25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 1998 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Çeteler ve Yâsalar M E T E G Ö K T Ü R K tstanbul DGM Cumhurivet Savcısı % kiyılıaşkmbirsüredirSusurluk'ta- I ki kaza ile başlayıp gündeme otu- ran "çeteter" konusu, son günler- de birer birer ortaya çıkan ses ka- setlen ile daha da sarsıcı bir boyu- ta ulaştı. Sorunun sanıldığından çok daha büyûk ölçülerde olduğu, çete- lerin devletin pek çok kurumunun içini oyup adeta boşalttığı, iş dünyasının bir bölümünü rehin aldığı anlaşıldı. Toplum yaşamında bu ölçüde yer işgal eden çetelerin bu etkinliklerini nasıl ka- zandıklanna kısaca degindikten sonra, daha çok çetelere karşı yürürlükte olan ce- za hükümlerini ele almak istiyorum. Çeteternasddalbudaksaldı: 1980'debaş- layan serbest pıyasa ekonomisini yerleş- tirme çalışma ve politikalan, ülkede 'ka- yıtdışı birekonomi'nin gelişimine, 'kara paranın aklanması'na göz yumma gibi bir egilimi de beraberinde getirdi. Zaman içinde uyuşturucu ve silah kaçakçılığın- dan sağlanan paralann ön planaçıktığı bu kayıt dışı ekonominin, bugün tüm ekono- mi içindeki yerinin yüzde 50'lere ulaştı- ğı söyleniyor. Uzmanlarbir ülke ekonomisinin önem- li bir böjümü, devletin denetimi dışında varlığını sürdürüp gelişiyorsa 'kayıt dışı' denilen bu ekonomiyi 'ma/ya'nın, yani 'çe- te'lerin yönlendirip yönetmesi, giderek bu çetelerin ekonominin tümüne el atma- lannın kaçınılmaz bir sonuç olduğunu or- tak görüş olarak ifade ediyorlar. 1980'Ii yıllann sonlanndan itibaren, hızla büyüyen kayıt dışı ekonomi, bir yan- dan (bir yazann deyimiyle) 'hımpen bir burjuvazi' yaratırken bu ekonominin tüm ekonomi içinde ulaştığı oran, bu büyük pas- tadan pay kapmak isteyen çetelerin oluş- masına, organize duruma gelmelerine ve mantar gibi çoğalarak etkinliklerini art- tırmalanna, dal budak salmalanna yol aç- tı. Yasalar ne diyon Suç (cürüm) işlemek için teşekkül oluşturanlara ve bu teşekkül- lere yardım edenlere, yani çete mensup- lanna ve onlara yardım edenlere verile- cekcezalarTCK'nin 313 ve 314. madde- lerinde düzenlenmiş ve bu suçlarla ilgili soruşturma ve yargılama görev ve yetki- si ise Deviet Güvenlik Mahkemeleri'ne ve- rilmiştir. Ne var ki bu suçlar için öngörülen TCK'nin 313 ve 314. maddelerindeki ce- zalar, bu suçlannciddiyeti veönemiileas- la bağdaşmayacak ölçüde küçükrür. 1991 yılında yapılan degişiklikten son- ra TCK'nin 313. maddesinde çete men- subu olmanın cezası yalnızca 1 yıl ile 2 yıl arasında ağır hapis cezası olarak, TCK'nin 314. maddesinde çeteye yardım etmenin cezası yalnızca 6 ay ile 1 yıl ara- sında hapis olarak belirlenmiştir. İşin fl- ginçyani Türkiye'de organize suçlann tır- manjşa geetiği,giderek doruklara yaldaş- tığı bir döneme rastlayan 1991 yıhnda TCK'de yapılan değişiklüde bu suçlara verilecek cezalann arttınlması beklenir- ken, cezalann yandan daha aşağılara in- dirilmesidir. Daha da şaşırhcı olan husus ise bu son degişiktikIeTCK'nin313. mad- desineeklenen bir cümle veTCK'nin314. maddesinden çıkanlan bir ibare üe çete mensuplannm ve onlara yardıın edenle- rin adeta ödüllendirilmiş obnalandır. Şimdi madde metinlerine eldenen ve çı- kanlan bu cümlelere bakalım. TCK'nin 313. maddesine eklenen cûmle aynen şöy- ledir "TCK'nin313/5: Teşekkül mensup- brmm.tEşckkühınamaanayönefikcürünı işlemeleri halinde verilecek cezalann top- lanu en ağır cezayı gerektiren fîilin ceza- suım azami haddini gecemez." Bunun anJamını bir örnekle açıkJaya- lım: Bir çete mensubunun çetenin amacı doğrultusunda 4 ayn gasp suçu işlediği- ni varsayalım, bu hükme göre tek bir gasp suçu işlemış gibi cezalandınlacaktır. Oy- saki çete mensubu olmayan bir kişi aynı suçu işlediği takdirde her suçundan ayn ayrı cezalandınlacak, dolayısıyla çete mensubunun 4 katı fazla ceza ahtıış ola- caktır. TCK 'nin 314. maddesinde yapılan değişikliğe gelince, değişiklikten önceki madde metni şöyle: "...Teşekkülün men- suplanna büerek ve isteyerek „ yardım edenlere başka bir suç oluştursa bile ayn- ca „ hapis cezası hüküm olunur." Değişiklikten sonra ise madde metni "—teşekkül mensuplanna büerek yardım edenlere _eezasıverüîr_" şeklinedönüş- müştür. Yani madde metninden " _ yar- dım edenlere başka bir suç oluştursa bile aynca" ibaresi çıkanlmıştır. Bunun ne anlama geldiğini de yine bir örnekle açık- Iayalım. Suç işleyenlere yardım edenlere veri- lecek cezalar TCK'nin 296. maddesinde düzenlenmiştir. Değişiklikten önce suç (cürüm) işleyen kişi çete mensubu ise ona yardım eden kişi hem TCK 'nin 296. mad- desine göre cezalandırüiphem de TCK'nin 314. maddesine göre cezalandınlırken, değişiklikten sonra çete mensubuna yar- dım edene yalnızca TCK'nin 314. mad- desine göre ceza verilmesi söz konusudur. TCK'nin 314. maddesinde öngörülen ceza, TCK'nin 296. maddesindeki ceza- dan daha az olduğuna göre, cürüm işle- yen çete mensubuna yardım eden kişiye, çete mensubu olmadan suç işleyen kişi- ye yardım edenden daha az bir ceza veri- lebilmektedir. Bu durumda, birden fazla suç işlemiş bir insanm daha az ceza almak için ger- çeğe aykrn olarak kendisinin de çete men- subu olduğunu iddia etmesiyle ya da cü- rüm işleyene yardımdan yargılanan bir kişinin yardımcı olduğu kişiyi çete men- subu zannederek yardım ettiği yolunda sa- vunma yapmasıyla karşılaşırsak şaşırma- mamız gerekir. TCK'nin 313. ve 314. maddelerinde değışiklık yapılmasına neden gerek duyul- muştur. Bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığım için yorum yapmak ve görüş açıklamak istemiyorum. Ancak bu deği- şikliklerin asla adil olmayan uygulama- iara yoi açtğı ve acacağı apaçık ortada- dır. Çete mensuplanna ve çeteye yardım edenlere yasada öngörülen cezalann bu ölçüde küçültülmesi, ceza infaz sistemi- mize göre bu cezalann da ancak yansın- dan daha az bir bölümünün uygulanabi- lir oluşu, yakalanan çete sanıklannın ya hiç tutuklanmamaJan ya da tutuklananla- nn kısa bir süre sonra salıverihneleri gi- bi bir uygulamayı zorunlu kılmaktadır. Toplumun duyarlıhgma ve beklentile- rine tamamen ters düşen böyle bir uygu- lama yargıya olan güveni büyük ölçüde sarsmakta, dolayısıyla bundan en büyük yarayı yargı almaktadır. Ne yapılmalı? TBMM "de bekleyen yeni Türk ceza ya- sası tasansı belki yeterli olmamakla bir- likte bu sakıncalan bir ölçüde ortadan kaldıracak hükümler getiriyor. Ancak bu tasannın yasalaşmasının uzun bir süreyi alacağı ortadadır. Çetelerle ilgili yasal dü- zenleme gereksinimi ise gecikmeye da- yanamayacak bir duruma gelmiştir. Bu nedenle hiç olmazsa yeni ceza ya- sası kabul edilip yürürlüğe girinceye ka- dar TCK'nin 313. ve314.maddeleri, 1991 değişikliğinden önceki durumlanna geti- rilmelidir. Bu gerçekleştirildiğinde akıl ve adalet duygusuyla bağdaşmayan bir uygulamaya bir ölçüde de olsa son veril- miş olacaktır. Nice Özverilerle Yiğitliklerle... S A D I Y E AKAY Yazın öğretmeni B irbüyük mutluluktur Cumhuriyet aydın- lığında yaşamak; baskılardan, safsata- lardan kurtulup yurt için, ulus için gü- zel şeyler başarmak; birbirini izlemiş devrimlerin yüreğimize yerleşen coş- kusunuduymak... Nice özverilerle, yi- gıtlıklerle dolu birsavaşm sonunda kazanılan utkunun ardından doğdu. Cumhuriyet adı 1923'ün 29 Eki- mi'nde kondu, ama aslında 1920'nin 23 Nisanı'ndan beri vardı. Dayanağı ulusal egemenlikti çünkü. Padi- şahın kulu olmaktan kurtulup ulusça egemenliğimizi ilk Büyük Millet Meclisi'yle tüm dünyaya duyurdu- ğumuzdan beri yönetim biçimimız Cumhuriyetten baş- kası değıldi ki!.. 1923'ün o güzelim 29 Ekim günü, Bü- yük Millet Meclisi'ndeki konuşmasında tsmet tnö- nü'nün dediği gibi: "Ulus, egemenliğine ve ahnyazts»- na kendisi el koymuştur." (Söylev, c: 2, s: 592). Yine o gün, Abdurrahman Şereffiiey,yaptığı konuşmada: "-Egemeniik suursız ve koşubuz uhısundur" dedik- ten sonra, u Kime sorarsanız sonınuz bu, Cumhuriyrt- tir"(a.g.y.s: 593) dıye tanımlamıştı onu. Başka konuş- malardan da sonra Yunus Nadi, Anayasa Komisyonu Başkanı olarak şöyle konuştu: "Arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Mectisi, Anaya- saileDoğudayeni veÖnemli birdeviet kurmuştur. Türk uhısu: (Ben \ anm ve devtet benim) dhe bütün dünya- ya bunu ilan etti. Anayasanın 1. maddesine şu nkrayı eklemiş buhınuvoruz: Türkiye devietinin hükümet bV çjmi Cumhuriyettir.'' Bunun üzerine milletvekilleri- nin, "Yaşasın Cumhuriyet!'' haybnşlanyla, alkışlarla ve top atışlanyla 29/30 Ekim 1923 gecesi Cumhuri- yetin doguşu kutlanmışti yurdumuzda. "Söylev" adlı başyapıtında o günleri anlatan Atatürk: u ~Padisahbktan Cumhuriyetegeçebflmek için. her- kesin bâdigi üzere, birgeçişdönemi>«şadık. Bu dönem- de, iki düşünce ve görüş birbiriyie dnrmadan çarptşö. O düşüncelerden biri, padtşahhgmsürdürüimesi idi. Bu düşünceyi benimseyenler beffi kfi. Öbür düşünce, pa- dişahiığa son vererek Cumhuriyeti kurmakn. Bu bizim düşüncemizdL Biz düsüncemizi açıkça söylemekte ilk zamanlar sakınca göriiyorduk" dedıkten sonra da, "Devietin yönetimini, Cumhuriyetten söz etmeksizin, ulusalegemenlikflkefcrineuygun olarak her gün Cum- huriyete doğru yürüyen bir biçuııde derievip toparla- maya cahşıyorduk" diye açıklamaktadır Cumhunye- te ulaşan günlerdekı ortamı. Uzun yıllargenel sekrcteri olan rLRızaSoyak ın an- lattığına göre, daha 1923 yazında, Çankaya Köşkü'nde Atatürk, Soyak'a, yelek cebinden çıkardığı birkaç kâ- ğıt parçası vererek. "Bunlan al, karabuna haünde; te- mize çekeceksin. Dikkat et, okuv amadtgın. anlayama- djğuı yer olursa bana sorarsın. Bunlan yalnızsen veben büeceğiz, Üsderine bfle söviemeye gerek yokrur" demiş. Atatürk'ün kullandıgı not deftennden kopanlmış bu sayfalan okumaya başlayan Soyak, büyük bir şaş- kmlıkla Anayasa değişikliğini içeren bu yazılarda, devletin biçiminin cumhuriyet olarak saptandıginı gör- müştür. (EF.Tülbentçi: Cumhuriyet Nasıl Kuruldu. s: 32) Bu anılar, O'nun, kararlanm ne kadar önceden dü- şünerek verdiğini göstermektedir. Büyük Millet Meclisi'nde oybirliğiyle cumhurbaş- kanı olarak seçilince yaptığı konuşmada, "Son yıüar- da ulusumuzun edimli olarak gösterdiği yetenek, anık- hk ve anlaviş; kendisi için kötü sanıda bulunanlann ne denfiayinazvenea1enSirdeieniedenuzak,görünüşeönenı veren knnselerokhığunu pekgüzel taıuÜadL Ulusumuz, kendısinde bulunan niteükleri ve değeıi hükümetin yeni adnla, uygarhk dünvasuıa çok daha kolav göste- rebüecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasındaki yerine yaraşır olduğunu, başaracagı işlerte tanıtlayacakDr. Arkadaşfau; bu yüce kuruluşu me> danagetirenTürk uhısunun son dört yıi içinde kazandığı utku, bundan »onrada birkaç katohmküzeregöriüecektir. Ben,gör- düğum bu göven ve inana yaraşır işler görebflmek için pekönemb'saydığun bir noktadaki gereksemeyi bikfir- mek zonındayım. O gerekseme, Yüksek Mectis'in ba- na karşı olan sevgisini, güvenini ve yardunını sürdür- Her zaman sayın arkadaşlanmın eflerine çok içten- Bkle ve sdaca vapışarak onlann varhklanndan kendi- mi biran bueözgegörmeverekçahşacağnn. Her zaman, ulusumun sevgisine dayanarak nep birttkte ilertve gi- deceğiz. Türkiye Cumhuriyeti muâu, başanh ve utku- hı otacakür" (Atatürk: Söylev, C: 2, S: 594) demişti. Dediğini yaptı. Yaşamı boyunca her yaptığını Büyük Millet Mecfisi'ne, yasalara dayanarak gerçekleştirdi. O'nun zamanında yurdumuzda son yıllann modası, "Ka- nun Hükmünde Kararname" diye bir buluş (!) yok- tu. O, ulusunu hep ileriye götürmek için durmadan yap- tığı devrimlerin kıyısından köşesinden hiç ödün ver- mez, bundaki kararlıhğını hemen en etkili biçimde gösterirdi. AmaO'nun ardmdan,özellikle 1950'den son- ra yönetime gelen siyasacılann oy avcılığı için ver- dikleri ödünlerle devrim yasalan boyuna delindi. Bu yüzden, günümüzde de padişah yanlılannın kalınüla- n, cüppeler, sanklar, takkeler, sakallarla türban adı ve- rilen -bağlanışı özel anlamlı- bezlerle kundaklanmış kafalar, çarşafa bürünmüşkaraböceklerolarakaramız- da, yanımızda dolaşıp durmaktalar. PENCERE Seçim Gargarası?.. 28 Şubat 1997'de MGK (Milli Güvenlik Kurulu) tarihsel bir toplantı yaptı. Kurulun asker kanadı, irtica tehlikesinin laik cumhuriyeti tehdit ettiğini belirttikten sonra ivedi önlem alınması gereğini vurguladı. Oysa irtica, MGK toplantısında sivillerin koltuk- lanna yerleşmiş, hükümette yuvalanmıştı. Çünkü Erbakan'ın başbakanlığında oluşan 54'üncü hü- kümet, DYP'nin desteğinde irticayı iktidariaştırmak yolunda yürüyordu; Refah, Çiller'i teslim almıştı. Halk ite askerin bütünleşmesiyle oluşan güç karşısında, 54'üncü hükümet çözüldü. • 55'inci hükümet, 1997 Temmuz'unda Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında kurulan üçlü koalisyon- dur; "ANASOL D" diye anılıyor; CHP'nin dışan- dan desteklediği bir azınlık iktidandır. "Azınlık hükümet" ne yaptı?.. # 8 yıllık zorunlu oğretimi hayata geçirdi... # Vergi Yasası'nı çıkardı... # 'Mali Milat' diye anılan eylemle, kayıt dışı ekonomiyi olabildiğince kayıtlı ekonomiye aşıla- dı. # Suriye'ye karşı kesin bir tavır alarak PKK li- deri Apo'yu üssünden söktü. # Çetelere karşı savaşımı güvenlik güçlerinde bir seferberliğe dönüştürdü. • Bir yıl üç ay gibi kısa sürede gerçekleştirilen bu işleri azımsamak doğru değil... Vergi Yasası kuşa mı çevrildi?.. Sekiz yıllık eği- tim ağır aksak mı yürüyor?.. Mali Milat'tan bekle- nen ya da umulan sonuç alınmadı mı?.. Suriye ye- ni oyunfara mı girişir?.. Çetelere karşı savaşta so- nuç alınacak mı?.. Bütün bu işler askerin dayat- masıyla yapdmadı mı?.. Ne olursa olsun, kim ne derse desin, üçlü ko- alisyon olumlu yola girdi; irticaya karşı yeterli ya da yetersiz bir tavır aldı; azınlık hükümetinin ya- pamayacağı işleri başardı; CHP'nin desteğiyle bu işleri gerçekleştirdi. • Peki, bitip tükenmeyen seçim gargarası ne olu- yor?.. CHP ne yapmak istiyor?.. Azınlık hükümetinin getireceği olumlu yasalara karşı CHP'nin eli mahkûm... Seçime gidilirse, tüm kamuoyu yoklamalanna göre siyasal partiler, yine yüzde 20'nin altında sı- ralanacaklar; sandıktan yine koalisyon çıkacak... Nedeğişecek?.. Seçim sonucunda Türkiye, taze bir soluk mu ala- cak?.. Yoksa karmaşa ya da kargaşa ortamına mı düşecek?.. Faziletli Recai Kutan, Erbakan'ın ye- rini tutup Tansu Çiller le hükümet mi kuracak?.. CHP'nin başı göğe mi erecek?.. Seçim gargarası, ülkeyeyararsağlamıyor; ama, herkes biliyor ki seçim sonrası irticaya ve çeteye kesinlikle geçit yok!.. öyleyse nedir bu telaş?.. )r;'f oL m m -•'* tr $m ı .m ıı ı * 11 YENİ FİAT PALİO WEEKEND. KENDİNE YER AÇ. ı>tu\ım ıııııırUdi Kullanışlı genİş. iç hacİm Palio Weekend, Türkiye'nin ilk dünya otomobili Fiat Palio'nun station wagon modeli. Tüm Palio üstünlükleriyle beraber, çok amaçlı kullanım avantajına da sahip. Palio Weekend, 1.6 litrelik 16 valflı HL ve 1.4 Iitrelik EL model seçenekleriyle genç ve dinamik bir otomobil. Her türlü ihtiyacınıza hem hacim, hem de performans açısından tam cevap verebiliyor. Anahtar ceslımı malıyetlennın hesaplanmasmda tavsıye edılen perakende satış füyatlan esas alınmijtır Tam güvenlik ve konfer Palio Weekend'in bagajı içeriden açılabiiiyor. Geniş bagaj hacmi, arka koltuklann katlanmasıyla üç misline çıkıyor. Dünyantn en sağlam kasalarından birine sahip Palio Weekend'in gövde dayanıkhlığı, 4 Milyon km'den fazla test edıldi. Tüm önemli güvenlik testlerinden başarıyla geçen Palio Weekend'de hidrolik direksiyon, yangm önleme (FPS) ve hırsızlığa karşı Fiat CODE Immobilizer sistemleri standart; klima, ABS, hava yastığı gibi donanımlar ise isteğe bağlı olarak sunuluyor. Palio Weekend, size hayatın her alanında özgürlük ve üstünlük kazandıracak. Tofaş'Fiat Bayileri'nde kendiniz görün. Koç TUTKUNUN ESERİ. F İ A T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle