Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10KASIM1998SA1
HABERLER
DUNYADA BUGIM
ALİSİRMEN
Yeniden Merhaba
' 0 duyguyla, ılk kez, 1971 yılının 22 Aralık günü ta-
nıştım.
Dördü Ankara Mamak Muhabere Okulu Hapishane-
sı, ıkısı Davutpaşa Kışlası'nın ranzalan azaltılıp ona in-
dınlmış, yüksek tavanlı koca koğuşunda ve upuzun ko-
ridorlarında, evden ayrı, ama tabiı ki hep dış dünyayı
ve evi özlediğim bir altı ay geçirmiştim.
Sonunda tahliye kararı çıkmıştı ve sevinç, biraz da
heyecanla eve dönmekteydim.
Handan Apartmanı'na vardığımızda, yılın en kısa
günü çoktan geceye dönüşmüştü bile.
Zili çaldım, bır koşuşturma... Daırenin kapısı açıldı,
. içeri girdim.
' Dondum kaldım.
Bizim ev bu muydu? Tavan bu kadar alçak, salon
bu kadar küçük. koltuklar böyle mıydi?
Bellek, yerini gerçeğe bırakıyordu. Altı ay düşledi-
ğim evi belleğımde yaşatmış, onu yaşamış olduğum
yeıienn boyutu ıçıne yerleştırmıştim.
Ama şımdi ayrılık bitmışti ve seçicı, süsleyicı bellek
yerini gerçeğe bırakmıştı, o yüzden şaşırmış, bocala-
mıştım.
Sonra Türkiye'nin sık sık içine düştüğü ara dönem-
ler, bana bu duyguyu birkaç kez daha yaşattıysa da
hıçbırı ilk defaki kadar çarpıcı olmadı.
Bugün bir kez daha, bır aynlıktan sonra dönüşü ya-
şıyorum. Yedi yıl aradan sonra yeniden Cumhuriyet'e
donüyorum. Ayrılık, öncekiler gibi zorunlu, ama önce-
kilenn tersıne, yoksunluk ve acı değil, güzel anılar, ha-
reketlı zamanlar ve unutulmaz dostluklarla dolu ola-
rak geçtı. Ama yine de bır ayrılıktı.
Ve bugünlerde, bır kez daha belleğin yerini gerçe-
ğe bıraktığı duyguyu yaşıyorum. Yalnız benim için de-
ğil, eski Cumhuriyet okurları için de geçerli bu. Bu ga-
zeteyi yedi yıldan fazladır okuyanlar için ben (pek faz-
la lyımserlık edıyorsam affola) belleklerde kalan bır ya-
zardım. Belki benı olduğumdan başka türlü sunuyor-
du onlara belleklen.
Kimbilir? Şimdi size yeniden merhaba derken, bu
yenı, eski yazara alışmanızın zaman alacağını biliyo-
rum. Aslında bu benim Cumhuriyet'e ne ikinci gelişim,
ne de size ikinci merhaba deyışim.
Cumhuriyet'e ilk kez bundan 48 yıl önce gelmiştim.
O zamanlar. Galatasaray'ın ilkokulunda okuyan, kısa
pantolonlu bir çocuktum. Bahardı, bır çarşamba gü-
nü öğleden sonra sevgili öğretmenım Necdet Kut'un
verdığı ızınle. Kore'dekı askerlerimız için yazdığım bır
şıın, yayımlansın diye Cumhuriyet'e getırmiştim.
Gazeteye gınp çıkmam, 30 saniye sürdü. Aradan he-
men hemen yanm yüzyıl geçmesıne karşın, o kısa za-
man parçası bütün canlılığı ile belleğimde. Hatta, men-
dil almayı unuttuğumu, tam kapıdan gırdiğimde, bur-
numun akmaya başladığını, telaşla bumumu çektiğı-
mı bıle anımsıyorum.
Cumhunyet'te yazmaya ise 1974 yılının 23 Nisan gü-
nü başladım. llhan Selçuk'un önermesi üzenne Na-
dir Nadi çağırmış ve Cumhuriyet'te yazmamı ıstemiş-
ti.
Dünyalar benim olmuştu. 12 Eylül'de, iki kez, 10 ve
28 ay süreyle, zorunlu olarak gazeteden uzaklaşmak
zorunda kaldım.
Bunların ıkmcısinde 15 ay süreyle, içeriden, Samim
Lütfü takma adıyla yazdım.
Toplam 17.5 yn çahştığım Cumhuriyet'te edindlğim
dostluklar, dostluktan da öte, arte ilişkiterrne dönüştü.
1991 yılı 5 Kasımı'nda, burada ayrıntısına girmeyece-
ğım, büyük kopma olayını yaşadık. Kedı Dergisi'nin çı-
kışı üzerine "Yaşasın! Artık kedılenn de bir dergisi var"
diye bıten yazıdan 24 saat sonra bizler gazetesiz kal-
mıştık.
O güç günlerde, bana kucak açan Milltyet'e ve ora-
daki çalışma arkadaşlarım ıle yönetıcilere bır kez da-
ha teşekkür ediyorum burada.
Evet şımdi yeniden bırlikteyiz sevgili okuriar. Ve si-
ze 4. kez, yenıden, başka aynlıklar olmaması dileğiy-
le, "Merhaba" dıyorum.
Seçim gezisini sürdüren Yılmaz, başkalan masal anlatırken hükümetin iş yaptığını söyledi
4
Kaygumz, engeflenmek'
DÜRDANE KIRÇUVAL
ERZURL'M - Seçım gezilennı siirdüren
Başbakan MesutYılmaz, 16 aydan ben baş-
kalan masal anlatıp birbiriyle kavga ederken
Meclis'te çoğunluklan olmamasına karşın iş
yaptıklannı söyledi. Hiçbir güçlükten yıl-
mayacaklannı ve kimsenin önünde eğilme-
yeceklerini kaydeden Yılmaz, "Tek kaygı-
mız, hizmetterimizin engellenınesidirr
dedı.
Trabzon'dan dün Erzurum'a geçen Baş-
bakan Yılmaz, Erzurum tmranlı Doğalgaz
lletim Hattı'nın temelini attı. Yılmaz, Tür-
kiye'yi enerji koridoru haline getırecek bır
projeyi başlattıklannı kaydederek, dünya-
nın bilinen en temiz. verimi en yüksek ve al-
tematiflerine bakılınca en ucuz yakıtı olan
doğalgazı en kısa sürede tüm Türkiye'ye ya-
yacaklannı bildirdi. Bu nedenle Türkmenis-
tan, Rusya ve Bulgaristan'dan doğalgaz alı-
nacağını anlatan Yılmaz. 10 yılda tüm Tür-
• Başbakan Yılmaz, " 16 aydan beri başkalan masal anlatırken,
geçmişte olduğu gibi birbiriyle İcavga ederken, Meclis'te çoğunluğumuz
olmadığı halde. bir azınlık hükümeti olduğumuz halde iş yapmaya
çalışıyoruz. Kaygımız, hizmetlerimızin engellenerek gecikmesidir" dedi.
kiye'yi boru hatlanyla öreceklenni söyledi.
Erzurum'dan Sıvas'a, oradan da iki kol
Ankara ve Konya Seydişehir'e gidecek top-
lam 1500 kilometrelik hattın ılk temelini bu-
rada attığmı belirten Yılmaz, "Atatürk. 79
yıl önce Erzurum kongresinde milli sınırlar
içinde bölünnıez bir bütün olduğunu, hiçbir
ülkenin mandasını kabul etmeyeceğini dün-
yaya ilan etmiştir. Biz de Cumhuriyetin 75.
yıhnda Türkrye'yi doğalgaz boru ağryla ör-
me kararttuğünızı ilan ediyomz" dedi.
Yılmaz şöyledevametti: "Bizburayaboş
söder söylemek için değil, iş yapbğımızı söy-
lemeye geldik" diyen Yılmaz, sözlerini şöy-
le tamamladı: "16 aydan beri başkalan ma-
sal anlatırken,geçmişte olduğu gibi birbiriy -
k kavga ederken, Meclis'te çoğunluğumuz
olmadığı halde, bir azınlık hükümeti oldu-
ğumuz halde bu hizmetieri yapıyoruz. Bir
yandan enflasyonla, pahahhkla mücadele
ederken, halkın baş belası bölücü eşkıyayı
ezmeye çalışırken. bir yandan da Türkiye'yi
çetelerden, mafyadan temizlemeye çahşryo-
ruz. Allah'tan başka künseden korkumuz
yok, ama kaygımız, endişemiz var. Kaygunız,
ydlardırengeuenen bu hizmetfcrin yineengel-
lenme nedeniyle gecikmesidir. Bu hizmetie-
ri Türkiye'ye kazandırmak için çahşacağız."
Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Cum-
hur Ersümer de Dogubeyazıt'tan başlayıp
Seydişehir'e kadar gidecek olan doğalgaz
boru hattının tahminlerden daha ucuza ger-
çekJeştiğini belirtirken "Bakû-Ceyhan boru
projesi de göstermiş.tirki maliyet fizibilitede
teklif edilen rakamlardan çok daha aza çe-
kflebiüyor. Aynca, bu proje doğalgaz taşıma-
sı açısından Türkiye'nin ne kadar güvenli
bir ülke olduğunu da kanıüamışür" dedı.
Yılmaz, Erzurum Palandöken'de 'Gon-
dolliftin'i hizmete açtı.Yılmaz, ekonominin
katalizatörü durumunda olan turizm sektö-
riinün gelışmesi için çalıştıldannı bildirdi.
Yılmaz, 10 milyon turist, 12 milyar dolar da
turizm geliri beklediklerinı bildirdi.
Yılmaz ardından Çimento Müstahsillen
Işverenleri Sendikası llköğretim Okulu'nu
açtı. Dedeman Oteli Otelcilik Turizm ve
Meslek Lisesi'nin temel atma törenine de
katılan Yılmaz, Erzurum içmesuyu projesi
ishale tünelinin de temelini attı. Erzurum
Cemal Gürsel Stadyumu ışıklandırma siste-
minin temelini de atan Yılmaz, Güreş Eği-
tim Merkezi'ni de hizmete açtı.
GeneEaırnıay'ııı
35 siyasi için
suç dııyurıısıı
• Genelkurmay Başkanhğı 1995 seçimlerinden
bu yana 35 milletvekili ve siyasetçi, 3 hâkim ve
savcı olmak üzere toplam 286 suç duyurusunda
bulundu, bunlardan 146'sı hakkında dava açıldı.
ANKARA (ANKA) - Genelkurmay Başkanhğı,
Aralık 1995 seçimlerinden bu yana 35 milletvekili
ve siyasetçi hakkında suç duyurusunda bulundu.
1995 genel seçimlerinden binncı parti olarak çıkan
Refah Partisi'nin REFAHYOL hükümetıyle iktidara
gelmesi, Türkiye'yi 28 Şubat sürecine taşıdı. 28
Şubat'ta yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla
RP'nin iktidardan uzaklaştınlması süreci başladı ve
parti daha sonra da kapatıldı. Genelkurmay
Başkanhğı bu süreçte çoğunluğu RP olmak üzere 35
siyasi ve milletvekili hakkında DGM'lere suç
duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunulan
milletvekilleri arasında RP nin kapatılmasına neden
olduklan için milletvekillikleri düşen RP'lilerde
bulunuyor. 1996 yılında 2 milletvekili hakkında suç
duyurusunda bulunan Genelkurmay, 28 Şubat
sürecinin devreye girdiği 1997 yılında 25, bu yılın
ilk 9 ayında da 8 siyasi ve milletvekili hakkında suç
duyurusunda bulundu.
Savcı ve hâkimlere suç duyurusu
Genelkurmay Başkanhğı aynca 1995 seçimlerinden
bu yana geçen üç yıllık süre içinde, yine 1997
yılında 3 hâktm ve savcı hakkında da DGM'lere suç
duyurusu başvurusu'yaptı. Genel toplamda
Genelkurmay Başkanhğı 1996 yılında 74, 1997
yılında 148, 1998 yılında ise 64 olmak üzere toplam
286 suç duyurusunda bulundu.Genelkurmay
Başkanhğı'nın suç duyurulanyla birlikte bunlara
bağlı olarak açılan davalar da benzer eğilim izledi.
Suç duyurulanna bağlı olarak 1996 yılında 37,
1997'de 91, 1998'de 18 da\a açıldı. Genelkurmay'ın
bulunduğu 286 suç duyurusundan 146'sı davayla
sonuçlandı. Haklannda suç duyurusunda bulunulan
kişiler arasında gazeteciler de yer aldı.
Atatürksevdahsı aüeErzurum'da ulu önder Atatürk sevdahsı baba-
anne iki oğluna Ata ve Tiirk adlannı vererek,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna olan
büyük sevgüerini en iyi şekilde gösteriyoriar.
Baba Soylu, Atatürk sevgisinin kelimelerie ifade
edilemeyecek kadar yüce olduğunu belirterek
"Ulu önderin ismini iki çocuğuma verdiğim için
çok mutluyum" dedi. Yasemin ve Atilla çifb"
çocuklan Ata ve Türk ile birlikte.
(Fotoğraf: AA) •
Secimler
3 milyonu
aşkın genç
ilk kez oy
kullanacak
ANKARA (UBA)-Önij
müzdeki yıl yapılacak se
çimlerde 3 milyon 250 bi
871 gencin ilk defa oy kul
lanacağı bildirildı. ANAJ
Gençlik Kollan tarafinda
yapılan araştırmada, baz
illerde ilk defa oy kullana
cak seçmen sayısının, o il
de birinci olan partiden da
ha fazla olduğuna dikka
çekildi.
ANAP Gençlik Kolla
n'nın yaptıgı biraraştırma
ya göre, 1995 yılına gön
seçmenlerin sayısında İD
defa oy kullanacak gem
nüfus nedeniyle yüzdı
10'luk bir artış oldu. Önü
müzdeki 18 Kasım gene
ve yerel seçimlerinde top
Iam35milyon 103binseç
men var. Bunlann arasınd
30 Kasım 1997'de yapılaı
nüfus sayımına göre oj
verme hakkına sahip olaı
seçmenler ve 18 Nisaı
1999 tarihine kadar seçmı
hakkına sahip olacaklarli
birlikte 3 milyon 250 biı
871 genç ilk defa oy kulla
nacak.
ANAP'ın oyundan
fazla
Araştırmaya göre, Istan-
bul'da 1 milyon 278 bir
392, Ankara'da 549 bir
326, îzmir'de416bin708
Adana'da 260 bin 929
Bursa'da 238 bin 542, Di-
yarbakır'da 182 bin 208
Gaziantep'te 169 bin 878
Manisa'da 169 bin 824
Samsun'da 187 bin 563
Erzurum'da 115 bin 500
Afyon'da 92 bin 100 ve
Bitlis'te 33 bin 893 kişı
önümüzdeki seçimlerde
ilk defa oy kullanacak.
Araştırmada, 24 Aralık
1995 seçimlerinde
ANAP'ın lstanbul'da 91C
bin 512 oy alırken, Anka-
ra'da 399 bin 513 ve Iz-
mir'de 302 bin 148 oy aldı-
gına da dikkat çekildi.
Bu illerdeld ilk defa oy
verecek seçmen sayısının
24 Aralık 1995 seçimlerin-
de ANAP'ın aldığı oylar-
dan fazla olduğu belirtilir-
ken, hatta ülke genelınde
bazı illerde ilk defa oy kul-
lanacak seçmen sayısının,
son seçimlerde en fazla oy
alan birinci partiden daha
fazla olduğuna dikkat çe-
kildi.
Milletvekili Veli Yıldırım
'Yeşil'in Tunceli'de
olduğu iddiası
ciddiye alınmadı'
Tuğrul Türkeş'e göre Bahçeli, partiyi çizgisinden saptırdı; yeni parti yolda
Türkeşçfler MHP'den kopuyor
TUNCELt (Cumhuri-
yet)-CHPTunceli Millet-
vekili Orhan Veli Yıldı-
nm.-Yeşü-kodadlıMah-
mut Yüdınm'ın Tunce-
lfde olduğuna ilişkin söy-
lentilerin ciddiyet kazan-
dığını, ancak güvenlik
güçlerının bu konuda ih-
malı bulunduğunu söyle-
di.
Bir süre önce kaybolan
Mehmet Mazaca (65) ola-
yı ve "Yeşil" ıle ılgılı araş-
tınnalar yapmak ıçın Tun-
-ceh'\e gelen CHP Tunce-
h Mİllervekili Orhan Veli
Yıldınm, CHP Tunceli İl
Başkanlığı'nda bir basın
toplantısı düzenleyerek
gözlemlennı aktardı.
Tunceli Valisi Mehmet
Ali Türker ile uzun bir gö-
rüşme yaptığını belirten
Yıldınm. Yeşil'leilgili 30
Ekim 1998 günü güvenlik
birımlenne ıhbar yapıldı-
gını, ancak emnıyetin va-
liyi bır gün sonra bu ihbar-
dan haberdar ettığinı söy-
ledi. Valinın konuyu ılk
olarak gazetecı Ferit De-
mir'den öğrendığını ve da-
ha sonra emniyetten bılgi
istediğinı belirten Yıldı-
nm. şunlan söyledi:
, "Emniyet burada çok
suiistimalli da\ ranmış, ya-
pılan ihban vali\e anında
haber vermemiştir. Neşil'i
gördüğünü anlatan ha-
mamcı Hasan Beltan'ın
155 Poüs İmdat telefonuna
yapüğı ihbara polisler, çok
sonra gitmiştir. Oy sa anın-
da oraya gitmeleri gereki-
>ttrdu. Burada polisler ve
emniyet yetküileri çok ih-
malci \e ciddi\etsiz da>ra-
nışlar göstermişler, arada
ihmal var."
Veli Yıldınm, Tunce-
li'de yaptıgı araştırmada
birçok esnaf ve kişinin Ye-
şil'i gördüğünü söylediği-
ni, bu kişinin buralara ge-
lebileceğini, çünkü Ye-
şil'in geçmişte de ilk fa-
aliyet alanının Tunceli ol-
duğunu belirtti. Tunceli'de
birçok cinayete kanşan
Yeşıl'i kent esnafının çok
iyi tanıdığını anlatan Yıl-
dınm, sözlerini şöyle sür-
dürdü: "YeşiL Tunceli'ye
rahatukla gelebüir. Bölge-
\i iyi biliyor, burası küçük
bir kent Daha rahat ka-
mufle olur, halk üzerinde
bir baskı olarak bölgede
kalabilir. Yeşil'i gören ha-
mamcı Hasan Beltan. geç-
mişte bu şahsın işkencesi-
ne maruz kalmışnr. Bel-
tan'ın bu şahsı iyi tanıma-
sı, Yeşil'in buralarda oldu-
ğuna kanıtnr."
Veli Yıldınm, Tuncelılı
Mehmet Mazaca'nın da
Yeşil söylentilerinin dolaş-
tığı dönemlerde ortadan
kaybolmasının düşündü-
riicü olduğunu \nrgulaya-
rak şöyledevametti:
"Mehmet Mazaca adlı
vatandaşımız bir alacağını
tahsil etmek için Kmancı-
lar Uçesine gitTniştir. Bu il-
çeElazığ iMnebağhdır.Ma-
zaca'nın oğullannın yapb-
ğı araştırmada Kovancı-
lar'da oturan eski bir iö-
rafçnun bu kaçırma işine
kanşmış olabileceği, bu ki-
şinin İsmail Koç olduğu
belırtıldı.
Yıldınm, devletin ve
özellikle Elazığ'daki yet-
kililerin Mazacı olayı ve
Yeşil'le ilgili acilen açık-
lama yapması gerektiğini
söyledi.
tstanbul Haber Servisi -
MHP'de genel başkanlık
mücadelesıni Devlet Bahçe-
li ile girdiği yanşta kaybe-
den Tuğrul Türkeş: Bahçe-
li'yı, partiyi çizgisinden sap-
tırmak ve Alparslan Tür-
keş'in izlerini partiden sil-
mekle suçladı. Türkeş.
MHP'nin sıkıntılı bir durum
içine düştüğünü belirterek.
u
Bunun en önemli nedeni
mevcut yönetimin kapah ve
izah edilemeyen ihşkileridir"
dedı.
MHP'de Genel Başkan
Bahçeli ve Tuğrul Türkeş
arasındaki anlaşmazlık, Tür-
keş'in, kendısine ait Yeni
Harman dergisinin 30
Ekım-5 Kasım tarihleri ara-
sında çıkan 14. sayısındaki
yazısında çok belirgin bi-
çimde ortaya çıktı. Yandaş-
lanyla birlikte MHP'den ko-
parak Aydınlık Türkiye Par-
tisı (ATP) adında yeni bir
parti kuracağı belirtilen Tür-
keş, yazısında şöyle dedi:
"Yıllardır solun MHP'ye
giydirmek istediği 'Mafya'
• Tuğrul Türkeş,
Yeni Harman
dergisinin 30 Ekim-5
Kasım tarihleri
arasında çıkan 14.
sayısındaki yazısında
yandaşlanyla birlikte
MHP'den koparak
Aydınlık Türkiye
Partisi (ATP) adında
yeni bir parti
kuracağını açıkladı.
srfaü MHP'ye yeni gelmiş
acemi yöneöciler tarafindan
adeta doğruymuşçasuıa "le-
mizliyoruz. ayıklayacağız.
kapattık' gibi talihsiz beyan-
larla îeyit edilir gibi oldu. Bu
da nüllet nezdinde itibar kay-
bettirdi. Bir mafya bozuntu-
su 'Türkeş en çok parayı se-
verdi' diye açıklama yapar-
ken buna karşı sessiz kalan
MHP yönetimi, Türkeş'in
açıklanan terekesinde böyle
bir haksız strvet ediniminin
olmadığını bUmediklerinden
mi sessiz kahyorlar?"
Yazısında MHP yönetimi-
ni ülke siyasetini izlememek
İşçi, partisini benimsemiyor
ANKARA (ANKA) : Türk-fş
bünyesinde oluşturulan Özelleştir-
meye Karşı Sosyal Devleti Koruma
Komisyonu, sendikacılann oy ver-
dikleri partilerle uyum ilişkilerini
araştırdı. Ankete katılan 900 sendi-
kacıdan yansı "Suuf çıkannız ile oy
verdiğiniz parti arasında uyum gö-
riiyor musunuz" sorusuna "hayır"
yanıtmı verdi.
Türk-lş'e bağlı 34 sendikanın şu-
be ve temsilcilikleri dahil olmak
üzere 900 sendikacı üzerinde yapı-
lan ankette, sendikacılann yanya
yakını (yüzde 48.98) smıf çıkarla-
nyla oy verdikleri partnün program
ve uygulamalan konusunda bir
uyum görmediklerini belirtirken,
yîizde 36.6%ı "lasmen" yanıtmı ver-
di. Sadece yüzde 15.1'lik kesimin
'hıyum görüyorum'' şeklinde görüs
bildirdiği ankette, yüzde 21.451ik
bölüm bu konuda •'fikrinin ohnadı-
ğı"m belirtti. Bununla birlikte an-
kette, "MecBs'tegnıbubuhmanpar-
tikrin KtT ve özelleştinne poBtika-
lannı nasıl değerlendrvBrsunuz" so-
rusuna sendikacılar, parlamentoda-
ki partilerin tümünün özelleştirme
taraftan olduğunu bildirdiler.
ve politika üretememekle
suçlayan Türkeş, partinin
Anadolu'da "Türkeş'üı par-
tisi" olarak bilindiğini kay-
detti. MHP yönetiminin Al-
parslan Türkeş hakkında
asılsız ithamlarda bulundu-
ğunu ve Alpaslan Türkeş'i
haksız saldınlara karşı koru-
madığını ifade eden oğul
Türkeş. yazısında özetle şu
görüşlere yer verdi:
"Simdiki MHPlstanbulÜ
Başkanı, '95 secimlerinin ne-
tkesi ile Türkeş'e dil uzatma-
ya kalkarken irtifak görüş-
melerinin detayiaruu biliyor
mu? Başbuğ'un görev lendir-
mesi ile Şıvgın'ın bürosun-
da ANAP ile 62 milletveldlh"-
ği için anlaşma sağlanırken
ANAP Genel Merkezine
'Tek yetkili benim' diye ha-
ber yoUayıp sonra da
DYP'den 29 kontenjanı ala-
mayan kimdi? Bahçeli ve ar-
kadaşlan bflmiyorlar mı? O
dönemde partinin Divan
üyesi değiller miydi? Gizli
görüşmelerde. Meclis çahş-
malan ile alakah olarak bü-
yük paralar döndüğü iddi-
alan bu camia içinde hep
yankılandı. Peki şayet böyle
kirli iuşküer bu camiada ko-
nuşuluyor ise ve merkezinde
de bir isim geziyorsa mevcut
MHP yönetimi neden bunu
gün ışığına çıkartmaz?"
Aktaş: Yabancı îşçiler findık toplamayı beceremiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Içişleri Bakanı KutluAktaş, CHP ls-
tanbul Milletvekili ErcanKarakaşın
soru önergesini yanıtlarken "Ordu
Ume Kürt kökenH vatandaşlann giri-
şinin yasaklanması diye bir hususun
kesüüikle söz konusu olmadıgınr sa-
vundu. Aktaş, kentdışından gelen iş-
çılerin "findık toplamayı becereme-
diklerini'' belirtti.
CHP'lı Ercan Karakaş, Içişlen Ba-
kanı Kutlu Aktaş'ın yanıtlaması iste-
miyle verdiği soru önergesinde, Or-
du'ya Kürt işçilerin sokuhnadığı ha-
berlerine dikkat çekmişti.
Aktaş, Karakaş'ın sorulannı yanıt-
larken böyle bir yasağın söz konusu
olmadığını savunarak şunlan söyle-
di:
-İl dahiündeözellikle hassas ilceler-
de, VaB Kemal Yazıcıoğlu'nun baş-
kanhğmda yapılan toplanülarda di-
şarıdan gelen işçilere ihtiyaç buhın-
madığu köylünün kendi isini yapabi-
leceği, aynca findık toplarna işini be-
ceremeyen baa yabancı işçilerin de fi-
danlarazarar verdikleri vegelecek yı-
lın mahsulünü menfi yönde etkikdik-
leri, bazı işçilerin de teröre ve çesjtii
suçlara iştirak ettikleri şekünde de-
ğerlendirmeler alındıği ve başlangıç-
ta bölge dışuıdaki illerden işçi getiril-
mesinin uygun görühnediği, tl Tanm
Müdürlüğü'nün de bu yönde teklifte
bulunduğu, konunun valilik açıkla-
ması şeklinde hazuianarak Uçelere
duyurulduğu anlaşümışnıf
Aktaş, findık toplama mevsimi
başladığında, özellikle sahil kesimin-
de bulunan Unye, Fatsa, Ulubey gibi
ilçelerde yabancı işçilere ihtiyaç
bulunduğunun anlaşılması üzerine,
bu ilçelerde yabancı işçilerin çalış-
tınldığını bildirdi.
Yurtsever işadamları birleşiyor
'Çözümulusal
ekonomiye
dönüşte yatıyor'
FATMAKOŞAR
"Bu ülkede işadamlan-
nu IMF'nin gönüllü sözcü-
lerinin ya da irtkanın ka-
ranlık kafalaruuntemsilet-
meleri kabul edilemez" di-
ye yola çıkan Atatürkçü,
yurtsever işadamlan, Ulu-
sal Sanayicı tşadamlan
Derneği (USİAD) çatısı al-
ünda bir araya gehyor. TÜ-
SİAD ve MUSIAD'a alter-
natif ohnaya hazırlanan
demeğin Girişimciler Ku-
rulu, en geç 10 gün içinde
resmi başvuruyu yapmayı
planlıyor.
Yeni dünya düzeni ve
globalizmin çökmesiyle
gündeme gelen "ulusakn
ekonomikri güçlendirme"
görüşünün bir ürünü ola-
rak değerlendirilen USÎ-
AD, "işadanunın sağcı bir
örgüüenmeyle bir araya
gelmesi gerekir'' yaklaşı-
mnıı da ortadan kaldırma-
yı hedefliyor. USİAD Giri-
şimciler^ Kurulu Başkanı
Kemal Özden, Türkiye'de
TÜSİAD ve MÜSİAD'ın
temsil edemediği çok sayı-
da işadamı olduğunu söy-
lüyor. Globahzmin iflaset-
tiğini belirten Kemal Öz-
den sorulanmızı yanıtladı.
- GlobalizmİD bittiğini
ifade ediyorsunuz. Türkiye
bundan sonra nasıl bir yol
iztemeti?
- Ya gerçek ekonomiden
yana olacaksuuz ya da sa-
nal ekonomiden. Borsa sa-
nayiye kaynak yaratmak
için kurulmuş, ama bugün
borsa sanayiye kaynak ya-
ratmıyor. Biz gerçek üreti-
min desteklenmesinden
yanayız. Türkiye, gümrük
duvarlannı Amerika ya da
diğer gelişmiş ülkeler ka-
dar yükseltmeli. Dünyayla
rekabet edebilir bir Türki-
ye ekonomisi yaratılmah.
Gelişmiş üUceler mallannı
tüketirken, Türkiye'de Yer-
li Mallan Haftası'nın unut-
turulmasının haklı bir ge-
rekçesi olabilir mi? Ata-
türk'ün politıkalanna dön-
memiz gerekiyor. Ulusal
sanayiyi güçlendütneliyiz.
1923 ruhuyla tekrardan bir
kalkınma hamlesine gir-
meliyiz. Kendi çalışanıyla
kavga düzeni içinde Türki-
ye'yi kalkındırmaya çalı-
şanlar, diktatörlük elbisesi
diksinler kendilerine.
- Kapah ekonomiler
uzun yaşayamıyoıiar? Na-
sıl bir ulusakıhk?
- Biz kapah ekonomiyi
savunmuyonız. Türkiye
ulusal ekonomisini güçlen-
dirmezse globalizmin için-
de sadece piyon, karakol
bir ülke olabilir. Küresel-
leşme, yani uluslararası fı-
nans kapitalin emrindeki
çokuluslu birtakım fırtna-
lann küçük ülkeleri sömür-
düğü düzende, siz kendi
sanayicinizi desteklemez,
borsacıyı, bankacıyı des-
teklerseniz ihracatçınız za-
yıfkalır.
- Dünyada yaşanan glo-
bal bunahmı nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
- Finans kapitalin dün-
yadaki cirosu, dolaşan
mallann tutannın 10 katı
kadardır. Gerçek üretici-
den hortumlayarak besle-
nen finans kapitalin artık
"bortumlayacak" kaynağı
kalmaması. dünya krizini
ortaya çıkardı. Bu düzende
para önemli, rnalın önemi
yok. Gerçek üreticiden
beslenen sermayenin artık
"emecek kan" bulamama-
sı ulusalcı görüşlerin ağir-
lık kazanmasına yol açtı.