Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yönetmenı. Orhan Erinç
• Genel Ya\ın Koordınatöru Hikmet Çe-
tinkaya # Yazıışlerı Muduru İbrahim
Yıldız 9 Sorumlu Mudur Fikret llkiz
• HaberMerkezı Müdüru Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen: Fikret Es«r
Dı> Haberler Şinasi Danışoğlu t Nıhbarat Cengiz
YUdınm # Ekonomı Mehmet Saraç 9 Kultur
Handarı Şenköken 0 Spor Abdülkadir \ ücelman
• Makaleler Sami Karaören • Duzehme Abdullah
\smcı#Fotograf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Bclge
Edib« Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
> a> ın Kurulu tlhan Selçuk
iBaşkan). Orhan Erinç. Okta\
Kurtbökc Hikmet (,Ctinka>a.
Şükran Soner. Ergun Balcı.
İbrahim > ıldı/. Orhan Bursall.
Mustafa Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay AtaturkBukanNo.
125,Kat4.Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faky
419502" • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık. H Zıya
Bl\ 1352 S 23Tel 4411220. Faks 4419117#Adana
TemsılcİM.ÇetinYiğenoğlu, lnönüCd. 119S No 1 Kat:l.
Tel.363 12 ll.Faks 363 12 15
Muduru Üstün Akmen #
Koofdınator \hmet Korutsan 0
Muhasebe Biileot \ener»ldare Hüs»in
Gürer • tştetme Önder ÇeBk • Bıieı-
tşlem Nail tnal • Bılgisa\ar Sıstem
Mûrü>«t Çiler«Sanş Fazürt Kuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Mudur Gûlbin
Erduran 0 Koordınator Reha
l'jitman • Genel Niudur YardımciM
SevdaÇoban Tel 514 t r 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Yayımla>an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \c Ya\ıncılık \ Ş
TurkocaiıCad 39 41 t agaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul f el lO 212ı 512 05 05 120 hal) Faks lO 212> 51? R>
11MART1998 İmsak: 4.50 Güneş:6.16 Ög\e 12.21 îkındi. 15.35 Akşam: 18.12 Yatsı: 19.33
ÖSS adaylarına
uyan
• AN KARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ÖSYM
Başkanlığı'nca, sınava
^irecek tüm adaylann
sına\a gıriş ve kımlik
belgelen postayla
gönderildı. 13 Mart Cuma
gününe kadar belgeleri
ellerine ulaşmayan adaylar
% eya belgelerini
kaybedenler, ÖSYM'ye
dilekçeyle veya şahsen
başvurabilecekler. Ancak
ka>bedilen belgelerin
yenisinin çıkanlabilmesi,
23 Mart 1998'den itibaren
aday lann şahsen \ eya
yakınlannın başvurusu
halinde mümkün
olabilecek. Sınava giriş ve
kimlik belgesi olmayan
adaj lar, sınava kesinlikle
alınmayacak. Üniversiteye
gjrişin ilk adımı olan
ÖSS"ye. bu yıl 1 milyon
359 bin 579 lcişi başvurdu.
Sınav 29 Mart Pazar günü
Türkiye'de 80 il ve 64 ilçe,
KKTC'de ise Lefkoşa'da
olmak üzere toplam 145
sınav merkezindeki 4.966
binada. 70.367 salonda
gerçekleştirilecek.
(ki televizyona
ekran karartma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Radyo ve
Tele\ ızyon Üst Kurulu
(RTÜK). daha önce dava
konusu olan Sho\v TV ve
Kanal D hakkındaki birer
günlük yayını durdurma
kararlannın
uygulanabilmesi için yeni
tanh belirledi. Sho\v TV 1.
2 ve 3 Temmuz 1996'da
Show TV'ye reklam
yayınlanyla "çocuklara
yönelık \eya içinde çocuk
kullanılan reklamlarda
onların yararlanna zarar
verecek unsurlar
bulunmaması ve
çocuklann özel
duygulannın göz önünde
tutulması" hükmünü ihlal
ettiğı gerekçesiyle. Kanal
D de "Teke Tek"
programtnda "kişi ve
kuruluşları küçük
düşürücü, aşağılayıcı veya
ifrira niteliği taşıyan"
yayın yasaklarına ilişkin
hükümlerin ihlal edildiği
gerekçesiyle 17 Mart Salı
günü saat 24.00'ten
itibaren birer gün süreyle
yayın durdurulacak.
Siyanüre tepki
• İZMtR (Cumhuriyet
Bürosu) - Bergama
Beledıye Başkanı Sefa
Taşkın, lzmir Valiliği'ne
gönderdiği yazıda. altın
madenı işletmeciliğı
planlayan Eurogold
firmasınin maden
sahasında depoladığı 18
ton siyanürün yöreden
uzaklaştınlmasını istedi.
Gerekli yasal izin
ahnmadan çalıştınlan
madendekı tesislerin
\alilikçe mühürlendığini
anımsatan Taşkın.
Eurogold tarafından
vöreye getinlen ve varlıgı
İl Sağlık Müdürlüğü
görevlilerince belirlenen
18 ton siyanürün. bölgede
yaşayan insanlar için
potansiyel tehlike
yarattığını bildirdi. Taşkın,
" 18 ton siyanürün
yöreden \ e kent
yakınından en kısa
zamanda
uzaklaştınlmasını" istedi.
Tüm yetersizliklere karşm öğrenciler resim sergileri açıyor, kadınlar okuma-yazma, çocuk sağlığı kurslanna katılıyor
Dargeçit'te değîşimîn ayak sesleıi
• Anakültür yalnızca
"kadını" anlatmaya,
kadın sorunlarmdan
bahsetmeye gelmemişti.
Aslında hiçbir şey
anlatmaya gelmemişti.
Amaç, farklı kültürden
insanlann birbirleri ile
iletişim kurmasını
sağlamak ve bunu
sürdürmekti.
OZLEMYUZAK
MARDİN- Kalabahk, çok kalaba-
lıktılar. Coşkuyla karşıladılar. umutla
katıldılar Se\gı Şöleni'ne. Kadın. ço-
cuk. erkek... Dünya Kadınlar Günü'nü
hep bırlikte kutlad\lar. halavlar çeke-
rek. türküler söyleyerek...
Dargeçitlıler onlar. Baglı olduklan
Mardın kentinin insanlannın bile Dar-
geçit adını duyduklan zaman ürperdık-
len, "Dargeçit mi? Nasıl gideceksiniz
oraya. Bir zamanlar gidcn geri dön-
mezdi" dediklen ilçenin yaşam savaş-
çılan. Yol bile sonaenyorDargeçit"te,
ötes\ vok...
Yine fokur fokur kay nı> or Dargeçıt.
Ama artık terör yüzünden değil. Ha-
van toplan. sılah sesleri arastnda okul
sıralannda orurmuyor Dargeçit çocuk-
ları. Fokur fokur kaynıyor. Dargeçit
insanının ıçi. Artık "insan gibi" yaşa-
maya gelmiş sıra. Kitaba. kaleme. oku-
la, işe. aşa... "Ogretmenistiyoruıa,ki-
tap istiyorum" dıye bagınyor çocuk-
lar. Imkânsızlıklar içinde kıvranan bir
toplumdan değışimin ayak seslen ge-
liyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
dolayısıyla. GAP ve Türkiye Kalkın-
ma Vakfı' nın(TK\') katkılanyla Ana-
kültür'ün düzenledıği Se%gı Şöleni'nde
gündem yalnızca "kaduı" değildi. Soh-
bet edildi, karşılıklı sorular soruldu. Nü-
fusunun hemen hemen tamamının Kürt
olduğu Dargeçit'te olağanüstü bir sı-
caklık. olağanüstü bir yakmlık vardı.
Kadınlann büyük çoğunluğu Türkçe
bilmedigi için genç kızlann yardımı ile
anlaşıldı. Yazar BuketL'zuperseslen-
di, özellikle ilçenm genç insanlanna.
Müziğin evrenselliği i&e daha bir ya-
kınlaştırdı herkesi bırbirıne. Dargeçit
Lisesi folklor ekibinin şölenine. genç
sanatçı Şükriye Tutkun'un nefis kon-
sen eklendi. Anakültür yalnızca "ka-
dınr anlatmaya. kadın sorunlanndan
bahsetmeye gelmemişti. Aslında hıç-
bir şey anlatmaya gelmemişti. Amaç.
farklı kültürden insanlann birbirleri
ile iletişim kurmasını sağlamak ve bu-
nu sürdürmekti.
Gerçekten aç Dargeçit insanı. Yal-
nız fiziksel açlık değil bu. öğrenme-
ye açlar. insanca yaşamaya açlar.
llçede asker hâlâ büyük bir varlık
gösteriyor. Çok değil, bundan birkaç
yıl öncesine kadar PKK'nin yuvalan-
dığı Dargeçit"te silahlar konuşmuyor
artık. Asker var her tarafta. Akşam
8'den sonra ancak yan komşulanna zi-
yarete gidebiliyor Dargeçıtliler. Hâlâ
sadece •'gûndüzün'' yaşandığı biryer-
leşim burası. Gecesi yok. suskun. Göz-
lerde hâlâ ürkeklik okunuyor. Konu
Anakültür"ün girişimleriyle ilki Şanlıurfa'da düzenlenen Sevgi Şöleni bu ke/ Mardin'in Dargeçit ilçesinde gerçekleştirildi. Dünya Ka-
dınlar Günü dolayısıyla yapılan şölende çocuklar okuma-yazma istcklerini sürekli dile getirdiler. (üsttc) d \P bünyesinde faaliyet göste-
ren 17 ÇATOM'un (çok arnaçlı toplum merkezleri) en etkin çahşanı Dargeçit ÇATOM. Bu merke*lerde Karabağ kilimleri dokuvan. ol-
tu taşından takılar \apmasını öğrenen, okuma yaznıa ve sağbk dersleri alan genç kızlar geleceğe artık daha umutla bakı\orlar. (Sağda
üstte) 15 \aşmda evienen Nazire. 5 a>lık bebesiyle. Eşinin ara sıra kendisini dövdüğünü söyle\en Nazire, "Ne yapalım bu kadının kade-
ri" diye özetüyor yaşamını. Ne isterdin sorusuna Nazire'nin yanıti ise "Kızım hiç olmazsa benim gibi olmasın" (Sağda aitta).
eski yaşamlara geldiğinde ise büyük
suskunluk...
"Yüreğinüz zehirlendi bizim" diye
haykınyor Dargeçitli Şiikran. "Yüre-
ğimiz zehirlendi bizim. tnsan çığlıkla-
n duyardık okula giderken." Gözleri
ışıl ışıl genç bir insan Şükran, liseyi Dar-
geçıt'te bitirmiş, üniversite sınavlan-
na hazırlanıyor. Dargeçit'e ve Darge-
çit insanına âşık. Artık bir şeyler ya-
pılmasını istiyor. "Geç kaldımz, çok
geç" diyor. "Zor seneler yaşadık biz.
Köyler boşalüldı ve insanlar akın akın
önce Dargeçit'e geldiler. Sonra geçim
derdine düşrüler ve batıya girtikr. Ço-
cuklar çamurda bü\üdüler.~
Gün kadınlar günü ve konu dönüp
dolaşıp yöre kadınına geliyor. Şükran.
"Kadın 'Ben vanm' demeB" diyor.
"Güneydoğu kadınının artıkyeterde-
mesi lazım. Kimse el uzatmadı. Artk
kadının kendi sesini kendisinin du>ıır-
ması lazım. Bizi hep başkalan anlattı.
Kimse ben kendimi anlatacağım diye-
medL"
Değişim başlamış bile. Dargeçit kay-
makamı Ahmet Çuıar'ın payı büyük
bu kıpırtılarda. Genç yaşlı herkes W
O
fakir babasu dert babası" diyor. Gen-
cecikbirkaymakam Ahmet Çınar. ken-
disini sevmeyen yok. "Dargeçit çok
büyüdü" diye anlatıyor. Nüfus 25 bı-
ne ulaşmış. Yaz geldiğinde ilçenin ya-
nsı dışan çalışmaya gidiyor. Dargeçit"te
ekonomi yok, banka bile bulunmuyor.
Yalnız tabelası asılı. En büyük sorun-
lardan biri de eğitim. tlçede 3 ilkokul
ve bir lise var, ancak ihriyaca cevap ver-
mekten çok uzak. Üstelik bir türlü ye-
terli öğretmen sayısı sağlanamıyor.
Kaymakam Ahmet Çınar okuma ora-
nında büyük bir patlama yaşandığını
söylüyor. Çınar. halkla öyle güzel bir
ilişki kurmuş ki yolda kız çocuklan ken-
disini durdurup babalannın okula gön-
dermediğini söylüyorlaımış. Hem kay-
makam hem de konuştuğumuz kişiler.
birçok kız çocuğunun kaymakam sa-
yesinde okula gittiğini anlatıyorlar.
Bugün tüm yetersizliklere karşın Dar-
geçit'te öğrencilerin resim sergileri
açılıyor. masa tenisi turnuvaları dü-
zenleniyor. GAP bünyesinde oluşturu-
lan ÇATOM'larda (Çok Amaçlı Top-
lum Merkezleri) kadmlara okuma yaz-
ma. çocuk sağlığı ve bakımı öğretili-
yor. genç kızlann dokuduklan kilim-
ler. el işleri pazarlanarak gelir sağla-
malan hedeflenivor.
MEB, ders kitabı seçimini yeniden öğretmenlere bıraktı
Bakanlıktaıı geri aclıııı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Milli Eğıtım Bakanlığı. ders kıtapla-
n seçimınin velılere bırakılmasına
ilişkin projenin fiyaskoyla sonuçlan-
ması üzerine yeniden eski sisteme
dönüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, ders ki-
taplan yönetmeli|ini yeniden değiş-
tiriyor. Bakanlık. bazı öğretmen ve
müdürlerin ders kitab seçıminde ya-
yınevierinden rüşvet aldığı >olunda-
ki iddialara son vermek üzere "Ders
kitapları bir araçür, amaç degüdir"
anlayışıyla bu yıl velilere bıraktığı se-
çımı, yayınevlerinden gelen baskı-
lann da etkisiyle gelecek öğretım dö-
neminden itibaren kaldırıyor.
Bakanlık bürokratlannca "demok-
ratik" olduğu için savunulan sıstem,
velılenn ders kitabı seçme konusun-
da gereken bılgiden yoksun olması
ve aynı smıfta aynı öğrenciler arasın-
da farklı kitaplann bulunması nede-
niyle büyük kargaşa doğurdu
Milli EğitimBakanı Hikmetlluğ-
bay" ın da kitap seçiminin velilere bı-
• Bakanhk, bu yıl velilere
bıraktığı ders kitabı
seçimini, yayınevlerinden
gelen baskılann da etkisiyle
gelecek öğretim
döneminden itibaren
yeniden öğretmenlere
verecek.
rakılması nedeniyle bakanlığa yö-
neltılen eleştirilerden rahatsız oldu-
ğu öğrenildi. Uluğbay'ın eski Milli
Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam dö-
neminde alınan karan onaylamak zo-
runda kaldığı öğrenilirken. bürok-
ratlann da yaşanan kargaşadan kur-
tulmak için yeniden eski sisteme dö-
nülmesı yönünde ısrar ettiği belırtil-
di.
Yönetmelik. "Ögrenci ve velUer
kimsenin müdahalesi olmadan iste-
dikleri ders kitaplannı alnıa. seçme
ve kullanmada serbesttir. Herhangi
bir sınıfta bir ders için birden faziagos-
terilen ders kitaplanndan öğrenci >e
velilcr istedikleri ders kitabını seçebi-
lecektir" hükmünü öngörüyordu.
Ders kitap seçimınin \elilere bıra-
kilmasını reform olarak tanıtan bü-
rokratlar. eleştınlere "Ders kitabı
amaç değil araçtır. Aynca bu sistem
egjtimi ezbercilikten de kurtanyor"
yanıtını vermışlerdı.
'Türk icadı mı?'
Almanya'dan gelen eğıtım uzman-
lannın da. Türkı>e'de kitap seçimı-
nin velilere bırakıldığını duyunca
"Bu da meşhur Türk katlanndan
mı" dıye sordukları öğrenildi. Dün-
yanın hiçbir yennde kitap seçiminin
velılerce yapılmadığını vurgulayan
Alman uzmanlar. dersleri verecek
öğretmence yapılacak seçimin daha
sağlıklı olacağını belirttiler. Alman
uzmanlar. kendi ülkelerinde kitap se-
çiminin yıllardır öğretmenlerce ya-
pıldığını. şimdiye kadar hiçbir rüş-
\et iddıasıyla karşılaşmadıklarını.
devlet memurunun rüş\et almasını
düşünemediklenni kaydettiler.
SÖYLEŞİ İLHAN
'Saçımız Önümüze Dökülünce.
Mankenin rüzgâiia mücadelesi
e-posta : tan (a prizma.net. tr
asanmcısı Fre-
ox, eserlerini dün Lond-
ra caddelcrinde tanıttı. Fox. İngjliz modeUerin yanı sıra Avrupa ve Rusya'dan gelen mode^
leri kullandığı defllesinin gelirini İngiltere'deki Evsiz İnsanlar Fonu'na bağışladı. Defılenin,
Londra'nın soğuk \e rü/gârlı havasında yapüması ise mankenlere zor anlar \aşattı. Rus
model Larissa hanova'nın uçuşan cteği ve şapkasını tutma çabası. tasarımcı Fredie Fo\'u
neşelendirdi. Rus modelin sunduğu ipekten yapılmış Bahar Çiçekleri adlı şapkanuı değe-
rinin 550 steıiin (yaklaşık 210 mihon TL) olduğu belirtildi. (Fotoğraf: REUTERS)
Yanılmıyorsam, geçen yıl Cumhuriyet in çıktığı
başlık, hem kıbar, hem daha 'enfe/'di: GB: Za-
ferden Bozguna!" Eh, 'so/cu'dur, başka türlüsü
kalemine yakışır mı diyeceksiniz; bir dakika, 'Gaze-
te/Pazar'ın başlığı, yenilir yutulur gibi değil, üstelik
'argo' "Gümrük Birliği'nde kazıklandık!"; işin hoş
tarafı, bu gazetenin, liberalliği 'müsellem' bir yayın
grubunun, gazetelerinden olması! Bilmem, 'aklınyo-
lu bir' mi demek lazım, yoksa 'Görünen köy hlavuz
istemez' mi?
Hangisini isterseniz, onu söyleyebilirsiniz: gerçek-
te, 'Perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi"!
İki farklı tanık' söz alıyor...
İki yıllık serüvenin sonunda, GCımrük Birliği 'rezâ-
letini', işin aslını faslını bilenler -gerektiğinde ra-
kama baş vurup- açıklıyorlar; meselâ Prof. Dr. Erol
Manisah'nın yargısı kesindir.
"... Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük
yanlışlanndan birisini 6 Mart 1995 belgesi ile
yaptı. Avrupa Birliği'ne önce üye olunurdu, on-
dan sonra karar mekanizmaları içinde yer ala-
rak ve çıkarlannızı koruyarak, Gümrük Birliği'ne
dahil bütün biıiikler içinde yer alınırdı..."
Böyle yapmadığımız ortada, peki çıkartanmız ko-
runmuyor mu? Bu soaıya da, Mümtaz Sönmez'in
cevabı net ve olumsuz:
"... Türkiye olarak Avrupa ile ahşverişte, biz 'tçe-
ri girmişiz' yâni zaraıiı çıkmışız; Avrupa'dan da-
ha çok mal almışız, daha az mal satmışız: Klâ-
sik deyimle, 'Onlar ortak, biz pazar' olmuşuz."
lyi de, sayılar ne diyor? 1996 nihayetinde, AB ile
aramızda, 11.3 milyar dolaıiık bir açık yaratılmış;
Türkiye'nin AB ile yaptığı dış ticaret, toplam dış ti-
caretin yüzde 50'sine ulaşmış; buna karşılık AB'nin
dış ticaretindeki payımız, yüzde 2 (evet, iki). 1997'de
-ilk yedi ay için- AB ile dış ticaret açığımız 6.3 mil-
yar dolar, bu açık toplam dış ticaret açığımızın yüz-
de 55'ine tekâbül ediyor.
AB'nin Kasım 1996'da Türkiye AB ilişkileri rapo-
ru, durumu 'teyit ediyor':"... Türkiye, Gümrük Bir-
liği'ne girdikten sonra, ticari ilişkilerimiz çok ge-
lişti ve 5 AB ülkesinin Türkiye'ye ihracatı ilk altı
ay içindeyüzde 50 arttı. Kuşkusuz AB için bu çok
olumlu bir gelişme..."
Mümtaz Sönmez, rahat durmuyor, ihracat işini
de kurcalamış, dediğı şu: "... ithalatta kapılarımı-
zı böyle açarken, AB'ye ne kadar ihracat yapa-
bilmişiz; burada ithalatın tam tersine bir geliş-
me var: AB'ye daha az ihracat yaparken, AB dı-
şı ülkelerde kendimize Pazar bulabilmişiz...".
Sayılar ne diyor, acaba? 1996'da, AB'ye ihracatımı-
zın artış oranı yüzde 3.7; AB dışı ülkelere artış ora-
nı ise 10.2: bu oranı, Rusya, Mısır, Isviçre gibi AB
dışı ülkelere satış yaparak tutturabüiyoruz.
"... GB ile beraberdış ticaretimizi daha çok Av-
rupa'ya kaydırıp, onlara daha çok pazar açma-
nın, ama, buna karşılık onların pazannda daha
fazla ihracat yapamamanın sonucu, dış açıkla-
nmız arttı; eskiden ithalattan aldığımız gümrük
vergilerinin gelirinden hâzinemiz mahrum kaldı:
GB'ye girerken bize demişlerdi ki, 'bunlann kar-
şılığında size mâlî bir yardım yapılacak', biz de
buna inanmıştık; peki ne oldu malî yardım? Maiî
yardım da yok!" (Gazete/Pazar, 14 Aralık 1997).
Olumsuzluklar' galerlsi...
Prof. Manisalı, bu cephede en çetin 'vuruşanlar-
dan' biri; hanidir, 'yiyeceğimiz kazığın ağzımız-
dan çıkacağını' yazıp durmuştur, geçen yıl bu za-
manlar Cumhuriyet te Gümrük Birliği yüzünden ül-
kemizin karşılaştığı 'o/umsuz/uk/an' şöyle sıralamış-
tı:
"... 1/ Türk ekonomisinde 'girdi' mâliyetleri
arttı ve ihracatının, AB pazan dahil, dış pazar-
daki rekâbet gücü azaldı.
2/ Ithal edilen 'girdilere' konan yeni vergiler ya-
nında, Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelere uygula-
dığı kota sistemini uygulamaya başladı; kotayı
aşınca, vergisini vererek de olsa, ithalat yapa-
madı.
3/ AB'den ithal edilen imalat sanayii ürünleri-
ne sıfır gümrük uygulamrken, AB dışı ülkelerden
yapılan ithalatta yüksek gümrük uygulamak zo-
runda oluşu, dış ticareti yapay olarak saptırarak
kaynak israfına yol açtı... ve açacak!..
4/ Dış ticaret açığı, AB'den patlayan ithalat
sonucu yıllık olarak 23 milyar dolayına ulaştı.
5/ AB'den Türkiye'ye yönelik yatınm taleple-
rinde artma değil, azalma görüldü; oysa AB'den
Türkiye'ye büyük yatınmlar bekleniyordu.
6/ Zaten çok azı 'hibe' olan malî yardımlann
hiçbiri gelmedi..."
GB'ye palas pandıras girişimizin ciddi sonucu,
sanınrn, şu 'tesbıtteyatıyor."... Türkiye, 6 Mart Bel-
gesi ile sadece AB'nin dış tarifelerine değil, 'dış
ticaret politikalanna' da uyma zorunluluğu altı-
na girerken, dünyaya açılmamış, 15 ülkeye ka-
pılarını açarken diğer tüm dünyaya -eskisine
oranla- daha 'kapah' duruma gelmiştir."
Sizi bilmem ama, daha vahimi, bana şu satıriar-
da gizli gibi görundü; "... bugün AB'nin gözünde
Türkiye herhangi bir üçüncü ülke konumunda-
dır. Türkiye, Gümrük Birliği dahil, 'hiçbir yere
girmemiştir'. Türkiye sadece AB'nin koyduğu
vergilere, dış ticaret politikalanna ve belirleyici
kurallara tek yanlı uyacağını taahhüt ederek, ka-
pılannı ardına kadar sadece 15 ülkeye açmıştır.
Türkiye/AB ilişktlerinde sorunlar yann daha da
artacaktır, çünkü kuralın ilişki düzeni bozuk ve
dengesizdir..."
İki 'tanığı' dinledikten sonra, vardığınız karar ne-
dir? 'Liberalliği' de, içerdeolduğu gibi, 'dışarda'da,
ağzımıza yüzümüze bulaştırdığımız mı? Yoksa, ya-
nm yüzyıldır birbirini izleyen, 'millî ve manevi değer-
leri' veTürkiye'ninçıkartannıkorumak'iddiasında- .
ki 'orta sağ/orta sol' iktidarlann, hiçbir şeyı koru-
madığı mı?
Oh affedersiniz, unuttum: 'to/fuWann/'fevkalâde
koruyorlar.
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm