22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 1998 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Kent Oyunculan, Claude Magnier'in yazdığı, Müşfik Kenter'in yönettiği 'Aşkolsun'u sahneliyor Şaşırtıcı ve güliinç aşk üçgeııi ESRA ALİÇAVXîŞOĞLU - Ayakkabı. - Ben de görüyorum. Kime ait bunlar? - Kime ait olsun ki? - Yani evde bir çift pabuç var ve sen bunlann kime ait olduğunu bilmiyor- sun! - Erkek ayakkabısı mı bu? - Çok büyük ayaklı bir kız arkadaşın yoksa tabii... Belkı de postacıdır, ha? - Postacının ayakkabılannı burada mı unuttuğunu sanıyorsun yani? Kan, koca ve âşığı... Eskilerin deyi- miyle 'aşküçgeni'. Kımilerimizin tam or- tasında yer aldıgı, kimilerimizin ise ya- nından bile geçmek istemediği duygu karmaşası. Yukandaki diyaloglar ise ço- ğumuzun tanık olduğu cinsten. Kent Oyunculan bu sezon birçok kişinin ya- şamından kesitler bulacağı bir oyunu; 'Aşkofcun'u sahneliyor. Jacquelıne (Kad- riye Kenter), Robert (Mehmet Birkiye) ve Claude (Hakan Gerçek) arasında ya- şanan olaylar. yüzyıllardır süregelen ka- dm-erkek ilişkilerini bu kez tiyatro sah- nesine taşıyor. Claude Magnier'in yazdığı, Müşfik Kenter'in yönettiği 'Aşkofaun'da Meh- met Birkiye, Kadriye Kenter ve Hakan Gerçek rol alıyor. tki bölümden oluşan, dekor tasanmını Cengiz Özek'in üstlen- dıgi oyun dilimıze Esen Çamurdan ta- rafından çevrildi. Oyun kişileri tüm oyun boyıınca içi- ne düştükleri gülünç durumlardan an- cak aşkın gücü ile sıynlabilen, çevırdik- leri tüm entrikalara rağmen yine de se- v imlı kalabilen naif karakterler. Kan- koca ve sevgili üçgeni 'Aşkolsun'un te- Aac mel dramatik yapısını oluşturuyor. An- cak bu üçgenin gerçek mi, yoksa oyun içinde oyun mu olduğu, komedinin sürp- rizini oluşturuyor. Yanhşlıkla içilen ya- nm şişe uyku ilacı üç kişinin yaşamını beklenmedik bir biçimde altüst eder. Her gün başımıza gelebilecek olaylann bir ara- ya toplanması, beklenmedik olaylann başlamasına neden olur. Oyunun karak- terlen kendilerini ıçınden çıkılmaz bir la- birentin içinde bulurlar. 'Aşkobun' bundan 30 yıl önce Adalet Ağaoğlu'nun çevirisi ve 'Evdeki Yaban- cı' adıyla sahnelenmişti. 30 yıl önce Yü- dız Kenter, Genco Erkal ve Müşfik Ken- ter rol almıştı oyunda. 'Evdeki Yabana'da oyuncu olarak rol alan Müşfik Kenter, bu kez yönetmen olarak çıkıyor karşımı- za 'Aşkolsun'da. Oyunun 30 yıl sonra tekrar sahnelen- mesi tesadüf eseri gerçekleşmiş. Geçen sezon sonunda bir komedi sahnelemek Ladriye Kenter, Mehmet Birkiye ve Hakan Gerçek'in rol aldığı 'Aşkolsun'da kan, koca ve sevgili üçgeninin gerçek mi, yoksa oyun içinde oyun mu olduğu komedinin sürprizini oluşturuyor. isteyen Kent Oyunculan, Claude Mag- nier'in bu oyununda karar kılmışlar. 30 yıl önce Adalet Ağaoğlu'nun çevirisiy- le sahnelenen oyun bu kez Esen Çamur- dan tarafından çevriliyor dilimize. 6 Ekim'den itibaren bir hafta süreyle Ka- dıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahne- lenen oyun, 23-24-29-30-31 Ekim'de saat 21.00 'de, 25 Ekim ve 1 Kasım'da ise saat 15.00'te KenterlerTiyatrosu'ndaiz- leyicilere sunulacak. Müşfik Kenter 'Aş- kolsun'u "güzel, hareketli büyük laflann olmadığı hoş bir komedi" olarak tanım- lıyor. Klasik Fransız komedilerinden olan oyun bir aşk üçgenini konu alıyor. Müşfik Kenter 30 yıl önce sahnelenen oyun ile benzerliklerin çok az olduğunu ifade ederken 'Aşkolsun'un yeniden kur- gulandığuıı belirtiyor. Kent Oyunculan bu sezon geçen se- zondan kalan 'Heten Heien'i sahneleye- cekler. 'Helen Heten' ekim ayında An- karalı izleyicileriyle de buluşacak. On- lü Rus yazar Çehov'un 'Marö'sı da bu sezon Rus bir yönetmen tarafindan sah- nelenecek. 'Maria Callas' ise sezonun de- vam eden oyunlarından... Ordu Tiyatrosu'nda çalışan gençlerin hazırladığı Bedri Rahmi Eyuboğlu ile ilgili tek kişilik diğer bir oyun ise Müş- fik Kenter tarafindan izleyicilere sunu- lacak. Oyunda Bedri Rahmi Eyuboğlu, şiirleri ve yaşamından kesitlerle izleyi- cilere aktanlacak. Müşfik Kenter'in yi- ne bu sezon için bir diğer projesı ise BU- gesu Erenus'un yazdığı Tevfik Fikret ile ilgili tek kişilik oyunu... Bakırköy Belediye Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmenliği'ni de üstlenen Müş- fik Kenterbu sezon Cumhuriyetin 75. yı- lı nedeniyle 'Kuvayi Müli>ı e'yi büyük bir prodüksiyon olarak sahnelemeye hazır- lanıyor. Bakırköy Belediye Tiyatrola- n 'nda aynca geçen sezondan GünerSü- mer'in 'YannCumartesi', AzizNesüıın 'Hadi Öldürsene Canikom' adlı oyunla- n da devam edecek. Melih Cevdet An- day'ın 'Ölümsûzler' adlı oyununu Mu- rat Karasu. Çehov'un İnsan Denen Ga- rip Hayvan' adlı komedisini ise Müşfik Kenter yönetecek. ( Sınırsız: Türkiye ile Berlin Kültür Buluşması' etkinlikleri 15 Kasım 'a deksürecek KültürmozaiğimizBerlin 'deKültürServisi - Kültür Bakan- lığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ber- lin Bilim, Araştırma ve Kültür Se- natosu'nun işbirliğıyle Berlin'de düzenlenen 'Sınırsız: Türkiye ile Kültür Buluşması' etkinlikleri, 'İskorpit' sergisinin açılışıyla resmi olarak başladı. Açıhşa Kül- tür Bakanı tstemihan Talay ve Berlin Bılim, Araştırma ve Kül- tür Senatörü Peter Radunski ka- tıldılar. Etkinlikler 15 Kasım'a dek sürüyor. 300 yılhk ortak geçmiş 'İskorpit' sergisi, yaşlan 25 ile 60 arasında degişen 14 sa- natçının yapıtlanndan oluşuyor. Istanbul'un güncel sanat orta- mınj Berlin'e taşıyan sergi, yer- leşik resim sanat anlayışına tep- ki olarak gelışen bir 'undergro- und' sanat anlayışını temsıl edi- yor. Sergide. özellikle de fotoğraf, dia \e fılm tekniklerinin kulla- nıldığı yapıtlar dikkat çekiyor. Sergilenen çalışmalar arasında nesneler ve tını enstalasyonlan da bulunuyor. Küratörlügünü, Istanbul Bienali yöneticisi Ful- ya Erdemci ile Kassel Friderici- anum Müzesı yöneticisi Rene Block'un üstlendiği sergide Ay- dan Murtezaoglu,Ayşe Erkmen, Bülent Sangar, Ebru Özseçen, Füsun Onur, Gülsün Karamus- tafa, Hale Tenger, Halil Altınde- re. Hüseyin BahriAlptekin, tsken- der YedÛer, Kutluğ Ataman, Ne- riman Polat, Sarkis ve Serkan Özkaya'nın yapıtlan yer alıyor. Kültür Buluşması kapsamın- da yer alan bir başka sergi ise 'Fri- edrich VVilhelm Hassan ve Di- ğerleri, Spree .Nehri Boylannda Türkler 1686-1960' başlığını ta- şıyor. 30 Ekim'de açılacak olan sergi, gelecek yılın ocak ayının • 'iskorpit' sergisinin açılışıyla resmi olarak başlayan, çeşitli sergilerin, konserlerin, dans, tiyatro, film gösterilerinin gerçekleştirildiği buluşmada, Yılmaz Güney retrospektifi düzenlenecek. Ankara Sanat Tiyatrosu 'Inadına Yaşamak' adlı oyunu sunacak. Türk Alman Yazarlan buluşması yapılacak, 10 Kasım'da Atatürk'ü Anma Gecesi düzenlenecek. sonuna dek sürecek. Sergide, Berlin ve Pnısya ile Türkiye'nin 300 yılhk ortak geçmişinin, iki kültür arasmda köprü görevini ye- rine getiren savaş esirleri, elçi- ler, tütün işçileri. askerler, tacir- ler, zanaatkârlar, dansözler, öğ- renciler, politik sığınmacılar gi- bi bireylerce oluşturulan kesiş- me noktalannın altı çiziliyor. 'Kozalak' ve 'Post' ~ Berlin'de 10 Ekim'de açılan 'Mürekkepli Zamanlar' başlık- lı Osmanlı Dönemi Hat Eserle- ri ve Baskılar sergisi de 22 Ka- sım'a dek açık kalacak. Sergide Dr. Ahmet Doğan'ın kişisel ko- leksiyonu, Ex Oriente Lux Ga- lerisi'nin koleksiyonu ve Ber- lin'de yaşayan sanatçı Abuzer Güler'in çağdaş hat sanatı eser- leri de yer alıyor. Yine Kültür Buluşması kapsa- mında düzenlenen ve Hanefi Ye- ter, Doğan Paksoy, Mahir Güren ve Ergin İnan' ın yapıtlannın yer aldığı 'İstanbulMeets Berlin, İki MetropoJün Ressamlan' başlık- lı sergi, 25 Ekim-22 Kasım ta- rihleri arasında, 'AtatürkFotoğ- raflan Sergisi' 26 Ekim-10 Ka- sım tarihleri arasında, 'Almanca Konuşan Mimarbrm Türkheide- idProjeveYapüan' başlıklı ser- gi 23 Ekim-22 Kasım tarihleri arasmda, Fuat Başar ve Nedim Sönmez'in Ebru Sanatı sergile- ri ise 13-24 Kasım tarihleri ara- sında açık kalacak. Kültür Buluşması kapsamın- da çeşitli dans, tiyatro, müzik ve sinema etkinlikleri de düzenle- niyor. 'Kozalak', 29 ve 30 Ekim tanhlerinde Berlin'de sahnele- necek. Balerin olmayı düşleyen iki genç kızın öyküsünü anlatan Kozalak 'ta Hüfya Aksular, Sibel SüreL, Ahmet Eroğlu ve Banş Adikti dans ediyorlar. Ankara Devlet Opera ve Ba- lesı 'Modern Dans Topluluğu' dans grubu ise 31 Ekim ve 1 Ka- sım tanhlerinde, grubun kurucu- su ve koreografı Beyhan Murphy'nin başyapıtı olarak de- ğerlendirilen 'Post'u sunacak. Modern dansla geleneksel Türk müziğini kaynaştıran Post, Türk toplumundaki Doğu-Batı geri- limini yansıtıyor. Kültür Buluşması'nın tiyatro gösterileri kapsamında Ba- racke am Deutschen TheaterTopluluğu, Türk ve Alman oyunculardan olu- şan bir kadroyla 'Su- zuki' adlı oyunu 21 ve 22 Ekim tarihlerinde sahneliyor. Murathan Mungan'ın kaleme aldığı ve bir kabilenin öyküsü çerçevesinde Yakındoğu'yu an- latan 'Gejikli Lanetter'ın oyun- culu görsel okuması, 23 Ekim'de gerçekleştirilecek. Ankara Sa- nat Tiyatrosu'nun beğenilen oyu- nu 'Inadına Yaşamak'ın sahne- lenme tarihleri de 22 ve 23 Ekim. Haldun Taner' in 'Ayışığuıda Şa- mata'sı 24 Ekim, Aziz Nesin'ın 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adlı yapıtı ise 30 ve 31 Ekim ta- rihlerinde sahnelenecek. Çeşitli tartişmalar Kültür Buluşması'nın müzik etkinlikleri kapsamında 23 Ekim de Okav Temiz & The Ro- mans ve Senem Diyici & Band konseri yer alıyor. 26 Ekim'de ise caz şarkıcısı Özay Fecht, Frank Sinatra amsına bir konser verecek. Los Paşaros Sefaradis grubunun 'Türkiye'den Sefarad Müzigi' başlıklı konserinin tari- hi 25 Ekim. Wedding Yeni Oda Orkestrası ile Wedding Müzik Okulu Saz Ekibi'nin 'Aşknıyeli' başlıklı konseri 30 Ekim, dar- buka ustası Matthias Bautz ile ud sanatçısı Basem Schünnann'ın 'Klasik Türk ve Arap Müziği' konseri 7 Kasım'da gerçekleşti- rilecek. Buluşma kapsamında bir de Yılmaz Güney retrospektifi dü- zenleniyor. Retrospektif kapsa- mında sanatçının fılmlerinden 'Adana Paris' 6 Kasım'da, 'Umut' 7 Kasım'da, 'Agrt' 8 Kasım'da, 'Zavalhlar' 9 Kasım'da, 'Endişe' 14 Kasım'da, 'Sürü' 15 Kasım'da, 'YoP 17 ve 19 Kasım'da göste- rilecek. Etkinliklerin TürkAlman Ya- zaıiar Buluşması bölümünde 26 Ekim'de Nedim Gürsel ve Hans Christoph Buch, 27 Ekim'de Ma- rio Levi \e Zafer Şenocak, 22 Ekim'de Emine Sevgi Ozdamar, 25 Ekim'de Mario Levi 19 Ekim, 24 Ekim, 28 Ekim, 13 Kasım'da Kemal Kurt okurlanyla buluşa- cak, 28 Ekim, 31 Ekim ve 1 Ka- sım tarihlerinde Âşıklar Gecesi düzenlenecek. Buluşma kapsamında aynca 20 Ekim'de Azınlık mensubu olarak parlamenterlik, 22 Ekim'de Cumhuriyet Döne- mi'nde Istanbul'daki Yahudi Ce- maati, 23 Ekim'de Kültürel Kim- lik ve Beklentiler. 22 ve 23 Ekim'de Türkiye'deki Yaşamdan Kesitler, yine 22 Ekim'de Türki- ye'de Kitap Üretmek konulu ko- nuşma ve tartışmalar gerçekleş- tirilecek. 10 Kasım'da Berlin Atatürkçü Düşünce Derneği ta- rafindan Atatürk'ü Anma Gece- si düzenlenecek. Beyoğlu'nda yeniliklerle dolu bir mekân: Dukinea Duldnea, yaratıcılığın değişik olanaklaria, yeniden üretUdiği bir mekâna dönüştürülecek. Kültür Servisi - Açıldığı günden bu yana düzenledigi panel ve toplantılarla îstanbullulann beğenisini kazanan Dulcinea Cafe, üst mekân dışında 150 metrekarelik ek mekânı kültür ve sanat alanına açtı. Üst mekânla sürekli bağlantısı, etkileşimi olacak özel, cesur, etkin kültür ve sanat projesinin yaratıcılığını Sami Akbeniz ve Claire-Lyse Bucci üstleniyor. Dulcinea, klasik bir galeriden öte, sanatlar ve sanatçılar arasmda yaratmak istediği geçişliliği bir zorunluluk olarak görüyor. Dulcinea açtığı bu galeride var olan kurumsal statik yapıyı değiştirmek ve sanatçüann değişik mekân ihtiyaçlanna cevap vermeyi amaçlıyor. Dulcinea'nın ilk hedefini çağdaş sanatlann gelişmesine, kitlelere ulaşmasına yardımcı olmak oluşturuyor. Proje sahipleri, sanatın yayılma ve temsiline ilişkin günümüzdeki alışıldık biçimlerin niteliğinin sorgulanması gerektiğini düşünüyorlar. Dulcinea'yı, gezilip görülüp gidilen bir yer olmaktan yaratıcılığın değişik olanaklannın düğümlendiği, buluştuğu, yeniden üretildiği bir mekâna dönüştürmeyi amaçlıyor proje sahipleri. Aynca projenin sanat çizgisinin niteliği, Dulcinea'yı 'Idasik bir galeri'den farklı bir yere ulaştıracak. Proje, her sanatçıya, mekânı ve olanaklannı sahiplenen, mekâna yönelik ve özgün, nitelikli yarahm yapabilme yolunu açmayı amaçlıyor. Dulcinea misyonunu: sergi yeri ile sanatçı arasmda bir köprü kurmak, sergi yeri ile seyirci arasında bir geçit yaratmak, yabancı ülkelerle bağlantı kurmak, farklı sanat disiplinleri arasında buluşmalar önermek, yurtiçinde ve dışında düzenlenen etkinliklerin takipçisi olmak olarak beş ana başlıkla belirliyor. Dulcinea'nın 1998-1999 sezonu programı ise şöyle: Ekim / Kasım Hakan Akçura resim sergisi, Kasım / Aralık Sebastien Gökalp resim sergisi, Aralık / Ocak Ahmet Elhan fotoğrafik yerleştirme, Ocak / Şubat Claire Cantais fotoğraf sergisi, Mart / Nisan Ismet Doğan fotoğraf sergisi, Nisan / Mayıs Residence (yeniden üretim). Dulcinea, 1999 Haziran ayı başında, yerli-yabancı birçok video sanatçısmı birbirleriyle ve kentimizle buluştumıayı hedefliyor. Video- An Günleri'nin programı, sergi ve yerleştirme alanlan, yerli ve yabancı video-art sanatçılanna önereceği ortak üretim ve yaratım atölyeleri, video-art kütüphanesi, panel ve konferanslar ile önderlik edeceği sanatçı- seyirci-üretici buluşma diyaloglan ile oldukça zengin ve zevkli bir kültür-sanat ortamı oluşturmayı amaçlıyor. Video-Art Günleri'yle hem Türkiyeli sanatçılann kendi yaratımlannı sergileyebilecekleri ilk zemini hem de uluslararası yaratının deneyimlerini tartışabilecekleri bir olanağı sunmayı hedefliyor. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇt Köln Ünivensrtesi'nde Türkçe Köln Üniversitesi altı yüz yılın üzerinde geçmişi olan bir kültür kurumu. Çevresi duvarlarla çevrili, dış dünyadan yalttılmış bir üniversite değil burası; kentin bir bölümü. Derslikler, kü- tüphaneler, laboratuvarlar, hastaneler, lokantalar, kah- ve\er, lojmanlar ve öğrenci yurtlanyla bunlann aralann- daki geniş park ve bahçelerden oluşuyor. Içinden kent trafiğinin aktığı yollar, kent içi ulaşımı sağlayan tram- vay hatlan geçıyor. Bu ünıversitede on beş yildır Türkçe derslerini Hü- seyin Erdem veriyor. Geçen hafta yeni oğretim yılının açıhşındaki ilk Türk- çe dersine katıldım. Altmış kadar öğrenci Türkçe öğ- renmek için dersliği doldurmuşlardı. Alman toplumu, kendi ülkelerinde sayılan iki milyo- nu bulan bir topluiuğa kayıtsız kalamıyor. Onlan anla- mak, ülkelerini paylaşan bu insanlarlayakınhk kurmak istiyor. Türkçe derslerinin gördüğü ilgi de bunun bir par- çası. Çok farklı bölümlerden öğrencilerbu derslere ka- tılıyorlar. Hüseyin Erdem ilk derste onlara Türkçe'nin yeryü- zünün en şiırsel dıllerinden biri olduğunu, bu dili öğ- renmelerinin onlara, küçük çabalarla Azerice, Kırgız- ca, Tatarca, Özbekçe gibi öteki Türkçe kökenli dilleri öğrenmenin de yolunu açacağını söyledi. Daha sonra üçüncü sömestroğrencilerinin dersi var- dı. Bu derste öğrencilere, llhan Selçuk'un gazetemiz- de yayımlanan yazılanndan biri çoğaltılıp dağıtıldı. Öğ- rencilerönceyazıyı okudular, bilrnedikleri sözcükleri sor- dular, sonra da üzerinde Türkçe olarak tartıştılar. Dördüncü sömestn tamamlayan öğrencılerden kimi- leri Türkçelerini kullanabileceklen ışlere giriyoriarmış. Ne var ki, Köln Üniversitesi'nde son bir yıldır Türk- çe'nin ders programlanndaki yerini değiştirmeye yö- nelik gınşimler olmuş. Geçen yıla dek Türkçe, Prof. Götz'ün yönetiminde Orientalıstik (Doğu Dilleri ve Edebiyatlan) Bölümü'nde Islam Bilim Dalı içinde okutuluyordu. Islam Bilimi oku- mak isteyenler temel dil olarak Arapça okumak zorun- da. ikinci dil olarak da Farsça ya da Türkçe seçiliyor- du. Prof. Götz'ün emekli olmasından sonraTürkçe, Ori- entalistik Bölümü'nden çıkanldı. Böylece Türkçe dersleri yalnızca ilgi duyan öğren- cilerin katıldıklan, isteğe bağlı olarak devam edilen bir konuma rtildi. Benzeri bir terslik Italyanlann da başına gelmiş. Ital- yan Dili ve Edebiyatı Bölümü, italyancayı sıfırdan öğ- retmeme karan alınca Italya devleti kentteki Italyan Kültür Enstitüsü'nün bütün gidertennı karşılamayı üst- lenerek, üniversite içinde bir birim olarak dil derslerini sürdürmesini sağlamış. Yıllardır Türkçe'nin Köln Üniversitesi'ne yerleşmesi ve eğitim programına öteki dillerde eşit haklarta girme- si için çaba gösteren Hüseyin Erdem ise, Türkiye'ye rahatça girip çıkabilme olanaklanna bile sahip bulun- muyor. • • • Bu yıl Alman üniversitelerindeki Türkçe bölümleriy- le ilgili sevindirici birgelişme de Essen Üniversitesi'nde gerçekleşti. Almanya'daki okullarda Türkçe dersleri verecek öğretmen yetiştırmek amacıyla öğrenım ya- pan bölüm Johannes Meyer-lngwersen tarafindan kurulmuş. Burada Emel Huber dılbılımcı, Berrin Uyar da okutman olarak çalışıyor. Bu yıl edebiyat bilimi da- lı da açıldı. Prof. Dr. Zehra Ipşiroğlu burada göreve başladı. Yalnızca Türk Edebiyatı kütüphanesi kurma- sı için kendisine yüz bin mark ödenek verilmış. Bu da üniversite kurmanın, kütüphane kunmakla eş anlama geldiğinin bir kanıtı. Batı ülkelerinin üniversitelerindeki Türkçe bölümle- ri biraz da ülkemizin dış dünyaya açılmasının bir par- çası olarak görülmeli. Oralarda okuyup dilimizi öğre- nenler, belki edebıyatımızı kendi ülkelerine taşıyacak çevirmenler, belki bizleri daha yakından tanıyacak dış işleri görevlilen olacaklar. Denizin dibinden çıkarılan porselenler • HELStNKt (Cumhuriyet) - Finlandiya sulannda 1747'de batan üç direkli yelkenli gemi 'St. Mikael'den dalgıçlar tarafindan çıkanlan sanat hazineleri Helsinki'de sergileniyor. Gemide bulunan porselen ve seramik eşyaiar Dresden'deki ünlü Meissen fabrikasında yapılmıştı. Gemiden aynca gümüş servis takımlan ve heykelcilder de çıkanlıp sergiye dahil edildi. Aradan 250 yıl geçmiş olmasına karşın orijinal renklerini koruyan kültürel hazinenin bır kısmının Imparatoriçe Elisabeth Petroyna'ya götürüldüğü biliniyor. Sergi halen Ulusal Müze'de yer almakta. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z t K K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle