Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 1998 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
HADEP'e
kapatma davası
yolda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara DGM
Başsavcılığı'nın.
HADEP'in kapatılması
için Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulunmaya
hazırlandığı öğrenildi.
Alınan bilgiye göre DGM
başsavcvhğı. HADEP'le
ilgili Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'ndeki "bayrak
indirme davası" ile ilgili
26 Mart günü yapılacak
temyiz incelemesinin
sonucunu bekliyor.
Başsavcılık. HADEP'li
yöneticilere \erilen
mahkûmi\etlerin
onanması durumunda
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulunacak.
Provokasyon
iddiaları
• Yurt Haberleri Servisi -
PKK'nın özellikle bü>ük
yerleşim yerlerinde. 21
Mart Nevruz kutlamalannı
provoke ederek.
propagandaya yönelik
hareketlere dönüştürme
hazırlığında olduğu.
Tâksim'deki olaylann da
blınun pro\ası nheliğini
tâşıdığı belirtıldi. Bu arada
güvenlik güçlennce
Bingöl'ün Yedisu ilçesinde
gerçekleştirilen
Operasyonda 32 PKK'li
öidürüldü. Çatışmalarda
iki güvenlik görevlisi ise
yaşamını yitirdi.
Polislepin
askerlikleri
• ANKARA (AA)-
ANAP TBMM Grup
başkanvekilleri. polislenn,
askerlik hizmetlerini
uzman jandarma çavuş
olarak \apmalannı
öngören yasa teklifini
TBMM Başkanlığı'na
sundular Yasa teklifinde.
askerliğini yapmamış
polislenn. polis eğitim ve
öğretim kurumlarında
geçen sürelerinin temel
askerlik eğitimi veya
uzman jandarma okulunda
geçmiş sayılması
öngöriilüyor. Teklife göre.
askerliğini yapmamış polis
memurlannın. atamaları
doğrudan uzman jandarma
çavuş olarak) apılacak.
askerlik hizmetleri
süresinde Jandarma Genel
Komutanlığı'nca
belirlenen yerlerde fiilen
çalışârak yükümlülüklerini
\erine getirecekler. Bu
süre sonunda da terhisleri
ilgili askerlik şubelerince
yapılacak.
Tanbaş
gözaltında
• İstanbul Haber Sen isi -
Istanbul Lni\ersitesi
Öğrenci Derneöi (İÜDER)
saymanı L'fuk Tanbaş
«nceki gece saat 02.00
sulannda e\ inden. terörle
mücadele ekipleri
tarafından gözaltına alındı.
Tanbaşın a\ukatı Figen
Erberk. gözaltı olayının
emniyet tarafından kabul
edilmediğini bildirdi.
Sürücüler
dikkat
• AN KARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM İçışlen
K.omisyonu'nun dünkü
toplantısında. FP tzmir
Milletvekili İsmail
Yılmaz'ın yasa önerisi.
önergelerle değıştırilerek
kabul edildı. Buna göre üç
yıllık ağır \asıta sürücü
belgesi olmayanlar: yükiü
ağırlığı 16 tondan yukarı
olan kamyonlar ıle 35
kişiden fazla \olcu
kapasiteli otobüsleri
kullanamayacaklar.
Alkollü araç kullananlar.
hız sınınnı bir yıl
içerisinde beş kez ihlal
edenler ve 100 ceza
puanını dolduranların
sürücü belgelerine trafik
polisinin yanı sıra
jandarma da el
koyabilecek.
Otobüslere
emniyet kemeri
• ANKARA (AA)-
Otomobilden sonra
şehırlerarası otobüs ve
minibüslere de emniyet
kemeri bulundurma
zorunluluğu getirildi.
Sanayi ve Ticaret
Bakanhğı'nın konuyla
ilgili yönetmeliği Resmi
Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
6 kişiye asılsız rapor verdiği gerekçesiyle yargılanan Dr. Eda Güven aklandı
Işkenceyibelgeleyen
doktoraberaatNECATİ AYGIN
Doktor Eda Güven ilk celsede aklandı.
AYDES - işkenceyi belgeleyen rapor ver-
diği için hakkında "görevi kötüye kuUan-
mak suçundan" dava açılan Doktor Eda
Güvm ilk oturumda aklandı.
Aydın lncirlıova Sağhk Merkezi doktor-
\anndan Eda Güven. jandarma tarafından
gözaltına alınan 6 kişiye "işkence gönnüş-
tür" raporu verdiği için hakkında lncirlı-
ova Jandarma Karakol Komutant Astsu-
bay Zekeriye Mirikile Jandarma Astsubay
Suat Özlük tarafından suç duyurusunda
bulunulmuştu.
tncirliova Asliye Ceza Mahkemesi'nde
sıkı güvenlik önlemler altındabaşlayan du-
ruşmada savcı Eyüp BaysaL Eda Güven'in
muayeneye başlamadan sanıklara "Jan-
darma sizi dövdü mü" diye sorduğunu
"Ben buraya ne var ne yoksa hepsini yazı-
yorum. Dışarı çıkınca avukat rutun. jan-
darmayı mahkemeye >erip bunlann başını
belayasokalım" şekhnde uyanda bulundu-
ğunu öne sürerek görev ini kötüye kullan-
dığını belirtti. Sa\cı Baysal. Eda Güven"e
TCK'nin 240. maddesıne göre üç yıla ka-
darhapis cezası \erilmesını istedi.
Eda Gü\en. sorgusunda Sa\ cı Baysal 'ın
iddianamesini reddetti. Güven, savunma-
sında şunlan söyledi:
"Sanıklarajandarma hakkındaki sözle-
ri söylemedim. İlk başta jandarmayı dışa-
nya çıkardım. Jandarmanın yanında içeri-
yegiren iki sanığa şikâyetlerininolupolma-
dığını sordum. Bana 'yok' dediler. Onlan
dışanya çıkardım. Diğer iki sanığı içeri al-
dım. Jandarma hâlâ yanımdaydı. Sanığa
"şikâyetin var mı' diye sordum. Yüzünde
bir darp izi vardı. Sariıksorduğumdayanıt
veremedi.Jandarmayı yinedışançıkardım.
Tekrar sordum. Sanık korkuyordu. 'Bizi
döverler; şıkâyettebulunursak yenıden dö-
\ eceklerini sö\ lediler' diyordu. Sanıklara
şikâyetierini sordum. İşkence gördüklerini
söylediler. Ben de zaten sanıklann yüziin-
de darp izlerini görmüştüm. Tüm işkence
izlerini rapora döktünı."
Mahkeme. sanık Eda Güven'in hakkın-
da mahkûmiyetine yeterli kanıt olmadığı-
nı, bu nedenle beraatına karar verdiğini
açıkladı.
Yarın, 22 kişinin öldürüldüğü olaylann 3. yıldönümü
Gazi katüleri lıâlâ cezasızİstanbul Haber Servisi -
Gazi Mahallesi \e Ümranı-
ye'de 12-13 Mart 1995 tari-
hinde 22 kişinin ölümüyle
sonuçlanan olaylann üçün-
cü yıldönümüne aileler. fa-
illenn tamamının gözaltına
alınmaması. Cmranıye o-
laylanna takipsizlık kararı
verilmesı nedeniyle üzüntü
ile gırdiler. 20 polisın yargı-
landığı da% a dosyası 3 yıldır
İstanbul. Ankara. Trabzon
ve Rize'vi dolaştıktan son-
ra Trabzon'da görülmeye
başladı. Aileler. davayı Av-
rupa Insan Haklan Komis-
yonu'na taşıdılar.
Ale\ılerin yoğun olarak
yaşadığı Gazi Mahallesi'n-
de 12- Î3 Mart 1995 tarıhin-
de başlayan olaylar, kimlığı
henüz behrsiz kışilerin bir
kahvehaneye açtıkları ateş
sonucu Hadil Kaya'nın ya-
şamını \ıtirmesıyle başla-
mıştı. Aynı saatlerde taksı
şoförü Mesut Efe de açılan
ateş sonucu ölmüş. 12-13
Mart'ta halk sokaklara dökülmüş-
tü.
Olaylar sırasında güvenlik güç-
lerınin halkm üzerine ateş açması
sırasında 15 kışi yaşamını yitir-
Gazi Mahallesi'nde yaşarrdannı kay bedenler dün öldürüldükleri yerde karanfillerle anüdüar. İstanbul Lniversi-
tesi Tıp Fakiiltesi kantininde toplanan yaklaşık 20 kişilik bir grup da basın açıklaması yapmak istedi. Gruptaki
bazı kişilerin kantindeki tele\1z>onu kapatması üzerine bir başka grupla aralarında tartışma çıktı. Tartışnıanın
büvümesi üzerine çıkan yumruklu, sopalı kavga polisin müdahalesiyle sona erdi. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
mişti. Gazi olaylannı protesto et-
mek isteyen Cmraniyelilerinyap-
tıklan yürüyüş sırasında da polis-
ler tarafından kalabalığa tekrar
ateş açılmış. 5 kişi yaşamını yitir-
mişti. Olaylardan sonra aileler, gü-
venlik güçleri hakkında suç duyu-
rusunda bulunmuştu. 20 polis hak-
kında Gazi Mahallesi'nde 7 kişi-
nin ölümü, bir kişinin ise yaralan-
masma neden oldukları gerekçe-
siyle TCY'nin 448. 456. 457 ve
463. maddelerı gereğince da\a
açıldı. Açılan da\ada polisler
" kastenadamöldürme". *faüi bel-
Verilecek karar DGM'deki örgüt davasma dayanak olacak
İşkence davasında karar günü
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - İki vıldır Türkiye'nin ve
A\rupa"nın gündemine oturan.
Manisalı gençlere işkence dava-
sında karar bugün açıklanacak.
Gençlere işkence yapmaktan
yargılanan polisler. Halil Emir,
Atilla Gürbüz. Ramazan Kolak,
Engin Erdoğan. Fevzi Aydoğ,
Musa Gecer, Mehmet Emin DaL
Le\ent Öz\ez, Turgut Özcan,
Turgut Demirel ile ilgili Manisa
Ağır Ceza Mahkemesi'nin açık-
layacagı karar. örgüt üyesi olmak
iddiasıyla tutuklanan ve ifadele-
rinin işkence altında alındığını
söylemelerine karşın mahkûm
olan gençlerin yeniden görülecek
davasına da dayanak olacak.
Gençlerin savunmanhğıru üst-
lenen avukat Pelin Erda ile Sema
Pekdaş. sanık avukatlannın du-
ruşmalardaki tutumlanyla da\a-
yı "medyatikoyun" haline getir-
meye çalıştıklannı öne sürdüler.
Erda ve Pekdaş. "Sanık polisler
ve avukatlan iki yıldvr süren bu
da\a\ı medyatik bir oyun olarak
değerlendiriyorlar. Kendilerini
sa> unabilecekhiçbir noktalanol-
madığı için davayı başka boyuta
taşımak istiyorlar. Ancak iki yıl-
dır süregelen bu dava hiçbir an-
lanıda oyun degildir. Türki> e'nin
gerçeğidir. Türkiye'de oynanan
başka oyunlar vardır ve maalesef
kendileribu oyunlann birer fıgü-
ranıdır" dediler.
Pelin Erda ve Sema Pekdaş
savcının mütaalasında sanık po-
lislerden 9'u hakkında "efrada
kötü muameleden" cezalandınl-
masım istediğini anımsatarak
şunlan söylediler: "Savcı geçen
duruşmadaki mütalaasında sa-
nıklann TCK'nin 245. maddesi
gereğince toplam 14 kez cezalan-
dınlmalannı istemişti. Chsa biz.
suç ikran elde etmek için hayshet
kıncı. insanlık dışı muamele ya-
pıldıgını iddia etmiş, TCK'nin
243. maddesigereğince ceza \eril-
mesini talep etmiştik. Müvekkil-
lerimizin bir böliimüne değil,
tümüne ha>siyet kıncı muamele
\apıldığınu bu nedenle tüm sanık-
lann ccAalandırılmasını istedik.
İzmir DGM, şu an görülmekte
olan işkenceci polislerie ilgili da-
\anın sonucunu beklemeden
karar \ermişti. Nargıtaş'ın boz-
ma gerekçelerinden biride,polis-
lerin yargılandığı da\anın sonu-
cunun beklenmemesivdir
li olmayacak biçimde adam
öldürme" ve "kişiyeezaver-
mekle"1
suçlanıyorlar. Olay-
larda yaşammı yitiren 6 ki-
şinin öldürülmesınden so-
rumlu güvenlik güçlerine ait
silahlann balistik inceleme-
si yapılamadığı için dava
açılamadı.
Eyüp 1. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde görülen dava.
güvenlik nedeniyle önce
Trabzon'a nakledıldi. An-
cak Trabzon Agır Ceza
Mahkemesi'nde görülen \e
sanıklann katılmadığı dava-
nın ilk oturumunda mahke-
me heyeti yargılananların
devlet memuru olduğunu
belirterek ''lüzum-u muha-
keme" karan verilmesinı is-
tedi.
Dosya dolaşfı •.
Dosyanm bu nedenle tek-
rar İstanbul Valiligi ll Idare
Kurulu'na gönderilmesı ka-
rarlaştırıldı. Mahkeme he-
yetinin bu kararına ailelerin
avukatlan tepki gösterdi \ e ^ argı-
tay'a başvurdu. Ancak dosyanın
Yargıtay"a gönderilmesı 1996 yı-
lının ağustos aymda gerçekleşti.
Ailelerin itirazını haklı bulan Yar-
gıtay. davanın tekrar açılıp
açılmayacağına karar ver-
mesı için dosyayı Rize Cum-
hunyetSavcılığı'nagönder-
di. Rize Cumhuriyet Savcı-
lığı dosyayı inceleyerek gö-
rülmesi için tekrar Trab-
zon'a gönderdi. 20 polisın
yargılandığı da\aeylül ayın-
da Trabzon Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde görülmeye baş-
landı.
Ümranıye'de 5 kişinin ya-
şamını yitirdiğı olaylarla il-
gili soruşturmayı >ürüten
Usküdar Cumhuriyet Sa\ cı-
lığı ise 238 polis hakkında
takipsizlik karan verdi. Ga-
zi Mahallesi'nde olay çıka-
rarak çevreye zarar verdikle-
ri öne sürülen 189 kışi ise
Toplantı ve Gösteri Yürü-
yüşleri Yasası'na muhalefet
suçundan Afyon Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde yargıla-
nıyor.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislario raksnet.com
12 Mart 1971'in üzerinden
tam 27 yıl geçti. O gün doğan
çocuklar. şimdi olgun insanlar
haline geldiler. 12 Mart, tarihi-
mizin önemli dönüm noktalann
dan birisiydi. Genelkurmay
Başkanı ve üç kuvvet komuta-
nı, bir bildiri ile yönetim değişik-
liği istediler. Başbakan Süley-
man Demirel istifa etti. Yerine
askeri cuntanın önerdiği Nihat
Erim'in başbakanhğında bir
hükümet kuruldu.
Meclis yerinde duruyordu a-
ma artık askerlerin sözü geçi-
yordu. Bir buçuk ay sonra 26
Nisan'da sıkıyönetim ilan edil-
di, ardından askeri mahkeme-
ler kuruldu, askeri yargılama
süreçleri de böylece başlamış
oldu. Ardından toplu tutukla-
malargündeme geldi. Öğretim
üyeleri, öğretmenler, ülkenin
önde gelen yazartarı, çizerleri,
aydınları bu tutuklamalardan
nasiplerini aldılar.
Muammer Aksoy'dan
Mümtaz Soysal a. Yaşar Ke-
malden llhan Selçuk a. Çetin
Altan'dan Behice Boran'a,
Altan Öymen'den Uğur
Mumcu'ya kadar, aklınıza ge-
lebilecek hemen ne kadar de-
mokrat ve solcu varsa cezaev-
12 Mart'tan Susurluk'a
lerine kapatıldılar. Meclis ise
bunlar olurken, 27 Mayıs
1960'la demokratik ve özgür-
lükçü hükümler içeren bir şekil-
de kaleme alınan 1961 Anaya-
sası'nı budamakla meşguldu.
TBMM'de o dönemde de bil-
diğimiz partiler ve bildiğimiz
isimler yer alıyordu. Süleyman
Demirel, askeri müdahaleyle
koltuğundan olmuştu, ama
Meclis'teydi ve Adalet Parti-
si'nin (AP) başındaydı. Darbe-
ninilkgünlerindeCHP'ninlide-
ri Ismet Inönü'ydü. Bir yıl son-
ra Bülent Ecevit parti içi mü-
cadeleyi kazandı ve Genel
Başkanlık kottuğuna oturdu.
12 Mart döneminde askeri
mahkemeler solculan yargıla-
yıp mahkûm ettiler. Ülkücüler
ise ya Baki Tuğ gibi savcı kol-
tuğundaydı ya da üniversite
öğrencisi olarak solcular aley-
hinde tanıklık ediyorlardı. 12
Mart, 1960'larda yükselen de-
mokratik hareketin, özgürlük-
çü halk hareketinin bastınlma-
sını amaçlayan bir askeri dar-
beydi. Bu yüzden Meclis'teki
sağcılarla cuntacılar işbirliği
yaptılar.
Süleyman Demirel, 1961
Anayasası'nın budanması ey-
leminin başındaydı. Askerler-
den daha hevesli şekilde. dü-
şünce özgürlüğünü, örgütlen-
me özgürlüğünü. üniversite
özerkliğini hedef alan antide-
mokratik değişikliklere öncülük
etti. CHP'nin sağ kanadı, Tur-
han Feyzioğlu önderliğinde
partiden koptu ve askeri cunta
yanlısı Cumhuriyetçi Güven
Partisi (CGP) kuruldu. Deniz
Gezmiş, Hüseyin inan ve Yu-
suf Aslan, askeri mahkemeler
tarafından idama mahkûm
edildi, Meclis içinde ise AP-
CGP ititfakıyla bu idamlar
onaylandı.
12 Mart 1971, Türkıye'nin iyi-
ce sağa kaydınlmasının ve so-
lu ezme planlarının yürürlüğe
konulmasının önemli dönüm
noktalanndan birisiydi. 12 Mart
öncesi komando kamplannda
saldırı amaçlı bir şekilde eğiti-
len ve devlet eliyle solcuların
üzerine salınan ülkücüler, bu
dönemde yükselmeye ve dev-
let tarafından yönlendirilmeye
başlandılar. Türkiye, Susurluk
kamyonuna en etkili şekilde 12
Mart döneminde bindirildi. As-
keri cezaevleri bu dönemde
tahkim edildi. Siyasileri, askeri
mahkemeler eliyle baskı altına
alma bu dönemde yaygınlaştı-
rıldı. Askeri yargılama usulleri
bu dönemde geliştirilip işleme
konuldu.
12 Mart 1971 askeri darbe-
si, amaçlanna tam anlamıyla
ulaşamadı. Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının asılması, yaygın
işkence. cezaevlerinin aydın-
lariadoldurulması, demokratik
tepkileri de beraberinde getir-
di. Darbenin ardından yapılan
1973 seçimlerinde, Bülent
Ecevit önderliğindeki CHP,
sosyal-demokrat kimliğiyle sol
rüzgârı arkasına aldı ve seçim-
lerden birinci parti olarak çık-
mayı başardı. Bu seçimler, 12
Mart cuntasının gerilemesine
neden oldu. Ülkede ciddi bir
demokrasi rüzgârı esti, sol ye-
niden yükselmeye başladı.
Özellikle CHP'nin 1977 se-
çimlerinde yüzde 42!
ye yakın
oy alması. darbecilerin. sağcı-
lann ve Amerikancılann yeni-
den harekete geçmesine ne-
den oldu. 1977'den itibaren
devlet merkezli olduğu şimdi
iyice ortaya çıkan bir dizi su-
ikast. Kahramanmaraş, Sıvas
ve Çorum katliamları, 12 Eylül
1980 askeri darbesine doğru
yola çıkışımızı da haber veri-
yordu.
ABD güdümündeki Türki-
ye'de darbeci ve faşist güçler,
ortalığı kan gölüne çevirdiler.
Şimdi daha iyi görülüyor ki ül-
kücülerin eline silah tutuşturan
devlet içindeki güçler, bu cina-
yetleri bir askeri darbe amacıy-
la kullandılar. Bu süreç Susur-
luk'a kadar uzandı.
12 Mart 1971, 3 Kasım
1996... Tam 25 yıl bu ülkefaşist
güçleri besleyen bir iktidar sar-
malından kurtulamadı. Solu
ezilen bu ülkede dengeler bo-
zuldu; devlet, uyuşturucu tica-
reti, faili meçhul cinayetler, yar-
gısız infazlar, işkenceler ve in-
san haklan ihlallerinden sorum-
lu kimselerin cirit attığı bir ku-
rumlaşma içine sokuldu.
Bugün, neden buralara gel-
dik sorulannı anlayabilmek için
12 Mart 1971'lerde neler oldu-
ğuna yeniden bakmak gerek.
GLOBALPOLİTİKÜLTIT(
ERGIN YıLDıZOĞLU
Kapitalizm Sonrası Toplum
Alis çocukluktan genç kızlığa geçerken pembe
gözlü bir tavşana rastlar ve peşinden gerçeküstü.
mantık tanımaz bir dünyaya sürüklenir. Uyandığın-
da akıl ve mantık geri gelmiş, Alis artık büyümüş-
tür. Günümüzde para sermaye adeta bir Pembe
Gözlü Tavşan gibi. nereye gittiği belirsiz, telaş için-
de, belki cep saatine değil ama, "lap top" bilgisa-
yannın ekranına bakarak fırtına gibi dolaşıyor. Bu sı-
rada. tarihin artan hızı, insanlarda bir geçiş dönemi
şaşkınlığı, baş dönmesi yaratırken, birçok kişi bu
Pembe Gözlü Tavşan'la karşılaşınca. peşine takıla-
rak "Harikalar Diyanna" açılan delikten içeri düş-
mekten kendini koruyamıyor.
Bu "HarikalarDiyarında" artık "kapitalizm sonra-
sı" birtopluma geçilmiştir. Bu iki boyutlu dünyada,
para ve bilgiden söz açılır, ama üretim sürecinden,
sinrflardan, yoksulluktan, egemenlik ve bağımlılık
ilişkilerinden söz açılmaz. Bu dünyada burjuva sı-
nıfı devrimci. işçi sınıfı tutucudur. Sömürü lafını ağ-
zınıza alırsanız "oyun kâğıtlarının kraliçesi" hemen
başınızı isteyecektır.
Sonra, bu dünyada biümsel akıl yürütmelere ola-
nak veren betimlemelerden bucak bucak kaçılır. Te-
ori genellikle "Deli Şapkacı'nın çay partisinde" ya-
pılır: kapitalizm aşılmıştır ama. bu aşılan şeyin ne ol-
duğunu tarif etmek doğru olmaz. Halbuki, ömeğin
eğer, Adam Smith olsaydı, kapitalizm iş bölümüne
dayalı, kâr amacıyla yapılan ekonomik etkinliktir gi-
bi birşeylersöylerdi; Marx. kapitalizmin ücretli eme-
ğin artıdeğer üretmek üzere kiralanarak kullanılma-
sına dayanan bir ekonomik sistem olduğunu hatır-
latırdı. Sonra, ikisi birlikte, "Bunlann sonu geldi mi"
diye sorar ve çay partisinin tadını kaçınrlardı.
Bu "HarikalarDiyarında"ekonomik ilişkilerin be-
lirieyici olduğundan söz açanlar "kaba materyalist",
"ekonomist", hatta "dinozor" olmakla suçlanır. A-
ma sermayenin uluslararasılaşmasının sonuçlanna,
"geri çevrilemez, etkilenemez".. "kabul etmekten
başka çare yok" diyerek insan iradesinin bir hiç ol-
duğu ima edilir. Ama mantık gerçek dünyada kaldı-
ğı için bu tutarsızlık garipsenmez...
Paranın ve bilginin sınır tanımaz bir hale geldiğin-
den dem vurulur. bu yüzden ulusal devletin bittiği,
günde beş vakit tekrarlanır ama, ulus devletin üze-
rinde durduğu toplumsal ilişkiler matrisinden, yeni-
den üretimin sıyasi ve ideolojik koşullarından söz
açılmaz. Başkalarını "kökten devletçi" yani antide-
mokratik. hatta baskıcı olmakla suçlayarak infaz
edenler, ulusal/yerel devlet ortadan kalktığında, (sı-
nıfsız toplum seçeneğini hatırlamak bile istemiyo-
ruz) vatandaş kendi iradesini kime ve nasıl yansıta-
caktır, demokrasiye ne olacaktır sorularıyla ilgilen-
mezler. Bu sınır tanımayan sermayenin ve bilginin
aslında çok az sayıda, dev mali ve medya şirketi-
nin denetiminden geçtiğini Ronuşmaksa, öküz al-
tında buzağı aramaktır...
Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (ÇTYA), yerel dev-
letin egemenlik hakkını ortadan kaldırmayı amaç-
lar, ama siz, bu devleti demokratik süreçlerle denet-
tehne hakkına' âahip olan vatandaşlann başına ne
geleceğini sorarsanız, tutucu hatta karşı devrimci bir
tutum almış olursunuz. Ya da bu anlaşma imzalan-
dığında devletin çokuluslu şirketlerin önünde, grev
kırmakla, protestoları bastırmakla yükümlü bir siya-
si taşerona döneceğini, çevreyi korumayı amaçla-
yan yasalann, rekabet ilkesiyle çeliştiği için uygula-
namayacağını hatırlatacak olursanız karşınızda
"sarman kedinın" giderek görünmez olan kocaman
sıntmasından başka muhatap olmadığını hayretle
görürsünüz.
Bu "Harikalar Diyarında", devlet Microsoft'a ve
ömeğin okulu henüz bitirmiş iki genç çocuk tarafın-
dan kurulmuş bir yazılım şirketine aynı olanaklan su-
narsa bunun adı da eşitlik ve serbest rekabet olur.
Çokuluslu şirketlerseçilmişhükümetleri kuklayaçe-
virirse bu ilericilik; durumu kabullenmek ise çağdaş-
lık olur.
Gerçek dünyada yaşayanlarsa, örneğin bankacı-
lar. Soros gibi fon yöneticileri, sanayiciler, sendika-
cılar, giderek artan sayıda yazar ve araştırmacı, hat-
ta büyük devletlerin yöneticileri, Asya krizinde vu-
rulup düşen kaplanlar, sermayenin başıboş dolaşı-
mını kontrol etmenin planlarını konuşurlar. Gerçek
dünyada, tarih ve zaman mefhumu olduğu için yüz-
yılın başında yaşananlan, o zaman da Pembe Göz-
lü Tavşan'ın peşinden gidenlerin daha sonra abla-
larınm kucağında değil, ama siperierde uyandıklan
korkuyla hatırlanır: Asla geri döndürülemez denen
küreselleşme süreci kopmuş. dünya ticaret devre-
lerı darmadağın olmuştur. Gerçek dünyada yaşa-
yanlar, bunlann tekraryaşanmaması için yapılacak-
ları konuşmayı tercih ederier. ÇTYA bir türlü imza-
lanamaz. Gerçek dünyada yaşayanlar bilirler ki, "ge-
ri çevrilemeyecek süreçler" para ve bilgi gibi dola-
şım alanlarında değil, üretimde, toplumsal yapılar-
da yaşanan köklü değişikliklerden sonra ortaya çı-
karlar.
Gerçek dünyada bir ülkenin vatandaşlan, eğer
seçtikleri hükümetler tarafından değil de, başka ül-
kelerdeki vatandaşlann seçtiği hükümetler tarafın-
dan yönetildiklerinde buna sömürgecilik dendiğini
bilirier; karınlan açsa, işsizseler, "Deli Şapkacı"nın
masasında üretilen teorilerin beş para etmediğini
de... Ve nihayet gerçek hayatta yaşayanlar, kitlele-
rin birlikte davrandıklarında tarihlerini yapabildikle-
rini de bilirler. Alis'in "Harikalar Diyanna" sığınanla-
nn bir gün mutlaka uyanacağını da...
Eski RP'lîler, Hashihi
karar' isteyecekler
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kapatılan
RP. Anavasa Mahkemesi
karan için Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcılığı'na
tashihi karar başvurusun-
da bulunacak. Kararla il-
gili olarak Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'ne
(AİHM) yapılacak baş-
vurunun tarihinin. tashi-
hi karar girişiminın sonu-
cuna göre belirleneceği
belirtildi.
RP'nin kapatılmasıyla
milletvekilliği sona eren
ve 5 yıl siyaset yasağıyla
karşı karşıya kalan Şev-
ket Kazan. polıtikaya
FP'de devam eden hu-
kukçu millet\ekilleriyle
birlikte yaptıkları çalış-
malar sonunda tashihi
karar başvurusunda bu-
lunma karan aldıklannı
bildirdi. Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcılığı'na
bugün ya da yann yapıl-
ması planlanan başvuru-
da, mahkemenin RP mil-
letvekilleriyle ilgili kara-
nnın geçersiz olduğu gö-
rüşü savunulacak. Karar-
la •kapatmayerinetemeW
li kapatma karan hii-
kümlerinin uygulandığı'
görüşünün vurgulanaca-
ğı sa\unmada karardan
etkilenen millet\ekilleri-
nin yargılanarak suçlan-
nın sabit görülmediğine
dikkat çekilecek.