19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Katliam belgelendi Van Gölü'nde yasaya aykırı biçimde gırgır ve trolle inci kefalı avlan- dığına ilişkin iddialar ka- nıtlandı. Düşük Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın "yok" demesine karşın, ilgili kamu kuruluştan ve üni- versrte temsilcilerinden oluşan yedi kişilik bir heyet Van Gölü'nde gır- gıria balık avlamak üze- re sonradan düzenlen- miş birteknenin varlığı- nı saptadı ve tutanağa geçti. Dünyadaki tekör- neği Van Gölü'nde bu- lunan inci kefalının so- yunun tükenmesine ne- den olacak gırgır mal- zemelerine de el kondu. TÜPban mı? RecepTayyip Erdoğan'ın yangınlarda yaşamını yi- tiren insanlardan sorum- suz İstanbul İtfaiye Mü- dürü Muhittin Sogukoğ- lu'nun, Doç. Dr. sıfatıyla yazdığı ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde oku- tulan "Akışkanlar Mekaniği" kitabına "Rahman ve Rahim OlanAllah'ınAdıyla"baş- ladığını biliyor musunuz? Siz, hangi türbandan bahsediyorsunuz! Ö M Ü R i L i K Önce Güneş battı, sonra hükümet! Ömür E. Kurum tlektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Imamı Kültür Müdürü yapmışlar... "Öldürdükleri kültürûn cenazesini kaldırmak içindiri" D in Şûrası'nda "Kuran Eğitim Merkezleri" kurulması görüşü benimsendi. Nedir, Ku- ran Eğitim Merkezleri sorusunun yanıtını, Istanbul'un kimi ilçelerindeki cami altların- da ya da yanlarında görebilirsiniz. Dış görünüşleriy- le bir "akademi"den farkları yok! Devletin kontrol al- tına alamadığı ya da kontrol etmek istemediği yatı- lı-yatısız kurslar büyüdüğünde eğitim merkezi olu- yor! Şimdi de bunlara kılıf uydurmaya çalışıyorlar... Öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığı, laf olsun diye bir genelge yayımlıyor. 6 Ekim 1998 tarih ve 1998/100 sayılı bakanlık genelgesinde öğrenci yurtlan konu edi- liyor. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın imzasını taşıyan genelge ile, sadece orta ve yükseköğrenim öğrencileri için yurt ve benzeri kurumların açılabile- ceği hatırlatılıyor. Bu demektir ki, ilköğretim çağındaki öğrenciler için yurt açılamaz, özel yurtlar işletilemez. Yurtlap Kaldı ki, ilköğretimi zorunlu kılan devlet, temel eğitim çağındaki öğrencilerin hertürlü gereksinme- sini karşılamakla yükümlü. Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil. Tarikat yurt- lan ilköğretim çağındaki çocuklarla kaynıyor. Zaten genelge bu nedenle yayımlanmış ve genel- gede "Aksaklık hissedilen ve uygulamalarda güç- lük çekilen konuların en önemlileri, yaygın eğitime hizmet veren öğrenci yurtları ile ilköğretim kurum- lannın 6, 7 ve 8'inci sınıflarında öğrenim görenlerin bu yurtlarda kalıp kalamayacaklarına ilişkin olarak tespit edilmiştir" deniyor. Genelge bir yandan ilköğretim çağındaki çocuk- ların yurtlarda barındırılamayacağını özellikle vurgu- luyor, bir yandan da laf olsun diye yayımlandığının işaretini veriyor: "Dernek, vakıf ve özel hukuk tüzelkişilerine ait öğ- renci yurtlarında barınan 6, 7 ve 8'inci sınıflarda öğ- renim gören öğrencilerin bundan böyle barındırılma- lanna izin verilmeyecek, öğrencilerin barınmaları ko- nusundaki tedbirler mahallin en büyük mülki amir- liğince alınmış olacaktır... Ancak, çok zorunlu hal- lerde valiliklerce alınan onay ile özel izin verilebile- cektir." Yasak ama vali izin verirse değil! Ne ki böylesi bir "açık kapı" bile tarikatçıların ho- şuna gitmiyor. Tarikatçılar bastırıyor ve Başbakan Mesut Yıl- maz, düşerayak bir genelge yayımlıyor. 13 Kasım 1998 tarih ve 1998/30 sayılı Başbakan- lık genelgesi ile "Öğrencilerin barınmakta oldukları yurtlar, bu öğretim yılına mahsus olmak üzere faali- yetlerine devam eder" deniyor ve tarikatçıların ağ- zına bir parmak bal daha çalınıyor! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Ancak tıpta vicdan nakli başanldığı an, bizim siyasete kalite gelir! Tokat'taki müdürlükte neler oluyor? Kısa adı ORKÖY olan Orman ve Köy Işleri Genel Müdürlüğü'nün Tokat'taki Bölge Müdürlüğü'nde neler oluyor? ORKÖY Tokat Bölge Müdürlüğü'nde memur olarak çalışan bir kişi, oğlunu askere gönderirken "Senin mukaddesatına dil uzatan kim olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun vur onu! Seni hapishanede krallar gibi yaşatırım. Namazına, orucuna, fikirlerine tecavüz ederlerse affetme oğlum" diye nasihat mı ediyor? Bu kişi, ORKÖY Tokat Bölge Müdürlüğü'nün himayesi altında, bağlı olduğu tarikatın propagandasını mı yapıyor? Emekliliğine dört ay kalan bu kişi, amirleri tarafından "Işe gelme, idare ederiz" dendiği için mesaisini alenen tarikat hizmetlerine mi harcıyor? ORKÖY Tokat Bölge Müdürlüğü'nde, cuma günü işe gelenlerin sayısı parmakla gösterilecek kadar az mı? Kimisi sahte raporla, kimisi rapora bile gerek duymadan cuma gününü "resmi tatil" mi kabul ediyor? ORKÖY Tokat Bölge Müdürlüğü'ndeki odalardan Atatürk'ün fotoğrafları mı indiriliyor? Kısaca, kısa adı ORKÖY olan Orman ve Köy Işleri Genel Müdürlüğü'nün Tokat'taki Bölge Müdürlüğü'nde neler oluyor? OKUR MEKTUPLARI İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Türkocağt Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 İstanbul Yabancı marka hayranlığına son Sadece Italyan mallannı değil. tüm yabancı markaları protesto edelim. Ülkemize bela olan bölü- cü başını İtalya'nın sahiplenmesı ne- deniyle halkımızın haklı tepkisi doğmuştur. Tüm ülke insanımızın „ Italy^n.rııallanna karyı yaptığı boy-. kot eylemini genişletmeliyız. Bu Kararsız seçmen Kamuoyu yoklamalan, yapüacak ^ bir seçimde en çok ay alacak bir »;, partinin yûzde 13 civannda oy alabileceğini göstermektedir. j Yüzde 40'lara varan büyük bir ? çoğunluğıın kararsız olduğu "% bilinmektedir. -.. Kararsız seçmenler örgütsüz, * dağınık ve çaresizdir. Oysa \ gerçek bir demokrasinin tesisi bu kararsız kiüenin iradesinin de sandığa yansıması ile mümkündür. * Bir yanda partilerin lider f sultası ve bunun yarattığı, | lidere kayıtsız, koşulsuz bağlı ^adaylar, bunun sonucu kendini aşamayan güdük bir demokrasi. Biz kararsızlar, kendi adaylarımızı belirlemek, irademizin sandığa ~ yansıması için bir çaba ' Jçindeyiz. Parasız, pulsuz, örgütsüz bir şeyler yapmamn ne kadar zor olduğu malumdur. Ülkemizdeki aydın, çaba içinde olan, duyarlı insanlarla iletişim kıırabilmek istivorum. Tel: 0.362.543 34 06 Hamza Reis / Bafra-Samsun olay nedeniyle bir kere daha orta- ya çıkan ülkemizde daha da iyisi, kalitelisi üretilmekte olan ürünle- rin yaratılan yabancı marka hayran- hğı ile ülkemize sokuşturulması- na ve ülke kazançlarmın israfina son vermeliyiz. Başta Italya olmak üze- re birçok ülkeden yapılan ithalat ka- lemlerinin çogu ülkemizde üretil- mektedir. Hatta bazı ürünler ülke- mizde üretılirken yabancı nıarka- lara isim hakkı da ödenerek sade- ce özentiyi karşılamak üzere dö- vizimiz yabancılara gitmektedir. Ekonomilerinin güçlülüğü ülke- mizekonomisi ilekarşılaştınlama- yacak kadar büyük olduğu herkes- çe kabul edilen ABD'de "Boy American", Ingiltere'de "Proudly British" kam- panyalan halen alabildi- ğine güçlü yapılırken bızım yerli malları haftamızın unutturulmasının haklı bir gerekçesi olabilir mi? Amerika'da "Ameri- kan satın al". Ingiltere'de "İngiliz ürünü" haftala- rı alabildiğince büyük kampanv alarla sürerken, bizde yerli mallan hafta- sını önce; okullarda fın- dık, fıstık, portakal yeme- ğe indirgemek, sonra da toptan ortadan kaldırmak ulusal ekonomiye ihanet çizgisidir. Ülkemizde çok daha mükemmelleri yapılan ürünlerin ithilatının dur- durulması için: tüm ülke insanmın bilgilendirilme- sine yönelik "Yerli malla- n kullanalım" kampanya- larının yeniden ve hak et- tiği anlam ve büyüklükte düzenlenmesi gerekir. Ulu- sal sanayinin güçlendiril- mesi baglamında ülkemiz- de çok daha kalitelileri üre- tilen ürünlerin ithalatı kı- sıtlanmalı, ithalat rejimi- mizde süratle terbiye edil- melidir. Ülkemiz ekonomisinin talanının durdurulması için; gümruk duvarlanmız, en az gelişmiş ülkelerdeki kadar yükselmelidir. Bu nedenle; Italyan ürünlerini satın almama kampanyasını "Ya- bancı marka hayranlığına son" kampanyasına çevirmeliyiz. Kemal Özden / Ulusal Sana- yici ve İşadamlan Derneği Genel Başkanı TîİrkI l l l K g y Kitap Kulübü Taksim Sergi Salonu'nda tartışıldı. Toplantıva ün- lü ressamlar Teoman Südor, Mehmet Pesen, Aydın Ayan; galeri sahipleri Aydın Cumah ve Evin tyem; koleksiyoncular Prof. Dr. Vural Solok ve thsan Devrim konuşmacı olarak katıldı. Kalaba- lıkbir topluluğun izlcdiği tartişmalı toplantıda Pesen, Türk res- minin geçmişini ve gelişimini anlatırken Teoman Südor ve Aydın A.yjn 60"lı yıllardan sonra resim sanatındaki olumlu ve olumsuz geişmeleri tartışmaya açtı. Türk resminin koleksiyoncu ve gale- rlct açısından da değerlendirildiği toplantıyı gazetemiz Müesse- se Vlüdürü Üstün Aknıen yönetti. (Fotoğraf: UGUR DEMlRj HAYVAINLAR İSMAÎL GÜLGEÇ ÇİZGÎLİK KÂMÎL MASARACl H A R B İ SEMİH POROY MIRMIRLAR LĞLR DURAK TARİHTE BÜGÜN MLMTAZ ARIKAIS 1 Arahk FRANSIZLAR SURJYE'DE.. 132O'DE 8uGÜN,SuRÎYE,FflANSlZ MANOASI ACrrsıA GİBMİŞ. Tİ.r.DÜNYA SAVAÇI'HA DES/A! OStMAJU r/Uf*KA7VeUj£i/- UUU BİR VİLAYBTİ OIAN BU •mf*AtUAR,SAVAÇ SOMUNOA- Kİ YENİLJGİYLS İM6IÜZ r$GALİUE USRAMIŞTI. EMR FAY- SAL,ŞAMf M BİR ARAP-SUBİYE HÜKÜMETI njGMA/A Ç/U/f/yoeûU. 1919'PAN SONRA, MÎU£TL££ CEMİYETf SUR.İYE'Vİ VE LÜSAJAU'l FOVJSIZ yoMET7A4IA MAYI KA/&eLAfne/AJc4, İN&LİZLSJS ûceeri FAYSAL, ETZİNÜĞİ OlAIAyAN 8/K K£AL OLASAJt: TAH- TA GEÇTİ*£E DE, £GEMEA/LİK F&VJSZLAIZ'DA KAL- Ol. FKANSA, KIASİK "BOL. f£ >*5MET"PoUri/eAST/HA ureuM oLAfiAK, s-ueiye'yi ÇEŞ'mJ MUHV4R BĞL- &EL££B AYlRACAK VE OBADA 2S YtL KALMAYI 8AŞARACAKTf/Z. IUJBNAM rSE AYRI8İH OEVLEr OLACACT7R. Yanda.iiûejjılunik. çeyrtğinde Halep kenti. SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/1031 Mahkememizin 18.11.1998, tarih 1998/1031 esas, 1998/ 1158 karar sayılı ilamı ile İstanbul, Sanyer, Reşit- paşa Mahallesi, 997/01 cilt, 38 sayfa. 54 hanede nüfusa kayıtlı Ibrahim iie Kamile"den 1338'de doğma Enver Özenir'in hacir altma alınarak kendisine 1956 doğum- lu oğlu Ibrahim Özenir'in vasi olarak atanmasına karar verilmiştir. Ilan olunur. 25.11.1998 Basın: 61044 ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997 506 Dav acı Semih Alabaya velayeten Macıde Kadak tarafından davalı Tuncer ,Mabay aleyhıne açılan nafaka davasında, Davalı Tuncer Alabay adına çıkartılan teblıgatlar tebliğ edilememiş ve adresi de zabıtaca saptanamamış olduğundan bu kişi hakkında ilanen tebligat yapılmasına karar venlmıştir. Bu nedenle duraşma gûnü olan 23.12.1998 günüsaat 11.00'dedunışmadahazır bulunmanız veya kendinızı bırve- kil ile temsil ettirmeniz gerekmektedir. aksi takdırde HUMK'nin 213-337. maddele- ri gereğınce yokluğunuzda duruşmaya devam olunacağı ve hüküm verileceğı tebli- gatlar yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 19. 11.1998 Basın: 58134 GÖRÜŞ Doç. Dr. YILDIZ SERTEL Tarihten Bir Yaprak - Tan Olaylarımn Perde Arkası 4 Aralık 1945: Babıâli Caddesi'nden Eminönü'ne doğru inen binlerce kişilik bir kalabalık Tan ga- zetesine saldınyor! Balialar, balyozlar konuşuyor! Kırılan cam, makine, rotatifler paramparça. Işçi- ler, damlardan, pencerelerden kaçıyor. Kâğıt bo- binleri caddeden aşağı yuvarlanıyor. - Kahrolsun Serteller!.. Komünistlere ölüm!.. çığlıkları caddeyi sarıyor. Tutuklanan yok. Can- larını zor kurtaran Sabiha ve Zekeriya Sertel bir- kaç gün sonra tutuklanıp yargılanıyor. Hüküme- te ve Meclis'in manevi şahsiyetine hakaretle suç- lanıp, beraat ediyorlar. Flash TV'de yaptığımız bir söyleşide, Oral Ça- lışlar bana soruyor: Nedir bu olayın perde arka- sı? - Bu olayın perde arkası, o günün en büyük ti- rajlı gazetelerinden biri olan Tan gazetesinin ik- tidar için bir tehlike olmaya başlamasıdır, diyo- rum. Bu gazetede Sabiha ve Zekeriya Sertel ve di- ğer sol yazarlar yolsuzlukların, aşırı kârların üs- tüne giderek, demokratik hakları savunarak za- ten halkın CHP'nin tek parti iktidarına güvenini sarsmışlardı. Savaş sonunda, birde "ÇokParti- HRejim" davası ortaya attılar. CHP içinde oluşan muhalif grubu desteklediler. Gazete, sağla solu birleştiren bir demokrasi cephesi kurmaya yönel- di. Sabiha Sertel'in başkanlığında çıkan Görüş- ler dergisinde, Tevfik Rüştü Aras, Celal Bayar, Fuat Köprülü gibi Atatürk döneminin önemli kişileri ile Serteller, Behice Boran, Sabahaddin AN, Aziz Nesin gibi sol aydınlar bırleşiyorlardı. Istedikleri: "anti-demokratik yasalann değişme- si, çok partili bir demokratik düzenin kurulması, San Fransisco'da kabul edilen Insan Hakları Ev- renselBildirgesi'nin Türkiye'de uygulanması" idi. Işte bu bardağı taşıran son damlaydı. Çünkü Tan gazetesinin desteklediği Demokratik Cephe güçlüydü. CHP iktidarı ise, halkın desteğini kay- betmişti. Demokratik yasalar altında yapılacak bir seçimi kaybedeceği açıktı. Görüşler dergisi bir sayıdan fazla çıkamadı. Tan gazetesini susturmak için ise "komünist" suçlamaları ve yasalar yeter- li değildi. Gazeteyi susturmak için barbarca bir saldırı tertiplendi. O dönemde, Tan gazetesinin ikinci büyük düş- manı sağ basındı. Tan ve Vatan gazetelerinin dı- şında demokrasiyi ve demokratik devletleri sa- vunan gazete hemen hemen de yok gibiydi. İkin- ci Dünya Savaşı boyunca, basının önemli bir bö- lümü Nazi Almanya'yla faşist Italya'yı destekle- miş, Türkiye'nin mihver devletlerinden yana sa- vaşa girmesini istemişlerdi. Alman propaganda servisi Türkiye'de bütün gücüyle çalışıyordu. Berlin'e davet edilmiş olan Erkilet Paşa, gaze- telerde Almanya'nın askeri gücünü anlatıyor; Türk orduları Almanlarla beraber Kafkaslar'a in- dikleri takdirde, Türkiye'nin petrolden büyük bir hisse alacağını yazıyordu. Hükümetin savaş dışı politikasını destekleyen Tan-gazetesi, Atatürk'ün "Yurtta banş, cihande banş" ilkesine sımsıkı sarılıyor, Türkiye'nin bir macera politikası uğrunda harcanmasını önlemek için sağ basınla pençeleşiyordu. Bu yüzden, ko- münistlikle suçianan gazete, savaş sonunda, çok partili düzene geçiş propagandasını hızlan- dınnca, hükümet yanlısı gazetelerin saldınsına uğ- radı. Tasviri Efkâr, Ulus gibi bazı gazeteler ade- ta demokrasi düşmanı kesilmişlerdi. Kayıtsız şartsız özgürlük isteyen Tan gazetesi ise anarşi istiyordu, onlarca! Savaş yıllarında, "Türkçü" adlandırılan, deği- şik yayınları bulunan gruplar da Tan gazetesinin barışçı, insancıl görüşlerine saldırı halindeydiler. Bu kavgada bardağı taşıran son damla C. Liste- si oldu. Savaş sonunda Alman Elçiliği'nden ka- çıp, ingiliz Elçiliği'ne sığınan iki Alman, savaş boyunca Alman Elçiliği'ne hizmet eden Türk va- tandaşlarının listesini vermişti. Bu listenin ya- yımlanmasında ısrar eden Tan gazetesi, Türkçü- lerden tehdit mektubu ahyordu. Işte Tan Olaylan bu ortamda gerçekleşmişti. Ba- bıâli Caddesi'nden Eminönü'ne doğru inen ka- labalık, gazetenin bu değişikdüşmanlarını içeri- yordu: Demokrasiden, özgürlükten korkanlar; yayılmacı, maceracı politikalarda çıkar arayan- lar; totaliter düzen isteyen dar görüşlü ırkçı mil- liyetçiler; yolsuzluklan, soygunları örtbas etmek isteyenler. Ne yazık ki, Tan olaylarımn 53'üncü yıldönü- münde bu sorunlar bütün gücüyle yine karşımız- da. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDA.NSAĞA: 1/ Beğenilmedi: ğindegeri veril- mek koşuluyla alınan mal ya da eşya. 2/ Yeşilır- 3 mak'ınantikdö- nemlerdeki adı... " — Ha- 5 letÇelebi"':Şa- _ irimiz. 3/ Bir b devredekj elekt- J rik akımını açıp kapamayayara- ° yan araç... Bar- g yum elementi- nin simgesi. 4/ Inme ya da sakatlık gibi bir ne- derüe yataktan kalkama- yan kimse. 5/ Endonez- yacia yaşayan ötücü bir 3 kuş... Gelecek. 6/ Bir 4 gösterme sıfatı... Mak- sat. 7/ Çin ve Japonya'da oynananbirstratejioyu- nu... Edebiyatta etkıyı çoğaltmak için bir şeyuı 3 tersini söyleyerek edı- g len alay. 8/ Ekvator ku- şağındaki geniş çayırlara verilen ad... Ender, seyrek. 9/ Kendisine inanılan. sır verilen kimse... Biçim, şekil. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk arasında kayısı ve zerdaliye verilen ad... Bir nota. 2/ Sınır nişanı... Ayak- kabı, çanta yapımında kullanılan parlak deri. 3/ Hz. Mu- hammed'in dış görünüşünü, davranışlannı anlatan ede- bi yapıtlara verilen ad... Düz ve genış arazi. 4/ Kazakis- tan'ın başkenti... Bir renk. 5/ Pamuk, keten ya da ipek- ten seyrek dokunmuş bir tür kumaş. 6/ "Herkes —sı- na derman arıyor Deva belli değil dert belli de|il" (Ruhsati)... Cennet ile cehennem arasında bulunduğuna inanılan yer. II Notada durak işareti... Argoda genç \e yakışıklı erkek. 8/ Fas'm başkenti... Bir meyve. 9/ Be- dene eziyeti ruhun kurtuluşu ve mutlulugu için gerekli gören Hint çileciliği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle