Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 »CASIM 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Profesör Vittorio Sermonti, İlahi Komedya'nın halkın dili ve sesiyle yazıldığını belirtiyor
'Dante her bireyin ç• Aşçılar, işçiler, kuaförler,
•imnastik hocalan 700
aldır kendilerine göre bir
nüzik eşliğinde Ilahi
Comedya'nın dizelerini
nınldanıyorlar. Belki
'anlış söylüyorlar, belki
:ksik. Belki de pek bir şey
ınlamıyorlar, ama o dizeleri
nınldanırken kendilerini
daha büyük' hissediyorlar.
TCİR ALPTEKtN
Dante uzmanı Italyan profesör Vlt-
orio Sermonti, Italyan Başkonsolos-
uğu'nun katkılanyla TÜYAP Kitap
uan'na konuk oidu. Dante Alighı-
ri'nin. Cehennem, Araf veCennet'ten
;eçtiği düşsel yolculuğu anlattığı, ltal-
an dilinin ilk ve en uzun soluklu şiiri
lahi Komedya. (Divina Commedia)
:tsa bir süre önce Rekin Teksoy'un
nanzum biçimdeki veeksiksiz ilk çe-
irisiyle Oğlak Yayınlan'ndan çıkmış-
ı.
Bugün Jtalya'da ve dünyada önemlı
lir Dante uzmanı olarak değerlendiri-
en Sermonti'nin Dante'ye ve şjire olan
Igisi küçük yaşlarda başlamış. Daha 10
'aşındayken. kendinden dört yaş büyük
Irizlerine babası tarafından oİcunan tla-
li Komedya dizelerinde, şıırin müziği-
li hissetmiş. Anlayamadığı. aradan
uçup giden' çok sözcük varmış tabii.
mcak bu sözcüklerin gündelık anlam-
annın ötesinde taşıdıklan enerjiyı de
ezmiş: "O günieri çok iyi arumsıyo-
Tim. Evde okunan şiirlen müzik, baba-
nın içtigi Tiirk sigaralarının kokusu ve
avaştan kaynakianan açlık... Şiirin,
nınlann hepsini içerdiğine inandım."
Kendi deyışıyle 'uzun yaşamı' boyun-
•a öğretmenlik yapan. çeviriyle uğra-
an, tiyatroyla ilgilenen ve çeşitli kitap-
aryazan Sermonti'nin Dante üzerin-
le uzmanlaşması 15 yı! öncesine uza-
uyor. Sermonti. eşınin de desteğıyle lla-
ıi Komedya'nın açıklamalı ve eksik-
.iz ilk okumasını gerçekleştirmiş Ital-
'an Radyosu'nda. Toplam 100 can-
o'luk yapıtın okuması, 100 programa
>ölünmüş. Sermonti. 'ortaJama kültür
lüzeyinesahip' her ltalyanın anlayabi-
eccğine inandığı açıkJamalaria des-
eklemiş okumasını.
Pante'nin gizemli popülerüği
Sermonti, liahi Komedya'nın. Italyan
•debiyatında temel taşlardan birini oluş-
urmasının yanı sıra dünya edebiyatı
çin de büyük önem taşıdığını söylüyor:
1300'Ierdeyazılan İlahi Komedya'nın
leğeri 1800'lerin ortalanna dek anla-
ılamamışsa da. yapıt daha sonra bir-
•ok dile çevrilmiş, tiim dünvada okun-
nuştur. Bugün dünvada iki büyük şa-
r vardır, Shakespeare ve Dante... Bu-
>ün Dante ü/erine dünyada ttahanca-
lan çok İngilizce yazümaktadır. Size
HThaber daha, İlahi Komedva'nuı, ken-
Sernıonti, Dante ü/erine dünyada İtalyancadan çok İngilizce yazıldığını söylüyor. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
di dilinden, man/unı veeksiksizilk Çin-
ce çevirisi %ıi sonuna kadar yayımlanı-
yor."
Sermontı'mn üzerinde durdugu bir dı-
ğer konu da, Dante'nin 'gizemli popü-
lerliği'. Sermonti, İlahi Komedya'nın ya-
zılışının üzerinden tam 7yüzyıl geçme-
sine karşın her yaştan ve her kesimden
insanlann yapıta olan ilgilerinin tüken-
mediğini anımsatıyor: "Aşçılar, işçiler,
kuaförler, cimnasrik hocalan 700 yıl-
dır kendilerine göre bir müzik eşliğin-
de İlahi Komedya'nın dizelerini mınl-
danıyortar. Belki vanlış söylüyorlar, bel-
ki eksik sövlüyoriar, belki de söyledik-
lerinden pek bir şey anJamıyorlar, ama
o dizeleri mınldanırken kendilerini da-
ha 'büyük' hissediyorlar. Önceki gün İs-
tanbul İtahan Lisesi'nde Dante ve İla-
hi Komedya üzerine bir konuşma yap-
tım. Salonu dolduran öğrencilerin ba-
na yönelttiği sorular öv lesine bir ilgi,
merak. dikkat ve anlama isteğini van-
sınyonardı ki, gerçekten şaşırdım ve et-
'Sanattan hayatbulmaya
çırpınan'MihriMüşfik
Kültür Servisi - Belleklerden yitip giden bir hayatın, çılgın.
sıradışı ve trajik bir yaşamın öyküsü sahnede... Selim İleri,
profesyonel anlamda ilk Türk Müslüman kadın
ressamımız; aşklanyla. fırtınalı yaşamıyla ve öncü sanatçı
kimliğıyle Mihri Müşfik'e olan gönül borcunu. yazdığı ve
«yönettiği "Mihri Müşfik: Ölü Bir Kelebek' adlı oyunla
+mimo&iimiiri Ahşık Tiv0trgsu£nut».safeneted>ğt oyunda,
Çolpan İlhan. Doğu-Batı kültürlerinin kesişme noktasında
büyük ıç sürgünler >aşayan, erkeklerin dünyasında ve
erkek egemenlığındekı bir ortamda var olmaya çalışan.
acılar. sevinçler. düş kırıklıklan. iniş çıkışlarla dolu
yaşamıyla çağının çok ılerisinde. farklı ve çarpıcı Mihri
Müşfık'ı canlandınyor. Öteki rolleri Nurseli İdiz. A>1aç
Ozruna \e Ayiin Uzunlar paylaşıyorlar.
'Köhnemiş imparatorlukta nefes almaya çalışan', uzun süre
yurtdışında da yaşayarak hep mücadelesini sürdüren,
'sanattan hayat bulmaya' çırpınan Mihri Müşfik'in
yapayalnız trajik yaşamını sahneye taşıyan Selim İleri
oyun için. "günümüzün korkunç bayağıuğuıa heyecan ve
keder dolu bir itiraz" dıyor. "Mihri Müşfik: Ölü Bir
Kelebek" Küçük Sahne Sadri Alışık Tıyatrosu'nda
perşembe ve cuma 21.00'de. cumartesi 15.30-21.00'de,
pazar 15.30'da sahneleniyor. (Fotoğraf: UGUR DEMİR)
kilendinı."
Söz, İstanbul'a gelirken taşıdığı 'fark-
lı bir külrürie karşüaşmak' kaygısının
Italyan Lisesi öğrencılerinin ilgisı kar-
şısında nasıl dağıldığına gelmce. bu
kentın geçmişinde yatan külrürie Dan-
te arasında var olduğuna her zaman
inandığı bir bağa değiniyor Sermonti:
"İstanbul'da bulunan Kariye Müze-
si'nin mozaikierinin yapılışı 1320 ve
1321 yıllan arasına rastlıyor. Dante de
İlahi Komedva'yı bu dönem içinde ta-
mamlamışh.Güneşışığının Karive.Mü-
zesi mozaikleri üzerindeki dağüışı, Dan-
te'nin Cennet'i tasvirini andınyor. Dan-
te Ue bu kent arasında çok gizemli bir
bağın olduğunu düşünüvorum. Bence
Dante ile benim aramdaki mesafe, Ka-
riye Müzesi'ndeki mozaikleri yapan us-
tayla bugün >aşa.van bir Türk çocuğu-
nun arasındaki mesafeden farklı degil.
İlişkimizi daha da bü\ülü kılan bu iş-
te... Günümü/de doğru olan, külrürler
arasındaki mesafeleri daraltmak degil,
mesafeleri verimli Mmak. Dünyayi kü-
çültmeyeçauşmakyerine, kişilerin ken-
dilerini bü>ütmeleri önemli..."
Kitie> e değü, tek tek bireytere
Sermonti "ye göre. herhangi biroku-
run Dante'yle iletişim kurabilmesi için
Italyan kültürünün referanslanna sa-
hip olması gerekmiyor. Her birimizin
Dante'nin dünyasına girme şansı var.
Çünkü Dante kitleye degil. kişilere tek
tek sesleniyor, sınırsız sayıdaki birey-
lereçev iriyoryüzünü. Dante hepimizin
çağdaşı: "Dante için her birey kendi
başına insanlığı temsil eder. Ancak bi-
reyin insanlığı temsil edebilmesi için de
önce kendisi olması gerekmektedir. Çün-
kü herkes tektir, insanlar birbirlerinden
farklıdırlar. Dante, dünya>a gelirken
de, ölürken de \alnız olduğumuzu söy-
lerken bu farklılıklar ve birey sellik inan-
cı vardır içinde. İşte bu \alnızlık ve tek-
lik, insanlan karde; kılar. Bireyseüik
du>gusu ve ilkesi. İlahi Komedya oku-
runun da seçimi olur. Dante okurlara
degil,okura "Ben Dante Alighieri'yim,
kamımdaki açlıkla. parasızlıgımla. aya-
ğımdaki agnlarla. bildiklerim ve bilme-
dikJerimle. ayn. özel birinsanım. Ve sen
okur. sen de teksin. biradın. doğduğun
bir \er var. Benden 700 yı] sonra Tür-
kiye'de de doğmuş olsan, benimle ile-
tişim kurabilirsin" diye seslenir."
Sermonti. Rekin Teksoy'un tlahi Ko-
. mcdv'm.-evı rtsıruH ıfe _\ önuyte çok önem- «
li olduğunu s^Brtıyor. Bunlardan bi-
nncısi, Teksoy'un yapıtı manzum biçim-
de çevırmiş olması. Sermonti. şiirin
müzığine inandığını dile getiriyor.
Sermonti'ye göre Teksoy'un çalış-
masındakı önemlı bir dığer nokta da.
çe\ ınnın 'canh, konuşulan' günümüz
Türkçesıyleyapılmışolması: "DanteÖa-
hi Komedya'yı vaşadığı dönemin çok
genç diüyle vazmıştı. Dante yapıtında
Tann'nın konuşabileceği gibi konuşu-
yor, bu yüzden de rafine bir dile gerek
duymuyordu. Dante İlahi Komedya'yı
şajrlerin. profesörlerin diliv ledeğiL hal-
kın dili ve sesiyle yazdı. Halkın sesi de
Tann'nın sesidir.-"
Türk sanatında önemli birçok eğilimin mayalandığı özgün ve öncü bir galeriydi
22 yıllık Maçka Sanat Galerisi şimdi kirafal^!
20 Kasım 1976'da \arük Yâlmau ve
iabia Çapatarafından kurulan Maçka
»anat Galerisi sessiz sedasız kapandı.
jalerinin kapısına asılan "Kiralık'' lev-
ası, etkinliklerini 22 yıldan beri sürdü-
en ve ça|daş Türk sanatçılannın yânı
ıra Danid Buren. FrancoiseMoreUetgı-
ı uluslararası önemli sanatçılann ülke-
ıizdeki ilk kişisel sergilerini açtıklan
u galerinin artık tarihe geçtiğinin be-
rtisi. Tıpkı ölen bır dostun ardından
ir şeyler yazmaya çalışmak kadar zor
enim için bu küçük galerinin ardın-
an bir hatırlama, hatırlahna yazısını
ıleme almak. Önce. "Kirahk" levha-
nın betimsizliğinden, çaresizliğinden
işlamak gerekecek. tnişli çıkışlı başa-
grafiğıne rağmen, piyasada, sanatı
dece sömürmek adına mantargibi ga-
rilerin açıldığı bir dönemde, her yö-
iyleözgün, cesaretli birtavra sahipolan
açka Sanat Galerisi'nin (MSG) "Ki-
hk" levhasıyla sahneden çekilmesi
rçok yönüyle üzücü. Çünkü çağdaş
irk sanatı en önemli savunuculanndan
riru yitirmiş oldu böylece. Hem de
ndismden hiç beklenmeyecek kadar
orkak" bir tav ıria: "Kirahk".
bggi dışı bir galeriydi
Mimar Mehmet Konuralp'in bir sa-
t galerisi için hiç uygun olmayan ta-
imıyla etkinliklerıne başlayan
sG'nin düzerdediği sergıler, hem bün-
erinde banndırdığı "ilkler* hem de
tışmaya açtığı konular itibanyla, çağ-
i Türk sanatında son yirmi yılda gö-
en önemli birçok eğilimin mayalan-
ı "özgün" bir karaktere sahıptı. Sa-
la kurduklan gönülbağını, bilgi ba-
la birleştırmeyı başaran Yalman ve
>a, 1976-86 yıllannda açtıklan ser-
:rle. 1960 kuşağı üyelerinin işlerini
ıdeme getirdiler.
jalerinin 1976-77 programma bak-
mızda Kuzgun Acar'ın heykelleri.
« Berger'm gravürleri, AJtan Gür-
man'ın obje-resımlennın sergılendığı-
ni görüyoruz. O dönemde henüz bır iki
galennın dışında sanat piyasası olarak
nitelendinlebılecek bır bırikim yoktu
İstanbul'da. MSG düzenli olarak sergi-
ledigı lr
luç. Gülervüz, ••Vksoy, Erdok,
Komet, Varlık \ e Çoker gibi sanatçıla-
nn resımlenyle bu tür bır piyasanın
oluşmasına katkıda bulundu. Ama pi-
yasanın aleti olmadı. kırli paralan sa-
nat eseri alarak aklamaya çalışanlara
yol gösteımedı. ^"alman'ın vefatının ar-
dından galeri> ı tek başına üstlenen Ra-
Sarlds'ın 1986'da MSG'de açtığı kı-
şisel sergının önemi. hem bu galennın
gelışım çızgısinin venı bır ı\ me kazan-
masında. hem de sanat ortamının dün-
yada tartışılan olgularla tanışmasmdayat-
maktadır. Hemen hemen her sergısinın
sonunda sanatçı konu^malan. dıa gös-
terilen organize eden galen, bu savede
önemlı bırtartışma, dıyalog ortamı olu^-
turmuş oldu. Olanaklan çerçevesinde
bro^ür v e afiş) ay ımlavan galennin dü-
zenlı olarak tuttuğu arşıvı, başvuru kı-
taplığı vegençlertnbilgilenmesıneola-
••••!
Çağdaş Türk sanatı en önemli savunuculanndan birini yitirmiş oldu.
bia Çapa. ıstesejdi sadece bu sanatçı-
lann ışlennı sergileverek kelimenın tam
anlamıyla "galericiHk''yapabilırdi. Ama
MSG, resim satılmaya. müzayedelenn
arkası arkasına satış rekorlan kırdığı
198O'lı yıllarda, ancak bir müzenin,
Kunsthalle'nin arkasındakı güce daya-
narak yapabileceğı tarzdan "denevsel".
izleyicınin görsel düze\ını arttırmaya yö-
nelik son derece "cesarenT sergıler aç-
maya başladı. Galennın "öncü" bır kı-
şiliğe bünindüğünü gösteren progra-
matik karakterh "Üç EğUim Sergisr,
1984'te Adnan Çoker'in organizasyo-
nu ile gerçekJeştı v e"KavTamsal Sanat"
ülkemızde ilk kez izlevicıleresunuldu.
nak tanıyan yaklaşımı özel bir ızleyici
kitlesının oluşmasında son derece >a-
rarlı olmuştur.
Yeni kıyılara doğru
1987'deFüsunOnur'un "İminİmi",
1989 Avşe Erkmen'ın "Burası ve Ora-
sı" sergilerini açan MSG'nm edındığı
yeni kımlık. güncel sanat eğılımlerinın
tanıtılmasında ve bu konuda cıddi bır
platform oluş.turulmasında kendısinı
belırgın kıldı. Buçerçevede "galerisa-
natçılan" olduğu kadar, "galerinin iz-
levicileri" de değışime ugradı. Çağdaş
Türk sanatı "metalaşmasüred"negırer-
ken, galeri >enı kıyılara doğru yol al-
rnaya başladı. Istanbul Bıenali'nin ku-
rulup ülkemızin son derece geç de ol-
sa "uluslararası" ortamla aracısız di-
yalog kurmasından sonra MSG'nin bü-
v'ük bır atağa kalkarak Buren ve Morel-
let'ye kişisel sergiler açtığını, katalog-
lar \a>ımladığını görüyoruz. Bu dö-
nemde sav ı lan gıderek azalmasına rağ-
men Furtua Topuz, Kiraz, Koral başta
olmak üzere "galeri sanatçılanna" ki-
şisel sergiler açan Çapa. etkinliklerini
"kavramsal sanafı destekleyen ve sa-
tış kaygısı düşünmeden birtartışma plat-
formu oluşrurabılme yolunda ilerlet-
mışti. Bu tavır MSG ile diğer galeriler
arasında kesin bir çizgi farklılığmı or-
ta\a koyduğu gibi galennın adeta bır
müze. bir Kunsrverein kimliğıne bü-
rünmesı ve her sergı için sponsor aran-
ması zorluğuyla sonuçlandı.
1990'larda etkinliklerini Sarkis. Fü-
sun Onur. A>şe Erkmen başta olmak
üzere uluslararası sergilere davet edilen
sanatçılar üzerine yoğunlaştırması ga-
lerinin en önemlı ta\ırlanndan bıri ol-
muştur. 1996"da yirmi yıl kutlamalann-
da galennin sadece "genç sanatçılan"
sergılemesi ne kadarolumlu bır ta\ ırol-
muşsa. bu sergiler başta olmak üzere
1998'e dek açılan sergilerin 8 sayfalık
bir kataloğunun \a)imlanamaması o
derece profesyonel olmayan bir tavır
olarak belleklerde kalacaktır. Yakında
MSG'nin kapısındakı "Kiralık" lev ha-
sı kalkar. galennın yerine bir şık bar \a
da bır kahve açılırsa şaşmamak lazım.
Anlaşılması zor olan, neden galennin tav-
nna uygun olarak "son sergfsini" hazır-
lamadan, sanatseverlere veda bile et-
meden sessiz sedasız tarih çekmecesi-
ne gırmesi. Rabıa Çapa 1986"da JaJe
Erzen'ın kendisiyle yaptığı bir konuş-
mada "Rahatiıkla maddi olarak hiçbir
karşılık almadığunı belirtebilirim. Bu-
na karşılık çabalannun en güzel verûni,
sanat konusunda olumlu bir şeyler yap-
mış olmanın mutluluğudur" diyordu.
Söylenecek son söz Çapa'nm hak etti-
ği bu mutluluğunun devam etmesi.
Erkmen'in çalışmalan
Alman Afış Müzesi'nde
Bülent Erkmen'in 1980-1998 yılian ara-
sında gerçekleştirdiği çalışmalan Alman-
ja'nın Essen kentinde bulunan Alman Af^
Vlüzesi'nde sergik»ni>or. Sanatçınm sanat
ve kültür aianlanna yönelik tasanmlann-
dan oluşan sergi 20 Kasun'a dek açık ka-
lacak. Erkmen'in üretimine toplu bir ba-
kjş niteliği taşıyan sergide yer alan çalıs-
malar üç ayn bölümden oluşuyor. İlk bö-
lünıde Bülent Erkmen'in tiyatro, sinema,
sergl sanat festivaBgibi etkinliideri konu alan
afişleri yer abyor. Ikinci bölümde logo ta-
sanmlan. üçüncü bölümde ise kitap, bro-
şür gibi tasarlanmış yapıtlann yanı sıra ser-
bestçalışmalardabuiunuyor. Sergi, Bülent
Erkmen'in bütünsel yapmnuı gelişim evre-
lerini de vansıtıyor. Erkmen, 1980'li > ıllar-
da modernizm sonrasuun çoğulculugun-
dan beslenen çalışmalar üretti. 19901ı yıl-
lara doğru ise grafik tasanma. veni moder-
nist \ aklaşımın öncü örneklerini oluşturan
minimal birta\ırsergiliu)r. Sanatçınm son
dönem üretiminde ise tasanm disiplininin
smuiannı zoriayan ve tasarumn dışına çı-
kan serfoest çalışmalar ağıriıkta.
Y A P R I?
Jose Carreras
Istanbul'a geliyor
• Jose
Carreras, 11
Aralık'ta Lütfi
Kırdar Kongre ve
Sergı Sarayı'nda bir
konser verecek.
Konserde Jose
Carreras ve Sertab
Erener 'All of I Ask
You' adlı parçada bir
araya gelecekler.
Türkiye'nin katkılanyla
gerçeİcleştirilecek
konserden elde edilen
gelir. Bizim
Lösemili Çocuklar
Vakfı'nınyaptıracağı
hastanenin yapımında
kullanılacak.
• Pedro
Almodovar 13.
filmıni Madrid'de
çekmeye başladı. 'Todo
sobre mi madre' isimli
filmde. kaybolan
babasını ve geçmişini
arayan ergenlik
çağındaki birçocuğun
etrafında gelişen olaylar
anlatılıyor.
• Cher. son sıngle'ı
Believe'in başansının
ardından bır televızyon
dizısınde Kleopatra'yı
canlandırmaya
hazırlanıyor. Cher'in
Londra tiyatrolannda rol
alması da bekleniyor.
• George Miller
ünlü 'Mad Max'
serisinin dördüncüsünü
Avustralya'da çekmeyi
kabul etti.
Ancak serinin yıldızı
Mel Gibson'ın bu
dördüncü filmde başrolü
-üsiftnmesi olasılığı
düşük. Gibson. rol için
yaşlanmış olmasının
yanı sıra 20 milyon dolar
gibi yüksek bir ücret
talep ediyor.
• Harold Plnter
Kanadalı yönetmen
Patricia Rozema'nın
yeni filminde başrolü
üstleniyor. Jane
Austenin romanından
sınemaya uyarlanan
'Mansfield Park' isimli
filmde Pinter'a Frances
O'ConnorroI
arkadaşlığı ediyor.
Son başvuru 15 Ocak 1999
• ian McKellen şu
günlerde sinema
çalışmalanna ağırlık
veriyor. lngilizlerin 59
yaşındaki ünlü tiyatro
oyuncusu MeKellen,
Bryan Singer'ın
'Öğrenci' adlı filminde
bir Nazi suçluyu. Bill
Condonın "Tannlarve
Canavarlar" isimli
filminde de Frankenstein
ve Görünmez Adam gibi
filmlerin yönetmenı
James VVhale'ı
canlandınyor.
• Necati
Cumall nın Derya
Gülü adlı oyununu
Fransa'da ilk kez
sahneleyen Fransız La
Chelidoine Kumpanyası
istanbul'a geliyor.
Comedie Française'den
Pıerre Vial'ın yönettiği
Derya Gülü, salı günü
saat 20.30'da Harbıye
Muhsın Ertuğru!
Sahnesi'nde
ızlenebılecek.
• steven
Spielberg m. A Scott
Berg'ın Lındberg adlı
kitabından sınemaya
uyarlayacağı filmde
Lindbergi Yahudi
karşıtı olarak yansıtıp .
yan.sıtma\acağı
tartışılıyor şu günlerde.
Spilberg ise "Tamamen
objektif bir film olacak.
Lindberg'in gerçek
yaşamını beyazperdeye •
aktaracağız. yani
Amerikan tarihınin bir
parçasını" dıyor.
• Jean Michel
Basquiatnm
otoportrtst Chri
Müzayede Salonu'nun
düzenlediği bir açık
arttırmada 3.3 milyon
dolara satıldı.
Ceyhun AtufKansu
Şiir Ödülü katılma
koşulları açıklandı
ANKARA (Cumhuriyct
Bürosu) - Ceyhun Atuf
Kansu ŞiirÖdülü'ne. 1999
yılı için katılma koşulları
açıklandı.
Her yıI düzenlenen Cey-
hun AtufKansu Şiır Ödü-
lü'ne, 1999 yılı için katıl-
ma koşullan şöyle:
- Ödüle aday olan yapıt-
larda Ceyhun Atuf Kan-
su'nun şiir anlayışı göz
önüne alınarak, çağdaş bir
dünya görüşü \e dil bilin-
ci temel ölçüt olacaktır.
-15 Ocak 1998-15 Ocak
1999 tarihleri arasında ya-
yımlanan bütün şiir kıtap-
lan ödüle katılabilir. Ayrı-
ca, Ödül Yazmanlığı, bu
kitaplar arasından, çeşitli
nedenlerle katılamayan kı-
mı yapıtlan da, ödüle aday
olarak gösterebilir.
- Çeşitli nedenlerle ki-
tap halinde basılmamış. an-
cak kitap bütünlüğü taşı-
yan şiirierle de ödüle aday
olunabilir.
- Seçici kurul; Gülteo
Akın. Salih Bolat, Müslim
Çelik. Refık Durbaş, Şük-
rü Erbaş, Bahar Gökler
(ailesi adına). Emin Özde-
mir'den oluşmaktadır.
- Ödül kazanan yapıt.
Ceyhun Atuf Kansu'nun
ölüm yıldönümü olan 17
Mart 1999 günü açıklana-
caktır.
- Ödüle son katılma \e
aday gösterilme tarihi 15
Ocak 1999'dur.
- Ödül, tek bir şiir yapı-
tına (kitap ya da kitap bü-
tünlüğü taşıyan şürlere) ve-
nlecektir.
- 1999 yılı için ödülün
parasal tutarı 50 milyon
Türk Lirasfdır.
- Ödüle aday olacak ya-
pıtlar. şaırin adı. açık adre-
si ve kısa yaşamöyküsüy-
le bırfikte 7 adet kitap ya
da 7 kopya dosyayla. "Işık
Kansu, Atatürk Bulvan,
125 4.BakanlıklarAA'KA-
RA" adresine gönderile-
cektır.
- Ödüle katılan yapıtlar,
sahiplerıne geri gönderil-
meyecektır.
Daha önce ödülü alanlar.
1986 yılında konulan
Ceyhun Atuf Kansu Şiir
Ödülü'nü. ilk olarak 1993
yılında Sıvas'ta yitirdiğı-
miz BehçetAysan, "Eylül"
yapıtıyla kazanmıştı. Ar-
dından. sırasiyla 1987"de
Şükrii Erbaş "\olculuk",
1988'de Emirhan Oğuz
"Ateş Hırsızlan Sövlence-
si". 1989da Müslim Çelik
"Peryavşan". 1990'da Sa-
lih Bolat "Karşılaşma".
1991deAhmetAda"Aşk
HerVerde". 1992de Hü-
sevin Yurttaş "Kod Adı
Mansur". 1993 te Hidayet
Karakuş "Sesini Bana Bı-
rak"ve 1994 te Abdüika-
dir Budak "İmzası Gül"
adlı yapıtlarıvla ödül al-
mışlardı. 1995 yılında da
ödül. "SürekAvındaDün-
.va" adlı kıtabıyla AliCen-
gizkan'a verilmıştı. 1996"da
Gültekin Emre "Taşı Su-
la". 1997de Oya Liysal
"L'çuruma Düşen Nehir"
adlı yapıtıyla ödülü kazan-
dı. 1998'dede "Suyla Sı-
nanmış Şürier" ile Ahmet
Uysal ödülü alan son ozan
olmuştu.