Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞUBAT1998SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Geçmişle ilgili özeleştiri yapan genç kuşak, Necmettin Erbakan'ın liderliğine sıcak bakmıyor
'Kalıcı lider Lstiyoraz*SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - RP Genel Başkanı Nec-
mettin Erbakan'ın yeni partiyle ilgili
suskunluğu devam ederken, parti için-
deki tartışmalar hızlandı. "Genç ku-
şak" olarak adlandınlan grup, geçmişle
ilgili bir özeleştiri yapılmasını ve yeni-
den yapılanmayı savunurken, yeni parti
konusunda fazla zaman geçirilmeden
adım atılmasını istiyor. Bu grubun önde
gelen isimlerinden Manisa milletvekili
Bfilent Annç, "sadece tabela değişik-
liğini değil, yepyeni bir partiyi" he-
defledıklenni söyledi. Annç, liderlik
tartışmalan konusunda, "Emanetçi de-
ğil kalıcı lider" istediklerini vurgular-
ken, Erbakan'ın deneyimlerinden her
zaman yararlanılacağını ancak yeni par-
tinin kararlannda, politikalannda kendi
kadrolannın belirleyici olacağını savun-
du. Manisa milletvekili Bülent Annç'ın
sorulanmıza verdiği yanıtlar şöyle:
- RP'nin kapatılmasından sonra
Anayasa Mahkemesi karannın so-
nuçlarını ortadan kaldırmaya y önelik
bazı arayışlara öncelik verildi. Bu
yönde girişimlerde bulunulurken, ye-
ni parti konusundaki sorulann yanıt-
sız bırakılmasının nedeni ne?
- Gerekçeli karar açıklanmadı ama kı-
sa karardan öğreniyoruz ki, anayasanm
69. maddesi esas almmış. Yasaklama
kapsamına da sözleri ve davranışlanyla
partinin kapatılmasına yol açan 6 kişi
alınmış. Böylelikle eğer gerekçeli kara-
nn içinde yeni bir şey görmeyeceksek
147 milletvekili yasak kapsamı dışında
kalıyor. Dolayısıyla SPY'nin 95. mad-
desi uygulanmamış, bu milletvekilleri
de yeni bir partiyi kurmak veya yeni bir
partiye girmek konusunda serbest kal-
mışlardır. Esasen yasaklama ne olursa
olsun partinin kapatılmasıyla partiye
gönül veren 4 milyondan fazla üyenin
ve 6 milyondan fazla seçmenin cezalan-
dınlmaması gerekir. RP'nin şu veya bu
biçimde temsil ettiği düşünceyi, daha
iyi bir biçimde Türkiye'de bir parti ola-
rak temsil etmemiz lazım. O bakımdan
biz Refah Partililer yeni bir partiyle si-
yasete devam etme karanndayız.
- Kapatma kararından önce ve son-
ra söylenildiği gibi bir harf değişikli-
ğiyle ya da bir tabela değişikliğiyle mi
yola devam ediiecek?
- Yeni parti, başkalarmın söylediği gi-
bi bir harfin değişmesiyle veya RP tabe-
lasmın kaldınlıp yerine bir başka tabela
konulmasıyla olmamalı. Dolayısıyla bi-
zim yeni bir kadroyla, yeni bir inançla,
yeni bir programla mutlaka bir siyasi
parti olarak çahşmamız gerekir. Yani
her şeyin yenisi... Geçmişten ders alarak
halkın beklentilerine cevap verecek bir
partiyi kurmamız gerekir.
- Liderlik tartışması, genç kuşak-
yaşlı kuşak çatışması nasıi çözümle-
necek. Kuruiacak partinin başında
bir emanetçi mi olmalı. kalıcı bir li-
der mi?
- RP'de genç kuşak-yaşlı kuşak çatış-
ması diye bir şey yok. Burada belki
RP'de geçmişten beri ön saflarda, vitrin-
de olan kişilerin değişmesi kastediliyor.
Burada da doğru yolu, orta yolu bulma-
mız lazım Bu yeni, yepyeni partide mut-
laka tecrübeyle bugünûn şartlanm bağ-
daştıran, bugün halkımızın beklediği ve
bizden ümit ettiği vitrini, kadroyu orta-
ya koyabilecek bir yapılanmaya ihtiya-
cımız var. Benim ismim geçiyor, benim
liderlik gibi bir kaygım yok, bu konuda
bir çabam da yok. Ben daima bu düşün-
cenin içinde bulundum ve bana verilen
görevleri yerine getirmeye çalıştım. Bu,
ilçe başkanlığı da olabilir, milletvekilli-
ği de. Genel başkanlık denirse benden
çok daha yetenekli, kabiliyetli insanla-
nn olduğunu biliyorum. Ben sıramı her
zaman onlara veririm. Böyle bir çekiş-
me bizde yaşanmaz.
- Emanetçilik değil, kalıcı liderlik
diyorsunuz yani...
- Başka türlüsünü ben düşûnemem.
Bizim içimizden hiçbir zaman bir Cin-
doruk çıkmaz. Bir süre için emanetçi
başkanlık, bizim için mümkün değil.
Kötü örneklere bakarak insanlar bizim
için de böyle söylüyor. Bir Cindoruk'a
bakıyorlar, başkasına bakıyorlar böyle
söylüyorlar. Böyle emanetçi olarak iş
yapacak bir arkadaş. yok bizim aramız-
da. Bu yanlış olur ama Erbakan"la ilgi-
niz, ilişkinız olacak mı diye soruyorsa-
nız o mutlaka olacaktır. Biz Sayın Erba-
kan'ı liderhği nedeniyle yıllardan beri
verdiği mücadele nedeniyle her zaman
takdir etmışizdir. Siyasi yasaklı da olsa
her konuda hemen hemen onun fikirle-
rini öğrenmek, tecriibelerinden yarar-
lanmak isteriz.
- Partinin kurulması gecikiyor mu?
- Bu konunun zamana yayılmaya ta-
hammülü yok. Siz bu partiyi ortaya koy-
mazsanız, başka adamlar çıkar ortaya;
"Biz, RP'nin düşüncesine sahibiz"
deyip ortadaki mirası ceplerine atmaya
çalışırlar. Gerçi bizim seçmenimiz de
tabanımız da bilinçlidir, kimin nerde ol-
duğunu bilir ama bu tûr şeyler erken se-
çimde veya Meclis'in çalışamaması ha-
linde bizim için sorumluluk getirir. O
yûzden Meclis'te hemen yerimizi alma-
İıyız.
Çöp vergisi
16 Şubara
uzatıtdı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Maliye Bakanlığı, Çe\Te
Temizlik Vergisi birinci
taksiti ödeme süresini 16
Şubat'a kadar uzattı.
Bakanlıktan yapılan
açıklamada, dün sona eren
ödemelerde yığılmalann
olduğu göz önünde
bulundurularak, Çevre
Temizlik Vergisi
ödemelerinin 16 Şubat
1998 günü mesai bitimine
kadar uzatıldığı belirtildi.
Ödemenin, yurt çapmda
500'den fazla mükellefi
olan belediyeleri
kapsamak ve bir kereye
mahsus olmak ûzere
uzatıldığı kaydedildı.
Ocak 1998de
Türk basnı
• Istanbul Haber
Servisi - Türk basınının
1998 yılının ilk ayına da
sancılı başladığı belirtildi.
Basın Konseyi'nden
yapılan açıklamada Ocak
1998'de bir gazetecinin
ayağından kurşunlandığı,
4 gazetecinin görev
sırasında uğradığı saldın
sonucu yaralandığı, 6
gazete ve dergi bürosunun
baskına uğradığı, 2
gazetecinin gözaltına
alındığı, 4 gazetenin de
toplatıldığı kaydedildı.
Yangmlartta 2
öMükişi
• Istanbul Haber
Servisi - Zeytinburnu ve
Eminönü'nde çıkan
yangınlarda, 2 kişi öldü.
Prof. Muammer Aksoy
Caddesi Eski Hamam
Garajı'ndaki TEM inşaat
şirketinin şantiyesinde
işçilerin kaldığı barakada
çıkan yangında Romanya
uyruklu 25 yaşlannda bir
kişi öldü. Eminönü
Ebussuud Caddesi 27
Numara'da bulunan boş
bir binanın giriş katında
çıkan yangında ise kimliği
belirlenemeyen bir kişinin
cesedi bulundu.
TarHıi camiye
mototoflu saMrı
• tstanbul Haber
Servisi - Kasımpaşa
Bedrettin Mahallesi'nde
bulunan tamamı ahşap 3
katlı Ayni AIi Baba
Camii'ne dün saat 05.00
sıralannda
molotofkokteylli saldırıda
bulunuldu. 200 yıllık
olduğu öğrenilen camide
önemli maddi hasann
meydana geldiği
bildirildi.
Erdogan'a zam
eleşöpisi
• Istanbul Haber
Servisi - CHP Istanbul ll
Başkanı Mehmet Ali
Özpolat, Istanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ı, bayramda
otobüsleri ücretsiz
çalıştınp bayram bitince
bilet ücretlerine zam
yaptığı gerekçesiyle
kınadı. Ozpolat "Bunlar
gerçek dindar olsalar
yoksul halkın bindiği
otobüse bu kadar zam
yapmazlardı. Bu zihniyet
bayramlan bile
kullanıyor" dedi.
ÖzerKabaş toprağa verildiPerşembe gecesi geçirdiği kaip krizi nedeniyle yaşamını
yitiren ressam Ozer Kabaş, dün saat 10.30'da FındıkJı
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde
düzenlenen törenin ardından Bebek Camii'nde kılınan
öğle namazından sonra Yeniköy Aile Mezarlığı'nda
toprağa verildi. Kabaş'ı son yolculuğuna yakınlan, iş
arkadaşlan ve öğrencileri uğurladılar. 1957 yılında
Robert Koleji Makine Mühendisliği Bölümü'nden mezun
olduktan sonra ABD'ye giderek Yale Üniversitesi
Vergi borçları cıktı
Titancılann malma
ihtiyati haciz karan
Güzel Sanatlar Okulu'nda çeşirli sanatçıların öğrencisi
olan Kabaş, Yale Üniversitesi'ni 1962 yılında bitirmişri.
Kabaş, 1964-74 yıllan arasında Robert Kolej ve Boğaziçi
Üniverşitesi'nde dersler verdikten sonra 1983'te Mimar
Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'ne geçmiş, 1990 yılında
da resim anasanat dalında profesör olmuştu. Sanatçı
1991 yılından bu yana Mimar Sinan Üniversitesi Resim
Bölümü Anasanat Dalı Başkanlığı'nı ve 4 No'lu
Atölye'nin başkanlığını yürürüyordu.
Dört kisi tutuklandı
'Balıkesir çetesi'ni
DGM yargılayacak
İZMİR(AA)-"Saadet
zinciri" olarak bilinen Ti-
tan'ın Türkiye Direktörü
Hakan Kenan Şeranoğlu
ile 4 yöneticisinin yurtdışı-
na çıkışı yasaklandı. Titan
yöneticilerinin rnal ve mülk-
lerine de ihtiyati haciz ko-
nuldu.
Izmir Defterdarhğı, bir
süredir vergi kayıtlannı in-
celediği Titan yöneticileri-
nin, vergi borçları bulun-
duğunu tespit etti. Defter-
darlığın, lzmir Pasaport Şu-
be Müdürlüğü'ne gönder-
diği yazıda, Titan Türkiye
Direktörü Hakan Kenan Şe-
ranoğlu ile merkezi Ham-
burg'da olan DATA şirketi
sahibi Fedai Fatih Gülal,
organizasyon yöneticileri
Ahmet Hakan Baz, Ab-
met Turan Bayır ve Ra-
mazan Sezgin hakkında
"önlem almmasını" iste-
di. Bunun üzerine, lzmir
Pasaport Şube Müdürlü-
ğü'nce, 5 Titan yöneticisi-
nin yurtdışına çıkışlan ya-
saklanarak limanlarve gûm-
rük kapılanna iletildi.
Defterdarlık yctkilileri,
5 yöneticisinin yurtdışına
çıkışı yasaklanan Titan'm,
bakanlıktan gelen denetim
uzmanlannca, vergi yönün-
den, tıtızlıkle incelendığıni
kaydettiler.
Yetkililer, şöyle dediler.
"Şirket ve bu şirketten
para kazanan kişiler, ge-
İir vergisi mükellefi ol-
duklan için, mart aymda
beyanname vermeleri ge-
rekiyor."
COŞKUN YAMAN
BALIKESİR-Bahke-
sir Seyahat ile Misyatur
grubunun liderleri ve ele-
manlan, organize suç işle-
mek için "çete" oluştur-
maktan devlet güvenlik
mahkemesinde yargılana-
cak. Ergün Gür ile Fuat
Mutlu basta olmak ûze-
re iki gruptan hakkında gı-
yabi tutuklama karan çı-
kanlan 17 kişiden dördü,
bayram öncesi tutuklana-
rak cezaevine gönderildi.
Bahkesir'de iki yıldır
süren ve bugüne kadar 11
kişinin yaşamına mal olan
"mafya hesaplaşmasın-
daki kanlı rant kavga-
sı"na devlet güvenlik
mahkemesi el atü, Her iki
grup üyeleri hakkında tu-
tuklama karan çıkanlır-
ken Balıkesir Seyahat gnı-
bundan tlhami ve Cenap
Mutlu ile INuman Koca-
göz. Misyatur grubundan
da Hüseyin Erdoğrul ilk
yakalanan isimler oldu.
DGM SavcıhğVnca Balı-
kesir Emniyet Müdürlü-
ğü'ne ulaştınlan tutuklama
karan sonrasında bayram
öncesi yakalanan dört sa-
nık cezaevine gönderildi
Aranan diğer grup üye-
leri de Suat, Bülent ve Se-
mih Cem Mutiu. Metin,
Hakan, Kemal, Turgay
Çal, Aydın Gfimüş, Coş-
kun Derel, Tanfer Gül-
men, Niyazi Paıiamış ile
Süleyman Bayram dan
oluşuyor
DTP Cenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk
'Çiller devlet ciddiyetine
uysaydı bunlar olmazdı'
Istanbul Haber Servisi - Demokrat
Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Cin-
doruk, Susurluk raporunun işlevini ye-
rine getirdiğini belirterek DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'i hükümette bulun-
duğu dönemde devlet ciddiyetine uyma-
makla suçladı. ANAP'lı Devlet Bakanı
Eyüp Aşık da. Susurluk konusundaki da-
valann sorunu büyüttüğünü kaydederek
Adalet Bakanlığı'nın davayı tek mahke-
mede toplamak için çalışma yaptığını
söyledi.
Demokrat Türkiye Partisi Genel Baş-
kanı Hüsamettin Cindoruk, dün partisi-
nin Harbiye'deki il merkezinde düzenle-
diği basın toplantısında gazetecilerin Su-
surluk olayıyla ilgili sorulannı yanıtla-
dı. DYP Genel Başkanı Çiller'in raporu
ciddiye almadığı ve alternatif rapor ha-
zırlayacağının hahrlatılması üzerine Cin-
doruk şöyle konuştu:
"Ben de kendisini ciddiye almıyo-
rum. Onun döncmindcki hadiseler suç-
lanıyor. Meclis başkanlığı yaptığım dö-
nemde kendisini çok uyardım. Eğer
devlet ciddiyetine uygun davransaydı,
Türkiye bugün bu rapor meselesiyle
karşı karşıya kalmazdı. Alternatif ra-
poru kimin hakkında yazdığım bilmi-
yorum ama bir alternatif raporun ha-
zırlanmasını sevinçle karşılanm. Keş-
ke herkes bildiklerini ortaya dökse.
Ama Sayın Çiller'in bildiklerini orta-
ya dökebileceğini sanmıyorum. tnsan
kendi aleyhinde rapor hazırlar mı?"
Kamu yönetiminde ahlaki davranış-
larla ilgili Meclis'e birkanun teklifi sun-
duklannı ve hükümetin de konuya olum-
lu baktığını kaydeden Cindoruk, kanunun
çıkması halinde Meclis'te "ahlak ko-
mlsyonu"nun kurulacağmı bildirdi.
Istanbul
Hoştan'ın
bürolan ve
yazlığı arandı
• Hoştan, dün gece böbrek
rahatsızlığı nedeniyle Şişli
Etfal Hastanesi'nde bazı
tetkiklerden geçti.
İstanbul Haber Servisi - Hakkında
verilen gıyabi tutuklama karanmn üzerin-
den 14 ay geçtikten sonra teslim olan Sa-
mi Hoştan, arama için Abdullah Çatlı
ile komşu olduğu yazlığına ve bürolan-
na götürüldü. Hoştan'ın avukatı Rennan
Nişancı ise polisin müvekkiline işkence
yaptığını ileri sürdü.
Hoştan, dün akşam böbreklerinde ağn
olduğu gerekçesiyle Şişli Etfal Hastane-
si'nin üroloji servisinde bir dizi tetkik-
ten geçti 1.5 saat hastanede kalan Hoş-
tan, tekrar tstanbul Asayiş Şube Müdür-
lüğü'ne getirildi.
Sami Hoştan, dün sabah saatlerinde şu-
bede bekleyen gazetecilere fark ettiril-
meden dışan çıkanldı. Şubeye saat 13.30
sıralannda tekrar getirilen Hoştan, ara-
ma yapılmak üzere önce Silivri'de Ab-
dullah Çatlı ile komşu olduğu yazlığına,
daha sonra Yeşilyurt ve Taksim'de bulu-
nan bürolanna götürüldü. Arama yapılan
yerlerden elde edilen bazı evrak ve eşya-
nm, bir çantaya konularak şubeye getiril-
diği belirlendi. Gayrettepe'deki Istanbul
Asayiş Şube Müdürlüğü'ne gelen Sami
Hoştan'ın avukatı Rennan Nişancı, po-
lisin kendisini müvekkiliyle görüştürme-
diğini söyledi. Nişancı, Hoştan'aemniyet-
te işkence yapıldığmı ileri sürerek, "Gö-
rüşme talebimiz polis tarafından red-
dedildi. Müvekkilimin hayatından en-
dişe ediyoruz" dedi.
Sami Hoştan'ın
aracısı Şahin
HALtL NEBİLER
tkinci MtT raporundan ve Susurluk ka-
zasından bu yana adı gündemden düşme-
yen ve önceki gün Istanbul polisine teslim
olan Sami Hoştan'ın sorgusunun Tank
Ümit cinayetinde yoğunlaştığı öğrenildi.
Hoştan'ın teslim olmasında, eski Ozel Ha-
rekât Dairesi Başkan Vekili tbrahim Şa-
hin ın aracılık ettiği belirtildi. Hoştan'ın Asa-
yiş Şube Müdürlüğü'ndeki sorgusu Cina-
yet Masası Amiri Şentürk Demiral tara-
fından yapıldı. Demiral'ın yaptığı sorguda
özellikle Tank Ümit-Ömer Lütfü Topal-
Abdullah Çatlı-Sami Hoştan ılışkilen ve
Tank Ümit'in kaçınlıp öldürülmesine ağır-
lık verildi. Hoştan'ın sorgusu sırasında
MÎT'ten iki, Başbakanlık'tan bir kişi "mü-
şavir" sıfatıyla hazır bulundu.
Ozener'e son eörev
Yakalandığı hastalıktan kurtulama-
w yarak yaşamını yitiren gazeteci Yalçın
Özener, dün toprağa verildi. Özener için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde dü-
zenlenen törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Na-
il Güreli, "Özener'in bütün güçlüklere özveriyle göğüs gerdiğini, hizmetleri-
nin unutulmayacağını söyledi. Daha sonra Fatih Camii'ne götürülen Özener'in
cenazesi, Topkapı Eski Çamlık Mezarlığı'nda toprağa verildi. Özener'in ce-
nazesine ailesi, yakınlan ve meslektaşlan kahldılar. Özener, hastalanmadan
önce Son Çağrı gazetesinde çalışıyordu. (Fotoğraf: KADER TUCLA)
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Univepsitelepimiz
Bitgi Üniversitesi ile ilgili olarak yazdığım yazı, çok
ses getirdi. Çok sayıda telefon, mektup ve faks al-
dım. Kimileri öven, kimileri eleştiren... Gelen me-
sajların büyük çoğunluğunda, devlet üniversitele-
rini daha iyi bir duruma getirmek için neler yapıl-
ması gerektiği irdeteniyordu. Kimileri görüşlerimi so-
ruyor, kimileri de görüşlerini anlatıyordu. Devlet
üniversiteleri "Nasıl kurtulur?" diyenler de vardı.
Öncelikle şunu vurgulayayım ki; bence, devlet
üniversitelerinin birinci ve temel sorunu kaynak
yetersizliğidir. Bütçesinin üçte birini borç faizleri-
ne ayıran bir devletin yükseköğretime yeterince kay-
nak ayıramayacağı açıktır. Hele bir de Güneydo-
ğu sorunu ve bunun getirdiği dev harcamalar dü-
şünülürse...
Fakat kaynak yetersizliği bir yana, eldeki kısrtlı
kaynaklar da kötü kullanılmaktadır. Ve bence bu-
nun arkasında, üniversitelerimizin sayısının hızla art-
ması yatmaktadır.
Bugün Tûrkiye'de hemen her il ve pek çok ilçe
bir üniversite ya da en azından birkaç yüksekokul
ve fakülte açılmasını istemektedir. Bunun ardında
da değişik nedenler vardır. Örneğin beldeler ara-
sındaki rekabet, gelecek öğrencilerin o beldeye
yapacağı ekonomik katkı vs., vs...
Fakat üniversitelerimizin kaynak yetersizliği ve
kaynakiann kötü kullanımının yani sıra, yasadan kay-
naklanan çok ciddi yapısal sorunlan vardır. Ve ben-
ce bunlann başında 'akademik personel'm yetiş-
tirilmesi ve görev sorumluluğu gelmektedir.
Bundan bir süre önce Ezine'nin (Çanakkale)160
haneli bir köyünde, sanıyorum YSE'nin boşalttığı
bir binada iki tane meslek yüksekokulu açıldığını
okumuştum. Ortaokulu olmayan bir köyde üniver-
site eğitimi yapılamayacağı açıkken, 18 Mart Üni-
versitesi'nin Sayın Rektörü, birtakım 'Aıamas/'yak-
laşımlarla bu durumu savunuyordu. Böyle bir an-
layıştan nasıl akademik gelişme bekleyebiliriz?
Sigortacılık alanında uzmanlaşmış ve yaşamın-
da uluslararası ilişkiler ya da siyaset bilimi konu-
lannda bir tek makale bile kaleme almamış bir
meslektaşımızın, büyükçe bir kentimizin köklü bir
üniversitesinde uluslararası ilişkiler bölümünde
profesör yapıldığmı duyduk. Acaba jürisi kimlerden
oluşuyordu? Eminim mühendis ve tıp doktoriann-
dan. Ve bu meslektaşımız bizim aststanlanmızın do-
çentlik jürilerine giriyor ve 'yeterli' ya da 'yetersiz'
buluyor...
Korkanm yann öyle bir noktaya geleceğiz ki; ko-
nuyla ilgisi olmayan birtakım insanlar, o konular-
da uzmanlaşmaya çalışan kimi genç akademisyen-
lerin jürilerini oluşturacaklar ve etrafı kınp dökecek-
ler. Ve (yanlış bir biçimde) 'taşra üniversiteleri' ola-
rak adlandınlan kimi üniversitelerdeki 'kadrolaşma'
bunun işaretini veriyor.
Genç akademisyenlerin ilk 'köşe başı' olan dok-
tora eğitimini düzenleyen bir yönetmelik var. Bu yö-
netmeliğe göre ders vb. yükümlülüklerini tamam-
layan aday, konusuyla ilgili 'yeteriilik sınavına' gi-
rer. Buraya kadar iyi. Fakat arkası garip.
Bu sınayı başaramayan aday, altı ay içinde ikin-
ci bir kez bu sınava girebilir. Ve bunda da başanlı
olmazsa "döktora programından çıkaıttır." Buy-
run bakalım...
Bir aday o aşamaya gelene kadar, en az dört yıl
emek veriyor. Bir kararla tüm emekler srfırianryor.
Kaldı ki; bir aday, o aşamaya gelene dek, sayısız
sınav vermiş ve yüksek lisans tezi yazmış ve ka-
bul ettirmiş bir akademisyendir. Sıradan bir öğren-
ci de değildir.
Bu yönetmeliği 'düşünen ve hazırtayan' meslek-
taşJanmız, her halde 'kronikleşen' adayları dikka-
te almışlar. Fakat silah tersine tepiyor. Ve bu sına-
va ikinci kez giren adaylar çok yetersiz olsa bile,
jüri üyeleri bu adayları geçirmek zorunda kalıyor-
lar. Hele aday, üniversite mensubu bir genç ise...
Neden sadece iki sınav hakkı verilsin? Bu aşa-
maya gelen bir aday istediği kadar sınava girebil-
meli.
Askerden kaçmaya çalışan kimi adaylar olabilir.
Bunlar için yönetmeliğe bir madde eklenebilir. İlk
iki sınavda başanlı olamayanlann 'öğrencilik hak-
lan' ellennden alınabilir. Yani askerlik tecili verilmez.
Yeteneksiz kimi araştırma görevlileri için de ya-
saya bir ekleme yapılabilir. Örneğin "Doktorasınt se-
kiz senede veremeyen araştırma görevlilerinin üni-
versite ile ilgileri kesilir" denebilir. Bırakınz, zama-
nı kendi istedikleri gibi kullanıriar.
Genç akademisyenlerin yetistirilmesinin 'yaşam-
sal' bir önemi vardır. Ve çok ufak tefek kimi deği-
şikliklerie, bu alanda çok mesafe alınabilir. Kaynak
bahanesinin ardına sığınmamak ve bu konularda
akılcı düzenlemeleri ivedilikle yapmak zorunlulu-
ğundayız.
Çok zaman yitiriyoruz.
Soğuk hava etkisini siirdiırüyor
İki kişi donarah
yaşamınıyitirdi
Yurt Haberleri Servisi
- Soğuk ve yağışlı hava,
yurtta etkisini sürdürüyor.
Aksaray ve Diyarbakır'da
iki kişi donarak, Kayse-
ri'de de bir kişi buzda dü-
şerek öldü.
Kayseri Talas_Cadde-
si'nde, Mustafa Özkara-
fala (42),buzlakaplıyol-
da yürürken kayarak düş-
tü. Başını kaldınma çar-
pan Özkarafakı, beyin ka-
naması geçirerek öldü.Ak-
saray'm Güzelyurt ilçesi-
ne bağlı Selime beldesin-
de, avaçıkan Oktay Çetin-
kaya (30) ve Tugay Çelik
(26) Çimse mevkiinde, ti-
piye yakalandı. Çelik, do-
narak yaşamını kaybetti.
Diyarbakır'ın merkeze
bağlı Fabrika Köyü yakın-
lannda da Sait Akgüner
(70) adlı yurttaş donarak
yaşamını yitirdi.
Eskişehir ve Ankara'da
da kış aylannın en soğuk
günleri yaşanıyor. Hava sı-
caklığınm gündüz eksi 3,
gece eksi 10'a kadar düş-
tüğü Eskişehir'de Porsuk
Çayı dondu.
Önceki günden bu yana
aralıksız devam eden yoğun
kar yağışı yüzünden An-
kara'nın Çamlıdere ilçesi-
ne bağlı Çukurören, Öz-
muş, Osmansin, Yılanlı,
Dörtkonak, Kuyubaşı ve
Müsellim köyleri ulasıma
kapandı. Ankara'da karya-
ğışı şehiriçi trafiği olum-
suz yönde etkiliyor. Kent
içinde kar ve yollann buz-
lanması nedeniyle 168 tra-
fık kazası meydana geldi.
Trakya'da kar yağışı et-
kisini sürdürüyor. Soğuk
hava ve yoğun kar yağışı
özellikle Kırklareli Edir-
ne ve Tekirdağ'da de etki-
li olurken bölgede 150'den
fazla köy yolu ulaşıma ka-
pandı. Doğu Anadolu Böl-
gesi'nde çetin kış koşulla-
n günlük yaşamı olumsuz
etkilerken Erzurum'da ge-
ce hava sıcaklığı eksi 30
dereceye kadar düştü.