Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 EKİM 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Topçu'ya
istrfa çağnsı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bayındırlık ve
İskân Bakanı Yaşar Topçu
hakkındaki gensoru
önergesi görûşmeleri
sırasında DYP'lilerin
\erdigi gûvensizlik
önergesi, TBMM Genel
Kurulu"nda bugün
oylanacak. CHP grubu
"seçime giderken hükümet
bunalımı yaratmama"
gerekçesiyle oylamaya
girmemeye hazırlanırken
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, Topçu'yu istifaya
çağırdı. Baykal, "Arif olan
anlar, gereğini yapar. Bu
noktada Bakan'ın istifa
etmesi lazım" dedi.
DYP'lilerin Topçu hakkında
lzmit Körfez geçişi ihalesi
nedeniyle verdiği gensoru
önergesi üzerindekı
görüşmeler önceki gün
tamamlamrken CHP'li Ali
Topuz ile Topçu arasında
sert tartışmalar yaşanmıştı.
halya'ya PKK'yi
anlatacağa
• ANKARA (ANKA)-
Meclis, PKKden sonra
Ermenilere kucak açmaya
hazırlanan Italya
Parlamentosu'na, PKK
baskınlannda öldûrülen
çocuklann kanlı
fotoğraflannın da
bulunduğu kitap ve
broşürlerden oluşan birer
set gönderiyor. TBMM,
"PKKveErmeni
soykınmı" konulannda
Türkiye'nin tezlerini
anlatabilmek ıçin de Italya
Parlamentosu'ndan geniş
katılımlı bir milletvekili
grubunu da Türkiye'ye
davet edecek.
Yüksel'e üç yü
hapis istemi
• ANKARA (AA) - Ankara
1 No'lu DGM'nin duruşma
savcısı Nuh Mete Yüksel,
1993yıhndaKınkkale'de
yaptığı bir konuşmada, "din
farklıhğı gözeterek halkı
kin ve düşmanlığa açıkça
tahrik ettiği" gerekçesiyle
yargılanan kapatılan RP'nin
eski Ankara Milletvekili
Hasan Hüseyin Ceylan'ın 3
yıla kadar hapis cezasına
çarptınlması yönünde görûş
açıkladı. Davanın dün
göriilen duruşmasında,
sanık Hasan Hüseyin
Ceylan ile avukatı Yakup
Erikel, esas hakkındaki
savunmalannı yapmak
amacıyla mahkemeden süre
istediler.
Çiller, hükümeti
eleştirdi
• ANKARA (Cumhumet
Bûrosu)-DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, dün
genel başkan
yardımcılanyla düzenlediği
basın toplantısında, AB ve
Bakû-Ceyhan petrol boru
hattı projelerinin
"Türkiye'nin 21. yüzyıl
projeleri" olduğunu
belirterek, iki projenin de
hükümetin beceriksizliği
nedeniyle ortada kaldığını
ılen sürdü. Çiller, Bakû-
Ceyhan boru hattının kendi
başbakanhğı döneminde
kabul edildiğini
kaydederek, "Türkiye
sahıpsiz kalmıştır. Cesaret
eksikliğinden, çok cıddi
yaralar almmıştır.
Dıplomatik kozlar heba
edilmiştir" dedi.
Baykal, cumhuriyete meydan okuyanlara iktidann gücünün yetmediğini söyledi
'Hiikümet acz içinde'ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanı De-
nizBaykal, hükümetin türban ey-
lemlerine karşı yasalan uygula-
makta acz içinde kaldığını belir-
terek " Hükümetin gücü pankart
açan, yardım toplayan çocuklara
yetmiştir. Ama cumhuriyete
meydan okuyanlara karşı hükü-
met gücünü yetirememiştir" de-
di. Seçim karanyla birlikte hü-
kümetin misyonunu unuttuğunu
ve türban konusunda çekingen
tavırlar sergilemeye başladıgını
vurgulayan Baykal, "Hükümet
kullanıliyor, belli çevrelerce yön-
lendiriMyor'' göriişünü savundu.
CHP 'lideri Baykal, grup top-
lantısında ağırlıklı olarak türban
eylemlerini değerlendirdi. Tür-
kiye'nin bir türban bunahmına
sürüklendiğine ve bunun gör-
mezden gelinemeyeceğine dik-
kat çeken Baykal, şunlan söyle-
di:
"Aldırmayarak geçiştirme ola-
nağı yoktur. Keşke bu konu Tür-
kiye gündemine gelmeseydi. A-
• CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin
gücünün pankart açan, yardım toplayan çocuklara
yettiğini söyleyerek, "Hükümet kullanıliyor, belli
çevrelerce yönlendiriliyor" dedi.
ma olay büyüyor, derinleşiyor,
kitleselleşiyor, politize oluyor.
Görmezden gelerek sırtımızı dö-
nerek bu sorunu çözemeyiz. Ge-
reğinin \apılmadıgı açık. Belli bir
partinin organizas>onuyla. doğ-
rudan sorumluiuğu ve denetimi
altında, ancak onu da aşan bir
kitleseUeşme içindeeylemler ger-
çekleşti. Medya görmemeyi ter-
cih ediyor, bunu anlıyorum ama
hak vermiyorum. Bu, siyasal bir
konudur. Masum, bireyseL grup-
sal özgürlük talebi olmanın öte-
sinde, büyük bir iddia sergUendi.
Pankarüarda, 'başörtüsü zulmü-
nün 75. yılı' denildi. Olay, cum-
huriyetolavıdır. Plank, program-
h biçimde alıııan karar ivi kötü
uygulandı. Ortada savunmaya
değiL saldınya yönelmiş -fiiü bir
saldın değil tabü- eyiem söz ko-
nusu. Bu olay,cumhuriyeti taroş-
maya açan, cumhuriyete yönelik
bir hareket Yasalara kesinlikle
karşı bir eylemdir. Izin alınma-
mış, gösteri\e izin \erikn mahal-
ler dışında gerçekleştirilmiş. 1da-
renin tavrı berrak, hukuki du-
rum ortada."
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'in eylemler için "Cum-
huriyete karşı başkakun" değer-
lendirmesini yaptığını anımsa-
tan Baykal, "Hükümet ne yapı-
yor? Emrini uygulatamıyor,
cumhuriyeti savunamıyor. Duru-
mu geçiştirmeyi dev|et idaresinin
bir vasfi gibi sunuyor" dedi. Bay-
kal, yasalan uygulamakta aciz
kalan hükümetin gücünün cum-
huriyete meydan okuyanlara yet-
mediğini söyledi.
Baykal, hükümetin kuruluş
sürecindeki gelişmeleri anlatır-
ken anayasa çizgisinde sağlam
durma gereksinimi ve bu karar-
lılığın toplumla paylasılması ge-
rekliliği üzerinde durdu. Baykal,
hükümetin kuruluş misyonun-
dan uzaklaştığım savunarak söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Seçim karanyla birlikte hü-
kümetin bu konudaki kararh ta*-
rında tereddütler ortaya çıktı.
Bizzat sayın başbakan bu konu-
Mcdiye'ye göre Çiller vergikaçırdıANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı Merkezi
Denetim Elemanlan, Çiller ailesinin ortağı
bulunduğu Marsan Holding'in, devletten 69.2
milyar lira vergi kaçırdığını belirledi.
Merkezi Denetim Elemanlan, Marsan
Marmara Holding AŞ'nin 1993-1998
dönemine ilişkin hesaplannı tek tek inceledi.
Holdingin defterleri üzerinde "geHr vergisi
tevkifatı. kunımlar vergisi, geçici vergi,
ekonomik denge vergisi ve net aktif vergisi''
yönünden yapılan inceleme sonucunda, 21
ayn rapor düzenlendi. Bu raporlarda, resmi
e\Takta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma,
Türban Kuşadası Marina'da düzenlenen
tahsilat makbuzlan, haksız mal edinme,
gerçeğe aykın bildirimde bulunma ve
soruşturma komisyonuna eksik bilgi verme
konusu da işlendi.
Marsan Holding'in hesaplannm vergisel
yönden incelendiği 16 vergi raporunda ise
şirkette, her 100 liralık gelirin 90.5 lirasmın
devletten kaçınldığı ortaya kondu.
Düzenlenen raporlara göre Marsan
Holding'in incelenen hesaplarında,
1993-1998 döneminde 27 milyar 404 milyon
859 bin 23 liralık gelir beyanında bulunuldu.
Buna karşılık hesaplarda 280 milyar 419
milyon 207 bin 889 liranm devletten
gizlenerek vergi kaçınldığı saptandı.
250 milyar liralık vergi ve ceza
Bu incelemeler sonucunda, şirketin 69 milyar
274 milyon 286 bin 169 lira vergi kaçırdığı
hesaplandı. Marsan'a vergi kacırması
nedeniyle de aynca 180 milyar 907 milyon
565 bin 522 lira ceza kesildi. Şirketin kayıtlı
bulunduğu Istanbul Kâğıthane Vergi Dairesi
kanalıyla, toplam 250 milyar 181 milyon 851
bin 691 üranın, Marsan Holding tarafindan
devlete ödenmesi istendi. Buna ilişkin
tebligatın arkasından da haciz tatbikatına
gidildi ve şirketten teminat alındı. Bu
gelişmeler üzerine Marsan Holding, söz
konusu vergi borcu ve ceza içın geçen
günlerde lstanbul Defterdarlığı'na
"L'zlaşma" başvurusunda bulundu. Rakamın
yüksek olması nedeniyle uzlaşma talebi,
Gelirler Genel Müdürlüğü bünyesinde
bulunan Merkezi Uzlaşma Komisyonu'na
geldi. Marsan temsilçileri, Maliye Bakanltğı
Müsteşan Erdoğan Öner,
Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygüıoğtu ve
bir Müsteşar Yardımcısı'nm katıhmıyla
toplanacak Merkezi Uzlaşma
Komisyonu'nda. Maliyeciler ile Vergi Usul
Kanunu'nun ek 5. maddesı hükümleri geregi
vergi pazarlıği yapacak. Uzlaşma sonrası
bulunacak rakam. gecikme faizi de eklenerek
Marsan Holding'den tahsil edilecek. Mah'
mevzuatta vergi borçlanna karşı
mükelleflerin 3 ayn tercihi bulunuyor.
Vergi borcunu haksız bulan mükellefler, buna
karşı Vergi Mahkemesi'ne gıdebiliyor.
Aynı şekilde cezada indirim istenebiliyor.
Bu konudaki son alternatifı ise "UzJaşma"
oluşturuyor.
da daha esnek davramlmasını is-
tedi. Konunun bu noktaya gelme-
sinin sorumlusu hükümetin ta
kendisidir. Gelinen noktanın so-
rumlusu doğrudan hükümettir.
Tavşana kaç, tazn a tut denmiştir.
Hükümet kullanılmıştır, belli
çevrelere yönJendirilmektedir.
Başbakan ayn konuşuyor, genel
başkan yardımcısı ayn konuşu-
yor. Nasıl çetelere, mafyaya kar-
şı başarılı olamadılarsa, hükü-
met laik cumhuriyete yönelen
tehditleri ortadan kakurmayı da
başaramamıştır. Sokaktald ma-
sum insanlar gözaltına alınarak
bu iş çözülmez. Türkiye, bu ko-
nulan aşmalıdır. Türkiye yanlış
istikamete sürüklenmiştir."
'Kimseyi suçlamıyorum'
Baykal, "Türban e>lemleriyle
ilgili olarak FP'yi mi suçluyorsu-
nuz" sorusuna, "Bir suçlamam
yok. Bunu ortaya çıkarması gere-
ken hükümettir, savcuardır" ya-
nıtını verdi. CHP lideri, çetelerin
sistemle ne kadar iç içe olduğu-
nun kasetlerie ortaya çıktı-
ğını \-urgularken kimsenin
bu kasetleri küçümseyip
"kanıt seçme lüksü bulun-
madığuu" söyledi.
Baykal, çetelerle ilgili
olarak da şu değerlendir-
meleri yaptı:
"ttalya'da maf>a liderie-
rinin suçlamalan, iç kavga-
lan> la bu iş çözüldü. Önce-
ki hükümet faso fısodemiş-
ti. Bu hükümet, kuru gü-
rültü diyor. Bu bantlann
hukuki. sivasi hiban düşü-
rülmeye çalışılıyor. Hanefi
Avcı fevkalade önemli
açıklamalar yaptı, ruruk-
landı. İfadeterin geregi ya-
pılmıyor. Eymür konuştu.
Yer yerinden oynaması la-
zım. Duyarsızlığın, hatta
kaşarlanmanın belli çevre-
lere hâkim olduğunu görii-
yonız. Kontrgerillanın ba-
şında olan kişi diyor ki' ero-
in gönderdik'. Türkiye mo-
ral deprem j^şıyıor."
UZ YAZIIORHAN BtRGtT
lstanbul, on dokuz yıldır ev
sahipliği yaptığı uluslararası bir
yarışmaya, korkarak söylüyo-
rum, yirmincisinde dejenere et-
tiği için galiba ara vermek zo-
runda kalacak.
Oysa yirmi yıldır kaç partinin
temsil edildiği lstanbul Büyük-
şehir Belediyesi'nin düzenledi-
ği Avrasya Maratonu, giderek
kendi alanında bayağı ilgi uyan-
dırmış, hem Istanbul'un, hem
Türkiye'nin dışa açılan pencere-
lerinden birisi haline gelmişti.
Bu yılki düzenleme bal gibi
politika kokuyordu.
Maratonu hazırlayanlar için,
Istanbul'un Avrupa ile Asya ara-
sındaki bulunmaz konumu de-
ğil, Tayyip Erdoğan felsefesi-
nin ön plana çıkartılması önem-
liydi.
Maraton, maratona katılacak
yerii-yabancı sporcular birer fi-
güran olarak görülüyordu. Böy-
le olduğu için de, maratonun
gelenek haline gelmiş Halk Ko-
şusu gibi aynlmaz bir aksesuva-
rında boy gösterecek "öaş-
kan'ın her hareketi planlı olarak
düzenlenirken, yanşma sonra-
sında Inönü Stadyumu'nda halk
eğlenceleri hazırlanırken, ulus-
lararası bir yanşmanın parkuru-
nu belirleyecek levhaları koy-
mak kimsenin aklına gelmedi.
.n;u»ı;,
Maraton Senin Neyine?
Gelmeyince de, yanşı stad-
yumdaki finiş çizgisini on bin-
lerce kişinin gözleri önünde bi-
rinci olarak bitiren atlete, önce
"kazandın" denildi. Hemen son-
ra da, atletlerin ayaklanna bağ-
lanmış cip'lerden alınan bilgile-
re göre "20. Avrasya Marato-
nu"nu kazanan sporcunun fini-
şe üçüncü gelen atlet olduğu
bildirildi.
Böyle bir maskaralığı, sizin ül-
kenizin atletleri yaşamış olsalar,
gelecek yıl aynı organizasyonun
düzenleyeceği karşılaşmaya
sporcu gönderir misiniz? Ya da
siz yanşmacı olsanız, aynı reza-
leti bir kez daha yaşamaya kat-
lanır mısınız?
Çağdaşlık, çağdaşlık dediği-
miz zaman, neyi amaçladığımı-
zı anlamakta güçlük çekenler
için pazar günkü uluslararası
maraton düzenlemesi somut bir
ömek olmalıdır.
Kentin bütün bilboardlanna,
otobüs duraklanna belediye pa-
rası ile bastınlmış Tayyip Erdo-
ğan afişlerini asınca, Uluslarara-
sı Avrasya Maratonu'nun altya-
pısını tamamladıklannı sanan-
iar, meğer bu tür yanşmalarda
olmazsa olmaz bir önemli işi ye-
rine getirmeyi akıl bile edeme-
mişler. Parkuru mavi şeritlerle
göstermeyi bilmemişler. Bitişe
yaklaşırken yolu izi de unutulan-
lar listesine aldıklan için, atletler
sora sora Bağdat ararcasına fi-
niş yerini aramak zorunda kal-
mışlar.
Masum ve iyi niyetli ıki-üç po-
lis, bunlardan kimine yanlış yön
gösterince olanlar olmuş. Ola-
yın aynntılannı, "Sebah" gaze-
tesindeki yazısından öğrendi-
ğim Hıncal Uluç," bir merakımı
da gidererek, ünlü uiuslararası
spor kanalı "Eurosport'un bu
maratonu niçin canlı yayın ola-
rak vermeyişine de açıklık geti-
riyor. Yayını üstlenen TRT de, işi
yüzüne gözüne bulaşürdığını
söylüyor.
Pazar günkü uluslararası or-
ganizasyonun, aynı güne ve ay-
nı caddelere rastlatılan son sö-
züm ona "Özgürlük eylemi" ile
içli dışlı yürütülmesini planla-
yanlann marifeti olduğunu bil-
miyor muyuz?
Çağdaş yaşama sırt çeviren-
lerin, binlerce yıl öncesinden de
esinlense, baştan aşağı çağ-
daşlığa koşmayı anlatan bu en
uzun parkuriu koşuyu tüm ince-
likleri ile özümsemelerini nasıl
bekleriz?
Hani o "eşi de öyle giyiniyor-
du" diye başları sıkıştıkça Mus-
tafa Kemal referansçıhğı ya-
panlar var ya. Yerı gelmışken,
merhum Falih Rrfkı Atay'dan
dinlediğim bir anıyı onlar için
nakledeyim. Bundan altmış beş
yıl önce Gazi, kıyafet devrimle-
rini yerleştirmek için uğraş verir-
ken, yüreği ile bu değişime di-
renmeye çabalayan bir millet-
vekili "Paşam" demiş, "Çağ-
daşlık, çağdaşlık diyorsunuz.
Çağdaşlık ne demektir?"
Atatürk, düşünme gereğini bi-
le duymadan "Adam olmak de-
mektirhocam. Adam olmak de-
mektir" cevabını vermiş.
Çağdaşlığa sırt çevirenin ma-
raton düzenleme neyine.
•••
Dünkü "Düzyazı" da, pazar
günkü başkaldın provasına po-
iitikacılanmızdan sadece Ece-
vit'in karşı çıkmış olmasına dik-
kati çekmiştim.
Sayın Deniz Baykal da dün-
kü CHP Meclis Grubu toplantı-
sında yaptığı konuşmada pazar
günkü eyleme geniş yer ver-
mekle kalmadı, eylemi cumhu-
riyete başkaldın olarak nitelen-
dirdi.
Deniz Baykal bir adım daha
atarak savcılan da göreve çağır-
dı. Yürekten kutlanm.
Cumhuriyete karşı her eylem,
cumhuriyetçileri aynı safta top-
lamalı, kenetlemelidir.
Dünkü konuşmasında, CHP
Genel Başkanı pazar günkü ey-
leme karşı koymaya hükümetin
gücünün yetmediğini söyleye-
rek muhalefet görevini de yapı-
yordu.
Bu da doğal. Ama anlamadı-
ğım bir şey var. Baykal'ın yakın
kurmaylanndan Adana Milletve-
kili Erol Çevikçe, dünkü "A-
kit"'e özel bir değerlendirme ya-
parak Baykal'ın Cumhuriyete
başkaldırı olarak nitelendirdiği
pazar eylemini, "Muazzam bir
eylemdi. Çok geniş katılım var-
dı, Bu kadan doğrusu beklen-
miyordu. önceki günkü eylemi
demokrasi çerçevesinde de-
ğeriendirip, sandıktan çıkan so-
nuca razı olmaktan başka çö-
züm yolu yoktur. 28 Şubat sü-
recine yön verenler işi bize bı-
rakırtarsa sandıkta baş etmenin
yollannı aranz" diyor.
Baykal bu sözlere ne diyor?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
•••Coşan'm Silah Ruhsatı
Masamın üzerinde bir mektup...
Almanya'dan Hanifi Çiçek yazıyor...
Diyor ki:
"Hikmet Bey, Aleviler üzerine daha ne kadar oyun
oynanacak? Ne kadarpolitika yapılacak? Daha ne ka-
dar hakaretyapılacak? Ve en önemlisi de bunun so-
nu nereye kadar devam edecek?
Devlete ve rejime olan güvensizliğimiz böyle
söylevlerle içimizdeki küçük bir umudu da alıp götü-
rüyor.
Bütün bunlara karşı neyapılıyor?.. Maalesef, üzü-
lerek söylüyorum: Hiçbir şey
Sfvas olayiannı alkışlayan zihniyet ne yaptı? Ma-
raş, Çorum, Malatya olaylannda olduğu gibi.
Gerici ve yobazlann bilınçaltına yerleşmiş ve ken-
dilerini bundan asla soyutJamayacaklan düşünce-
leri bilinirken acaba bizim güvenmek ıstediğimiz ya
da güvenmek zorunda kaldığımız sosyal demokrat-
lar ne yapıyor?
Bir iki kınama demeçlerinden öteye ne yazık ki gi-
demiyoriar. Şöyle bir geriye dönüp düşünürsek on-
lann ya iktidarya da iktidar ortağı olduğu dönemler-
de Maraş, Çorum, Sıvas olaylan olmadı mı? Uğur
Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Musa Anter,
Turan Dursun ve ısmıni burada saymadığım nice
değerli yazartanmız katledilmedi mi? Sıvas 'ta 37 ay-
dını_ göstere göstere yakmadılar mı?
Üikemizin meseleleri o kadar çok ve içinden çıkıl-
maz birhal almışken çeteler tüm köşeleri tutmuşken
ve istedikleri gibi at oynatırken, işbıhikçıleri de halen
iktidar ve Meclis'teyken yobazlık ve gericilik alabil-
diğine güçlenirken halen bunlan göremeyen ya da id-
râk edemeyip kör dolaşan sosyal demokrat dediği-
miz bu kişıler, zaman gelırbu halkın vebali altında ezi-
leceklerdir.
Ülkemizde yapılan savaş çığırtkanlığının başını
çeken iktidarpartileri ve bunu alkışla karşılayan med-
yamız olduğu müddetçe bıryere varamayacağımızı
belirtip saygılar sunuyorum.
•••
Hanifi Çiçek'in mektubu bugün Türkiye'nin içinde
bulunduğu konumu yansıtıyor...
Çevremiz salt çetelerle değil, köktendinci yobazlar-
la da kuşatılmış...
Özgür Kocaelı gazetesi yazan Galip Ataman,
'Gündem' köşesinde soruyor
"Tankatlideri Mahmut Hoca'ya uzun namlulu, yiv-
li silah ruhsatını kim verdi?"
Kocaeli'nde 5 kişinin ruhsatlı silahı vamnış...
Mahmut Esat Coşan, Istanbul'un Fatih ılçesınde
oturmasına karşın, ruhsatlı silah almak için Kocaeli Va-
liliöi'ne başvurmuş...
Tstediği silah tipı 'uzun namlulu. yivlisilah'mş... '
Coşan, Nakşibendi tarikatının Iskender Paşa Ca-
mii grup lideridir...
Tarikat şeyhine REFAHYOL döneminde (1997)
4093 nolu 's/7arı başvurusu' dosyası açılmış...
Istanbul'da oturan Mahmut Esat Coşan'a 1 Tem-
muz 1997'de 'uzun namlulu, yivli silah' alması için
MKE'ye yazı da yazılmış...
Galip Ataman şimdi soruyor
") - lstanbul'da ikamet eden ve Fatih Iskender Pa-
şa Camii'nde görevyapan Mahmut Esat Coşan, 80
il arasında 'silah ruhsatı' almak için niçin Izmit'i seç-
miştir?
2- Mahmut Esat Coşan'm silah ruhsatı almasında
Kocaeli Valisi Memduh Oğuz, Valı Yardımcısı Kemal
Karadağ, eski Emniyet Müdürü Süleyman Şahin'/n
bilgisi ve talimatı var mıdır?
3- Mahmut Esat Coşan'a silah ruhsatı verümesi
için sahte evrak ve sahte Ikametgâh llmühaberi dü-
zenlenmesine kimleryardımcı olmuştur?
4- Ikametgâh llmühaberi hangi muhtarlıktan alm-
mıştır, kimin adresi göstenlmiştir? Neden Bahçecik
seçilmiştir?
5- Mahmut Esat Coşan'm silah ruhsatı almak için
Kocaeli Valilıği'ni seçmesinin özel bir nedeni var mı-
dır?
6- Mahmut Esat Coşan'a silah ruhsatı verilmesi
için Cübbelı Ahmet Hoca'n/n aracı olduğu iddialan
doğru mudur?"
• • •
Nakşibendi Tarikat Şeyhi Mahmut Esat Coşan
'uzun namlulu, yivli silahı' ne yapacak?
Burada gözlerimi yumuyorum...
Kubilay*ı düşünüyorum...
1930 yılında Kubilay'ı katedenler Nakşibendiler de-
ğil miydi?
1930 yılında Nakşibendilerin lideri Şeyh Esat'tı;
oğlu Mehmet Ali ise çevresinde 'şehzade' olarak ta-
nınıyordu...
22 Aralık gecesi Menemen'e doğru yürüyenlerin
arasında yaşlan 15-18 arasında çocuklar ve gençler
devardı...
Derviş Mehmet, Sütçü Mehmet, Giritli Mehmet
vediğerleri...
Birden 1993 yılında Sıvas'ta diri diri yakılan aydın-
lanmızı, yazarianmızı, sanatçılanmızı anımsadım...
Almanya'dan bize gönderilen mektupta ne yazı-
yordu:
"Umutlanmız giderek yok oluyor..."
Hanifi Çiçek haklı değil miydi?
Sahi Nakşibendi lideri Coşan'a Kocaeli'nde silah
ruhsatı için aracılık yapanlar kimlerdi?
hikmet.cetinkayaiacumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
s e n ı n h a k k ı n )
"Türkiye'nin kurucusu ve güvencesi