17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10KASIM1998SA1 HABERLER DUNYADA BUGIM ALİSİRMEN Yeniden Merhaba ' 0 duyguyla, ılk kez, 1971 yılının 22 Aralık günü ta- nıştım. Dördü Ankara Mamak Muhabere Okulu Hapishane- sı, ıkısı Davutpaşa Kışlası'nın ranzalan azaltılıp ona in- dınlmış, yüksek tavanlı koca koğuşunda ve upuzun ko- ridorlarında, evden ayrı, ama tabiı ki hep dış dünyayı ve evi özlediğim bir altı ay geçirmiştim. Sonunda tahliye kararı çıkmıştı ve sevinç, biraz da heyecanla eve dönmekteydim. Handan Apartmanı'na vardığımızda, yılın en kısa günü çoktan geceye dönüşmüştü bile. Zili çaldım, bır koşuşturma... Daırenin kapısı açıldı, . içeri girdim. ' Dondum kaldım. Bizim ev bu muydu? Tavan bu kadar alçak, salon bu kadar küçük. koltuklar böyle mıydi? Bellek, yerini gerçeğe bırakıyordu. Altı ay düşledi- ğim evi belleğımde yaşatmış, onu yaşamış olduğum yeıienn boyutu ıçıne yerleştırmıştim. Ama şımdi ayrılık bitmışti ve seçicı, süsleyicı bellek yerini gerçeğe bırakmıştı, o yüzden şaşırmış, bocala- mıştım. Sonra Türkiye'nin sık sık içine düştüğü ara dönem- ler, bana bu duyguyu birkaç kez daha yaşattıysa da hıçbırı ilk defaki kadar çarpıcı olmadı. Bugün bir kez daha, bır aynlıktan sonra dönüşü ya- şıyorum. Yedi yıl aradan sonra yeniden Cumhuriyet'e donüyorum. Ayrılık, öncekiler gibi zorunlu, ama önce- kilenn tersıne, yoksunluk ve acı değil, güzel anılar, ha- reketlı zamanlar ve unutulmaz dostluklarla dolu ola- rak geçtı. Ama yine de bır ayrılıktı. Ve bugünlerde, bır kez daha belleğin yerini gerçe- ğe bıraktığı duyguyu yaşıyorum. Yalnız benim için de- ğil, eski Cumhuriyet okurları için de geçerli bu. Bu ga- zeteyi yedi yıldan fazladır okuyanlar için ben (pek faz- la lyımserlık edıyorsam affola) belleklerde kalan bır ya- zardım. Belki benı olduğumdan başka türlü sunuyor- du onlara belleklen. Kimbilir? Şimdi size yeniden merhaba derken, bu yenı, eski yazara alışmanızın zaman alacağını biliyo- rum. Aslında bu benim Cumhuriyet'e ne ikinci gelişim, ne de size ikinci merhaba deyışim. Cumhuriyet'e ilk kez bundan 48 yıl önce gelmiştim. O zamanlar. Galatasaray'ın ilkokulunda okuyan, kısa pantolonlu bir çocuktum. Bahardı, bır çarşamba gü- nü öğleden sonra sevgili öğretmenım Necdet Kut'un verdığı ızınle. Kore'dekı askerlerimız için yazdığım bır şıın, yayımlansın diye Cumhuriyet'e getırmiştim. Gazeteye gınp çıkmam, 30 saniye sürdü. Aradan he- men hemen yanm yüzyıl geçmesıne karşın, o kısa za- man parçası bütün canlılığı ile belleğimde. Hatta, men- dil almayı unuttuğumu, tam kapıdan gırdiğimde, bur- numun akmaya başladığını, telaşla bumumu çektiğı- mı bıle anımsıyorum. Cumhunyet'te yazmaya ise 1974 yılının 23 Nisan gü- nü başladım. llhan Selçuk'un önermesi üzenne Na- dir Nadi çağırmış ve Cumhuriyet'te yazmamı ıstemiş- ti. Dünyalar benim olmuştu. 12 Eylül'de, iki kez, 10 ve 28 ay süreyle, zorunlu olarak gazeteden uzaklaşmak zorunda kaldım. Bunların ıkmcısinde 15 ay süreyle, içeriden, Samim Lütfü takma adıyla yazdım. Toplam 17.5 yn çahştığım Cumhuriyet'te edindlğim dostluklar, dostluktan da öte, arte ilişkiterrne dönüştü. 1991 yılı 5 Kasımı'nda, burada ayrıntısına girmeyece- ğım, büyük kopma olayını yaşadık. Kedı Dergisi'nin çı- kışı üzerine "Yaşasın! Artık kedılenn de bir dergisi var" diye bıten yazıdan 24 saat sonra bizler gazetesiz kal- mıştık. O güç günlerde, bana kucak açan Milltyet'e ve ora- daki çalışma arkadaşlarım ıle yönetıcilere bır kez da- ha teşekkür ediyorum burada. Evet şımdi yeniden bırlikteyiz sevgili okuriar. Ve si- ze 4. kez, yenıden, başka aynlıklar olmaması dileğiy- le, "Merhaba" dıyorum. Seçim gezisini sürdüren Yılmaz, başkalan masal anlatırken hükümetin iş yaptığını söyledi 4 Kaygumz, engeflenmek' DÜRDANE KIRÇUVAL ERZURL'M - Seçım gezilennı siirdüren Başbakan MesutYılmaz, 16 aydan ben baş- kalan masal anlatıp birbiriyle kavga ederken Meclis'te çoğunluklan olmamasına karşın iş yaptıklannı söyledi. Hiçbir güçlükten yıl- mayacaklannı ve kimsenin önünde eğilme- yeceklerini kaydeden Yılmaz, "Tek kaygı- mız, hizmetterimizin engellenınesidirr dedı. Trabzon'dan dün Erzurum'a geçen Baş- bakan Yılmaz, Erzurum tmranlı Doğalgaz lletim Hattı'nın temelini attı. Yılmaz, Tür- kiye'yi enerji koridoru haline getırecek bır projeyi başlattıklannı kaydederek, dünya- nın bilinen en temiz. verimi en yüksek ve al- tematiflerine bakılınca en ucuz yakıtı olan doğalgazı en kısa sürede tüm Türkiye'ye ya- yacaklannı bildirdi. Bu nedenle Türkmenis- tan, Rusya ve Bulgaristan'dan doğalgaz alı- nacağını anlatan Yılmaz. 10 yılda tüm Tür- • Başbakan Yılmaz, " 16 aydan beri başkalan masal anlatırken, geçmişte olduğu gibi birbiriyle İcavga ederken, Meclis'te çoğunluğumuz olmadığı halde. bir azınlık hükümeti olduğumuz halde iş yapmaya çalışıyoruz. Kaygımız, hizmetlerimızin engellenerek gecikmesidir" dedi. kiye'yi boru hatlanyla öreceklenni söyledi. Erzurum'dan Sıvas'a, oradan da iki kol Ankara ve Konya Seydişehir'e gidecek top- lam 1500 kilometrelik hattın ılk temelini bu- rada attığmı belirten Yılmaz, "Atatürk. 79 yıl önce Erzurum kongresinde milli sınırlar içinde bölünnıez bir bütün olduğunu, hiçbir ülkenin mandasını kabul etmeyeceğini dün- yaya ilan etmiştir. Biz de Cumhuriyetin 75. yıhnda Türkrye'yi doğalgaz boru ağryla ör- me kararttuğünızı ilan ediyomz" dedi. Yılmaz şöyledevametti: "Bizburayaboş söder söylemek için değil, iş yapbğımızı söy- lemeye geldik" diyen Yılmaz, sözlerini şöy- le tamamladı: "16 aydan beri başkalan ma- sal anlatırken,geçmişte olduğu gibi birbiriy - k kavga ederken, Meclis'te çoğunluğumuz olmadığı halde, bir azınlık hükümeti oldu- ğumuz halde bu hizmetieri yapıyoruz. Bir yandan enflasyonla, pahahhkla mücadele ederken, halkın baş belası bölücü eşkıyayı ezmeye çalışırken. bir yandan da Türkiye'yi çetelerden, mafyadan temizlemeye çahşryo- ruz. Allah'tan başka künseden korkumuz yok, ama kaygımız, endişemiz var. Kaygunız, ydlardırengeuenen bu hizmetfcrin yineengel- lenme nedeniyle gecikmesidir. Bu hizmetie- ri Türkiye'ye kazandırmak için çahşacağız." Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Cum- hur Ersümer de Dogubeyazıt'tan başlayıp Seydişehir'e kadar gidecek olan doğalgaz boru hattının tahminlerden daha ucuza ger- çekJeştiğini belirtirken "Bakû-Ceyhan boru projesi de göstermiş.tirki maliyet fizibilitede teklif edilen rakamlardan çok daha aza çe- kflebiüyor. Aynca, bu proje doğalgaz taşıma- sı açısından Türkiye'nin ne kadar güvenli bir ülke olduğunu da kanıüamışür" dedı. Yılmaz, Erzurum Palandöken'de 'Gon- dolliftin'i hizmete açtı.Yılmaz, ekonominin katalizatörü durumunda olan turizm sektö- riinün gelışmesi için çalıştıldannı bildirdi. Yılmaz, 10 milyon turist, 12 milyar dolar da turizm geliri beklediklerinı bildirdi. Yılmaz ardından Çimento Müstahsillen Işverenleri Sendikası llköğretim Okulu'nu açtı. Dedeman Oteli Otelcilik Turizm ve Meslek Lisesi'nin temel atma törenine de katılan Yılmaz, Erzurum içmesuyu projesi ishale tünelinin de temelini attı. Erzurum Cemal Gürsel Stadyumu ışıklandırma siste- minin temelini de atan Yılmaz, Güreş Eği- tim Merkezi'ni de hizmete açtı. GeneEaırnıay'ııı 35 siyasi için suç dııyurıısıı • Genelkurmay Başkanhğı 1995 seçimlerinden bu yana 35 milletvekili ve siyasetçi, 3 hâkim ve savcı olmak üzere toplam 286 suç duyurusunda bulundu, bunlardan 146'sı hakkında dava açıldı. ANKARA (ANKA) - Genelkurmay Başkanhğı, Aralık 1995 seçimlerinden bu yana 35 milletvekili ve siyasetçi hakkında suç duyurusunda bulundu. 1995 genel seçimlerinden binncı parti olarak çıkan Refah Partisi'nin REFAHYOL hükümetıyle iktidara gelmesi, Türkiye'yi 28 Şubat sürecine taşıdı. 28 Şubat'ta yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla RP'nin iktidardan uzaklaştınlması süreci başladı ve parti daha sonra da kapatıldı. Genelkurmay Başkanhğı bu süreçte çoğunluğu RP olmak üzere 35 siyasi ve milletvekili hakkında DGM'lere suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunulan milletvekilleri arasında RP nin kapatılmasına neden olduklan için milletvekillikleri düşen RP'lilerde bulunuyor. 1996 yılında 2 milletvekili hakkında suç duyurusunda bulunan Genelkurmay, 28 Şubat sürecinin devreye girdiği 1997 yılında 25, bu yılın ilk 9 ayında da 8 siyasi ve milletvekili hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcı ve hâkimlere suç duyurusu Genelkurmay Başkanhğı aynca 1995 seçimlerinden bu yana geçen üç yıllık süre içinde, yine 1997 yılında 3 hâktm ve savcı hakkında da DGM'lere suç duyurusu başvurusu'yaptı. Genel toplamda Genelkurmay Başkanhğı 1996 yılında 74, 1997 yılında 148, 1998 yılında ise 64 olmak üzere toplam 286 suç duyurusunda bulundu.Genelkurmay Başkanhğı'nın suç duyurulanyla birlikte bunlara bağlı olarak açılan davalar da benzer eğilim izledi. Suç duyurulanna bağlı olarak 1996 yılında 37, 1997'de 91, 1998'de 18 da\a açıldı. Genelkurmay'ın bulunduğu 286 suç duyurusundan 146'sı davayla sonuçlandı. Haklannda suç duyurusunda bulunulan kişiler arasında gazeteciler de yer aldı. Atatürksevdahsı aüeErzurum'da ulu önder Atatürk sevdahsı baba- anne iki oğluna Ata ve Tiirk adlannı vererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna olan büyük sevgüerini en iyi şekilde gösteriyoriar. Baba Soylu, Atatürk sevgisinin kelimelerie ifade edilemeyecek kadar yüce olduğunu belirterek "Ulu önderin ismini iki çocuğuma verdiğim için çok mutluyum" dedi. Yasemin ve Atilla çifb" çocuklan Ata ve Türk ile birlikte. (Fotoğraf: AA) • Secimler 3 milyonu aşkın genç ilk kez oy kullanacak ANKARA (UBA)-Önij müzdeki yıl yapılacak se çimlerde 3 milyon 250 bi 871 gencin ilk defa oy kul lanacağı bildirildı. ANAJ Gençlik Kollan tarafinda yapılan araştırmada, baz illerde ilk defa oy kullana cak seçmen sayısının, o il de birinci olan partiden da ha fazla olduğuna dikka çekildi. ANAP Gençlik Kolla n'nın yaptıgı biraraştırma ya göre, 1995 yılına gön seçmenlerin sayısında İD defa oy kullanacak gem nüfus nedeniyle yüzdı 10'luk bir artış oldu. Önü müzdeki 18 Kasım gene ve yerel seçimlerinde top Iam35milyon 103binseç men var. Bunlann arasınd 30 Kasım 1997'de yapılaı nüfus sayımına göre oj verme hakkına sahip olaı seçmenler ve 18 Nisaı 1999 tarihine kadar seçmı hakkına sahip olacaklarli birlikte 3 milyon 250 biı 871 genç ilk defa oy kulla nacak. ANAP'ın oyundan fazla Araştırmaya göre, Istan- bul'da 1 milyon 278 bir 392, Ankara'da 549 bir 326, îzmir'de416bin708 Adana'da 260 bin 929 Bursa'da 238 bin 542, Di- yarbakır'da 182 bin 208 Gaziantep'te 169 bin 878 Manisa'da 169 bin 824 Samsun'da 187 bin 563 Erzurum'da 115 bin 500 Afyon'da 92 bin 100 ve Bitlis'te 33 bin 893 kişı önümüzdeki seçimlerde ilk defa oy kullanacak. Araştırmada, 24 Aralık 1995 seçimlerinde ANAP'ın lstanbul'da 91C bin 512 oy alırken, Anka- ra'da 399 bin 513 ve Iz- mir'de 302 bin 148 oy aldı- gına da dikkat çekildi. Bu illerdeld ilk defa oy verecek seçmen sayısının 24 Aralık 1995 seçimlerin- de ANAP'ın aldığı oylar- dan fazla olduğu belirtilir- ken, hatta ülke genelınde bazı illerde ilk defa oy kul- lanacak seçmen sayısının, son seçimlerde en fazla oy alan birinci partiden daha fazla olduğuna dikkat çe- kildi. Milletvekili Veli Yıldırım 'Yeşil'in Tunceli'de olduğu iddiası ciddiye alınmadı' Tuğrul Türkeş'e göre Bahçeli, partiyi çizgisinden saptırdı; yeni parti yolda Türkeşçfler MHP'den kopuyor TUNCELt (Cumhuri- yet)-CHPTunceli Millet- vekili Orhan Veli Yıldı- nm.-Yeşü-kodadlıMah- mut Yüdınm'ın Tunce- lfde olduğuna ilişkin söy- lentilerin ciddiyet kazan- dığını, ancak güvenlik güçlerının bu konuda ih- malı bulunduğunu söyle- di. Bir süre önce kaybolan Mehmet Mazaca (65) ola- yı ve "Yeşil" ıle ılgılı araş- tınnalar yapmak ıçın Tun- -ceh'\e gelen CHP Tunce- h Mİllervekili Orhan Veli Yıldınm, CHP Tunceli İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek gözlemlennı aktardı. Tunceli Valisi Mehmet Ali Türker ile uzun bir gö- rüşme yaptığını belirten Yıldınm. Yeşil'leilgili 30 Ekim 1998 günü güvenlik birımlenne ıhbar yapıldı- gını, ancak emnıyetin va- liyi bır gün sonra bu ihbar- dan haberdar ettığinı söy- ledi. Valinın konuyu ılk olarak gazetecı Ferit De- mir'den öğrendığını ve da- ha sonra emniyetten bılgi istediğinı belirten Yıldı- nm. şunlan söyledi: , "Emniyet burada çok suiistimalli da\ ranmış, ya- pılan ihban vali\e anında haber vermemiştir. Neşil'i gördüğünü anlatan ha- mamcı Hasan Beltan'ın 155 Poüs İmdat telefonuna yapüğı ihbara polisler, çok sonra gitmiştir. Oy sa anın- da oraya gitmeleri gereki- >ttrdu. Burada polisler ve emniyet yetküileri çok ih- malci \e ciddi\etsiz da>ra- nışlar göstermişler, arada ihmal var." Veli Yıldınm, Tunce- li'de yaptıgı araştırmada birçok esnaf ve kişinin Ye- şil'i gördüğünü söylediği- ni, bu kişinin buralara ge- lebileceğini, çünkü Ye- şil'in geçmişte de ilk fa- aliyet alanının Tunceli ol- duğunu belirtti. Tunceli'de birçok cinayete kanşan Yeşıl'i kent esnafının çok iyi tanıdığını anlatan Yıl- dınm, sözlerini şöyle sür- dürdü: "YeşiL Tunceli'ye rahatukla gelebüir. Bölge- \i iyi biliyor, burası küçük bir kent Daha rahat ka- mufle olur, halk üzerinde bir baskı olarak bölgede kalabilir. Yeşil'i gören ha- mamcı Hasan Beltan. geç- mişte bu şahsın işkencesi- ne maruz kalmışnr. Bel- tan'ın bu şahsı iyi tanıma- sı, Yeşil'in buralarda oldu- ğuna kanıtnr." Veli Yıldınm, Tuncelılı Mehmet Mazaca'nın da Yeşil söylentilerinin dolaş- tığı dönemlerde ortadan kaybolmasının düşündü- riicü olduğunu \nrgulaya- rak şöyledevametti: "Mehmet Mazaca adlı vatandaşımız bir alacağını tahsil etmek için Kmancı- lar Uçesine gitTniştir. Bu il- çeElazığ iMnebağhdır.Ma- zaca'nın oğullannın yapb- ğı araştırmada Kovancı- lar'da oturan eski bir iö- rafçnun bu kaçırma işine kanşmış olabileceği, bu ki- şinin İsmail Koç olduğu belırtıldı. Yıldınm, devletin ve özellikle Elazığ'daki yet- kililerin Mazacı olayı ve Yeşil'le ilgili acilen açık- lama yapması gerektiğini söyledi. tstanbul Haber Servisi - MHP'de genel başkanlık mücadelesıni Devlet Bahçe- li ile girdiği yanşta kaybe- den Tuğrul Türkeş: Bahçe- li'yı, partiyi çizgisinden sap- tırmak ve Alparslan Tür- keş'in izlerini partiden sil- mekle suçladı. Türkeş. MHP'nin sıkıntılı bir durum içine düştüğünü belirterek. u Bunun en önemli nedeni mevcut yönetimin kapah ve izah edilemeyen ihşkileridir" dedı. MHP'de Genel Başkan Bahçeli ve Tuğrul Türkeş arasındaki anlaşmazlık, Tür- keş'in, kendısine ait Yeni Harman dergisinin 30 Ekım-5 Kasım tarihleri ara- sında çıkan 14. sayısındaki yazısında çok belirgin bi- çimde ortaya çıktı. Yandaş- lanyla birlikte MHP'den ko- parak Aydınlık Türkiye Par- tisı (ATP) adında yeni bir parti kuracağı belirtilen Tür- keş, yazısında şöyle dedi: "Yıllardır solun MHP'ye giydirmek istediği 'Mafya' • Tuğrul Türkeş, Yeni Harman dergisinin 30 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında çıkan 14. sayısındaki yazısında yandaşlanyla birlikte MHP'den koparak Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) adında yeni bir parti kuracağını açıkladı. srfaü MHP'ye yeni gelmiş acemi yöneöciler tarafindan adeta doğruymuşçasuıa "le- mizliyoruz. ayıklayacağız. kapattık' gibi talihsiz beyan- larla îeyit edilir gibi oldu. Bu da nüllet nezdinde itibar kay- bettirdi. Bir mafya bozuntu- su 'Türkeş en çok parayı se- verdi' diye açıklama yapar- ken buna karşı sessiz kalan MHP yönetimi, Türkeş'in açıklanan terekesinde böyle bir haksız strvet ediniminin olmadığını bUmediklerinden mi sessiz kahyorlar?" Yazısında MHP yönetimi- ni ülke siyasetini izlememek İşçi, partisini benimsemiyor ANKARA (ANKA) : Türk-fş bünyesinde oluşturulan Özelleştir- meye Karşı Sosyal Devleti Koruma Komisyonu, sendikacılann oy ver- dikleri partilerle uyum ilişkilerini araştırdı. Ankete katılan 900 sendi- kacıdan yansı "Suuf çıkannız ile oy verdiğiniz parti arasında uyum gö- riiyor musunuz" sorusuna "hayır" yanıtmı verdi. Türk-lş'e bağlı 34 sendikanın şu- be ve temsilcilikleri dahil olmak üzere 900 sendikacı üzerinde yapı- lan ankette, sendikacılann yanya yakını (yüzde 48.98) smıf çıkarla- nyla oy verdikleri partnün program ve uygulamalan konusunda bir uyum görmediklerini belirtirken, yîizde 36.6%ı "lasmen" yanıtmı ver- di. Sadece yüzde 15.1'lik kesimin 'hıyum görüyorum'' şeklinde görüs bildirdiği ankette, yüzde 21.451ik bölüm bu konuda •'fikrinin ohnadı- ğı"m belirtti. Bununla birlikte an- kette, "MecBs'tegnıbubuhmanpar- tikrin KtT ve özelleştinne poBtika- lannı nasıl değerlendrvBrsunuz" so- rusuna sendikacılar, parlamentoda- ki partilerin tümünün özelleştirme taraftan olduğunu bildirdiler. ve politika üretememekle suçlayan Türkeş, partinin Anadolu'da "Türkeş'üı par- tisi" olarak bilindiğini kay- detti. MHP yönetiminin Al- parslan Türkeş hakkında asılsız ithamlarda bulundu- ğunu ve Alpaslan Türkeş'i haksız saldınlara karşı koru- madığını ifade eden oğul Türkeş. yazısında özetle şu görüşlere yer verdi: "Simdiki MHPlstanbulÜ Başkanı, '95 secimlerinin ne- tkesi ile Türkeş'e dil uzatma- ya kalkarken irtifak görüş- melerinin detayiaruu biliyor mu? Başbuğ'un görev lendir- mesi ile Şıvgın'ın bürosun- da ANAP ile 62 milletveldlh"- ği için anlaşma sağlanırken ANAP Genel Merkezine 'Tek yetkili benim' diye ha- ber yoUayıp sonra da DYP'den 29 kontenjanı ala- mayan kimdi? Bahçeli ve ar- kadaşlan bflmiyorlar mı? O dönemde partinin Divan üyesi değiller miydi? Gizli görüşmelerde. Meclis çahş- malan ile alakah olarak bü- yük paralar döndüğü iddi- alan bu camia içinde hep yankılandı. Peki şayet böyle kirli iuşküer bu camiada ko- nuşuluyor ise ve merkezinde de bir isim geziyorsa mevcut MHP yönetimi neden bunu gün ışığına çıkartmaz?" Aktaş: Yabancı îşçiler findık toplamayı beceremiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanı KutluAktaş, CHP ls- tanbul Milletvekili ErcanKarakaşın soru önergesini yanıtlarken "Ordu Ume Kürt kökenH vatandaşlann giri- şinin yasaklanması diye bir hususun kesüüikle söz konusu olmadıgınr sa- vundu. Aktaş, kentdışından gelen iş- çılerin "findık toplamayı becereme- diklerini'' belirtti. CHP'lı Ercan Karakaş, Içişlen Ba- kanı Kutlu Aktaş'ın yanıtlaması iste- miyle verdiği soru önergesinde, Or- du'ya Kürt işçilerin sokuhnadığı ha- berlerine dikkat çekmişti. Aktaş, Karakaş'ın sorulannı yanıt- larken böyle bir yasağın söz konusu olmadığını savunarak şunlan söyle- di: -İl dahiündeözellikle hassas ilceler- de, VaB Kemal Yazıcıoğlu'nun baş- kanhğmda yapılan toplanülarda di- şarıdan gelen işçilere ihtiyaç buhın- madığu köylünün kendi isini yapabi- leceği, aynca findık toplarna işini be- ceremeyen baa yabancı işçilerin de fi- danlarazarar verdikleri vegelecek yı- lın mahsulünü menfi yönde etkikdik- leri, bazı işçilerin de teröre ve çesjtii suçlara iştirak ettikleri şekünde de- ğerlendirmeler alındıği ve başlangıç- ta bölge dışuıdaki illerden işçi getiril- mesinin uygun görühnediği, tl Tanm Müdürlüğü'nün de bu yönde teklifte bulunduğu, konunun valilik açıkla- ması şeklinde hazuianarak Uçelere duyurulduğu anlaşümışnıf Aktaş, findık toplama mevsimi başladığında, özellikle sahil kesimin- de bulunan Unye, Fatsa, Ulubey gibi ilçelerde yabancı işçilere ihtiyaç bulunduğunun anlaşılması üzerine, bu ilçelerde yabancı işçilerin çalış- tınldığını bildirdi. Yurtsever işadamları birleşiyor 'Çözümulusal ekonomiye dönüşte yatıyor' FATMAKOŞAR "Bu ülkede işadamlan- nu IMF'nin gönüllü sözcü- lerinin ya da irtkanın ka- ranlık kafalaruuntemsilet- meleri kabul edilemez" di- ye yola çıkan Atatürkçü, yurtsever işadamlan, Ulu- sal Sanayicı tşadamlan Derneği (USİAD) çatısı al- ünda bir araya gehyor. TÜ- SİAD ve MUSIAD'a alter- natif ohnaya hazırlanan demeğin Girişimciler Ku- rulu, en geç 10 gün içinde resmi başvuruyu yapmayı planlıyor. Yeni dünya düzeni ve globalizmin çökmesiyle gündeme gelen "ulusakn ekonomikri güçlendirme" görüşünün bir ürünü ola- rak değerlendirilen USÎ- AD, "işadanunın sağcı bir örgüüenmeyle bir araya gelmesi gerekir'' yaklaşı- mnıı da ortadan kaldırma- yı hedefliyor. USİAD Giri- şimciler^ Kurulu Başkanı Kemal Özden, Türkiye'de TÜSİAD ve MÜSİAD'ın temsil edemediği çok sayı- da işadamı olduğunu söy- lüyor. Globahzmin iflaset- tiğini belirten Kemal Öz- den sorulanmızı yanıtladı. - GlobalizmİD bittiğini ifade ediyorsunuz. Türkiye bundan sonra nasıl bir yol iztemeti? - Ya gerçek ekonomiden yana olacaksuuz ya da sa- nal ekonomiden. Borsa sa- nayiye kaynak yaratmak için kurulmuş, ama bugün borsa sanayiye kaynak ya- ratmıyor. Biz gerçek üreti- min desteklenmesinden yanayız. Türkiye, gümrük duvarlannı Amerika ya da diğer gelişmiş ülkeler ka- dar yükseltmeli. Dünyayla rekabet edebilir bir Türki- ye ekonomisi yaratılmah. Gelişmiş üUceler mallannı tüketirken, Türkiye'de Yer- li Mallan Haftası'nın unut- turulmasının haklı bir ge- rekçesi olabilir mi? Ata- türk'ün politıkalanna dön- memiz gerekiyor. Ulusal sanayiyi güçlendütneliyiz. 1923 ruhuyla tekrardan bir kalkınma hamlesine gir- meliyiz. Kendi çalışanıyla kavga düzeni içinde Türki- ye'yi kalkındırmaya çalı- şanlar, diktatörlük elbisesi diksinler kendilerine. - Kapah ekonomiler uzun yaşayamıyoıiar? Na- sıl bir ulusakıhk? - Biz kapah ekonomiyi savunmuyonız. Türkiye ulusal ekonomisini güçlen- dirmezse globalizmin için- de sadece piyon, karakol bir ülke olabilir. Küresel- leşme, yani uluslararası fı- nans kapitalin emrindeki çokuluslu birtakım fırtna- lann küçük ülkeleri sömür- düğü düzende, siz kendi sanayicinizi desteklemez, borsacıyı, bankacıyı des- teklerseniz ihracatçınız za- yıfkalır. - Dünyada yaşanan glo- bal bunahmı nasıl değer- lendiriyorsunuz? - Finans kapitalin dün- yadaki cirosu, dolaşan mallann tutannın 10 katı kadardır. Gerçek üretici- den hortumlayarak besle- nen finans kapitalin artık "bortumlayacak" kaynağı kalmaması. dünya krizini ortaya çıkardı. Bu düzende para önemli, rnalın önemi yok. Gerçek üreticiden beslenen sermayenin artık "emecek kan" bulamama- sı ulusalcı görüşlerin ağir- lık kazanmasına yol açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle