Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Gencl Vavın Yönetmem Orhan Erinç
# Genel Ya\ın Koordınatorü HikmetÇe-
tinka>a • Yazıı^en Nludüni: İbrahim
Yıldı/ • Sorumlu Müdur. Fikret İlkiz
# Haber Merkezt Muduru Hakan Kara
# Görsel Yönetmen. Fikrel Eser
Ya>ımla>an ve Basan: Yenı Gun Habcr Aıansı. Basm \e Yavmcthk A 3
TurkocaŞıCad 39 41 Cağaloğlu 34334 Isl PK 246 Istanbul fel (0 212)512
Dıs Haberler Şinasi Danışoğlu • istıhharat Cengiz
Yıldırım 9 Ekonomı Mehmet Saraç A Kultiır
Handaa Şenköken • Spoı \bdülkadir Yücelman
9 Nlakalelcr. Sanü Karaören • Duzeltmc Abdullah
Yaacı#Fotofiaf Erdoğan köseoglu • Bılgı-Bdge
Edibe Buğra • 'ı urt Haberlen Mehmet Faraç
Ya> ın Kurulu llhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç. Oktaj
Kurlbokc Hikmet Çetinkaya.
Şiikran Soııtr. Ergun Bakı,
İbrahinı \ ıldız. Orhan Bursalı.
Muslafa Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcısı. .Mustafa Balba> AtaturkBuUanNo.
i:5.Kat-4.Bakanhklar-AnkaraTe\ 4145020t"hat). Faky
41^5027 • Izınır Temsılcısı Serdar kı/ık. H Zıya
Bh. 1352S.2 3Tel 4411220, Faks: 4419117« Adana
Temsılcısi: Çrtin Yiğenoğlu. tnönü Cd. 119 S No-1 Kaf 1.
Tel. 363 12U.Fakb 363 12 15
Muessese Mudunı İ stün Akmen 9
Koordmator \hmet Korulsan 9
Mıtlttvtv Bûlent^ener^Idan; Hüst\in
Gürer • Uletnıc Önder Çelik • Bıigı-
tîkrn Nail tnal • Bılgısa\ar Sıstem
MürÜNH Çiler#Satiî Fazilet Kuza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Ba,kanı - Genel Mudur Gfllbin
Erduran # Roordınator Reha
Işıtman • (renel Mudıır Yardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5130580-5138460-61.Faks 5138463
0S05ı2Ohal) Faks IO 212> 513 85 95
23MART1998 İmsak: 4.29 Güneş: 5.57 Öğle: 12.18 İkindi: 15.42 Akşam: 18.25 Yatsi: 19.47
Hıfzı Topuz
İLAD Başkanı
• Haber Merkezi -
Üetişim Araştırmalan
Derneği (İLAD)
Başkanhğı'na iletişim
uzmanı, yazar Hıfzı Topuz
seçildi. lkinci başkanlığa
Prof. Mesut Önen, genel
sekreterliğe de gazeteci-
yazar Füsun Özbilgen
getirildi. İLAD Genel
Kurulu'nda globalleşen
dünyada iletişimin rolü
tartışıldı. Yeni iletişim
araçları ve teknolojik
gelişmeler sonucu, iletişim
dünyasında basının rolünün
gerilemekte olduğuna
dikkat çekildi. tLAD
bünyesinde. tntemet
iletişimi ıle ilgili
araştırmalar yapmak üzere
bir komisyon oluşturuldu.
Özal'ın
anıtmezapı
• İstanbul Haber Servisi -
8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın \apımı süren
anıtmezar inşaatının. ölüm
yıldönümü olan 17 Nisan'a
kadar bitirileceği belirtildi.
Turgut Özal'ın inşaat
halindeki anıtmezanna dün
Tanm ve Köyişleri Bakanı
Mustafa Taşar. Özal'ın eşi
Semra Özal ile oğullan
Ahmet \e Efe Özal gıderek
incelemelerde bulundu.
Anıtmezann 126milyar
liraya mal olması
bekleniyor.
Âşık atışmalan
kitap oldu
• A N K A R A ( A N K A ) -
Anadolu kültürünün
önemli bir parçasını
oluşturan âşık atışmalan,
ilk kez bir kitap balinde
yayımlandı. Talim ve
Terbıye Kurulu Başkanlığı
üyesı Nazım İrfan
Tanrıkulu. âşıklık geleneği
ve 80 âşığın irticalen
yaptıkları atışmalan,
"Aşıklar Divanı-Günümüz
Âşıklan" adl\ kitapta
topladı.Jannkulu'nun. 9
yıllık araştırması sonucu
hazırladığı kitap, 660
sayfadan oluşuyor. Kitabın
ilk bölümünde. âşıklık
geleneği hakkında bilim
adamlan ile âşıklann
göriişleri yeraldı.
Vrtamînlerin
yararları
• CHICAGO(AA)-
ABD'de yapılan
\itaminlerle ilgili bir
araştırmada, A.B.C.D.E
vitaminleri ile folik asitin
yararlan bir kez daha
keşfedildi. Amerikan
Sağlık Birliği adlı kuruluş
tarafından yayımlanan
rapora göre. A vitamini
gözlerin iyi görmesinde. B
vitamini ise sağlıklı
büyümeye yardımci
olmanın yanı sıra sağlıklı
bir sinir sisteminin
oluşmasında etken. C
vitamini kemiklerin ve
dokulann sağlığını
düzenlerken. D vitamini
kalsiyum sağlayarak kemik
\e dişleri sağlamlaştınyor.
E vitamini ise saglıkh
adaleler \e kan dolaşımının
düzeni açısından gerekli
görülüvor.
Göktaşının
fotogralları
• CHICAGO (AA) - 2028
yılında Dünya'nın
yakınından gececeği
bildirilen göktaşı ile ilgili
tartışmalar sürerken,
Hubble Teleskopu ile
şimdiye kadar çekilmiş
olan 28 bin fotograf
üzerinde uzayda başıboş
dolaşan göktaşlan
saptandı. 100 küçük
göktaşının tespit edildiği
fotograflan inceleyen bilim
adamlan, göktaşlan ile
ilgili çalışmalannı
derinleştirdiler. Bilim
adamlan. 65 milyon yıl
önce Yucatan bölgesine
düşerek dinozorlann yok
olmasına neden olan
göktaşının. 18 kilometre
çapında olduğunu ileri
sürüyorlar.
1O.KalpHattası
• tstanbul Haber Servisi -
Türk Kalp Vakfı tarafından
10. Kalp Haftası nedeniyle
düzenlenen toplantıda,
Türkiye'de yapılan ilk kalp
ameliyatına katılan ekibin
asistanlan Op. Yalçın
Göran. Op. Mansur Şaban.
Op. Ahmet Eralp. Kemal
Beyazıt. Aydın Aytaç ve
Prof. Dr. Ümit Aker'e
teşekkür plaketi verildi.
Aksaray'daki kapı, Selçuklu ahşap tekniğinin en yüksek değerdeki örneklerinden kabul ediliyor
Ulu CamFııin minber kapısmı çalcblar
ÖZGENACAR
AiNKARA- Selçuklu ahşap tekniğinin en
yüksek örnegi olan Aksaray Ulu Cami' nin
minber kapısı ile yan alınlıklardan sekiz-
gen iki parça, bilinmeyen kişilerce çalın-
dı.
Aksaray Emniyet Müdürlüğü yetkılile-
rinden aldıgımız bilgiye göre. \ arsayıma da-
yalı çalınma olayının senaryosu şöyle:
"Hırsızlar 22 Şubat gecesi yatsıdan şon-
ra canıinin içinde kalarak saklandılar. Ilgi-
liler cami kapısını kilitie\ip av nldıktan son-
ra soyguncu ya da so> guncular kapıyi ve iki
alınlığın sekizgen parçalanndan ikisini alıp
sabaha karşı dışan çıktüar. tmam \e mü-
ezzin hasta olduklan, caminin bekçisi de
emekliye aynldığı %e kadro yokluğu nede-
niyle Diyanet İşieri Başkanlığı da yeni bek-
çi ata\amadığı için o gece camide herhan-
gi bir göre1
» li bulunmuyordu. Kapı>a da her-
hangi bir giri^ yeri zorlannıanııştı ve her-
hangi bir parmak izi b\rakılmamışn."
Anımsanacağı üzere. Ödemiş Bırgi Ulu
Cami minberinin ahşap kapısı da bilinme-
yen kişilerce ve aynı yönternle Mayıs 1993 'te
çalınmış. kapı daha sonra İngiliz polisince
Londra'da bir antikacıda bulunmuş v e uzun
görüşmelerden sonra Türkiye'ye gen ge-
tirilmişti.
Her iki eserin önemi haklanda Dr. Sel-
çuk Mülayim. •Anadolu Türk Mimarisin-
de Geometrik Süslemeler" adlı kitabında
a\Tien şöyle yazıyor:
"Aksarav Llu Cami(1431) minberiikiyiiz-
yılhk bir geBşmev le kundekâri tekniğin ulaş-
tiğı en yüksek örnektir. Zemin bölmeleri
hatiara göre daha kabank levhalar halin-
de eserin plastik değerini arttırmaktadır.
Ara bölmelerin hatiara göre daha kabank
biraküdığı bu tekniğin Birgi Llu Cami min-
berinde (1320) bir kademe daha zenginle-
şerek yanm küre şeklinde ajurtu kabara-
larla bezenmiştir."
Her ikisi de 'Ulu Cami' adını taşıyan iki
Selçuklu yapısından v e ahşap tekniğinin en
üst örnekleri olan bu eserlerin, aynı yön-
temle ve amacını iyi bilen usta hırsızlarca
çalınmış olması dikkati çekiyor.
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce.
uluslararası polis örgütü Interpol'e ve Tür-
kiye'deki özel koleksiyoncu ve müzelere ge-
rekli uyarılar için bazı önlemlere başvurul-
duğu bildiriliyor.
Aksaray'dan çalınan abanozdan yapıl-
mış minber kapısı (163-167 cm yükseİdik
ve 122 cm en) iki kanatlı olup sivri kemer-
li bir çerçeve içindedir. Kanatlar. ince çı-
talarla sınırlandınlmış, sağda üç, solda iki
düşey süsleme şeridine sahiptir.
Sağ kanadm dıştan iki. sol kanadın dış-
tan iki şeridinde kıvnk dal ve yapraklardan
oluşmuş. kabartma bitkisel zemin üzerine,
sülüs hatla Arap harfleri ile Fatiha, îhlas,
Fetih sureleri ile Bakara suresinin 255 ve
256. ayetleri yer almaktadır.
tçteki şeritlerinde ise. yine kabartma bit-
kisel zemin üzerinde çıtalarla oluşturul-
muş. merkezi iki yana üçgen kesitli. iki
ucu uzatılmış kapalı biçim geçmesinden
oluşmuş geometrik süsleme bulunmakta-
dır. Çivi kullanmadan. ayn parçalann ça-
tılması \e çıtalarla tutturulmasını öngören
"kündekâri" tekniğin sağladığı bu kolay-
lıktan yararlanan hırsızlann. iki yanda bu-
lunan ve abanoz ağacından yapılmış, altı
adet sekizgenden (27 cm genişlik) sadece
ikisini aldıkları saptandı.
Söz konusu eser hakkında Vakıflar der-
gisinde M. Zeki Oral da. "Anadolu'da sanat
değeri olan ahşap minberler. kitabeleri ve
tarihçeleri" başlığı ile yayımladığı
makalesinde bu eserlerden övgüyle söz et-
mekte ve yazılann içeriğini açıklamaktadır.
Ödemiş-Birgi'deki minber kapısı ise
1995'te Londra'dan getirilerekyerine konul-
muş, ancak hırsızlar aradan geçen beş yıla
karşın yakalanamamışlardı. Çalınan sekizgen parçanın biri (ok işaretli).
Şeffafdokunuşlar
\akko. 1998 ilkbahar - yazında sade ve zarif
kadınlar ile sıcak ve sevecen erkekler yaratıyor.
Kadın modasında dize. hatta bileğe kadar
inebilen etek boylan bile dişiliği gavet
belirginleştiriyor. Renkler ışıkla değişiyor,
gölgede gizleniyor. Kadın, seksiliğini şeffaf
dokunuşlarla örtiivor. Geceler. danteller. tüller.
boncuklar, çiçekler. kelebekler. taşlı ve bantlı
avakkabılarla şıklaşıvor. Erkekler ise bu yaz gri,
mavi ve bejin canİı tonlarını taşıyacak. Üç
düğmeli ceketler, yumuşak yakalı gömlekler.
kravatlar renk uyumunda gündiiz ve geceyle
paralellik gösteriyor.
SİT alanı kabul edilen koyda yıkımlara başlandı
Gemile'nin gözü kumlda
OZCA.N OZGUR
ML'ĞLA - Fethiye'de çevrecile-
rin mücadelesi sonunda Izmir Kül-
tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu tarafından SİT alanı ilan edı-
len Gemile Koyu'nda yapılann yı-
kımlarına başlandı. Bu arada. Oz-
yerler ailesinin turıstık tesisi yıkım
dışında kaldı. Muğla Valisi Â. Ce-
müSerhadh. Özyerler tesisinin ge-
leceğinin SİT derecelendirılmesin-
den ve mahkeme karanndan sonra
belli olacağını söyledi. Serhadlı.
"Firma idare mahkemesine başvıır-
duğu ve SİT derecesi belli olmadığı
için şimdilik bir şey vapamıyoruz"
dedi.
Fethiye Gemile Koyu'nda çevre-
cilerin ve yöre halkının tepkilenne
neden olan yapılaşmanın SİT kara-
n ile durdurulmasının ardından mah-
keme karan ıle yıkımlara başlandı.
Kov da Turan Pirandelioğlu ve Le-
vent Akat'a ait iki yazlık hafta so-
• Muğla Valisi Serhadlı.
Özyerler tesisinin geleceğinin
SİT derecelendirilmesinden
ve mahkeme karanndan sonra
belli olacağmı söyledi.
Serhadlı, "Firma idare
mahkemesine baş\iırdugu
için şimdilik bir şey
yapamıyoruz" dedi.
nunda yıkıldı. Daha önce Aydın tda-
re Mahkemesi'ne yürütmenın dur-
durulması için başvuran Özyerler
ailesı yıkımdan kurtuldu.
Muğla \alısi A. Cemil Serhadlı.
StT karan öncesinde kendilennin
idarı mahkemeye baş\ urduğunu
anımsatarak mahkemenin SİT ila-
nmdan önce yapılan iki binanın yı-
kımına karar verdiğini \e bu kara-
nn uygulamaya konulduğunu söy-
ledi. Serhadlı, şöyle konuştu:
"Gemile bölgesi Özyerler'in inşa-
ah sürerken SİT ilan edildi. Bu ka-
rann hemen ardından biz inşaatı
mühürledik. Ancak Özverler, elinde
bulunan inşaat ruhsatı ile mühürle-
menin kaldırılması için idare mah-
kemesine başvurdular. Anıtlar Ku-
rulu SİT karan ahrken derecelendir-
mev i sonrava bırakü. Oradaki tesis-
lerin ne olup olamavacağını söyleye-
bilmemiz için mahkemenin karar
vermesi..\nrtlarKurulu'nundaSİT'i
derecelendirnıesi gerekiyor."
Gemile Koyu'nda yıkımın başla-
masının sevindirici olduğunu vur-
gulayan çe\reciler. umutla Anıtlar
Kurulu karannı beklediklerini belir-
terek "•Gemile Koyu ile 1. derecede
doğal SİT olan Kelebek \
T
adisi ara-
sında çok fark yok. Zaten her iki yer
de neredev se iç içe. Eğer Gemile Ko-
y u 1. derece doğal SİT olmazsa. Ke-
lebek Vadisi'nin koruma altına abn-
mış olnıasının da bir anlamı kal-
mayacak" diye konuştular.
Türkiye'de bir kişi günde ortalama 1 kilogram çöp üretiyor
'KirlF ülke oldulANK.\R.^(.\.\)-Cevre Bakanlıgı.
yaptıgı tespitlerle. Türkiye'nın kırlilik
gerçegini gözler önüne serdi.
Çevre Bakanlıgı'nm \enlehne gö-
re, Türkiye'de bir kişı günde ortalama
0.7-1 kilogram çöp üretiyor. Toplam
nüfus göz önüne alındıgında bu mik-
tar günde ortalama 63 bin tona ulaşı-
yor. Türkiye'nin ürettiği çöp miktan
ise yılda ortalama 22 milyon 995 bin
ton.
Türkiye'de toplam 2 bin 878 yerle-
ştm merkezinin çoğunda katı atıklar dü-
zensiz depolanıyor. Katı atıklarınyak-
laşık yüzde 20'sini oluşturan metal.
cam. plastik. kâğıt ve karton olmak
üzere 4 milyon ton çöp gen kazanıla-
bilecek nitelikte. Gen kazanılabilen
atıklann 1997 yılı fiyatlanyla ekono-
mik değeri ise 11 trılyon lira.
Yine çöplerinin ortalama yüzde 22'si
organiknitelikteki atıklardan oluşuyor.
Organik çöplerin düzensiz depolan-
ması veyeteri kadar değerlendirilme-
mesi sonucunda da yılda 57.5 trilyon
liralık ekonomik kayıp meydana ge-
liyor. Ankara'da günde ortalama 3 bin-
3 bin 500. Istanbul'da da 10-12 bin.
Adana"da ise 800 ton çöp üretiliyor.
Türkive'nin vıllık ortalama akarsu
• 2900 yerleşim biriminden
yalnızca 43'ünde antma tesisi
bulunuyor. 9 bin 325
endüstriyel işletmeden
yalnızca yüzde 9'unda ve 41
organize sanayii bölgesinden
6'sında antma tesisi var.
potansiyeli 186milyarmetreküp. Mev-
cut su potansiv elinin yüzde 12'sı ıçme
\e kullanmada. yüzde 10'nu sanayi-
de. yüzde 78'i ise tarımsal sulamada
kullanılıyor.
Türkiye'de bulunan 2 bin 878 yer-
leşim yerinın yalnızca yüzde 1.5'inde
(43 ünde) antma tesisi var. Diğer yer-
leşim alanlannın yüzde 98.5'inde ise
herhangı bir antma ışlemı yapılmıyor.
Türkiye'de kirli atık sulann yüzde 45'i
evsel nitelikli. Bunun yüzde 80'i ise
arıtılmadan alıcı ortama bırakılıyor.
lncelemesi yapılan 9 bin 325 endüst-
n işletmesinin yalnızca yüzde 9'unda
antma tesisi bulunuyor.
DSİ'nin drenaj kanalları
Tarımsal ilaçlamalarda kullanılan
ve yılda 33 bin tona ulaşan pestisitler
ve 4 milyon ton yapay gübrenin yan-
hş kullanımı sonucunda toprak kirle-
nirken DSİ'nin drenaj kanallan vası-
tasnia akarsular. göller ve denizler
kirleniyor.
Manyas. Bafa. Eğirdir, Gala, Eber.
Akşehır ve Beyşehir kirlenen göller ara-
sında bulunurken. Tuz Gölü'ndeki in-
cemelerde ortaya çıkan gerçek tüyler
ürpertici. Kanalızasyon \e sanayi atık-
lannm arıtılmadan DSl'nin drenaj ka-
nallan ile Tuz Gölü'ne verilmesı so-
nucunda gölde yılda 5 bin ton deter-
jan. 350 ton yağ ve gres. 5 ton orga-
nik madde. 92 ton nitrat. 60 ton sülfat
ve 300 kilogram dacıvanın varlığıtes-
pvt edildi.
Marmara Denizi'ne 10 milyon nü-
fuslu lstanbul'un atıksulan doğrudan
\erilirken. Türkiye sanayiinin yüzde
50'sini bünyesinde banndıran Marma-
ra havzasındaki ekonomik işletmele-
rin yüzde 70'inde antma tesisi bulun-
muyor.
Son yıllarda yaşanan orman yan-
gınlan, ormanlann amaç dışı kullanı-
mı. erozyon gibi olumsuznedenler so-
nucunda kirlenen topraklar. çok büyük
bir tahribata uğradı. Türkiye'nin eki-
lebilen ve kullanılabilen arazı mikta-
n 28 milyon hektar.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Savunma Sanayii'
Cumhuriyet 'aydını' kendini 'Batılı' bellemiştjr. dedik
ya, 'sosyalist' bunun dışında kalmaz. 'Üçüncü
Dünya'nın, ünlü Bandung Konferansı'nda, Ankara
ağıriığını -inanılmazbirşekilde- Düvel-i Muazzama'dan
yana koyar ('Sistem'den yana), sanınz kı Kore'de.
döktüğümüz kan. NATO'da yerimizi pekıştırmıştır: za-
manın liberalleri, Menderes ve Bayar, bu yüzden Ba-
t'lı -haydi haydı 'Avrupa'lı- olduklarından emındır: ya
sosyalistler? Onlar da!
Oysa 50'li yıllann başında. Ouartier Latin'dekı öğ-
renci kahvelennde, Asya'lı. Afrika'lı. Güney Amerika'lı
genç 'aydınlaria'tartışırken. ben, gelışmış/gelişmemış
çelişkisinin önemıni kavrıyorum; Arnavut 'mültecı' ko-
münist dostum. SSCB aleyrıine öyle şeyler söylüyor ki.
2O'lı yıllarda Galiyef ya da Mustafa Kemal konuşuyor
sanırsınız.
40 Karanlığı nda. Edebiyat Fakültesi Fındıklrday-
dı, nhtımda Hasan'la (Tannkut) hem volta atar, hem
Anadolu inkılabf nın neden yanm kaldığını' tartışırdık;
'Ulusal Demokratik Devrim'lerin olmazsa olmaz iki ba-
şan koşulu: 'sanayiinkılabı've toprak reformuydu; biz-
de ılkine teşebbüs edilmiş, 30 Buhranı, Dünya Sava-
şıderken. yanda bırakılmıştı; ikincısıni gerçekleştırme-
yi, acaba hıç ciddi olarak düşündük mü, sorulacak so-
rudur.
O zaman nasıl 'Ulusal Savunma Kavram/'ndan; bu-
nun uygulanmasından söz edebilirsin?
Cerçekçibir tesbit..
Şimdi önümde bir rapor. başlığı 'Türk Savunma Sa-
nayiine BirBakış'; daha bısmillah demeden son de-
rece gerçekçi bir 'tesbit', sonra ürkütücü bırtakım ra-
kamlar.
"...ülkenin kalkınması ve sanayileşmesi ve savun-
ma ihtiyaçlannın karşılanmast arasında kurulma-
sı gereken sıkı ilişki ve denge tam olarak gerçek-
leştirilememiştir...1
'
"...Türk Stlahlı KuvvetJeri'nin ihtiyaçlan hâlen tüm
ihtiyaçlar bazında yüzde 35, ana sistem bazında ise
yüzde 79 gibi büyük oranlarda yurt dışmdan karşı-
lanmaktadın Türkiye, dışardan en fazla savunma
teçhizat alan NATO ülkesidir..."
"...Türkiye'nin savunma bütçesi,yaklaşık4.5mil-
yar dolardır; bu bütçenin, 1.5 milyar dolarlık kısmı
ile; her yıl Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan
aktanlan 1 milyar dolar, savunma teçhizatı alımı için
harcanmakta ve toplam 2.5 milyar dolar tutarında-
ki bu kaynağın, yüzde 80'ine yakını yurt dışına ak-
tanlmaktadır..."
Eskiler ne demiş: 'körkör, paımağım gözüne!' Ku-
ruluşundan üç çeyrek yüzyıl sonra, Türkiye Cumhu-
riyeti, Savunmasanayii düzeyinde. aynen 'casus' Law-
rence zamanında olduğu gibi, 'ecnebi'ye bağımlıdır.
Bu ne demek? Ecnebi istedi mi, isterse 'müttefik' ge-
çınsin, Kıbns ambargosunda yaptıgt gibi, Türkiye'nin
savunma gücünü 'kilitler'; elin hamur. karnın aç, orta-
da kalırsın!
Birçok ahvalde, Ankara'nın Türkiye'nin gücüne ve
tarihine yakışmaz bazı 'uysallıklargöstermesinin' ge-
risindeki çıplak gerçek budur 'kamu öncülüğündeki hız-
lı sanayileşme'öen vazgeçınce, 'savunma sanayii'nn,
başka bir durumda olması düşünülebilir mi?
Bu 'yönetim karma$asr niye?
Pekı. neden? Kurulduğundan buyana, bu cumhuri-
yet, bütçesinin en yüklü odemesini 'savunmasma'
yapmıyor mu? Bu ülkede, oldum bittim, 'Ordu' denil-
di mi, akan sular durmaz mı? Öyledir de, işin içyüzü-
ne bakınca, adamın kafası karışıyor: her alanda oldu-
ğu gibi, savunma gibi 'hayati' bir alanda da 'uygula-
mamız' savruk; hele yönetimimız. evlere şenlik!... Ba-
na ınanmıyor musunuz, o halde buyurun okuyun!
"...savunma sanayiinin yönetiminde ve uzun va-
deli Silahlı Kuvvetler ihtiyaçlannın yurt içinden kar-
şılanmasına yönelik çalışmalarda, yönetim karma-
şası yaşanmaktadır; konuyla ilgili Sanayi ve Tica-
ret Bakanlıgı ile Milli Savunma Bakanlıgı arasında,
herhangi bir ortak çalışma olmadığı gibi; Milli Sa-
vunma Bakanlıgı bünyesindeki, Savunma Sanayii
Müsteşariığı ve Bakanlığın Tedârik Daireleri arasın-
da yeterli koordinasyon sağlanamamaktadır..."
"...aynca Maliye Bakanlıgı, Hazine Müsteşariığı,
Dış Tiçaret Müsteşariığı, Devlet Planlama Teşkila-
tı ve TÜBİTAK gibi devletin konuyla doğrudan ilgi-
li makamları, sadece sorulduğunda cevap veren,
işleri önemsiz kuruluşlar haline dönüştürülmüştür.
Bütün bunların dışında, hükümetler ve TBMM, yıl-
lık savunma bütçesi dışında, savunma ile ilgili ko-
nulara uzak kalmış ve devlet adına tüm faaliyetin
Genelkurmay Başkanlığı'na yüklenmesi gibi bir du-
rum yaratılmıştır..."
Bu 'tesbitlerin' her birisi için istenirse kim bilir ne
cafcaflı'tete/p/er'yazılabilir,amayönetimlerinçeşitliana
faaliyet sahalarındaki koordinasyon eksikliğinı. yetki
ve sorumluluk düzeyindeki dağınıklığı ve kaygısızlığı bi-
lenler, tekziplere degil. elbette duyar duymaz so/leni-
lenlere inanacaklardır.
Kendi kendine yeterlilik prensibi...
Türk Savunma Sanayii, aşağı yukan, elli bin kışıyi is-
tihdam eden, geniş ve kapsamlı bir 'sektor'; bu
sektörde, kamuöncülüğündehızlıbirgelişmehayaii içın-
deydik, öyle mi? Peki hangimiz şu anda sektörun 'ka-
mu, özel, yabancı ortaklı özel ve yabancı' şırketle-
re dağılmış olduğunu biliyor? Dikkat isterim, 'yabancı'
şirketlerden söz ediliyor.
Halbuki daha 1976'da Türkiye Cumhuriyeti'nin
39. hükümeti döneminde çıkanlan 'Savunma Sanayii
Stratejisi' kararnamesi, 'kendi kendine yeterli bir sa-
vunma sanayiinin gerekliliğinden' söz etmiyor muy-
du? 1976 nere, 1998 nere? O günden bugünebunu
sağlayabıldik mi? Sağlayamadıksa neden sağlayama-
dık? Neden hâlâ ağır bir 'dısa bağımlılık' ve 'yoıetim
karmaşası' içindeyiz? Türk kamuoyu, medyamızn cid-
diyetten uzaktutumu sayesınde, neden Silahlı Kuvvet-
lerimizi, ancak 'darbe' söylentileri olursa, ilgilenrneye
layık görüyor?
OECD bünyesinde oluşturulan 'Çokyönlü Yatınm-
lar Anlaşması' yürürlüğe girerse. -savunma da^ I- bü-
tün stratejik sektörlerin, ecnebiye açılacağı bel' oldu-
ğuna göre. acaba devlet ve hükümet olarak ne goi zo-
runlu tedbirler alacağız?
Binsi açıklasa da ferahlasak!...
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://wvww.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm