19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet îmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatönı. Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdûrii tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz 0 Haber Merkezı Müdürû: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Istıbbarat. Cengiz YıJdınm 0 Ekonomı Özlem Yfizak 0 Kültür Handan Şenkökcn 0 Spor: AbdüJkadir Yücelman 0 Makaieler: Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri MehmetFarsç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinka>a. Şükrın Soncr. Ergun Baİcı, tbrahim Yıldız, Orhan BursaİL Muslafe Biübaj, Hakan Kara. Ankara Temsilcısı: Mustafa Balba) Atatürk Bulvan No: 125, Kat-4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0tzmirTemsilcısı. SerdarKıak, H.ZiyaBfv. 1352S 2/3 Tef-4411220. Faks: 4419117 0Adana Temsilcısı: Çetin Yiğenoğlu, inönüCd. 119 S. No.! Kat.i, Tel- 363 12 11, Faks 363 12 15 Mue&sese Mudürü Üstön Akmen 9 Koorctaatör Ahmet koruisan • Muha- sebe Bülcnt V ener • Idarc Hiiscvin Gûrer • Işletmc Önder Çeök • Bıİgı- tşlera \'«il tn»l 9 Bılgısa>ar Sıstem Mörövet ÇSer • Saûş ftaSet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kun Başkanı - Genel Mudür Güll Erduran 9 Koordmalör Re Işıtman • Genel MüdürYanhmc SevdaÇob»D Tel 514 07 51 5139580-513846^61.Faks 51384 \ayimU\an *e Baaa. Yem Gun Haber Ajansı, Bâsın \e Yayıncıfıfc A Ş Türkocagı Cad. 39 J Cagaloglu 34334 tst PK 246 Istanbu! Tel (0 212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212)513 85 95 1ARALIK1998 îmsak: 5.30 Gûneş: 7.02 Öğle: 12.00 Ücindi: 14.22 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11 www.cumhuriyet.com. AIDS'Iİ sığınmacılara sınır dışı • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - Suudi Arabistan'da AIDS hastalığına yakalanan 349 sığmmacmın sınır dışı edildiği bıldirildi. AIDS hastalığmın yaygınlaşmasıyla birlikte harekete geçen Körfez'deki muhafazakâr monarşiler. hastalığın önemi hakkındahalka daha sık uyanlarda bulunurken ülkeye yeni gelenlere AIDS testi uygulanıyor. İlhan Selçuk'la söyleşi İstanbul Haber Servisi - Istanbul Tabip Odası, gazetemiz yazan llhan Selçuk ıle söyleşi düzenliyor. "1923'den Günümüze Türkıye" konulu söyleşi, bugün Se\ ınç Özgüner Toplantı Salonu'nda tgerçekleştırilecek. AIDS'Iİ aile ötenazi »stedi • SfVEREK(AA)- Şanlıurfa'nın Sıverek ilçesınde oturan \e 2.5 yıl önce sezaryenle doğum sırasında. Kızılay Kan Merkezi'nden temin edı'ien kandan H1V v iriisii kapan Müzeyyen Işıkgöz, sahıpsiz bırakıldıklannı belirterek ötenazı hakkını kullanmak istediğıni söyledi. Eşi Müzeyyen ve kızı Rukiye'nin. gözlennın önünde her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştığını belirten Sedat Işıkgöz, ""Bu durum karşısında kahroluyorum. Kızılay ve Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığımız 115 milyar liralık tazminat davası bir türlü sonuçianmadı. En azından suçlular cezasını çekerse bir nebze olsun rahatlayacağım" dedi. Abidin Dino söyleşisi İstanbul Haber Servisi - Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Yakfı. Cumhunyetın 75. yılında "Külrür-Sanat-Edebıyat SöyleşilerT kapsamında, "Ölümünün 5. Yıhnda Abidin Dino" konulu bır söyleşi düzenleyecek. Nâzım Hikmet Vakfı Kültür Merkezfnde bugün düzenlenecek söyleşıye, Cevat Çapan ve Coşkun Aral konuşmacı olarak, Ferit Edgü de "'Abidin Dino Video Gösterisi" ile kanlacak Noel kutlamaları • Haber Merkezi - Amerika Bileşik Devletleri'nde 1999 yılını karşılama hazırlıklan başladı. Ünlü sanatçı Frank Sinatra'nın kızı Nancy Sinatra da kutlamalara Hollyvood'da katıhyor. Su kesintisi • İstanbul Haber Servisi - lSKl'den yapılan yazılı açıklamada, Büyükçekmece Terfi ve Tasfiye Tesısleri'ni besleyen enerji nakil hatlarında yapılacak çalışmalar nedeniyle yann bazı semtlere su verilemeyeceği bildirildi. 09.00-21.00 saatlen arasında su alamayacak semtler şöyle: "Bahçelievler, Şirinevler, Avcılar, Esenyurt, Firuzköy, Mahmutbey, Gûngören, Esenler, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Yenibosna, Sefaköy ve Bağcılar." Ann Namal'a göre Türkiye'de toplum, AIDS'le ilgili eğitim konusunda gecikmenin bedelini acı bir biçimde ödüyo] w Eıı etldıı ilaç toplıunun AIDS konusunda yaptığı gönüllü çalışmalar nedeniyle ödül alan diş hekimi Ann Namai, bir hastasıyla birlikte. AYŞEYILPIRIM "Has&hğayöndikenetkinflaçtDplunıuneği- tflmesklirf AIDS'in toplumsal ve sosyal bo- yutunu inceleyen diş hekimi Ann Namal'a gö- re Türkiye, bu konudaki gecikmenin bedelini acı bir şekilde ödüyor. AIDS konusunda yapöğı gönüllü çalışma- lar nedeniyleJuniorChamber Internationarin 53. DünyaKongresi'nde"tnsanhğave Gönül- lü Kuruİuşlara HizmetÖdülü"nü alan diş he- kimi Arın Namal. İstanbul Cniversitesi Tıp Fakültesı "nde öğretim üyeliğıni sürdürürken bu konudaki çalışmalanna da devam ediyor. Türkiye'de AIDS'le ilgili topluma yönelik eğitim, bilgilendirme çalışmalanresmitemel- de 1992 yılında başlatıldı. Boyutlan çok dar, çok sınırlı, çok yüzeyseldi. Ann Namal da bu tarihte topluma yönelik ilk kitabı Türkiye'ye kazandırdı. Müriih sağlık müdürünün, bünye- lerindekı AIDS danışma merkezine en sık yö- • AIDS'in toplumsal ve sosyal boyutunu inceleyen diş hekimi Namal, hâlâ AIDS'Iİ hastalara karşı önyargıh davranıldığından, hastalığın bulaşma yollannın tam olarak öğretilernediğinden yakınıyor. neltilen soruları esas alarak hazırladığı "AIDS'ten böylekorunurum. 300soru,300ya- nrt" adlı kıtabını Türkçeye çevirdi. Türki- ye'de akademik kaygıvla vanlmış çokçahşma var. Ama bunlar topluma mesaj vermekîen uzak. Oysa biliyoruz ki hastahğa yönelik en et- kin ilaç tophımun eğitibnesidir. Vani korun- mayıbflmesi veu\ gulayabihneadir" diyorAnn Namal. Sürekli konuştuğu, dostluk elini \e desteğini uzattıği AIDS'Iİ bir gencin ıntihan üzerine yazdığı ikinci kitabı, "HTV veAIDS'e Karşu Yaşamak, HIV ve AIDS'B Yaşamlar- da Hakbr"ı ise 1997 yılında çıkardı. Namal'a göre Türkiye'de toplum, AIDS'le ilgili eğitim konusunda gecikmenin bedelini acı bır sekilde ödüyor. Hâlâ, AIDS'lı hastalara karşı önyargılı dav- ranıldığından. hastalığın bulaşma yollannın tam olarak öğretilemernesinden yakınan Na- mal şunlan söylüyor: "Hastalık 1981 yıhnda dünyada farkedil- mişti. 1983 yıhnda bir virüs nedeniyle olduğu anlaşılnuş\f bulaşma yollan bdirlenmişti: Cin- sel ilişkivk». kan voluyla ve anneden bebeğe- Dola>ısnlakorunmamünıkündü. Tedbirterin toplumaöğrvrilmesL kavraDlmasL davTanışla- nnı değiştirecek şekilde aktanlmas gerekiyor- dtı. 1983 yıfanda tamamen avdınlanan bu ha$- tahkla ilgili bizûn ülkemizde resmi mesajbnı verilmevc başlanış vıb 1992. Ökvaka Türkfvç'ri 1985 \ıhnda tanıLanrmştı. Zamanında bir bu- laşıahastalığın büyük birtehdidi albndaoidu- ğumuz du> urulsa>dı bu insanlar bu sonuçlar- la yüz yüze olmayabilirierdi di\e diişÜDÜvo nım." Hastalıkla savaşnn aduıahastalann toplum- dan dışlandığı ve açmazlanyla baş başa bıra- kıldığını ifade eden Namal, "Hâlâ. insanlann hastalıklannı kendimizce u>gun gördüğümüz birtakım açıklamalara bagla\ıp bundan ötü- rü o üısanı suçiuyoruz. Bunlann aşılmış ohna- sıaı istiyoruz, fakat Türkiye'dehâlâAIDS has- talankendflerini gblemekzorundalac Oysa top- lum olarak o insanlara ilgu da> anışma, dosdıik sunmavı başarabflmiş olsaydik, o insanlar da destek abnak için hastalıklannı açıklayabUir- lerdi. Bulaşma yoUannı topluma çok daha i>i şekfldeöğretmekbu dtşlanmanın ortadankalk- masma neden olacaknr" dıyor. A. $• D e ğ i s i m j ç i n C e n ç l î k t e A I D S K a m p a n y a l a r ı Türkiye'de 7 AIDS'K bebek var MUTLUSERELt e-posta : tan (a prizma. net. tr ANKARA - AIDS'in çocukJan et- kil£?meoranıgiderekarhyor. 1997 yı- hnda 15 yaşmdan küçük 590 bin ço- cuk AIDS e yakalanırken bugün bu ra- kam 1 milyonu aşh. AIDS sonucu bu- güne kadar annesini, babasını ya da her ikisini birden yitiren 15 yaş altın- daki çocuklann sayısı 8 milyona yük- seldi. Türkiye'deki toplam 829 AIDS va- kasının 17'sini 15 yaş altındaki ço- cuklar, bunlann 7'sini de bebekler oluştunıyor. Dünya AIDS gününün bu yılki teması "Değişinı İçin Genç- HkteAIDSKampanyalan*' olarak be- lirlendi. Dünyada her gün 16 bin kişinin AIDS'e yakalanması ve yeni olgula- nn yansından fazlasının 10-24 yaş grubunda ortaya çıkması, kampanya- lann çocuk ve gençler üzerine yoğun- laşmasına neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM), bu yaş grubuna dikkat çekme amacıyla 1988 yılından bu yana gerçekleştirilen 1 Arahk Dünya AIDS Günü'nün bu yıl- ki yakia4ımını "Değişün içinGençük- teAIDSKampanyalan'' olarak belir- ledi. Kampanyanm geçen yılki yak- laşımı da, "AIDS'Iİ Bir Dünyada Ya- şayan Çocuklar" olarak belirlenmiş- ti. Kampanyaiann çocuklara ve genç- lere yönelmesi, HIV enfeksiyonunun yayılımını önleyecek eylem ve poli- tikalann özendirilmesi ve hastalığın • Türkiye'de toplam 829 AIDS vakası bulunuyor. Bunlann 550'si taşıyıcı, 279'u ise AIDS hastası. Türkiye'de enfeksiyonla en fazla karşüaşılan yaş grubu 25-34 olarak saptandı. gençlik, aile ve toplum üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi amacı- nı taşıyor. BM tarafından belirlenen AIDS ile ilgili bazı istatistiklerve AIDS'in Tür- kiye ve dünyadaki durumu şöyle: • Dünyada son 1 yılda yaklaşık 8 milyon kişi HIV/ AIDS ile enfekte ol- du. Geçmişte 23 milyon civannda olan virüsle enfekte olmuş kişi sayısı, bu artışla birlikte 30.6 milyona yüksel- di. • Dünyada AIDS ile enfekte olmuş kişilerin 12.2 milyonunu, yani yüzde 40'ını kadınlar, 29.4 milyonunu yetiş- kinler, 1.1 milyonunu 15 yaşın altın- daki çocuklar oluşturuyor. • Dünyada her gün 16 bin kişi AIDS ile enfekte oluyor ve bunlann yan- dan fazlasını 16-24 yaş arası gençler oluşturuyor. • Türkiye 'de toplam 829 vaka bu- lunuyor. Bunlann 550'si taşıyıcı, 279'u ise AIDS hastası. Türkiye'de enfeksi- yonla en fazla karşılaşılan yaş grubu 25-34 olarak saptanırken, virüsle ilk karşılaşmanın daha genç yaşlarda ol- duğu belirlendi. • Türkiye'de 15 yaşın altında 17 enfekte çocuk bulunuyor. Bunlann 7 tanesi henüz bebek. • Türkiye'deki vakalann büyük bir bölümünü, korunmasız cinsel ilişki nedeniyle virüsü alanlar oluşturuyor. Uyuşturucu bağımlısı olanlar toplam rakamın yüzde 10'unu oluşturuyor. Herkesin gozü onda. BellonaÇizgisiyle, kalitesiyle herkesin tercihi Beliona Ev Tekstili Koleksiyonu, şimdi kaçırılmayacak kampanya avantajlarıyla sizi bekliyor. Pcşin fiyatma 1+4 taksit • Özcl indirim 12 aya varan vadeler • Eve teslim 0 SOÛ 361 8986 Bu kampanya, T.C. Sanayi Bakanlığı'nın 2S.0S.1994 »orih ve 21940 sayılı tebliğ hükümlerine uygun olarak yapılmaktadır. 01.12.1998 tarihi itibariyle baslayon kampanya, ürefim ve stok imkanlarryla sınırlıdır. BOYTAŞ A.Ş. O.S.B. 8.Cd. No. 14 38070 Kayseri Birzantanlar tutsaktı ISILÖZGENTÜRK Terör sadece küçük ço- cuklann, savunmasız ka- dınlann yaşamına son ver- mez, bütün bir toplumun yaşam sevincini alıp götü- rür. Alaca karanlık onun en sevdiği havadır. Çünkü o en iyisinden bir ruh ka- tilidir. Toplumsal ruhu ke- mirir ve kendi kurallannı feoyar. Bu nedenle terörün ger- çek kurban sayısmı bile- bilmek son derece güçtür. Her zaman bir yerlerde unutulan birileri olur. Bır zamanlar tutsak olan biri- nin unutulması gibi... Iki yıl önceydi, bir televizyon programında o vardı: Süreklı elindeki el bom- bası taklidi çakmakla oynu- yordu. Farkında değildi. El bombası çakmağın fiinye- sine süreklı basıp. bir an- da parlayan alevin büyü- süne kapılıp gidiyordu. Alev ona yaşamla öliim arasında geçirdiği günleri anımsatıyordu. Unutmayı başaramadığı günleri. Telev ızyon programına çıktığında Hakan henüz yirmi üç yaşındaydı ve on dokuz ay PKK elinde rehın tutulan erlerden biriydi. Bir ay önce kurtanlıp evine, yurduna, sevdiklerine ge- ri dönmüştü. İlk günler ka- vuşmanın sevinciyle bir çırpıdageçıp gitmişti. Son- ra ka\ıışmanın sevinci usul usul sönmüş ve Hakan çok uzun bir zaman sonra ilk kezkendisiyle baş başa kal- mıştı. Baba deme>i öğretemediler Önce beş ayhkken bı- raktığı kızı onu yadırga- mıştı, hâlâ da yadırgıyor. Ona baba demeyi öğrete- mediler bir türlü. Küçük kız için babası Hakan, eve birdenbire gelen bir yaban- cıydı. Hakan ise sadece kü- çük kızma karşı değil. her- kesekarşı yabancı hissedi- yorkendini. O henüz savaş- tığı dağlardan. aylarca ölüm endişesiylebekîediği PKK kamplanndan uzaklaşamı- yor, gözyaşlan içinde ken- di kendiiıe hep aynı sözle- ri mınldanıyordu: "Ne zaman gözlerimi yumsam,dağlarda ölenar- kadaşlanmın seslerini du- vuvorum. En \akın arka- daşun beninı yanımda öl- dû. Her gece. her gece onu görüyorum. Ölmemiş. dû- ğfin >apr>ür, bizbirlikte ha- lay çekiyoruz. Sonra gözle- rimi açrvonım,koyu birka- ranlık. Ben sanki çocukluğu- mun gectiği buyerlerde hiç yaşamadım. Sanki hiç sev- medim. Her şeyi unutmu- şum.Sevgiyi,e\ sıcaklığını, bir gülüşü, beni ben yapan her şeyi unutmuşum.Anım- sadıgım tek şe>, üsrümüze yağan kurşunlar\eöhlmJ' Ankara "da Kaleiçi'nde- ki gecekondulardan bin on- lann. Ev ilk günler hiç boş kalmadı. Geçmiş olsuna gelen arkadaşlar, akraba- lar... îlk günler sevinç ve şaşkınlık içinde geçti. Ama hepsi bitti, Hakan tutsak- lıktan kurtulduğundan be- ri ilk kez, çok uzun bir za- mandırhayatın dışında ol- duğunu kavradı. Once amansız savaş, kar- lı dağlarda her an vurulma tehlikesiyle soluk alıp ver- mek, baskınlar... Ardından on dokuz ay süren tutsak- lık. Bir ölüm koridorunda aylarca beklemek. Dur du- rak bilmeyen bir öiüm kor- kusu. Ardından tutsaklığın bırdenbire bitmesi. Ardın- dan anasmın babasınm çek- tiklen acı nedeniyle kavrul- muş yüzleri, kansınm sa- bırlı sessizliği, küçük kı- zının ondan habersiz bü- yümesi. Sonra karşısında dikilip duran işsızlik. parasızlık. Bütün bunlan gördü, kav- radı Hakan. Ne iş tutacak- tı, bunu bir türlü bilemi- yordu. ilk kez başka bir korku sardı içinı; işsizlik korkusu. Bu da ölüm kadar yaman bir duyguydu. Henüz kimseier ona bel- li etmiyordu ama.. eve ek- mek getirmesı gerekirdi. Çalışması, her erkek gibi akşamüstleri eve e!i kolu dolu gelmesi gerekirdi. Ama hiçbir işte ustalığı yoktu Hakan'ın, sermaye- si de. Bütün acılardan geç- mişti, artık acı çekmek is- temiyordu. Çok bir şey is- tedigi de yoktu. Bir iş isti- yordu, şöyle haysiyetli bir iş. Onu ailesine mahcup etmeyecek bir iş. Oysa bütün kapılar ka- palıydı. Hiçbir şey bıraktı- ğı gibi değildi. Kimselerin kimseleri düşündüğü yok- tu. O; vatan için dövüş- müştü. can arkadaşlan ya- nı başında ölmüştü, ama insanlar bütün bunlardan habersiz gözüküyorlardı. Hepsi kendi geçim der- dine düşmüştü. Belkidehaklıydılar.Ya- şamak çok zorlaşmıştı. Kimsenin kimseye yardım eli uzatacak hali kalma- mıştı. Ya devlet, o bazıla- nnı çoktan unutmuştu. Ha- kan da onlardan biriydi. Tutsaklıktan kurtulalı bir ay ancaolmuştu. Gene gün sayıyordu. Tutsak olduğu günlerde onu ayakta rutan, hayata bağlayan bir umu- du vardı; günün birinde kurtulmak. Şimdi hiçbir umudu yok- tu. Belki de bu nedenden o televizyon programındabiç durmadan el bombasına benzeyen çakmağıyla oy- nayıp duruyordu. Belki de bu nedenden hiç durma- dan çakmağın fünyesine basıp duruyordu. Hiç dur- madan... ı[email protected].
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle