23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öğle yemekleri kaldınldı, kentin merkezi noktalanna 'iftar sofrası' çadırlan kuruldu Belediyeler diııi sömürüyor• Ramazan ayının gelmesiyle birlikte özellikle FP'li yerel yönetimlerin dini duygulan istismar eden uygulamalan hız kazandı. ÎETT otobüs seferlerinin iftar saatine göre yeniden düzenlenmesi olumlu karşılanırken, belediyelerde öğle yemeklerinin kaldınlması tepkilere yol açtı. Istanbui Haber Servisi- Ramazan ayının, özellikle FP'lilenn yerel yönetimlerin önemli bır bölümünde işbaşına gelmelenyle başlayan "siyasi istisman" bu yıl da çeşitli uygulamalarla sürdürülüyor. Belediyelerde "öglen yemekleri" kaldınlıyor, kentin merkezi yerlerine "iftar sofrası'' adı altında çadırlar kuruluyor. Belediyeler en büyük çadın kendilennın kurduklannı kanıtlamak için birbirlenyle yanşıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde, FP'lilenn işbaşına gelmesinden sonra ramazan aylannda beledıye çalışanlanna öğle yemeği verilmemesi uygulaması bu yıl da sürdürülüyor. Daha önceki yıllarda, tadılat yapılıyor dıye kapatılan yemekhaneler bu yıl. "Günde bir kez yemek veriliyor. Ramazan ayında veriJen yemek iftar saatine kaydınldı" açıklaması yapılarak kapatıldı. Söz konusu belediyelerde öğlen tatillennın namaz saatine göre ayarlanmak istenmesi, belediye bınası içensine mescidler açılması gibı dıni esaslara dayalı uygulamalara gıdilmesı tepkıyle karşılanmıştı. Oruç tutan yurttaşlann iftarlarını aileleriyle birlikte yapabilmelen için, iftar saatı öncesınde ÎETT otobüs sefer sayılannın arttınlmasını kabul edılebılir bir davranış olarak değerlendiren bır belediye çahşanı diğer uygulamalan ise eleştirdi. Ramazan ayında yemekhanelerin kapatılmasımn bir insan hakkı ıhlalı oldufunu savıınan bir başka belediye çahşanı ıse şunlan söyledı: "Alevi ya da bir başka inanca sahip bir çahşanı dışarda yemek yemeğe zorlamak insan haklarına saygısızlıktır. Bu aynı zamanda bir haksızhkbr. Şimdiki yönetinı işbaşına gelene kadar ramazan aylannda yemekhaneler kapatılmamıştı. Oruç tutana, iftar saatinde belediyede yemek verüerek gösterilen saygL tutmayanlara gösterilmiyor. İkilik yarahlıyor. "Oruç tutmayanlar bizden değil nerede yemek yerlerse yesınler' mantığı Ue hareket ediüyor. Şimdi kendisine haksızhk yapildığını söyleyen Tayyıp Erdoğan, göreve geldikten sonra yemekhaneieri ramazanda kapatnrarak, oruç tutan tutmayan ayrunı yaparak kendi çalışanlanna karşı büy ük haksızlık yapmışh. Oruç futmavanlar, S yıl boyunca her ramazan ayuıda ya dışarda ya da evden getirdiği yiyeceği, amirinden şefûiden gizlice yemek zorunda kalmıştL İnsanlann sesi fazla çıkmamıştı belki ama demek ki ahlan tuttu." Ramazan ayının "siyasi istismar" edilmesine önceki yıllarda olduğu gibı bu yıl da bazı sıyası partıler ve yerel yönetimler katıldı. İftar sofralan kurarak, dini inançlar kullanılarak ramazan süresince propaganda mekânlan oluşturuluyor. DYP İstanbul tl Başkanlığı Beyazıt Meydanı'na, üzennde "Şehit öğretmen Nesrin Ünügür tftar Sofrası" yazılı çadır kurdu. Yurttaşlar iftar sofralan ve çadırlann lcurulmasını ise şöyle değerlendırdiler: "Bu iftar sofralarmı kuranlar, buralarda fakir ftıkara insanlann soğukta peynir ekmekle iftarlarını yapmalannı isterken, kendileri lüks otellerin salonlannda sadece kuş sütü eksik masalarda sözde oruçlannı açacaklardır. Bir çadır kurarak insanlann oylannı almayı ve koftuklannda kalmayı hesaplıyorlar. Fakat yoksul halk, bütün bunlan değerlendirecek, onlara gereken dersi sandıkta verecektir." MEHMET IVURİ YILMAZ 'Yoksuüara yardım edin' • Kadınlann camilere gelmediğini, ibadetlerini daha çok evlerinde yerine getirdiklerini gözlemlediğini belirten Yılmaz, camilerde kadınlar için aynlan özel bölümlerin bulunduğunu. anımsattı. Ramazanda çeşitli belediyeler dargelirlilere erzak yardımında bulunacaklar. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet)- Müslümanlann kutsal ayı ramazan başladı. Di- yanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ramazanın en bü- yük anlamının yoksullara yar- dım etrnek olduğunu kaydede- rek "Öyle lüks otellerde iftar yemekleri vererek voksullan unutan insanlar, bu ayın mana ve önemini klrak edememiş in- sanlardır" dedi. Yılmaz, Diyanet tşlen Baş- kanlıgı Konferans SaJonu'nda dün düzenlediği basın toplan- tısında ramazan ayının önemi- ni anlattı, Diyanet Işleri Baş- kanlığı'nın ramazan önlemleri- ni açıkladı. Kadınlara çağn Ramazanda bütün Türkı- ye'deki camilerde vatandaşla- ra vaaz verileceğini, konferans. panel ve sempozyumlarla mil- İi ve dini konulann işleneceğı- ni anlatan Diyanet Işleri Başka- nı Yılmaz, ramazanda il ve il- çe müftülüklerinden gelen ta- lepler doğrultusunda bir kısım personelin görev yerinden baş- ka yerlerde vaaz ve irşad hız- meti vermek üzere görevlendi- rildiğıni söyledi. Camilenn beş vakit ibadete açık bulundurula- cağını belirten Yılmaz, bu yıl kadınlan da camide görmek ıs- tediğini ifade etti. Kadınlann camilere gelmediğini, ibadet- lerini daha çok evlerinde yen- ne getirdiklerini gözlemlediği- ni belirten Yılmaz, camilerde kadınlar için aynlan özel bö- lümlerin bulunduğunu anım- sattı. Yılmaz, camilerde okunacak vaaz ve hutbelerde de dini, ıl- mi, ahlaki konularda bilgi ve kültürün arttınlmasının hedef alınacağını kaydederek "Vaaz vehutbelerde siyaset ve şahsiyet yapılmayacak, yanlış anlama- lara neden olabilecek ifade ve yorumlardan kaçınıiacak, po- litik konulara kesinlikle giril- meyecek" dedi. Zekâtm 'insan- lann yoksullara karşı görevi' diye tanımlandığını ifade eden Yılmaz, şunlan söyledi. "Zekât vermeyen insan. kul hakkını yemiş olur. Öyle lüks otellerde iftar yemekleri vere- rek voksullan unutan insanlar, bu ayın mana ve önemini idrak edememiş insanlardır. Islam di- ninin bu aya verdiği önemi an- lamamış insanlardır. İftar da verilmeli ama yoksullar unutul- mamahdır." Yurtdışına da din görevlile- rinin gönderildiğini belirten Yılmaz "Ancak, geçtigimiz yıl- larda olduğu gibi bu yıl da bu- raya gönderilmek üzere plan- Janan görevlilerimize Yunan makamlarınca vize gönderil- memesi nedeniyie Batı Trakya- u kardeşterimizin bu talepleri maalesef karşüanamamıştır" dıye konuştu.Yılmaz, birgaze- tecinin ABD ve Ingiltere'nin I- rak'a yönelık operasyonuna ilişkin sorusu üzerine de, hare- kât dolayısıyia Islam âleminin Ramazan'a 'üzüntülü' girdıği- nı söyledi. Bu harekâtı çok yanlış bulduğunu söyleyen Yıl- maz, şunlan iletti: "Irak'taki olay, üzüntü verici bir şey. Islam dünyası için üzüntü \ericidir. AkıUıca yapıimış bir şey de de- ğildir. Biz 'Saddam vönetımı, şöyledir. böyledir' diyemeyiz. Ama bütün Müslümanlann Ramazan'a başladığı şu gün- lerde bunun başlatümasından üzüntü duyuyoruz. Bir an önee sona erdirUmeiidir." IstanbuTda ramazan Ramazan ayının başlaması nedeniyie belediyeler dargelir- lı yurttaşlara erzak yardımında bulunacaklar ve kurdukJan ça- dırlarda, aşevlerinde yurttaşla- ra iftar yemeği verecek. Bakır- köy Belediyesi ramazan ayı bo- yunca 10 bin aıleye erzak dağı- tacak, 2 aileye de 5OO'er kilog- ram kömür bağışlayacak. Be- yoğlu Belediyesi Ta'ksim Mey- danı'nda kurduğu çadırda her akşam 2 bin kişiye 3 kap iftar yemeği verecek. Eminönü Be- lediyesi nhtımda kurduğu ça- dırda her akşam bin 500 kişiye iftar yemeği dağıtacak. Bay- rampaşa, Sanyer. Üsküdar, Ümraniye, Eyüp. Gaziosman- paşa belediyeleri de Ramazan ayın boyunca çeşitli yerlerde if- tar vemeklen verecek. Partiler çadır yanşmda tstanbul'da ramazan ayında çadır kunıp iftar yemeği vermek, siyasi partiler arasında bir yanş haüne geldi. "En büyük iftar çadınnı biz kurduk" yanşına çeşitli belediyelerin yanı sıra herhangi bir beledivede işbaşında bulunmayan DYP İstanbul İl Yönetimi de kaüldı. DYP, Beyazıt Meydanı'na kurduğu çadırda iftar yemeği verecek. Rasim Öz: Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz Emeldi söz lıakkı istiyorİstanbul Haber Servisi - DlSK'e bağh Emekli-Sen Ge- nel Sekreteri avukat Rasim Öz uzun yıllar boyunca toplumun en deneyımli ve en birikımli ke- simi olan emeklilerin bilinçli olarak örgütsüz bırakıldığını sa- vundu. Oz, 1995'te sendikaya kavuşan emekJilerin, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK ile toplusözleşme yapmak ve bu kurumlann yönetımlerinde yer almak istediklennı belirttı. Rasim Öz. siyasi iktidarlann, bugün sayılan 5 milyonu aşan emeklilen sefalete terk ettığini belirterek sosyal hizmet kurum- lanna da yatınm yapılmayarak özelleştirmeye yol açmak ısten- diğini öne sürdü. Rasim Öz, şöyle devamettı: "Bugün emeldi maaşı 58 mil- yon lira. BizJer sadaka zamlan değil. kendi kurumiarunız olan Emekli Sandığı, SSK ve Bağ- Kur'la toplusözleşme yapmak ve bu kurumlann yönetimlerin- de yer almak istiyoruz. Özelleş- tirmeye geçit vermemetiyiz, bu bir aldarmacadır ve şimdi akb- ğunız hizmetin yüzde 10'unu bi- le alamay acağız. parası olmayan kesinlikle hizmet göremeyecek." "Sefalet maaşlaruu" alabil- mek için geçen yıl 3 emeklinin DlSK'e ı Emekli-Sen Genel Sekreteri avukat Rasim Öz, uzun yıllar boyunca toplumun en deneyinüi ve en birikimli kesimi olan emeklilerin bilinçli olarak örgütsüz bırakıldığını savundu. Öz 1995'te sendikaya kavuşan emeklilerin, Emekli Sandığu Bağ-Kur ve SSK ile toplusözleşme yapmak ve bu kurumlann yönetimlerinde yer almak istediklerini belirtti. "şehit'" olduğunu söyleyen Öz "Mücadelelerimiz sonucu 2 bankadan ödenen emekli maaş- lan 10 bankadan ödenmeye baş- landı, herkese kart verildi" dıye konuştu. Iş gücü kaybını önle- mek üzere çalışan işçilere mu- ayenede öncelik verip, artan za- manda emeklilen muayene et- me uygulamalannın yaygınlaş- masını da eylemleriyle engelle- diklerini kaydeden Öz "Yeni Dünya Düzeni sosyal de>1ete sa- vaş açnuşdurumda. Kapitalizm, maskesini çıkarnp vahşi yüzüne geridöndü"dedı. Mezarda emeklilik Rasim Öz, yapılan araştırma- lara göre emeklilerin yaş ortala- masının 61 olduğunu kaydede- rek "Emeklilik yaşını 65'lere, prim ödeme gün sayısını da 7 bin 500,8 bin güne yükseltmek isti- yorlar. Emeklilik yaşı 60 olıırsa, bir kişi, o kadar yıl verdiği çaba- lardan yahuzca bir yıl faydaia- nabilecek. 65'e çıkarsa da zaten yaşayan emekli kalmayacak" dedi. 'Sokakta sosyaDeşirter' Rasim Öz, ülkemızde, insan- lann "yaşı yetmiş işi bjtmtş" ola- rak görüldüğünü ifade ederek " Yaşhlan, toplum dışına itip sos- yal faaliyetlerden, siyasal giri- şünlerden uzaklaşürmak isti- yorlar" değerlendirmesini yap- tı. Emeklilerin örgütlenıp mü- cadeleye katıldıklan zaman ye- niden canlılık kazandıklanm ve sosyal yaşama geri döndük- lerini kaydeden Rasim Öz şun- lan söyledi: "Örgüou mücadeiede yer al- mayan emeklilen ya kahve köşelerinde ölümü bekliyor ya da ailesi içerisinde huzursuzhık kaynağı olarak kahyor. Av- nıpa'da tüm emekliler sen- dikabdır. İtaha'da, Fransa'da milyonlarca emekli haklaruu korumak için sokaklara döküJ- dü ve saldınian püskürttü. An- cak örgütlü insanlar ekonomik- demokratik haklanna kavıışa- biliyor. Demokrasi mücadeiesin- den emekli olunmaz." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Tunus'un Kemalistlepi Olay daha yeni sayılabilir... Süleyman Demi- rel'in Tunus'u ziyareti sırasında geçiyor. Cumhurbaşkanlığı sarayındaki törende Türkiye Cumhurbaşkanı konuşmaktadır. Konuşma metni- nin çevirisi önceden hazır bulunanlara dağrtılmış- tır. Konuşmada, Atatürk'ten sonra Burgiba'nın da laikliği Tunus'a kazandırdığı vurgulanmaktadır. Ve konuşmanın tam bu yerinde, Suudi büyükel- çisinin, elindeki Arapça çeviri metnini buruşturdu-. ğu görülür. , Olay, Başkan Ben Ali'ye iletilir. Suudi Arabistan büyükelçisi, Başkan'ın istegi üzerine hemen ülkesine geri gönderilir... ^ • • • Tunus, özellikle Türkiye açısından ilginç ve önemli bir ülke. Kişi başına düşen yıllık ulusal geliri 2 bin dolar dolayında olan bir Arap ülkesi. Ama Türkıye'den çok daha huzurlu, sağlıklı ve banşçı bir toplumsal yapıya sahip. Sokaklarda bağırarak konuşanlar, kavga eden- ler, sinirli sinirli korna çalanlar yok... Sarıklı çem- ber sakallılar, çarşaflılar, hatta "türban'hlar yok... Dilenci yok... Pazar günü bile, evinden tıraş olma- dan çıkan yok. Cezayir'in yanı başında, ama köktendıncı bır tehlike yok. Kadının özgürleşmesi, toplumda çağdaş bir yer kazanması var. Kadın trafık polisleri, kadın şo- förler var... On yıl kadar önce, sokakta kısa eteklı kadınla- ra kezzap atanlar olmuş. Yönetim gecikmeden sert bir tepki vermiş. Artık benzer olaylara rastlan- mıyor. Camilenn köktendincilik yuvaları olmasına izin verilmiyor. Camiler kapılannı namaz saatinde açıp, namaz bitiminde hemen kapatıyorlar. • • • Tunus, Müstüman bir Arap ülkesi... Ama kom- şusu Cezayir'den çok farklı. Tunus, Kemalist modelden esinlenmiş... Ama Türkiye'den daha huzurlu. Niçin? Bunun üç temel nedeni var. Tunus, kendi koşullanna uygun bir laiklik anla- yışını yaşama geçirmiş ve ödün vermemiş... Göz kamaştıncı bir zenginlikle yoksulluğu yan yana ba- nndıran bir aymazlığa kapı açmamış... Ve de -Bur- giba'dan beri- her yıl bütçesinin tam yüzde 20'si- ni eğitimeayırmış... Türkiye'de yoksulluk sınırı altında yaşayanlann oranı yüzde 26... Tunus'da ise sadece yüzde 6. Tunus'ta erkeklerin yüzde 98'i okuma-yazma biliyor... Ve kitlelerin bir kesimi çağdaş bır eğitim görürken; bir başka kesiminin, bir din devletinin gereklerine göre yetişmesi söz konusu değil. Laiklik... Toplumsal adalet... Çağdaş ve yaygın' bir eğitim... Işte Tunus'un Kemalistlerihin başan sırn! • • • ' Geçenlerde, bir Arap ülkesinde ilk kez bir Arap- Türk yuvartak masa toplantısı gerçekleşti. Çeşitli ülkelerden gelen Arap ve Türk bilim adamları, ilk kez Kemalizmi tartıştılar. Cumhuriyet'in 75. yılı nedeniyie 80'i aşkın ülke- 1 de, Atatürk ve Kemalizm üzerine etkinlikler ser- gilendı. Bunlann ıçinde, belki de en anlamlı olanı Tunus'takiydi. Toplantıyı Tememi Vakfı düzenlef- miş, bizim dışişlerimiz de destek vermiştı. Diğer toplantılarda olduğu gibi bu sonuncuda da en bü- yük çaba gösterenlerden birisi Menter Şahin- ler'di. Tunus sadece kendi Kemalistlen de etkili oldu- ğu için yerinde bir seçim değil... Aynı zamanda, halkının Türkiye'ye ve Türklere bakışı açısından da en uygun seçim. Tunuslulann Osmanlı döneminden dolayı ezik- likleri yok, gururian var. Bir dünya imparatorluğu- nun, üç yüzyıl boyunca bir parçası olmaktan do- layı gururlular. Onlar için Osmanlı bir istilacı değil, bir kurtancı. Sokakta Türk olduğunuzu anlayanlann yüzün-. de hemen bir tebessüm beliriyor: - Siz Kemal'in ülkesindensiniz! > Türkiye, Tunus'a özel bir önem vermeli. Kentin en merkezi yerinde şimdi boş duran eski elçilik bi- • nasını donatıp, büyük bir Türk Kültür Merkezi yap- malı. Dil kurslan, seminerler, film gösterilen düzen- lemeli. Ve Tunus, Türkiye'nin Arap ülkelerine, Afrika ül- kelerine açılan kapısı olmalı! • • • ı Evet, Tunus'un da kendi Kemalistleri var. Etkin ve etkili... Ama diğer Arap ülkelerinin, hatta tüm diğer ge- ri kalmtş ülkelerin de kendi Kemalistlerinin olma- ması için hiçbir neden yok. Çünkü geri kaJmışlıktan kurtulmak isteyenleriçin seçenek çok fazla değil! Türksav Vakfı Karadeniz Platformu'nun İstanbul'daki toplantısında Türk ve Yunanlı aydınlar buluştu 4 Ege'deld sorunları sivifler çözecek' tstanbul Haber Servisi - Strateji Uzmanı Erol Mütercimler Islamcı hareketin güç kazanmasının nedeninin, diğer partilerin ekonomik, demokratik ve sosyal sorunlara çözüm bulmamasından kaynaklandığını savundu. Türksav Vakfı Karadeniz Platformu'nun Basın Müzesi'nde gerçekleştırilen dünkü toplantısında konuşan Türk ve Yunan aydınlan ıkı ülkenin iç sorunlan ve ilışkılen üzerine görüşlerini açıkladılar. Türksav Vakfı Başkanı Dr A. Erdal Yılmaz. Karadeniz Platformu'nu kurmaktakı amacın, toplumlann ekonomik refahı ile yaşadıklan bölgelerdeki siyasi istikrara • Türksav Vakfı Başkanı Erdal Yılmaz. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlan sivil güçlerin çözeceğini belirtti. Türkiye'de önemli sorunlardan birinin uyuşturucu trafiği olduğuna dikkat çeken Leyla Tavşanoğlu, "Bazı siyaset adamlannın da uyuşturucu kaçakçıhğıyla ilişkisi vardır" dedi. Strateji uzmanı Erol Mütercimler, partilerin sorunlara çözüm üretememesi yüzünden İslamcı hareketin güçlendiğini söyledi. sivil anlamda çözüm bulmak ve "Yunanistan'ın ve Türkiye'nin gerektiğini belirterek. "Ancak bu şekilde var olan ciddi sorunlann üstesinden gefebileceğunize inanryorum" dedi. Uyuşturucu trafigi Türkiye'de önemli sorunlardan birinin uyuşturucu trafiği olduğuna dikkat çeken Leyla Tavşanoğlu, "Bazı siyaset adamlannın da uyuşturucu kaçakçılıgıyia flişldsi vardır. yardımcı olmak olduğunu anımsattı. Yılmaz, Türkiye ile Yunanistan arasında mutlaka ciddi ve yapay sorunlann olduğunu belirterek, "Bizim aradığımız, politikacılann arasında kunılan diyalogdan çok, toplumlann, nıeslek gnıplaruun, akademisyenlerin, medyanın. bu sorunlara çözüm bulmak üzere birbirini anlaması ve tanımasıdır" dedi. iç sorunlan" başlıklı toplantıda konuşan PauUna Lampsa. Yunanistan'daki sivil toplum örgütlerinin, devletin şeffaflığı. adalet ve eğitimin yanı sıra Türk-Yunan ilişkileri konusunda da önemli çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Lampsa, Türkiye'de de aynı amaçlar için çalışan örgütlerle ilişkiye geçilerek görüş alışverişinde bulunulması Ulkemizdeki diğer bir sorun da demokrasi sonınudur. Ancak şunu da söylemeliyim ki genel olarak sivil kesün, kimi zaman siyasete müdahak eden ordudan daha az demokratnr" diye konuştu. Erol Mütercimler ise Türkiye'de kayıt dışı ekonomınin yüzde 50'lere vardığını belirterek şöyle konuştu- "Siyasi partiler de boğazuıa kadar bu Idrii işlere bulaşmıştır. Merkez partilerin ekonomik, sosyal ve demokratik sorunlara çözüm üretmemesi sonucu İslamcı hareket güçlenmektedir. Sosy aldemokratlara baktığımızda ise hiçbir değişim yaşamadıklanm görüyoruz, hâlâ parçalanmış durumdalar." Bilmeyenler ve ilerlemişler için İLKBAHAR DÖNEMİ ALMANCA KURSLARI Goethe Enstitüsü'nün merkezi sınavlarına hazırlık Kayıt için Tarih: 23, 28, 29 ve 30 Aralık 1998 Saat : 10.30 - 13.00 ve 14.30 - 18.00 arası Yer: TEUTONIA Galip Dede Cad. 83 Tü nel/ Beyoğlu Tel: 251 82 65 ve 293 66 68 AL.MAN GOETHE MU ERKEZİ INSTITUTİLp İSTANBUL w~ ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle