16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10KASIM1998SA 14 KULTUR PORTAL DtKMENGÜRÜN Oyunculıık dedüderi...• r "Oyunculuk mimarlık gibidir, inşa etmektir" Oyunculuk üstüne çeşitli söyleşilerin derlendiği bir kitap okuyorum: "Aktör" Kitabın editörü, dramaturg (Kaaitheater- Brüksel) Marianne Van Kerkhoven çok geniş bir açıdan bakarak oyunculuğu üç ana grupta ele almış. Stanislavski meto- dundan yola çıkan oyuncular, Brecht oyun- culuğunubenimseyenlerve "üçüncüvar- yant" olarak tanımladığı, "kişilikleruü sahne iistüne taşıyanlar" ya da "yeni per- formans temelli oyunculuk". 1980'lerde A\rupa'da Hollanda ve Belçika tiyatrosun- da baş veren, Amerıka'da özellikle Wo- oster Group'ta biçimlenen ve giderek diin- 'yada yaygınlaşan bu üçüncü türde, aktö- irün sahneye kendini taşıması ve de oyna- dığı rolü bu kişilik çerçevesinde yarat- • ması üzennde duruluyor. •'i> Kısaca, Kerkhoven'e göre oyuncunun •tolünü yorumlaması degil, kendi kisjligiy- le baglantılı olarak yaratması önem kaza- •riıyor. Kitapta, Christoph Marthaler gibi 'yönetmenlerin ve bazı akademısyenlerin -görüşlerine de yer verilmiş. ama yoğun- luk oyuncularla, dansçılarla yapılan söy- leşilerde. Bu söyleşilerin ortak noktası seyirciyle iletişimin sağlanması için oyun- cunun belli birbirikime sahip olması ge- fektiği ve bu birikimi güncelin de ötesi- he taşiyarak sahne üstünde ışlevsel kıla- t)ilmesi. Hemen belirtmeliyim ki Kerkho- ven'in amacı oyunculuk biçimlerini bel- 'H kategorilerle sınırlamak değil. Oyuncu- luğun (bu sanatın yükünü omuzlannda taşımasını bilenler için) kaynaklan tü- Renmeyecek boş alanlar içerdiğini belir- lemek, tartışmazeminleri oluşturmak. El- bette sanatçının zenginliği onun bu alan- lar içinde/arasında dolaşımıyla sorgulan- masıyla, incelenmesiyle baglantılı. Aka- demisyen Hans-Thies Lehmann'ın da ki- Rramaturg Kerkhoven'e göre oyuncunun rolünü yorumlaması değil, kendi kişiliğiyle baglantılı olarak yaratması önem kazanıyor. Editörlüğünü yaptığı Aktör adlı kitapta, Christoph Marthaler gibi yönetmenlerin ve bazı akademısyenlerin görüşlerine de yer verilmiş, ama yoğunluk oyuncularla, dansçılarla yapılan söyleşilerde. Bu söyleşilerin ortak noktası seyirciyle iletişimin sağlanması için oyuncunun belli bir birikime sahip olması gerektiği ve bu birikimi güncelin de ötesine taşıyarak sahne üstünde işlevsel kılabilmesi. tabın önsözünde değindiği gibi oyuncu- lukta Stanislavski, Brecht ya da yeni-per- formans çizgisinden söz edilebileceği gi- bi bunlara biomekanik de eklenebilir ya da Artaud'nun oyuncuyla hesaplaşma- sından yola çıkılabilir. Burada önemli olan oyunculuk sanatında yeni anahtar sözcükler yaratabilmektir. îletişimdir. Oyunculuk sanatınm nerelere kadar uza- nabildiğinin irdelenişidir. Sözcüklerin bedende dolaşımı YüdızKenter,oyunculukta kesürme yol olmayacağından söz eder. Oyunculuk bir yaratım sürecidır. Martin Wuttke metnin bedenınde dolaşımına değinır. "Bazı metinler kafamda yer alır, bazıla- n bacaklanmda! Metinler bedenimde dolaşır ve bu bir fiziksel eş lemdir. hare- kettir. Üzerinde çalıştığun bütün ınetin- lerde satırlann resimleri belleğinıde yer etmiştir. Mekânsal görseüik metnin bel- leğivle bağlantıbdır ve bu da bedensel devinimi gerçekleştirir. Oyunculuk mi- marlık gibidir, inşa etmektir.*' Burada F. Lkıyd VVright'in "mimari tiim sanatla- nn anasıdır" sözlerine bir gönderme de yapılabılir. Bir diğer sanatçı, oyunculu- ğu kır manzarasıyla kıyaslar. Kişinin gö- zünün ulaşabildiği sanatsal ve toplum- sal gerçeklerle arasında mantıksal bağ- larkurduğubirkırmanzarası. Birbuluş- ma alanı... Bir diğer sanatçı içinse oyun- culuk bir senfonidir. Dünden bugüne 13 Ağustos 1955 tarihli "Ulus" gaze- tesinde Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, "Ak- tör kimdir" sorusunu şöyle yanıtlar: "Ak- tör, tiyatronun yarafıcı elemam Ö7Üdür_ Aktör, şuursuz benüğinde binbir kişilik taşrvan orkestral bir varüktır.'" Suat Taşer'in 48 yıl önce söyledikleri, oyuncu enflasyonunun yaşandığı, sanat- çı kavTamının ayaklar altına alındıği gü- nümüzde ibret vericidir. "Aktörün ve ak- töriüğün cemiyet içindeki gerçek değerle- rini anladiğımız gün kötühlkJerin, çirkin- liklerin, hatalann bizim ülkemizde de sü- rüp gttmeyeceğine inanabiüriz." (1) Süleyman Ansoy, aktörû şöyle tanım- lar: "Zamanımızdaki haldki aktör, pozi- tif ve manevi ilimlerin kültür jeneralini yapnuşbir sanatçıohnasımecburiyeti kar- şısındadır. Sanat ve rolünün kap ettirdiği konuda betahsis, hususi surette tetebuu (inceieme), araşOrmalan ve müşahadele- riyle (göztemJerivle) sanadnı derinkştire- cektir".(2) 9 Ekim 1950 tarihli "Vatan" gazete- sinde Behçet Kemal Çağlar'ın saptama- lan da pek ilginçtir: "_. Dünyanın hiçbir yerinde tiyatro sa- natkân hüdav-ı nabit yetişmez; bir mek- tepten mezun olması, bir kültüre sahip bulunması şarttır_. Tiyatro insana şive- den hayat görüşüne kadar çeşitti mühim şeyler öğreten bir mekteptir. Orada rast- gele insan, vücudu biraz güzei, sesi biraz gür diye, nasdhemencedkvazifesahibioia- bilir." Yine günümüze dönecek olursak, oyun- culuk sanatının pek çok alanlan kapsayan inceliklerini, derinliklerini, devingenli- ğini Christoph Marthater'in sözleriyle özetlemek mümkün: "Neden sahne üs- tünde oiduğunun bifincme varan oyuncu doğruyu bulabilir. Bilinçlivesessldiği için- debüe karştsındakiyle tktişinı kuranoyun- cu varüğınj kamdayan o> uncudur." Birçok kavTam gibi oyunculuk sanatı kavramının da içinin boşaltılmamasına özen göstermeliyiz. (l)Suat Taşer "AktörveAktörlük" Var- lık, 1 Ağustos 1950 (2) Süleyman Ansoy "Aktörlük Sanatı, Psikolojisi ve tlim." Devlet Tıyatrosu Dergisi, Şubat-Mart 1957 Pozitifve Açık Radyo işbirliği ile düzenlenen 2. IstanbulMüzikŞenliği 4/5/6 Aralık'ta gerçekleştirilecek Dokuz ayn salonda 90 etkhdikKüttür Servisi - Pozitifve Açık Radyo işbirliği ile düzenlenen tstanbul Müzik Şenliği'nin ikinci- si 4/5/6 Aralık tarihlçrinde Harbiye Askeri Mûze ve Kültür Sitesi'nde gerçekleştirilecek. Dokuz ay- n salonda 90'm üstünde etkinliğin yer alacağı şen- lik kapsamında halk müziğinden caza, klasik Ba- tı müziğinden klasik Türk müziğine, rocktan etnik müziğe kadar uzanan konserler. atölyeler, söyle- şiler, paneller ve çocuk etkinlikleri izleyicilerin beğenisine sunulacak. Şenlik kapsamında aynca ta- nıtım masalan, CD ve kitap satışı gibi etkinlikler de yer alacak. Müzikle ilgili her kesimden insanı aynı çatı al- tında, keyifli bir ortamda buluşturmak, müziği ve müzisyeni ön plana çıkarmak, özgün, alternatif arayışlar içinde olan müzisyenler için ortak bir platform olu^turmak, Türkiyeli müziğin dünyaya açılabilmesi için gerekli ortamı yaratabilmek amaç- lanyla yola çıkan lstanbul Müzik Şenliği'nin spon- sorlan Borusan Kültür Sanat AŞ, Eczacıbaşı, Ka- nncalar Uluslararası NakJiyat AŞ, MNG Bank, Total lletişim, WDR 3 ve Cumhuriyet. Bu yıl ay- nca Almanya'nın en büyük radyolanndan biri olan WDR ve Berlin'den Radio MultiKulti konserleri kaydedip kendi ülkelerinde yayımlayacaklar. lstanbul Müzik Şenliği kapsamında üç gün bo- yunca çeşitli başhklar altında etkinlikler gerçek- leştirilecek. ;OsmanlTdan Cumhuriyete musiki mirası L Sanat yönetmenliğini Biilent Aksoy, tncila Ber- tuğ, Fıkret Bertuğ ve Ersu Pekin'in yaptığı "Os- manlı'dan Cumhuriyet'eMusiki Miraa" bölümün- de unutulmaya yüz tutan zengin bir musiki mira- ;ı ve günümüze yansımalan, Osmanirda seçkin kül- türün zevkini dile getiren fasıl musikisi ile kentli "kitlenin sesini yankılandıran köçekçeler ve bu dö- Ineme özgü yenilikçi musiki anlayışının yapıtlan "rhüzikseverlere sunulacak. Bu bölümde Klasik "Sazlar Beşlisi, Cumhuriyet döneminde saz musi- lüsi eserlerini, tnciÇayırb Cumhuriyet dönemi şar- Tulannı, Doğan Dikmen uşşak takımını, Nurettin "Çelik Gerdaniye köçekçe takımını seslendirecek. "Bu bölümde aynca Incila ve Fikret Bertuğ'un ka- "tılımıyla Niyazi Sayın ile 'Musiki Ortamlan, 'Fev- i iiye KıraatfıanesP, Bülent Aksoy ve Cemal Ün- lü'nünkanlacağı '1950"densonraTaşPlaklardaTürk Musikisi'. BezmaraTopluluğu'nun katılacağı 'Unu- tulmuş Sazlaria Tanışahm' başlıklı söyleşiler ger- çekleştirilecek. KentliMüzik bölümünde ise birçok kültürün, se- sin iç içe geçmesiyle kentin müziğe, müzisyene olan etkileri yansıttlacak. Bu bölümün konuklan ise şöyle; Bir Serdar Ateşer Topluluğu. Göksel, Gök- han Kırdar Cinnet Konseri. Replıcas. Uçan Halı, Kaos. Hakan Kurşun, Gürol Ağırbaş, Nekropsi. Ay- nca Gökhan Aya'nın yöneteceği Murat ErteX Gök- çen Kaynatan ve Taner Öngür'ün katılacağı 'Tür- kiye'de Müzik Üretimi ve Müzisyenlerin Yaşadığı Zorluklar' başlıklı bir panel gerçekleştirilecek. Sanat yönetmenliğini MeJih Duyguhı'nun üstlen- diği HalkMüziği bölümünde anonımlik, zaman için- • Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde gerçekleştirilecek olan • lstanbul Müzik Şenliği'nde halk rx müziğinden caza, klasik Batı müziğinden klasik Türk müziğine, rocktan etnik müziğe dek uzanan konserler, atölyeler, söyleşiler, paneller ve çocuk etkinlikleri yapılacak. Uç gün boyunca müzik ve müzisyen ön plana çıkarken, özgün, alternatif arayışlar içindeki müzisyenler için ortak bir platform oluşacak. Şenlik kapsamında Cem Mansur yönetiminde .Milli Reassürans Oda Orkestrası bir konser verecek. de derinlik, mekân içinde yaygmlık, yöresel dil ve müzik özellikleriyle diğer müziklerden aynlan halk müziği geniş bir yelpazede dinleyicilere sunulacak. Kardeş Türküler, Urfalı Kazancı Bedih ve Arka- daşlan, Aü Ekber Çiçek, Iki Ustadan lki Nefesli Halk Çalgısı: Ökkeş Kaya-Mahmut Turan, Kars- lı lki Âşık: Mürsel Sinan- Ahmet Poyrazoğlu, Fa- ik tnce ve Grup Avşar, Ulaş Özdemir ve Hubyar Semahı konserlerinin yanı sıra Erdal Erzincan'ın katılacağı 'Şelpe Tekniği Üzerine' söyleşi, Melih Duygulu'nun yöneteceği 'Günümüzde Türk Halk Müziği ve Popüler Müziğin Etkileşimi" başlıkJı pa- nel, MekJa Duy gulu ve EnginAslan'ın sunacagı 'Bir Türkü Söyleyelim', Alay Cihan ve MehmetTok' un sunacagı 'Atma Türkü' atölyeleri yer alacak. Etnik Müzik bölümünün sanat yönetmenliğini Melih Duygulu ve Ulaş Özdemir üstleniyor. Bu bölümde Zuğaşi Berepe, Kadir Crün ve Arkadaş- lan, Koçani Orkestar, Vliqueu Montanaro, Orhan Topçuoğlu. Birol Topaloğlu, Reşo, Kaf Dağı Mü- zik Grubu, Knar, Ricardo Moyano, Ibrahim Can, M. Naci Keskin. Kostas Siamidis, Vasüeiadis Ahil- leas, Kourtidis Yiannis, Brenna MacCrimmon ve Grup Karşılama'nın konserlerinin yanı sıra Miqu- eu Montanaro'nun 'AkdeıüzBuluşmas' başlıklı atöl- ye çahşması yer alacak. Türkiyeli Caz bölümünde ise Aydın Esen, Ne- şet Ruacan, Acid Trippin, Imer Demirer, Tuna Öte- nel, Oğuz Büyükberber, Çağlayan Yıkhz konser- lennin yanı sıra Emin Fuıdıkoğlu'nun katılacağı 'Cazı dinlemek' başlıkJı söyleşi, Lav<Tence Butch Morris'in 'Conduction' başlıklı atölyesi, Şevket Akıncı, Kamil Özler ve Neşet Ruacan'ın katılaca- ğı 'Gitar Atölyesi' yer alıyor. Sanat yönetmenliği- ni Aykut Köksal'm üstlendiği 'Genç Kuşak Türk Bestecileri bölümünde genç kuşaktan Muhittin Dürrüoğlu-Demiriz, Cem ldiz, Scmih Korucu, Öz- kan Manav. Mehmet Nemutlu. Perihan Önder-Rid- der, Mete Sakpmar ve Hasan Uçarsu'nun yapıtla- n ilk kez seslendirilecek. Konserlerde Cem Man- sur yönetimindeki Milli Reasürans Oda Orkestra- sı vc İTÜ Yaylılar Dörtlüsü'nün yanı sıra JudHh Uluğ, Metin Ulkü ve Cihat Aşkm yonımcu olarak müzikseverlerle buluşacak. Semih Korucu'nun ka- tılacağı 'Modernizm, Diasd Müzik, A. Webern' ko- nulu söyleşi, Hasan Uçarsu'nun katılacağı *Güney HindistanMüzigi'ndekiRitmikDüzenvePDSt-To- nal Müzikteki Cürnle Yapısı' başlıklı atölye çalış- ması, Semih Korucu, Mehmet Nemutlu, Mete Sak- pınar ve Hasan Uçarsu'nun katılacağı Aykut Kök- sal' ın yöneteceği 'Genç Kuşak Türk Bestecileri ve Üretimleri' başlıklı panel yer alıyor. Verin zur Fördenmg der Partnerschaft Köln-ts- tanbul Dernegi'nin katkılanyla düzenlenen ve ls- tanbul ve Köln arasında kültürel bir köprü kurma- yı hedefleyen Istanbul-Köln Buluşması bölümün- de ise çalışmalannı bir orkestra şefî oünadan yü- rüten Modern Strings konserinde, Timur Selçuk bir parçada konuk şef olarak yer alacak. Hans-UI- rich VVerner'in sunacagı 'Soundscape Design', Ne- dün Hazar'ın sunacagı 'Dünya Müziği, Almanya ve Almanya'da Yeşeren Türk Müziği' başlıklı söy- leşiler düzenlenecek. Müzik festivaUerimiz tartışılacak Dans: Bedenin Müziği bölümünde ise atölyeler- le katılımcılara keşfetmek istedikleri farklı dans, müzik kültürlerini tanıtma olanağı sunmayı hedef- liyor. Bu bölümde koreografılerini Aydm Teker, Bürge Öztürk, Rebecca Lazier'in yaptığı gösteri- ler, Rebecca Lazier'in sunacagı 'Doğaçlama Dans',AvileneÇakıa-Arrindefl'in 'SalsadaTemel Adımlar', Tanju Yddınm'ın 'Arjantin Tangosu Öğreniyonız' başlıklı atölye çalışmalan, JohnCo- ok'un 'Dansı Anlamak', Fehmi Akgün'ün 'Tan- go Öyküsü' başlıklı söyleşileri yer alıyor Müzik piyasasmın ve endüstrisinin sorunlannı ortak bir paltformda tartışmak ve çözümler üret- mek için düzenlenen panel ve söyleşiler arasında Yavuz Baydar'm yöneteceği Filiz Ali, Ayda Ak- doğan, Özalp Birol ve Mehmet Uluğ'un katılaca- ğı 'Müzik Festivallerimiz' başlıklı panel yer alı- yor. Çocuk Etkinlikleri kapsamında ise çocuklann marakas, tır-tır ve tam tam'dan oluşan enstrüman- lan tanıdıktan sonra kendi enstrümanlanru üretip, mini konserlere dönüştürecekleri 'Kendin Yap, Kendin Çal', 'Müziği Resmetmek 1-2', 'Müziği İnşa Etmek', 'YasbkOdası', 'Ses Laboratuvan' baş- lıklı etkinlikler gerçekleştirilecek. tstanbul Müzik Şenliği 2 kapsamında aynca müzik okullan, müzik dernek ve vakıflan, müzik dergileri, plak şirketleri ve ilgili kurumlar kendi- lerini tanıtma firsatı bulacaklar. Üç gün sürecek olan lstanbul Müzik Şenliği 2'nin bilet fıyatlan şöyle belirlendi: Cuma günü öğrenci 1.5 milyon, tam 3 milyotı, cumartesi ve pazar günleri tam 4 milyon, öğrenci 2.5 milyon. Katılımcılar tek bir biletle bütün etkinlikleri izle- me imkâmna sahip olacaklar. Eczacıbaşı Vakfı 'ndan genç sanatçılara destek Kültür Servisi - Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakn, Türkiye'deki üstün yetenekleri olan genç müzik sanatçılanna dünyanın ünlü konservatuvarlannda eğitim görme olanağı sağlamaya devam ediyor. Vakıf, bu yıl Cumhuriyet'in 75. kuruluş yıldönümü onuruna geniş bir fon oluşturarak, 20 sanatçıya 'Eczacıbaşı Vurtdışı Müzik Bursu' verdi. Genç sanatçılar ABD, Ingiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, ttalya ve Rusya Federasyonu'nda virtüözlük öğrenimi görecekler. Eczacıbaşı Topluluğu'nun öncüsü Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, kendi adını taşıyan vakfı Atatürk'ün 'Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musıkide değişikliği alabilmesi ve kavrayabflmesidir' sözünün ışığında, tümüyle kültürel ve bilimsel çalışmalara yönelik olarak kurmuştu. Türkiye'de fen ve sosyal bilimler dallannda yurtiçi ve yurtdışı burslar veren sayısız vakfın bulunmasına karşılık, Eczacıbaşı Vakfı, günümüzde, olağanüstü yetenekli genç müzik sanatçılanna yurtdışında öğrenim görme olanağı sağlayan tek kurum olma özelliği taşıyor. Gelecek yıl burs sa\TSi artacak Vakıf, yeni oluşturduğu fonla 24 yaş kuşağını doldurmamış genç sanatçılann dünyaca ünlü konservatuvar ve üniversitelerde lisans, lisansüstü ya da doktora düzeyinde virtüözlük öğrenimlerine katkıda bulunuyor. Öncülük ettiği yurtdışı müzik burslannm sayısını gelecek yıl belirgin biçimde arttırmayı hedefleyen vakıf, burslan etkin bir kampanyayla yurt çapında da yaygınlaştırmayı amaçlıyor. YAZI ODASI SELİM tLERİ Kış Başlangıcı Istanbul'un bazı sonbahanan uzun sürerdi. Bu \ da öyle oldu, uzun bir sonbahar yaşadık. Sonra 'bu' yıl geçmiş birçok zaman içine kanşj cak ve Istanbul'un uzun süren sonbaharlannada kı nşacak. Sonbahanyazbitimindenbaşlayarakheparkabal çemizde izledim. Sarmaşıklar uzun süre kızarmac sararmadı, bozarmadı. Bu bir işaretti. Ağaçlann yapraklan yeşertiliydi. Arada bir yağmı yağıyor; yağmurlar yaz yağmuru gibi gelip geçiyo du. Yaz yağmurunu andınr yağmurlardan sonı ağaçlanmız sanki ilkbahar rüyası görüyordu. Sonra çok tuhaf bir şey oldu: Karank, bakımsız, kirli beton yığını Şişli'nin orb sında can bulmaya çalışan arka bahçemizde, ekiı sonu, leylaklar açtı. Incirin hızla saldırdığı iki leyte ağaççığı, baktırn, bir sabah tekrar çiçeğe durmu^ Gözlerime inanamadım. Leylaklar sonbahardac açarmı? Leylaklı lstanbul'da leylaklar o kadar azaldı ki, y: şamlannın macerasını unutmuşum artık. Hatırladığım leylaklar Kadıköyü'ndeydi. Şrfa'da Moda'ya, Şifa'dan Kızıltoprak'ageliş gidiş - gidiş gt liş yollanmızda bahçeler. Leylak haziran başı açar. Yazgeçince, lstanbul birden keskin renklere, pa lak alacalara bürünür. Denizin mavisi daha lacive te çalar, gökyüzündetoptop bulutlar bembeyazd karşı yakada camlara vurmuş güneş daha kızıl. B görünümü kimileyin Cankurtaran'ın orada hâlâ yî kalayabiliyorum, karşı yakaya bakar bakmaz. Renkler keskinleşti mi kış hazııiıklanna ufakta başlanırdı. Kışlıklar çıkarıhrdı sözgelimi. Yazlıkli büsbütün kaldınlmazdı ama. Kışlıklar naftalinlerir den anndınlır, bir iki gün balkondatutulurdu. Bu sah ne Cihangir'deki evimizde (belki annem yine kışlıJ lanmızı asıyordur). Firuzağa llkokulu'nun sınıflannda serinlik boy gös terirdi. Dersterimizi ürpererek dinterdik. Bir vakrt gelir, yaprakdökümü! Yıllarca bakakakJıı yapraklann savruluşuna. 'San yapraklar'\n demiyorum. Sonbahar yaprat lan yalnızca san değildir. Yeşilden, kahverengidet pas renginden, kırmızıdan, sandan, çamur birikirrt sinden renkler, lekeler, benekleryürür sonbahar yaf rağında. Rengi sonbahar rengidir. Bizim ev kaloriferliydi, ama yaprakdökümü geli çatınca, komşulanmız, sobalı evlerde oturanlar, sc ba kurmaya girişirter, sobacı ev ev dolaşır, kış artı variığını kesenkes hissettirmiştir. Nihayet sonbahar yağmurlan. Uzun süren yağmu lar. Sonbahar yapraklan ıslanır gider. Nereye gider sonbahar yapraklan? Istanbul'u parklannda öbek öbek duruıiar, yok olaeaklan zt manı beklerierdi. Kış sebzeleri işte tam o sıra çıkar. Manavın camc kânında ilk kamabahar, ilk lahana, ilk pırasa. Son tu fanda yaz meyveleri, yaz sebzeleri birer ikişer ge çekilir, bir gün de kaybolur. "Kukuletanı başına geçir!" Bu söz, köşeyi dönür ceye kadar dinlenilir. Köşeyi döner dönmez kukı letamı çıkannm. Annem artık göremez beni. Yazın başında kaldınlmış halılar serilmiştir. Ev bö) lece 'kış evi' olur. Patlıcan turşusunun sımsıkı kapalı duran kapaç açılır, kavanozdan ilk patlıcan turşusu seçilir: O şirr di yaz gölgelerinden kış bahçesi. İlk tarhana çorbası. Kış gelip çattı. İlk tahin-pel' mez. Ziya Osman Saba'nın dizeieri vardı: "Dünler, evvelkıgünler, geçen aylar veyıllar I Be ni götürseydiler doğduğum eve kadar." Götürseydiler çocukJuğumun kışlanna kadar. Takvimde İz Bırakan: "Ve onu ne denli derin ve aaklı bir aşkla sevmı oiduğunun bilincine vardı. "Kadın bunu anladığı sırada Kral şöyle düşündi Belki Rab beni terk etmiştir." Torgny Lindgrer Bet-Şeba (Çeviren: Ali Gür) Telos Yayıncılık, 1996 Varlık'ta Edebiyat ve Felsefe f • Kültür Senisi - Aylık edebiyat ve sanat dergisi 'Varuk'ın kasım sayısı çıktı. Dergi, 17. TÜYAP Kitap Fuan'nın 'Felsefe ve Edebiyat' olarak belirlenen ana temasına paralel olarak üç önemli 'felsefeci- edebiyatçı', Afşar Tünuçin, Hilmi Yavuz ve Füsun Akath'nın bu iki diplinin ilişkilerine farklı noktalardat yaklaşan yazılanna yer veriyor. Yazarlar, edebiyat ve felsefe ilişkisinin tarihsel gelişimini örneklerle incelerken bu ilişkinin ne ölçüde ve ne biçimde etkin olması gerektiği sorununa da bir bakış açısı getiriyorlar. Yahya Kemal Beyath'nın 40. ölüm yıldönümü dolayısıyla Konur Ertop'un kaleme aldığı yazı, Nurullah Ataç'ın şiirin bu büyük ustasını nasıl yorumladığını anlatıyor. Şiirleri', Dante'nin 'tlahi Komedya', Ingeborg Bachman'ın 'Dar Zaman' adlı yapıtlan inceleniyor. « Cumhurryet I ^ kitap kulübü | TUYAP 17. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA îö Kasım Salı (&*n*ün> \t: 17.00-20.00 Stand No:85-86 (Alt kat) Tüyap Sergi Salonu Tepebaşı-İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle