Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
15
Uyuşturucudan kazanılan para ödemeler dengesinde önemli bir yer tutuyor
Kirli para özelleştirmede aklandıLEVLA TAVŞANOĞLU
Tiirkiye. 1980'li yıllardan başlayarak,
özellikle de 24 Ocak kararlanyla liberal
ekonomi düzenine girdi. O dönemin eko-
nomi yöneticileri Türkiye'nin başına ge-
len biitün olumsuzluklan hep döviz ye-
tersizliğine bağlıyorlardı.
Devalüasyonlar ve ihtilalier hep birbi-
rini izliyordu. O dönemin görüşü, Tiirki-
ye döviz bolluğu içine girerse ekonomi-
nin düzlüğe çıkacağı ve ihtilallerin önü-
nün alınacağı biçimindeydi. Bu da iki
önemli unsuru beraberinde getirdi:
1. Dövizi nereden bulursan bul,
2. Serveti nasıl yaparsan yap, kayna-
ğmı sorma.
Tiirkiye liberal ekonomiye geçti. Bu-
na uygun olarak da birtakım yapısal re-
formlan yaptı. Bazı görüşlere göre hatta
başan lı bile oldu. Böylece karma ekono-
mik yapıdan serbest piyasa ekonomisine
geçildi. 1987'den sonra ise politika özel-
likle Özal döneminde ağır basınca yapı-
sal reformlardaki ahlak unsuru da ihmal
edildi. Dış ticaret ve görünmeyen ekono-
mik işlemlerin liberalizasyonu yasal ve
finansal tedbirlerle desteklenmeliydi. A-
ma bu yapılamadı. Bu yapılamayınca da
piyasada inanılmaz bir serbestlik, hatta
denetimsizlik başını alıp gitti. Türkiye
zaten öteden beri uyuşturucunun transit
olarak geçtiği önemli bir merkezdi. Bu
denetimsizlik ise Türkiye'yi bir uyuştu-
rucu transit cenneti haline getirdi.
Bundanöncel984yılınabaktığımızda
ise, PKJC, kendi finansmanı için uyuştu-
rucu ticaretine başlayınca PKK'nin aşın
silahlandığı ve güçlendiğini gören dev-
letin o zamanki bazı yetkilileri, kendile-
rinin de bu yola başvurmalan gerektiği-
ni düşündüler. En vahim hata da bu ol-
du.
Işe, devletin bazı unsurlan girince du-
rum kanştı. Ülke adına bir şeyler yap-
İ S T A N BUL
NARKOTİK SUBE MÜDÜRLUGÜ
Uyuşturucu ticareti, yakalanan kaçakçılara karşın bir türlü önlenemiyor
makla insanlann kendi öz çıkarlan için
becerdikleri birbirine girdi. Pek çok kişi
bu uyuşturucu işine bulaştı. Hatta o hale
geldi ki bugün Türkiye'de bu işten pay
kapmayan insan pek de yok gibi görünü-
yor. Derken uyuşturucu ticareti legalle-
şip paralar aklanmaya başladığında iş
çok cazip hale geldi. Özellikle, devlet
adına iş yapan bazı Kürt kökenli işadam-
lan için bu bulunmaz bir firsattı. Hatta bu
kişiler uyuşturucudan kazandıklan para-
larla kendilerini parlamentoya seçtirdiler.
Bu arada özellikle Doğu Anadolu'daki
bölgelerde uyuşturucu ticaretini yöneten
bu kişiler kendi ihale mafyalannı da kur-
dular. Her türlü ihaleden komisyon aldı-
lar. Komisyon vermeye yanaşmayanla-
nn başlanna da çok kötü işler geldi. Böy-
le bir olaya somut bir örnek Van'ın Bah-
çesaray Belediye Başkanı ve ailesinin ba-
şına gelenlerdir.
Uyuşturucu ticaretinin Türkiye'de
böylesine göz göre göre, hatta göğüs ge-
re gere yapılmasına karşı çıkanlar da ol-
du. Ama bu kişiler özellikle siyasette
devre dışında bırakılırken siyasi liderler
de uyuşturucu ticareti yapanlardan yana
çıktılar.
Türkiye'deki bu uyuşturucu ticaretinin
yurt dışı boyutu da çok geniş. ABD, In-
giltere, Almanya gibi ülkelerde uyuştu-
rucu bağımlısı sayısı her yıl büyük artış
gösteriyor. Bu ülkeler, sınırlan kapata-
madıklan ve bu ticareti önleyemedikleri
için "soft drugs" adı verilen daha hafif
uyuşturuculan serbestleştirmeye çalışı-
yorlar. Batı ülkeleri artık kendi çöküşle-
rinin uyuşturucu ve uyancı maddelerden
olacağının bilinci içindeler. Bu Batı ül-
keleri biraz kendilerini korumak, biraz da
uyuşturucunun transit geçtiği ülkeler
üzerinde etkin olabilmek için bu ülkeler-
de aynlıkçı güçlerle işbirliği yaptılar. Bu-
nun karşılığında da kendilerine uyuştu-
rucu gönderen ülkelere ya silah, ya ero-
in, ya da kokain sevkettiler.
Resmi uluslararası kayıtlara göre dün-
yada kokain ve eroin ticaretinin yılda 400
milyar dolan bulduğu bir gerçek. Türki-
ye'de ekonominin yüzde 50'sinin kayıt-
dışı olduğu düşünülürse bunun büyük
miktannın da kara para olduğu anlaşıhr.
Bugün ülkede ekonomiye de siyasete de
yasa dışı kişiler hâkim. Son olarak özel-
leştirme girişimleri en iyi kara para ak-
lanacak olanak olarak görüldü. Burada il-
ginç bir durum var.
Uyuşturucu parası Türkiye'ye giriyor,
ancak dönmüyor. Bu nedenle uyuşturu-
cu parasının döndürülmesi ve yeniden
yurt dışına çıkabilmesi için özelleştirme,
borsa, bankalar, yatınmlar, finansmaniar
araç olarak kullanıldı.
Şu anda görünen o ki 1996'da yakla-
şık 10 milyar dolar, 1997'de 8.5 milyar
dolar, 1998'de de 7.5 milyar dolar öde-
meler dengesine net katkıda bulundu.
Burada bavul ticareti olarak 1 milyar do-
lar düşülürse de geriye kalan miktann ta-
mamının uyuşturucudan geldiği tahmin
ediliyor. Bu tahmin şundan kaynaklam-
yor:
Amerikan Drug Enforcement Agency
(Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi) ra-
kamlanna göre Türkiye'den yılda geçen
uyuşturucunun parasal değeri en az 50
milyar dolar olarak hesaplanıyor.
ABD'de tüketilen uyuşturucunun çok bü-
yük bölümünün Türkiye üzerinden gel-
diği belirtiliyor. ABD piyasa fıyatlany-
la da bu ticaretin 100 ile 150 milyar do-
lan bulduğu kaydediliyor. Bundan da
Türkiye'ye 10 milyar dolar gibi bir para
kaldığı ifade ediliyor.
Verilen bilgilere göre bu 10 milyar do-
lar Türkiye'nin borçlanma ihtiyacını
azalttığı gibi bir o kadar da finansmana
ve kalkınma hızına katkıda bulunuyor.
Bildirildiğine göre Türkiye'de faiz had-
leri yüksek tutularak rant ekonomisine
prim yapılırken iç ve dış borçlanma da
sürdürülüyor.
Ekonomistler bunun, devletin katman-
lannda ve özel sektörde bir ikilemi de
beraberinde getirdiğini söylüyorlar. Bu-
na göre özellikle enflasyonun çok yük-
sek olduğu ülkelerde ahlak zaten çöktü-
ğü için uyuşturucu ticareti yapanlar bile
vicdanen kendilerini aklayabiliyorlar. Bu
ekonomistler "Namaz kılan, Kuran
okuyan uyuşturucu taciri olabilir mi?
Ama Türkiye'de oluyor" diyorlar. Bu
kişiler hakkında Yargıtay'da kesinleşmiş
cezalar olduğu halde bunlar TBMM üye-
liğine seçtirilebiliyorlar, böylece de ce-
zalan infaz edilemiyor.
Ülkemizde bugünkü manzara böyle.
Şunu da eklemekte yarar var. "Bize bir
şey olmaz. Biz uyuşturcuyla gâvurları
zehiriiyoruz" gibisinden bir zamanlar
göğüslerini gere gere konuşan çok önem-
li bazı siyasilerin çocuklan bile bugün
uyuşturucu bağımlısı haline getirildikle-
ri için yurt dışında tedavi görüyorlar.
Cumhuriyet'in 75. yıl kutlamaları
ANKARA/İSTANBUL (Cum-
huriyet) - Cumhuriyetimizin 75.
kuruluş yıldönümü coşkusu, 5 bin
öğrenci, öğretmen ve özürlü ço-
cuktan oluşacak "Cumhuriyet
Korosu ve Bandosu" ile dile ge-
tirilecek. Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın her ilde bir okula "75. Yıl
Okulu" adının verilmesi ve "Ata-
türk eğitim müzeleri" kurulması
yönündeki çahşmalannın sürdüğü
bildirildi.
Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldö-
nümü kutlamalan için Kuzey Ko-
re ve Güney Kıbns Rum Yönetimi
dışında, Birleşmiş Milletler'e
(BM) üye tüm ülkelerin devlet baş-
kanlan çağnldı.
Cumhuriyetin 75. yıldönümü
kutlamalanna Arnavutluk, Azer-
baycan, Gambıya, Komar Adalan,
Pakistan, Gürcistan, Tacikistan,
Özbekistan, Macaristan, Israil, Ka-
zakıstan, Kırgızistan, KKTC, Mol-
dova ve Türkmenistan devlet baş-
kanlan katılacak. AB Dış llişkiler
Komiseri Van Den Broek, BM
Genel Sekreter Yardımcısı İkbal
Rıza, tngiltere Prensı Andrev»,
ABD Enerji Bakanı Bill Richard-
son ve Rusya Dışişleri Bakanı Igor
tvanov da kutlamalara katılmak
üzere Ankara'ya gelecek. Yaklaşık
60 kişiden oluşacak heyette bulu-
nan diğer ülkelerin üst düzey yet-
kilileri şöyle:
"Avrupa ve Almanva'dan par-
lamento başkanvekilleri, AB
Konseyi Cenel Sekreteri, Belçika
ve İtalya'nın eski başbakanlan,
Fransa Ekonomik Sosyal Kon-
sey Başkanı, Avıısturya ve İsviç-
re dışişleri bakanlığı devlet sek-
reterleri, Finlandiya ve Dani-
marka müsteşar yardımcıları.
İsveç müsteşan, Lüksemburg,
Norveç, Polonya ve Yunanistan
Dışişleri Bakanlığı genel sekre-
terleri."
Cumhuriyet Bayramı için Ata-
türk Kültür Merkezi'nde (AKM)
yann 13.00 ile 16.00 saatleri ara-
sında geçit töreni yapılacak. Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel'in
de katılacağı tören için anaokulu,
ilköğretim ve ortaöğretim öğren-
cileri; öğretmenler ve özürlü ço-
cuklardan 5 bin kişilik "Cumhu-
riyet Korosu ve Bandosu" oluş-
turaldu. Koro ve bandonun lstiklal
Marşı'nı okumasıyla başlayacak
tören "75. Yıl Marşı" ve'diger
marşlarm seslendirilmesiyle süre-
cek. Törenin 3 saatlik görkemli bir
geçitle tamamlanması planlanıyor.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet U-
luğbay, dün düzenlediği basın top-
lantısında, cumhuriyetin Türki-
ye'yi dünyaülkeleri içinde saygıy-
la bakılan ve sıcak ilişkilerde bu-
lunulmaktan onur duyulan bir dev-
let haline getirdiğini söyledi.
Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldö-
nümü kutlamalanna yönelik proje-
lerini anlatan Uluğbay, okullardan
çeşitli belgeler istediklerini anlat-
tı "Cumhuriyetin eğitim malze-
meleri mahzenlerde arandı" di-
yen Uluğbay, Atatürk'ün ziyaret
etriği okular ve okul defterine yaz-
dıgı yayınlan içeren bir kitabın ha-
zırlandığını ve baskı aşamasında
olduğunu bildırdi. Eğitim amaçlı
kullanılan araç ve gereçlerin eği-
tin müzelerine dönüştürüleceğini
aılatan Uluğbay, her ilde Atatürk
E|itim Müzesi açılmasının plan-
laodığınıbelirtti.
MEB'in 75. yıl için hazırladığı
bizı projeler şöyle:
- Her ile ait cumhuriyet öncesi
vt sonrası eğitim isimli belgesel
raielikte olan kitap hazırlanarak ar-
şı/lenmek üzere Ankara Atatürk
Eiitim Müzesi'ne gönderildi.
- lstanbul Sultanahmet Endüst-
ri Meslek Lısesi Kılıçhane Binası,
Ankara Ulus Endüstri Meslek Lı-
sesi ve Izmir Mithatpaşa Endüstri
Meslek Lisesi'nde Atatürk eğitim
müzeleri kurulması çalışmalan
başlatıldı. Izmir ve Istanbul'daki
müzelerin kasım ayı içinde açılma-
sı planlanıyor.
- 1 Aralık'ta cumhuriyet defile-
si düzenlenecek.
- 48-72 ay arası çocuklararasın-
da ilk kez ülke genelinde resim ya-
nşması ve tüm yurttaşlara açık ol-
mak üzere çocuk şiirleri, çocuk
şarkılan, tekerleme-bilmeceler ve
kukla oyun metinleri yanşmalan
düzenlendi.
- Her ilde Milli Eğitim Müdür-
lüğü organızasyonuyla 29 Ekım'de
şenlik yürüyüşleri ve gösteriler dü-
zenlenecek.
Eğit-Der, cumhuriyetin 75. yıl-
dönümü etkinliği içinde "Her İl-
köğretim Okuluna 1000 Kitap
Kampanyası"'nın. yedincisini
Yozgat, Boğazlıyan ve Sırçalı köy-
lerinde gerçekleştirecek.
Istanbul'da bugün saat 13.00'te
Akatlar Kültür Merkezi'nde
"Cumhuriyetimizin 75'inci yı-
lında lstanbul Topraklarının
Durumu" konulu panel gerçek-
leştirilecek. Milli Saraylan oluştu-
ran saray, köşk ve kasırlar Cumh-
riyet Bayramı'nda ücretsiz olarak
gezilebilecek. lstanbul TabipOda-
sı saat 13.00'te Taksim Atatürk
Anıtı'na çelenk koyacak. Saat
11.00'de ise Bahçelievler Beledi-
yesi'nce Talatpaşa Bulvan'nda
'Cumhuriyet Yürüyüşü' yapıla-
cak.
Sivil Toplum Kuruluşlan Birii-
ği (STKB), Devlet Bakanlığı ve ls-
tanbul Valiliği ile birlikte 29
Ekim'de Taksim'de 'Cumhuriyet
Yürflyüşü' ve şenlikdüzenleye-
cek. Mecidiyeköy ve Şişhane Mey-
danlan'ndan saat 15.00'te başla-
yacak yürüyüş, saat 18.00'de Tak-
sim Meydam'nda noktalanacak.
Taksim'de saat 19.00'da 300 sanat-
çının katıldığı 'lirik tarih gösteri-
si', 20.30'da da kutlama şenlikleri
başlayacak. lstanbul Tabip Odası
saat 15.00'te Tepebaşı TÜYAP
önünde hekimlerin buluşmasıyla
birlikte yürüyüş ve "Cumhuriyet
Şenliği" gerçekleştirecek. Bahçe-
lievler Belediyesi ise ilçede resmi
geçit düzenleyecek. Akşam saat
20.00'de belediye binası önünde
fener alayı oluşturulacak.
Bakırköy Belediye Tiyatrolan
tarafindan sahneye konulan Nâzım
Hikmet'in "Kuvayı Milliye Des-
tanı"nın galası, Bakırköy Yunus
Emre Kültür Merkezi'nde saat
20.30'da gerçekleştirilecek. Ata-
türk'ün yatı Savarona'da saat
16.30'da TPAO ev sahipliğinde
kokteyl düzenlenecek.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri
Vakfi dabayramgünü Fatih Eğitim
Parkı'nda saat 14.00'te başlayacak
bir dizi etkinlik gerçekleştirecek.
Çatalca Belediyesi 29 Ekim günü
75. yıl anısına bastınlan on binler-
ce bayrak, rozet, okul defteri, ka-
lem ve şapkayı dağıtacağını belir-
tirken Central Hospital dün yaptı-
ğı açıklamada 31 Ekim tarihine ka-
dar tüm sağlık hizmetlerinde yüz-
de 25 indirim uygulayacaklannı
kaydetti. Türk-lş, Cumhuriyet
Bayramı nedeniyle düzenleyeceği
etlanlikleri 30 Ekim saat 18.00'e
kadar uzattı.
Bursa'da yürüyüş
Bursa Valiliği tarafindan düzen-
lenen 'Cumhuriyet Yürüyüşü'
bugün saat 10.00'da Fomara Mey-
dam'nda başlayacak.
KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.net
} â
. Arhk ısmım M€M0 KĞİ Tİf
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
H A R B İ SEMİH POROY
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI
l^ileşmem t>en artık.
Unutun beni... ^°
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Ekim
RATfP TAH/R BUfiAK
1977'OE BUGÜfJ, Ç/2GI ÜOMAM t?£SSAMI V£
KAR/üAnİeCÛ RATİP TAHİ8. gURAK, 73 YAf'N-
OA ISTAMBUL'PA ÖLDÜ. GENÇUĞlNP6,DENİZ.
CİLİK OIUIUJNU giTieiP IcAPTAN OLA4UŞ.
AUCAK, 4 Y/L SON8A 8U MESLSĞf BlRA-
IÇlP ÇıZGiCiLİge YÖNELMİÇTf. PMStS'TE
İKİ YIL RESİM Ö&ReKllMİ YAPMtŞ, YURDA
PĞNÜNCE, PEGGİ V£ GA2£TELEJSCe Ç/>U$-
MIÇTI. KENDİNE ÖZGÜ KIÂSİIC ÇjZİMİY-
L£ ORTAYA ÇIKAR£)IĞI 774&İHÎ ISOMAN-
LAR ONUAJ BM DİICKATİ Ç£K£N ÇALIÇ-
MALARtYPI. GûeeÇÇİ tcAGA AHMET''>J,
KÖSEM £UL7nN'lN, BAGBAROS'UN (SOL-
OA) ÖYKÜLEJZİ BUNLARPAN BALAKl
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Cumhuriyet
"Cumhuriyet"\n 30. yılı kutlandığında on yaşınday-
dım. Her bayramda olduğu gibi o gün de annemle
birlikte "Taksim Meydanı"nagitmiş, "resmigeçit"\ iz-
lemiştik. Böyle günlerde her yer bayraklarla donanır-
dı. Herkes üstüne başına özen gösterir, en yeni giy-
silerini giyerdı. Ellerimizde kâğıttan bayraklar olur,
küçük büyük, hepimiz önümüzden sert adımlarla ge-
çen askeriere alkış tutardık. Akşamları fener alayları
düzenlenirdi. Okulda öğretmenlerimiz, evde anne
babalarımız bize "Cumhunyet"\ öğretirlerdi. "Cum-
huriyet"\ sever, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurdu-
ğu "Cumhuriyet"\n çocukları olmakla övünürdük.
"Cumhuriyet" bize emanet edilmişti. Çoğumuzun
büyükleri o günleri yaşamıştı. Bize "Cumhuriyetin
koiay kurulmadığım", bir avuç kahramanın öncülü-
ğünde, yoktan varedildiğinı anlatırlardı. Canımız pa-
hasına da olsa onu korumaya kararlıydık.
1950'li yıllann sonuna doğru, yaşımız biraz ilerle-
diğinde, herkesin "CumhuriyeH bizim gibi sevme-
diğini sezmeye başlamıştık. Çevremizde, görünüş-
leri birbirine benzeyen, gazetelerde kendilerine "mür-
teci" adı verilen birtakım adamlar ortaya çıkmıştı.
Kültür mantarı gibi hızla ürüyorlardı. Büyüklerimız bi-
ze bunlann, "demokrasisiz bir cumhuriyet" isteyen
taşra politikacıları tarafindan desteklendiğini, kollan-
dığını söylüyorlar, "Mutlaka bir şeyler yapılmalı!" dı-
yorlardı. Büyüklerımizehakveriyor, "Cumhuriyetimi-
zin" elden gitmesinden kaygı duyuyorduk. 28 Nisan
1960 günü okullarımıza değil de, Beyazıt Meyda-
nı'na, üniversiteli ağabeylerimizin, ablalanmızın ya-
nına gitmemizin nedeni herhalde bu "kaygı"olmalıy-
dı! İlk polis dayağını o günlerde tadacak, sonra "der~
dest edilip" Davutpaşa Kışlası'nı boylayacaktık. 27
Mayıs 1960 sabahı, gün doğumunda, biz Davutpa-
şa Kışlası'ndan çıkarken, bizim "Cumhuriyetimiz"e
karşı çıktıkları söylenenler Yassıada'ya gönderilmek
üzere toplanıyordu. Demek ki, onlar ve biz, "Cum-
huriyet" denince farktı şeyler anhyorduk. Oysa içle-
rinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında "Cumhu-
riyet"\n kuruluşuna önderlik etmiş insanlar da vardı.
Ama insanlar değışebiliyordu. Onlar dadeğışmışler-
di. Şimdi "Cumhuriyet"in Anayasa'sını, "cebren tağ-
yir, tebdil ve ilgaya teşebbüsten" yargılanacaklardı.
Hayat ne kadar tuhaftı!..
Yön dergisi çıktığı zaman yaşımız yirminin altınday-
dı. Bu dergiyi okudukça, o zamana kadar yabancısı
olduğumuz, okulda öğretmenlerımizin ağızlarına al-
madığı, anne babalarımızdan duymadığımız yeni
kavramlarlatanışıyorduk. "Ulusaldevrim" nedir, "de-
mokratik devrim" nedir, "antiemperyalizm" ne de-
mektir, "bağımsızlık" ne anlama gelir, öğreniyorduk.
öğrendikçe, "Cumhuriyet"e olan duygusal bağları-
mız bilinçli bir algılamaya dönüşüyordu.
1968 yılının bahannda sokaklara, alanlara dökül-
dük, "Bağımsız, demokratik bir Cumhuriyet" için so-
kağa çıkmaktan başka çaremiz olmadığını düşünü-
yorduk. "Cumhuriyetl bizlerden farklı biçimde algı-
layanlann, Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olan "Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı "mızın ruhuna aykın düşen ne var-
sa, yaptıklarına tanık oluyorduk. Ulusal kaynakları-
mız, işgücümüz, topraklarımız "yabancılara peşkeş
çekiliyor", ulusal gururumuz ayaklar altına alınıyor,
çiğneniyordu. Sokağa dökülmekten başka neyapa-
bilirdik? Elimızden başka ne gelirdi? Ne var ki, Cum-
huriyet'ten bizim anladığımızı anlamayanlar, 12 Mart
1971 'de bunu bfze çok pahalıya ödettiler. "Cumfıu-
riyet"\ savunduklarını adımız gıbı bıldiğimiz Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin Inan, aynen Adnan
Menderes, Fatin Rüştü Zoıiu, Hasan Polatkan gi-
bi "Cumhunyef Anayasas/'nı cebren tağyır, tebdil ve
ilgaya teşebbüsten" asıldılar. TBMM'de "Cumhuri-
yetçi" milletvekilleri ikiye aynlmışlardı. "Asılsın!" di-
yen "Cumhuriyetçiler" çoğunluktaydı... Aradan on
yıl geçti. 12 Eylül 1980 günü "Cumhuriyeti koruyup
kollamak" söylemiyle Türk Silahlı Kuvvetleri iktidara
bir kez daha el koydu. Sayın Süleyman Demirei, Sa-
yın Bülent Ecevrt ve Sayın Deniz Baykal'la birlikte
altı yüz elli bin kişi gözaltına alındı. Büyük çoğunlu-
ğu tutuklandı, yargılandı, mahkûm oldu. Kimileri yi-
ne darağaçlannda can verdi. Onları gözaltına alan,
tutuklayan, mahkûm edenler gibi gözaltına alınan,
mahkûm olanlar da "Cumhuriyetçi" olduklarını söy-
lüyorlardı. Anlaşılması gerçekten zor, zor olduğu
kadar da "tuhaf" bir durumdu. Bu insanlar gerçek-
ten birer "Cumhuriyetçi" iseler "hayat" birbiıierine
niçin "zindan" ediyorlardı? Bugün de öyle olmuyor
mu? Eğer herkes gerçekten, insan temel hak ve öz-
güriüklerini güvence altına alan sosyal hukuk devleti
temelinde laik, demokratik bir "Cumhuriyet" e i-
nanıyorsa, coşkuyla, onurla 75. yılını kutladığımız
Cumhuriyet, bu "Cumhuriyet" ise "Cumartesi An-
neleri" niçin dövülüyor, "Cumhuriyetçi" Doğu Perin-
çek niçin hapse atılıyordu? Buna bir yanıtınız var mı?
Yann sabah Taksim Meydanı'nda o masum çocuk-
luk yıllanmın Cumhuriyet Bayramlannı ararken aklıma
yine bu sorular takılacak. Yanıt bulmakta yine zor-
lanacağım. Yoksa siz, her soruya yanıt bulan mutlu
insanlardan mısınız?
Faks:0216-418 84 10)
BULMACA SEDAT YAŞAYAJS
SOLDAN SAĞA:
1/ Göğüs san-
cısı, ateş, titre-
me, öksürük
gibi belirtiler-
le ortaya çıkan
akciğer zan 3
yangısı. 2/ tl-
kel bir silah...
Örgensel mad- 5
deleri eritmek-
te kullanılan, 6
eter kokusun- j
da bir sıvı. 3/
Istatistikte, bir 8
1 2 3 4 5 6 7 8
grup veri için-
de en sık görü-
len değere verilen ad...
" — Köprüsü": Ivo
Andriç'in ünlü roma-
nı. 4/ Sırma ya da gü- 2
müş işlemeli bir tür 3
ipekli kumaş... En kı-
sa zaman süresi. 5/ Di-
şi geyik. 6/ Bir şeyin
özünü oluşturan ana 6
öğe...Tann. 7/Birku- 7
mar aracı... Eski dilde „
uyku. 8/ "O yer" an-
lamında kullanılan 9
sözcük... Peşin parayla belli bir süre için bir şeye alı-
cı olma işi. 9/ Kızılötesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Genellikle hasırdan yapılan geniş kenarlı yüksek
şapka. II Müzikte armoni kurallanna göre üst üste
bindirilmiş seslere verilen ad... Kuran'ın bölünmüş ol-
duğu yüz on dört bölümden her biri. 3/ Yermantan.
4/ Bir nota... Derince çanak. 5/ Halı ya da kilim do-
kunan tezgâh... Halk müziğine özgü telli bir çalgı. 6/
Zorla para alan kimse... Baryum elementinin simge-
si. II Gelecek... Pakistan'da bir kent. 8/ Gripten ileri
gelen ve sürekli uyuklama bjçiminde beliren hasta-
lık... Hatun, hanım. 9/ Itırh bir bitki... Bir renk.