19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
B E=*İM 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / [email protected] 11 3 ankadan 150 trilyon lira mevduata karşın 300 trilyonluk kredi kullandınldığı savlanıyor Devirden Yiğit karlı çıkbrARIKVTLMAZ B a n c Ekspres'ın Merkez Bankası'na tağlı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo- lu'na ie/rinde kârlı çıkan kişinın ban- Lanın >ahibı Korkmaz Yîğit olduğu id- lia edildı. Yigit'in, teminatlan zayıf )lan şrketlere 300 tnlyon liraya yakın, >en döaneyecek kredi kullandırdığı >ne sürüklü. UzrrarJarbudurumu,bankanın içinin joşaltı dıktan sonra borçlannın devlete jdettir.lmesı şeklinde yorumlarken sek- örde bu yöntemi izleyecek başka ban- calannda olmasından korktuklarını söy- ediler. TiirkTıcaret Bankası'nı satın al- nak içın mafyayı araya sokan Korkmaz Vîğit, rahatsız olan tasarruf jahibirin Bank Ekspres'ten parasım çekmesi nedeniyle zor dunımda kaldığını ve mağdur olduğu için bankayı Fon'a devrettiğini açıklamış- tı. Ancak Korkmaz Yigit'in Bank Ekspres'i devretmesin- • Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 150 trilyon liralık mevduat yükü karşılığında sadece kredi alacaklannı devralırken söz konusu kredilerin tahsil yeteneğinin olmadığı iddia edildi. Üst düzey bir yetkili, konuyu 'bankanın içinin boşaltıldıktan sonra tüm yükümlülüklerin devlete devredilmesi' şeklinde özetledi. neceğini dile getirdiler. Bu mevduatlann bankanın verdiği kredilerden yapılacak tahsilatlardan ya da Fon kaynaklanndan sağlanacağına dikkat çeken üst düzey bir yetkili, bankanın içinde likit kıymet bu- lunmadığını söyledi. Ayıu yetkili, ban- kacılık sektörünün topladığı mevduatı, devlet tahvili ve Hazine Bonosunda de- ğerlendirdiği dönemde, Bank Ekspres'in bu fonlan büyük çapta kredi olarak kul- landırdığmı iddia etti. Yetkili, mevduat yükü karşılığında sadece kredi alacakla- nnı devraldığına ışaret ederek söz konu- su kredilerin tahsil yeteneğinin olmadı- ğını belirtti. Yetkili teminatlann zayıf ol- duğunu ileri sürerek kredilerin önemli bir bölümünün de Yiğit Grubu'na kul- landınldığını da söyledi. Türk Ticaret Bankasf na 500 milyon dolar(bugünün kuruyla 142.6 trilyon li- ra) aktaran Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun artan bu yükleri nasıl karşıla- yabilecegi de merak konusu. Fonun kay- naklannın önemli bir bölümünün banka- lann mevduat tutan üzerinden Bakanlar Kurulu'nun tespit ettiği primlerden gel- diğine işaret eden yetkili "Halkm para- sını bankalan kurUrmak için kul- lanıyorlar" şeklinde görüşlerini dile getirdi. Korkmaz Yiğit, Bankalar Yasası 'ndaki boşluklardan yararlandı Yasaldüzenlemeler 4yddıryapdmadı den kârlı çıktığı savlanıyor. Yük Fon'a devredildi Bankanın bağımsız dene- timden geçmiş 1997 yılı bi- lançosunda 66.7 trilyon lira olan mevduat kaleminin. 1998 yılının 9 aylık dönemin- de 150 trilyon lirayı aştığı ve bu tutarı ödeme yükünün Fon'a devredildiği kaydedil- di. Bankanın topladığı mev- duatı dağıttığı, kredilerin bir- çoğunun teminatlannın zayıf alacaklar olduğu ve bu tutann 300 trilyon liraya ulaştığı be- lirtildi. Uzmanlar. banka mevduat- larının yüzde 100 güvence al- tında olduğunu hatırlatarak, tasarruf sahiplerine endişe- lenmemeleri gerektiğini, pa- ralannın Fon tarafından öde- BANUSALMAN Anayasa Mahkemesi'nin yetki yasasının iptalininüzerin- den 4 yıl geçmesine karşın ge- rekli yasal düzenlemeyi yap- mayan devlet, Bank Ekspres'in devrinde pazarlık masasma oturmak zorunda kaldı. Bankalar Yasası'nda deği- şiklik yapan 538 sayüı KHK, 3991 sayüı yetki yasasına daya- nıyordu. Yüksek mahkeme, 1 Haziran 1994 tarihinde DYP- SHP koalisyonu döneminde çı- kanlan 3991 sayıh yetki yasa- sını 29 Kasun 1994 tarihinde iptal etti. Böylece, bu yetki yasasına dayamlarak çıkanlan 538 sayı- lı KHK ile 3182 sayılı Banka- lar Yasası'nda yapılan değişik- lik açığa düştü. tstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi de, 538 sayılı KHK'nin, Bankalar Yasası'nın 68 ve 69. maddelerinde deği- şiklik yapan 32 ve 33. madde- lerinin anayasaya aykınlığı id- diasıyla Anayasa Mahkeme- si'ne başvurdu. Bunun üzerine yüksek mah- keme 9 Kasun 1995 tarihli ka- ranyla 538 sayılı KHK'nin "anayasal dsyanaklan yoksnn kakbğuu" saptadı. 538 sayılı KHK'yle Bankalar Yasası'nın 69. maddesinin birinci ve ikin- ci fıkrasında "banka yönetim kurulu başkanı,yönetim kuru- lu üyeleri ve gend müdürü* y ö- nünden iptaline karar veren Anayasa Mahkemesi, bu iptal- le ayru maddenin 3. fikrasının da uygulama olanağı kalmaya- cağınadikkatçekerek69. mad- deyi tamamen kaldırdı. Ancak, Istanbul 2. AsliyeTicaret Mah- kemesi'nin 68. maddede deği- şiklik yapan KHK maddesinin iptali istemini. ilgili davada uy- gulanmayacagı için değerlen- dirmedi. Anayasal dayanağı kalma- yan 538 sayılı KHK'yle yapı- lan tüm değişiklikler, yargıya başvurulduğunda tartışmalı oiacağı için Bankalar Yasa- sı'nda boşluk oluştu. Hukuk- çulann yorumuna göre, bu dü- zenlemeler içinde bankalann mali bünyelerinin güçlendiril- mesine yönelik 64. madde; TMSF'nin kuruluş. görev ve yetkilerini dûzenleyen 65. madde; "bu iki maddeye dsya- nıiarak bankacıhkyapma izni- nin kaJdınJmasına. TMSFye bankanuı devredilmesi ve iflas düzentemeleri yapilmasına" ilişkin 68. madde; banka ortak- lan, yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleriyle, genel müdür, genel müdüryar- dımcılanna ilişkin "şahsi so- rumluluk" öngören 69. mad- denin uygulanma olanağı kal- madı. Ancak, 1994 yıl sonundan itibaren oluşan yasal boşluğa karşın bu maddelerin bankacı- lık sektöründe "pren^p" ola- rak uygulanmaya çalışıldığı kaydedildi. Yiğif in savunması 'Köprüden mi atlayayım?' • Tarihimde, ka- yıtlanmda, geçmi- şimde, geleceğim- de, bir tek TL kara para bulunursa kendimi köprüden mi atayım? • Bankanın bu- günkü değerinin en az 200 milyon do- lar olmasma karşın sektöre zarar vermemek için hisseleri- ni 1 milyar liraya fona devrettim. • Bank Ekspres'ten Sümerbank'a. sa- dece üç müşterinin 20 milyar lirayı aş- mayan parasını EFT ile aktardık. • Bugün bana Ziraat Bankası'nı be- dava getirseler, istemiyorum. Türkbank konusunda da hiç ısrarlı değilim. Kork- maz Yiğit isminin artık bır bankayı ya- şatacağını düşünmüyorum. • Kanal 6 ve Kanal E ile televizyon sektöründe güçlü bir şekiide devam edeceğim. Ben mimanm, inşaat yapar satanm. Bu faaliyet nedeniyle televiz- yona ıhtiyacım olacağını düşünüyo- nım. Işimi devam ettirebilmek için te- levizyona ihtiyacım \ar. • 285 milyon dolara satın aldığım Mil- liyet'i iade ederken bütün vecibelerini yerine getirmeme karşın param 40 mil- yon dolar eksik venldi. • Basın sektöründe söz sahibı gruplar sektöre yeni kişilerin girmesini istemi- yor. Bu gruplar, siyasilere ve sektöre yeni gırmek isteyenlere bir gözdağı vermek istedıler. PtYASANIN DEĞİŞİME UYMASI ZOR Türkiye'nin Euro endişesi HAZALATEŞÇAKIR AvrupaBirliği'nin(AB) 1 Ocak 1999'da ortak para bi- rimine geçmesi; para piya- salan. makro dengeler ve bankacılık sektöründe yeni bır dönem başlatırken bütçe sorunlannı çözemeyen Tür- kıye'yi zor günler bekliyor. Euro'nun mali yaşama yan- sımalannı araştıran Merkez Bankası, Türkiye'nin hisse senedi, bono ve tahvil piya- salanndaki değişime ayak uydurmasının zorunlulugu- na dikkat çekiyor. Değerleri sürekli değişen çok sayıda para birimi yerine tek bir pa- ranın kullanılması, menkul kıymet borsalannda likidite- yi ve derinliğı arttınrken Eu- ro'nun tahmın edildiği gibi güçlü bır para binmı olarak dünya piya- salannın karşısına çıkması do- lann koltu- ğunu sarsa- cak. AB or- tak para biri- mi ile ABD karşısında en büyük ekonomık güç olurken Türkiye, birlığe gire- mediği için bunun dışın- da kalıyor. Para birliği- ne üye ülke- lerdeki hal- kaarzedilen tüm devlet tahvillen ve Hazine bo- nosu ihraç- lannın 1 Ocak 1999'dan ıtı- baren Euro ile yapılması özel sektör tahvillerinı 3 yıl içinde bu para birimine dö- nüştürülecek. Bankalardaki mevduat hesaplan ortak pa- ra bmmıyle açılırken AB bankalan ile özellikle dış ti- caret ışlemlerinde akreditıf işlemleri, banka kabulleri ve ga>ri nakti kredilerde Euro kullanılacak. Euro'yu, Avrupa Birlik De\ letleri"nin doğuşu olarak nıtelendiren uzmanlar, bu sürecin Türkiye'ye ciddi yansımalan olacağını söylü- yor. AB'nin 1979 yılında Merkez Bankası uzmanlan. Euro'nun Türkiye'ye etkile- rinın 2000 yılında ortaya çı- kacağını belirterek para pi- yasalan, makro dengelerin dkığrudan doğruya etkilene- ceğıne dikkat çekiyor. Uzmanlar, uzun vadede XX. B'de bütün finansal ve portföy yapılan, para ve sermaye piyasalan ortak para birimine göre şekillenirken kur dalgalanmalannda risk ortamının kalkması avantaj olarak değerlendiriliyor. Öte yandan ortaya reel bir şokun da çıkabileceği savlanıyor. ortak para birimine hazırla- namayan bankalan da zor günlerin beklediğine dikkat çekiyor. Menkul kıymet ih- raç maliyetlerinin aşağı dü- şeceğini belirten uzmanlar, Türkiye gibi ülkelerin ortak para biriminde uygun borç- lanma alanı bulabileceğini belirterek şöyle diyor: "Türk bankalannın tek pa- radan sonra gekcek finansal yeniliklere uyum sağlaması gerekecek. Veni ulusiararası ödeme sisteminin yenilenme- si planlanan takas ve muha- sebe sistemk ri Euro ile orta- ya çıkacak. Bu süreçte orta- yaçıkacak enstrümanlar. bit- gi sistcminde de zorunlu de- ğjşikükkre yol açacak." Uzmanlar, Euro menkul kıymetler piyasasmda faiz farkhlıJdannda sadece liki- dite %e kredi riskinden kaynaklana- cak menkul kıymetler pi- yasasmda risk faizleri daralacağını söylüyor. Türkiye'nin Euro'ya ha- zırlanması için kronik enflasyonun biran önce çözümlen- mesi gerek- tiğine dikkat çeken Mer- kez Bankası uzmanlan, istikrarlı bir borç politi- kası ortaya koyulması ve faizlerin aşağı çekilmesinin zorunlu olduğunu kaydediyor. Uz- manlar, 1999 yıh başında 20 milyor dolar dış borç içm Avrupa ile masaya oturula- cağını arumsatıyor. Dolar ve Yen karşısında, Türkiye'nin AB dışındaki ülkelerle ihracatmın olum- suz etkileneceğini savlayan uzmanlar, Merkez Banka- sı'nın kur sepetinin değişe- rek sadece Euro ve dolarkul- lanılacağını dile getiriyor. Dünya ticaretinde yüzde 27 pay alan ABD'ye karşın, ti- can hasılanın yüzde 30'unu üreten AB yeni para birimi Euro, dolardan sonra en önemli para birimi olacak. Devlet Bakanı Işın Çetebi de 1999 yılında devam ede- cek mokra ekonomik istikrar prograrruyla, Türkiye Euro şartlanna hazırladıklannı söylüyor TÜRKBANK Ç ALIŞANLARINDAN KAMUÖVUNA DUYURU Biz yıllarını Türk Ticaret Bankası'na vermiş 5000 TÜRKBANK çalışanıyız. 1997 yılına kadar %85 hissesi biz çalışan ve emeklilerimize ait olan Bankamız, bizim irademiz dışın- da gelişen birtakım olumsuzluklar sonucu bizlere ait olmaktan çıkarak, %84.50 hissesi T.C. Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na geçmiştir. Fonun özelleştirme yöntemini kullanarak 4 Ağustos 1998 tarihinde açtığı ihale, "iha- leye fesat karıştığı" iddiasıyla dondurulmuş ve konu Türkiye gündeminin 1. sırasına otur- muştur. Bu arada, 4 Mayıs 1998 tarihinde başlayan ve bizler için Türk Ticaret Bankası'nda var veya yok olma anlamı taşıyan 8. Dönem foplu iş Sözleşmesi görüşmeieri bahsedilen belirsizlik çerçevesinde mevcut banka yönetiminin uzlaşmaz tutumu sonucu yaklaşık 6 aydır neticelendirilememiştir. İçinde bulunduğumuz maddi koşullar acınacak durumda olup ücretlerimiz bankacı- lık işkolunun oldukça altındadır. Bu nedenlerle 4 Mayıs 1998 tarihinde başlayan ve yaklaşık 6 aydır neticelenemeyen TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ de YÜKSEK HAKEM KURULU'na gitme aşamasına gelmiştir. Biz TÜRKBANK çalışanları olarak Toplu iş Sözleşmesinin YÜKSEK HAKEM KURU- LU'na gitmeden insanca yaşayacak "ÜCRET VE İŞ GÜVENLlĞI" içeren maddeleri ile bir- Itkte, İMZALANMASI için tüm yetkilileri görev ve sorumluluklarının bilinciyle bir kez daha göreve davet ediyoruz. Sözleşmenin biran önce imzalanmasının çalışanlarımızia birlikte, Bankanın da verimliliğini arttıracağı unutulmamalıdır. BİZ TÜRKBANK ÇALIŞANLARI OLARAK BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ BUN- DAN SONRA DA TÜRKBANK'IN BAŞARISI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ. "TÜRKBANK" HALKIMIZIN DAİMA "İKİNCİ ADRESİ" OLARAK KALACAKTIR. BANK-Sİ-SEN BANKA ve SİGORTA İŞÇİLERİ SENDİKASI ÇtFTÇt DOSTU SADULLAH USUMİ TarımdakiÇöküntü1980 Yılından Sonra Başladı Cumhuriyetimizin 75. yıldönümü bütün yurttatö- renlerle kutlanıyor. Halkımız büyük bir coşku için- de. Cadde ve sokakJanmızda, günlerden beri mil- yonlarca ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor... Aslında 75. yıl etkinlikleri daha iki ay önceden başladı. Tüm kooperatifler, dernekler, sivil toplum örgütleri, kamu kurumu ve kuruluşlan, vakıflar, ban- kalar ve belediyeler hazıriadıklan programlannı ba- şan ile uyguluyorlar. Bu arada Ziraat Mühendisleri Odası, Ziraat Ban- kası ve TÜBİTAK'ın ortaklaşa düzenledikleri gör- kemli sempozyum gurur vericiydi. Oda Başkanı Prof. Gürol Ergin'in açış konuşması Türkiye'nin gerçeklerine ışıktuttu... Sempozyumun en duygulu ve göz yaşartıcı ya- nı, cumhuriyetin kuruluş yıllannda Türk tarımınıyok- tan var eden büyük ziraatçılanmızın hatırlanmasıy- dı. Hiçbiri hayatta degildi... Ama, anılan, hizmetle- ri, konuşuldu ve ödülleri çocuklanna verildi... Artık yaşamadıklan halde, odül alanlar arasında kimleryoktu ki... 1. Prof. Şevket Raşit Hatiboğlu. Çiftçiyi topraklandırma yasasını çıkaran eski Ta- nm Bakanı. Yaşasaydı, belki toprak reformu tamam- lanmış olaçaktı. 2. Prof. Ümran Emin Çölaşan. Türkiye'de meteorolojiyi kuran ve büyük hizmet- leri geçen genel müdürü. Gençlik dönemlerimizde "Çölaşan" ismi meteorolojiden önce geliyordu. 3. Numan Kıraç. Türkiye'de ilk kez kuru tanmın nasıl yapılacağını araştıran ve öğreten ziraatçı. Kendi adını taşıyan "Kıraç" buğdayı hâlâ tohumluk olarak kullanılıyor. Ancak, Kıraç soyadının acı bir anısı var. 1951 yılın- da Gazi Orman Çiftliği'nin Genel Müdürü iken za- manın iktidan tarafından partizanca bir anlayışla görevinden alınmıştı. Ziraat camiası aradan 50 yıl geçmesine rağmen bu haksızlığı unutamadı. 4. Zihni Derin. Türkiye'de çay tanmını başlatan ve Doğu Kara- deniz'e hayat veren ziraatçı... Türkiye'nin en sıkıntılı günlerinde, geceli gündüz- lü toz toprak içinde çalışarak tanmımızı şahlandı- ran büyük ziraatçılanmızın ismini yayımlamak hepi- mizin vefa borcudur. ödül verilen ziraatçılanmızın isimlerini şöyle sıralayabılıriz: Dr. Reşat Aktan, Prof. Orhan Düzgüneş, Muh- lis Erkman, Süleyman Fehmi Kalaycıoğlu, Şey- da Ziya Kerestecjpğlu, Mesude İleri, Yunus Öz- san, Prof. Kerim Ömer Çağlar, Prof. Sa'rt Tahsin Tekeli, Prof. Namık Yahşi, Prof. Mustafa Uluöz, Celal Iğriboz, Prof. Ömer Tarman, Şevket An, Akif Çakman, Emcet Yektay, Niyazi Okanay, Muzaffer Alap, Ali Bayazrt, Hadiye Tuncer, Adem Karaelmas... • • • Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Gürol Ergin de Osmanlı döneminden kalan tanmı şöyle anlattı: "Tanm, Osmanlı döneminde üretim, çok sınırlı yörelerdışında tamamen öz tüketim için yapılmak- taydı, pazariçin üretim yoktu. Buğday üretimi 2 mil- yon tonu, tütün üretimi 40 bin tonu, pamuk üreti- mi )'se 20 bin tonu geçmiyordu. Kırsal nüfus yüzde 80'inüstündeydi. Tanm teknolojisikarasaban, orak, tırpan, çapa ve döğenden ibaretti... Harman ancak rüzgârdan yararianılarak yapılabiliyordu..." Prof. Gürol Ergin cumhuriyet döneminde tanm- daki gelişmeleri de şöyle sıraladı: "7924 yılından itibaren çiftçi topraklandınlmaya başlamış, tohumluk, gübre, alet-makine gibi girdi- lerde devlet desteği getirilmiş, çiftçiye sağlanan krediler önemli ölçüde arttınlmıştır. 1930'lu yıllar- da Ziraat Bankası kanununun çıkması, Toprak Mah- sulleri Ofisi'nin hizmete girmesi ve Zirai Donatım Kurumu ile devlet üretme çiftliklerinin kurulması hep bu dönemde gerçekleştirilmiştir." 1980'li yıllara kadar tanmın hep nüfus artışının üs- tünde bir gelişme gösterdiğini ileri süren Oda Baş- kanı, 1984 yılından sonrası için şöyle bir değerien- dirmeyaptı: "Üretim hızı yavaşladı. Üretim artışı, nüfus artışı- nın gerisinde kaldı. Bu dönemin en büyük yanlış- ları hesapsız dış alımlar ile hesaba kitaba sığmayan özelleştirmeler olmuştur. Bugün SEK'in, Et-Balık Kurumu nun ve Yem Sanayiinin özelleştirilmesinin hiç de hayırlı sonuçlar vermediği çok net olarak or- taya çıkmıştır. Sempozyuma katılanlar arasında Gürol Ergin'in bu görüşlerine karşı çıkan olmadı. Hatta, alkışlaria benimsendi. Günümüzün hükümeti de artık ger- çekleri kabul etmelidir. Aksi halde, Türk tanmı ta- mamen çökecek ve 65 milyon insanımız ithal ürün- lerie beslenmek zorunda kalacaktır... Cıda masrafı asgari ücretin 2 katı Mutfak yine cep yaktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dört kişilik aile- nin beslenebilmesi için yap- ması gereken asgari harca- ma tutan ekim ayında 77 milyon 275 bin lira olarak hesaplandı. Gıda harcaması tutannın bir önceki aya gö- re yüzde 4.8 oranında arttı- ğı belirlendi. Geçen yılın ay- nı ayındaki gıda harcama tu- tannın artış oranı ise yüzde 10.4 olarak hesaplanrruştı. Türk-lş Araştır- ma Merkezi'nce ya- pılan gıda harcama- sı çalışması sonucu- na göre ilk on ay iti- banyla gıda harca- ması tutanndaki ar- tışoraru 1997 yılın- da yüzde 85.7 iken 1998 yı- lında gerileyerek yüzde 52.6 olarak gerçekleşti. Gıda har- caması son bir yıl itibanyla yüzde 76 oranında artış gös- terdi. Bir önceki yıl gıda için 43 milyon 911 bin lira har- canması gerekiyordu ve bir yıllık artış oranı yüzde 100.4 olarak belirlenmişti. Dört kişilik bir ailenin beslenebilmesi için yapma- sı gereken asgari harcama tutan, ekim ayında 77 mil- yon 275 bin lira olarak he- saplandı. Gıda harcaması tu- tan bir önceki aya göre yüz- de 4.8 oranında artış göste- rirken geçen yüın aynı ayın- daki artış oranı ise yüzde 10.4 olarak hesaplanmıştı. Günlük net asgari ücret 1 milyon 125 bin lira iken yal- nızcagıda içinyapılması ge- reken harcama tutan günde 2.5 milyon lira olarak belir- lendi. Sütürünlerininbulun- duğu grupta yer alan besin maddelerinin fiyat- lan değişmezken et \e tavuk ürünlerinin yer aldığı grupta, kıyma etin kilo fıya- tı geçen aya göre yüzde 5.7 orarunda artışla 1 milyon 850 bin lira, kuşbaşı etin fıyatm- daki artış yüzde 10.6 oldu. Tavuk kilogram fıyatı ise yüzde 6.5 artışla 985 bin li- raya yükseldiği belirlendi. Kuru bakliyatm bulunduğu grupta yer alan bütün ürün- lerin fıyatlannda bu ay artış görüldü. Nfeyve ve sebze ürünleri- nin ortalama kilogram fıya- tı, mevsim koşullanna bağlı olarakyeni ürünlerin piyasa- ya girmesiyle geçen aya gö- re azalma gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle