27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Uyuşturucudan kazanılan para ödemeler dengesinde önemli bir yer tutuyor Kirli para özelleştirmede aklandıLEVLA TAVŞANOĞLU Tiirkiye. 1980'li yıllardan başlayarak, özellikle de 24 Ocak kararlanyla liberal ekonomi düzenine girdi. O dönemin eko- nomi yöneticileri Türkiye'nin başına ge- len biitün olumsuzluklan hep döviz ye- tersizliğine bağlıyorlardı. Devalüasyonlar ve ihtilalier hep birbi- rini izliyordu. O dönemin görüşü, Tiirki- ye döviz bolluğu içine girerse ekonomi- nin düzlüğe çıkacağı ve ihtilallerin önü- nün alınacağı biçimindeydi. Bu da iki önemli unsuru beraberinde getirdi: 1. Dövizi nereden bulursan bul, 2. Serveti nasıl yaparsan yap, kayna- ğmı sorma. Tiirkiye liberal ekonomiye geçti. Bu- na uygun olarak da birtakım yapısal re- formlan yaptı. Bazı görüşlere göre hatta başan lı bile oldu. Böylece karma ekono- mik yapıdan serbest piyasa ekonomisine geçildi. 1987'den sonra ise politika özel- likle Özal döneminde ağır basınca yapı- sal reformlardaki ahlak unsuru da ihmal edildi. Dış ticaret ve görünmeyen ekono- mik işlemlerin liberalizasyonu yasal ve finansal tedbirlerle desteklenmeliydi. A- ma bu yapılamadı. Bu yapılamayınca da piyasada inanılmaz bir serbestlik, hatta denetimsizlik başını alıp gitti. Türkiye zaten öteden beri uyuşturucunun transit olarak geçtiği önemli bir merkezdi. Bu denetimsizlik ise Türkiye'yi bir uyuştu- rucu transit cenneti haline getirdi. Bundanöncel984yılınabaktığımızda ise, PKJC, kendi finansmanı için uyuştu- rucu ticaretine başlayınca PKK'nin aşın silahlandığı ve güçlendiğini gören dev- letin o zamanki bazı yetkilileri, kendile- rinin de bu yola başvurmalan gerektiği- ni düşündüler. En vahim hata da bu ol- du. Işe, devletin bazı unsurlan girince du- rum kanştı. Ülke adına bir şeyler yap- İ S T A N BUL NARKOTİK SUBE MÜDÜRLUGÜ Uyuşturucu ticareti, yakalanan kaçakçılara karşın bir türlü önlenemiyor makla insanlann kendi öz çıkarlan için becerdikleri birbirine girdi. Pek çok kişi bu uyuşturucu işine bulaştı. Hatta o hale geldi ki bugün Türkiye'de bu işten pay kapmayan insan pek de yok gibi görünü- yor. Derken uyuşturucu ticareti legalle- şip paralar aklanmaya başladığında iş çok cazip hale geldi. Özellikle, devlet adına iş yapan bazı Kürt kökenli işadam- lan için bu bulunmaz bir firsattı. Hatta bu kişiler uyuşturucudan kazandıklan para- larla kendilerini parlamentoya seçtirdiler. Bu arada özellikle Doğu Anadolu'daki bölgelerde uyuşturucu ticaretini yöneten bu kişiler kendi ihale mafyalannı da kur- dular. Her türlü ihaleden komisyon aldı- lar. Komisyon vermeye yanaşmayanla- nn başlanna da çok kötü işler geldi. Böy- le bir olaya somut bir örnek Van'ın Bah- çesaray Belediye Başkanı ve ailesinin ba- şına gelenlerdir. Uyuşturucu ticaretinin Türkiye'de böylesine göz göre göre, hatta göğüs ge- re gere yapılmasına karşı çıkanlar da ol- du. Ama bu kişiler özellikle siyasette devre dışında bırakılırken siyasi liderler de uyuşturucu ticareti yapanlardan yana çıktılar. Türkiye'deki bu uyuşturucu ticaretinin yurt dışı boyutu da çok geniş. ABD, In- giltere, Almanya gibi ülkelerde uyuştu- rucu bağımlısı sayısı her yıl büyük artış gösteriyor. Bu ülkeler, sınırlan kapata- madıklan ve bu ticareti önleyemedikleri için "soft drugs" adı verilen daha hafif uyuşturuculan serbestleştirmeye çalışı- yorlar. Batı ülkeleri artık kendi çöküşle- rinin uyuşturucu ve uyancı maddelerden olacağının bilinci içindeler. Bu Batı ül- keleri biraz kendilerini korumak, biraz da uyuşturucunun transit geçtiği ülkeler üzerinde etkin olabilmek için bu ülkeler- de aynlıkçı güçlerle işbirliği yaptılar. Bu- nun karşılığında da kendilerine uyuştu- rucu gönderen ülkelere ya silah, ya ero- in, ya da kokain sevkettiler. Resmi uluslararası kayıtlara göre dün- yada kokain ve eroin ticaretinin yılda 400 milyar dolan bulduğu bir gerçek. Türki- ye'de ekonominin yüzde 50'sinin kayıt- dışı olduğu düşünülürse bunun büyük miktannın da kara para olduğu anlaşıhr. Bugün ülkede ekonomiye de siyasete de yasa dışı kişiler hâkim. Son olarak özel- leştirme girişimleri en iyi kara para ak- lanacak olanak olarak görüldü. Burada il- ginç bir durum var. Uyuşturucu parası Türkiye'ye giriyor, ancak dönmüyor. Bu nedenle uyuşturu- cu parasının döndürülmesi ve yeniden yurt dışına çıkabilmesi için özelleştirme, borsa, bankalar, yatınmlar, finansmaniar araç olarak kullanıldı. Şu anda görünen o ki 1996'da yakla- şık 10 milyar dolar, 1997'de 8.5 milyar dolar, 1998'de de 7.5 milyar dolar öde- meler dengesine net katkıda bulundu. Burada bavul ticareti olarak 1 milyar do- lar düşülürse de geriye kalan miktann ta- mamının uyuşturucudan geldiği tahmin ediliyor. Bu tahmin şundan kaynaklam- yor: Amerikan Drug Enforcement Agency (Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi) ra- kamlanna göre Türkiye'den yılda geçen uyuşturucunun parasal değeri en az 50 milyar dolar olarak hesaplanıyor. ABD'de tüketilen uyuşturucunun çok bü- yük bölümünün Türkiye üzerinden gel- diği belirtiliyor. ABD piyasa fıyatlany- la da bu ticaretin 100 ile 150 milyar do- lan bulduğu kaydediliyor. Bundan da Türkiye'ye 10 milyar dolar gibi bir para kaldığı ifade ediliyor. Verilen bilgilere göre bu 10 milyar do- lar Türkiye'nin borçlanma ihtiyacını azalttığı gibi bir o kadar da finansmana ve kalkınma hızına katkıda bulunuyor. Bildirildiğine göre Türkiye'de faiz had- leri yüksek tutularak rant ekonomisine prim yapılırken iç ve dış borçlanma da sürdürülüyor. Ekonomistler bunun, devletin katman- lannda ve özel sektörde bir ikilemi de beraberinde getirdiğini söylüyorlar. Bu- na göre özellikle enflasyonun çok yük- sek olduğu ülkelerde ahlak zaten çöktü- ğü için uyuşturucu ticareti yapanlar bile vicdanen kendilerini aklayabiliyorlar. Bu ekonomistler "Namaz kılan, Kuran okuyan uyuşturucu taciri olabilir mi? Ama Türkiye'de oluyor" diyorlar. Bu kişiler hakkında Yargıtay'da kesinleşmiş cezalar olduğu halde bunlar TBMM üye- liğine seçtirilebiliyorlar, böylece de ce- zalan infaz edilemiyor. Ülkemizde bugünkü manzara böyle. Şunu da eklemekte yarar var. "Bize bir şey olmaz. Biz uyuşturcuyla gâvurları zehiriiyoruz" gibisinden bir zamanlar göğüslerini gere gere konuşan çok önem- li bazı siyasilerin çocuklan bile bugün uyuşturucu bağımlısı haline getirildikle- ri için yurt dışında tedavi görüyorlar. Cumhuriyet'in 75. yıl kutlamaları ANKARA/İSTANBUL (Cum- huriyet) - Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümü coşkusu, 5 bin öğrenci, öğretmen ve özürlü ço- cuktan oluşacak "Cumhuriyet Korosu ve Bandosu" ile dile ge- tirilecek. Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın her ilde bir okula "75. Yıl Okulu" adının verilmesi ve "Ata- türk eğitim müzeleri" kurulması yönündeki çahşmalannın sürdüğü bildirildi. Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldö- nümü kutlamalan için Kuzey Ko- re ve Güney Kıbns Rum Yönetimi dışında, Birleşmiş Milletler'e (BM) üye tüm ülkelerin devlet baş- kanlan çağnldı. Cumhuriyetin 75. yıldönümü kutlamalanna Arnavutluk, Azer- baycan, Gambıya, Komar Adalan, Pakistan, Gürcistan, Tacikistan, Özbekistan, Macaristan, Israil, Ka- zakıstan, Kırgızistan, KKTC, Mol- dova ve Türkmenistan devlet baş- kanlan katılacak. AB Dış llişkiler Komiseri Van Den Broek, BM Genel Sekreter Yardımcısı İkbal Rıza, tngiltere Prensı Andrev», ABD Enerji Bakanı Bill Richard- son ve Rusya Dışişleri Bakanı Igor tvanov da kutlamalara katılmak üzere Ankara'ya gelecek. Yaklaşık 60 kişiden oluşacak heyette bulu- nan diğer ülkelerin üst düzey yet- kilileri şöyle: "Avrupa ve Almanva'dan par- lamento başkanvekilleri, AB Konseyi Cenel Sekreteri, Belçika ve İtalya'nın eski başbakanlan, Fransa Ekonomik Sosyal Kon- sey Başkanı, Avıısturya ve İsviç- re dışişleri bakanlığı devlet sek- reterleri, Finlandiya ve Dani- marka müsteşar yardımcıları. İsveç müsteşan, Lüksemburg, Norveç, Polonya ve Yunanistan Dışişleri Bakanlığı genel sekre- terleri." Cumhuriyet Bayramı için Ata- türk Kültür Merkezi'nde (AKM) yann 13.00 ile 16.00 saatleri ara- sında geçit töreni yapılacak. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'in de katılacağı tören için anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretim öğren- cileri; öğretmenler ve özürlü ço- cuklardan 5 bin kişilik "Cumhu- riyet Korosu ve Bandosu" oluş- turaldu. Koro ve bandonun lstiklal Marşı'nı okumasıyla başlayacak tören "75. Yıl Marşı" ve'diger marşlarm seslendirilmesiyle süre- cek. Törenin 3 saatlik görkemli bir geçitle tamamlanması planlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Hikmet U- luğbay, dün düzenlediği basın top- lantısında, cumhuriyetin Türki- ye'yi dünyaülkeleri içinde saygıy- la bakılan ve sıcak ilişkilerde bu- lunulmaktan onur duyulan bir dev- let haline getirdiğini söyledi. Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldö- nümü kutlamalanna yönelik proje- lerini anlatan Uluğbay, okullardan çeşitli belgeler istediklerini anlat- tı "Cumhuriyetin eğitim malze- meleri mahzenlerde arandı" di- yen Uluğbay, Atatürk'ün ziyaret etriği okular ve okul defterine yaz- dıgı yayınlan içeren bir kitabın ha- zırlandığını ve baskı aşamasında olduğunu bildırdi. Eğitim amaçlı kullanılan araç ve gereçlerin eği- tin müzelerine dönüştürüleceğini aılatan Uluğbay, her ilde Atatürk E|itim Müzesi açılmasının plan- laodığınıbelirtti. MEB'in 75. yıl için hazırladığı bizı projeler şöyle: - Her ile ait cumhuriyet öncesi vt sonrası eğitim isimli belgesel raielikte olan kitap hazırlanarak ar- şı/lenmek üzere Ankara Atatürk Eiitim Müzesi'ne gönderildi. - lstanbul Sultanahmet Endüst- ri Meslek Lısesi Kılıçhane Binası, Ankara Ulus Endüstri Meslek Lı- sesi ve Izmir Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi'nde Atatürk eğitim müzeleri kurulması çalışmalan başlatıldı. Izmir ve Istanbul'daki müzelerin kasım ayı içinde açılma- sı planlanıyor. - 1 Aralık'ta cumhuriyet defile- si düzenlenecek. - 48-72 ay arası çocuklararasın- da ilk kez ülke genelinde resim ya- nşması ve tüm yurttaşlara açık ol- mak üzere çocuk şiirleri, çocuk şarkılan, tekerleme-bilmeceler ve kukla oyun metinleri yanşmalan düzenlendi. - Her ilde Milli Eğitim Müdür- lüğü organızasyonuyla 29 Ekım'de şenlik yürüyüşleri ve gösteriler dü- zenlenecek. Eğit-Der, cumhuriyetin 75. yıl- dönümü etkinliği içinde "Her İl- köğretim Okuluna 1000 Kitap Kampanyası"'nın. yedincisini Yozgat, Boğazlıyan ve Sırçalı köy- lerinde gerçekleştirecek. Istanbul'da bugün saat 13.00'te Akatlar Kültür Merkezi'nde "Cumhuriyetimizin 75'inci yı- lında lstanbul Topraklarının Durumu" konulu panel gerçek- leştirilecek. Milli Saraylan oluştu- ran saray, köşk ve kasırlar Cumh- riyet Bayramı'nda ücretsiz olarak gezilebilecek. lstanbul TabipOda- sı saat 13.00'te Taksim Atatürk Anıtı'na çelenk koyacak. Saat 11.00'de ise Bahçelievler Beledi- yesi'nce Talatpaşa Bulvan'nda 'Cumhuriyet Yürüyüşü' yapıla- cak. Sivil Toplum Kuruluşlan Birii- ği (STKB), Devlet Bakanlığı ve ls- tanbul Valiliği ile birlikte 29 Ekim'de Taksim'de 'Cumhuriyet Yürflyüşü' ve şenlikdüzenleye- cek. Mecidiyeköy ve Şişhane Mey- danlan'ndan saat 15.00'te başla- yacak yürüyüş, saat 18.00'de Tak- sim Meydam'nda noktalanacak. Taksim'de saat 19.00'da 300 sanat- çının katıldığı 'lirik tarih gösteri- si', 20.30'da da kutlama şenlikleri başlayacak. lstanbul Tabip Odası saat 15.00'te Tepebaşı TÜYAP önünde hekimlerin buluşmasıyla birlikte yürüyüş ve "Cumhuriyet Şenliği" gerçekleştirecek. Bahçe- lievler Belediyesi ise ilçede resmi geçit düzenleyecek. Akşam saat 20.00'de belediye binası önünde fener alayı oluşturulacak. Bakırköy Belediye Tiyatrolan tarafindan sahneye konulan Nâzım Hikmet'in "Kuvayı Milliye Des- tanı"nın galası, Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 20.30'da gerçekleştirilecek. Ata- türk'ün yatı Savarona'da saat 16.30'da TPAO ev sahipliğinde kokteyl düzenlenecek. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfi dabayramgünü Fatih Eğitim Parkı'nda saat 14.00'te başlayacak bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Çatalca Belediyesi 29 Ekim günü 75. yıl anısına bastınlan on binler- ce bayrak, rozet, okul defteri, ka- lem ve şapkayı dağıtacağını belir- tirken Central Hospital dün yaptı- ğı açıklamada 31 Ekim tarihine ka- dar tüm sağlık hizmetlerinde yüz- de 25 indirim uygulayacaklannı kaydetti. Türk-lş, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenleyeceği etlanlikleri 30 Ekim saat 18.00'e kadar uzattı. Bursa'da yürüyüş Bursa Valiliği tarafindan düzen- lenen 'Cumhuriyet Yürüyüşü' bugün saat 10.00'da Fomara Mey- dam'nda başlayacak. KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK [email protected] } â . Arhk ısmım M€M0 KĞİ Tİf ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI l^ileşmem t>en artık. Unutun beni... ^° TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Ekim RATfP TAH/R BUfiAK 1977'OE BUGÜfJ, Ç/2GI ÜOMAM t?£SSAMI V£ KAR/üAnİeCÛ RATİP TAHİ8. gURAK, 73 YAf'N- OA ISTAMBUL'PA ÖLDÜ. GENÇUĞlNP6,DENİZ. CİLİK OIUIUJNU giTieiP IcAPTAN OLA4UŞ. AUCAK, 4 Y/L SON8A 8U MESLSĞf BlRA- IÇlP ÇıZGiCiLİge YÖNELMİÇTf. PMStS'TE İKİ YIL RESİM Ö&ReKllMİ YAPMtŞ, YURDA PĞNÜNCE, PEGGİ V£ GA2£TELEJSCe Ç/>U$- MIÇTI. KENDİNE ÖZGÜ KIÂSİIC ÇjZİMİY- L£ ORTAYA ÇIKAR£)IĞI 774&İHÎ ISOMAN- LAR ONUAJ BM DİICKATİ Ç£K£N ÇALIÇ- MALARtYPI. GûeeÇÇİ tcAGA AHMET''>J, KÖSEM £UL7nN'lN, BAGBAROS'UN (SOL- OA) ÖYKÜLEJZİ BUNLARPAN BALAKl PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Cumhuriyet "Cumhuriyet"\n 30. yılı kutlandığında on yaşınday- dım. Her bayramda olduğu gibi o gün de annemle birlikte "Taksim Meydanı"nagitmiş, "resmigeçit"\ iz- lemiştik. Böyle günlerde her yer bayraklarla donanır- dı. Herkes üstüne başına özen gösterir, en yeni giy- silerini giyerdı. Ellerimizde kâğıttan bayraklar olur, küçük büyük, hepimiz önümüzden sert adımlarla ge- çen askeriere alkış tutardık. Akşamları fener alayları düzenlenirdi. Okulda öğretmenlerimiz, evde anne babalarımız bize "Cumhunyet"\ öğretirlerdi. "Cum- huriyet"\ sever, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurdu- ğu "Cumhuriyet"\n çocukları olmakla övünürdük. "Cumhuriyet" bize emanet edilmişti. Çoğumuzun büyükleri o günleri yaşamıştı. Bize "Cumhuriyetin koiay kurulmadığım", bir avuç kahramanın öncülü- ğünde, yoktan varedildiğinı anlatırlardı. Canımız pa- hasına da olsa onu korumaya kararlıydık. 1950'li yıllann sonuna doğru, yaşımız biraz ilerle- diğinde, herkesin "CumhuriyeH bizim gibi sevme- diğini sezmeye başlamıştık. Çevremizde, görünüş- leri birbirine benzeyen, gazetelerde kendilerine "mür- teci" adı verilen birtakım adamlar ortaya çıkmıştı. Kültür mantarı gibi hızla ürüyorlardı. Büyüklerimız bi- ze bunlann, "demokrasisiz bir cumhuriyet" isteyen taşra politikacıları tarafindan desteklendiğini, kollan- dığını söylüyorlar, "Mutlaka bir şeyler yapılmalı!" dı- yorlardı. Büyüklerımizehakveriyor, "Cumhuriyetimi- zin" elden gitmesinden kaygı duyuyorduk. 28 Nisan 1960 günü okullarımıza değil de, Beyazıt Meyda- nı'na, üniversiteli ağabeylerimizin, ablalanmızın ya- nına gitmemizin nedeni herhalde bu "kaygı"olmalıy- dı! İlk polis dayağını o günlerde tadacak, sonra "der~ dest edilip" Davutpaşa Kışlası'nı boylayacaktık. 27 Mayıs 1960 sabahı, gün doğumunda, biz Davutpa- şa Kışlası'ndan çıkarken, bizim "Cumhuriyetimiz"e karşı çıktıkları söylenenler Yassıada'ya gönderilmek üzere toplanıyordu. Demek ki, onlar ve biz, "Cum- huriyet" denince farktı şeyler anhyorduk. Oysa içle- rinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında "Cumhu- riyet"\n kuruluşuna önderlik etmiş insanlar da vardı. Ama insanlar değışebiliyordu. Onlar dadeğışmışler- di. Şimdi "Cumhuriyet"in Anayasa'sını, "cebren tağ- yir, tebdil ve ilgaya teşebbüsten" yargılanacaklardı. Hayat ne kadar tuhaftı!.. Yön dergisi çıktığı zaman yaşımız yirminin altınday- dı. Bu dergiyi okudukça, o zamana kadar yabancısı olduğumuz, okulda öğretmenlerımizin ağızlarına al- madığı, anne babalarımızdan duymadığımız yeni kavramlarlatanışıyorduk. "Ulusaldevrim" nedir, "de- mokratik devrim" nedir, "antiemperyalizm" ne de- mektir, "bağımsızlık" ne anlama gelir, öğreniyorduk. öğrendikçe, "Cumhuriyet"e olan duygusal bağları- mız bilinçli bir algılamaya dönüşüyordu. 1968 yılının bahannda sokaklara, alanlara dökül- dük, "Bağımsız, demokratik bir Cumhuriyet" için so- kağa çıkmaktan başka çaremiz olmadığını düşünü- yorduk. "Cumhuriyetl bizlerden farklı biçimde algı- layanlann, Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olan "Ulu- sal Kurtuluş Savaşı "mızın ruhuna aykın düşen ne var- sa, yaptıklarına tanık oluyorduk. Ulusal kaynakları- mız, işgücümüz, topraklarımız "yabancılara peşkeş çekiliyor", ulusal gururumuz ayaklar altına alınıyor, çiğneniyordu. Sokağa dökülmekten başka neyapa- bilirdik? Elimızden başka ne gelirdi? Ne var ki, Cum- huriyet'ten bizim anladığımızı anlamayanlar, 12 Mart 1971 'de bunu bfze çok pahalıya ödettiler. "Cumfıu- riyet"\ savunduklarını adımız gıbı bıldiğimiz Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin Inan, aynen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zoıiu, Hasan Polatkan gi- bi "Cumhunyef Anayasas/'nı cebren tağyır, tebdil ve ilgaya teşebbüsten" asıldılar. TBMM'de "Cumhuri- yetçi" milletvekilleri ikiye aynlmışlardı. "Asılsın!" di- yen "Cumhuriyetçiler" çoğunluktaydı... Aradan on yıl geçti. 12 Eylül 1980 günü "Cumhuriyeti koruyup kollamak" söylemiyle Türk Silahlı Kuvvetleri iktidara bir kez daha el koydu. Sayın Süleyman Demirei, Sa- yın Bülent Ecevrt ve Sayın Deniz Baykal'la birlikte altı yüz elli bin kişi gözaltına alındı. Büyük çoğunlu- ğu tutuklandı, yargılandı, mahkûm oldu. Kimileri yi- ne darağaçlannda can verdi. Onları gözaltına alan, tutuklayan, mahkûm edenler gibi gözaltına alınan, mahkûm olanlar da "Cumhuriyetçi" olduklarını söy- lüyorlardı. Anlaşılması gerçekten zor, zor olduğu kadar da "tuhaf" bir durumdu. Bu insanlar gerçek- ten birer "Cumhuriyetçi" iseler "hayat" birbiıierine niçin "zindan" ediyorlardı? Bugün de öyle olmuyor mu? Eğer herkes gerçekten, insan temel hak ve öz- güriüklerini güvence altına alan sosyal hukuk devleti temelinde laik, demokratik bir "Cumhuriyet" e i- nanıyorsa, coşkuyla, onurla 75. yılını kutladığımız Cumhuriyet, bu "Cumhuriyet" ise "Cumartesi An- neleri" niçin dövülüyor, "Cumhuriyetçi" Doğu Perin- çek niçin hapse atılıyordu? Buna bir yanıtınız var mı? Yann sabah Taksim Meydanı'nda o masum çocuk- luk yıllanmın Cumhuriyet Bayramlannı ararken aklıma yine bu sorular takılacak. Yanıt bulmakta yine zor- lanacağım. Yoksa siz, her soruya yanıt bulan mutlu insanlardan mısınız? Faks:0216-418 84 10) BULMACA SEDAT YAŞAYAJS SOLDAN SAĞA: 1/ Göğüs san- cısı, ateş, titre- me, öksürük gibi belirtiler- le ortaya çıkan akciğer zan 3 yangısı. 2/ tl- kel bir silah... Örgensel mad- 5 deleri eritmek- te kullanılan, 6 eter kokusun- j da bir sıvı. 3/ Istatistikte, bir 8 1 2 3 4 5 6 7 8 grup veri için- de en sık görü- len değere verilen ad... " — Köprüsü": Ivo Andriç'in ünlü roma- nı. 4/ Sırma ya da gü- 2 müş işlemeli bir tür 3 ipekli kumaş... En kı- sa zaman süresi. 5/ Di- şi geyik. 6/ Bir şeyin özünü oluşturan ana 6 öğe...Tann. 7/Birku- 7 mar aracı... Eski dilde „ uyku. 8/ "O yer" an- lamında kullanılan 9 sözcük... Peşin parayla belli bir süre için bir şeye alı- cı olma işi. 9/ Kızılötesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Genellikle hasırdan yapılan geniş kenarlı yüksek şapka. II Müzikte armoni kurallanna göre üst üste bindirilmiş seslere verilen ad... Kuran'ın bölünmüş ol- duğu yüz on dört bölümden her biri. 3/ Yermantan. 4/ Bir nota... Derince çanak. 5/ Halı ya da kilim do- kunan tezgâh... Halk müziğine özgü telli bir çalgı. 6/ Zorla para alan kimse... Baryum elementinin simge- si. II Gelecek... Pakistan'da bir kent. 8/ Gripten ileri gelen ve sürekli uyuklama bjçiminde beliren hasta- lık... Hatun, hanım. 9/ Itırh bir bitki... Bir renk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle