25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fcYFA CUMHURlYET 19 KASIM 1998 PERŞEMI L4 KULTUR Bedri Baykam, 'Saydam Katmanlar' sergisinde 40 yıl geriye dönüş sağladığmı belirtiyor dönenıleriıııîn sentezT BAHAR TANRISEVER ANKARA- Ressam BedriBaykam. değişik dö- nemlerinin sentezmı içeren son sergisinde siyasi bir yelpaze de sundu. Yaşama, siyasete ve ıdeolo- jilere tavnm da içeren soyut tuvalleri "Saydam Katmanlar'" adıvla toplavan sanatçı, "faş,izroe,şe- riatçdığa ya da devletin içine sızmış antidemokra- tik tüm mekanizmalara karşı tepki vermenin, sa- natçınınkendiözgürlüğü ve topluma karşı olan so- rumhıhığunun kaçuıümaz bir parçası olduğunu" vurguluyor. Sanatçı ve yazarlann ya$am ve siya- sete karşı tavırlannda "lâik,demokratik.insan hak- lanna saygıu, özgür hukuk devleti büineini koru- yucu bir çaba göstermelerinin" önemine dikkat çekiyor. Ressam Bedri Baykam'ın "Saydam Katman- lar" başhklı sergisi, Galeri Nev'de açıldı. 1 Aralık gününe dek sürecek olan sergide sanatçmın 15 ya- pıtı yer alıyor. Baykam, sorulanmızı şöyle yanıt- ladr. Siyasive boyasal sergüerim art arda - Bu sergjnivde diğerterinden farkh olan ne? Yerleşik bir kanı, ressamlann bir stil aradığı, onu bulduktan sonra sanki hep onu yaptığı şeklin- dedir. Bende ise her seri değişiktk ve geçmiş seri- lerle organik bir ilişki içindedir. Ama o serinin öz- gün bir dili vardır. Kendvrrn sürekli tekrar etmek istemiyorum. Yoksabellibir stili,bir görüntüyü ömür boyu yapacak olsam artık sanat benim için bir he- yecan ya da bir bilinmeyene yolculuk olmaktan çı- kar; bir tekrara, sıkıntvya dönüşür. "Saydam Katmanlar"da Fıgür çok az yer alıyor. Hattabugünkü sergiye hiç girmemektedir. Bu ser- gide benim boyayla olan 40 yıllık bir teknik alış- verişim var. Her bir değişik boyanınbirbiriyle gır- diği organik ilişkıden ortaya hangi sonuçlar çıkar? Bütünbubilgilerin çokkatmanlı resimlerde bir ara- yagelmesi... Ust ûste yapılmış 20 kat resim var. 80'li yıllar- da yaptığım soyutlar çok daha hızh, libido enerji- si ile yapılan soyutlar. Bunlar ise belki tavır olarak öyle, fakat çok daha uzun süren işler. 1-1.5 ayda yapılan resimler. Aynı anda 4 tanesini çalışabili- JLru sergide figür çok az yer ahyor. Benim boyayla 40 yıllık bir teknik alışverişim var. Her bir değişik boyanın birbiriyle girdiği organik ilişkiden ortaya hangi sonuçlar çıkar? Bütün bu bilgilerin çok katmanlı resimlerde biraraya gelmesi... yorum. Gelışmekte olan her resim bırbirini bir se- n olarak da etkiliyor o bütün içerisinde. Üst üste ve sıraylakuruduktan sonra üstüne bir katdaha bo- yayla yaptlan resimlerde hem dennlik, hem yüzey zenginliği hem de doku derinliği oluşuyor \e sü- rekh alt kattaki katmanlardan bölümler görüyor- sunuz. Soyut resrran içinde değişik dönemlerimin sentezi var. - Bu serginizin özgün dttini anlaür mısınız? Her bir değişik boyanın ya da maddenin birbi- riyle çeşitli izbırakma. değişikdokularyaratmaola- naklan vardır. 20-30 resmi aynı tuval üzerinde ya- parak o derinliği beraber oluşturmave kullanma... Resmin kendine has yarattığı bir dünya ve özgün bir dil oluşuyor. Dünyada 50 yüdır soyut sanat ya- pılmasına ragmen, sürekli olarak o soyut sanatm içinden yeni açılımlar, diller, teknikler ve görün- tüler oluşabiliyor. - TuvaUerinizde alış.ümadık bir şekilde poütik mesajlar verivorsunuz™ 1987 'den beri ürettiğim sanatın yansı politik sa- nattır. Amerika'dan döndükten sonra gördüğüm ortamm, şeriatçılara karşı "dur" demeyen bir si- yasi yapı ve benzeri konular yüzünden önce sürek- li siyasete çekildim. Fakat 1987'den beri olan sü- reçte siyasi sergilerle, salt benim boyasal serüve- nimin sergileri birbirinin arkasından geldi, Sanki beynim sosyopolitık, dönemsel ya da tarihsel bir analize girdikten sonra tekrar yalnız boyaya çekil- mek istiyor. Bu bir karar değil, bir ihtıyaç. Derin bir arşiv araştırması ve bir dönemi özetleyen ça- lışmadan sonra salt boyaya doğru bir inzivaya çe- kilmek... Sanatın kendi doğasma ve dokusuna ge- ri gelip beslenme ihtıyacı. Kendi boyasal serüve- nimın devamını sağlama ihtıyacı. - Resimlerinizin üzerinde sözcükler de kullaıu- La Chelidoine Kumpanyası, Necati Cumalı 'nın Derya Gülü 'nü Türkiye'desahneliyor Üçyalnızinsanın umarsızyaşamı NURDAN CİHANŞÜMIİL NecatiCumahnın DeryaGülü (La Rose des Mers) adli oyununu Fransa'da \Xk kez sahneleyen La' ChdidoineKumpanyası, îstanbul , Fransız Kültür Merkezi ve Şehir Tıyatrolan işbirligiyle tstanbullu kdeyicüeriebuluştu. Toplulukyarın Lzniir'de. 24 Kasım'da ise Anka- ra'dakiFransız Kültür Metkezi sa- lonlannda izleyıcilenn karşısına çıkacak. Mehmet Tepe ve Philippe De- marfe'ın çevirdigı oyunun yönet- meniComedie Française'ten Pier- re MaL Fransa'da sahneiendiğin- de büyük ilgı gören oyvmda Ha- îtaa'iBrunoBalp Mervem"i Sylvie ftjTOonet Sinan*ı ise Oaude M<»- tagne canlandmyor. Fransa'datiyatro eğitimi gören ve 22 yüdan bu yana Fransa'da yaşayan MehmetTepe. Necati Cu- mah'nın Derya Gülü adlı oyunu- nu, bundan 10yıl önceoyuıida rol alması için Pierre Vial'e onerdik- lerini, daha sonra Vial'in oyunu kendismin sahneye koymak iste- diğini belirtiyor. Cumah kalbinden yardtrruş Türktiyatro oyunlannın>aban- cı dülere bire bir çevrilip oynan- masmın zor olduğuna inanan Te- pe, "Sözedayananve çok fazlade- t » vçrenbir metDİmiz\ar. Paran- tez içi açıkliimalar htmen hcmen tüm <i\ unlarda vardır, ancak biz- dekonuşuian metinltrdedahiçok fazla açıklamalar\ar.(>> uncunun, njetnin özünü yorumlama özşür- lüğû kısjtianıyor" diyor.''Der)^ Göfi"nün öncelikle birebir çevi- risini yapanTepe, dahasonratiyat- ro oyuncusu Philippe Demarle ile oyun üzerinde çahşmış: "Bir ba- kunaov'ununozünesadık kalarak Fransızca yeniden yazdık. Çok Y5netmenPiemV^BrunoBalp,ClaudeMontagııe wSyMcPe>TMinrt.(Foto|raf: KADERTUĞLA) ryitarafındandegerlendirmevtça- hşıyor. Bahkçı ise yerii bir fılozof. Necati Cumalı bunlann hepstni keadikalbindenbulupvuratnuşT Kadın, kocaave âşığ» Tûrktiyatrosuyla ilk kezNeca- ti Cumairnın DeryaGülüadlıoyu- nu sayesinde tanışan Balp, o>"u- nun Fransa'dasahnelendiğiiKk bü- yük iîgi gördüğünü söylüyor. Oyununyönetmeni Pierre Vial, oyuna 7-8 yıldır aşina olanSylvie Peyronnet ve Claude Montagne ile 130 kişilik kendi küçük tiyat- rolarımkavuştuklannda açûışoyu- nu olarak Derya Gülü'nü sahne- lemeyekararvermişler. Peyronnet, her okuyuşta aynbirheyecanduy- duklannı dile getiriyor."Karak- uzunbirçabşmasürecigeçirdik.'' TürktiyatrosununFransa'da ta- nmmadıgma de|inen Tepe, bir Tûrk eserinin Fransıx oyuncular tarafından sahnelenmesinin ve Türk izleyicistne gösterilmesinin önemini vurguluyor. MehmetTepe'nin henüzdokto- ra öğrencisi iken çevirdiği, Cabit Atay'm Pusuda adlı oyunu da şu günlerde Fransa'da sahneleniyor. "Pusudaadh oyunuamatörolarak sahnetemiştik ve 10 yıl sonra tek- rar sahnetemeküzereayrıkük. Bu ytf 10. \ihma ve oyrmtekrar sah- nefceniNorf Oyunda Haşim'i canlandıran BrunoBalp, rolüne PierreViaV in önerileriyle hazırlanmış. Balp'in rolüne iyihazırlanmasınınneden- lerinden biri de Türkiye'ye karşı duyduğu sevgi. "Türkiye'deki in- sanlar çok sade ve mudular. Ben- ceönemlioianda bu.Oyunda sar- hoşbir balıkçmcanlandınyonım, ama bu, telsefe yapmamı ettge&e- miyoıf Istanbul'daolmaktandolayıduy- duğu mutluluğu dile getiren Bru- no Balp, "tnsanlan gödeademek, sokaklarda d<ılasmak. canlandır- dağ«nrrılütamamb>«r' r diyor. Balp oyunuşöyleyorumluyor: "Oyun- da yer alan üç karakterin de çok güöl ruhlanvar.Örne^n balıkçv nın kansı kurbanolmakla beraber çokgöçHibirkarakteresahip.Ku- çükkafesindagürelşcvicrkunjyor. Gençâşkischaşatabakışuuoturt- muş sağbkh bir karakter, yaşanu yorsunuz. Neden? 1981 yılmdan beri resme gerektigi zaman, ca- nım istediği zaman yazı yazıyorum. Bu çok tepki almıştı. Kendi resminin kurallarım yalnız ben ko- yuyorum. O anda içimden gelenbir şey. Hangi dil gelmişse onu kullanabiliyorum. Belli bir çagnşım ya da kavram göndermesi yaparak ızleyicide be- lirli düşünceler, ipuçlan veya duygular uyandm- labiliyor. Arahkta Kahire Bicnali'ne katüacak -Gençkuşak sanatçdan nasıl değerfcndiriyorsu- nuz? Türkiye'de bugün 15-20 yaşında olan kuşak hiç olmazsa son 20 yıldır yogun olarak gazetelerden, dergilerden, medyadan sanatı yaşayarak ve alarak büyüyor, kendisi direkt sanat yapmasa bile. Onlar 40 yaşına geldiklerinde bugünkü gibi müzayede- lerde 50yıl rötarlayapılmış izlenimciresimlere 100 binlerce dolar harcayarak parasını yırtıp atan an- nelennin. babalannın, dedelerinin İcuşağı gibi ol- mayacaklar. Çünkü bugüne kadar Türk zengini hep 50-60 yıl rötarla yapılmış izlenimci resimlere dev paralar akıtarak kolay bir estetiğe kaçarak, onun arkasma sığınarak bir zevk oluşturdu. O bir dönemdi, yaşanması lazımdı belki. Ama bugıin arkadan gelen kuşak artık bazı şeylerin değışme- si gerektiğini fazlasıyla anladı ve anlıyor. O kabuk değişimi hızla yaşanıyor. Bugün genç Türk sanatını çok iyi durumda gö- rüyorum. Gerek Batı'nm sanata karşı tekelci tav- nndan, gerekse yurtiçinde sürekli olarak "Kolay anlaşdır, figürdtîf işçi-köylü resimteri vapmak la- zım, yoksa sanat sanat değüdir" gibi tutucu. mu- hafazakâr yaklaşımlardan genç Türk sanatçısı ken- dini anndırmış durumda. Tamamen risk alan, öz- gün, her türlü malzemeyi sanatın bir parçası hali- ne getiren bir yaklaşımla sanat üretiyorlar. Bu da yıllardır tutucu kesimlere karşı verdiğimiz savaş- lann boşa gitmediğini ve önerdiğimiz yolun izlen- diğini gösteriyor. - Sizce sanatçı toplumsa) duyarhuktan ne ölçü- deyansıtabilir? Sanat her şeyden önce özgür olmalıdır, laik, de- mokratikve insan haklanna saygılı bir ortamda üre- tilebilir. Herkesin siyasi sa- nat yapması, yalnız toplum- sal, politik duyarlılığı öne çıkarması lazım gibibir ka- ide kesinlikle koytnuyorum. O zamanbu da sanatı kıstt- lamak olur. lsteyen yalnız soyut sanat. kavramsal sa- nat veya figüratif sanat ile ugraşabilir. Ama yaptıgı sa- nat ya da yazdığı romanda hiçbir siyasi ipucu verme- yen, siyasibilgisi olmayan sanatçılar, yazarlar hatta düşünürlenn bile hayata karşı ve siyasete karşı olan tavırlannda sürekli olarak bu laik, demokratik, insan haklannasaygılı, özgür hu- kuk devleti bilincini koru- yucu bir çaba göstermele- ri lazımdır. Bu eserlerine, yazılanna, romanlanna şi- irlerineyansımayabilir, ama bir demokrasi şehidimızi anma gününde onlan ora- da görmek istiyorum veya- hut da herhangi bir toplu- mumuzdayaşananbir hak- sızlığa ya da başkaldınya katılmalannı bekliyorum. -Savdam Katmaruar'dan sonra sırada ne var? . 9 Aralık'ta tstanbul'da Fenerbahçe Spor Kulü- bü'nün tarihi hakkında bir sergim olacak. Batı'nın te- kelci tavnna bir başkaldın olan "Maymunlann Resim Yapma Hakkı" adlı kita- bım tercüme edildi. 1999 Ocak ayında çıkacak. Bu kitabın Arapça'ya çevrile- rek basım aşamasına geldi- ğini ögrendim. 1998 Ara- lık ayında Kahire Biena- li'ne katılacagım ve bir kon- ferans vereceğim. 68'li yıl- lar araştırmarrun da kitabı çıkacak. Bir roman yazıyo- rum. Çok şaşırtıcı ve pole- miğe açık bir roman oldu- ğunu söyleyebilirim. Ka- famda bundan sonra yapa- cağım bu tip serginin tüm tohumlan atılmış durum- da. Bütün bunlan 500-600 sayfalık büyük bir kitapta toplamayı tasarlıyorum. terkrin nereye ^decekkri, içinde butunduklan durumdan nasıl ç>- kacaklan çö»iieme>en bir glrem. Küçük tiyatromuzun açüışı için güçîü bir dramaturjisi olan \e a/ kişiyVcsahnelenenbiro> uıı isâyor- duk.l)ervuGûlüistediğimi/u>ıın- du." Oyununmerkezindeolan Mer- yem rolüne hazırlanırken büyü- kanneannesini,onunyaşadıgızor- luklan ve erkekler tarafından ka- patılnuşlıgını düşündüğünüve ro- lünüonunla özdeşkştırdiğini söy- lüyor. "Mer>wnlntekbirçıkı^\'aı; o da kocasuuöklürmek.Ancak ko- castnı öldürdüğü takdirde ktndi- sidebttecek;buyiknkn âştğmdan kocasııu ökJürmesiniistiyor. Aşğı bu tekBfı kabul etmevince de ha- yatmms(manadek»irecekbirboş- İuğadüşü>w." TürktiyatrosununFransa'daçok fazla tanmmadığımdeginen Mon- tagne, Nâzun Hikmet Ya&ar Ke- mal ve Nedim Gürsd gibi yazar- lanndışındaTürkyazarlannın da Fransa'da çok fazla tamnmadığı- nı söylüyor. La ÇhehdoineTiyat- rosu'nda geçen ytl Türk kültürü haftası düzenlediklerini anlatan Montagne, bu sayede Türk sine- jnası ve edebiyatt hakkında daha fazla bilgiye sahipolduklanntbe- lirtiyor. MehmetTepe sayesinde Neca- ti Cumalıgtbi bir yazan tanımak- tan duydup mutluluğu dile geti- ren Montagne,evrenseldeğerkr ta- şryanDeryaGülü"nün üç yahuz in- sanınöyküsü olduğunadikkat çe- kiyor. "Haşm,kendinüçkiyever- miş genç ve g&ze! bir kadınla evli vekadının kendisini terketmesio- den korkuyor.BirdosAık,arkadaf- hkara\an Sinanbirkaduuseviv'or. Kadın ise e\1L. Sonuçta da, dün- yaıunhertaranndageçertiotance- nennemiüclüotuşuyor.Kadın, ko- Kültür Bakanlığı'ndan özeltiyatrolara 100 milyar Kültür Servisi- Özel Tiyatrolara Dev- letDestegi Değerlendırme Kurulu'nun 5 Kasım 1998tarihinde Ankara'datoplana- rakkararlaştırdıgı destekler açıklandı. îlk kez buyıl bakanlıktan hangi topluluğa ne kadar destek verildiği, sanatçılar ve top- luluklar arasvnda tartışma çıkmaması ge- rekçesiyle açıklanmadı. 159 tiyatronun başv^urusunun incelen- mesinin ardından 32profesyonel tıyatro- ya 78 milyar, 13 çocuktiyatrosuna 4 mil- yar 100 milyon. 11 amatör tiyatroya 3 milyar 300 milyon. 4 geleneksel tiyatro- ya 600 milyon, 4 tiyatroya da salon ona- nmı ve donamm için 14milyar TL olmak üzere toplam 100 milyar TL devlet des- teği verilmesi karan alındı. Özel Tiyatro- lara Devlet Destegi Değerlendirme Ku- rulu, Kültür Bakanlığı Müşteşan V. Nur- can Tokar (Başkan), Devlet Tiyatrolan GenelMüdürü V. RahmiDilBâLGüzelSa- natlarGenel Müdürü MehmetÖzd. tiyat- ro sanatçısı ve Tiyatro Yapımcılan Der- negi Başkanı Ali Poyrazoğlu. tiyatro eleş- tirtneni ve Milletlerarası Eleşürmenler Birliği üyesi Hayati Asıhuacv. tiyatro sa- natçısı ve Tiyatro Oyunculan Demeğı Başkanı Göksel Kortay 'dan oluşuyor. Profesyonel tiyatrolara aynlan 78 mil- yar, 32 tiyatro arasmda paylaştınldı. Bu tiyatrolar alfabetik olarak şöyle sıralanı- yor. Abdullah Şahin-Nokta Tiyatrosu (Kendimle Hesabım Var). Adana Göste- ri SanaüanTrj^trosu Merkezi(Kocamın Nişanlısı), Ağustos Görsel SAN. ve TİC. LTD ŞTÎ (Kuyu \ e Terzi Makası), Alışık Tıy*troFilnvReklam SAN. veTtC. LTD. (Mihri Müşfik , Ölü Bir Kelebek), Ali PovTazoğhıTiyatrosu (Evlere Şenlik), An- karaEkmTıyatrosu YAY. TÎC. LTD. ŞTİ. (Son Mahkûm Polisler), Ankara Halk OyTinculanTivatrosu TİC. LTD. ŞTt. (Si- zm Memlekette Eşek Yok mu?), Ankara Sanat Evi Trj-atrosu MEG Özel Eğtâm TİC. LTD. ŞTt (Yeni Dünya Düzeni). Ankara Sanat Tiyatrosu GOS. ve ORG. AŞ. (Dullar). Bizim Trvatro Zafer Diper (YitikV Çisenti Sanat Reklamcdık LTÜ. ŞTt. (Dar), Çorum Bölge Tiyatrosu (Be- nim Matrak Ailem), Dostlar F'ümcUikve Tıyatro LTD. ŞTt. (Yahnayak Sokrates), EPS Gösteri Sanatton LTD. ŞTL (Enver Demirkan-Vırgül Tiyatrosu) (Hem Evet Hem Hayır), Gelenbe Tryatro. Sinema, RadyoTVPROG.YAP.REK.SAN.TtC. LTD. ŞTt. (Dokunma Bana), KareTiyat- ro SinemaveTanrtımLTD.ŞTt.(Şen Ma- kas). Kartal Sanat tşlığj Tıyatro lşktme- ciliğjLTD. ŞTt. (Be>azCehennem), Ken- terSinemacıhk>'eTıyatroculukAŞ.(Mar- tı), KocaeliBölgeTiyatrosuSahneSanat- lan Etkintikteri LTD. ŞTt (Ögretmeniz Acıya Sürgün), Oraloğhı Tiyatrosu (La- le Oraloğlu (Fıstık Ağacı), Ortaoyuncu- lar Sanat Gösterileri YAY. AŞ. (Şu An Mutfaktayım) Tİ Gösteri Hizrnetleri ve TtC.LTD.ŞTt(Geç Kalan Oyun), Tıyat- ro Birikim (Deli Dumbul), Tryatro Gün- ba\ (Şok), TıvatrotstanbulSanat Yapım- lanLTD.ŞTL(Lily ve Lily), TıyatroOyu- nevi(Hikâye-iDon Ouıjote).Tn-atroStüd- yosuGösteriTanmmORG.TİC. AŞ. (Dö- "nüm Noktası). TryatroTryatro(Seferi Ra- mazan Beyin Nafile Dünyası), Tuncaj- Özinel Hyatrosu (Aşkın öözüne Göz- lük), Yedi Tepe Tryatro ve Gösteri TİC. LTD.ŞTt(Helıkopter). YeniTryatro LTD. ŞTt (Hangi Partı Kazanacak). Yöntem AŞ. (Dormen Tiyatrosu) (Zafer Madalyası) Destek alacak olan Çocuk Oyunlan şöyle: Ankara Komedi Sahnesi Tanrtım ve Gösteri ve Yayıncüık LTD. ŞTİ. (Sin- capSinsin), AnkaraMasalTiyatrosu (Kü- çük Prens). AnkaraTıyatroSahnesitUçan Şemsıye). Atöhe Tempo Araştırma ve GösteriSanatlanLTD. ŞTt (Dostum As- lan), Bursa Kültür Sanatve Turirm Vak- fı (Androkles ile Aslan), Çan Tiyatrosu (Sevgı Tepesi), Düşler Dünyası Tryatro- su (Pinokyo), Masal Gerçek Tıyatrosu (Afacan Hoş Boş Kaplumbağa) Nüans Tıjatro SanatevtGösteriHizmetleri LTD. ŞTt.(Hazıne Adası), Özgur Tryatro(Bur- nunu Kaybeden Palyaço), Tryatro ABuş (lyilik Ağacı), Twatro Gözlem (Tembel tbiş), TıyatroHajâl Perdesi(Her Şey Sirk için) Amatör Tiyatrolara aynlan destek ise Anadolu Biıiik Oyunculan/Sonay Kıtan- çerTi>atrosu(Atatürk Gelse-Görse), An- kara Deneme Sahnesi(Yerma), BÎLSAK Tıyatro Atöhesi (Eski Meseleler),Bulan- cak Sanat Tıvutrosu (Bir Ceza Avukatı- nın Anılan), Gülüm Pekcan Dans Tiyat- rosu (Oyun), tzmir Kent Trjatrosu (Re- simli OsmanlıTarihi),MaByeTıyatro Der- neğj (Bir Mucizenin Belgeseli), Oluşum Ttyatrosu (Kaçış). RumeB Türk Tryatro Sanatçüan Derneği (Eşek Muhabbeti- Prizren), Tryatro Boğaziçi (Tiyatro Yeni- den), Tıyatro Caniko (Tath Kız/Tepsi) arasmda paylaştmlacak. Geleneksel tiyatrolarçerçevesinde Ge- lenekselGösteriSanatianTopluluğu Mah- mut HazunKısakürek (Karagöz-Hacıvat Kazaya Dikkat). Mehmet Baycan (Kara- gözün Yazıcıhğı Ibiş'in Başına Gelen- ler). R. Şinasi Çetikkol-Bursa Karagöz GölgeOyTjnuTr>atrosu (Kaytk), YeniAn- karaOyunculan(Ttmarhane)destek alır- ken Saİon Yardımı Ankara EkinTiyatro- su YAY. TİC. LTD. ŞTt, Kare Tıyatrosu Sinema ve Tanıtım. LTD. ŞTİ. Yedi Tepe Tıyatro ve Gösteri TİC. LTD. arasmda paylaştınldı. IŞILDAKVEYELPAZ1 ATtLLA BİRKtYE Cyrano Üzerine Fransız şair ve oyun yazan Edmond Rostar (1868-1918), ünlü oyunu Cyrano de Bergerac'ı, o dı nemin büyükoyunculanndan Constant Coquelin'i kendisi için bir oyun yazmasını istemesi üzerine ki leme almış. Büyük övgülerie karşılanan ve geniş kitlelerin b< ğenisini kazanan oyun ilk kez 27 Aralık 1897'de o> nanmış; ve bu tarih Fransıztiyatrosu içinyeni bir de rin başlangıct olmuş. Oyunun kahramanı, uzun ve çirkin burunlu Cyrî node Bergerac, dünyaedebiyatının daen önemli kj rakterlerinden biridir. Rostand, bu karakterini yare tırken -belli ki kendi ruhunun derinliklerinde de iz sC rüp- üç kişiden esinlenmiş. Biri, okul yıllanndakt bir görevli; öteki, yaz tatilin deki bir arkadaşı ve üçüncüsü de, 1619-1655 ytllaı arasmdayasamış, şair ve 'hakkı yenilmiş' yiğit Cyra no de Bergerac'tır. Oyuna iki yüzyıl önce yaşamış bir şairin adının ve rilmesi, 'yiten değeriere' ilişkin çok Önemli bir gön dermedir. Nitekim, son romantiklerden olan Rostand, koşul biçimiyleyazdıgı oyunda aşk, romantizm, yiğitlik, gu rur, özveri, dostluk, dogruluk gibi değerleri işler. Cyrano de Bergerac oyunu, oynandığının hemeı sonrasında lngilizce, Italyanca ve Almancaya çevril miş; Amerika ve Avrupa'nın öteki ülkelerine turneyt çıkmış. HattaIstanbul'a bilegelmiştir. Ancak oyuna izinve- rilmez. Oyunu Türkçeye çeviren Sabri Esat Siyavuş gil, kitabın (Remzi Kitabevi yay. 6. basım, 1974) ön söz'ünde şöyle yazıyor. "Büyük aktörün (Coquelin) Istanbui'a geldiği za- man oynayacağı piyesler arasmda Cyrano da vardı Fakat Abdülhamid'in sansürü, Cyrano'nun koca man hurnundan ve iğneleyicı nüktesinden ürktü ve piyesin oynanmasına müsaade etrnedi." Oyun Türkiye'de, 1945 yılında, ŞehirTıyatrolan ta- rafından sahnelenir. Daha sonra bir iki kez daha sah nelenen oyun, ilk kez tam metin olarak, bu sezon Is- tanbul Devlet Tıyatrolan'nca sahnelenmektedir. Oyununyönetmeni IşılKasapoğkı, tam metin' ola- rak sahnelerken büyük bir yükün altına girmiş. Bu romantikliğin bir başka ifadesidir ki, Kasapoğlu d£ oyunla ilgili kendisiyle yapılan söyleşilerde, hepimi- zin içinde 'varolan' Cyrano'dan söz etmektedir. Cyrano de Bergerac oyununda ana eksen aşktır Bana göre yiğitlik, erdem, dönemin etik değerlerinir yitimiyan eksenlerdir. Cyrano, Roxane'a o denli âşık- tır kı, Roxane'ın Christian'a olan aşkını, kendi bağ- lamında ıçselteştirir. Buiçselleşme, 'sonuna kadardost- luk' tanımıyla dile gelecektir. Cyrano'yu izlemenin keyfı çok başka. Doğrusu. anlatmak öyle kolay degil. Cyrano rolündeki Emin Bülent Yarar, bana göre çok çok iyi oynuyordu. Üç buçuk saatlik bir oyunds 'başro/' oynamak, hem de Cyrano'yu oynamak, ha- ni derler ya, her babayiğidin harcı degil. Zaten böy- lesine bir oyunu sahnelemek, bunu göze almak baş- lı başına bir cesaret örneği. Cyrano'nun o görkemli ve saf aşkını sakiama ce- saretini göstermek gibi bir şey. Cyrano çeşitli biçimlerde yorumlanmtş. Bu karak- ter 'farklı' yorumlara açık. Sanınm karakterin 'biricik- liği' de buradan geliyor. Emin Bülent Yarar bu rolüy- le (haklı olarak)yıl içindeki bütün ödülleritoplarsahiç şaşmam. Âma yıne de benim Cyrano'm, -ne htkmetse- Ge- rard Depardieu'nunkiydi. Bilmem böylesine karşı- laştırmalar yapmak, sanatsal açıdan ne kadar doğ- ru! Öteyandan. Meral Bilginer'in oynadığı Roxaneise, tam da metinden anladığım Roxane'dı. Oylesine yo- rumlamış ki (bu konuda yönetmenın başansının altı- nı çizmeden geçmeyelim) Roxane karakteri bundan daha iyi betimlenemezdi. Roxane için bir şey yazmam, bir şeyler söylemem istense, gidin oyunu görün demekten başka yapa- cak bir şeyim yok... Işıl Kasapoğlu, Siyavuşgil'in çevirisine son derece bağlı kalmtş. Metin, Türkçedeki çeviri başyaprtlann- dan biri olarak gösterilir. Çeviri olağanüstü olmakla birtikte, biraz 'eskimiş olduğuna inanıyorum. Bazı sözcüklerin, deyişterit 'biraz elden geçmesı' gerekiyor. Siyavuşgil, çeviriyi 1942'deyapmış ve bildiğim ka danyteclahascırragözclengeçimTemiş.Kasapoğlu'nu bu konudaki tavn, saygı duyulması gereken birinct lik. öte yandan, günümüzün edebiyat dili, ama ge çek edebiyat dilinden söz ediyorum, metnin tü özelliklerini taşıyacak nitelikte. Nasıl ki, Siyavuşgil çevirisinde, metnin özellikle ni koruyabilmiş; bugünkü edebiyat dili de, hem k şuk özelliğini hem 'eski/Tığini taşıyacak nitelikte. Geçen hafla Cyrano de Bergerac için yazdıklar bir kez daha yineliyorum: Değerienmizi yitirip durduğumuz şu günlerde, tanbul Devlet Tıyatrosu tarafından Taksim 'in ortaı da sahnelenmesi bizim için bir şans değil midir" 'TarthçminMutiağı'ndasanat lar • Kültür Servisi -Türkiye Ekonomik ve Toplumsa Tarih Vakfı, her ayın üçüncü perşembesi düzerüedi 'Tarihçinuı Mutfağı' başlıklı söyleşi dizisine devaı ediyor. Bugün düzenlenecek söyleşinin konugu, ss tarihçisi ve Maltepe Üniversitesi Dekanı Prof. Nuı Atasoy. 12 Şubat 1934'te Tokat'ın Reşadiye ilçesi doğan Atasoy, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakı Güzel Sanatlar ve Tarih Bölümü'nü bitirdi. Yüks< lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Is sanatı konusunda çok sayıda uluslararası kongre, sempozyum, araştırma ve toplantıya katılan Atas İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, KÜSAV ve T Vakfı'nm kurucu üyeliğini yaptı. ORver Stone Yunartslan 1 »kam§ • Kültür ServM -Hollywood'un ünlü yönetmenlerinden Oliver Stone'un. Yunan hükümdarlanndan Büyük Aleksander'in yaşam çekeceği fılmde savaşçt kralı alkolik bir biseksı olarak yansıtaca|ı söylentileri Yunanistan'ı kaı Yunan Kültür Bakanı Evangelos Venizelos, Stc arayarak Yunanistan'ın tarihi miraslanna saygı duymasmı isterken Yunan milliyetçileri hüküı duruma müdahale etmesini istediler. tki yıl ön ile görüşerek film için her türlü destegi verme olduklannı, ancak Yunan tarihinın nasıl yansn konusunda da titiz olduklannı söyleyen Veniz yaptıgı açıklamada Hollywood'a sansür uygulayamayacaklannı söyledi. Venizelos ay milliyetçileri uyararak yapacaklan taşkınlıklî popülaritesini arttırmaktan başka bir işe yaramayacağmı vurguladı. Oliver Stone. Joh ve Vıetnam Savaşı'yla ilgili fılmleriyle de p< tartışmaya neden ounuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle