Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
• Genel Ya>ın K.oordınatöru HikmetÇe-
tinka>a 9 Yazııjlen Muduru Ibrahim
Yıldız • Sorumlu Mudur Fikret tlkiz
• Haber Merkezı Muduru. Hakan kara
• Gör;>el Ydnetmerr Fikret Eser
Dii Haberier Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat Cengiz
Yıldınm % Ekonomı Mehmet Saraç 9 K.ültür
Handan Şenköken • Spor \bdülkadir Yücelnuın
# Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah
Yaacı#Foıoğraf Erdoğan köseoğlu •Bıljp-Belge
Edibc Buğra • Yun Haberlen Mehmet Faraç
YaymK.unılu İlhan Setçuk ı Üa^kaıı ı.
Orhan Erinı;. Oktay Kurtböke.
Hikmel Çetink»>a, Şâkruı Soner.
Ergun Bakı. Dinç Tayanç. tbrahim
Yıldız, Orhan Bursalı. Musttfa
Balb»\.H»kanKara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balba> Ataturk Bulvan No
125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel • 4195020 (7 hat). Faks-
419502"7
• Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya
Blv. 1352 S 2 3Te! 4411220. Faks 4419117#Adana
Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, lnonü Cd. 119 S. No. 1 Kat: 1,
Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15
Muesse^e Muduru İ stün Akmen 0
Koordmatör \hmet Korulsan •
Muhasebe Bükut Yener#ldare Hüseyin
Gürer • Uletme Önder Çelik • Bılgı-
Işlem \ail İnal # Bılgısavar Sısîem
Mürüvet ÇilerCSanş FazSel Kıua
MEDVA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 9 KoorJınator Reha
Işıtman # Gertel Mudur V. ardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 0" 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
Yayımlayan ve Basao: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A Ş
Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lsı PK 246 Istanbul fel (0 212ı 51205 05 (20 halı Faks (0 212)513 85 95
13ŞUBAT1998 Imsak: 5.28 Güneş: 6.55 Öğle: 12.25 İkindi: 15.14 Akşam: 17.42 Yatsı: 19.04
Cindy
Hindistan'da
• Haber Merkezi -
Omega'nın 150.
yıldönümü kutlamalan,
Cindy Cravvford'un da
katıldığı törenlerle
Hindistan'da başladı. Yeni
Delhi'de SMH Yönetim
Kurulu üyesi Jean Claude
Biver. Omega Yönetim
Kurulu Başkanı Michele
Sofısti ve Cravvford ıle
birlıkte Constellation My
Choice saatıni, bir
kraliyet seremonisi olan
ve Hındistan'ın en önemi
ailelerintn katıldığı
geleneksel bir Durbar'da
tanıttılar. Durbar'da, Hint
dansçılan \e müzıği
eşliğinde bir file bınen
Cravvfbrd, Hındistan'ın
ünlü modacısı Rohıt Bal
tarafından kendısı ıçın
hazırlanan kıyafeti gıydi.
Kongre
Gazetesi
• İstanbul Haber Servisi
- Yeni yılın başlamasıyla
tabloid olan yayını
dergiye dönüştüren
Kongre Dergısi'nın şubat
sayısı çıktı. Türkiye'de ve
dünyada duzenlenen
bırçok kongre hakkında
bilgilerin yer aldığı
derginın bu sayısında
"Demiryolumu
lstiyorum"
kampanyasının imzalan
da yer airynr.
Telekom'dan
sabit hizmet
ücreti
• ANKARA (AA) - Türk
Telekom. "sabıt hizmet
ücreti" adı altında
abonelerden her ay 400
bın lıra fazladan ücret
alma uygulamasını
başlattı. Türkiye'de halen
yaklaşık 15 milyon
telefon abonesı
bulunuyor. Bu dikkate
alındığında Türk
Telekom. uygulamayla
telefon abonelerinden her
ay fazladan 6 trilyon lira
toplayacak. Haber-Sen
Genel Başkanvekili
Kamıl Köse. "Hiçbir
hizmet verilmeden böyle
bir ücret tahsil edilmesi
anayasaya aykındır.
Bunun adı haraçtır" dedi
Demokrasi
paneli
• İstanbul Haber Servisi
- Çorumlular Kültür \e
Dayanışma Derneği'nin
düzenleyeceğı
"Demokrasilerde sivıl
toplum örgütlerinın yen
ve ışlevi" konulu panel.
Şışh'dekı Bank-Sen
Toplantı Salonu'nda yann
yapılıyor. Gazeteci yazar
Sadettin Malkoç'un
yöneteceğı panele,
milletvekıli Ercan
Karakaş. gazetemız
yazan Oral Çalışlar.
avukat Cemal Emir
konuşmacı olarak
katılıyorlar.
'Don Kişor
temsili
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Mersin Devlet Opera ve
Balesı'nin sahnelediği
"Don Kışot" balesinı
140millervekiri izledi.
Devlet Bakanı Hasan
Gemıcı, her siyasetçı
gibi kendisinin de
"Don Kişot" ruhunu
kullandığını söyledi.
Kültür Bakanı İstemihan
Talay. siyasetın
hayallerle
bağdaşmayacağını
vurgularken CHP İzmir
Milletvekili Sabri Ergül,
bazen "Don Kişof'ça
değerlendirilen tavırlannı
olağanüstü görmediğini
belirtti.
Bozcaada'da otistikler ve eğitimciler için 'alternatif yaşam köyü' kurulacak
6
Dünyalanmızı kaynaştırabm'
FİGEN ATALAV
Eski bir lnka büyü sözü der kı: "Tan-
nm. bana öyle bir rah huzuru ver ki, de-
|iştiremc>eceğim şe> lere da> anabileyirn.
O>le bir cesaret ver ki. değjştirebilecek-
lerimideğiştirebileyim. \e öv le bir akıl ver
ki bu ikisini birbirinden ayırabileyim!"
Bu söz. kimilerinın "engellP. kımilen-
nin "özüriü" diye nitelendırdıği "özel"
çocuklann ailelerine...
"Normal" denilenlerden farldı olan
bu çocuklarve eğitimciler ıçın önümüz-
dekı yıllarda Bozcaada'da "Alternatif
Yaşam Köyü" kurulacak. Köv oluştu-
rulana kadar Bozcaada'da her yaz otis-
tikler ve dovvn sendromlular içın "En-
tegrasyon Kampı" düzenlenecek.
Geçen yaz Bozcaada'da duzenlenen
Otistikler Entegrasvon Kampı'nı anla-
tan kitapçıkta. "amaç" şöyle dile getin-
lıyor: "Amacımız; çocuklann. aileleridı-
şında, farklı davranış ve iletişim biçim-
leri ile karşılaşmalaruu ve otistik örün-
tülerinin dışına çıkabilmelerini sağla-
makür. Bireysel ihtiyaçlar ve öğrenme
biçimine uvgun ortamı oluşturarak! Ve
çocuklann o kocaman vahuz dümalan-
na konuk olmak istivoruz, buna gerçek-
ten gonullüolanlarla.Onlan da bizim dün-
yamıza konuk etmek. yaşıtianvla. Kav-
naşürmak istiyoruz dümalanmta!"
Marmara Üniversıtesı öğretim üyesi
Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar Başar, otis-
tikler. Bolluca Köyü gençleri ve çoğun-
luğu üniversite öğrencısi olan gönüllü-
lerden oluşan kampta yaşadıklarını şö> -
le anlattı: "ISormal denilenlerin sıradışı
olanlarla beraber ounası çokönemli. On-
lara da bu konuda yardımcı olmak gere-
kiyor. Çünkü delirme kavgısı vaşıyoıiar.
Bu ka\gının giderilmesi için sistemli.
• Nevin Eracar Başar,
"Umut kesilmiş bir otistik
için bile yapılabilecek şeyler
vardır. En azmdan denemek
gerekir. Hedefimiz,
otistiklerin olabildiğince
kendi başlanna yaşayabilecek
gücü elde etmelerini
sağlamaktır" diyor.
programb çalışma yapmak gerekiyor.
Otistiklerin ise normal denilen arkadaş-
lara,farklı modellere ihü>açlan var. Ken-
dileri gibi olanlarla biıiikte olduklan za-
man bir kısırdöngü içinde kalıyoriar. Bu
çalışmanın temel noktası normal çocuk-
lara \erilen eğitim. Bu eğitimde iki ana
öğe var. Biri. farklı insanlarla karşılaşü-
dığında vaşanan kavgımn giderilmesi.
Diğeri de bu farklı insanlarla beraber
olabttmeve ba^edebilmegücününkazan-
dınlması."
Bolluca çocuklan. otistıklerle ılgili
duygulannı şöyle ıfade ettiler:
"Her insandaazda olsa özürlüluk var.
Onlarsu bir yer düşünemiyorum."( Mih-
nban)
"Otistiklere sevccen davranıldığında bi-
ze hiçbirzarar vermediklerini görürüz."
(Sevda)
"Onlar benim yanm." (Zafer)
"Onlan tanıdığun için çok ımıtiuyum."
(E1İ0
"Benim dünyam." (tpek)
"Ozürlülerin iyileşmesi için bizim gi-
bi olmalan gerekmiyor. Özürlü değiL
sanki afacan bir çocuk." (\'ardar)
Peki, acaba kampın otistik cocuklara
yaran oldu mu? lşte yanıtı:
"Ozlem, Can'açorabınıgivdirdi."
" Yusuf 'oturma ev lemi' nden vazge-
çip çok korkan İnci'yi sefkatie öptü."
"Şener. Ece ile sakranı pavlaştı, F.ce de
onunla şekerini."
"Arda 'tamam' ve 'günaydın' dedi!"
Kamp süresince ada halkı ıle de iletı-
şim kuruldu. Bozcaada Kaymakamı.
Otistikler Kulübü'ne Hazme arazısı v er-
meyi teklifettı ve böylece "AkematifYa-
şam Kövü" projesınin yaşama geçirilme-
si için gerekli adımlardan bin atıldı.
Başar, kamptakı çahşmalara başlan-
gıç olması amacıyla otistikler ıçın bir
atölye programı başlatılacağını: resım,
çamur. müzik terapisı, tıyatro çalışma-
lan yapılacağını sö> ledi. Başar. sözlen-
nı şöyle bitirdı: "Umut kesilmiş bir otis-
tikiçin bile vaptlabüecek şeyler vardır. En
azmdan denemek gerekir. Hedefimiz.
otistiklerin olabildiğince kendi başlanna
vaşavabilecek gücü elde etmelerini sağ-
lamaktır."
Tartişmamn dozu kaçmasın
Çeviri Servisi - tkı ınsan bırbiriv, -
le tanışıyor. âşık oluvor, büviik umut-
larla yaşamlannı bırleştıriyor. Ve kı-
mi çiftler uzun bir süre tartışmadan,
kavga etmeden, büv-ük bir uyum için-
de birlikteliklerini sürdürüyorlar. Oy-
sa uzmanlar, bu tür evlılık ya da be-
raberliklenn, içlerinde ölçülü tartış-
malara da yer verilen beraberlikler-
den çok daha sağlıksız olduğunu ile-
ri sürüyorlar.
tletişımın, hiçbir verde ev lılik ıçın-
dekı kadar önemli olmadığını söv-
leyen evlilik danışmanlan. sorunla-
nnı karşılıklı konuşmak yenne bas-
tırmak ya da yok saymanın gelecek-
teki aynlıklann dav etçisı olduğunun
altını çiziyorlar.
Elberte sorunlann çözülmesi ve
taraflannın bırbırını anlaması içın
konuşmak ya da fıkır avnlığına dü-
şülen bir konuda tartışmak gerekiyor.
Bu "künuşmalar' sırasında eşlerbir-
birlerini anlıyor, birbirlennın ıstek,
korku ve sıkıntılanyla tanışıyor. An-
cak olumlu bir amaca hizmet etme-
leri beklenen bu konuşmalar, çoğu
kez güçlüyü belirleyecek bırer sav a-
şa dönüşebiliyor.
• Taraflann; sorunlannı
çözmek için değil, hırslannı
almak, karşı tarafa 'gününü
göstermek' için tartışmalan
daha büyük problemler
yaratabiliyor.
Taraflar sorunlannı çözmek için de-
ğıl, hırslannı almak. karşı tarafa 'gü-
nünü göstermek' ya da sadece hak-
lılıklannı kanıtlamakgibi nedenler-
le tartışıyor gibi ler Ve çoğu haklı
olmak. sorunu gidermek için değıl.
bir başka silah olarak kullanılıyor.
Eşler arasındaki divalog tıkanık-
lığının bu nokta>a geldiği durum-
larda, uzmanlann önerisi, tartışma-
>i kesip stratejibelirkmek oluyor. Ko-
nuşarak olayı ıçınden büsbütün çıkıl-
maz bir hale getirmek. gen alınma-
sı mümkün olmayan sözler sö>le-
mek ve duymak ıstenılmev en şeyle-
ri duymak yerine. önceden ne iste-
nıldığini belirleyerek konudan sap-
madan problemın çözümüne gıden
yolun saptanması gerekiyor. Bunun
ıçın de karşı tarafın uzlaşma sının-
nın göz önünde bulundurulması
önemli bir koşul.
Uzmanlar karşısındakini hiç din-
lemeden ve anlamadan kendi fıkri-
ni kabul ettirmenin, onun çıkış nok-
talannı bilerek onunla konuşup, an-
laşmaktan daha zor olduğunu söylü-
yorlar.
Uzmanlar, bir tartışma sırasında
unutulmaması gereken unsurlan şöy-
le sıralıyorlar:
• Bir tartışma. sonunda güçlü-
nün galıbıyetinı ilan edeceği bir sa-
vaş değildir.
• Gerçekçi olmak ve gerçekleri
karşı tarafın duygu ve düşünceleri-
ni göz önünde bulundurmadan orta-
ya sermek, her zaman fikir aynlık-
lannı ya da sorunlan çözen bir yön-
tem olmaz.
• Tartışmalann hedefı, haklı çıkıp
çıkmamak değildir.
• Her zaman haklı olanın dedıği
olacak diye bir şey de yoktur.
• tki tarafın da hiçbir şekilde uz-
laşma olanağı gösteremediği durum-
larda, konuşma ve tartışmalan uzat-
mak, sorunlar yelpazesini genişlet-
mekten başka bir işe yaramaz..
Petersburg'da 11 Şubat'ta dü-
zenlenen sergide 16 ülkenin ünlü
müccvhercilerinin çok değerti takı-
lan yer aldı. ,\ltm ve pırlantadan v apılan paskaha vıımurtası küçük ziya-
retçinin en çok ilgisini çeken parça oldu. (Fotoğraf: REUTERS)
r r
OClKlS
Diyanet'ten
temel eğitimi
delme girişimi
ANK.A.RA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP'li Devlet Ba-
kanı Hüsamettin Özkan'a
bağlı Diyanet Işleri Baş-
kanlığı, Danıştay'ın 8 yıl-
hk kesintisiz temel eğiti-
mın ruhuna aykın bularak
'yürütmeyidurdunna' ka-
ran verdiği Kuran Kursla-
n Yönetmeliği'nin uygu-
lanmasını istiyor. Diyanet
Işleri Başkanı Mehmet Nu-
ri Yılmaz, Danıştay Dava
Daireleri Genel Kurulu'nda
karara itiraz edeceklerini
bildirdi.
Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı, Danıştay'ın öğrencile-
rin 5. sınıftan sonra Kuran
kurslarına gidebılmesini
öngören "Diyanet İşleri Baş-
kanlığı Kuran Kurslan Yö-
netmeliği'nin Bazı Madde-
lerinde Değişiklik Vapılma-
sına Dair Yönetmetik" hak-
kında verdiği yürütmeyi
durdurma karannın boşluk
yaratacağını savunuyor.
Karaca'ya
soruşturma
açılmasına
tepki
İstanbul Haber Servisi
- Abant Izzet Baysal Ünı-
versitesı'nde pazartesı gü-
nü yapılan rektör adayla-
nnı belirleme seçimınde
en çok oyu alan Iktısadi ve
Idari Bilimler Fakültesi
(itBF) Dekanı Prof. Dr.
AB Karaca hakkında. 'mi-
safîrhane hesaplannda
yobodukvapOgı' gerekçe-
siyle seçimın ardından
YÖK'çe soruşturma açıl-
ması. üniversitede görev -
li öğretim üyelerince tep-
kiyle karşılandı.
Çok sayıda öğretim
üyesi. Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel'e mektup
göndererek soruşturma-
yı, Prof. Karaca'ya yöne-
lik 'maksarlı bir tertip"
olarak nitelediler. e-posta : tan (a prizma.net. tr
'Cumhuriyet
gazetesi
umut verdi'
İstanbul Haber Senisi -
Çağdaş Gazetecıler Derne-
ğı (ÇGD) tstanbul Şubesi
Çalışma Hayatı Komisyo-
nu. ocak a\ında 56 gazete
çahşanının işten çıkanldığı-
nı belirtti. ÇGD, ocak ayın-
dakı en olumlu. umut ven-
ci gelışme olarak da Cum-
huriyet gazetesınde ımzala-
nan toplusözleşmey ı göster-
di.
ÇGD. ocak ayına ılişkın
raporunu dün Beyoğlu Mis
Sokak'taki merkezinde açık-
ladı. Komısyon adına açık-
lamayı yapan LeventCinem-
re. saptanabildiği kadarıyla
geçen ay Turkish Daily
Nevvs'ten 52, Flash TV'den
3 ve Art Decor'dan da 1 ki-
şinin işten çıkanldığını vur-
gulayarak Turkish Daily
Nevv s çalışanlannın sendika-
laşma istemleri nedeniyle
atıldıklanna dikkat çekti. Ci-
nemre, Anadolu Ajansı.
UBA ve ANKA dışında ba-
suı dün\asının tek sendika-
h gazetesi olan Cumhuri-
yet'te imzalanan toplusöz-
leşmenın "sendikau olma-
nın gazeteciler açısından bir
anlamı olduğunu gösterdî-
ğmi" vurguladı.
Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'nın 17
Ocak'ta Resmı Gazete'de ya-
yımladığı istatistiğe göre
Türkiye'de 27 No'lu gazete-
cilik işkolunda çalışan si-
gortah ışçi sayısı 7724. Bu-
nun 4419'u TGS üyesi,
354"ünün Medya-Sen üye-
si olduğunu ıfade eden Gi-
nemre. "Türkiye'de gazete-
cilerin yüzde 60'tan fazlası-
nın sendikalı olduğunu gör-
mek oldukça şaşırtKL Oysa
asıl şaşırtıcı olan onbinlerce
çalışanın bulunduğu işkolu-
muzda sadece 7724 kişinin â-
gortalı oltnasL O da salt 212
değil 1475'ten de sigorta ya-
pılıyor olması. Bu da sendi-
kanın ya da istatistiğin değil
bizim avıbımız" dedı
SÖYLEŞI ATTİLÂİLHAN
Hem Üzümü Yer, Hem Bağcıyı Döver!
Osmanlı Meclis-i Meb'usânı'nın, olaylı son Vçfi-
mâ'ndan, 'Misâk-ı Millî
1
çıkmıştr, yânı, Anado-
lu'nun toprak bütünlüğu! Ingiltere'nin buna cevabı,
Istanbul'un işgâli olmuştur: 16Mart1920! Ingilizbah-
riye silahendazları 'câlib-işüphe' her yeri -Harbiye Ne-
zâreti dahil- ışgal ediyorlar. Direniş göstermedıkleri
halde, birkaç Türk neferi şehit edilmıştir. Mustafa
Fevzi Paşa (Çakmak), göğsüne süngü dayatılarak
makamından çıkarhlır. Netice malûm: tehlikeli' meb'us-
lar, derdest olunarak, önce Bekirağa Bölüğü'ne tıkı-
lırlar, sonrası Matta sürgünü!..
Devlet-i Aliyye, bu Ingiliz 'nobranlığına', aşağı per-
deden -el oğuşturarak- mınldanıyordu. Ankara'da. 2 -
raat Mektebi'ndeki karargâhı'nda, fiili sıfatı ve askerî
gücü olmayan Mustafa Kemal Paşa'nın 'tepkısını'
hatıriar mısmız? llk tepkı. Meclis'ın yenıden ve Anka-
ra'da toplanması karandır; aynca, ulaşabıldığı herye-
re telgrafla aynı emri verir: Ingiliz zâbıtlerini gördüğü-
nüz yerde, tevkif ediniz! Erzurum'da bulunan, -ünlü
'Kürt Lawrence'i- Miralay Ravvlinson bile, Karabe-
kir Paşa tarafından, 'evınde ıkamete' mecbur edilmiş-
tir.
lyi de bu çağnşım niye? Körfez'deki ABD 'zorba-
lığı' üzerine, Ankara sesini biraz yükseltecek olsa,
trak Başkan Clinton'dan o mektup; bir keredaha, 'aba
altından sopa' göstensi! Buna. başımızdaki 'lâık' ve
'alafranga' koalisyonun 'tepkısı', size 'hangisını' ha-
tırlatıyor?
Alavere dalavere, petrol sistem'e...
Körfez 'senaryosu 'nun, iki temel gerekçesi var: bi-
risı, 'Sistem'in Ortadoğu-Avrasya'nın güney ku-
şağı üzerindekı geleneksel 'perro/'yaklaşımı! Ikincisi,
Yeni Dünya Projeksiyonu'nda VVashington'ın kendi-
sine yakıştırdığı rol. Önce ılkıne bir göz atabilır miyiz?Da-
ha geçen gün, Avrasya 'coğrafyası'nın, aynı zaman-
da 'petrol coğrafyası' olduğunu yazmıştım; geçen yüz-
yılın sonu. buyüzyılın başı, 'Sistem'in bu 'coğrafya'yı
ele geçirme teşebbüsleriyle yüklüdür: 'Şark Mesele-
si', elbette, Devlet-i Aliyye'yı 'paylaşmak' meselesıy-
di ama; 'paylaşmak' istenilmesinin nedeni, petrol
'coğrafyası' olmasıdır; bız bunlan, o dağdağalı 70'li yıl-
ların bunaltıcı Ankara'sında Uğur'la (Mumcu) konu-
şurduk; ciddi araştırmalan vardı, daha da önemlisi
sorunun 'güncel' yansımalannı yakalıyordu. Bakınız.
daha sonra, ne yazmıştır:
"...Ortadoğu, 16 Mayıs 1916 günü Sykes/Picot
Anlaşması ile İngiltere ve Fransa arasında payla-
şılmış; 24 Nisan 1920 günü, San Remo Anlaşma-
sı' ile de Irak, Ürdün ve Filistin lngiltere'y
e
» Lüb-
nan ve Suriye de Fransız, 'mandası'na bırakılmış-
b. 10 Ağustos 1920 tarihli Sevres Anlaşması ile de
Ortadoğu'dakj Osmanlı egemenliğine son veriimiş:
Musul ve Kerkük petrol kaynaklannı da içine alan
bölgede, 'özerk' bir Kürt devleti kurulması karar-
laştınlmıştı..."
"...O tarihte Osmanlı toprakian arasında bulu-
nan Arap Yanmadası'nda Mekke Şerifi Hüseyin,
Ingiltere'nin Mısır'daki Yüksek komiseri McMo-
hon'dan aldığı destekle ayaklanarak, 'Hicaz Kral-
lığı'nı kurmuştu. Şertf Hüseyin'in krallığı çok sür-
memiş, Necd Suttanı Abdülaziz'e yenik düşünce,
bugünkü Suudî Krallığı nın oluşumuna yol acan sü-
reç başlamıştı: açıklanan bu süreç içinde 1933 ve
1936 yıllannda yapılan anlaşmalarda, Amerika,
Suudî petrollerinde söz sahibi olmuştur..." (Cum-
huriyet, 7 Ekim 1992)
Ortadoğu petrollerinin bu, 'birinciayağı' üzerinde-
ki ABD gölgesıdir; şımdi ister mısiniz, 'ikinci ayağın'
üzerine bu gölgenın nasıl düştüğüne, bir göz atalım.
Uğur Mumcu, sadece 'olaylan sıralayarak', bunu Vo-
ret-iâlem' olacak şekilde anlatmıştır.
"...Musul ve Kerkük petrolleri üzerindekı pazar-
lıklar, Lausanne Konferansı'nda yapılmıştı. Ismet
Paşa, tartışmalar sırasında Musul konusunda ple-
bisit yapılmasını önermiş; bu öneri, Lord Curzon
tarafından 'Kürtlerin plebisrtin anlamını bile bilme-
dikleri' ileri sürülerek reddedilmişti. Lausanne An-
laşması, Musul sorununu çözememiş, çözümü
Cemiyet-i Akvam'a bırakmıştı, Cemiyet-i Akvam,
Macar, Belçika ve Isveç temsilcilerinden kurulu bir
komisyonu görevlendirdi: Komisyon, 16 Ocak
1924 günü karannı verdi. 1928 yılında bitecek, In-
giliz mandasının uzatlması ve Kürttere özerklik ve-
rilmesi...''
Şimdi, o tanhlerde bırbirini izleyen olaylar zincirine,
-hakettiği dikkatle- bir göz atar mısınız'
"...o günlerde Nasturi Ayaklanması başlamış-
tı: 12 Eylül 1 924 günü başlayan bu ayaklanma, ay-
nı ayın 28'inde bastınldı. Komisyon karannı 16
Ocak 1925 günü vermişti. Şeyh Sait Ayaklanma-
sı, 13 Şubat 1925 günü başladı. Şeyh Sait Ayak-
lanması'nı, 9 Ağustos 1925 günü Raçkotan Ayak-
lanması izledi, bu ayaklanmayı, 16 Mayıs 1926 gü-
nü 1. Ağn Ayaklanması! Türkiye bu ayaklanmala-
n bastrdı, ancak Musul' dan vazgeçmek zorunda
kaldı. 5 Haziran 1926 tarihli anlaşma ile Musul
petrolleri, Ingilizlere terk edildi..."
Uğur'un (Mumcu) yazısını bağladığı sonuç, 'Sis-
tem'in -bu arada tabii ABD'nin- Ortadoğu'ya gele-
neksel yaklaşımını netleştiriyor.
"...'Körfez Savaşı' sonrasında, Kuzey Irak'ta
Amerikalılar ve öteki Batılı devletlerin destekleri
ile oluşan Kürt devleti, Batılı petrol şirketlerine
Musul ve Kerkük petrollerini açacak. Bütün amaç
bu değil miydi?.." (Cumhuriyet, 7 Ekım 1992).
Amaç aynı, her yol geçerll!
Besbelli, amaç hâlâ odur ve aynıdır.
Amerika Birleşik Devletleri'nin garip talihi var.
sanınm bir kere daha yazmıştım: Üçüncü Dünya'da
hangi lideri 'tutsa' o lider, kısa sürede devrilir: Çan-
kayşek, Van T'ıyö, Sah Rıza Pehlevi, Ziyaülhak vb...
buna mukabil, hangi lideri 'indirmeyi' kafasına koysa.
o lider sürüp gider: işte Fidel Castro, işte Muammer
Kaddafi, işte Saddam Hüseyin! Körfez Savaşı'nın
ilk patırtısma rağmen, Saddam Hüseyin yıkılmadığı
gibi, Irak istenildiği gibi parçalanamadı; Kuzey Irak'ta
'özlenen' Kürt devleti kurulamadı: aynı filmi ondan
görüyoruz.
Saddam Hüseyin'in, merkeziyetçi bir bürokras dik-
tasının, 'totaliter' diktatörü oldugu doğrudur; ama. bu
ne kadar doğruysa, Irak demokratik ve insan hakla-
rınasaygılı bir cumhuriyet de olsa, petroller'Sistem'e
açılmadıkça, başının yine aynı belâya çatacağı da, o
kadar doğrudur: hep hatırlamıyor muyuz, demokra-
tik seçimlerle iktidar olmuş, Dr. Musaddık, Iran pet-
rollerini 'ulusallaştırdığı' için, askeri bir darbe ile. ye-
rinden alınarak, koltuğuna Şah Rıza Pehlevi oturtul-
mamış mıydı?
Maksat açık: hem üzüm yemek, hem bağcıyı döv-
mek!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm