Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 1998 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Kent Oyunculan, Claude Magnier'in yazdığı, Müşfik Kenter'in yönettiği 'Aşkolsun'u sahneliyor
Şaşırtıcı ve güliinç aşk üçgeııi
ESRA ALİÇAVXîŞOĞLU
- Ayakkabı.
- Ben de görüyorum. Kime ait bunlar?
- Kime ait olsun ki?
- Yani evde bir çift pabuç var ve sen
bunlann kime ait olduğunu bilmiyor-
sun!
- Erkek ayakkabısı mı bu?
- Çok büyük ayaklı bir kız arkadaşın
yoksa tabii... Belkı de postacıdır, ha?
- Postacının ayakkabılannı burada mı
unuttuğunu sanıyorsun yani?
Kan, koca ve âşığı... Eskilerin deyi-
miyle 'aşküçgeni'. Kımilerimizin tam or-
tasında yer aldıgı, kimilerimizin ise ya-
nından bile geçmek istemediği duygu
karmaşası. Yukandaki diyaloglar ise ço-
ğumuzun tanık olduğu cinsten. Kent
Oyunculan bu sezon birçok kişinin ya-
şamından kesitler bulacağı bir oyunu;
'Aşkofcun'u sahneliyor. Jacquelıne (Kad-
riye Kenter), Robert (Mehmet Birkiye)
ve Claude (Hakan Gerçek) arasında ya-
şanan olaylar. yüzyıllardır süregelen ka-
dm-erkek ilişkilerini bu kez tiyatro sah-
nesine taşıyor.
Claude Magnier'in yazdığı, Müşfik
Kenter'in yönettiği 'Aşkofaun'da Meh-
met Birkiye, Kadriye Kenter ve Hakan
Gerçek rol alıyor. tki bölümden oluşan,
dekor tasanmını Cengiz Özek'in üstlen-
dıgi oyun dilimıze Esen Çamurdan ta-
rafından çevrildi.
Oyun kişileri tüm oyun boyıınca içi-
ne düştükleri gülünç durumlardan an-
cak aşkın gücü ile sıynlabilen, çevırdik-
leri tüm entrikalara rağmen yine de se-
v imlı kalabilen naif karakterler. Kan-
koca ve sevgili üçgeni 'Aşkolsun'un te-
Aac
mel dramatik yapısını oluşturuyor. An-
cak bu üçgenin gerçek mi, yoksa oyun
içinde oyun mu olduğu, komedinin sürp-
rizini oluşturuyor. Yanhşlıkla içilen ya-
nm şişe uyku ilacı üç kişinin yaşamını
beklenmedik bir biçimde altüst eder. Her
gün başımıza gelebilecek olaylann bir ara-
ya toplanması, beklenmedik olaylann
başlamasına neden olur. Oyunun karak-
terlen kendilerini ıçınden çıkılmaz bir la-
birentin içinde bulurlar.
'Aşkobun' bundan 30 yıl önce Adalet
Ağaoğlu'nun çevirisi ve 'Evdeki Yaban-
cı' adıyla sahnelenmişti. 30 yıl önce Yü-
dız Kenter, Genco Erkal ve Müşfik Ken-
ter rol almıştı oyunda. 'Evdeki Yabana'da
oyuncu olarak rol alan Müşfik Kenter,
bu kez yönetmen olarak çıkıyor karşımı-
za 'Aşkolsun'da.
Oyunun 30 yıl sonra tekrar sahnelen-
mesi tesadüf eseri gerçekleşmiş. Geçen
sezon sonunda bir komedi sahnelemek
Ladriye
Kenter,
Mehmet
Birkiye ve
Hakan
Gerçek'in
rol aldığı
'Aşkolsun'da
kan, koca ve
sevgili
üçgeninin
gerçek mi,
yoksa oyun
içinde oyun
mu olduğu
komedinin
sürprizini
oluşturuyor.
isteyen Kent Oyunculan, Claude Mag-
nier'in bu oyununda karar kılmışlar. 30
yıl önce Adalet Ağaoğlu'nun çevirisiy-
le sahnelenen oyun bu kez Esen Çamur-
dan tarafından çevriliyor dilimize. 6
Ekim'den itibaren bir hafta süreyle Ka-
dıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahne-
lenen oyun, 23-24-29-30-31 Ekim'de
saat 21.00 'de, 25 Ekim ve 1 Kasım'da ise
saat 15.00'te KenterlerTiyatrosu'ndaiz-
leyicilere sunulacak. Müşfik Kenter 'Aş-
kolsun'u "güzel, hareketli büyük laflann
olmadığı hoş bir komedi" olarak tanım-
lıyor. Klasik Fransız komedilerinden olan
oyun bir aşk üçgenini konu alıyor.
Müşfik Kenter 30 yıl önce sahnelenen
oyun ile benzerliklerin çok az olduğunu
ifade ederken 'Aşkolsun'un yeniden kur-
gulandığuıı belirtiyor.
Kent Oyunculan bu sezon geçen se-
zondan kalan 'Heten Heien'i sahneleye-
cekler. 'Helen Heten' ekim ayında An-
karalı izleyicileriyle de buluşacak. On-
lü Rus yazar Çehov'un 'Marö'sı da bu
sezon Rus bir yönetmen tarafindan sah-
nelenecek. 'Maria Callas' ise sezonun de-
vam eden oyunlarından...
Ordu Tiyatrosu'nda çalışan gençlerin
hazırladığı Bedri Rahmi Eyuboğlu ile
ilgili tek kişilik diğer bir oyun ise Müş-
fik Kenter tarafindan izleyicilere sunu-
lacak. Oyunda Bedri Rahmi Eyuboğlu,
şiirleri ve yaşamından kesitlerle izleyi-
cilere aktanlacak. Müşfik Kenter'in yi-
ne bu sezon için bir diğer projesı ise BU-
gesu Erenus'un yazdığı Tevfik Fikret ile
ilgili tek kişilik oyunu...
Bakırköy Belediye Tiyatrolan Genel
Sanat Yönetmenliği'ni de üstlenen Müş-
fik Kenterbu sezon Cumhuriyetin 75. yı-
lı nedeniyle 'Kuvayi Müli>ı
e'yi büyük bir
prodüksiyon olarak sahnelemeye hazır-
lanıyor. Bakırköy Belediye Tiyatrola-
n 'nda aynca geçen sezondan GünerSü-
mer'in 'YannCumartesi', AzizNesüıın
'Hadi Öldürsene Canikom' adlı oyunla-
n da devam edecek. Melih Cevdet An-
day'ın 'Ölümsûzler' adlı oyununu Mu-
rat Karasu. Çehov'un İnsan Denen Ga-
rip Hayvan' adlı komedisini ise Müşfik
Kenter yönetecek.
(
Sınırsız: Türkiye ile Berlin Kültür Buluşması' etkinlikleri 15 Kasım 'a deksürecek
KültürmozaiğimizBerlin 'deKültürServisi - Kültür Bakan-
lığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ber-
lin Bilim, Araştırma ve Kültür Se-
natosu'nun işbirliğıyle Berlin'de
düzenlenen 'Sınırsız: Türkiye ile
Kültür Buluşması' etkinlikleri,
'İskorpit' sergisinin açılışıyla
resmi olarak başladı. Açıhşa Kül-
tür Bakanı tstemihan Talay ve
Berlin Bılim, Araştırma ve Kül-
tür Senatörü Peter Radunski ka-
tıldılar. Etkinlikler 15 Kasım'a
dek sürüyor.
300 yılhk ortak geçmiş
'İskorpit' sergisi, yaşlan 25
ile 60 arasında degişen 14 sa-
natçının yapıtlanndan oluşuyor.
Istanbul'un güncel sanat orta-
mınj Berlin'e taşıyan sergi, yer-
leşik resim sanat anlayışına tep-
ki olarak gelışen bir 'undergro-
und' sanat anlayışını temsıl edi-
yor.
Sergide. özellikle de fotoğraf,
dia \e fılm tekniklerinin kulla-
nıldığı yapıtlar dikkat çekiyor.
Sergilenen çalışmalar arasında
nesneler ve tını enstalasyonlan
da bulunuyor. Küratörlügünü,
Istanbul Bienali yöneticisi Ful-
ya Erdemci ile Kassel Friderici-
anum Müzesı yöneticisi Rene
Block'un üstlendiği sergide Ay-
dan Murtezaoglu,Ayşe Erkmen,
Bülent Sangar, Ebru Özseçen,
Füsun Onur, Gülsün Karamus-
tafa, Hale Tenger, Halil Altınde-
re. Hüseyin BahriAlptekin, tsken-
der YedÛer, Kutluğ Ataman, Ne-
riman Polat, Sarkis ve Serkan
Özkaya'nın yapıtlan yer alıyor.
Kültür Buluşması kapsamın-
da yer alan bir başka sergi ise 'Fri-
edrich VVilhelm Hassan ve Di-
ğerleri, Spree .Nehri Boylannda
Türkler 1686-1960' başlığını ta-
şıyor. 30 Ekim'de açılacak olan
sergi, gelecek yılın ocak ayının
• 'iskorpit' sergisinin açılışıyla resmi olarak başlayan, çeşitli sergilerin,
konserlerin, dans, tiyatro, film gösterilerinin gerçekleştirildiği buluşmada,
Yılmaz Güney retrospektifi düzenlenecek. Ankara Sanat Tiyatrosu
'Inadına Yaşamak' adlı oyunu sunacak. Türk Alman Yazarlan buluşması
yapılacak, 10 Kasım'da Atatürk'ü Anma Gecesi düzenlenecek.
sonuna dek sürecek. Sergide,
Berlin ve Pnısya ile Türkiye'nin
300 yılhk ortak geçmişinin, iki
kültür arasmda köprü görevini ye-
rine getiren savaş esirleri, elçi-
ler, tütün işçileri. askerler, tacir-
ler, zanaatkârlar, dansözler, öğ-
renciler, politik sığınmacılar gi-
bi bireylerce oluşturulan kesiş-
me noktalannın altı çiziliyor.
'Kozalak' ve 'Post' ~
Berlin'de 10 Ekim'de açılan
'Mürekkepli Zamanlar' başlık-
lı Osmanlı Dönemi Hat Eserle-
ri ve Baskılar sergisi de 22 Ka-
sım'a dek açık kalacak. Sergide
Dr. Ahmet Doğan'ın kişisel ko-
leksiyonu, Ex Oriente Lux Ga-
lerisi'nin koleksiyonu ve Ber-
lin'de yaşayan sanatçı Abuzer
Güler'in çağdaş hat sanatı eser-
leri de yer alıyor.
Yine Kültür Buluşması kapsa-
mında düzenlenen ve Hanefi Ye-
ter, Doğan Paksoy, Mahir Güren
ve Ergin İnan' ın yapıtlannın yer
aldığı 'İstanbulMeets Berlin, İki
MetropoJün Ressamlan' başlık-
lı sergi, 25 Ekim-22 Kasım ta-
rihleri arasında, 'AtatürkFotoğ-
raflan Sergisi' 26 Ekim-10 Ka-
sım tarihleri arasında, 'Almanca
Konuşan Mimarbrm Türkheide-
idProjeveYapüan' başlıklı ser-
gi 23 Ekim-22 Kasım tarihleri
arasmda, Fuat Başar ve Nedim
Sönmez'in Ebru Sanatı sergile-
ri ise 13-24 Kasım tarihleri ara-
sında açık kalacak.
Kültür Buluşması kapsamın-
da çeşitli dans, tiyatro, müzik ve
sinema etkinlikleri de düzenle-
niyor. 'Kozalak', 29 ve 30 Ekim
tanhlerinde Berlin'de sahnele-
necek. Balerin olmayı düşleyen
iki genç kızın öyküsünü anlatan
Kozalak 'ta Hüfya Aksular, Sibel
SüreL, Ahmet Eroğlu ve Banş
Adikti dans ediyorlar.
Ankara Devlet Opera ve Ba-
lesı 'Modern Dans Topluluğu'
dans grubu ise 31 Ekim ve 1 Ka-
sım tanhlerinde, grubun kurucu-
su ve koreografı Beyhan
Murphy'nin başyapıtı olarak de-
ğerlendirilen 'Post'u sunacak.
Modern dansla geleneksel Türk
müziğini kaynaştıran Post, Türk
toplumundaki Doğu-Batı geri-
limini yansıtıyor.
Kültür Buluşması'nın tiyatro
gösterileri kapsamında Ba-
racke am Deutschen
TheaterTopluluğu,
Türk ve Alman
oyunculardan olu-
şan bir kadroyla 'Su-
zuki' adlı oyunu 21 ve 22
Ekim tarihlerinde sahneliyor.
Murathan Mungan'ın kaleme
aldığı ve bir kabilenin öyküsü
çerçevesinde Yakındoğu'yu an-
latan 'Gejikli Lanetter'ın oyun-
culu görsel okuması, 23 Ekim'de
gerçekleştirilecek. Ankara Sa-
nat Tiyatrosu'nun beğenilen oyu-
nu 'Inadına Yaşamak'ın sahne-
lenme tarihleri de 22 ve 23 Ekim.
Haldun Taner' in 'Ayışığuıda Şa-
mata'sı 24 Ekim, Aziz Nesin'ın
'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'
adlı yapıtı ise 30 ve 31 Ekim ta-
rihlerinde sahnelenecek.
Çeşitli tartişmalar
Kültür Buluşması'nın müzik
etkinlikleri kapsamında 23
Ekim de Okav Temiz & The Ro-
mans ve Senem Diyici & Band
konseri yer alıyor. 26 Ekim'de
ise caz şarkıcısı Özay Fecht,
Frank Sinatra amsına bir konser
verecek. Los Paşaros Sefaradis
grubunun 'Türkiye'den Sefarad
Müzigi' başlıklı konserinin tari-
hi 25 Ekim. Wedding Yeni Oda
Orkestrası ile Wedding Müzik
Okulu Saz Ekibi'nin 'Aşknıyeli'
başlıklı konseri 30 Ekim, dar-
buka ustası Matthias Bautz ile ud
sanatçısı Basem Schünnann'ın
'Klasik Türk ve Arap Müziği'
konseri 7 Kasım'da gerçekleşti-
rilecek.
Buluşma kapsamında bir de
Yılmaz Güney retrospektifi dü-
zenleniyor. Retrospektif kapsa-
mında sanatçının fılmlerinden
'Adana Paris' 6 Kasım'da, 'Umut'
7 Kasım'da, 'Agrt' 8 Kasım'da,
'Zavalhlar' 9 Kasım'da, 'Endişe'
14 Kasım'da, 'Sürü' 15 Kasım'da,
'YoP 17 ve 19 Kasım'da göste-
rilecek.
Etkinliklerin TürkAlman Ya-
zaıiar Buluşması bölümünde 26
Ekim'de Nedim Gürsel ve Hans
Christoph Buch, 27 Ekim'de Ma-
rio Levi \e Zafer Şenocak, 22
Ekim'de Emine Sevgi Ozdamar,
25 Ekim'de Mario Levi 19 Ekim,
24 Ekim, 28 Ekim, 13 Kasım'da
Kemal Kurt okurlanyla buluşa-
cak, 28 Ekim, 31 Ekim ve 1 Ka-
sım tarihlerinde Âşıklar Gecesi
düzenlenecek.
Buluşma kapsamında aynca
20 Ekim'de Azınlık mensubu
olarak parlamenterlik, 22
Ekim'de Cumhuriyet Döne-
mi'nde Istanbul'daki Yahudi Ce-
maati, 23 Ekim'de Kültürel Kim-
lik ve Beklentiler. 22 ve 23
Ekim'de Türkiye'deki Yaşamdan
Kesitler, yine 22 Ekim'de Türki-
ye'de Kitap Üretmek konulu ko-
nuşma ve tartışmalar gerçekleş-
tirilecek. 10 Kasım'da Berlin
Atatürkçü Düşünce Derneği ta-
rafindan Atatürk'ü Anma Gece-
si düzenlenecek.
Beyoğlu'nda yeniliklerle dolu bir mekân: Dukinea
Duldnea, yaratıcılığın değişik olanaklaria, yeniden üretUdiği bir mekâna dönüştürülecek.
Kültür Servisi - Açıldığı günden bu
yana düzenledigi panel ve
toplantılarla îstanbullulann
beğenisini kazanan Dulcinea Cafe,
üst mekân dışında 150 metrekarelik
ek mekânı kültür ve sanat alanına
açtı. Üst mekânla sürekli bağlantısı,
etkileşimi olacak özel, cesur, etkin
kültür ve sanat projesinin
yaratıcılığını Sami Akbeniz ve
Claire-Lyse Bucci üstleniyor.
Dulcinea, klasik bir galeriden öte,
sanatlar ve sanatçılar arasmda
yaratmak istediği geçişliliği bir
zorunluluk olarak görüyor.
Dulcinea açtığı bu galeride var olan
kurumsal statik yapıyı değiştirmek
ve sanatçüann değişik mekân
ihtiyaçlanna cevap vermeyi
amaçlıyor. Dulcinea'nın ilk
hedefini çağdaş sanatlann
gelişmesine, kitlelere ulaşmasına
yardımcı olmak oluşturuyor. Proje
sahipleri, sanatın yayılma ve
temsiline ilişkin günümüzdeki
alışıldık biçimlerin niteliğinin
sorgulanması gerektiğini
düşünüyorlar. Dulcinea'yı, gezilip
görülüp gidilen bir yer olmaktan
yaratıcılığın değişik olanaklannın
düğümlendiği, buluştuğu, yeniden
üretildiği bir mekâna dönüştürmeyi
amaçlıyor proje sahipleri. Aynca
projenin sanat çizgisinin niteliği,
Dulcinea'yı 'Idasik bir galeri'den
farklı bir yere ulaştıracak. Proje,
her sanatçıya, mekânı ve
olanaklannı sahiplenen, mekâna
yönelik ve özgün, nitelikli yarahm
yapabilme yolunu açmayı
amaçlıyor. Dulcinea misyonunu:
sergi yeri ile sanatçı arasmda bir
köprü kurmak, sergi yeri ile seyirci
arasında bir geçit yaratmak,
yabancı ülkelerle bağlantı kurmak,
farklı sanat disiplinleri arasında
buluşmalar önermek, yurtiçinde ve
dışında düzenlenen etkinliklerin
takipçisi olmak olarak beş ana
başlıkla belirliyor.
Dulcinea'nın 1998-1999 sezonu
programı ise şöyle: Ekim / Kasım
Hakan Akçura resim sergisi, Kasım
/ Aralık Sebastien Gökalp resim
sergisi, Aralık / Ocak Ahmet Elhan
fotoğrafik yerleştirme, Ocak /
Şubat Claire Cantais fotoğraf
sergisi, Mart / Nisan Ismet Doğan
fotoğraf sergisi, Nisan / Mayıs
Residence (yeniden üretim).
Dulcinea, 1999 Haziran ayı
başında, yerli-yabancı birçok video
sanatçısmı birbirleriyle ve
kentimizle buluştumıayı hedefliyor.
Video- An Günleri'nin programı,
sergi ve yerleştirme alanlan, yerli
ve yabancı video-art sanatçılanna
önereceği ortak üretim ve yaratım
atölyeleri, video-art kütüphanesi,
panel ve konferanslar ile önderlik
edeceği sanatçı- seyirci-üretici
buluşma diyaloglan ile oldukça
zengin ve zevkli bir kültür-sanat
ortamı oluşturmayı amaçlıyor.
Video-Art Günleri'yle hem
Türkiyeli sanatçılann kendi
yaratımlannı sergileyebilecekleri
ilk zemini hem de uluslararası
yaratının deneyimlerini
tartışabilecekleri bir olanağı
sunmayı hedefliyor.
DEFNE GÖLGESİ
TURGAY FİŞEKÇt
Köln Ünivensrtesi'nde
Türkçe
Köln Üniversitesi altı yüz yılın üzerinde geçmişi olan
bir kültür kurumu.
Çevresi duvarlarla çevrili, dış dünyadan yalttılmış bir
üniversite değil burası; kentin bir bölümü. Derslikler, kü-
tüphaneler, laboratuvarlar, hastaneler, lokantalar, kah-
ve\er, lojmanlar ve öğrenci yurtlanyla bunlann aralann-
daki geniş park ve bahçelerden oluşuyor. Içinden kent
trafiğinin aktığı yollar, kent içi ulaşımı sağlayan tram-
vay hatlan geçıyor.
Bu ünıversitede on beş yildır Türkçe derslerini Hü-
seyin Erdem veriyor.
Geçen hafta yeni oğretim yılının açıhşındaki ilk Türk-
çe dersine katıldım. Altmış kadar öğrenci Türkçe öğ-
renmek için dersliği doldurmuşlardı.
Alman toplumu, kendi ülkelerinde sayılan iki milyo-
nu bulan bir topluiuğa kayıtsız kalamıyor. Onlan anla-
mak, ülkelerini paylaşan bu insanlarlayakınhk kurmak
istiyor. Türkçe derslerinin gördüğü ilgi de bunun bir par-
çası. Çok farklı bölümlerden öğrencilerbu derslere ka-
tılıyorlar.
Hüseyin Erdem ilk derste onlara Türkçe'nin yeryü-
zünün en şiırsel dıllerinden biri olduğunu, bu dili öğ-
renmelerinin onlara, küçük çabalarla Azerice, Kırgız-
ca, Tatarca, Özbekçe gibi öteki Türkçe kökenli dilleri
öğrenmenin de yolunu açacağını söyledi.
Daha sonra üçüncü sömestroğrencilerinin dersi var-
dı. Bu derste öğrencilere, llhan Selçuk'un gazetemiz-
de yayımlanan yazılanndan biri çoğaltılıp dağıtıldı. Öğ-
rencilerönceyazıyı okudular, bilrnedikleri sözcükleri sor-
dular, sonra da üzerinde Türkçe olarak tartıştılar.
Dördüncü sömestn tamamlayan öğrencılerden kimi-
leri Türkçelerini kullanabileceklen ışlere giriyoriarmış.
Ne var ki, Köln Üniversitesi'nde son bir yıldır Türk-
çe'nin ders programlanndaki yerini değiştirmeye yö-
nelik gınşimler olmuş.
Geçen yıla dek Türkçe, Prof. Götz'ün yönetiminde
Orientalıstik (Doğu Dilleri ve Edebiyatlan) Bölümü'nde
Islam Bilim Dalı içinde okutuluyordu. Islam Bilimi oku-
mak isteyenler temel dil olarak Arapça okumak zorun-
da. ikinci dil olarak da Farsça ya da Türkçe seçiliyor-
du. Prof. Götz'ün emekli olmasından sonraTürkçe, Ori-
entalistik Bölümü'nden çıkanldı.
Böylece Türkçe dersleri yalnızca ilgi duyan öğren-
cilerin katıldıklan, isteğe bağlı olarak devam edilen bir
konuma rtildi.
Benzeri bir terslik Italyanlann da başına gelmiş. Ital-
yan Dili ve Edebiyatı Bölümü, italyancayı sıfırdan öğ-
retmeme karan alınca Italya devleti kentteki Italyan
Kültür Enstitüsü'nün bütün gidertennı karşılamayı üst-
lenerek, üniversite içinde bir birim olarak dil derslerini
sürdürmesini sağlamış.
Yıllardır Türkçe'nin Köln Üniversitesi'ne yerleşmesi
ve eğitim programına öteki dillerde eşit haklarta girme-
si için çaba gösteren Hüseyin Erdem ise, Türkiye'ye
rahatça girip çıkabilme olanaklanna bile sahip bulun-
muyor.
• • •
Bu yıl Alman üniversitelerindeki Türkçe bölümleriy-
le ilgili sevindirici birgelişme de Essen Üniversitesi'nde
gerçekleşti. Almanya'daki okullarda Türkçe dersleri
verecek öğretmen yetiştırmek amacıyla öğrenım ya-
pan bölüm Johannes Meyer-lngwersen tarafindan
kurulmuş. Burada Emel Huber dılbılımcı, Berrin Uyar
da okutman olarak çalışıyor. Bu yıl edebiyat bilimi da-
lı da açıldı. Prof. Dr. Zehra Ipşiroğlu burada göreve
başladı. Yalnızca Türk Edebiyatı kütüphanesi kurma-
sı için kendisine yüz bin mark ödenek verilmış. Bu da
üniversite kurmanın, kütüphane kunmakla eş anlama
geldiğinin bir kanıtı.
Batı ülkelerinin üniversitelerindeki Türkçe bölümle-
ri biraz da ülkemizin dış dünyaya açılmasının bir par-
çası olarak görülmeli. Oralarda okuyup dilimizi öğre-
nenler, belki edebıyatımızı kendi ülkelerine taşıyacak
çevirmenler, belki bizleri daha yakından tanıyacak dış
işleri görevlilen olacaklar.
Denizin dibinden çıkarılan
porselenler
• HELStNKt (Cumhuriyet) - Finlandiya sulannda
1747'de batan üç direkli yelkenli gemi 'St. Mikael'den
dalgıçlar tarafindan çıkanlan sanat hazineleri
Helsinki'de sergileniyor. Gemide bulunan porselen ve
seramik eşyaiar Dresden'deki ünlü Meissen
fabrikasında yapılmıştı. Gemiden aynca gümüş servis
takımlan ve heykelcilder de çıkanlıp sergiye dahil
edildi. Aradan 250 yıl geçmiş olmasına karşın orijinal
renklerini koruyan kültürel hazinenin bır kısmının
Imparatoriçe Elisabeth Petroyna'ya götürüldüğü
biliniyor. Sergi halen Ulusal Müze'de yer almakta.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z t K
K Â M İ L M A S A R A C I