Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13ŞUBAT1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Susurluk
ppotestosuna
beraat
• ANKARA (AA) - Ankara
5. Asüye Ceza Mahkemesi,
Susurluk olayının
aydınlatılması amacıyla
yürüyüş düzenledikleri ve
basın açıklaması yaptıklan
gerekçesiyle. 1 yıl 6'şar
aydan 3'er yıla kadar hapis
cezası istemiyle yargılanan
ÖDP Genel Başkanı Uftık
Uras. IHD Genel Başkanı
Akm Birdal, TMMOB
Başkanı Yavuz Önen ve eski
milletvekili Ahmet Türk'ün
beraatine karar verdi. Sivıl
toplum örgüt temsilcileri ve
siyasi partiler olarak
Susurluk kazası sonrası
ortaya çıkan kirli ılişkilenn
ve çetelerin aydınlatılması
amacıyla bir basın
açıklaması yaptıklannı
anımsatan Türk. "Maalesef
Susurluk çeteleri
salıverilirken bizler sanık
sandalyesinde oturuyomz"
dedı.
Kalemli
komisyonu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel'
Kurul Salonu Yolsuzluğunu
Araştırma Komisyonu görev
dağılımı yaptı. Eski Baskan
Mustafa Kalemli döneminde
inşaatına başlanan genel
kurul salonu ile ilgilı
yolsuzluk iddialarını
araştırarak gerektiğinde
yargıya gidebilecek olan
komısyonun başkanlığına
DSP tzmir Millervekili
Ahmet Priştina seçildi.
DYP Genel
İdare Kurulu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP'nin. Genel
Başkan Tansu Çiller
başkanlığında 2 saat süren
Başkanlık Divanı
toplantısında, "yan
başkanlık sistemi'nin
gelecek hafta toplanacak
Genel İdare Kurulu'nda
(GÎK) tartışılması karara
bağlandı. Toplantıda, Yalım
Erez'inçıkışlan
değerlendirilirken Çiller,
kıumaylanna, "Benim bu
konuda açıklama yapmam
döğru olmaz. ama sizler
yapabilirsiniz" dedi.
İnsan kaçırana
ağır ceza
• ANKARA (AA)-
Yargıtay. yasadışı yollardan
yurtdışına insan taşıyan
organizasyonlan. "suç
işlemek için teşekkül
oluşturmak" olarak kabul
etti. Geçen yıl, Antalya'nın
Kaş ilçesinden yasadışı
yollardan Yunanistan'm
Meis Adası'na insan
kaçınlırken 18 kişinin
boğularak ölmesı üzerine, bu
kişileri yurtdışına
kaçırdıklan belirlenen kişiler
hakkında dava açılmıştı.
îzmir 1 No'lu DGM.
sanıklardan Ahmet Ateş'i,
"suç işlemek için teşekkül
oluşturmak" fiiline göre 1
yıl hapıs cezasına
çarptınrken, diğer sanıklar
hakkında beraat karan
vermişti.
Aydın'ın cezası
bozuldu
• Haber Merkeri - Yargıtay
9. Ceza Dairesı. Susurluk
skandalıyla ilgili çizdiği bir
kankatüründe "Devletın
asken kuvvetlerinin
tamamının manevi
şahsiyetine basın yoluyla
hakaret ettiğı" gerekçesiyle
karikatürist Ertan Aydın'a
verilen 11 ay 20 gün hapis
cezasını esastan bozdu.
Karikatürist Aydm. cezanın
onanması halınde. daha
önceden de verilmiş cezası
olduğu için toplam 17 ay 20
gün hapis yatacaktı. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Anf
Ünal Ersoy. "suçun yasal
unsurlan oluşmadığı"
gözetilmeden Aydın ile
Emek gazetesi Yazıişlen
Müdürü Ahmet Ergin
hakkında verilen
mahkûmiyet karannın
bozulmasını istemişti.
Perinçek'ten
dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tşçi Partisi (İP)
Genel Başkanı Doğu
Perinçek. 1 Ekim 1997'de
yayımlanan bir haberde
kişilik haklanna hakaret
edildiği gerekçesiyle,
Akşam gazetesi. gazetenin
Sorumlu Yazıişleri Müdürü
Mustafa Dolu ile muhabir
Ahmet Köprülü hakkında 5
milyar liralık manevi
tazmınat davası açtı.
Hakkında soruşturma başlatılan istihbaratçı Hanefi Avcı gözdağı verdi
'Daha çok konıışacağım'E\İNGÖKTAŞ
ANKARA-Eski Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü İstihbarat Daire-
si Başkan Yardımcısı Hanefi Av-
cı, yakın çe\Tesine, ceza aldığı
takdirde emekliliğini isteyip ga-
zete ve telev izyonlarda daha faz-
la açıklamalarda bulunacagını
söyledi.
Teftış Kurulu başmüfettişleri.
televizyon ve gazetelere yaptıği
açıklamalarnedenıyle Avcı hak-
kında. "üstlerinden izinsiz ola-
rak basına demeç verdiği, Genel-
kunnay Başkanlığı'nı alenen
tahldr ve tezyif ettigT gerekçe-
siyle üç ayn soruşturma başlat-
bekliyor Eski îstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı
Hanefi Avcı, yaptığı açıklamalarla "üstlerinden izinsiz demeç
verdiği ve Genelkurmay Başkanhğrnı alenen tahkir ve tezyif
ettiği" gerekçeleriyle hakkında verilecek karan bekliyor. Karann
olumsuz olması halinde emekliliğini isteyeceğini söyleyen Avcı,
"Soruşturmalann sonucunu bekliyorum. Ona göre karar verece-
ğım. Emekliliğimi isteyip daha rahat şekilde sık sık televizyonla-
ra çıkıp bildiklerimi anlatınm" dedi.
tılar. Soruşturmalannı tamamla-
yan başmüfettişler. Avcı'nın 26
ay kıdem durdurmayla cezalan-
dınlmasını önerdiler. Başmüfet-
tişlerin istemi. gelecek hafta
içinde toplanacak Yüksek Disip-
lin Kurulu'nda görüşülüp kara-
ra bağlanacak.
Avcı. daha önce de askeri çev-
relerin tepkisini çeken açıklama-
lan nedeniyle tstihbarat Daire
Başkan Yardımcılığf ndan. Ana
Komuta Kontrol Daire Başkan
Yardımcılığı'na tayin edilmişti.
Başbakan IVlesut Y'ılmaz ve Içiş-
len Bakanı Murat Başesgioğ-
lu'nun sözlü oluruyla geçen haf-
ta 32. Gün programına çıkan Av-
cı. yaptığı açıklamalanyla tepki
çekince bu görevden de almmış-
tı.
Avcı'nın. yakın çevresine.
"Soruşturmalann sonucunu
bekliyorum. Ona göre ne yapaca-
Refah Partisi
Karatepe
başkanlığı
yitirdi
ANKARA (AA) -
Danıştay 8. Dairesi. 1 yıl
hapis cezasına çarptınlan
ve bu cezası Yargıtay
tarafından onanan
Kayseri Büyükşehir
Belediye Başkanı Şükrü
Karatepe"nin belediye
başkanlıgını düşürdü.
Danıştay 8. Dairesi.
Içişleri Bakanlığı'nın.
Ankara 1 No'lu DGM'ce
1 yıl hapis cezasına
çarptınlan ve bu cezası
kesinleşen Kayseri
Büyükşehir Belediye
Başkanı Karatepe'nin
belediye başkanlığının
düşürülmesi istemini
sonuçlandırdı. Daire.
Karatepe'nin belediye
başkanlıgını, 2972 sayılı
Mahalli Tdareler ile
Mahalle Muhtarlık ve
lhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanun'un
"seçilme yeterliliğini"
düzenleyen 9.
maddesinin, Millervekili
Seçimi Kanunu'na atıfta
bulundugu 11 maddesinin
(f) bendinın 3. fıkrası
hükmü uyannca düşürdü.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
Jjrtdarma
komutanı
ğıma karar vereceğinı. Belki de
emekliliğimi isteyip daha rahat
şekilde sık sık televizyonlara çı-
kıp bildiklerimi anlaönm" dedi-
ği öğrenildi.
Avcı'nın. emekli olduktan
sonra anılannı kitaplaştırmayı da
düşündüğü belirtildi.
Tazminat davası
Eski MİT Kontrterör Daire
Başkanı Mehmet Evmür'ün.
"TBMM Susurluk Komisyo-
nu'na ve lstanbul DGM'ye ver-
diği ifadelerinde, şahsına yöne-
lik gerçekdışı ve mesnetsiz itham-
larda bulunarak kişilik haklan-
na teeavüz ettiği" gerekçesiyle.
Hanefi Avcı hakkında aç-
tığı 500 milyon liralık ma-
nevi tazminat davasında.
Susurluk raporunun delil
olarak dosyaya konmasina
karar verildi.
Ankara 5. Asüye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü duruşması-
na. davacı avukatı Kemal
Şahin ile davalı avukatı
Azamet Erdem katıldı.
Duruşmada söz alan avu-
kat Şahin. sadece tazminat
davası açtıklannı, aynca
suç duyurusunda bulun-
madıklannı belirtti.
Davalı avukatı ise Baş.-
bakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Kutiu Savaş tara-
fından hazırlanan Susurluk
raporunda birçok konunun
aydınlığa kavuştuğunu
kaydederek, bu raporun
dosyaya delil olarak konul-
masını istedi.
Duruşma yargicı, Hane-
fi Avcı'nın, Mehmet Ey-
mür'e hakaret içerdiği sav-
lanan lstanbul DGM'de
verdiği ifadesinin istenme-
sine. Susurluk raporunun
bir suretinin davalı tarafın-
dan dosyaya konulmasına,
Içişleri Bakanlığı ve MİT
Müsteşarlığı'na yazı gön-
derilerek taraflar hakkında
idari soruşturma bulunup
bulunmadığının ve ne gibi
işlem yapıldığının bildiril-
mesınin istenmeşine karar
verHrek dtrruşntayi er-
teledi.
Bülent Ecevit, Amerika'nın, Kürt devleti kurulmayacağına dair söz verdiğini söyledi
'Ingiltere, ABD'yî yönlendirebilir'Haber Merkeri-Başbakan Yar-
dımcısı ve Devlet Bakanı Bülent
Ecevit BM-Irak krizinde, ABD'li
yetkililenn kendisine, 'Irak'ınbö-
lünmesine ve Kuzey Irak'ta Kürt
devleti kurulmasına karşı oldukla-
n' güvencesinı verdiklerinı, ken-
disinın de bu sozleri doğru olarak
kabul ettiğıni belirtti. lngiltere'ye
yaptığı suçlamalara devam eden
Ecevit'e, tngiltere'nin Türkiye
Büyükelçisi David Logan tepki
gösterdi ve "Dürüstiüğümüzüsor-
gulama\ın" dedı
Ecevit, eşi Rahşan Ecevit ve
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel
ile beraber lstanbul Defterdarlı-
gı'nı zıyaret etti. Buradagazetecı-
lerin sorulannı yanıtlayan Ecevit.
ABD'nin. Ortadoğu'nun özellik-
lerini Ingiltere kadar tanımadıgını
söyledi. Ecevit şöyle devam etti:
"ABD, bundan önceki dönem-
lerde Ortadoğu ile ilgili politikala-
ra tngiltere kadar kanşmamıştı.
tngiltere. özellikle 1. Düma Sava-
şı'ndan sonra Ortadoğu'yu kanş-
tıran ülkelerin başında gelmekte-
dir. Bana Amerikalılar teminat
verdiler. güvence vertffler:' Kesin-
Iikle Irak'ı bölmek. Kuzey Irak'ta
Kürdistan kurdurmak gıbi birpla-
nımız. amacımız yok: buna karşı-
yız' dediler. Ben de bu sözterini
doğru olarak kabul ettim."
Ecevit, Ingiltere'yi suçlayarak
Irak'ın bölünmesı konusunda
ABD'yi 'hissettirmeden' vönlen-
dirılebileceğıni savundu. Ecevit.
"İngilizlerin bu görüşleri hakkın-
da somut birşe> var mı?~ şeklin-
deki bir soruya şu v anıtı v erdi: ** 1.
Dünya Savaşı sırasında ve sonra-
A n k a r a
sında İngiltere'nin Ortadoğu'da
neler yaptığı tarih kitaplanndan
okunup hahıianacak olursa. be-
nim ne\ i kastettiğim anlaşılır. Ge-
çen gün tngiltere Dışişleri Baka-
nı'nın bir demeci çıkn.' Irak parça-
lanırsa bizim işimize gelir' diye.
Kendi bakanltğı, Bunu söylemek
ıstemedi' diyerek valanladı. Ama
iki saygın gazetede çıktı. Daih Te-
legraph ve Guardian'da. O da bi-
İ d a r e M a h k e m e s i
linçaltındaki bazı düşüncelerini
açığa vurma olabilirdiye düşünü-
vorum. Yani bu gibi durumlarda
her olasıhğı gözönünde bulundur-
mak lanm."
Ecevit, göçe karşı bır tampon
bölge kurulmasını görüşmedikle-
rini de belirterek şöyle devam et-
ti: "Veni bir göc dalgası olursa. o
göç dalgasını sınınnıızjn hemen dı-
şında karşılayacağız. Onlann ge-
12 termik santrdhn satışı iptaledildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1.
tdare Mahkemesi, 12 termik santralın özelleş-
tirilmesini iptal etti. Enerji ve Tabii KaynakJar
Bakanlığı'nın 20 yıllığına "işJetme hakkı dev-
ri" yoluyla özelleştirdiği santrallar hakkmdaki
kararda. bakanlığın Bakanlar Kurulu'na ait bir
yetkiyi kullanarak ihaleyi gerçekleştirmesinin
hukukaaykın olduğu belirtildi. Ekonomide dar-
boğaza sürüklenen hükümetin, özelleştirmeden
gelecek kaynakla borç ödemelerini yapma pla-
nı darbe alırken; Elektrik Mühendisleri Odası
(EMO) Başkanı Asım Rasan, aynı yöntemle
özeüeştirilen 25 elektik dağıtım şebekesinin iha-
lelerinin de aynı gerekçeyle iptal edilmesini bek-
lediklerini söyledi.
Ankara 1. İdare Mahkemesi, Cayırhan Termik
SantraJf nda çalışan Alaattin Atasever'in açtığı
davada. 12 termik santralın özelleştirilmesine
ilişkin ihaleyi iptal etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer. Danıştay'a temyiz başvurusunda bu-
lunacaldannı bildirdi. Mahkemenin "yetki yö-
nünden hukuka aykınlık" gerekçesiyle aldığı
karara karşı çıkan Ersümer, ihalenin bakanlık
karanyla gerçekleştinlmesine karşın 'Konuyu
Bakanlar Kurulu'na götürdük" dedi.
reksinme duyacağı bürün insani
yardımlan: sağlık. yiyecek. ilaç.
bannma. çadırgibi ihtiy açlannı SH
nınn hemen dışında saglayacagız.''
İngiltere'nin Türkiye Büyükel-
çisi David Logan tarafından dün
yapılan ve Ecevit ile resmen ilin-
tilendirilmeyen açıklamada. "Son
günlerde İngiltere'nin, Irak'ın bö-
lünmesi ve bağımsız bir Kürt dev-
leti kurulmasını desteklediğine
dair bazı açıklamalar yapılmıştır.
Bu iddialar tamamen gerçek
dışıdır. tngiltere Dışişkri Bakam
Robin Cook'un 12Şubat'ta tngüiz
pariamentosunda hiç tartışmasız
v<e son derece açık olarak ifade et-
tigi gibi Irak'ın toprak bütün-
lüğünü desteklivonız ve yeniden
uluslararası topluma katıldıgmı
görmek istiyoruz. Kamuoyuna
yapılan bu net açıklamaya rağrnen,
doğru olmayan bir şekilde,İngil-
tere'nin, Irak'ın bölünmesini
amaçlayan. ama dile getirilmemiş
bir politika izlediğini iddia etmek
tngiliz hükümetinin düriistlüğünü
sorgulamak anlamına gelir. Bu k-
abul edilemez ve İngiltere'nin,
müttefiki Türkiye ile sürdürmeyi
arzu ettiği dostane ilişkikr ile bağ-
daşmaz"denıldi.
IRMIKI AYDIN ENGtN
Hikâyeyı elbet biliyorsunuz.
Kurt derenin yukartsından doğ-
ru gelmiş, kuzuya dişlerini gös-
terip "Seni yiyeceğim" demiş,
"Yiyeceğim, çünkü suyumu bu-
landınyorsun". Kuzucukboynu-
nubükmüş, "Nasılolur, kurtkar-
deş" demiş, "Ben aşağıdayım,
sense yukanda. Dere de aşağı-
ya doğru akıyor. Nasıl bulandırı-
nm senin suyunu?" Kurt tınma-
mış bile, kuzuya pençesini geçi-
rirken sırıtmış, "Olsun, gene de
yiyeceğim seni"...
Saddam Hüseyin, Kuveyt'i il-
hak etmeye yeltendiğinde, hat-
ta ettim sandığmda. Ortadoğu
petrolünün sürekli ve güvenli
akışına dayanan siyasal denge-
yı bozduğu için ABD kükremiş-
ti. Ama hiç olmazsa hikâyedeki
kurt gibi bir mazeret bulmaya
çabalamıştı. Örneğın, "egemen
ve bağımsız Kuveyî devletine"
saldırıldığını. buna "hür" dünya-
nın göz yumamayacağını ileri
sünmüştü. DahasıSaddam'ınte-
pesine binmek için ulusiararası
bir güç oluşturmaya yönelmış;
diplomatik çabalan iyi kötü ürün
Suyu Bulandıran Kurt
verdığinden Irak'ı cezalandıran
güç, -en azından resmen- ABD
ordusu değıi. Birleşmiş Milletler
Gücü olarak anılmıştı.
Bir sıcak savaş yerıne. Irak'ın
diplomatik çabalarla ya da
ambargo ve benzerı caydırıcı
önlemlerle gerıletilebileceğini
savunan savaş karşrtı güçieri ya-
tıştırmak amacıyla da Kuveyt'in
kurtarılmasından sonra demok-
rasiye geçecegı ve böylece Or-
tadoğu'da feodalizmin karanlı-
ğında yaşayan bir halkın özgür-
leşeceği gibi sözler de verilmiş-
ti.
Saddam, her anlamda kendı-
sinden kat be kat üstün bir silah-
lı güç karşısında kaçınılmaz ye-
ndgıyi yaşadı, tesfim oldu, ateş-
kes ilan edildi ve Saddam'ın
önüne ağır bır fatura kondu.
Kuveyt halkının karanlıktan ışı-
ğa çıkma umudu ise tam bir piş-
kinlikle belleklerin dibine itildi.
Petrol gelirieriyle masal yaşamı
süren aşiret reisı Sabah ve sü-
lalesi yeniden Kuveyt'e egemen
oldu. Kuveyt petrolünün düzen-
li, sürekli ve güvenli akışı sağ-
landı. Ortadoğu'nun hassas si-
yasal dengelerini bozmaya yel-
teneceklerin başına neler gele-
ceği, dosta düşmana gösterildi.
Bütün bunlarolurken ABD. hiç
olmazsa hikâyedeki kurt kadar
ıncelik göstenmiş, saldırısına bir
gerekçe bulmuş, petrolün lafını
bile etmeksizin. Kuveyt'in ege-
menliğinin çiğnenmesinin ulus-
lararası bir suç oluşturduğu ge-
rekçesıne sanlmıştı.
Peki ya şımdi?
Bir sıcak savaş için ikna edici,
ciddiye alınabilecek hıçbir ge-
rekçe yok. Dahası buna gerek-
sinim duyan filan da yok.
Niye?
Körfez Savaşı 1991'deydi.
Duvarın yıkılışının üstünden da-
ha iki yıl bile geçmemişti. Sov-
yetler Birlıği'nin dağılış süreci
daha yeni başlamıştı. Yeryüzü
çift kutuplu birdünyadan tek ku-
tuplu dünyaya dönüşmekteydi.
Yeni Dünya Düzeni'rim ideolog-
lan teorilerini pazarlamaya yeni
başlamışlardı.
Oysa 1998 Şubatı'nda ABD
yeryüzünde gönlünce at oynata-
bilmekte. Rusya'nın "ABD,
Irak'a müdahale ederse bu bir
dünya savaşına yol açabilir" ül-
timatomunu ciddiye alan çıkma-
dı. Kimileri "Amaaaan, bu Yelt-
sin ya gene sarhoştu ya bunadı
artık" deyip çıktılar. Kimileri Rus-
ya'nın çıkışını "ABD'nin siyasal
ve parasal desteği olmasa Rus-
ya iki ayağının bile üstünde du-
ramaz" gibisınden daha incelik-
li çözümlemelerle değerlendirdi-
ler.
Birleşmiş Milletler Genel Sek-
reteri bile diplomatik çözüm yol-
larının var olduğunu ve henüz tı-
kanmadığını ısrarla vurgularken
ABD'nin ve onun dümen suyun-
dan çıkmayan, yeniyetme sos-
yal demokratTony Blair Ingitte-
resi'nin ille de askeri bir müda-
haleye kararlı görünmelerı yazı-
nın başındakı kurtla kuzu hikâye-
sinin ötesine ulaşıldığını gosteri-
yor.
Anlaşılan Amerikan kurdu, I-
rak kurdunu ille de yiyecek. O
yüzden "kurtla kuzu" hikâyesin-
den değil, "kurt kanunu"ndan
söz etmek daha doğru. Malum,
kurtlukta düşeni yemek haktır.
"İki kurt birbirini yesin, bize
ne" deyip işin içinden çıkmak da
mümkün. Ama büyük kurt bizim
Inciriik'ten yola çıkmakta karar-
lı; üstelik kurt kapışmasına ucun-
dan kıyısından, hatta göbeğin-
den bizi de bulaştırmaya niyet-
li...
Gördünüz, yazıya kurtla kuzu
diye başladık, kurt kanununa
sıçradık. Yoksa baştan beri "At-
lar katırlar tepişecek, arada
eşekler ezilecek" mi deseydik ?
Hiç olmazsa o zaman aklı ba-
şında olanlar "Eşekliğin lüzumu
yok" deyip, savaş kışkırtıcılannı
uyanrfardı...
POLİTİKA GUNLUGU
HtKMET ÇETtNKAYA
Delil YetersizliğL/
1977-1980 arası...
Ülkücü çeteler; Istanbul'dan Ankara'ya, Izmir'den
Adana'ya, Amasya'dan Trabzon'a, Edirne'den Di-
yarbakır'a dek Türkiye'nin dört bir yanında 'Komü-
nistleri (!) temizlemek için' silah, muşta, balta, zin-
cirlerle iş başındaydılar. Şimdilerde de televizyon-
larda ahkâm kesiyorlar:
"Biz komünistlehe mücadele ettik..."
O yıllar Tariş'te ve Çukobirlik'te MC hükümetle-
rince MHP desteğinde örgütlüydüler...
Devletin hemen hemen tüm kurum ve kuruluşla-
nnda egemen olan faşist çeteler; ilerici, demokrat,
devrimci insanları öldürmek için birbirieriyle yarış
ediyorlardı...
Devlet erkini elinde tutan siyasal iktidar onlan ko-
ruyor ve kolluyordu...
CHP, iktidan 2. MC'ye bırakmıştı. Bülent Ecevit
başbakanlığı Süleyman Dernirel'e teslim etmişti...
Artık Türkiye bir kan gölüydü. 1977 yılında ivme
kazanmaya başlayan terör; polisi, öğretmeni, işçi-
yi, bilim adamını hedef alıyordu. Faşist çeteler biri-
lerinin desteğinde gencecik insanlan öldürüyordu.
Katiller tek tek yakalanıyor, bir-iki ay sonra 'delilye-
tersizliği' gerekçesiyle serbest bırakılıyordu...
Şimdi bir soru;
"Nihat Uluslu yu tanıyor musunuz?"
Bu kişi Kıbrıslı Muharrem Özdemir ve Ülmen
Salih'i kurşuna dizip öldürmek suçundan yakala-
nan ülkücü çetenin içinde yer alıyordu...
Nihat Uluslu polislerce yakalanıp tutuklandı ve
'adam öldürmek suçundan' yargılandı...
Sonuç ne oldu?
Belki delil yetersizliğinden aklanıp serbest bıra-
kıldı ya da bir süre cezaevinde yatıp çıktı...
Nihat Uluslu şimdi nerededir?
Açıklıyorum:
"Amasya Sağlık Müdürü"dür...
Dikkat ederseniz eski ülkücülerin önde gelenleri
'doktor' olarak bugün laik, demokratik Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin önemli birimlerinde görev
yapıyorlar...
Dr. Necdet Güçlü'nün katili Dr. Ibrahim Doğan
TBMM'de, Dr. Ismail Hakkı Uysal, Adli Tıp Kuru-
mu'nda ateşli silahlardan parmak izine kadar her şe-
ye bakıyor...
• • •
1970'li yıllann ülkücü çeteleri bugün devletin du-
yarlı ve önemli birimlerine nasıl yerleştirildiler, söy-
ler misiniz?
Biliyorum bu sorunun yanıtı gelmeyecek...
Ama ben açıklayayım;
"ANAP'ın 1983'te iktidar olmasından sonra..."
Eh, bizler de bugünlerde televizyon kanallannda,
gazetelerde tartışıp, yazıp, çizip 'Susurluk Çete-
s/'nin çözülmesini bekliyoruz...
Ama 1998 yılında 1970'lerde gördüğümüz filmi
yeniden seyrediyoruz...
Çetelerin bir bölümü tutuklandı...
Ya şimdi...
Içeride Sami Hoştan dışında kimse kalmadı, tek
tek salıverildiler...
Bir gün gelir tümü de aklapır, eskiden olduğu gi-
bi gerekçe de hazırdır:
"Delil yetersizliği..."
Eski CHP Milletvekili Esat Canan'ın yeğeni Ab-
dullah Canan'ı öldüren itirafçı Kahraman Bilgiç,
cinayetı kimin buyruğuyla işlediğini söyledi;
"Jandarma Binbaşı Mehmet Emin Yurda-
kıA'un..."
Bu dava daha önce Diyarbakır DGM'deydi, şim-
di ise Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor...
Alaaddin Kanat, başta HEP Milletvekili Mehmet
Sincar olmak üzere, Güneydoğu'da pek çok siya-
si cinayetin zanlısı olarak gösterilmiyor mu?
Kanat, bir ara Kırıkkale E Tipi Cezaevi'ndeydi,
şimdi nerede olduğunu bilmiyoruz...
1993 yılında Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde itiraf-
çı Sinan Er'i Alaaddin Kanat'ın işkenceyte öldürdü-
ğü daha yeni ortaya çıktı. Oysa 5 yıl önce bu cina-
yeti Kanat'ın işlediğini sanıklardan Abdülhakim Ba-
kır açıklamış, sorgu tutanaklanna geçmişti...
Şimdi bir soru:
"Kanat niçin 1993 yılında sorgulanmadı..."
İşin ilginç yanı Abdülhakim Bakır, 1995 yılında Di-
yarbakır'da bir faili meçhul cinayette yaşamını yitir-
di!
Kim öldürdü Abdülhakim Bakır'ı?..
• • •
1977-1998 arası...
Türkiye'de değişen nedir söyler misiniz?
Dünün eli silahlı faşolan, bugün devlet kurum ve
kuruluşlannın önemli birimlerinde görev yapıyor...
Yann ne olacak?
Katiller 1998 Türkiyesi'nde 'kahraman', hırsızlar
'yurtsever' olarak caka satıyor, dolandıncılar 'beye-
fendi' olarak hava basıyor, din tacirteri 'devlet ka-
tında' itibar görüyor...
Delil yetersizliğinden aklananlar, işkenceyle öldü-
rülen insanlarımız için devlet hastanelerinde "Vere
düştü, beyin kanaması geçirdi" yazılı rapor veriyor-
lar bugün...
Bizler de 'Susurluk Raporu' üzerine ahkâm kes-
meyi sürdürüyoruz!..
Yazık bu ülkenin insanlarına!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cinayet tanığı faili
meçhul kurbanı
YurtHaberleriServisi-
Diyarbakır E Tipi Ceza-
evi'nin itirafçı koğuşunda
yatan PKJC'lı Sinan Er'in.
Alaaddin Kanat tarafın-
dan öldürüldüğünü anla-
tan Abdülhakim Bakır'ın.
cezaevinden salıverildik-
ten kısa bir süre sonra Di-
yarbakır kent merkezinde
faili meçhul bir cinayete
kurban gittiği ortaya çık-
tı.
1993 yılında Diyarba-
kır E Tipi Cezaevi 'nde si-
yasi koğuşlardan itirafçı
koğuşuna geçen PKK'li
tutuklu Sinan Er işkence
edilerek öldürülmüş şe-
kilde bulunmuştu. Olayın
ardından PKK itirafçılan
M. Güneş, Kasım Çatsak,
Halit Aslan, Ahmet To-
sun, Ramazan Soyiu, M.
Yüksel Önen, Mahmut
Estaş, Aslan Asal, Abdül-
hakim Bakır, Ahmet As-
lan ve Yeysi Bavin hakkın-
da soruşturma başlatıl-
mıştı.
Ancak açılan dava Di-
yarbakır 2. Ağır Ceza ve
Devlet Güvenlik mahke-
meleri arasında görev sız-
lik karan nedeniyle so-
nuçlandınlamamıştı.
Yargıtav'a giden dava-
da ifade veren Abdülha-
kim Bakır. Sinan Er'in.
"General Zinnar" kod ad-
lı PKK itirafçısı Alaaddin
Kanat tarafından işkence
edilerek öldürüldüğüni
söylemışti.