19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Düşünce İzmip DGM'de • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Düşüncelerini "ifadeye büründürdükleri" için hapis cezasına çarptınlan Eşber Yağmurdereli, Işık Yurtçu, tsmail Beşikçi, Yaşar Kemal gibi aydınlann suç sayılan düşüncelerini '" Düşünceye Özgürlük-2" adıyla kitapçık haline getiren Düşünceye Özgürlük Girişimi'nin Izmirli üyeleri dün DGM'de yargı karşısına çıktılar. EÜöğrethn üyelermden basma kınama • IZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Üniversitesi Fen Fakültesi'nde dört profesörün kız öğrencilere yönelik tacizde bulunduklan savlanna ilişkin basında çıkan haberler, "yargısız infaz" olarak nitelendirildi. 8. Filo Komutanı Ankara'da • ANKARA (AA) - Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervisoğlu, ABD 6. Filo Komutanı Koramiral Charles Abbot'ı makamında kabul etti. Dervişoğlu, Abbot ile iki ülke deniz kuvvetleri arasındaki ikili ilişkileri görüştüklerini söylerken Abbot da ziyaretin Irak-BM kriziyle ilgisi olmadığını belirtti. Basınkan Kurumu'na atama • ANKARA (AA) - Basın îlan Kurumu Genel Kurulu'nda Kültür Bakanlığı temsilcisi olarak görev yapan Hüner Tuncer, bu görevinden alınarak yerine bakanlık müsteşan Prof. Dr. Osman Tekin Aybaş atandı. Karar, dün Resmi Gazete'de yayımlandı. « iıo«-* Demipefden Papa'ya çağrı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Hazretı tsa'nın 2000. doğum yılı kutlamalan için Papa 2. Jean Paul'ü Türkiye'ye resmen çağırdı. KADBTden Saygm'a tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kadın Adaylan Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) Genel Başkanı Şirin Tekeli, Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın, danışmanı Selma Acuner'i görevden alarak hakkında soruşturma başlatmasını kınadı Ücretlilere ek zamyok' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanlığı, Resmi Gazete'de dün yayımlanan I998maliyıhbütçe uygulama talimatıyla Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in sözüne karşm ek ücret ve programda öngörülen dışında ek maaş artışı yapılmayacağını bildirdi. LO-Türkiye Hişkileri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'den taşınacağı tartışmalan yapilan ve uzun süredir boş bulunan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Temsilciliği'ne gelecek ay içinde atama yapılacağı bildirildi. Havaş'ta suç işleniyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPlstanbul Milletvekili Ercan Karakaş, Havaş'ın yüzde 60'lık hissesinin, Susurluk raporunda da adı geçen Turgay Ciner'in sahibi olduğu YAZEKS fırnıasına satış işleminin, hem Anayasa Mahkemesi'nin hem de Ankara 5. tdare Mahkemesi'nin karanna karşın geri alınmamasının "anayasal bir suç oluşturduğunu" kaydetti. Ziraat Bankası Genel Müdürü Selçuk Demiralp, Paçacı dönemini araştınyor Ziraat'ta gece operasyonuBAHAR TANR1SEVER ANKARA-DYP Elazığ Milletvekili, es- ki Ziraat Bankası Genel Müdürü Cihan Pa- çaa'nın, 1995 yılında geceyansı verdiği emirle bankanm merkez şubesinden 500 milyar lira çıkarttığı öğrenildi. Teftiş Ku- rulu'nun konuya ilişkin olarak 1996 yılın- da hazırladığı rapor hasıraltı edildi. Cihan Paçacı döneminde başladığı Genel Müdür Yardımcılığı görevini halen sürdüren ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kumı Savaş'ın hazırladığı Susurluk rapo- runda Şekerbank'tan gelen çekirdek kadro içinde adı geçen Metin Tunçsu ile banka içinde MHP ve RP'ye yakınlığıyla bilinen ekibin gerçekleştirdiği işlemler konusunda inceleme başlatıldı. Ziraat Bankası Genel Müdürü Selçuk Demiralp, Cihan Paçacı döneminde banka- nın merkez şubesinden para çıkanldığını doğruladı. Çekilen miktar konusunda ke- sin bir rakam vermeyen Demiralp, 500 mil- yar liranın yanı sıra 50 milyon dolann da çekıldiği iddiasım yalanlarken Cumhuri- yet'e şu açıklamayı yaptı: "Bana gelen somut bir şey yok. Miktann o kadar büyük ohnadığı söyleniyor. Ama böyie bir olay var. Merkez şubesinde döviz yok, mutlaka Türk LJrası'dır. Her akşam kasadaki para gider. Hadi diyeiûn ki özel olarako gece tutuldu. Niçin gece açıkn? Öy- le bir niyet olsa gündüz yapaıiar. Gece ya- pılması olayı daha da büyütüyor. Bunn ya- pacak insan gündüz yapar, gece yapmaz," Işlem sırasında dönemın Merkez Şube Müdürü Sabri Ekizoğm ile Başveznedar Mustafa Gükan ve muhasebeci Abdullah Soner'in görev yaptığı belirtildi. Halen bankada müşavir olarak çalışan Ekizoğlu hakkında Ziraat Bankası müfettişlerinden Mehmet Aslan ve Mehmet Sevindik'in ha- zırladığı, ancak Teftiş Kurulu Başkanı Na- flTohumcu tarafından hasıraltı edildiğı be- lirtilen iki aşamalı rapor konusunda ince- leme başlatıldı. Banka Personel Vakfi Ziraat Bankası Genel Müdürü Selçuk Demiralp, Ekizoğlu'nun yurtdışına atan- ması için hazırlanan kararnameyi de dur- durduğunu bildirdi. Paçacı'nın milletvekili adaylığı döne- minde Elazığ'a yaptınlan okul ve üstgeçi- tin maliyetinin, Ordu Yardımlaşma ve Da- yanışma Vakfi'nın (OYAK) ardından en büyük vakıf niteliğini taşıyan Ziraat Ban- ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART \ ' • • \ kası Personel Vakfi'nca karşılandığı belir- lendi. Selçuk Demiralp, konuya ilişkin el- lerinde bir rapor bulunduğunu belirtirken budönemde gerçekleştirilen işlemleri araş- tırmak üzere özel bir komite kurduıduğu- nu bildirdi. Demiralp, "Neleryapdmış ona bakacağun. tşJemler doğnı mu yankş nu, raporlarişleme girmiş mi, girmemiş mi ona bakacağun" dedi. Susurluk kazasının ardından devlet için- de çete kurmakla suçlanan DYP Milletve- kili MehmetAğar'ın da aynı dönemde Ela- zığ'dan aday olduğuna dikkat çekildi. Ziraat Bankası çevrelerinde, skandalın bu boyutuyla ilgili olarak yanıtlanması ge- reken sorular şöyle sıralanıyor. - Genel Müdür Yardımcısı Metin Tunç- su'nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin olarak Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen karamamenin, askerlerin istememesi nedeniyle im- zalanmadığı doğnı mu? - Paçacı döneminde gö- revlendirilen Ziraat Banka- sı Genel Müdür Yardımcısı Metin Akpınar, banka için- de aktif bir MHP örgütlen- mesi gerçekleştirdi mi? -Banka içine yerleşen ekipte Akpınar ile Ziraat Bankası Kızılay Şubesi Müdürü NevzatSaym, Mal- tepe Şubesi Müdürü Nad Pazarh yer alıyor mu? - Naci Pazarlı tarafından son 3 ay içinde daha önce görev yaptığı Yıldızevler Şubesi'nden Maltepe Şube- si'ne 3.5 trilyon liraya yakın mevduat akışı sağlandığı, ancak gelen paranın şube dışına kaydınlarak Maltepe Şubesi'nin karapara aklama işleminde kullanıldığı dog- rumu? - Susurluk raporunda so- yadı yazılmayan Ziraat Bankası Ticari Krediler Müdürü Akif Oflaz Türk- menistan'a gönderildi mi? - Suçlanan ekiple hareket ettiği ileri sürülen Nevzat Sayın, Akay ve Necatibey şubelerinde yapılan soruş- turmalar sonucunda usul dı- şı işlemlerinin belirlenme- sine karşın 15 ay kadar ön- ce Kızılay Şubesi Müdürlü- ğu'ne nasıl atandı? Savaş olasılığının enflasyon ve ekonomik darboğazı gündemin dışına ittiğini vurguladı Baykal: Cem'in ııiye gittiğî beDi değil ANKARA (Cumhumet Büro- su) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, körfez bunalımı konu- sunda hükümetin tavnnı değiştir- diğini, Dışışleri Bakanı ısmail Cem'in hangi amaçla Irak'a zı- yaret yaptığının belli olmadıgını söyledi. Baykal, savaş olasılığı- nın yüksek oranlı enflasyon ve ekonomıdeki darboğazı günde- min geri sıralanna ittiğini vurgu- ladı. Baykal, dün parti meclisi top- lantısında yaptığı açıklamada, körfezde yaşanan gerginliğe kar- şın Türkiye'nin ana sorununun ekonomik istikrarsızlıktan kay- naklandığını söyledi. Enflasyo- nun "bataklık" olduğunu söyle- yen Baykal, "Önce bu batakhğm kurutulması gerekmektedir. Gei- miş geçmiş hükümetJerin tümii enflasyon korkağıdır, enflasyon kaçağıdır. Bunlar, enflasyonun nabzına göre şerbet veriyorlar, enflasyonla bir yatakta ban; için- de yaşamaya çahşıjorlar" diye ko- nuştu. Baykal, üç haneli enflas- yon oranını haklı gösterebilecek hiçbirgerekçe bulunmadığını be- lırterek Irak'ta bile enflasyonun bu oranda olmadıgını söyledi Baykal, çok ciddi fıyat artışla- nnın yaşandığına, kamu çalışan- lannı, yüzde 30'luk maaş zam- mıyla "1998'in nrtmalanna kar- şı ayakta tutmaıun" olanaksız ol- duğuna dikkat çekti. Toplumun tümüne, özellikle kamu çalışanla- nna yüzde 50 ek zam yapılması- nın kaçınılmaz hale geldiğini söy- leyen CHP lideri, "Ya herkesin boğazmı birden sıkya da sade va- tandaşm boğazmdan, ümöğün- den efini çek" dedi. Körfez bunalımının ekonomi- ye şimdiden çok büyük zararlar verdiğine işaret eden Baykal, tMKB'nin, piyasalann.dargelir- li yurttaşm bundan etkilendiğini belirtti. Baykal, Irak'ta yaşanan gelişmeler konusunda çok dikkat- Kumarhane patronumm suç dosyası, ölümünden sonra da kapanmıyor Ömer Lütfü Topal asker kaçağı çıktı AYŞE SAYIN ANKARA - Kumarhane patronu Ömer Lütfü Topal'ın suç dosyasının "karanBkta" kalan bölümleri ölümünden sonra su yüzü- ne çıkmaya devam ediyor. Adalet Bakanı Ottan Sunguıta'nun, Adli Sicil'den 5 kez "sabıkasızhk belgesT aldığı- nı açıkladığı Topal'ın, askerlikten fırar etti- ği için aldığı 5 ay hapis cezasının infaz edil- mediği ortaya çıkti. Çorlu 5. Kolordu Komu- tanlığı Askeri Mahkemesi'nin, Topal'm fi- rar suçu nedeniyle verdiği 5 aylık mahkûmi- yet karannı Cumhnriyet ele geçirdi. Karar, Topal'ın, infez aşamasmda nasıl korunduğunu da ortaya koyuyor. Çorlu'da- ki 5. Kolordu Karargâh Bölüğü erlerinden Ömer Lütfü Topal'ın, 3 Haziran 1%3 tari- hinde fırar ettiği, ancak 21 yıl sonra 3 Ara- lık 1984 tarihinde yakalanabildiği ve 17 Ara- hk 1984'te kıtasına teslim edildiği ortaya çıktı. Firar suçundan hakkında dava açılan ve askerlik yapmamaya "kararh görünen" To- pal'ın, Çorlu Askeri Hastanesi Baştabipli- ği'ndeh 25 Ekim 1985 tarihinde, 1976'dan itibaren "askerliğe etverişsiz olduğu" yönün- de rapor aldığı saptandı. Çorlu 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılanması sürerken To- pal'ın karardan kısa bir süre önce 12 Mart 1986 tarihinde yine Çorlu Askeri Hastane- si 'nden ek rapor aldığı belirlendi. Ancak As- keri Mahkeme, 21 Nisan 1986 tarihinde ver- diği kararda ek raporu da "beraat'' içinye- teıii görmedi. * " ' li olunması uyansında bulunarak şunlan söyledi: "Tfirkhe ilk başta, ABD iie böyle bir tşbirügi içinde bulunma- yacağını ifade etti. Şimdiyse. I- rak'taki kitk imha sflah potansi- yetinin Türldye için bir tehditoluş • turduğuna yönelik açıklamalar var. Clinton, btinun için mektup göndermişti. tndrtik'in kuDandı- nlmayacağmın söylendiği nokta- dan bu noktaya geünmesi çefişki- dir. Bu nedenle uyanlar yapıhyor, ama uyarmm Idme yapıidığı beffi değfl." Baykal, Susurluk skanda- lına ilişkin değerlendırmesinde, Başbakanlık Teftiş Kurulu rapo- rundan tedirgin olanlann rahata kavuştuğunu söyledi. Raporda, olaylann siyasi özüne ınilmekten kaçınıldığını belirten CHP Genel Başkanı, şunlan dedi: "Rapor, öhtÜTÜIen gazetecinin niçin öMürüldügünün. devlet sır- n olarak sayüması gercktiği man- üğıyla yazıtauştır. BelH bir uygu- lamayı devlet \aran diye içinize sindirdigjniz anda, hiçbir seyin üs- tesinden gelemezsiniz. Şimdi anb- yoruz ki, raporsoruşturma konu- su değil, inceleme konusuvmuş. Yeter, incdene incelene kopacak arük." IRMIKIAYDEV ENGtN Savaş geldi kapıya dayandı. Bu yazı yazılırken CNN ekra- nından ha bire savaş hazırlığı görüntüleri akıyordu.lnen-kal- kan uçaklar, yüzen ada benze- ri uçak gemileri, uçaklardan i- nen, gemilere binen Amerikan askerieri filan... 1991 'de izlediğimiz "o" filmi anımsıyonjz. Körfez'deki "te- miz savaşı". CNN'nin, iletişim teknolojisindeki olanaklan ağ- zımızı sulandımnacasına sergi- leyip bize izlettiği "Temiz Sa- vaş" adlı diziyi... Hani hiç kim- senin ölmediği, gelinlerin çölde yitip gitmiş yavuklulannın ar- dından ağıtlar yakmadığı, kö- mürgözlü bir Arap kızının, ana- cığına "Anne babam ne zaman gelecek" diye yanrtsız sorular sormadığı o temiz savaşı... Sa- dece bilgisayar ekranlanndaki gibi "zararsız" ışık merrnilerinin uçuştuğu, gökyüzünün havai fişek gösterisi gibi bir aydınla- nıp bir karardığı, düştükleri yer- de -görmediğimize göre- evle- rin, köprülerin, korunaklann yı- kılmadığı, altında insanlann pa- ramparça yatmadığı tertemiz Yalıtılmışlığın Kıskacında bir savaşı... Teksas ovalann- dan, Alaska'nın buz steplerin- den uçup gelmiş gencecik Amerikan delikanlılarının alü- minyum tabutlarda paketlen- miş cesetlerinin yan yana sıra- lanmadığı "çağdaş" savaşı... Savaşın öîümcül soluğu Tür- kiye'nin ensesinde, bahçe çiti- nin hemen ötesinde. Türkiye'nin... Hani siyasileri- mizin, başbakanlanmızın, dev- let başkanlanmızın, yeri geldik- çe (hatta gelmedikçe) sık sık "Bölgedeki en güçlü ülke. Je- opolitik konumu, nüfusu ve olanaklan ile stratejik önemi tartışılmaz ve güçlü Ortadoğu ülkesi" diye demeçler patlat- tıklan Türkiye'nin... Bu kadar olanaklı, bu kadar güçlü, bu kadar önemli bir ül- kenin burnunun dibindeki sa- vaşı önlemekte, anlaşmazlığı çözmekte ciddi bir ağırlığı olsa gerek. Çatışan taraflann, Türki- ye'nin sözünü soluklannı tuta- rak dinlemeleri, önemsemele- ri, tutumlannı buna göre belir- lemeleri beklenir. Oysa... Üffff... Neresinden başlama- h? Savaş öncesi diplomatik gö- rüşmeler yapmak üzere Orta- doğu'ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın Atina ve Ürdün duraklannın arasına Ankara'yı sıkıştırmaya bile gerek duymamasına mı dikkat çekmeli; yoksa inmekte olan ABD şamannın rüzgânnı yüzünde duyarken bile Sad- dam'ın, Ismail Cem'in arabu- luculuğunu önemsemeyişinin siyasal anlamına mı değinme- li? Clinton'ın, Demirel'e (Ne- den Yılmaz'a değil Demirel'e) yolladığı mektupta "Türkiye ile dostluğumuz Kön'ez'de işbirii- ğinebağlı" diyerek, Türkiye'ye bölgede, tetikçiliğe benzer bir görev biçmesindeki saygısızlı- ğı ise hiç belirtmesek daha iyi... Anlaşılan Ecevrt'in öteden beri bilinegelen Irak halkı ile Saddam'ı özdeşleştiren tuhaf dış politika anlayışının etkisiy- le ilk günlerde yağıp gürteyen Türkiye, şimdi -süt dökrnüş ke- di ömeği mi desek, abdest ta- zeledi mi desek bilemiyoruz- kendisine anımsatılan "tutula- cak saf" uyansını ciddiye al- makzoaındakaldı... Neden? Sanıyoruz sorunun -yakıcı- yanıtı Körfez bunalımının dar sınırlan içinde değil, Türkiye'nin kıvrandığı yalıtılmışlık kıskacın- da aranmalı. Yanılıyor muyuz? Türkiye bütün komşulan ile küs. Kimileriyle kanlı bıçaklı, ki- mileriyle selamsız sabahsız küs; kimileriyle sırtlan gülüm- semesi ölçüsünde "dosf. 1964'ten bu yana dış politi- kasının belli başlı eksenlerin- den birini oluşturan Avrupa Topluluğu içinde yer alma dü- şü ise daha birkaç ay önce düş bile olmaktan çıktı. Şulunduğu coğrafyada böy- lesine yalıtılmış bir ülkenin ar- tık "jeopolitik önemi" de palav- radır, stratejik ağırlığı da. Dün- ya jandanması ABD'nin isterie- rine hatta tatimatlanna gönül- süz de olsa uymaktan öte yol kalmaz... Tabuymuşcasına tartışma ve eleştiri dışı bırakılmasına alışı- lan Türkiye'nin dış politikasını, böylesi zorlu dönemeçlerde "bağımsızlık kavramının denek taşına" vurunca insanın içini u- tanç ve öfke basıyor... ••• Bir duyuru: Bu pazar günü saat 13'te, Istanbul Beyoğ- lu'nda, Tank Zafer Tunaya Kül- tür Merkezi'nde ilginç ve gali- ba önemli birforum toplanıyor. Prof. Çetin Özek "Devlet Sır- n" konulu bir bildiri sunacak. Beş gazeteci de bildiriyi tartışa- cak. Yağmuriu geçeceğe ben- zeyen bir pazar öğleden sonra- sını böyle bir forumda değer- lendirmek isteyenlere duyuru- lur... POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yetki Aşımı... Oyun bozuldu... Oyunu bozan, arkadaşımız Figen Atalay'ın ön- ceki gün Cumhuriyet'te yayımlanan haberiydi... Figen Atalay'ın haberi, Türkiye'de Fethullahçı- lar olarak bilinen 'Nurculuk Tarikat'nın Milli Eği- tim Bakanlığı'nda ne denli örgütlü ve etkili oldu- ğunu gösteriyordu... Şimdi haberi bir kez daha hep birlikte okuyalım: "Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen dersha- nelerin üye olduğu Güven-Der'e, Milli Eğitim Ba- kanlığı'nca deneme sınavı düzenleme yetkisi ve- rildi. Güven Dershane Sahipleri Derneği (Güven- Der), yalnızca Özel Dershaneler Biriiği'nin (öz- De-Bir) düzenlediği ÖSS ve ÖYS deneme sınav- lan yapmak için yıllardır MEB'e başvunıda bulu- nuyordu. Bugüne kadar kabul edilmeyen bu baş- vunjya, DSP'li Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ- bay döneminde izin verilmesi eğitim çevrelen'n- de rahatsızlık yarattı. Uzun yıllardır üniversite adaylanndan büyük talep gören ÖSS ve ÖYS de- neme sınavlannı düzenleyen Öz-De-Bir'e, Türki- ye çapında 1100 dershane üye. Güven-Der'in ise 30'a yakın üyesi bulunuyor. Sınav izninin verilme- siyle Türkiye çapında çok az sayıda üyesi bulu- nan bir derneğe Milli Eğitim Bakanlığı'nın binala- nnı kullanma olanağı da tanınmış oluyor." ••• Otuza yakın üyesi bulunan Fethullahçılann Gü- ven-Der'ine, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı bu 'feyafr'ın arkasında ne gibi tercihleryatıyordu? Yok- sa bu tercih, 1100 üyesi bulunan Öz-De-Bir'e kar- şı hazırlanmış bir tuzak mıydı? Gelin şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğre- tim Kurumlan Genel Müdürü Hüseyin Kanburoğ- lu'nun bu konudaki genelgesine bir bakalım: "Deneme sınavlannın 1997-1998 öğretim yılın- da Bakanlığımız denetim ve gözetimi altında Gü- ven Dershane Sahipleri Derneği (Güven-Der) ta- rafından yapılması Bakanlığımızca uygun bulun- muştur. öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçme- lerine, sınav heyecanını azaltmalanna, test teknik- lerini kavramalanna, kodlama kurallannı vezama- nı iyi kullanarak sınav tecrübesi kazanmalanna, aynca dershanelere devam edemeyen öğrenci- lerin sınav pratiğini geliştirmelerine imkân veren Üniversiteye Giriş Birinci Basamak Deneme Sına- vı 7 Mart 1998, Üniversiteye Giriş Ikinci Basamak Deneme sınavı 17 Mayıs 1998 tarihlerinde yapı- lacaktır. Deneme sınavlan, Güven-Der'e üye ders- hanelerde veya ihtiyaç duyulması halinde resmi okul binalanndayapılacaktır. Sınavlaria ilgili yöner- ge, Güven-Der tarafından hazırianarak üye ders- hane müdüriüklerine gönderilecektir." Haber Cumhuriyet'te yayımlanınca Milli Eğitim Ba kanlığı 'kendine geldi' ve şu açıklamayı yap- tı: "Gazetenizin birinci sayfasında yayımlanan 'Gü- len'in Dershaneterine Stnav Izni' başlıklı haberie il- gili olarak açıklama yapılması gereği duyulmuş- tur. Söz konusu dershanelere sınav izni veren yazı, dün iptal edilerek yürüriükten kaldınlmışhr. Böyle biriznin verilmesinde yetki aşımı görüldüğünden, ilgililer hakkında soruştunna açılmıştır." ••• Figen Atalay'ın haberi, Fethullahçılar ile Milli Eği- tim Bakanlığı arasındaki 'ilişkiler zinciri'n apaçık ortaya koyuyordu... Başta belirttiğim gibi oyun bozuldu... Güven-Der'in yazılı açıklamasında "Dershane- lerimizin Hoca Efendi'y/e organik bağı yoktur" deniliyor... O zaman dershaneler kimlerin? Tıpkı okullar gibi şirketleşmiş Fethullahçılann... Bu dershanelerde 60 bin öğrenci varmış... Sizce ilginç değil mi? Cumhuriyet'in haberinde Güven-Der'e bağlı 30 dershane olduğu belirtiliyor, dernek ise Türkiye genelinde 360 üyesi olduğunu öne sürüyor... Zaman gazetesi dünkü haberinde şu başlığı at- mıştı: "Sınava anlaşılmaz iptal!" Bunda anlaşılmayacak ne var! Acaba Güven-Der'e sınav iznini veren Milli Eği- tim Bakanlığı yetkilisi hakkında 'yetkiaşımı'soruş- turması açılmış mıdır? Fethullahçılar şimdilerde sıkıntılı... Okullannı devretmek için gösterdikleri çaba, ki- mi gazetecilere Samanyolu TV'de yaptıklan ay- ncalık Fethullahçılann önünü açamıyor... Askerler, Fethullahçılan çok yakından izliyorlar, onları şöyle değerlendiriyoıiar: "Fethullahçılar, Refah Partisi'nden daha teh- likelidirier..." E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/513 90 98 RP'den merkez ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - RP'nin Anayasa Mahkemesi 'nin kapatma karanyla ilgili olarak Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) yapmayı planla- dığı başvuru gecikiyor. Kurtuluş amacıyla yapıl- masını istediği anayasa değişikliğine diğer parti- lerin vereceği yanıtı bek- leyen RP'Iiler. başvuru- yu ertelediler. Kapatma karannı geçersiz kılmayi amaçlayan hukuki giri- şimlerini sürdüren RP'Ii- ler yeni parti ile ilgili ha- zırlıklara da devam edi- yorlar. RP'nin göstermelik olarak aceleyle boşaltı- lan Balgat'taki genel merkez binasının yeni parti için hazırlandığı bildirildi. AlHM'ye verilecek yaklaşık 40 sayfalık di- lekçeyi hazırlayan RP'li hukukçular, Genel Baş- kan Necmettin Erba- kan'ın işaretıni bekliyor- genel takıyyesi lar. Başvuruyu hazırla- yanlar arasında yer alan Genel Başkan Yardımcı- sı Şevket Kazan, parti tü- zelkişiliği adına yapıla- cak başvurunun yanı sı- ra kararda adı geçenlerin de kişisel başvuruda bu- lunacaklannı belirterek "Karar nedeniyle zarar gördükleri için aslında üyekrin de girişimde bu- lunma haklan var. Ancak bu, süreci uzatu*. O ne- denle bu yola başvurma- yı düşünmüyonız" dedi. Kazan, öncelikle Tür- kiye'deki girişimlerinden sonuç almayı deneyecek- lerini kaydederek şunla- n söyledi: "Onceükle anayasa ve yasalarda yapılmasını is- tediğimizdeğişikiiklerle i- güi girişimimizi sonuçlan- dırmak istiyoruz. Diğer partilerin bu konudaki ta- vuian hafta başma kadar az çok ortaya çıkar. Eğer olumlu bir yamt alamaz- sak o zaman AİHM'ye başvurumuzu yapanz,"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle