Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatörir Hikmet
Çetinkaya • Yazıışleri Müdıirü Ibrahim
Yüdız • Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
• Haber Merkezi Müdürü: Hakao
Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Istıhbarat: Cengiz Yıldırım # Ekonomı. Özlem
Yüzak • ICültür: Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman • Makaleler Samj
Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge:
Edlbe Buğra 0 Yurt Haberleır Metımet Faraç
Vayın Kurulu: İlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner, Ergun Balcı,
tbrahim Yıldız, Orhan Bursab,
Mustafa Balbav, Hakan Kara.
Ankara Terasiicisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks: 4195027 0IzmırTemsilcısi Serdar Kınk,
H.ZiyaBlv. 1352 S.2'3Tel:4411220, Faks:4419117
0 Adana Temsilcisı: Çetiu Yiğenoğlu, Inönü Cd 119
S.Norl Kat i.Tel:363 12 11,'Faks: 363 12 15
Müessese Müdüru. Üstûn Akmeıı #
Koordınalor Aimet Koruhan 9 Muha-
sebe Bâteat V ener • [dare HÛKyin
Gürer#tşie«me Önder Çdik • Bılgı-
î$)em N«il tnal • Bıigısavar Sıstem
Mârövet ÇOer«Sauş FaaletKua
MEDYA C: • Yonetım Kurul
Başkanı - Genel Müdur. Gülbi
Erduran • Koordınatör Rch
Iptnun 9 Gepel MüdürYaıdımcıs
SevdaÇoban Tel 514 07 53
51395 80-51384«Wl,Faks:51384«
Vayımla>an vç Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basuı \e Yayıncthk A Ş
TurkocağjCad 39 4İ Cagaloğlu 34334 !st PK 246 tsunbul Tel- (0*212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95
20ARALIK1998 îmsak: 5.44 Güneş:7.18 Ögle: 12.09 Ikindi: 14.25 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.14 www.cumhuriyet.com.t
Ipekyol'dan aralık
kpeasyonu
• tstanbul Haber Servisi -
tpekyol fırması. şık ve ince
tasanmlı abiye kıyafetlerden
oluşan aralık ayı
kreasyonunu satışa sundu.
Asimetnk etekJer ve mini
ceketler. jakarlı ceketler ve
derin yırtmaçlı etekler yeni
kreasyonun parçalannı
oluşturuyor.
Sfıakespearein
müsveddeleri
çalındı
• Dl'RHAM (AA) - VVîlliam
Shakespeare ve Geofrrey
Chaucer'a ait olduğu
belirtilen el yazması kitap ve
rnüsveddelerin Durham
Üniversitesi
kütüphanesinden çalındığı
belirtildi. Polis yetkilileri,
hırsızlığın kütüphanenin açık
olduğu saatlerde
gerçekleştirildiğine
inandıklannı söyledi.
Çalman eserlerin,
Shakespeare'in 1623 yılında
yayımlanan ilk eserinin
formatı ıle ünlü Canterbury
Hikâyeleri'nm yaratıcısı
Chaucer'ın 15. yüzyılda
kaleme aldığı bir şiirin
orijinali olduğu belirtildi.
1999da
Akkuyu'ya git
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Atomun
Karşısmdaki Ev Çalışma
Grubu. yurttaşların nükJeer
karşıtı mücadeleye destek
vermelerini sağlamak için
1999 yılı boyunca
Akkuyu'ya gezi turlan
düzenleyecek. Ocak ayında
atom karşıtlan, 80
kilometrelik Mut-Gülnar-
Büyükeceli yolunu
yürüyerek Atomun
Karşısmdaki Ev'e
ulaşacaklar ve 10 gün süre ile
evde yaşayıp çevrede gözlem
yapacaklar. Git Dergisi
ekibınden Timur Danış,
"2000'e Nükleersiz
Başlamak Için Akkuyu'ya
Git" sloganıyla tüm
doğase\erleri yöreye gitmeye
çağınyoruz" dedi. tzmir
Nükleer Karşıtı Platform ise
Banş Partısi'nin gazetelere
verdiği ilanlarda nûkleer
propaganda yaptığını
savunarak bu yaklaşımı
kmadıklannı açıkladı.
Yılbaşı hediyesi
yepineburs
• İSTANBUL(AA)-
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof. Dr. Türkan
Sajlan, binlerce gencin burs
beklediğini anımsatarak
fırmalara ve vatandaşlara,
yılbaşı hediyesi yerine bir
öğrencıye burs vermeleri
çagnsında bulundu. Prof. Dr.
Saylan. "Sadece bizim
derneğimize 2 bin genç burs
içın başMiruda bulundu.
Dostlara, sevgililere armagan
yenne, ÇYDD'nin
belırieyeceği bir gence burs
vermeniz, bunu da o güael
dosta güzel bir mektup ve
kartla duyurmanız, çağdaş ve
çok aniamlı bir davranış
olmayacak mı" dedi.
Kadın
sığınmaevlepi
• İstanbul Haber Servisi -
Mor Çatı Kadın Sığınağı
Vakfı Sosyal Hizmet
Uzmanı Atiye Yıldınm
yaptığı açıklamada, 1992
yılında imzalanan "Rio
Deklarasyonu" ile 1996
yılında imzalanan
"HABITAT Yerel Gündem-
21" kapsamındaki anlaşma
ileber belediyenin kadın
sığınmaevı açmak zorunda
oMugunu belirtti.
Bilim adamlan, kaynak sağlanması durumunda ülkemizin gen teknolojisinde büyük aşama göstereceğini savunuyor
Türldye genetik kopyalatnaya hazır• Genetik çalışmalann önümüzdeki 10 yıla damgasını
vuracağını savunan Prof. Dr. Ali Demirsoy, genetik
kopyalama teknolojisinin tartışmaya açılmasını istedi. Prof.
Dr. Füsun Uçar da gen teknolojisinin yerinde ve etik
kurallanna bağlı olarak kullanılması durumunda topluma
büyük yarar sağlayacağını söyledi.
İZMİR (AA) - Gen araştırmalan
konusunda ABD'deki araştırmalann
aynısının Türkiye'de de yapıldığı be-
lirtilerek önümüzdeki)0 yıl içinde ge-
netik mühendisliğinin en çok gelir
getiren meslek dalı olacağı bildiril-
di. Uzmanlar, gen teknolojisi ile "in-
san kopyalama"nın Türkiye'de de tar-
tışılmaya açılması gerektigini belirt-
tiler.
"Genetik kopyalama"nın savunu-
culanndan, Hacettepe Üniversitesi
Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy,
bu konuda çeşitli üniversitelerde 60'a
yakın konferans verdiğini anımsata-
' rak, "Önümüzdeki 10 yıK genetik
çalışmalar damgasını vuracak" de-
di.
Bazı bilim çevrelerinin genetik kop-
yalamanın Türkiye'de tartışılmaya
açılmasını bile istemedikJerine işaret
eden Demirsoy şunlan söyledi:
"Ben bir Jddianın peşinde koşuyo-
rum. Bu amaç doğrultusuoda müca-
delemi sürdüreceğim. Bu konuda ön-
ceiüde bilim çevreleriylegörüş ahşve-
rişinde bulunup destek isteyeceğim.
Türkiye'deki bütün üniversitelerde
vereceğim konferansiardan sonra edin-
diğim sonuca göre konunun taröşıl-
maya açılmasuu gündeme getirece-
ğün."
'Teknolojiden kaçamayız'
Demirsoy, Türkiye'de, başlatılan
gen projesi ile 40 bin genin bulundu-
ğunu belirterek. "Önümüzdeki yü-
larda gen m ühendisliği en çok gelirge-
tiren meslekolacak. Bu teknoloji önü-
müzdeki yıllarda devrim yapacak.
Kaçınmamız mümkün değü" diye
konuştu.
ABD'deki gen teknolojisi konu-
sundaki araştırmalann Türkiye'de de
yapıldıgına işaret eden Demirsoy, ge-
rekli kaynak sağlanması durumunda
bu konudaki çalışmalarda büyük aşa-
ma kaydedileceğini bildirdi. Demir-
soy, "Teknoloji ve bilim olarak hazj-
nz. Ancak uygulamaya başlayabilme-
miz için konuyia ilgüi yasal düzenle-
me gerekiyor" dedi.
Genetik kopyalama ile gelmiş geç-
miş bütün canlılann yeniden ortaya
çıkanlmasının söz konusu olabilece-
gini anlatan Demirsoy, böylece potan-
siyel yaşın saptanabileceğini, ömrün
uzayabileceğini ve özel proteinlerle
vücuttaki kanser hücrelerinin temiz-
lenebileceğini söyledi.
Demirsoy, genetik kopyalama ile
nesli tükenen hayvanlann geri dön-
dürülebilecegini, bu uygulamaya çev-
recilerin de büyük destek verdiğini
sözlerine ekledi. *
'Yetişmiş eleman var'
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Bi-
yoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.
Dr. GüneyirOğuzda bu konuda Tür-
kiye'de yetişrrüş çok iyi elemanlar
bulunduğunu söyledi.
Oğuz, uygulamanın tartışılmaya
açılması konusunda ise "BilLmin er-
keni ya da geçi olmaz" görüşünü sa-
vundu. Genetik kopyalamanın olduk-
ça kolay bir yöntetnle başanlabildi-
ğini anlatan Oğuz, ancak bu konuda
büyük kaynağa ihtiyaç duyulduğunu
kaydetti.
EÜ Fen Fakültesi Biyoioji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Uçar
ise gen teknolojisinin yerinde ve etik
kurallanna bağlı olarak kullanılma-
sı durumunda toplum yaranna olabi-
leceğine işaret etti. Uçar şöyle ko-
nuştu:
"Bu teknoloji ile enfeksi\on ve ka-
Irtsal hastalıklann ortadan kalkması
sağlanacakve viral hastalıklar tama-
men tarihe karışabilecektir. Ancak
yerinde kullanılmazsa etik açısından
büyük sakmcalar doğurabilir. Ya da
biri kalkıp Hitler ordusu yaratabüir.
Bu teknoloji insan neslinezararvere-
biiecek boyuta da getirilebiür."
Uçar, ABD'de genetik kopyalama-
nın sık sık yapılan toplantılarla gün-
demegeririldifine işaret ederek, "Tür-
krve'dede bu teknolojiolumluveolum-
suz yönleri ile tartışılarak sağlam
zemineoturtulmah. Bu çerçevedeyasal
düzenleme vapılmalıdu-" dedi.
Öğretmen evi
için eylem
FP'ü Üsküdar Belediyesi'nin,
Validebağ Öğretmen Evi
arazisinin 50 dönümlük
bölümünü Marmara Üniversitesi
Hastanesi'ne dev netmc karan,
Eğttim-Sen'Ii öğretmenler ve
çev ne sakinlerince ara/ide ağaç
dikilerek protesto edildi. Çevne
sakinleri ile Eğitim- Sen'li
ogretmenlerden oluşan >aklaşık
150 kişiük grup adına bir
açıklama yapan Eğitim- Sen
İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı
AJaaffin Dinçer. L sküdar
Belediyesi'nin hazırladığı
projenin tstanbul Büyükşehir
Belediye Meclisi'ne gönderildiğini
söyledL Verei bir inisiyatif
oluşturan çe> re sakinlerij le
birlikte hareket ettikJeıîni
vurgulavan Dinçer. arazinin StT
alanı ilan edilmesi için 3 bine
yakın inua topladıklannı belirtti.
Dinçer, Üsküdar Belediyesi'nin
hastane için projelendirdiği 50
dönüm alanın 12 dönümüne
otopark yapmavı ve
yandaştanndan oluşan çevredeki
siteler için yol açma>ı planladığını
savunarak "Üsküdar Belediyesi
takıvye vapmaktadır" dedi.
Eylemci grup. ağaç dikme
eyleminin ardından insan zinciri
oluşturarak sessizce dağıldı.
(Fotoğraf: BERTAN
AĞANOĞLU)
Ünlü ozanın son isteği Muğla'da adı verilen parkta gerçekleşti
Nâzıın'a aniamlı mezarÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - "Anadolu'da bir köy me-
zaıiığına gömün beni / Ve de uyarına
gelirse tepemde bir de çınar olursa taş
maş da istemez hani/..."
Büyük şairıNâzunHikmet'in "vasiye-
IT Muğla'da gerçekleşti. Şaınn mezan, has-
retine şiirler yazdığı vatanına taşınamadı
ama.. Moskova'daki mezannın birbenze-
ri, Muğla'da adının verildiği parka kon-
du. Hem de başucunda bir çınar ağacı ile.
Muğla Belediyesi'nin 9.5 dönüm ara-
zi üzerinde 50 milyar lira harcamayla ya-
pımını gerçekleştirdiği "Nâzun Hikmet
rVta* açıldı. Yapırru bir yıl süren ve Muğ-
Ia'nın en büyük parkı olarak nitelenen
parkta bir büfe, bir büyük havuz, stan-
dartlara uygun basketbol ve voleybol sa-
hası, ayakta oynanabilen satranç platfor-
mu ve 350 kişiük bir amfitiyatro bulunu-
yor.
Mezar girişte
Nâzım Hikmet'in sembolik mezan, par-
kın hemen girişinde yer alıyor. tzmir Re-
sim Heykel Müzesi Müdürü Cahit Koç-
çoban tarafından yontulan mezar taşının
üzerinde Nâzım Hikmet'in bir rölyefı ile
"Vasıyet" şiirinden "Anadohı'da bir köy
mezarhğma gömün beni/Vede uyannage-
Brse tepemde bir de çınar olursa taş maş
da istemem hani/_." dizeleri yer alıyor.
Türkiye'nin en büyük şairlerinden bi-
ri olan Nâzım Hikmet'in adını taşıyan
parkın açılışını Muğla Belediye Başkanı
Orhan Çakır ıle birlikte
Vali A. Cemil Serfaadb
yaptı. Açılışta konuşan
Vali Serhadh, "Türld-
yemizin yetiştirdiğ]
önemB bir şairin adı-
nı taşıyan parkiçin
Muğla BdcdKçsi'ne
teşekküredi\t>rum.
Bu kadirşinaslıkla-
nndan dolayı onla-
nkuduwnım"dedı
Muğla Belediye
Başkanı Orhan Çakır
da yaptığı konuşmada
Muğla'nın yeşil alan mik-
tannda Avrupa standart- '
Iannı yakaladığını, çağdaş
kent olmanın koşullannı
yerine getirmeye devam et-
tiğini belirterek, "Bugün
burada, en büyük şairin adını
verdiğûniz parkıaçıyoruz. O' nu
burada, bu çınann altmda sem-
bolik olarak görüyoruz. Yaşamı,
>aşamımı/ boyıuıca bizlere reb-
berolma>adevam edecek" dedi.
Ünlü ozanın "Anadolu 'da
bir köy mezarlığına gömün
beni / Ve de uyarına gelirse
tepemde birde çınarolursa
taş maş da istemez
hani/..." dizeleri
Muğla'da gerçeğe
dönüştü.
Saııal dünyada serüven arayışı
Tolkien'in 'Yüzüklerin Efendisi' adlı kitabının başı çektiği kurgu romanlanndan etkilenenler,
Fantasy Rol Playing (FRP) adı verilen oyunlarla kendilerine yeni dünyalar kuruyorlar
İSTANBUL (AA) - Dünyada olduğu gi-
bi Türkiye'de de çok sevilen JJLR Tolki-
en'in "Yüzüklerin Efendisi" adlı üç ciltlik
eserinin başı çektiği fantezi romanlan, oku-
yuculannı başka dünyalar kurmaya, Inter-
net'te web sayfalan oluşturmaya ve kitap
karakterlerinin dilini öğrenmeye yönelte-
cek kadar etkiliyor.
Fantezi edebiyatının temel taşlanndan
kabul edilen YfeflkJerin Efendisi'nin öy-
küsü, Elf ırkının özel nitelikleri olan yedi
yüzük yapması ve bu yüzüklerin "Orta
Dünya"run çeşitli yerlerine dağılmasıyla
başhyor. Kimi sahip olduklan güçleri ele
geçirmek, kimi ise yok etmek için yüzük-
leri arayan Bilbo, Frodo, Gollum ve diğer
kahramanlann başından geçen olaylarla da
devam ediyor.
50'li yıllann başındaJRR Tolkien'in yaz-
dığı bu öykü, Türkiye'de ilk kez yayımlan-
dığı 1997 yılından bu yana, dünyada oldu-
ğu gibi pek çok kişiyi etkiledi. Okuyucu-
lan "Yüzüklerin Efendisi'' kitabmdaki kah-
ramanlann başı çektiği fantezi romanlan
kahramanJannın canlandınldığı Fantasy
Rol Playing (FRP) adlı bir oyun icat etti-
ler.
Oyun bir tûrdrama
Tüm dünyada oynanan, Türkiye'de de
özellikle Tolkien okuyuculan tarafından
ilgi gören FRP, bir tür drama oyunu... Tol-
kien vediğer fantezi edebiyatı yazarlannın
karakferlerini canlandıran oyuncular, bu
oyunlarda yeni dünyalar kunıyor ve kural-
lan kendine özgü bu dünyada maceralar ya-
şıyorlar.
FRP oyunlan, adeta yeni bir fantezi ro-
manı yaratmak gibi... Belli kurallan olma-
sına rağmen oyunun sonunun ne olacağı be-
lirsiz. Oyuncularkarşılanna çıkan çeşitli teh-
likeleri kendi hayal güçleri ve canlaridırdık-
lan karakterlerin yetenekleri ölçüsünde.
içinde bulunduklan "dünyanın" kurallan-
na da uyarak alt etmeye çahşıyorlar.
Istanbul'da ve Ankara'da FRP oynamak
ya da oyun kurmak için grup elemanı bul-
mak isteyenlere, özel kafeler veyine İstan-
bul'da oyunla ilgili dokümanlar ve senar-
yolann satıldığı bir mağaza var.
Bu arada Internet'te de Tolkien'severle-
rin oluşturduğu pek çok web sayfası bulu-
nuyor. Bu sayfalarda Yüzüklerin Efendi-
si'ndeki kahramanlann özellüderi, resim-
leri ve kitapla ilgili çeşitli aynntılar yer alı-
yor.
'Nedeni psikolojik'
Metis Yayınlan Editörü BüJent Somay,
fantezi edebiyatın okuyucuyu bu kadar et-
kilemesinin nedenini, psikoloji biliminin
ekol isimlerinden CarlGustav Jung*un "kû-
lektifbilincdıs)'' teorisiyle açıkladı. Somay,
fantezi romanlannda anlarılan doğaüstü
olay ve yaraoklann benzerlerinin, masal
ve efsanelerin yer aldığı kolektif bilinçdı-
şındazaten bulunduğunu, bu yüzden debu
tür kitaplann dünyanuı her yerinde ilgi gö-
rerek çok sattığını belirtti.
"Yüzüklerin Efendisi"ne olan yoğun il-
giyi ise fantezi edebiyatının kurucusu sa-
yılan Tolkien'in kitaplannda anlattığı dün-
yalann çok kapsamlı olmasıyla açıklayan
Somay, aynızamanda birdilbüünciolan Tol-
kien'in karakterlerine özgü üç ayn dil ve
alfabe yaratmış olmasını da örnek göster-
di. Türkiye'de 20 bin satan "Yüzüklerin
Efendisi'' serisinin üçüncü cildinin çıknğı
gibi tükendiğini ve 17. Tüyap Kjtap Fu-
an'nda Metis Yayınlan'nuı en çok satüan
kitabı olduğunu belirten Somay, 90'larku-
şağının ve 1980'leri yaşayanlann 'Bizikti-
dara geçersek her şey halİolacak" gibi saf-
ça bir anlayışı bıraktığını, kitabın da böy-
le bir ruh haline seslendiğini söyledi. So-
may, fantezi edebiyattan yola çıkılarak oluş-
turulan FRP'yi kendisinin de 4 yıldır oy-
nadığını ifade etti.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Bravo! Içişleri Bakanlığf nın sayın
bürokratlannı kutluyorum. Doğrusu bü-
yük bir iş başardılar ve çok önemli so-
runlar çıkaracak bir konuda, inanılmaz
biçimde hızh hareket edip, ülkemizi
kurtardılar.
Vatandaş olarak onlara şükranlanmı
sunuyorum.
Bir an bile tereddüt etmediler. Bir an
bile elleri titremedi. Bir an bile vicdan-
lannın sesini dinlemediler. Çok ulvi bir
görevi başanyla yerine getirdiler.
Türk kamuoyunun, dünya kamuoyu-
nun ve Türkiye'nin de 1995'te taraf ol-
duğu, imza attığı Çocuk Haklan Söz-
Ieşmesi'nin22. maddesine dayanarak iti-
raz eden haddini bilmezlerin seslerine
kulak tıkayıp görevlerini başanyla icra
ettiler.
Görevlerini başanyla yerine getir-
mek için gece gündüz çahştılar. Oğlen
yemeğine çıkmadılar, çünkü görev her
şeyden kutsaldı ve hemen yerine geti-
rilmesi gerekiyordu. En ufak bir gecik-
me uluslararası pek çok sorun yarata-
caktı. Bu nedenle cansiperane çalışıp,
bütün yazışmalan bir çırpıda yazıp bi-
tirdiler.
Bütün bu çahşmalanna, çabalanna
Bravo!
karşı hiçbir ödül beklemediler. En bü-
yük ödül ulusumuzu böyle bir beladan
kurtarmalanydı. Şimdi bütün Türkiye
atlatılan tehlikenin ardından derin bir so-
luk alıp. mutlu, neşeli yaşamına devam
edebilirdi.
Başanlannın basına geçmesini, tele-
vizyonlarda gösterilmesini de isteme-
diler. Onlar bunu şan şöhret için yap-
mamışlardı. Onlar Türkiye Gumhuri-
yeti'ni büyük bir beladan son anda kur-
taran adsız kahramanlardı.
Öyleydi. Çünkü onlar, yıllardır sömü-
riilen Kara Afnka'nm en kara ülkele-
rinden Eritre'deki iç savaşta ölmemek
için, Cibuti'de limanda yakıt ikmali ya-
pan Turgut Özal Feribotu'na havalan-
dırma kanallanndan gizlice sızan ve is-
tanbul limanında ortaya çıkan kaçak üç
Eritreli çocuğu en kısa zamanda ülke-
lerine iade ermeyi başarmışlardı.
Çocuklardan biri Stefanos Terfi 17
yaşındaydı ve ailesi gerillalar tarafından
beş yıl önce bilinmeyen bir yerlere gö-
türülmüştü. Stefanos'un iki arkadaşın-
dan biri Eh'as Ghfbenfmeke de 17 ya-
şındaydı ve ailesi gözlerinin önünde öl-
dürülmüştü. Enküçükleri BniamFsha-
ie ise henüz on yaşındaydı ve bütün ai-
lesinin ve köyünün gözleri önünde öl-
dürühnesinin dehşetini hâlâ üzerinden
atamamıştı.
Bu üç çocuk, Cibuti limanında "İs-
tanbul BüyükşehirBelediyesi'' yazıiı fe-
ribotu gördüklerinde yeni bir yaşama
başlamak için hava kanallanndan feri-
bota sızmışlar ve 2 Aralık günü Istan-
bul'da ortaya çıkmışlardı. O gün üstle-
rinde kısa kollu tişörtler olduğundan tir
tir titriyorlardı. istanbul limanuıda yet-
kililere ülkelerine gönderilmemek için
kendi dillerinde adeta yalvarmışlardı.
Ama, Içişleri Bakanlığı'nm yetkili
bürokratlan onlann bu isteklerini ustaca
duymamazlıktan gelip. onlan çok değil
ondört gün sonra yeniden vahşetin ve
ölümün kol gezdiği ülkelerine gidecek
uçağa bindirmeyi başarmışlardı!
Bu başanlanndan, bu inanılmaz görev
aşkından dolayı onlara hep birlikte
kocaman bir bravo!
Üç Eritreli çocuğun bindiği uçak çok-
tan ölümün kol gezdiği kara kaderli,
Kara Afrika ülkesine vardı.
Şimdi kara derili, kara gözlerini en-
dişeyle açmış üç çocuk ölümün kol gez-
diği topraklarda. Bize Bravo!
isoz50@hotmail.com
4. ULUSAL YAYIN KONGRESt
Yayıncı, destek
ve yasa istiyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 4. Ulusal Yayın
Kongresi'nde. yazar ve oku-
yucuarasındaki iletişime ara-
cıhketme işlevi süreli ve gör-
sel yayınlar ile gölgelenen
kitabın çağdaş yayıncı lıkta
üzücü bir yeri bulunduğu be-
lirtildi. Yayıncılığm siyasi
baskıdan kurtanlmasının öne-
mine dikkat çekilirken, sek-
töre temel oluşturacak bir ya-
sanın çıkanlması istendi.
4. Ulusal Yayın Kongre-
si'nin yayıncılık yasa tasan-
sına ilişkin oturumu tartış-
malara sahne oldu. Yayıncı-
lık Yasa Tasansı Komisyon
Raporu'nda, Türkiye'de ya-
ymcılık sektörünüdüzenleyen
bir yasarun bulunmamasının
büyük bireksiklik olduğu be-
lirtildi. Yayıncüık sektörüne
ilişkin bir yasa çıkanlması
gerektiği \oirgulanan rapor-
daki baza saptamalarve tasa-
nya yönelik hedefler şöyle:
-Ülkemizde kitabave kül-
türe gereken önem ve değer
verilmemektedir.Çünkü kül-
riirel yönden milli kürüpha-
nemize gelen derleme sayısı,
dünya ile yakın ve uzak çev-
remizle mukayese edildiğin-
de sonuç iç açm değüdir.
- Kitabın çağdaş yayıncı-
lıktaki yeri gerçekten hazin-
dir. Yazar ve okuyucu ara-
sında iletişime aracılık eden
kitabın bu işlevi, süreli ve
görsel yaym ve yayımlar ile
gölgelenmiştir.
- Kitap gelecekte biçimini,
işlevini ve yerini belki koru-
yamaz hale gplebilir.
- Yayınalık sektörünün en-
düstrisi ve mesleği ile geliş-
tiriünesi için yapılacak yatı-
nmlann teşviki sağlanmalı,
faizsiz kredi sağlanmalı ve
vergi indirimi, muafiyeti ve
iadesi sağlanmalıdır.
- Ülkemiz uluslararası pa-
zarda rekabet edebiiecek bü-
yük bir yayıncıhk ve ftıaro
lık merkezi haline getirüme-
Hdir.
- Kitabın desteklenmesi
için kamu kurum ve kuru-
luşlannın kitap yayımlama-
sı asgari düzeye indirilmeli ve
kütüphanelere yayın alınma-
sı ve seçilmesinde demokra-
tik usuller konulmalıdır.
- Yayıncıhk mesleğinin ge-
Hşmesi ve yayıncılık sektörü-
nün güçlenmesinin önü nde-
ki engel ve sınırlamalar kal-
dınlacak, yayıncılık idari ve
siyasi vesayet ve denetimden
kurtanlacakür.
- Her ne kadarFikirve Sa-
nat Eserleri Kanunu kapsa-
mında korsan yayın suç teş-
kil ediyor ve yayıncılar hak-
sız rekabet gerekçesiyle ida-
ri ve hukukı gırişimde bulu-
nabileceklerse de aksaklık-
lan nazara alınarak sözkonu-
su kanundayeni düzenleme-
ler yapılmalıdır.
'Tasan yetersiz'
Kültür Bakanlığı Müste-
şan Tekin Aybaş, Yayıncılar
Birliği'nin yasa tasansının
yetersiz olduğunu yalnızca
yapmış olmak için bir görevi
üzerinden atmak için yapıl-
dığını savundu. "En azuıdan
bu tartışmayı başlattılar"
diyen Aybaş, üretici ve
tüketicinin gereksinimlerine
cevap verecek bir yasanın
hazrrianması gerektigini vur-
guladı.
Oturumda tartışmalara
geçilmesinin ardından Kitap
Toptancıları Derneği Baş-
kanı Nihat Ekmeksiz. yasa
tasansında kitap toptancısı,
yayıncı ve kitapçuıın da yer
alrnasını istediklerini söyledi.
Edebiyatçılar Derneği Baş-
kanı AlCengizkanda, Yayın-
cılar Birliği'nin yasa tasansm-
da vesayet anlayışı bulun-
duğunu, devlet vesayeti
arayan bir tasan olmaması
gerektigini helirtti.