25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3ŞUBAT1998SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Berksoy, Brecht'in 100. doğum yıldönümü kutlamalan kapsamında Yosma'yı sahneliyor gîdişnı• 'Yosma'da, Brecht'in sokak kadınlanndan, Mahagony'nin 'Üç Kuruşluk Operası'nda var olan Jenny'nin yaşadığı bir süreç anlatılıyor. Jenny, 1930'lardaBerlin'debir barda zaman zaman geçmişine de dönerek bugünü yargılıyor. Kendi yitip gidişinin, ekonomik- politik durumun ve faşizmin hesaplaşmasını yaparak, günümüze acımasızca hesap soruyor. ÖZLEMGÜLŞEN Vasıf Öngören'in 'Asiye Nasıl Kurtu- lur'u. Strindberg'ın 'MatmazelJuHe'si, Sophokles'ın 'Antigone'sınde, hep ka- dm tiplemelerini ön plana çıkaran oyunlarda görme>e alışık olduğumuz ZeHha Berksoy, bu kez Bertolt Brecht'in 100. dogum yıldönümü kut- lamalan kapsamında 'Yosma' adlı oyu- nu sergüeyecek. Oyun, Genco Erkal'ın farklı yoru- muyla yoğrularak Brecht'in şiir, şarkı, öykü ve oyunlanndan oluşturulmuş. 'Jenny' karakterini ön plana çıkararak yer yer geçmişe dönüşler, kimi gönder- meler ve irdelemelerle günümüzü sor- gulayan oyun, 6 Şubat'tan itibaren Mu- ammer Karaca Tiyatrosu'nda sahne- lenmeye başlayacak. 1987yılında'Ben Bertolt Brecht', 1996 yılııida 'Brecht- VVeill Kabare Konseri'nden sonra yenı- den bır Brecht oyunuyla sahneye çık- manın sevıncini yaşayan Zeliha Berk- soy'la sö> leştik. - Yeniden bir Brecht oyunuyla sahne- desiniz... Brecht-Weill Kabare Konseri'ni yap- tığımız sıralarda Genco Erkal'la böyle bir oyun sahneye koyabüeceğimize da- ir konuşmuştuk. Brecht'le ilgili hazır- ladığımız programlann hepsi çok gün- celdi. Bu oyunda da günümüz dünyasmı ve Türkiyesi'ni çok yakından inceleyen, anlatan ve derinden eleştiren bir yan var. Genco, oyunun bel kemiğini hazır- layabilmek için çalışmalanna geçen yıl başladı. Sadece benim açımdan değil, seyir- ci açısından da ortaya çok güzel bir dü- zenleme çıktığına inanıyorum. Bugüne dek yaptıgımız Brecht programlann- dan çok farklı bir düzenleme; bu kez dramatik bir doku söz konusu. Oyunda, Brecht'in sokak kadmlann- dan, Mahagony'nin 'Üç Kuruşluk Ope- rası'nda var olan Jenny'nin yaşadığı bır süreç anlatılıyor. Jenny, 1930"larda Berlin'de bir bara takılıyor'. Bu taktf- ma' sırasında zaman zaman geçmişine de dönerek bugünü yargılıyor Kendi yitip gidişinin, ekonomik- polirik duru- mun ve faşizmin hesaplaşmasını yapı- yor. Günümüze acımasızca hesap soran Jenny'nin geçirdiği bir geceyi arilatıyo- ruz. - Jenny karakterinin, kadınlara gön- dermesi nedir? Kadın kendi etini satarak geçimini sağlıyor. Bunun getirdiği bir yıpranma söz konusu. Meta kendisi oluyor. Acı- masızlaşıyor. Ojıında şöyle diyor. 'Her şe>in mal oiduğu bu dii nyada aşk da pa- rayla alınıp satılacak elbette. Tuzak kentterden birinin aşk pazanna gel de bir göz atalun.' Günümüzde salt aşkın değil, birçok şeyin pazan var. Demek ki onurlar da mal, haysiyetler de mal olabiliyor. - Tek kişilik ve durmaksızın 'konu- şan' bir oyun. Tek kişilik oyun olgusu gerçekten çok zor. Ancak çok usta bir yönetmen- le çalışıyorum. Genco'yu uzun yıllardan beri tanıdı-1 ğım için ne istediğini he-1 men anlayabiliyonım. Oyun, sahnede müthiş bir I kondisyon istiyor. Düzen- [ lemeyi hiç koparmadan sah- neye çıkarmak için çok ça- hştık. Eskiden yaptığı- mızdan farklı olarak hiç- bir şeyin altını fazla çiz- meden 'yumuşak' bır bi- çimde seyirciye vermeye ça- lışıyoruz. Jenny'nin fahişeliği nin içinde 'ana konu' gizli. - Beıiin 'yaşantınızın' sizin oyunculuğunuza ve Brechtyo- rumlannıza ne gibi bir katkı- sıoldu? 30 sene öncesinden beri orada oynanan oyunlan bi- liyorum. Çoğunu da izle- dim. Bizim hazırladığımız 'Brecht programlan'nm da uluslararası nitelikte oiduğu nu görüyorum. Ancak bu oyun hepsinden daha farklı bir tarza sahip. Yurtdışında da ben bu yorumla karşılaşmadım. Brecht'le ilk kez 1966yılında konserva- tuvarda oynanan "Arthu- roUi'nin Yükseli- şi"nde tanıştım. Şaşkına döndüm. Daha son- ra Berli- ner En- semble'ya gittim ve izin alarak provalara girdim Programda yaklaşık 30 oyun vardı. Hepsinı izledim. Benim için her biri görsel eğitimdi. 10 yıldır oynanan bir oyunu bile ilk kez o gece oynuyorlarmışçasına 'taze' oynarlardı. Üzerinden çok uzun süre geçti; an- cak ben onlann tüm tekniklerine dikkat ederek hepsini 'sün- ger' gibi emmiştim. Brecht beni hep et- kiledi. -Ogünden bu- güne çok uzun zaman geçti.Jenny karakterini can- landınrken 'zorlan- dım" dediğiniz yerler oldu mu? - Oyunun bütününde bir 'akış' söz konusu. Eskiden beri söyledi- ğimiz şiirleri yeni- den yorumlayarak, bu karakterin pota- sında eritmek vardı. Kurguda Brecht, KurtVVeiUveHans Eizler'den. o litera- türde yer alan en zor şarkılan arka arkaya söylüyorum. - Kadın tiplerini ön plana çıka- ıııasıoyunlarda oynamak sizin seçiminiz miydi? Tamamen bir oyun seçimi. Sömürü, ezme meselesi benim kafamda hep var- dı. Çelişkileri taşıyan ve güncel olan oyunlar benim daha çok ilgimi çekiyor. Matmazel Julie'yi oynamamı Ber- lin'deki oyuncu arkadaşlanm da söyle- mişti. O da benim istediğim konulan yan- sıtan bir oyundu. Burjuvazinin, aristok- rat Matmazel Julie'yi nasıl bir anda yok ertiği anlatılıyordu. - Brecht'in 100. doğum yıldönümii nedeniyte özellikle mi oyun bu dönem için hazırlandı? Brecht'in 100. doğum yıldönümü bu yıl dünyanın pek çok yerinde farklı etkinliklerle kutlanacak. Bizim oyunun sahneleniş tarihinin bu döneme denk düşmesi de hoş bir rastlantı. Biz bunun için özel bir çalışma ger- çekleştirmedik. Bu 'tiyatro perisi'nin işi olabilir. - Üçüncü ödenekli tiyatroolan Bakır- köy Belediyesi Şehir Tîyatrosu'nun ku- rucularındansınız. Türkiye'nin dör- düncü ödenekli tiyatrosu da kuruldu. Yerel yönetimin sanaü desteklediğine inamyor musunuz? Benim bu konuda çok büyük bir sa- ' vaşım oldu. Aynı savaşın bugün de sür- düğüne inanıyorum. Yerel yönetimlerin dürüst davrandıklanna inanmıyorum. Politikacılar, tiyatrodan ürküyorlar. Ti- yatro ve sanat toplumun can daman. Onlar yetkiyi bizim elimize vermek is- temiyorlar. Oysa tiyatro kendi üstünde I başka bir yetkili taşıyamaz. Ken- di yetkilerini doğru yerlerde kul- lanamadıklan için bugün biz bu durumdayız. Bir insanm bir güce sahip olması için önce emek ver- I mesi lazım. Hayatın içindeki eğitim aracı- I nın yalnızca sanat olduğuna ina- nıyorum. Bir an önce insanlann ruhlannı sanatla doyurmak ve yüceltmek gerekiyor. Birol Topaloğlu ilk Lazca türkü albümüyle, bu kültürün eriyip gitmemesi için önemli bir adım attı Kültür renkLerine sa • Rize'den Gürcistan'a uzanan yörenin ezgilerini bir araya getirerek 'Lazuri Birabape- Heyamo' adlı çalışmasıyla Türkiye'de ilk Lazca türkü albümünü yayımlayan Birol Topaloğlu, "Albüm çıktıktan sonra insanlarda kendi kültürlerine yönelik kıpırdanmalar görüyorum, bu beni mutlu ediyor. Aslında bu yolda birçok kişi yalnız gidiyor. Eğer çabalar artmazsa belki de elli yıl sonra Lazca yok olup gidecek. Umanm ki kısa sürede bir devlet politikasıyla tüm kültür renklerine sahip çıkılır" diyor. CUMHUR CANBAZOĞLU Birol Topaloğlu, Türkiye'de ilk Lazca türkü albümü çıkartan bir elektrik mühendisi. Lazuri Birabape- Heyamo adını verdiği albümünde Rize'den Gürcistan'a uzanan yörenin ezgilerini bir araya getiren Topaloğlu, Laz kültürünün eriyip gitmemesi için önemli bir adım atıp türküleri geniş kitlelere yaymaya karar vermış... Rize'ye bağlı Pazar ilçesinin Apso köyünden Birol Topaloğlu (1965 doğumlu). Köyde Lazca konuşulduğundan ve .^elevizyon, radyo, gazete olmadığından altı yaşına kadar yalnız Lazca konuşmuş. Türkçeyle tanışması ılkokulda ohnuş. İlk yıl uyum zorluğu çekmiş ve sınıfta kalmış. Öğretmenler kızdığı için Lazcayı kullanamamış ve kültürüne yabancılaşma ortaokul, lisede de devam etmiş... 1977-78 yıllannda Rize Yetişürme Yurdu'nda bağlamayla başlamış müziğe; Karadeniz Topaloğlu albüm için kemençe çalmayı öğrenmiş. şivesiyle Türkçe söyleyen Erkan Ocakh, Ümit Tokcan, Süreyya Davulcuoğlu'nu dinleyerek büyümüş ama ısınamamış; o dönem revaçta oiduğu için ortaokulda arabesk söylemiş... Üniversite yıllanna kadar sürmüş arabesk. Gaziantep ODTÜ'de Türk Halk BUimleri Topluluğu'na gırmiş. - Toplulukta çahşırken Laz deyişleriyle de ilgili bir şeyler yapmak istemiş. 1992'den başlayarak sahnede söylediği parçalann arasına, annesinden öğrendiği bir, iki tane de Lazca türkü koymuş, olumlu tepki alınca devam etmeye karar vermiş ve beş yıllık uğraştan sonra ilk albümünü yayımlamış... Topaloğlu'yla Lazlan ve Heyamo'yu (lmece Şarkısı)konuştuk: - Kimlere Laz deniyor ? - Laz deyince Karadeniz bölgesınde yaşayan insanlar geliyor akla ama gerçek Laz diye tanımlananlar Rize. Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavi, Hopa civarlannda. Gürcistan'ın Sarp, Batum bölgelerinde yaşayan, kendine özgü dili, kültürü, türküleri olan, sayılannın 250 bin civannda oiduğu söylenen insanlar. Ancak kültürleri oiduğu yıflardır gizlendi. - Peki Güreistan'dakilerin kültürel açıdan durumu nedir ? - Gidip gelme olanağım olmadı ama Gürcistan'da hHıristiyan Lazlar olan Megreller'i Gürcü gibi gördüklerini biliyorum. Ancak buna rağmen Megreller türkülerini rahatça söylüyorlar, hatta bir dönem dergı de çıkarmışlar, 1930'larda okullarda lLazca eğitim üzerine çalışmalar yapmışlar. Gidip gelenlerden edindiğimiz kasetlerden oradakilerin kültürlerini daha iyi koruduğunu, daha önde olduklannı anlıyoruz. % Yazüı kaynak yok - Hangi kaynaklardan yararlanarak hazıriadınız bu albümü ? - Elde yazılı kaynak yok. kenttte, köyde başvuracak bir müzikolog yok. Dolayısıyla kendi kendime çözmeye çahştım. 1992'de araştırmaya girişirken ilk başvuracağım kaynak annemdi. Annem 7-8 yaşından beri dedem tarafından düğünlere götürülmüş. Müzik kulağı olduğundan duyduklannı sürekli kafasma kaydedermiş. Sonra bizim köye gelin gelince de müzik dınlemeye devam etmiş. Doğaçlama türkü söylüyormuş ama yazı bilen olmadığından kaâğıda dökemezmiş. Evdeki derme çatma teybe türküleri söylemiş ve kasetleri saklamış. Benim bir ağabeyim 25 yıldır kayıp, ona annem ağıtlar yakardı, onlan da kayıt etmiş. Bu işe girerken önce anneme başvurdum. Bir yerlerden üç kaset çıkardı, köydeyken sürekli ona. köydeki yaşlılara birşeyler sordum. Hiç ummadığım insanlar 'Vaktinde ben tulum çalardım, ben kemençe çalardım' dediler, yani müzik alanında herkes bir şeyler yapmış ama Topaloğlu'nun Heyamo adh albümünün kapağuıda kızkardesinin küçüklük fotoğrafi yer afayor. sonradan dindarlaşınca 'dünya işidir' deyip uzaklaşmışlar. Neyse üç yıl araştırma yaptıktan sonra sonucu anneme dinlettim, 'Şimdi oldu' deyince kendime güvenim geldi. Aynı dönemde Ogni dergisinin çevresindeki insanlardan, İsmail Avcı, Esat San'dan destek gördüm. Bir Laz kahvehanesinde tanıştığım Aydın Lotos'tan 12 parçalık bir Lazca kaset aldım, 70'li yıllarda Gürcistan'dan getirilmiş. Sonra Grup Yorum'dan arkadaşım Kemal'le Rize'nin dağ köylerine gittik, kayıtlar yaptık. - Etnik tatlara sıcak balalmadığı bir dönemde Lazca albüm yapmaya nasıl karar verdiniz ? - Kürtçe kasetler piyasaya çıkmaya başlamıştı; bunlar yaygınlaştıkça piyasanın biraz daha demokratik yapıya kavuştuğunu düşündüm. Biz de yaparsak, izin verirler dedim. - Daha önce burada Lazca albüm. plak yapmış sanatçı yok muydu ? - Zugaşi Berepe grubu, Laz diliyle rock kasedi yaptı. Bir de eski 45'lik plaklar var.Bunlarda Erkan Ocaklı arada bir, iki tane Lazca söylüyor çeşni olsun diye. Kemençeyle Lazca söyleyen Ahmet BingöL, Yaşar Turna vardı. yine Lazca söylerlerdi ancak bunlar yerel kalmıştı. Yaptıklan önemli çalışmalardı ama ülke çapında bilinmiyordu. - Lazlar nasıl tepki gösterdi albüme; beğendUer mi? - Lazların fazla beğenip beğenmemesini dikkate almadım açıkçası. Temel amaç Laz kültürüne ait olan bu müziği Lazlann dışına nasıl taşınm endişesiydi. Bir kemençeyle sıkıcı olabileceğini söylediler; doğruydu. Sözleri anlamayan insanlar sıkılabilirlerdi. Perküsyonlan devreye soktuk, zenginleştirmeye çalıştık altyapıyı. Açıkçası, doğru dürüst eleştiri alamadım. Herkes iyi oldu diyor. Lazlar bu ortamda tamamen geçim derdine düşmüş durumdalar, çoğu daha zengm olma peşinde. Böyle bır çalışmada beni destekleyenlerin sayısı beşi geçmedi. Sen bunu Lazca yaparsan kimse anlamaz. zarar edersin dediler. Ancak albüm çıktıktan sonra insanlarda kendi kültürlerine yönelik kıpırdanmalar görüyorum, bu beni mutlu ediyor. Ekonomik şartlar zoriuyor Aslında bu yolda birçok kışi yalnız gidiyor, tsmail Avcı yalnız başına 7500 kelimelik bir sözlük çalışması yapıyor. Ogni dergisi de yalnız gitti. Zugaşi Berepe de yalnız gitti. Eğer bu çabalar artmazsa belki de elli yıl sonra Lazca yok olup gidecek. Umanm ki kısa sürede bir devlet politikasıyla tüm kültür renklerine sahip çıkılır. Bu kültürün yaşatılması için bir şeyler yapılması gerektiği konusunda herkesin aynı görüşte olduğunu görüyorum, ama harekete geçen yok. - Bundan sonra neler yapmayı planhyorsunuz ? - Ellerinde Laz külriirüyle ilgili belge varsa bana ulaştırabilirler. İkinci bir albümü oluşturacak kadar türkü birikti elimde, ancak daha farklı işler yapmayı planlıyorum. Şu anda ekonomik şartlar çok zoriuyor. Ben elektrik mühendisiyim, bu albüm için işimi bıraktım. Bundan sonra konserler vermek istiyorum, ama yemeklı Laz gecelerinde değil. Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey gibi salonlarda insanlan koltuklara oturtarak bu kültürü sunmak. gelecek parayla da Sarp'a, Gürcistan'a gidip denemeler yaparak onlan yeni bir albümde değerlendırmek istiyorum. Dede'den Sadettin Kaynak'a klasik Türk müziği konseri' Selma Sağbaş • Kültür Servisi- Selma Sağbaş ve Doğan Dikmen'in solist olarak katılacaklan "'Dede'den Sadettin Kaynak'a" adlı klasik Türk müziği konseri yann saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşecek. Klasik tarz ve repertuvarl anndan taviz vermeden klasik Türk müzıeinin saygm sanatçılanndan biri haline gelen Selma Sağbaş, Çiçunen Tannkorur ve ünlü kanun sanatçısı Reha Sağbaş ile çalıştı. TRT İstanbul Radyosu ses sanatçılanndan olan ve İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lLisans eğitiminı tamamlayarak klasik Türk müziğinde akademik kariyer sahibı olan Doğan Dikmen ise konservatuvar tahsili sırasında Niyazi Saym ile ney. Bekır Sıdkj Sezgin ve tnci Çayırlı ile repertuvar ve Belkıs Aran ile şan tekniklen üzenne çalışmalar yaptı. Serdar Arattn resimleri AKIVTde • Kültür Servisi - Çalışmalannı halen New York'ta sürdüren Serdar Arat'm resimleri 26 Şubat'a dek Atatürk Kültur Merkezi "nde sergilenecek. 1955 yılında lstanbul'da dünyaya gelen sanatçı. | Boğaziçi Üniversitesi ldari Bilimler Fakültesi'den mezun olmasının ardından 1984'te State Uni\ersit)' of New York at Albany'de resim dalında lisansüstü öğrenimini tamamladı. Sanatçı resim çalışmalannın yanı sıra Concordia Colliga'da sanat dalında öğretim üyeliğini sürdürüyor. Arat, 1992 yılında düzenlenen4. Uluslararası Asya-Avrupa Bienali'nde birincilik ödülünü almıştı. Sanatçının 15 yıla yayılan bütün dönemlerine ait eserlerinden seçmelerin yer aldığı sergi. Galeri Ne\ tarafından düzenleniyor. Kültür Bakanlıgı'nın katılacağı kitap fuarları • Kültür Servisi - Küitür Bakanlığı, 1998 yılı içinde uluslararası alanda başan ve beğeriı kazanan bir dizi kitap fuanna katılma karan aldı. Bakanlığın yıl boyunca Almanya'da Leıpzıg ve Frankfurt kitap fuarlan. Italya'da Bologna Çocuk Kitap Fuan, Makedonya'da Üsküp Kitap ve Librografi Kitap Fuan ile istanbul Kitap Fuan'na katılması Kuzguncuklu Sanatçılar Sergisî • Kültür Servisi-İstanbul'un kültürel özellığıni yıtırmeyen, insan ilışkilerindekı sıcaklığı sürdüren Kuzguncuk semtinin ressamlan şubat ayı boyunca Üriin Sanat Galerisi'ne konuk olacak. Artin Demirci, Dilek Demirci, Ursula Soletarman Katıboğlu. Yusuf Katiboğlu ve Bihrat Mavitan'ın yapıtlannın yer aldığı karma sergı 28 Şubat'a dek izlenebilir. (360 99 64j Arthur C. Clarke sübyancılık itirafını ned ediyor • Kültür Ser\isi -Cieçen gün bır gazeteyle gerçekleştirdiği söyleşide kendisine yönelik sübyancılık suçlamalannı kabul eden Bilim-kurgu yazan Arthur C. Clarke. şımdi ise bunun doğru olmadığını belirtıyor. 40 yıldır Sri Lanka'da yaşayan ve "2001: Uzay Yolu" adlı kitabın yazan olan 80 yaşındakı Clarke'ın Prens Charles'ın hafta başında başlayan Sn Lanka ziyaretı sırasında sir unvanı almasi bekleniyor. Clarke kendisine ufak erkek çocuklanyla birlikte olup olmadığı sorulduğunda hiç düşünmeden "Evet" derken bu tür ilişkilerde çocuklann genellikle çok fazla sorun çıkarmadıklannı. ancak durumu sonradan öğrenen anne ve babalann konuyu çok büyüttüklerini de sözlerine eklemişti. VVarhol'un Orange Marilyn isimli yapıtı satılıyor • Kültür Servisi - Andy Warhol'un en ünlü yapıtlanndan biri olan 'Orange Marilyn' mayıs ayında Sotheby'de düzenlenecek bir müzayede ile satışa sunulacak. VV'arhol'un 1964 yılında yaptığı yapıtı 30 yıl önce satın alan Alman sanat koleksiyoncusu Karl Srroher satışa sunuyor. Stroher Andy VV'arhol'un 'Red Jackie" ve Claes Oldenburg'un 'Bacon and Eggs' isimli yapıtlannı 1989 yılında yine Sothebycle satışa sunmuştu. Warhol'un "Shot Red Marilyn' isimli yapıtı 1991 yılında 4 milyon dolara. 1994 yılında da 3,5 milyon dolara alıcı bulmuştu. Erkan Özdilek kişisel sergisi • KÜJtür Şer\ısi - Erkan Özdilek'in kişisel sergisi 6 Şubat Cuma günü Atatürk Kültur Merkezi Sergı Salonu'nda açıhyor. 1989 yılından bu yana doğal malzemelerie çalışan Özdilek, el yapımı kâğıt ve ipekböceği kozalanyla yurtdışında ve yurtiçinde düzenlemeler ve bunlardan hareketle işler üretmekte. AKM Sergi Salonu'nda açılacak olan sergisinde Özdilek'in ayn temalar üzerine çalışmalan yer alacak. Birincisi aşk, ikincisi devinim. 1959'da Kayseri "de doğan ve bugüne dek yurtiçi ve dışında toplam 43 sergiye katılan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Özdilek'in sergisi 26 plIj(t, Şubat'a dek sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle