23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönelmenı: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 9 Yazu^len Mudürü: İbrahim Yıldız 0 Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara • Görsei Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldınm 9 Ekonomi. Özlem Y üzak 9 Kültür: Handan Şenköken 9 Spor: \bdülkadir Yücelman 9 Makaleler. Sami Karaörcn 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge. Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, İbrahim Yıldız, Orhan Burnlı, Mustafa Balba>, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hal), Faks-4195O270LzmırTemsdcısı:SerdarKızık, H.ZiyaBlv 1352 S.2/3Tel.4411220, Faks 4419117 0AdanaTemsilcisi:ÇetinYiğenoglu, tnönüCd. 119 S. No:l Kafl.Tel-363 12 11. Faks: 363 12 15 Muessese Müduru Üstün \kmen # Koordınalör Ahmet Korulsan 0 Muha* sebe Butent Yener • İdare Hüseyin Gürcr • Uletmc Öndcr Çdik • Dılgı Isletn Nail lnal • Bılgısavar Sıstem Mfirûvet Çüer#Saöş FazietKuzı MEDYA C: • Yoneum Kurul Başkan! - Gene! Müdûr Gülbi Erduran • Koordınator Reh Işıtman # Genel MudurYanümcıs SevdaÇobao Tel- 5!4 07 53 513 95 80- 51384«Mi1, Faks-51384( Ya\ımlii\an \e Basan: Yem Gun Haber Ajansı, Basr \e Yayıncıllk A Ş TurVvaİiCad 3* 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212) 513 85 95 18KASIM1998 Imsak:5.17 Güneş: 6.48 Öğle: 11.56 Ikindi: 14.28 Akşam: 17.51 Yatsı: 18.16 www.cumhuriyet.com.t Kadın ve erkeği ayırdılar • Haber Merkezi- Yıllardır aynı çizgide yürüyen Mustang kadını ve erkeği "98 Sonbahar- Kış Sezonu'nda aynldı. Kadın koleksıyonunda vücuda yapı^an boru paçalı ve râhat bol paçalı modellere yer venldi. Koleksiyonda. baskılı svveat-shirtler ve yumuşak kadife taklidi iistler dikkat çektı. Muna elması satıldı • CENEVRE(AA)- Isviçre'nın Cenevre kentindeki Christie's Mûzayede E\i'nde 'Muna elması' olarak bilinen san elmas, 4.4 milyon tsviçre Frangı'na (3.2 milyon dolar) satıldı. Christie's International Başkanı Francois Curiel, Suudi ışadamı Nasır El-Raşid"in eski eşi Lübnanlı Muna El-Eyüb'eaıt 112.53 kıratlık elmasın, adının açıklanmasını istemeyen Ortadoğu kökenli bir koleksiyoncu tarafından satın alındıgını söyledi. Güney Afrika'da muhtemelen 10-15 yıl önce çıkanlan elmas, 2 milyon tsviçre Frangfndan (1.5 milyon dolar) satışa sunulmus.ru. Karadeniz Eylem Planı • 7X)NGLLDAK . (Cumhuriyet) - Karadeniz'in rehabilitasyonu ve korunmasını içeren 'Karadeniz Eylem Planı' bugün Zonguldak Emirgan Oteli salonunda tartışmaya açılacak. Toplantıya Sinop, Kastamonu, Sakarya, Bolu, Zonguldak ve Kocaelı ıllennin valileri, belediye başkanlan, çevre müdürleri ile çevreci kurul uşlar katılacak. Bodpuma su müjdesi • ANKARA(AA)- Turizm sezonunda geçici nüfuslan orta büyüklükteki kent merkezlerine yaklaşan Bodrum ve Bodrum yanmadasında bulunan turizm beldelerinin su sorununa kalıcı çözüm sağlamaya dönük çalışmalar son aşamaya getirildi. Bodrum ve civannın su temini projesine yönelik ihale 20 Kasım'da yapılacak. Proje kapsamında Akköprü ve Alacık barajlanndan sağlanacak su. Dereköy tesislerinde antıldıktan sonra yerleşim birimlerine ulaştınlacak. 90 eşli Hintlinin hedefMOO • YENİDELHİ(AFP)- Tam 90 kez evlenen 74 yaşındaki Hintli Udayanath Rakhin Ray, ölmeden önce yüzüncü evliliğini yaparak dünya rekoru kırmak istiyor. Orissa eyaletinde yaşayan Ray, gençken tekeşliliğe inandığını, ancak ilk evlili|inın boşanmayla sonuçlanması ve kızının eşinin ailesi tarafından elinden alınması yüzünden Fıkrinin değiştiğini söyledi. Bu duruma çok öfkelenen Ray, intikam almak amacıyla art arta evlilikler yapmaya başladığını söyledi. Ray'ın kızı Mitarani de babasını desteklediğini belırterek "Eskiden krallann da birden fazla kansı vardı" dedi. A "|3 "Tk 9 J ~. Bergama'da mahkeme karannın uygulanması ı \ D M J fj.fl5 beklenirkenMontana'daaltınmadenlerikapatılıyor siyanürle altın yasaldanclıtstanbul Haber Servin- ABD'nin Morttana eyaletin- de çevreyi kirleten altın madenlerinin kapatıldığı, Co- lorado \e Güney Dakota eyaletlennde de çevre kirlilı- ği yaratan bu tür madenlere kısıtlamalar getirildiği be- lirtildi. Almanya'da iktidara ortak olan Yeşiller Partisi ve Birleşmış Milletler'e daruşmanlık yapan çevre koru- ma kuruluşu FİAN yöneticisi Dr. Stefan Cramer. ka- patma karannın, Bergama'da mücadele eden halkı güç- lendireceğinı kaydetti. Nevv York Times gazetesinde geçen hafta yayımla- nan bir habere göre, siyanürlü altın madeni yatınmcı- larına karşı oluşan yaygın tepkiler nedeniyle, Monta- na'da altın madenleri kapatılırken kirletilmiş alanlann temizlenmesi için New Jersey'de 1 milyardolarhk(300 • Montana'daki kirletilmiş alanlann temizlenmesi için 1 milyar dolarlık kaynak aynldı. Seçimlerde çevre konıma yönünde aktif davranacağı sözünü veren adaylann dörtte üçünün kazanması, Washington'a mesaj olarak kabul edildi. trilyon lira) kaynak aynldı. Haberde, son kongre seçim- lerinde; çevre koruma yönünde aktif davranacağı sö- zünü veren adaylann dörtte üçünün seçim kazanması, VVashington'a seçmenlerin verdiği mesaj olarak kabul edildi. Seçmenlerin verdiği bu mesajı yüksek sesle di- le getirenlerden biri de ABD Başkan Yardımcısı AlGo- re. Bergama Belediye Başkaru SefaTaşkm da yapnğı açık- lamada, siyanürlü altın madencilığinin çevreye ve in- san sağlığına verdiği zararlar nedeniyle artık dünyada terk edilen bir teknoloji olduğunu söyledi. Son yıllar- da gittikleri her yerden kovalanmaya başlanan siyanür- cü şirketlerin, başta Bergama olmak üzere, tüm Türki- ye'ye "zehirii çeldrgeler'' gibi üşüştüklerini ifade eden Taşkın. şöyle devam etti: u Bergama, her türlü zorlamaya karşın siyanünüle- re karşı direndi. hâlâ direniyor. Son olarak Amerikan seçmeni çevreyi mahveden bu şirketlere kuvvetli bir to- kat aftı. Zehircilerin kiriettiği Montana'da siyanürlü altın madenciliği yasaklandı. Türidye'yi küçük Ameri- ka yapmaya çalışanlar, Bergama'da siyanürlü altın ma- denciliği yapılamayacağını yüksek sesle söytemelidir." e-posta : tan Cg prizma. net. tr MIR'de göktaşı korkusu MOSKOVA(AFP)-Dün- ya'nın. Tuttle Tapınağı kuy- rukluyıldızının yakınından geçişi sırasında gerçekleşen ve her 32 yılda bir tekrarla- nan göktaşı yağmuru başla- dı. Göktaşı yağmurunun en ıyi gözlenebileceği yerler- den Rusya'nın doğusundaki Vladivostok'ta halk önceki sabah erken saatlerden baş- layarak bu olağanüstü olayı izlediler. Rusya'ya ait Mir uzay istasyonunun müret- tebatmın göktaşı çarpması durumunda istasyonu terk edeceği bildirildi. ITAR-TASS haber ajan- sı. Mir'deki çahşmalannı sür- düren kozmonotlar Genna- di Padalka ve Sergey Avde- yev'in Mır'e kenetli Soyuz uzay aracına geçerek gökta- şı çarpması durumunda dün- yaya döneceklerini bıldirdi. Ayakkabı kullanımına dikkat Ayakburkulmaları kmğayolaçabiUyoı tstanbul Haber Servisi - Ortopedi uzmanı Dr. Önder Kıbçoğlu, her gün 10 bin ki- şiden bırinin ayak büeğmin burkulduğunu söyledi. Kılı- çoğlu, "Tüm ayak bifcği bur- kulmalannın yüzde 10-15'i ise kronik birproMeme neden oiabiliyor" dedi. Amerikan Hastanesi'nin Tıbbi Konferanslar Dizisi kapsammda dün "Akut Ayak Bileği Yaralanmalannda Ta- nı ve Tedavi" konulu bir top- lantı düzenlendi. Dr. Önder Kılıçoğlu, ayak bileği yaralan- malannın tüm spor yaralan- malannın yüzde I5"inioluş- turduğunu söyledi. Burkul- malann ileri dönemde "den- ge bozukluğu, sık burkulm; ve kuıklara" neden olabıle ceğmı belırten Kılıçoğlu, eı önemli burkulma nedenlerin den olan ayakkabılar konu sunda ise şu uyanlarda bulun du: -Sağlıklıbira\akkabıill aündığı gün avağa oturmaiı Çünkü a>akkabı genişleme2 Parmaklar a\ akkabı içindı rahatermeli. A\akkabının ge niştiği hiçbir anıan parmak lann se>iyesinden dar olma nıah. Teri geçirebilmelL Taba m, çok sert >a da çok yumu şak olmamalı." Kılıçoğlu. burkulmalarda ( ay sonra hâlâ sorun varsa cer rahı müdahale gerekebildiğin de ekledi. IdilBiret'ten 75. yıl konseri Türk Musevi Cemaati, 26 Ekim 1998 günü Neve Şalom Sina- gogu'nda düzenlediği dini ayinle başlarbğı Cumhuriyetin 75. yıl- dönümü kutlama etkinliklerini önceki gece Atatürk Kültür MerkezTnde düzenlenen Idil Biret konseri ile sürdürdü. Önce uluslararası üne sahip fotoğraf sanatçısı Izzet Keribar'ın "Tür- kiye Fotoğraflan" konulu fotoğraf sergisini gezen davetliler, ar- dından Idil Biret'in unutulmaz konserini izlediler. Musevi Ce- maati'nce düzenlenen 75. yıl kutlamaJan kapsamında, cema- ati temsilen bir heyet 22 Ekim'de Anıtkabir'i ziyaret etmiş, Cumhuriyete Uişkin duygulannı Cumhurbaşkanı Süleyman I>emirel, TB3VEV1 Baskanı Hikmet Çetin ve Başbakan Mesut Yü- maz'a iletmişlerdi. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) Antalya'daki yanşlarda gazeteciler yeni arazi aracını tanıdılar Köprülü KanyonMa off-road ALPERTURGUT Hyundai. yeni arazi aracı Gallo- per'ı 13-15 Kasım tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen off-road tur- lan ve deneme sürüşleriyle tanıttı. 1999 model 4x4 arazi aracı Gallo- per'ın tanıhmı (Korece dört nala kalk- mış at), Antalya'daki Roma dönemi- ne ait Beş Konaklar'da gerçekleştiril- di. Gazeteciler, bölgede bulunan Köp- rülü Kanyon Milli Parkı'nda 4X4 Galloper'larla off-road turu yaptı. Sa- ğanak yağış altında 2200 yıllık tari- hi köprü üzerinden ve kanyondan ge- çiş sırasında beyacanlı anlar yaşan- dı. Off-road turuna ambulans ve Hyundai servis araçlan da katıldı. Gazeteciler daha sonra Köprü Ir- mağı üzennde rafting yaptı. Doğa sporlan arasında >ıldızı gittikçe par- layan rafting için Köprü Irmağı'na 1998 yılında yüzde 9O'ı turistolan 500 bin kişinin geldiği belirtildi. Rafting yapılan 12kilometrelikparkurboyun- ca gazeteciler "azgm" sularla boğus- tu. Rafting yapmaktan çekinen bir grup basın mensubu da arazi bisik- Ietleriyle tarihi bölgede dolaşarak yorgunluk attı. Basın mensuplan ertesi gün Antal- ya-Isparta otoyolunda yaptıklan de- neme sürüşüyle (test dnve) Gallo- per'ı tanıma olanağı buldu. Antalya Belek'teki Sirene City'de Hyundai, Galloper'ı .\ntalya'da off-road rurlan ve deneme sürüşleriyle tanıttı. yapılan toplantıda basın mensuplan- na tanıştınlan Galloper'ın 2.5 TCI3 kapı, 2.5 TCI 5 kapı, 3.0 V6 5 kapı ve 3.0 V6 otomatik 5 kapı olmak üze- re 4 ayn modeli bulunuyor ve 9.6 milyar ve 12 milyar arasında değişen fiyatlanyla arazi araçlannın en ucu- zu olarak gösteriliyor. Hyundai As- san Genel Müdürü Işık Dikmen, yıl sonuna kadar 150 adet, önümüzdeki yıl ise 1000 adet Galloper satmayı planladıklannı söyledi. Türkiye'ye 1990 yılında giren Gü- ney Koreli otomobil firması Hyun- dai, bugün ülkemizdeki otomobil pa- zannın yüzde 7'sine sahip. Hyun- dai'nin Türkiye distribütörü olan AS- SAN, Türk sürücülerine Accent, Atos, FX Coupe, Elantra, Sonata ve Starex'ten sonra ilk arazi ara- cı olan Galloper'ı tanıştınyor. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Baskanı Ali Kibar, 25 Eylül 1995'te yıllık 120 bin otomobil ve hafif ticari araç kapasiteli fabrikanın te- melini attıklannı belirterek, *tzmit'e6 km uzakhktaki AB Kâhya Beldesi'nde 1 milyon metrekarelik arazi üzerine kurulan fabrikada ilk etap- ta yıllık 60 bin adet araç üre- timi gerçekleştirilecektir. HyundaiAssan'da çahşan Id- şi sayısı 850'dir ve bu sayı ka- pasite arnşına parelel olarak 1600'eçıkacaknr'' dedi. Ki- bar, başlangıçta yüzde 35 olan yerlilik orarunın üreti- mi izleyen yıllarda yûzde 70 düzeyine ulaşacağını sözle- rine ekledi. T ü r k i y e ' d e h e r 1 0 0 b i n k a d ı n d a n 1 4 0 0 ü ö l ü y o r 'Kadın sağlığı gelişmenin önkoşulu' SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Asıl Korktukları Bu mu? Istanbul Haber Servisi - Devlet Ba- kanı Işılay Saygm, kadın sağlığının top- lumsal gelişmenin önkoşulu olduğunu belirterek gelecek nesillerin sağlıklı olmasmın anne ve çocuk sağlığına ge- reken önemin verilmesıne bağlı oldu- ğunu söyledi. Ankara Üniv ersıtesi Ka- dın Hastalıklan ve Doğum Anabılim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Şatoroğlu da Türkiye'de anne ölüm ora- nının yüksekliğine dikkati çekerek "Her 100 bin kadından 1400'ü ölüyor" dedi. Kadının Statüsü ve Sorunları Ge- nel Müdürlüğü ile Bakırköy Belediye Başkanlığı'nca düzenlenen "Yaşam Boyu Kadın Sağlığı'' konulu konfe- rans, dün Yunus Emre Kültür Merke- zi'nde yapıldı. Devlet Bakanı Saygın. Türkiye'nin 8 yıllık temel eğitime geç- me, 2000 yılına kadar okuma-yazma bilmeyen tek kadının kalmaması ve anne-çocuk ölüm oranlannın yan ya- nya düşürülmesi konusunda taahhüt- te bulunduğunu anımsattı. Anne ve çocuk ölümleri konusun- da Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalış- malar sürdürdüklerini anlatan Saygın, bu çalışmalar doğrultusunda hedefle- rini yakaladıklarını. aynca özellıkle Dogu ve Güneydoğu'da mağdur ka- dınlara sahip çıkmak için çeşitli kon- feranslar düzenlediklerini söyledi. Kadınların, gebelık ve doğum son- rası hastalıklar konusunda bilınçlenme- sinin anne ve bebek hastalıklarını ön- leyeceğini belirten Saygın, "Kadınla- nn sağhk sorunlannın temelinde bü- yükötçüdedüşüksosyalstatü, kendi sağ- lığını korumada engel olan ekonomik, sosyal ve hukuki güçsüzlükler y atmak- tadır" dedi. Doç. Dr. Hakan Şatıroğlu. Türki- ye'de her 100 bin kadından 1400'ünün öldüğünü söyledi. Kadın hastalıklan ve doğum uzmanı Prof. Dr. Ender Dölen ise sigara kullanım oranının son 30 yılda kadınlarda çok arttığını belirte- rek "Akciğer kanseri önümüzdeki dö- nemde kadınlarda daha fazla görüle- cek" dıye konuştu. Prof. Dr. Dölen, kadınlann munta- zam olarak her yıl kadın doğum uzmanı tarafından kontrolden geçmelen gerek- tiğinı, bunun rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisinde çok önemli olduğunu vurguladı. s* 0 ' Tüfekler' ondan, 'Tıbbıyeli' Hikmet diye sözederdi; 'gizli'JKP'nm, •Gençlik Teşkilâtı'ra 'yönetirmiş! Bizim nesil, Dr. Hikmet (Kıvılcımlı) ola- rak tanıdı; hem de, öteki iki dava arkadaşını yerin di- bine batırdığı, tartışma broşürleriyle: 'Marksizm Kal- pazan/an'nın 1 numaralısı, Nâzım Hikmet'ti, 2 nu- maralısı, Kerim Sâdi! O yaşımdaki (16) hayret ve derışetimi unutamam: hepi topu bir avuç aydın, bir- birini kıyasıya karalıyor: yanm yüzyıl sonra, üçünün akıbetini düşününüz: ikisi diyar-ı gurbette, birisi 'in- zivada', üç talihsiz ölüm! Tartışmalarının 'beyhûdeli- ği', hayret ve dehşetinizi arttıracaktır. '68 Kuşağı', 12 Mart'la 12 Eylül arasında, çok benzertartışma ve suçlamalarla, harf harf, amipler gi- bi bölünürken; Abidin Nesimi'nin söylediğı, -sonra da sanınm yazdığı- o sözü hatırtardım: "-30'lu yılla- nn ortalanna doğru, hepsi 'hakikisiyim' diyen, beş TKP vardı!" FKF'den Dev/Yol'a, oradan bil- mem kaç fraksiyona dağılan '68 Kuşağı', birbirine atıp tutarken; aynı idrak kısalığı ve rü'yet bozukluğuna, düş- müşrü sanınm; olay, her iki dönemde de, 'Işçi Mu- halefeti'nin, 'işçisiz' oluşturulmak istenmesinden kaynaklanıyordu: işçi sınıfının sahip çıkmadığı 'sosyalist Sol', her ülkede 'küçük dükkâncılığa' yozlaşmıştr: tek tek, ağaçlarla uğraşırken orma- nı gözden kaybediyor. Dağdağalı yıllarda, kan ve can pahasına gerçek- leştirilen 'eylemlerin' 'sosyalizmi' değil, 12 Eylül'ü getireceğini, -12 Mart deneyine rağmen- kesinlikle göremiyorlardı; nasıl ki Özal 'özetleştirmeciliği'yie, 'küreselleşmeciliğine', daha da acısı; sağdan, Çatlı, Çakıcı üzerinden 'çeteleşme'ye; soldan, Kaypakkaya, Öcalan üzerinden PKK'ye, müncer olduğunu, hâiâ göremiyoriar; besbelli toplumsa- ta ve ekonomiye, Malraux'nun 'cosmique' dedi- ği, 'yukardan ve kapsamlı bakabilmek' meleke- leri yok! Bunu da nereden mi çıkardım? Önce öfkelerinden, sonra irdelemelerinde hep aynı yanlışa düşmelerin- den! TeferTüata dağılmak'... ( O irikim'in 'yerlilik' (aslında 'ulusallık') sayısı he- D nüz çıkmıştı, birtelefon: lâik anti/emperya!ist (tam bağımsız) ve demokrat birTürkçü (evet, Türkçü), ba- na sataşıldığını haber veriyor; oldum olası, sözlerim, bazılannı rahatsız etmişt'r; fakat dergiyi alıp kanştı- nnca, rahatsızlığın benden değil, başka, çok daha önemli bir sebepten kaynaklandığını fark ediyorum: Sosyalizm, Moskova'nın 'ipoteğinden' kurtulun- ca, Türkiye'de sorunun, bir Avrasya sorunu olarak 'va'zedilmesi' canlannı sıkmış; hele işin içine Molla Nur Vahidof, Sultan Galiyef, 'Mazlum Milletler' kavramlan girdi mi; bir de Gâzi'nin Müdafaa-i Hu- kuk Doktrini ile, bunlann paralelliklerine ve ortak noktalanna parmak bastınız mı, büsbütün kafalan kanşıyor: anti/emperyalist, lâik ve demokratik Türk- çüler'le, Solcu Kemalistler'in ve 'Mazlum Millet- ler Sosyalistliği'nin bir araya gelmesi, ne demek? Sos- yalizm'i '3. yol' yardakçılığına yozlaştırmak isteyen, 'küreselleşmiş' seçkinlerin de; onu, 'Işçi Muhale- feti' olmaktan çıkarmayı tasarlayan, 'solcu liberal- ler'in de çanına ot! Galiyef bahsıne, Gün Zileli el atmış, upuzun birya- zı: Turan'da (Avrasya'nın Türkçesi budur) Ruslarla Türklerin ilişkilerine, tek tek dokunuyor; Türk kavim- lerini, içten bölen uyuşmazlıklann, adeta listesini çı- karmış; Gaspirinskiy'in, Çar'atebessümünden baş- layıp; Galiyef'in hangi dönemde, meselâ kiminle (Va- lidof'la mı?) nasıl 'takıştığına' kadar, ne öğrenebildiy- se sıralamış: sonuç, Galiyef 'matlûba muvafık' bir li- der, Galiyefçilik bırieştirıci bir tutum olamaz! Bir başkası, Serpil Güvenç, -68'liler Birliği Vak- fı adına- daha önce bir cevap göndermişti; tuhaftır, aynı yöntemi, aynı tarzda kullanıyor: 68'liler vaktiyle TıP'eyazılmayı denemişlerde. reddedilmişler, kaba- hat TlP'inmiş; ya da 'Ulkücüler'ın hiçbirini, hiçbir şekilde ciddiye alamazmışız, çünkü kırdıklan ceviz bi- ni aşmış, filanfestekız! Bilmiyorum, belki genişbirza- manımda, tek tek sıralamaktan hoşlandıklan teferrü- ata, tek tek cevap verebılirim; ama genelde saptadı- ğım şey. benı son derece rahatsız ettı: üzerinden yıl- lar gecmesine rağmen, kimlertarafından ne mak- satla tahrik edildiği gün gibi âşikâr olan 'soğuk savaş' düşmanlıklanndan sıynlamıyoriar sonuç aynı yere vanyor Galiyef i de 68 Kuşağı'nın eleş- tirisini de, aynı 'Küçük Dükkâncılık' penceresin- den bakarak değeriendirmişleri Malraux'nun dediğı gibi, oysa 'cosmique' baka- bilseler. sonuç hiç de aynı olmayacaktı! Sentez'in ba$arısı süreci" doğrular Siz Gün Zileii'nin o 7egen örtüsü' yöntemiyle, me- selâ Anadolu Ihtilâl ve inkılâbı'nayaklaşırsanız, göreceğiniz nedir? Samsun'da, Havza'dan başlayıp Ankara'da TBMM'de sonuçlanan bir 'ulusal demokratik dev- rim' sürecinin, 'cumhuıiyet'\e (sentez) taçlanmasını mı; yoksa birbirinden habersiz -hatta karşıt- yöresel ve yerel kongrelerin, Cemiyet içi ve Meclis içi mu- halefetlerin, hiziplerin ve silahlı çetelerin çatışmalan- nı mı? Elbette, ikincileri! Evet, bunlann hepsi yaşan- mıştır, teferrüatı anlatmak da ilginç olabilir, ama diyalektiğin icabıdır bütün bunlar, aslolan ne tez'dir, ne de anti/tez, sentez'in ta kendisidir ki, o da 75. yılını idrâk ettiğimiz Cumhuriyet'in ilânı- dır. Tam bağımsız, lâik ve demokratik cumhuri- yet' Tarihin akışı, Mustafa Kemal'in devrimci ta- sanmını doğrulamış mıdır doğrulamamış mıdır, önemli olan bu, gerisi hikâye! Öyleyse, Gasptralı Ismail Bey'in (Gaspirinskiy) Çar'a 'mütebessim' başlamışlığını, Galiyefin 'yanıl- mışlığı'nı, ya da Rusya Turklerinin arasındaki uyuş- mazlıklan didiklemek mi, -diyalektik açıdan- geçerli- dir; yoksa Gaspirinskiy'le başlayan anti/Rus yani anti/emperyalist 'Türkçülük' sürecinin; Çar hi- mayesindetasarladığı 'işte, kültürde ve dilde' bir- lik idealinin; sonradan, Vahidof ve Galiyef le 'ba- ğımsız' Mazlum Milletler Enternasyonalı'na ulaş- mış; SSCB'nin dağılışından sonra ise 'bağımsız' Türk Orta Asya Cumhuriyetleri -ve diğer Türk toplumlan- ile Türkiye Cumhuriyeti arasında fi- ilen' gerçekleşmiş olması mı? Tarihin akışı, Gas- pıralı ismail Bey'in tasanmını doğrulamış mıdır, doğrulamamış mıdır, önemli olan bu, geçmişte- ki takışmalar, ya da uyuşmazlıklar değil! Buradan bakıldı mı; coğrafya serbest, ekono- mik ve toplumsal koşullar elverişli, olursa; Türk halklan arasında, Galiyevist/Kemalist bir siyaset sentezinin mümkün olduğu açıkça görülür. Yoksa asıl korktukları bu mudur? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http7/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle