18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 3 ŞUBAT 1998 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Soygun ve Ozelleştirme... Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL K apitalizmin yüreği bi- rikim \ e harcama söz- cüklerinde atıyor. Bı- rikim, ekonomik bü- yüme ıle örtüşen faiz oraıüannda, yaürun- la kesiştiğinde ekonomidereeldenge sağ- lanıyor. Birikimi aşan harcama borçlan- maya neden olmakta. borçlanma genel- likle az gelişmiş toplumlarda, soygun ka- pılannı aralamaktadır. Birikim, üreti- me aktanlmadığında bu kez işsizlik ve yoksulluk başlıyor. Sorunun çözümü dengeli biiyüme kavraırunda düğümle- niyor. Dengesizlik içinde dengeyi bul- mak da olası, fakat buna daha az rast- lanıyor. O nedenle az gelişmiş toplum. enflasyonla durgunlukarasındaki bir ip cambazı gibi yalpalamakta, çaldığı bü- yük kapılar, yüzüne gürültûyle kapan- maktadır. Soygun: sopa, silah, muşla ve benze- ri araçlarla yapılabileceği gibi bunlan kullanmadan ve geride iz bırakmadan bir çift beyaz eldivenle de yapılabil- mektedir. Bu iki tür soygundan toplumlann gö- züne batanı ve tedirginlik yaratanı, suç araçlan kullanarak yapılandır. Kapita- list hukukun evrensel normlan bu tür- den soyguna ne denli acımasızsa, öbü- rüne karşı o denli bağışlayıcıdır. Oysa ikisi arasmda görmezlikten gelinen çok önemlibirfarkvardır. Birincisi flzyolo- jik bir gereksinmeden (açlık vb.) kay- naklanabilirken. ikincisi para \e gös- termelik tüketim tutkusu gibi psikolo- jikbir dürtüden kaynaklanmış olabilir. Kapitalizmin gelişme evresinde fizyo- lojik dürtüyle yapılan soygunlann sayı- sı azahrken öbürlerininki artmaktadır. Günümüzde toplumlar bırincilere kar- şı daha bağışlayıcı olmaya ve onlan ka- b hukuk kuralİanyla değil, caydıncı et- Idnliklerie (eğitim \ b.) yeniden topluma kazandırmaya çalışıriar. Beyaz eldiven- le yapılan ve iz bırakmayan soyguna karşı sürdürülen savaşımdan sağlana- cak başannın sürekhlık kazanması ve ka- lıcı olması diğerine göre daha zordur. Çiinkii kaynağındaki adam, genellikle suçlu oJmak değiL suçu önlemek ve suç- luyu yakalamakla görevli olandır. Su- çun arduıdaki güdü fizyolojik değil psi- kolojiktir. Bir bayram öncesinde, canlan şeker- leme çekip de alacak paralan olmayan birkaç çocuğun fizyolojik dürtüyle. bir- likte camıru kınp girdikleri dükkânda do- yasıya şekerleme yemelenyle başlayan ve ömürboyu hapisiesonuçlanan soygun- la, temsili demokrasi adı altında oyna- nan komedyanın ardına sığınıp çıkan- lan bir yasayla toplumun taşınır ve ta- şınmazlannı haraç mezat satmaya kal- kan ve bunu 'ozelleştirme' savıyla ulu- sa yutturmaya çalışan kışileri yüce ada- letin terazisinde aynı kefeye koymak olanaklı mıdır? Üstelik hapishanenin demir parmaklıklan çocuklann üzerine ömürboyu örtülürken... Ve bu adamlar kişisel. partisel çıkarlan için tekme to- kat dövüşürken... Ozelleştirme kteotojîkbir sonmdur. çö- zümünde çağdaş. hukuk normlan ve ekonomik dengeler yer alır. Ekonortu- deki gelişmelere gerçek bir tanı (teşhis) konmadan, çağdaş hukuk normlan ge- liştirilip uygulanmadan iş olsun diye çı- kanhp ve ayaklan yere basmayan bir ya- sa ile özelleştirmeye kalkışmak, top- lumsal açıdan 'Rusrufcti' oynamak ka- dar tehlikelidir. Acaba neden? Örnek olarak son günlerde basına çıkan Akhi- sarsigara fabrikasının satişmı ele alalım... 24.11.1994 tarihli 4046 sayılı Özelleş- tirme Yasasrru sabırla okuyalım. Kanun- da büyük çabalar harcanarak yazıldığı anlaşılan bırinci madde, devlete ait tüm taşınır ve taşınmazlann ince ayar en- vanterini yapmakta ve satışlann kutsal amacını saptamaktadır. Özelkştirme- nin amacı. ekonomik verimlilik arüşı ve kamu giderierinde azalma sağlamaktır. Verimliliğin nasıl arttığını ve kamu har- camalannda ne ölçüde azalma sağlan- dığmı, günümüze kadaryapüan özelleş- tirmeden elde edilen sonuçlarla göste- relim. Devletin resmi belgelerine göre özelleştirmeden elde edilen gelır 4.2 milyar ABD Dolan'dır. Bu geliri sağla- tnak için 3.9 milyar dolann üzerinde harcama yapılmıştır. Böyle bir uygula- maya özelleştirme ya da soygun mu de- nılcbıleceğinı halkınıızın engin takdi- rine bırakıyoruz. Partilennde, demokrasiyle uzak ya- kın ilişkili olmayan otarşik yapıyı Tür- kiye'ye taşıyan ve bu deü gömleğini de- mokrasi yaftasıyla ulusumuza giydir- meye çalışanlann çıkardıklan yasada yazılanlarla uygulamada ortaya çıkan- lan karşılaştırarak yasayı bir yana ko- valım. • Yasanın 2. maddesinin (c) fikrasın- da. özelleştirme uygulamalanndan el- de edılecek gehrlerin genel bütçe har- cama ve yatınmlannda kullanılamaya- cağı belirtiliyor. Fakat neredevenasrikul- larulacağından söz edilmiyor. Şimdiye kadar yapılan harcamalann büyük ola- sılıkla üretilen hizmetlere gittiği düşü- nülebilir, fakat ne tür bir hızmetin üre- tildiği bilinmiyor. Nasıl kutsal bir hiz- metse (!) uygulamalann çoğu yüce yar- gıdan dönüyor. • Yasada. yabancüara yapılacak sa- üşlarta ilgili olarak 'satüır' ya da 'satıl- maz' diye bir açıklık yok. Satıldığı tak- dirde satışın hangi ilkelere göre yapıla- cağı belli değil... Bu 'şerait ve ahval dahilinde' Türk halkına ait bir TEKEL fabrikasının his- se senetlerinin yüzde 50'den fazlası ün- lü Amerikan ve Ingiliz şirketlerine sa- tılabiliyor. Ve bu satıştan kimsenin ha- beri olmuyor. Oysa yasanın 2. madde- sinin (e) fıkrasında "özeUeştinneişlem- lerinin değer saptaması da dahil aleni- yet içinde yürütülmesi" tümcesı yer alı- yor. Yasaya göre bütün bunlan iki kurul yapıyor. Bunlardan önemli olanı 'Özel- teştinne Yüksek Kuruhı'dur. Siyasiler- den oluşan ve dolayısıyla siyasal so- rumluluk taşıyan bu kurulda acaba kim- ler bulunuyor? Kurulda "Başbakaıun başkanlığında. başbakanm belirleyece- ği bir devlet bakaıu, maliye bakanı ile sa- nayiveticaret bakanı yer alıyor." Kurul, üyelerinin tamamının katılımı ile top- lanıp, kararlanru oybirliği ile alıyor. Ku- rulun sekretarya hizmetlerini 'Ozelleş- tirme ldaresi Başkanltğı' yürütüyor. Bu kuruluşa, Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'nun mutfağı olarak bakılabılır. Özel- leştirme projeleri burada hazırlanıyor ve geliştirilen öneriler. kurulun ıncele- mesine buradan sunuluyor. Yasaya gö- re yönetsel sorumluluk, bu örgütte ça- lışan yetkfli veetkililerin omuzlannda bu- lunuyor. (*) Yüksek Özelleştirme Kurulu, Ege'de, Akhisar'daki TEKEUe ait sigara fabri- kasuıı ve bu fabrıkada üretilen Samsun ve Yeni Harman sigaralannın isim hak- lannı sessiz sedasız yabancılara devre- diyor. Bu sigaralann üretiminde ara ma- lı olarak yalnız Türk tütünü kullanıh- yor. Bu iki sigaranm toplam sigara sa- tışı içındeki payı yüzde 20 dolayındadır. Türkiye'de satılan yabancı sigaralann tü- münün toplam sigara satışlan içindeki payı yüzde 20'ye yakındır. Toplam si- gara satışlannın yüzde 60'ını. TEKEL tarafından tamamı Türk tütünü ile üre- tilen başka marka sigaralar oluşturur. Adamlar, sigaranın adma boşuna para vermiyorlar. Akhisar fabrikası bundan sonra da Samsun ve Yeni Harman siga- ralannı üretecek, ama Ege'nin gökku- şağı sansı küçiik yapraklı güzelim tü- tünlerinden değil.. ya neden?.. Ameri- ka'nın geniş alanlarında entansif tanm- la üretilen geniş yapraklı Sirginia' tü- tününden... Sağlığa daha zararlı olduğu ve gelişmiş ülkelerin bilinçli insanlan- nın öfkesini çektiği, içilmemesi için hakkında yaygın kampanyalann yürü- tüldüğü Amerikan tütününden... Türk tütünü ve ekicilerL ya onlar ne olacak- lar? Onlar. Kuzey Kutbu'ndaki gele- neklere göre sofradan bir boğaz eksil- sin diye buzullann üzerine bırakılan yaşlılar gibi ölüme terkedileceklerdir_ Bütün bunlar acaba niçin? tçi boşal- bbnış ulus devletin özel bankalara. ara- cılara, tefecilere olan borçlannın faizle- rini ödemek üzere atanacak bir avuç do- lar için». Borç alan ülke yalnız Türkiye değil... Fransa da halkmdan ve yaban- cı ülkelerden borç alıyor ve borç veri- yor. Fransa da özelleştirme yapıyor Top- luma ait taşmır ve taşınmazİan gerek- tiğinde satıyor. Niçin ve nasıl satıyor? Fransız sağının ünlü politikacılanndan Edouard Balladur özelleştirme kapsa- mında toplumun mallannı satarken hü- kümetlerin hangi ilkeler doğrultusunda tavır almak zorunda olduklannı tartış- maya açıyor. Balladur'a göre. küreselleşme kap- samında 1980'den sonra uygulanan pa- rasal liberaUzm sermayenin önündeki en- gelleri kaldırmış ve sermaye en yüksek rantabiliteyi yakalamak için dünyanın bir ucundan öbürüne akmaya başlamış- trr. Bu akış içinde artık işletmeler eski- si gibi geleneksel yöntemlerle korunmu- yor. Daha doğrusu korunamıyor. Bu, bir olgudur. Böyle bir oluşumu, ne dün- ya ölçeğinde önlemek ne de Avrupa'nın birleşmesini durdurmak mümkündür. Fransız işletmelerinin sermayeleri, gi- derek daha az Fransız olmak gibi bir sorunla karşı karşıyadır. Küreselleşme her şeyin elden çıkanlması olamaz ve olmarnahdrr. Ulusal çıkarlann korunma- sı doğal bir haktır ve bundan vazgeçi- lemez (**). Balladur böyle diyor... Ya bizimki- ler? Kırk yıllık deneyimini ikide bir Türktoplumuna anımsatan, büyük adam, içeriğini bilmediğı küreselleşmenin bir numaralı savunucusu olarak konuşuyor. Söyledikleri bir incir çekirdeğini bile doldurmuyor. Ya öbürleri, bunlar da her gün bilgisizliklerinin ve yetersizlikkri- rün yeni örneklerini sergilemeye devam ediyor. Hiçbirinin aklından TEKEL'in fabri- kalanm Ege'de, Karadeniz'de ve Doğu Anadolu'daki tütün ekicilerine satmak geçmiyor. Türkiye sağt için bir diyece- gim yok. Onlann marifetlerini sokakta- ki çocuklar bile biliyor. Ya, sol partile- rin erişilmez liderleri, onlar ne yapıyor- lar? Bir zamanlar "Toprak işleyenin, su kullananındır" diyen adam. bugün tü- tün ekicilerinin ölümüne fatiha okuma- ya hazırlanıyor... CHP'nin Genel Baş- kanı ve çevresindeki köy ihtiyar heye- ti.. acaba onlar ne yapıyorlar? (*) Özelleştirme Kurulu ile Özelleş- tirme ldaresi Başkanlığı, 657 sayılı Dev- let Memurlan Yasası'na tabi değildirler. (**) Edouard Balladur: lşletmelerimiz için hâlâ Fransız kalmak gibi bir gelecek var mıdır? Le Monde 13 Kasım 1997 Şeker Bayramı'nı Kemal Savaş'ın eşi ve çocuklan "babasız" geçirdi. Kurban Bayramrnda da Istanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin iyi yürekli mübaşiri KEMAL SAVAŞ evinde olmayacak. Kemal Savaş 16 Aralık 1997 gecesi saat "" ^',30'da Alemdağ tradd6sî < So'n Durak'ta rj SşöJı.K Ocağı önüQde Qldürüldü.,Üç araba. çarptı. Ölüme tanık olan kişileri anyoruz. Olayı gören varsa, Üsküdar C. Başsavcılığı'nın 1997 / 29728 Hz. sayılı dosyasına başvursunlar istiyoruz. Geride kalan eşinin ve iki kız çocuğunun acısını biraz olsun dindirmek isteyenlere... Tel: 0216 7 328 84 25 NÂZIM HlKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKFı ISTANBUL • "Ne güzel şey hatırlamak seni" Şiirler: NÂZIM HlKMET Fotoğraflar: İLKA KRAMER Kokteyl: 3 Şubat 1998. Saat 18.00 Açılışımızı onurlandırmanızı dilenz. Nâzım Hikıtıet Kültür ve Sanat Vakfı Kültür Merkezi Sıraseh iler Cad. No: 48 K.af 1 Taksim Tel: (0212) 292 09 69 (Sergi süresi- 3-17 Şubat 1998. Pazar hariç her gûn saat' 13.00-19.00 arası) ECumhuriyet kitap kulübü ^ TAKSİM Sergi Salonu ŞUBAT AY! ETKİNÜKLERİ SÖYLEŞiy İMZAGÖHÖ ! 6 Şubat Cuma Saat: 17.00-19.00 ERDAL ATABEK Kitaplannı imzalıyor Adres: Istıklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 ECumhuriyet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ŞUBAT AYI ETKİNLİKLERİ SOYLEŞİLİ İMZAGUNU 7 Şubat Cumartesi Saat:15.00-17.00 ALEY COŞKUN Kitaplannı imzalıyor Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997/425 Davacı Mustafa Altın- boğa vekili tarafından da- valı Enver Dılek aleyhıne _ açıtan çek ıptalı da\asının mahkememızce yapılan dunışmalan sırasında. Ata mahallesi, Sanayf caddesı, 9/2 Sok. No: 18 Aydın adresınde ıkamet ettığı bildınlen davalı En- ver Dilek adına çıkanlan dava dilekçesı bıla teblığ iade edilmış olup, zabıta marifetıyle yapılan tahki- katta da açık adreslenmn tespıt edılemediği bıldıril- mış olmakla davalı Enver Dılek'ın HUMK'nın 213 ve 337'cı maddeleri gere- ğınce dunışmanm bırakıl- dığı 23.02.1998 gününde saat 9'da Muğla Aslıye Hukuk Mahkemesi Salo- nu'nda hazır olması veya kendısmı bir vekvlle temsil ettırmesı. aksı takdırde du- ruşmanın yokluğunda ya- pılıp karar venleceğı ıla- nen teblığ olunur. 08.12.1997 Basın: 61786 ELEKTRİK MÜHENDİSİ Elektrik malzemeleri üretim ve temsilciliği yapıyoaız. Teklif ve satış bölümünde çalışabilecek, ingilizce bilir bay veya bayan mühendisler, 9/2/98 tarihine kadar başvuru ve CV bekliyoaız. Tel: 0212. 280 45 34 Fax: 264 77 31 / 4. LEVENT Dünyaya geldi, sevenlerine duy\ir\ıl\ır. PENCERE Dupdurun Bu Yağmayı!... Yıl 1970... Istanbul Boğazı'na köprü mü yapılsın tüp geçit mi?.. Mimarlar Odası diyor ki: "Köprü kentin denge- sini bozar, kuzeye doğru tüm Boğaz sırtlan yağ- malanır, trafik boğulur, 'köprüler tuzağı' kurulur, bir köprü yetmez, ikinci, üçüncü köprülere sürük- leniriz..." Dinleyen kim!.. Kan kokusu almış sırtlana dönüşen rant lobisi- nin güdülediği siyasal güçler korosu, bir ağızdan bağırmaya başlar: - Solcular köprüye karşı çıkıyorlar... Sonuç?.. Işte bugünkü Istanbul!.. Al gülüm seyreyle!.. • İkinci Dünya Savaşı ertesinde karayollan sefer- berliği başlamış, iyi de olmuş, ülkeye asfalt döşe- niyor; ama, o ne?.. Bir demiryolu düşmanlığıdır gi- diyor... Aklı başında ve sağduyusu yerinde olanlar yazı- yortar: "Avrupa ve Amerika'da karayolu ve demiryolu ulaşımı yan yanyadır, dengelidir, DDY'yi gözden cı- karmayın!.." Yanıt Özal'dan geliyor: "- Demiryolu komünist işidir." Sonuç?.. Karayolları mezbahası böyle oluştu. • 1960'larda ve 1970'lerde üst üste imam okulla-; n açılıyor; ama, bu kurum meslek okulu niteliğin- den çıkarılıp temel öğretim kurumlarına dönüştü- rülüyor; derslerde öğrencilere Atatürk düşmanlı-. ğı aşılanıyor, şeriatçılık belletiliyor, laik Cumhuriye-1 tin temelleri devletin milli eğitim yatırımlarıyla kun-; daklanıyor, çocukların beyinleri yıkanıyor. Yapma- yın etmeyin, diye yazıyorsun, çiziyorsun, anlatıyor- sun... Yanıt: - Islam, komünizme panzehirdir; dinsizler imam- hatip okullannı istemiyorlar... Sonuç: Laik Türkiye Cumhuriyeti tehlikeye düştükten sonra herkesin aklı başına geliyor, irtica "en büyük, tehdit" sayılıyor. • 1968'de üniversite öğrencileri "Reform isteriz", diye eyteme geçiyorlar. "Ün/Vers/tede reform", araştırma, geliştirme ve bilime yatınm demek!... ; Ancak birileri çıkıp diyor ki: - "Bu gençlerkomünisttir, itikurdakırdırmakge- rek..." - "Nasıl?.." - "Ülkücü gençleri silahlandınp polis desteğin- de üstlerine salın!.." Işin içine "silah" gıriyor; solcu gençler birer birer öldürülüyor; polis, katiller şebekesiyle işbirliği ya- 1 pıyor, "faili meçhul cinayetlerin" sonu gelmiyor. • "Yapmayın, ülkeye devlet eliyle terör tohumta- nnı ekiyorsunuz" diye uyarsanız da nafile... , Sonuç: ;..,,. u .-:.»«.*t. Sonuç bir çift sözcük: '. ','./ > n, ,.•••'.'*ı'< < Devletin çeteleşmesi!.. .,, -r, ••.?„.< ,.-,ı..,,.r. 12 Eylül ekonomisi.. "Sürekli zam - sürekli devalüasyon " üzerine her köşede bir "döviz büfesi" açılıyor, üretim dışlanı-, yor, "rantiyecilik" özendiriliyor, "do/arizasyon"pom-. palanıyor, Türk ürası pula dönüşüyor, uyanlara kar- şı yanıt hazır: - "Ulusal paranın modası geçti, artık Avrupa'da, tek para geçeıii olacak... t Sonuç?.. 100 milyar doları aşkın ıç ve dış borç!.. "Ranti- yeci" düzen!.. Yüzde 100'e ulaşan yapısal enflas-, yon!.. Yılda 3 milyar doları bulan borç faizi ödeme-^ siyle dışarıya sermaye transferiL Ekonomide çö-' küntü, toplumda kirlenme... , * ' ! Ve özelleştirme... Cumhuriyet dönemtnde halkın özverisiyle kurul-! muş ne kadar KİT varsa sanki düşman!.. Ideolojik,' savaşın hedef tahtası!.. KlT'lerin kadrolannı şişir- dik, tefeci düzeninde tümünü borçlandırdık, "dev- leti küçültmek" bahanesiyle yağmalamaya baş-! ladık... Sermaye mafyasının yine gözünü kan bürüdü... Efendiler, durdurun bu yağmayı!.. Çünkü yağma bitip de aklımız başımıza geldiği' zaman elimizde kalacak olan, sıfıra sıfır, elde var sıfırdır. kt»».i»^.«KrT^a BALE BOLÜMU 2. Dönem Kayıtiarı Başlamıştır. • T.C. Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı akademık klasık bale eğitimı veritmektedir. • Başanlı öğrencilere T.C. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onaylı diploma verıimektedir. • Ara sınıflara sevıye tespıt sınavı ıle öğrencı alınmaktadır. • Seçkin öğretim kadromuz ıle bale başlangıçtan (4 yaşından itibaren) profesyonel seviyeye kadar üstün nitelikli eğitim verıimektedir. • Dersler pıyano eşlîğinde yapılmaktadır. D A N S BÖLÜMÜ • Klasik Danslar (tango, bolero, vals, Latın Amerikan vs.) • Jazz dans ve modern dans • Cımnastık, stretching Dans bölümüne her yaşta öğrenci kabul edilmektedir. Sanat Aüziöi Üstadları Sadettin Kaynak 5<5İahattin Pınar Avni Anıl 5elahattin İçli M. Nurettin öelçuk Fasl'ın erbatH heyet eşlığınde ve sızlere ozel olarak, herbır bestekar ıçın hazırlanmış şarkı kitapçıklarıyla ÜSTADLARI ANMA GUNLERI 3 Şubat-5 Mart tarihlerı arasmda her Salı ve Perşembe akşamı T.C. MEB ÖZEL KALAMIŞ SANAT MERKEZİ . _ .mi^v-, n« Kalamış Yelken Kulübü Tesisleri, Kalamış Fener Cad. İskele Sok I Kezervasyon : (U212) 2o2 4 7 67 No. 2(Kalamış Marina karşısı) Kadıköy/İST. Tel (0216) 414 0818 | . Fi^ \!onu: 4.000.0Ö0TL. Lütfen bilgi için araymız. UIUSIARARASI DUZEYDE 2 YIL SUREU INGIUZCE VE NLGISAYARU ÖZEl EĞİTİM ŞUBAT DÖNEMİ KAYITIAR1BAŞLAW. H.İÇİ, H.SONU iç mimaHık, grafik, stilistlik, resimTÜRKhTE'DE İIK KEZ MEZUNLARIMIZA YATAY GEÇİŞIE İNGİITÎRE'DE YÜKSEK ÖĞRENİME DEVAM VE DİPIOMA HRSAT1 BİLGİSAYAR EĞİTİMİ, MACINTOSH:F8EEHAND, QUA8KXPRESS, PHOTOSHOP, PC WIND0WS: VVORD, EXCEL, AUTOCAD SES_1(S8, ORTAOYUNCULAR ISTİKLAL CAD. N0. 140 TEL: 251 18 65-66 FAX: 0212.244 43 27 Ferhon Şensoy FERHANGI ŞEYLER Ça?amba-Perçembe 21.00 Ferhan Şensoy FELEK BİR GUN SALAKKEN Pazar15.30-18.30 HALDUN TANER KABARE Kurguloyan . Ferhan Şensoy Yoneten Derya Baykal Cuma 21.00 Cumartesi 18.30-21.00 Kultur Bokanlıgının Katiuianyla ESKİ OYUNLAR BUYUK EKRAN VİDEO GOSTERİLERİ İÇİNDEN TRAMVAY GEÇEN ŞARKI Karl Valentin / Ferhan Şensoy 3 Şubat SAIı 13.00 / 4 Şubat Çarçamba 15.00 / 7 Şubat C.tesi 14.00 Bilet Satıs Ver/erı. Ortaoyuncular Gise 251 18 65 VAKKORAMALAR; Toksim, Rumeli, Suadiye ve Akmerl Oynayan: MÜŞf İK KENTER-BEKİR AKSOY •2'3-14-l9-205«tıll21l»15Ş*ltSjjl15M CcnetinekûMinc. ORHAN VEU N B•' Mu>f.k Kenter gösterisi ~ İAüi-; >ie\ 21 oo ••«ş.rsi sjir u ;•"• - ûnel iıtek «aerâM, hnrtumesinderi onct - Son 5 C'yijn MARIA CALLAS YAGLIBOYA RESİM DERSİ VERİLİR (0216) 359 22 76 müzik eğitimi gitar, (klasik, pop), piyano (klasik, jazz), ses eğitimi, flüt (yan flüt), klarinet, soksofon, genel müzik kültürü ŞUBAT DÖNEMİ KAYITLARI BAŞLADI, HAFTA İÇİ, HAFTA SONU ı s t a s y o n s a n a t m e r k e z i BAKIRKÖY:5709500-01, MOOA:4149638-39, TAKSIM:2529222-231istasyon sanat merkeziBAKIRKÖY:S7O950001.MODA414ge38 39.TAKSJH:2529222-23 Galeri ve Sergi İlanlarınız İçin (0212)2938978(3hat) GULRIZ SURURI SÖYLEYECEKLERtM YAK Mü/ikli Oviın ^ Gülriz Sururi Yöneten: Engın • Oynayanlor G u t e Surun, Hokon Vartı M u z * Dınektoni- Cumhur Bokşkon 5,4,7 Şubat: 2100, t Şubat 15 00.12,13,14 Şubac 2100,15 Şubat IS 00 | Bitet abş: Alotbr Kdtur Htrkev: (0-212) 212 57 80 •Akmerfcez Vjkkorjna: (0-212) 212 M « ye dijef öım Vjkkorama'larda. ' Aioıtor Kulnif Merto Zeyonojlı Cadöesı No 8 MatlaMsunbul (Ealer Afcneriıe: hrjsı) Tel (0-2 2ı 282 57 90 • 282 M 76 EFES Pilsetı'in kültüı ve sanata katkılan attatak surecek. Hadı Caman YEDITEPE OYUNCULARI 'îieteû: tumar j lPazar:15.3Ö ^ --- , ^adiÇamanTiyatrosu - j lîeşvifeiye Çad<I60 v Ülşantaşı-İştSnbul % * II: (0-21|f2^1 98 - 246 17 Zî '" EFES Pilsen :r. kültür ve sanata katkılan artarak surec
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle