22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Gencl Vavın Yönetmem Orhan Erinç # Genel Ya\ın Koordınatorü HikmetÇe- tinka>a • Yazıı^en Nludüni: İbrahim Yıldı/ • Sorumlu Müdur. Fikret İlkiz # Haber Merkezt Muduru Hakan Kara # Görsel Yönetmen. Fikrel Eser Ya>ımla>an ve Basan: Yenı Gun Habcr Aıansı. Basm \e Yavmcthk A 3 TurkocaŞıCad 39 41 Cağaloğlu 34334 Isl PK 246 Istanbul fel (0 212)512 Dıs Haberler Şinasi Danışoğlu • istıhharat Cengiz Yıldırım 9 Ekonomı Mehmet Saraç A Kultiır Handaa Şenköken • Spoı \bdülkadir Yücelman 9 Nlakalelcr. Sanü Karaören • Duzeltmc Abdullah Yaacı#Fotofiaf Erdoğan köseoglu • Bılgı-Bdge Edibe Buğra • 'ı urt Haberlen Mehmet Faraç Ya> ın Kurulu llhan Selçuk (Ba^kan). Orhan Erinç. Oktaj Kurlbokc Hikmet Çetinkaya. Şiikran Soııtr. Ergun Bakı, İbrahinı \ ıldız. Orhan Bursalı. Muslafa Balba>. Hakan Kara. AnkaraTemsilcısı. .Mustafa Balba> AtaturkBuUanNo. i:5.Kat-4.Bakanhklar-AnkaraTe\ 4145020t"hat). Faky 41^5027 • Izınır Temsılcısı Serdar kı/ık. H Zıya Bh. 1352S.2 3Tel 4411220, Faks: 4419117« Adana Temsılcısi: Çrtin Yiğenoğlu. tnönü Cd. 119 S No-1 Kaf 1. Tel. 363 12U.Fakb 363 12 15 Muessese Mudunı İ stün Akmen 9 Koordmator \hmet Korulsan 9 Mıtlttvtv Bûlent^ener^Idan; Hüst\in Gürer • Uletnıc Önder Çelik • Bıigı- tîkrn Nail tnal • Bılgısa\ar Sıstem MürÜNH Çiler#Satiî Fazilet Kuza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Ba,kanı - Genel Mudur Gfllbin Erduran # Roordınator Reha Işıtman • (renel Mudıır Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5130580-5138460-61.Faks 5138463 0S05ı2Ohal) Faks IO 212> 513 85 95 23MART1998 İmsak: 4.29 Güneş: 5.57 Öğle: 12.18 İkindi: 15.42 Akşam: 18.25 Yatsi: 19.47 Hıfzı Topuz İLAD Başkanı • Haber Merkezi - Üetişim Araştırmalan Derneği (İLAD) Başkanhğı'na iletişim uzmanı, yazar Hıfzı Topuz seçildi. lkinci başkanlığa Prof. Mesut Önen, genel sekreterliğe de gazeteci- yazar Füsun Özbilgen getirildi. İLAD Genel Kurulu'nda globalleşen dünyada iletişimin rolü tartışıldı. Yeni iletişim araçları ve teknolojik gelişmeler sonucu, iletişim dünyasında basının rolünün gerilemekte olduğuna dikkat çekildi. tLAD bünyesinde. tntemet iletişimi ıle ilgili araştırmalar yapmak üzere bir komisyon oluşturuldu. Özal'ın anıtmezapı • İstanbul Haber Servisi - 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın \apımı süren anıtmezar inşaatının. ölüm yıldönümü olan 17 Nisan'a kadar bitirileceği belirtildi. Turgut Özal'ın inşaat halindeki anıtmezanna dün Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar. Özal'ın eşi Semra Özal ile oğullan Ahmet \e Efe Özal gıderek incelemelerde bulundu. Anıtmezann 126milyar liraya mal olması bekleniyor. Âşık atışmalan kitap oldu • A N K A R A ( A N K A ) - Anadolu kültürünün önemli bir parçasını oluşturan âşık atışmalan, ilk kez bir kitap balinde yayımlandı. Talim ve Terbıye Kurulu Başkanlığı üyesı Nazım İrfan Tanrıkulu. âşıklık geleneği ve 80 âşığın irticalen yaptıkları atışmalan, "Aşıklar Divanı-Günümüz Âşıklan" adl\ kitapta topladı.Jannkulu'nun. 9 yıllık araştırması sonucu hazırladığı kitap, 660 sayfadan oluşuyor. Kitabın ilk bölümünde. âşıklık geleneği hakkında bilim adamlan ile âşıklann göriişleri yeraldı. Vrtamînlerin yararları • CHICAGO(AA)- ABD'de yapılan \itaminlerle ilgili bir araştırmada, A.B.C.D.E vitaminleri ile folik asitin yararlan bir kez daha keşfedildi. Amerikan Sağlık Birliği adlı kuruluş tarafından yayımlanan rapora göre. A vitamini gözlerin iyi görmesinde. B vitamini ise sağlıklı büyümeye yardımci olmanın yanı sıra sağlıklı bir sinir sisteminin oluşmasında etken. C vitamini kemiklerin ve dokulann sağlığını düzenlerken. D vitamini kalsiyum sağlayarak kemik \e dişleri sağlamlaştınyor. E vitamini ise saglıkh adaleler \e kan dolaşımının düzeni açısından gerekli görülüvor. Göktaşının fotogralları • CHICAGO (AA) - 2028 yılında Dünya'nın yakınından gececeği bildirilen göktaşı ile ilgili tartışmalar sürerken, Hubble Teleskopu ile şimdiye kadar çekilmiş olan 28 bin fotograf üzerinde uzayda başıboş dolaşan göktaşlan saptandı. 100 küçük göktaşının tespit edildiği fotograflan inceleyen bilim adamlan, göktaşlan ile ilgili çalışmalannı derinleştirdiler. Bilim adamlan. 65 milyon yıl önce Yucatan bölgesine düşerek dinozorlann yok olmasına neden olan göktaşının. 18 kilometre çapında olduğunu ileri sürüyorlar. 1O.KalpHattası • tstanbul Haber Servisi - Türk Kalp Vakfı tarafından 10. Kalp Haftası nedeniyle düzenlenen toplantıda, Türkiye'de yapılan ilk kalp ameliyatına katılan ekibin asistanlan Op. Yalçın Göran. Op. Mansur Şaban. Op. Ahmet Eralp. Kemal Beyazıt. Aydın Aytaç ve Prof. Dr. Ümit Aker'e teşekkür plaketi verildi. Aksaray'daki kapı, Selçuklu ahşap tekniğinin en yüksek değerdeki örneklerinden kabul ediliyor Ulu CamFııin minber kapısmı çalcblar ÖZGENACAR AiNKARA- Selçuklu ahşap tekniğinin en yüksek örnegi olan Aksaray Ulu Cami' nin minber kapısı ile yan alınlıklardan sekiz- gen iki parça, bilinmeyen kişilerce çalın- dı. Aksaray Emniyet Müdürlüğü yetkılile- rinden aldıgımız bilgiye göre. \ arsayıma da- yalı çalınma olayının senaryosu şöyle: "Hırsızlar 22 Şubat gecesi yatsıdan şon- ra canıinin içinde kalarak saklandılar. Ilgi- liler cami kapısını kilitie\ip av nldıktan son- ra soyguncu ya da so> guncular kapıyi ve iki alınlığın sekizgen parçalanndan ikisini alıp sabaha karşı dışan çıktüar. tmam \e mü- ezzin hasta olduklan, caminin bekçisi de emekliye aynldığı %e kadro yokluğu nede- niyle Diyanet İşieri Başkanlığı da yeni bek- çi ata\amadığı için o gece camide herhan- gi bir göre1 » li bulunmuyordu. Kapı>a da her- hangi bir giri^ yeri zorlannıanııştı ve her- hangi bir parmak izi b\rakılmamışn." Anımsanacağı üzere. Ödemiş Bırgi Ulu Cami minberinin ahşap kapısı da bilinme- yen kişilerce ve aynı yönternle Mayıs 1993 'te çalınmış. kapı daha sonra İngiliz polisince Londra'da bir antikacıda bulunmuş v e uzun görüşmelerden sonra Türkiye'ye gen ge- tirilmişti. Her iki eserin önemi haklanda Dr. Sel- çuk Mülayim. •Anadolu Türk Mimarisin- de Geometrik Süslemeler" adlı kitabında a\Tien şöyle yazıyor: "Aksarav Llu Cami(1431) minberiikiyiiz- yılhk bir geBşmev le kundekâri tekniğin ulaş- tiğı en yüksek örnektir. Zemin bölmeleri hatiara göre daha kabank levhalar halin- de eserin plastik değerini arttırmaktadır. Ara bölmelerin hatiara göre daha kabank biraküdığı bu tekniğin Birgi Llu Cami min- berinde (1320) bir kademe daha zenginle- şerek yanm küre şeklinde ajurtu kabara- larla bezenmiştir." Her ikisi de 'Ulu Cami' adını taşıyan iki Selçuklu yapısından v e ahşap tekniğinin en üst örnekleri olan bu eserlerin, aynı yön- temle ve amacını iyi bilen usta hırsızlarca çalınmış olması dikkati çekiyor. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce. uluslararası polis örgütü Interpol'e ve Tür- kiye'deki özel koleksiyoncu ve müzelere ge- rekli uyarılar için bazı önlemlere başvurul- duğu bildiriliyor. Aksaray'dan çalınan abanozdan yapıl- mış minber kapısı (163-167 cm yükseİdik ve 122 cm en) iki kanatlı olup sivri kemer- li bir çerçeve içindedir. Kanatlar. ince çı- talarla sınırlandınlmış, sağda üç, solda iki düşey süsleme şeridine sahiptir. Sağ kanadm dıştan iki. sol kanadın dış- tan iki şeridinde kıvnk dal ve yapraklardan oluşmuş. kabartma bitkisel zemin üzerine, sülüs hatla Arap harfleri ile Fatiha, îhlas, Fetih sureleri ile Bakara suresinin 255 ve 256. ayetleri yer almaktadır. tçteki şeritlerinde ise. yine kabartma bit- kisel zemin üzerinde çıtalarla oluşturul- muş. merkezi iki yana üçgen kesitli. iki ucu uzatılmış kapalı biçim geçmesinden oluşmuş geometrik süsleme bulunmakta- dır. Çivi kullanmadan. ayn parçalann ça- tılması \e çıtalarla tutturulmasını öngören "kündekâri" tekniğin sağladığı bu kolay- lıktan yararlanan hırsızlann. iki yanda bu- lunan ve abanoz ağacından yapılmış, altı adet sekizgenden (27 cm genişlik) sadece ikisini aldıkları saptandı. Söz konusu eser hakkında Vakıflar der- gisinde M. Zeki Oral da. "Anadolu'da sanat değeri olan ahşap minberler. kitabeleri ve tarihçeleri" başlığı ile yayımladığı makalesinde bu eserlerden övgüyle söz et- mekte ve yazılann içeriğini açıklamaktadır. Ödemiş-Birgi'deki minber kapısı ise 1995'te Londra'dan getirilerekyerine konul- muş, ancak hırsızlar aradan geçen beş yıla karşın yakalanamamışlardı. Çalınan sekizgen parçanın biri (ok işaretli). Şeffafdokunuşlar \akko. 1998 ilkbahar - yazında sade ve zarif kadınlar ile sıcak ve sevecen erkekler yaratıyor. Kadın modasında dize. hatta bileğe kadar inebilen etek boylan bile dişiliği gavet belirginleştiriyor. Renkler ışıkla değişiyor, gölgede gizleniyor. Kadın, seksiliğini şeffaf dokunuşlarla örtiivor. Geceler. danteller. tüller. boncuklar, çiçekler. kelebekler. taşlı ve bantlı avakkabılarla şıklaşıvor. Erkekler ise bu yaz gri, mavi ve bejin canİı tonlarını taşıyacak. Üç düğmeli ceketler, yumuşak yakalı gömlekler. kravatlar renk uyumunda gündiiz ve geceyle paralellik gösteriyor. SİT alanı kabul edilen koyda yıkımlara başlandı Gemile'nin gözü kumlda OZCA.N OZGUR ML'ĞLA - Fethiye'de çevrecile- rin mücadelesi sonunda Izmir Kül- tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu tarafından SİT alanı ilan edı- len Gemile Koyu'nda yapılann yı- kımlarına başlandı. Bu arada. Oz- yerler ailesinin turıstık tesisi yıkım dışında kaldı. Muğla Valisi Â. Ce- müSerhadh. Özyerler tesisinin ge- leceğinin SİT derecelendirılmesin- den ve mahkeme karanndan sonra belli olacağını söyledi. Serhadlı. "Firma idare mahkemesine başvıır- duğu ve SİT derecesi belli olmadığı için şimdilik bir şey vapamıyoruz" dedi. Fethiye Gemile Koyu'nda çevre- cilerin ve yöre halkının tepkilenne neden olan yapılaşmanın SİT kara- n ile durdurulmasının ardından mah- keme karan ıle yıkımlara başlandı. Kov da Turan Pirandelioğlu ve Le- vent Akat'a ait iki yazlık hafta so- • Muğla Valisi Serhadlı. Özyerler tesisinin geleceğinin SİT derecelendirilmesinden ve mahkeme karanndan sonra belli olacağmı söyledi. Serhadlı, "Firma idare mahkemesine baş\iırdugu için şimdilik bir şey yapamıyoruz" dedi. nunda yıkıldı. Daha önce Aydın tda- re Mahkemesi'ne yürütmenın dur- durulması için başvuran Özyerler ailesı yıkımdan kurtuldu. Muğla \alısi A. Cemil Serhadlı. StT karan öncesinde kendilennin idarı mahkemeye baş\ urduğunu anımsatarak mahkemenin SİT ila- nmdan önce yapılan iki binanın yı- kımına karar verdiğini \e bu kara- nn uygulamaya konulduğunu söy- ledi. Serhadlı, şöyle konuştu: "Gemile bölgesi Özyerler'in inşa- ah sürerken SİT ilan edildi. Bu ka- rann hemen ardından biz inşaatı mühürledik. Ancak Özverler, elinde bulunan inşaat ruhsatı ile mühürle- menin kaldırılması için idare mah- kemesine başvurdular. Anıtlar Ku- rulu SİT karan ahrken derecelendir- mev i sonrava bırakü. Oradaki tesis- lerin ne olup olamavacağını söyleye- bilmemiz için mahkemenin karar vermesi..\nrtlarKurulu'nundaSİT'i derecelendirnıesi gerekiyor." Gemile Koyu'nda yıkımın başla- masının sevindirici olduğunu vur- gulayan çe\reciler. umutla Anıtlar Kurulu karannı beklediklerini belir- terek "•Gemile Koyu ile 1. derecede doğal SİT olan Kelebek \ T adisi ara- sında çok fark yok. Zaten her iki yer de neredev se iç içe. Eğer Gemile Ko- y u 1. derece doğal SİT olmazsa. Ke- lebek Vadisi'nin koruma altına abn- mış olnıasının da bir anlamı kal- mayacak" diye konuştular. Türkiye'de bir kişi günde ortalama 1 kilogram çöp üretiyor 'KirlF ülke oldulANK.\R.^(.\.\)-Cevre Bakanlıgı. yaptıgı tespitlerle. Türkiye'nın kırlilik gerçegini gözler önüne serdi. Çevre Bakanlıgı'nm \enlehne gö- re, Türkiye'de bir kişı günde ortalama 0.7-1 kilogram çöp üretiyor. Toplam nüfus göz önüne alındıgında bu mik- tar günde ortalama 63 bin tona ulaşı- yor. Türkiye'nin ürettiği çöp miktan ise yılda ortalama 22 milyon 995 bin ton. Türkiye'de toplam 2 bin 878 yerle- ştm merkezinin çoğunda katı atıklar dü- zensiz depolanıyor. Katı atıklarınyak- laşık yüzde 20'sini oluşturan metal. cam. plastik. kâğıt ve karton olmak üzere 4 milyon ton çöp gen kazanıla- bilecek nitelikte. Gen kazanılabilen atıklann 1997 yılı fiyatlanyla ekono- mik değeri ise 11 trılyon lira. Yine çöplerinin ortalama yüzde 22'si organiknitelikteki atıklardan oluşuyor. Organik çöplerin düzensiz depolan- ması veyeteri kadar değerlendirilme- mesi sonucunda da yılda 57.5 trilyon liralık ekonomik kayıp meydana ge- liyor. Ankara'da günde ortalama 3 bin- 3 bin 500. Istanbul'da da 10-12 bin. Adana"da ise 800 ton çöp üretiliyor. Türkive'nin vıllık ortalama akarsu • 2900 yerleşim biriminden yalnızca 43'ünde antma tesisi bulunuyor. 9 bin 325 endüstriyel işletmeden yalnızca yüzde 9'unda ve 41 organize sanayii bölgesinden 6'sında antma tesisi var. potansiyeli 186milyarmetreküp. Mev- cut su potansiv elinin yüzde 12'sı ıçme \e kullanmada. yüzde 10'nu sanayi- de. yüzde 78'i ise tarımsal sulamada kullanılıyor. Türkiye'de bulunan 2 bin 878 yer- leşim yerinın yalnızca yüzde 1.5'inde (43 ünde) antma tesisi var. Diğer yer- leşim alanlannın yüzde 98.5'inde ise herhangı bir antma ışlemı yapılmıyor. Türkiye'de kirli atık sulann yüzde 45'i evsel nitelikli. Bunun yüzde 80'i ise arıtılmadan alıcı ortama bırakılıyor. lncelemesi yapılan 9 bin 325 endüst- n işletmesinin yalnızca yüzde 9'unda antma tesisi bulunuyor. DSİ'nin drenaj kanalları Tarımsal ilaçlamalarda kullanılan ve yılda 33 bin tona ulaşan pestisitler ve 4 milyon ton yapay gübrenin yan- hş kullanımı sonucunda toprak kirle- nirken DSİ'nin drenaj kanallan vası- tasnia akarsular. göller ve denizler kirleniyor. Manyas. Bafa. Eğirdir, Gala, Eber. Akşehır ve Beyşehir kirlenen göller ara- sında bulunurken. Tuz Gölü'ndeki in- cemelerde ortaya çıkan gerçek tüyler ürpertici. Kanalızasyon \e sanayi atık- lannm arıtılmadan DSl'nin drenaj ka- nallan ile Tuz Gölü'ne verilmesı so- nucunda gölde yılda 5 bin ton deter- jan. 350 ton yağ ve gres. 5 ton orga- nik madde. 92 ton nitrat. 60 ton sülfat ve 300 kilogram dacıvanın varlığıtes- pvt edildi. Marmara Denizi'ne 10 milyon nü- fuslu lstanbul'un atıksulan doğrudan \erilirken. Türkiye sanayiinin yüzde 50'sini bünyesinde banndıran Marma- ra havzasındaki ekonomik işletmele- rin yüzde 70'inde antma tesisi bulun- muyor. Son yıllarda yaşanan orman yan- gınlan, ormanlann amaç dışı kullanı- mı. erozyon gibi olumsuznedenler so- nucunda kirlenen topraklar. çok büyük bir tahribata uğradı. Türkiye'nin eki- lebilen ve kullanılabilen arazı mikta- n 28 milyon hektar. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Savunma Sanayii' Cumhuriyet 'aydını' kendini 'Batılı' bellemiştjr. dedik ya, 'sosyalist' bunun dışında kalmaz. 'Üçüncü Dünya'nın, ünlü Bandung Konferansı'nda, Ankara ağıriığını -inanılmazbirşekilde- Düvel-i Muazzama'dan yana koyar ('Sistem'den yana), sanınz kı Kore'de. döktüğümüz kan. NATO'da yerimizi pekıştırmıştır: za- manın liberalleri, Menderes ve Bayar, bu yüzden Ba- t'lı -haydi haydı 'Avrupa'lı- olduklarından emındır: ya sosyalistler? Onlar da! Oysa 50'li yıllann başında. Ouartier Latin'dekı öğ- renci kahvelennde, Asya'lı. Afrika'lı. Güney Amerika'lı genç 'aydınlaria'tartışırken. ben, gelışmış/gelişmemış çelişkisinin önemıni kavrıyorum; Arnavut 'mültecı' ko- münist dostum. SSCB aleyrıine öyle şeyler söylüyor ki. 2O'lı yıllarda Galiyef ya da Mustafa Kemal konuşuyor sanırsınız. 40 Karanlığı nda. Edebiyat Fakültesi Fındıklrday- dı, nhtımda Hasan'la (Tannkut) hem volta atar, hem Anadolu inkılabf nın neden yanm kaldığını' tartışırdık; 'Ulusal Demokratik Devrim'lerin olmazsa olmaz iki ba- şan koşulu: 'sanayiinkılabı've toprak reformuydu; biz- de ılkine teşebbüs edilmiş, 30 Buhranı, Dünya Sava- şıderken. yanda bırakılmıştı; ikincısıni gerçekleştırme- yi, acaba hıç ciddi olarak düşündük mü, sorulacak so- rudur. O zaman nasıl 'Ulusal Savunma Kavram/'ndan; bu- nun uygulanmasından söz edebilirsin? Cerçekçibir tesbit.. Şimdi önümde bir rapor. başlığı 'Türk Savunma Sa- nayiine BirBakış'; daha bısmillah demeden son de- rece gerçekçi bir 'tesbit', sonra ürkütücü bırtakım ra- kamlar. "...ülkenin kalkınması ve sanayileşmesi ve savun- ma ihtiyaçlannın karşılanmast arasında kurulma- sı gereken sıkı ilişki ve denge tam olarak gerçek- leştirilememiştir...1 ' "...Türk Stlahlı KuvvetJeri'nin ihtiyaçlan hâlen tüm ihtiyaçlar bazında yüzde 35, ana sistem bazında ise yüzde 79 gibi büyük oranlarda yurt dışmdan karşı- lanmaktadın Türkiye, dışardan en fazla savunma teçhizat alan NATO ülkesidir..." "...Türkiye'nin savunma bütçesi,yaklaşık4.5mil- yar dolardır; bu bütçenin, 1.5 milyar dolarlık kısmı ile; her yıl Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan aktanlan 1 milyar dolar, savunma teçhizatı alımı için harcanmakta ve toplam 2.5 milyar dolar tutarında- ki bu kaynağın, yüzde 80'ine yakını yurt dışına ak- tanlmaktadır..." Eskiler ne demiş: 'körkör, paımağım gözüne!' Ku- ruluşundan üç çeyrek yüzyıl sonra, Türkiye Cumhu- riyeti, Savunmasanayii düzeyinde. aynen 'casus' Law- rence zamanında olduğu gibi, 'ecnebi'ye bağımlıdır. Bu ne demek? Ecnebi istedi mi, isterse 'müttefik' ge- çınsin, Kıbns ambargosunda yaptıgt gibi, Türkiye'nin savunma gücünü 'kilitler'; elin hamur. karnın aç, orta- da kalırsın! Birçok ahvalde, Ankara'nın Türkiye'nin gücüne ve tarihine yakışmaz bazı 'uysallıklargöstermesinin' ge- risindeki çıplak gerçek budur 'kamu öncülüğündeki hız- lı sanayileşme'öen vazgeçınce, 'savunma sanayii'nn, başka bir durumda olması düşünülebilir mi? Bu 'yönetim karma$asr niye? Pekı. neden? Kurulduğundan buyana, bu cumhuri- yet, bütçesinin en yüklü odemesini 'savunmasma' yapmıyor mu? Bu ülkede, oldum bittim, 'Ordu' denil- di mi, akan sular durmaz mı? Öyledir de, işin içyüzü- ne bakınca, adamın kafası karışıyor: her alanda oldu- ğu gibi, savunma gibi 'hayati' bir alanda da 'uygula- mamız' savruk; hele yönetimimız. evlere şenlik!... Ba- na ınanmıyor musunuz, o halde buyurun okuyun! "...savunma sanayiinin yönetiminde ve uzun va- deli Silahlı Kuvvetler ihtiyaçlannın yurt içinden kar- şılanmasına yönelik çalışmalarda, yönetim karma- şası yaşanmaktadır; konuyla ilgili Sanayi ve Tica- ret Bakanlıgı ile Milli Savunma Bakanlıgı arasında, herhangi bir ortak çalışma olmadığı gibi; Milli Sa- vunma Bakanlıgı bünyesindeki, Savunma Sanayii Müsteşariığı ve Bakanlığın Tedârik Daireleri arasın- da yeterli koordinasyon sağlanamamaktadır..." "...aynca Maliye Bakanlıgı, Hazine Müsteşariığı, Dış Tiçaret Müsteşariığı, Devlet Planlama Teşkila- tı ve TÜBİTAK gibi devletin konuyla doğrudan ilgi- li makamları, sadece sorulduğunda cevap veren, işleri önemsiz kuruluşlar haline dönüştürülmüştür. Bütün bunların dışında, hükümetler ve TBMM, yıl- lık savunma bütçesi dışında, savunma ile ilgili ko- nulara uzak kalmış ve devlet adına tüm faaliyetin Genelkurmay Başkanlığı'na yüklenmesi gibi bir du- rum yaratılmıştır..." Bu 'tesbitlerin' her birisi için istenirse kim bilir ne cafcaflı'tete/p/er'yazılabilir,amayönetimlerinçeşitliana faaliyet sahalarındaki koordinasyon eksikliğinı. yetki ve sorumluluk düzeyindeki dağınıklığı ve kaygısızlığı bi- lenler, tekziplere degil. elbette duyar duymaz so/leni- lenlere inanacaklardır. Kendi kendine yeterlilik prensibi... Türk Savunma Sanayii, aşağı yukan, elli bin kışıyi is- tihdam eden, geniş ve kapsamlı bir 'sektor'; bu sektörde, kamuöncülüğündehızlıbirgelişmehayaii içın- deydik, öyle mi? Peki hangimiz şu anda sektörun 'ka- mu, özel, yabancı ortaklı özel ve yabancı' şırketle- re dağılmış olduğunu biliyor? Dikkat isterim, 'yabancı' şirketlerden söz ediliyor. Halbuki daha 1976'da Türkiye Cumhuriyeti'nin 39. hükümeti döneminde çıkanlan 'Savunma Sanayii Stratejisi' kararnamesi, 'kendi kendine yeterli bir sa- vunma sanayiinin gerekliliğinden' söz etmiyor muy- du? 1976 nere, 1998 nere? O günden bugünebunu sağlayabıldik mi? Sağlayamadıksa neden sağlayama- dık? Neden hâlâ ağır bir 'dısa bağımlılık' ve 'yoıetim karmaşası' içindeyiz? Türk kamuoyu, medyamızn cid- diyetten uzaktutumu sayesınde, neden Silahlı Kuvvet- lerimizi, ancak 'darbe' söylentileri olursa, ilgilenrneye layık görüyor? OECD bünyesinde oluşturulan 'Çokyönlü Yatınm- lar Anlaşması' yürürlüğe girerse. -savunma da^ I- bü- tün stratejik sektörlerin, ecnebiye açılacağı bel' oldu- ğuna göre. acaba devlet ve hükümet olarak ne goi zo- runlu tedbirler alacağız? Binsi açıklasa da ferahlasak!... http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://wvww.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle