\- İendirdiği ve uzak verlere gönderdi- ği" belirtildi. lddıanamede şöv le de- nıldi. u _.Mersin Gümrüğü'nde rüşveti sistemli hale getiren sanık Yalçın Se- rinsöz'ün diğer sanıklarca toplanan paranın en üst dü/ev de ve miktarda toplanmasım istediği, diğer sanıkla- n sıkıştırdığı. kendisine en yakın gördüğü sanık Nural DemiraPı İh- tisas Gümriiğü'ne şef vaptığı. yine kendisine \ akın Havati Oztürk'ü th- tisas Gümrüğü Müdürii vaptığı. o- la> tanıklanndan gümrük komis- yoncusu Ahmet Küçük'ten, vaptır- dığı işler karşılığında çok fazla para talep etmesi üzerine Küçük'ün kar- şı çıknğL bunun üzerine Hulusi Çuv gı ve Ahmet Suray "ın aşın rüşvet ta- leplerini karsılav amadıgu sanık Ha- yati Oztürk'ün Ahmet Küçük'ün müşterilerine telefon ederek Buna ışverme\ın. ışinızı yapmayız'dedi- ğL bunun üzerine Ahmet Küçük'ün 9 lNisan 1996 tarihinde alkol alıp si- lahını da vanına alarak İhrisas Gümrüğü'ne gittiği anlaşılmıştır..." Savcılık iddianamesinde. "güm- rüklerde rüşvetin insafsızca alınma- sı üzerine Deniz Tıcaret Odası üye- lerince 3 kez toplantı yapılarak her iş için maktu rüşvet miktan beliıien- diğijsminede 'kolaylık tarifesi' de- nildiği ve tüm üyelerin bu tarifeye göre rüşvet ödemeleri gerektiği"ne dikkat çekildi. AYDINLANMA EMRE KONGAR Susurluk Olayları Atatürk ve Biz 16 Nisan 1920, Çerkez Ethem, Susurluk'ta Anza- vur kuvvetlerini yener. Böylece Çerkez Ethem'in iha- neti ile bitecek olan bir çete öyküsü "Birinci Susur- luk Olayı" ile tarih sahnesınde yerini alır. 3 Kasım 1996, Susurluk'taki kamyon kazası ile "Ikinci Susurluk Olayı" tarih sahnesine çıkar. Birin- ci Susurtuk Olayı ile ortaya çıkan Çete'yi, Birinci Dö- nem Türkiye Millet Meclisi halleder. Ikinci Susuriuk Olayı ile ortaya çıkan Çete'yi Yırminci Dönem Türki- ye Büyük Millet Meclisi halledemez. Oysa bugünkü rejim bunalımının altında esas ola- rak, demokratik hukuk devletinin yoziaşması ve si- yasal mekanizmaların bu yozlaşmayı durduramama- sı yatıyor. • • • Demokratik hukuk devletinin. daha henüz kuruluş aşamasındaikenzedelenmesi, 1950'lerde, gecekon- duculann gaspçılığı ile başladı. Toprak yağmasıyla birlikte, politikacılar tarikat lıder- lerinin ellerini öperek, bir başka yozlaşmayi daha baş- latıyoriardı. Sonunda, yağmacılar "yükselen aileler" aracılığı ile bütün partileri ele geçirdiler ve politikacılık eşit yağ- macılık oldu. Bu öylesine köklü bir dönüşümdü ki, ülkeyi rejim bu- nalımından çıkarmak için kurulan son Mesut Yılmaz hükümeti bile reformları filan bir yana bırakıp, herke- sin gözünün içine baka baka, bir toprak yağması ka- rarnamesi çıkartabildi. Aslında önce toprak yağmacılanna göz yuman po- litikacılar bir süre sonra, tümüyle onlann denetimine ginmışti. Tarikatlar olayı da böyle gelışti. Önce el öpmeyle başlayan flört, sonradan bütün partileri etkileyen bir "tankat baskısı" halini aldı ve bütün partiler buna bo- yun eğdi. Sonunda devlet, özellikle 12 Mart ve 12 Eylül dö- nemlerinde bunlann denetiminde biçimlendi. Çete olayında da aynısı oldu: Devlet önce, gece- kondu yağmacılığından ve tarikat dalkavuklugundan yaklaşık on-onbeş yıl sonra, 1960'lann sonuna doğ- ru, sola karşı dinci ve milliyetçi örgütlenmeleri özen- dirdi. Btr süre sonra bu örgütler, devlet denetimini aşıp, kendı amaçlan için cinayet işlemeye ve soygun yap- maya başladılar. Devlet, bir süre sonra bunlan taşeron olarak da kul- Ianmaya kalktı. Gecekondu yağmasında ve tarikat dalkavukluğun- da ortaya çıkan aynı sonuç bu kez "çeteler" alanında da görüldü. Çeteler, önce bürokratlan ve politikacıla- n, sonra da bunlar aracılığıyla devleti ele geçırdi. • • • Önce toprak yağmacılanna, sonra tarikatçılara, en sonunda da cinayet çetelerine teslim edilen devlet, na- sıl kurulmuştu? Işte tam bu noktada, bir kara mizah var: Mustafa Kemal ve arkadaşlan, parçalanmış ve yok olmuş bir ımparatorluğun enkazından bir ulus-devlet yaratmaya çalışırlarken ellerinde ordu adına ciddi bir örgütlü güç kalmamışt. Kalıntılar da yorgun, bezgin, silahsız ve cephanesizdi. Ingiliz, Fransız, Italyan ordulannın Anadolu'yu ve Is- tanbul'u işgal etmeleri yetmiyormuş gibi, aynca Ba- tı'dan Yunanlılar, Doğu'dan Ermeniler topraklanmıza girmişlerdi. Halife-Sultan yanı Padişah, düşmanla işbirliği içın- deydi. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının boyunlann- da Padişah'ın Şeyhülislamının idam fermanı asılıydı. Padişah yanlıları sürekli olarak Mustafa Kemal'e karşı silahlı ayaklanmalar düzenliyorlardı. Bu durumda, gerek isyanlann bastırılmasında, ge- rek düşmanla çarpışmakta kullanılabilecek güçlerin başında Çerkez Ethem'in birlikleri geliyordu. Ama Çerkez Ethem, bir çeteci idi: Emir dinlemeyen, isyanlan zulümle, gaspla ve yargısız infazlaıia bas- tıran bir çeteci. Mustafa Kemal ve Ismet Inönü bır an tereddüt et- mediler: Çete, denetım altına alınacak, devlet otorite- si (Attilâ llhan'ın üslubu ile "dikkat istenm: henüz ku- rulmamış olan birdevletin otoritesı") tesis edilecekti. Ethem, Ankara'ya geldiginde, Mustafa Kemal ve ar- kadaşlannın elinde sadece birkaç asker vardı. Bunlar da pencere altına filan yerieştirilip güvenlik sağlandı. Sonunda Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlannın "devlet oforifes/"yani "rıu>ru/(deWef/"anlayışı Ethem'i mağlup etti. Bugün yağmacılara, tarikatlara ve çetelere tes- lim edilen devlet, işte böyte kurulmuş bir devtet- tr. Sonra da bunlan hatıriatanlara, utanmadan "1930'lann çözümlenni dayatan dinozoriar" deniyor. Medya notu: "Doyumsuz" sözcüğü "tatminsız" anlamına gelir. Bunu yanlış olarak "doyulmaz" anla- mında kullanmak, bagışlanabilecek bir Türkçe hata- sı değildır. Bir resim altı yazısında bile kabul edileme- yecek olan bu yanlışı, bir köşe yazanmız, bir akade- misyenin yönetimindeki en çok satan gazetelerden bi- rinde, şiir ve müzik üzerine 21 Mart günü yazdığı "kül- türiü" bir makalede, Çaykovski'nin bir piyano kon- çertosu için 'doyumsuz' diyerek yapınca, iyıce göze batyor. web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html Eski Buzdolabınızı ı ^ mİlyon, Bulaşık ve Çamaşır makinenizi 1 2 Fırınınızı 8 ITIİIyOITa sayıyor ve yepyeni bir D € K O ile değîstiriyoruwww.bekoticaret.com.tr M M B ^ ^ ^ ^m I Bir dünya markası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle