19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörir Hikmet Çetinkaya • Yazıışleri Müdıirü Ibrahim Yüdız • Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz • Haber Merkezi Müdürü: Hakao Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat: Cengiz Yıldırım # Ekonomı. Özlem Yüzak • ICültür: Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler Samj Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge: Edlbe Buğra 0 Yurt Haberleır Metımet Faraç Vayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, tbrahim Yıldız, Orhan Bursab, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Terasiicisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0IzmırTemsilcısi Serdar Kınk, H.ZiyaBlv. 1352 S.2'3Tel:4411220, Faks:4419117 0 Adana Temsilcisı: Çetiu Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S.Norl Kat i.Tel:363 12 11,'Faks: 363 12 15 Müessese Müdüru. Üstûn Akmeıı # Koordınalor Aimet Koruhan 9 Muha- sebe Bâteat V ener • [dare HÛKyin Gürer#tşie«me Önder Çdik • Bılgı- î$)em N«il tnal • Bıigısavar Sıstem Mârövet ÇOer«Sauş FaaletKua MEDYA C: • Yonetım Kurul Başkanı - Genel Müdur. Gülbi Erduran • Koordınatör Rch Iptnun 9 Gepel MüdürYaıdımcıs SevdaÇoban Tel 514 07 53 51395 80-51384«Wl,Faks:51384« Vayımla>an vç Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basuı \e Yayıncthk A Ş TurkocağjCad 39 4İ Cagaloğlu 34334 !st PK 246 tsunbul Tel- (0*212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 20ARALIK1998 îmsak: 5.44 Güneş:7.18 Ögle: 12.09 Ikindi: 14.25 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.14 www.cumhuriyet.com.t Ipekyol'dan aralık kpeasyonu • tstanbul Haber Servisi - tpekyol fırması. şık ve ince tasanmlı abiye kıyafetlerden oluşan aralık ayı kreasyonunu satışa sundu. Asimetnk etekJer ve mini ceketler. jakarlı ceketler ve derin yırtmaçlı etekler yeni kreasyonun parçalannı oluşturuyor. Sfıakespearein müsveddeleri çalındı • Dl'RHAM (AA) - VVîlliam Shakespeare ve Geofrrey Chaucer'a ait olduğu belirtilen el yazması kitap ve rnüsveddelerin Durham Üniversitesi kütüphanesinden çalındığı belirtildi. Polis yetkilileri, hırsızlığın kütüphanenin açık olduğu saatlerde gerçekleştirildiğine inandıklannı söyledi. Çalman eserlerin, Shakespeare'in 1623 yılında yayımlanan ilk eserinin formatı ıle ünlü Canterbury Hikâyeleri'nm yaratıcısı Chaucer'ın 15. yüzyılda kaleme aldığı bir şiirin orijinali olduğu belirtildi. 1999da Akkuyu'ya git • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Atomun Karşısmdaki Ev Çalışma Grubu. yurttaşların nükJeer karşıtı mücadeleye destek vermelerini sağlamak için 1999 yılı boyunca Akkuyu'ya gezi turlan düzenleyecek. Ocak ayında atom karşıtlan, 80 kilometrelik Mut-Gülnar- Büyükeceli yolunu yürüyerek Atomun Karşısmdaki Ev'e ulaşacaklar ve 10 gün süre ile evde yaşayıp çevrede gözlem yapacaklar. Git Dergisi ekibınden Timur Danış, "2000'e Nükleersiz Başlamak Için Akkuyu'ya Git" sloganıyla tüm doğase\erleri yöreye gitmeye çağınyoruz" dedi. tzmir Nükleer Karşıtı Platform ise Banş Partısi'nin gazetelere verdiği ilanlarda nûkleer propaganda yaptığını savunarak bu yaklaşımı kmadıklannı açıkladı. Yılbaşı hediyesi yepineburs • İSTANBUL(AA)- Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Sajlan, binlerce gencin burs beklediğini anımsatarak fırmalara ve vatandaşlara, yılbaşı hediyesi yerine bir öğrencıye burs vermeleri çagnsında bulundu. Prof. Dr. Saylan. "Sadece bizim derneğimize 2 bin genç burs içın başMiruda bulundu. Dostlara, sevgililere armagan yenne, ÇYDD'nin belırieyeceği bir gence burs vermeniz, bunu da o güael dosta güzel bir mektup ve kartla duyurmanız, çağdaş ve çok aniamlı bir davranış olmayacak mı" dedi. Kadın sığınmaevlepi • İstanbul Haber Servisi - Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Sosyal Hizmet Uzmanı Atiye Yıldınm yaptığı açıklamada, 1992 yılında imzalanan "Rio Deklarasyonu" ile 1996 yılında imzalanan "HABITAT Yerel Gündem- 21" kapsamındaki anlaşma ileber belediyenin kadın sığınmaevı açmak zorunda oMugunu belirtti. Bilim adamlan, kaynak sağlanması durumunda ülkemizin gen teknolojisinde büyük aşama göstereceğini savunuyor Türldye genetik kopyalatnaya hazır• Genetik çalışmalann önümüzdeki 10 yıla damgasını vuracağını savunan Prof. Dr. Ali Demirsoy, genetik kopyalama teknolojisinin tartışmaya açılmasını istedi. Prof. Dr. Füsun Uçar da gen teknolojisinin yerinde ve etik kurallanna bağlı olarak kullanılması durumunda topluma büyük yarar sağlayacağını söyledi. İZMİR (AA) - Gen araştırmalan konusunda ABD'deki araştırmalann aynısının Türkiye'de de yapıldığı be- lirtilerek önümüzdeki)0 yıl içinde ge- netik mühendisliğinin en çok gelir getiren meslek dalı olacağı bildiril- di. Uzmanlar, gen teknolojisi ile "in- san kopyalama"nın Türkiye'de de tar- tışılmaya açılması gerektigini belirt- tiler. "Genetik kopyalama"nın savunu- culanndan, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy, bu konuda çeşitli üniversitelerde 60'a yakın konferans verdiğini anımsata- ' rak, "Önümüzdeki 10 yıK genetik çalışmalar damgasını vuracak" de- di. Bazı bilim çevrelerinin genetik kop- yalamanın Türkiye'de tartışılmaya açılmasını bile istemedikJerine işaret eden Demirsoy şunlan söyledi: "Ben bir Jddianın peşinde koşuyo- rum. Bu amaç doğrultusuoda müca- delemi sürdüreceğim. Bu konuda ön- ceiüde bilim çevreleriylegörüş ahşve- rişinde bulunup destek isteyeceğim. Türkiye'deki bütün üniversitelerde vereceğim konferansiardan sonra edin- diğim sonuca göre konunun taröşıl- maya açılmasuu gündeme getirece- ğün." 'Teknolojiden kaçamayız' Demirsoy, Türkiye'de, başlatılan gen projesi ile 40 bin genin bulundu- ğunu belirterek. "Önümüzdeki yü- larda gen m ühendisliği en çok gelirge- tiren meslekolacak. Bu teknoloji önü- müzdeki yıllarda devrim yapacak. Kaçınmamız mümkün değü" diye konuştu. ABD'deki gen teknolojisi konu- sundaki araştırmalann Türkiye'de de yapıldıgına işaret eden Demirsoy, ge- rekli kaynak sağlanması durumunda bu konudaki çalışmalarda büyük aşa- ma kaydedileceğini bildirdi. Demir- soy, "Teknoloji ve bilim olarak hazj- nz. Ancak uygulamaya başlayabilme- miz için konuyia ilgüi yasal düzenle- me gerekiyor" dedi. Genetik kopyalama ile gelmiş geç- miş bütün canlılann yeniden ortaya çıkanlmasının söz konusu olabilece- gini anlatan Demirsoy, böylece potan- siyel yaşın saptanabileceğini, ömrün uzayabileceğini ve özel proteinlerle vücuttaki kanser hücrelerinin temiz- lenebileceğini söyledi. Demirsoy, genetik kopyalama ile nesli tükenen hayvanlann geri dön- dürülebilecegini, bu uygulamaya çev- recilerin de büyük destek verdiğini sözlerine ekledi. * 'Yetişmiş eleman var' Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Bi- yoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. GüneyirOğuzda bu konuda Tür- kiye'de yetişrrüş çok iyi elemanlar bulunduğunu söyledi. Oğuz, uygulamanın tartışılmaya açılması konusunda ise "BilLmin er- keni ya da geçi olmaz" görüşünü sa- vundu. Genetik kopyalamanın olduk- ça kolay bir yöntetnle başanlabildi- ğini anlatan Oğuz, ancak bu konuda büyük kaynağa ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. EÜ Fen Fakültesi Biyoioji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Uçar ise gen teknolojisinin yerinde ve etik kurallanna bağlı olarak kullanılma- sı durumunda toplum yaranna olabi- leceğine işaret etti. Uçar şöyle ko- nuştu: "Bu teknoloji ile enfeksi\on ve ka- Irtsal hastalıklann ortadan kalkması sağlanacakve viral hastalıklar tama- men tarihe karışabilecektir. Ancak yerinde kullanılmazsa etik açısından büyük sakmcalar doğurabilir. Ya da biri kalkıp Hitler ordusu yaratabüir. Bu teknoloji insan neslinezararvere- biiecek boyuta da getirilebiür." Uçar, ABD'de genetik kopyalama- nın sık sık yapılan toplantılarla gün- demegeririldifine işaret ederek, "Tür- krve'dede bu teknolojiolumluveolum- suz yönleri ile tartışılarak sağlam zemineoturtulmah. Bu çerçevedeyasal düzenleme vapılmalıdu-" dedi. Öğretmen evi için eylem FP'ü Üsküdar Belediyesi'nin, Validebağ Öğretmen Evi arazisinin 50 dönümlük bölümünü Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne dev netmc karan, Eğttim-Sen'Ii öğretmenler ve çev ne sakinlerince ara/ide ağaç dikilerek protesto edildi. Çevne sakinleri ile Eğitim- Sen'li ogretmenlerden oluşan >aklaşık 150 kişiük grup adına bir açıklama yapan Eğitim- Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı AJaaffin Dinçer. L sküdar Belediyesi'nin hazırladığı projenin tstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gönderildiğini söyledL Verei bir inisiyatif oluşturan çe> re sakinlerij le birlikte hareket ettikJeıîni vurgulavan Dinçer. arazinin StT alanı ilan edilmesi için 3 bine yakın inua topladıklannı belirtti. Dinçer, Üsküdar Belediyesi'nin hastane için projelendirdiği 50 dönüm alanın 12 dönümüne otopark yapmavı ve yandaştanndan oluşan çevredeki siteler için yol açma>ı planladığını savunarak "Üsküdar Belediyesi takıvye vapmaktadır" dedi. Eylemci grup. ağaç dikme eyleminin ardından insan zinciri oluşturarak sessizce dağıldı. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) Ünlü ozanın son isteği Muğla'da adı verilen parkta gerçekleşti Nâzıın'a aniamlı mezarÖZCANÖZGÜR MUĞLA - "Anadolu'da bir köy me- zaıiığına gömün beni / Ve de uyarına gelirse tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani/..." Büyük şairıNâzunHikmet'in "vasiye- IT Muğla'da gerçekleşti. Şaınn mezan, has- retine şiirler yazdığı vatanına taşınamadı ama.. Moskova'daki mezannın birbenze- ri, Muğla'da adının verildiği parka kon- du. Hem de başucunda bir çınar ağacı ile. Muğla Belediyesi'nin 9.5 dönüm ara- zi üzerinde 50 milyar lira harcamayla ya- pımını gerçekleştirdiği "Nâzun Hikmet rVta* açıldı. Yapırru bir yıl süren ve Muğ- Ia'nın en büyük parkı olarak nitelenen parkta bir büfe, bir büyük havuz, stan- dartlara uygun basketbol ve voleybol sa- hası, ayakta oynanabilen satranç platfor- mu ve 350 kişiük bir amfitiyatro bulunu- yor. Mezar girişte Nâzım Hikmet'in sembolik mezan, par- kın hemen girişinde yer alıyor. tzmir Re- sim Heykel Müzesi Müdürü Cahit Koç- çoban tarafından yontulan mezar taşının üzerinde Nâzım Hikmet'in bir rölyefı ile "Vasıyet" şiirinden "Anadohı'da bir köy mezarhğma gömün beni/Vede uyannage- Brse tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemem hani/_." dizeleri yer alıyor. Türkiye'nin en büyük şairlerinden bi- ri olan Nâzım Hikmet'in adını taşıyan parkın açılışını Muğla Belediye Başkanı Orhan Çakır ıle birlikte Vali A. Cemil Serfaadb yaptı. Açılışta konuşan Vali Serhadh, "Türld- yemizin yetiştirdiğ] önemB bir şairin adı- nı taşıyan parkiçin Muğla BdcdKçsi'ne teşekküredi\t>rum. Bu kadirşinaslıkla- nndan dolayı onla- nkuduwnım"dedı Muğla Belediye Başkanı Orhan Çakır da yaptığı konuşmada Muğla'nın yeşil alan mik- tannda Avrupa standart- ' Iannı yakaladığını, çağdaş kent olmanın koşullannı yerine getirmeye devam et- tiğini belirterek, "Bugün burada, en büyük şairin adını verdiğûniz parkıaçıyoruz. O' nu burada, bu çınann altmda sem- bolik olarak görüyoruz. Yaşamı, >aşamımı/ boyıuıca bizlere reb- berolma>adevam edecek" dedi. Ünlü ozanın "Anadolu 'da bir köy mezarlığına gömün beni / Ve de uyarına gelirse tepemde birde çınarolursa taş maş da istemez hani/..." dizeleri Muğla'da gerçeğe dönüştü. Saııal dünyada serüven arayışı Tolkien'in 'Yüzüklerin Efendisi' adlı kitabının başı çektiği kurgu romanlanndan etkilenenler, Fantasy Rol Playing (FRP) adı verilen oyunlarla kendilerine yeni dünyalar kuruyorlar İSTANBUL (AA) - Dünyada olduğu gi- bi Türkiye'de de çok sevilen JJLR Tolki- en'in "Yüzüklerin Efendisi" adlı üç ciltlik eserinin başı çektiği fantezi romanlan, oku- yuculannı başka dünyalar kurmaya, Inter- net'te web sayfalan oluşturmaya ve kitap karakterlerinin dilini öğrenmeye yönelte- cek kadar etkiliyor. Fantezi edebiyatının temel taşlanndan kabul edilen YfeflkJerin Efendisi'nin öy- küsü, Elf ırkının özel nitelikleri olan yedi yüzük yapması ve bu yüzüklerin "Orta Dünya"run çeşitli yerlerine dağılmasıyla başhyor. Kimi sahip olduklan güçleri ele geçirmek, kimi ise yok etmek için yüzük- leri arayan Bilbo, Frodo, Gollum ve diğer kahramanlann başından geçen olaylarla da devam ediyor. 50'li yıllann başındaJRR Tolkien'in yaz- dığı bu öykü, Türkiye'de ilk kez yayımlan- dığı 1997 yılından bu yana, dünyada oldu- ğu gibi pek çok kişiyi etkiledi. Okuyucu- lan "Yüzüklerin Efendisi'' kitabmdaki kah- ramanlann başı çektiği fantezi romanlan kahramanJannın canlandınldığı Fantasy Rol Playing (FRP) adlı bir oyun icat etti- ler. Oyun bir tûrdrama Tüm dünyada oynanan, Türkiye'de de özellikle Tolkien okuyuculan tarafından ilgi gören FRP, bir tür drama oyunu... Tol- kien vediğer fantezi edebiyatı yazarlannın karakferlerini canlandıran oyuncular, bu oyunlarda yeni dünyalar kunıyor ve kural- lan kendine özgü bu dünyada maceralar ya- şıyorlar. FRP oyunlan, adeta yeni bir fantezi ro- manı yaratmak gibi... Belli kurallan olma- sına rağmen oyunun sonunun ne olacağı be- lirsiz. Oyuncularkarşılanna çıkan çeşitli teh- likeleri kendi hayal güçleri ve canlaridırdık- lan karakterlerin yetenekleri ölçüsünde. içinde bulunduklan "dünyanın" kurallan- na da uyarak alt etmeye çahşıyorlar. Istanbul'da ve Ankara'da FRP oynamak ya da oyun kurmak için grup elemanı bul- mak isteyenlere, özel kafeler veyine İstan- bul'da oyunla ilgili dokümanlar ve senar- yolann satıldığı bir mağaza var. Bu arada Internet'te de Tolkien'severle- rin oluşturduğu pek çok web sayfası bulu- nuyor. Bu sayfalarda Yüzüklerin Efendi- si'ndeki kahramanlann özellüderi, resim- leri ve kitapla ilgili çeşitli aynntılar yer alı- yor. 'Nedeni psikolojik' Metis Yayınlan Editörü BüJent Somay, fantezi edebiyatın okuyucuyu bu kadar et- kilemesinin nedenini, psikoloji biliminin ekol isimlerinden CarlGustav Jung*un "kû- lektifbilincdıs)'' teorisiyle açıkladı. Somay, fantezi romanlannda anlarılan doğaüstü olay ve yaraoklann benzerlerinin, masal ve efsanelerin yer aldığı kolektif bilinçdı- şındazaten bulunduğunu, bu yüzden debu tür kitaplann dünyanuı her yerinde ilgi gö- rerek çok sattığını belirtti. "Yüzüklerin Efendisi"ne olan yoğun il- giyi ise fantezi edebiyatının kurucusu sa- yılan Tolkien'in kitaplannda anlattığı dün- yalann çok kapsamlı olmasıyla açıklayan Somay, aynızamanda birdilbüünciolan Tol- kien'in karakterlerine özgü üç ayn dil ve alfabe yaratmış olmasını da örnek göster- di. Türkiye'de 20 bin satan "Yüzüklerin Efendisi'' serisinin üçüncü cildinin çıknğı gibi tükendiğini ve 17. Tüyap Kjtap Fu- an'nda Metis Yayınlan'nuı en çok satüan kitabı olduğunu belirten Somay, 90'larku- şağının ve 1980'leri yaşayanlann 'Bizikti- dara geçersek her şey halİolacak" gibi saf- ça bir anlayışı bıraktığını, kitabın da böy- le bir ruh haline seslendiğini söyledi. So- may, fantezi edebiyattan yola çıkılarak oluş- turulan FRP'yi kendisinin de 4 yıldır oy- nadığını ifade etti. IŞIL ÖZGENTÜRK Bravo! Içişleri Bakanlığf nın sayın bürokratlannı kutluyorum. Doğrusu bü- yük bir iş başardılar ve çok önemli so- runlar çıkaracak bir konuda, inanılmaz biçimde hızh hareket edip, ülkemizi kurtardılar. Vatandaş olarak onlara şükranlanmı sunuyorum. Bir an bile tereddüt etmediler. Bir an bile elleri titremedi. Bir an bile vicdan- lannın sesini dinlemediler. Çok ulvi bir görevi başanyla yerine getirdiler. Türk kamuoyunun, dünya kamuoyu- nun ve Türkiye'nin de 1995'te taraf ol- duğu, imza attığı Çocuk Haklan Söz- Ieşmesi'nin22. maddesine dayanarak iti- raz eden haddini bilmezlerin seslerine kulak tıkayıp görevlerini başanyla icra ettiler. Görevlerini başanyla yerine getir- mek için gece gündüz çahştılar. Oğlen yemeğine çıkmadılar, çünkü görev her şeyden kutsaldı ve hemen yerine geti- rilmesi gerekiyordu. En ufak bir gecik- me uluslararası pek çok sorun yarata- caktı. Bu nedenle cansiperane çalışıp, bütün yazışmalan bir çırpıda yazıp bi- tirdiler. Bütün bu çahşmalanna, çabalanna Bravo! karşı hiçbir ödül beklemediler. En bü- yük ödül ulusumuzu böyle bir beladan kurtarmalanydı. Şimdi bütün Türkiye atlatılan tehlikenin ardından derin bir so- luk alıp. mutlu, neşeli yaşamına devam edebilirdi. Başanlannın basına geçmesini, tele- vizyonlarda gösterilmesini de isteme- diler. Onlar bunu şan şöhret için yap- mamışlardı. Onlar Türkiye Gumhuri- yeti'ni büyük bir beladan son anda kur- taran adsız kahramanlardı. Öyleydi. Çünkü onlar, yıllardır sömü- riilen Kara Afnka'nm en kara ülkele- rinden Eritre'deki iç savaşta ölmemek için, Cibuti'de limanda yakıt ikmali ya- pan Turgut Özal Feribotu'na havalan- dırma kanallanndan gizlice sızan ve is- tanbul limanında ortaya çıkan kaçak üç Eritreli çocuğu en kısa zamanda ülke- lerine iade ermeyi başarmışlardı. Çocuklardan biri Stefanos Terfi 17 yaşındaydı ve ailesi gerillalar tarafından beş yıl önce bilinmeyen bir yerlere gö- türülmüştü. Stefanos'un iki arkadaşın- dan biri Eh'as Ghfbenfmeke de 17 ya- şındaydı ve ailesi gözlerinin önünde öl- dürülmüştü. Enküçükleri BniamFsha- ie ise henüz on yaşındaydı ve bütün ai- lesinin ve köyünün gözleri önünde öl- dürühnesinin dehşetini hâlâ üzerinden atamamıştı. Bu üç çocuk, Cibuti limanında "İs- tanbul BüyükşehirBelediyesi'' yazıiı fe- ribotu gördüklerinde yeni bir yaşama başlamak için hava kanallanndan feri- bota sızmışlar ve 2 Aralık günü Istan- bul'da ortaya çıkmışlardı. O gün üstle- rinde kısa kollu tişörtler olduğundan tir tir titriyorlardı. istanbul limanuıda yet- kililere ülkelerine gönderilmemek için kendi dillerinde adeta yalvarmışlardı. Ama, Içişleri Bakanlığı'nm yetkili bürokratlan onlann bu isteklerini ustaca duymamazlıktan gelip. onlan çok değil ondört gün sonra yeniden vahşetin ve ölümün kol gezdiği ülkelerine gidecek uçağa bindirmeyi başarmışlardı! Bu başanlanndan, bu inanılmaz görev aşkından dolayı onlara hep birlikte kocaman bir bravo! Üç Eritreli çocuğun bindiği uçak çok- tan ölümün kol gezdiği kara kaderli, Kara Afrika ülkesine vardı. Şimdi kara derili, kara gözlerini en- dişeyle açmış üç çocuk ölümün kol gez- diği topraklarda. Bize Bravo! [email protected] 4. ULUSAL YAYIN KONGRESt Yayıncı, destek ve yasa istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 4. Ulusal Yayın Kongresi'nde. yazar ve oku- yucuarasındaki iletişime ara- cıhketme işlevi süreli ve gör- sel yayınlar ile gölgelenen kitabın çağdaş yayıncı lıkta üzücü bir yeri bulunduğu be- lirtildi. Yayıncılığm siyasi baskıdan kurtanlmasının öne- mine dikkat çekilirken, sek- töre temel oluşturacak bir ya- sanın çıkanlması istendi. 4. Ulusal Yayın Kongre- si'nin yayıncılık yasa tasan- sına ilişkin oturumu tartış- malara sahne oldu. Yayıncı- lık Yasa Tasansı Komisyon Raporu'nda, Türkiye'de ya- ymcılık sektörünüdüzenleyen bir yasarun bulunmamasının büyük bireksiklik olduğu be- lirtildi. Yayıncüık sektörüne ilişkin bir yasa çıkanlması gerektiği \oirgulanan rapor- daki baza saptamalarve tasa- nya yönelik hedefler şöyle: -Ülkemizde kitabave kül- türe gereken önem ve değer verilmemektedir.Çünkü kül- riirel yönden milli kürüpha- nemize gelen derleme sayısı, dünya ile yakın ve uzak çev- remizle mukayese edildiğin- de sonuç iç açm değüdir. - Kitabın çağdaş yayıncı- lıktaki yeri gerçekten hazin- dir. Yazar ve okuyucu ara- sında iletişime aracılık eden kitabın bu işlevi, süreli ve görsel yaym ve yayımlar ile gölgelenmiştir. - Kitap gelecekte biçimini, işlevini ve yerini belki koru- yamaz hale gplebilir. - Yayınalık sektörünün en- düstrisi ve mesleği ile geliş- tiriünesi için yapılacak yatı- nmlann teşviki sağlanmalı, faizsiz kredi sağlanmalı ve vergi indirimi, muafiyeti ve iadesi sağlanmalıdır. - Ülkemiz uluslararası pa- zarda rekabet edebiiecek bü- yük bir yayıncıhk ve ftıaro lık merkezi haline getirüme- Hdir. - Kitabın desteklenmesi için kamu kurum ve kuru- luşlannın kitap yayımlama- sı asgari düzeye indirilmeli ve kütüphanelere yayın alınma- sı ve seçilmesinde demokra- tik usuller konulmalıdır. - Yayıncıhk mesleğinin ge- Hşmesi ve yayıncılık sektörü- nün güçlenmesinin önü nde- ki engel ve sınırlamalar kal- dınlacak, yayıncılık idari ve siyasi vesayet ve denetimden kurtanlacakür. - Her ne kadarFikirve Sa- nat Eserleri Kanunu kapsa- mında korsan yayın suç teş- kil ediyor ve yayıncılar hak- sız rekabet gerekçesiyle ida- ri ve hukukı gırişimde bulu- nabileceklerse de aksaklık- lan nazara alınarak sözkonu- su kanundayeni düzenleme- ler yapılmalıdır. 'Tasan yetersiz' Kültür Bakanlığı Müste- şan Tekin Aybaş, Yayıncılar Birliği'nin yasa tasansının yetersiz olduğunu yalnızca yapmış olmak için bir görevi üzerinden atmak için yapıl- dığını savundu. "En azuıdan bu tartışmayı başlattılar" diyen Aybaş, üretici ve tüketicinin gereksinimlerine cevap verecek bir yasanın hazrrianması gerektigini vur- guladı. Oturumda tartışmalara geçilmesinin ardından Kitap Toptancıları Derneği Baş- kanı Nihat Ekmeksiz. yasa tasansında kitap toptancısı, yayıncı ve kitapçuıın da yer alrnasını istediklerini söyledi. Edebiyatçılar Derneği Baş- kanı AlCengizkanda, Yayın- cılar Birliği'nin yasa tasansm- da vesayet anlayışı bulun- duğunu, devlet vesayeti arayan bir tasan olmaması gerektigini helirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle