Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10EKİM1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Atatürk'ün
resmini ymtan
öğretmen
• tZMİR (Cumhuriyet
Ege Biirosu) - Izmir
Anadolu Lisesi'nde
öğrencilerin gözü önünde
Atatürk'ün resmini yırtıp
çöpe atan tarih öğretmeni
Turgut Özbahçeli, salt
başka bir okula tayin
edilerek sözde
cezalandınldı. Öte yandan
Özbahçeli hakkında tzmir
Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulunulduğu
bildirildi.
İP'densuç
kanıtlan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tP Genel Başkan
Vekili Hasan Yalçın, Milli
Egitim Bakanlığı'ndaki
şeriatçı-ırkçı
kadrolaşmalara ilişkin
ellerinde bulunduğunu öne
sürdüğü suç karutlannı
içeren dosyayı Milli
Güvenlik Kurulu ve
Başbakanlık Takip
Kurulu'na gönderdi.
Bakanlıktaki mafya
gruplannın
yolsuzluklannın
temizlenmesini isteyen
Yalçın, müfettişlere ilişkin
raporlann
degerlendirilmesi
gerektığini kaydetti. Yalçın,
105 üst düzey bürokratın
yolsuzluklanna yer veren
raporun Milli Egitim
Bakanı Hikmet Uluğbay
tarafindan işleme
konmamasını da eleştirdi.
FP'den hükümete
destek
• tstanbul Haber Servisi -
FP Genel Başkan
Yardımcısı Nevzat
Yalçmtaş, hükümetin
Suriye yönetimine karşı
başlattığı girişimi gerekli
gördüklerini ve
desteklediklerini bildirdi.
Topkapı Eresin Otel 'de dün
bir toplantı yapan
Yalçıntaş, "Suriye,
topraklannda
bulundurduğu teröristleri
Türk yönetimine teslım
etmelidir" dedi.
75. yıl
etkhlDderi ••**•
• tstanbui Haber Servisi -
Çagdaş Yaşamı
Destekleme Derneği,
cumhuriyetin 75.yılında 13
Ekim 1998 Salı günü
Sirkeci Postanesi'nden
"Cumhuriyet Bayramı için
bir kart da siz atın"
kampanyası başlatıyor.
Aşft'm istifası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM
Başkanlık Divanı, pazartesi
günü toplanarak, ülkücü
mafya lideri Alaattin
Çakıcı ile konuşma
kasetleri ortaya çıkınca
milletvekilliginden de isrifa
eden Eyüp Aşık'ın
istifasmın Meclis'in
onayına sunulması tarihi ile
devamsız milletvekillerinin
durumunu görüşecek.
TBMM îçtüzüğü'ne göre
art arda 5 birleşim genel
kurul çalışmalanna
katılmayan
milletvekillerinin
üyeliğinin düşürülmesi
gündeme gelebiliyor.
Milletvekillerinin
üyeliğinin düşmesine ise
TBMM Genel Kurulu 276
çoğunlukla karar veriyor.
Mak davası
• lZMtR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Bolu'da Ülkü
Ocağı'ndan çıkan faşistler
tarafindan öldürülen Kenan
Mak davasııun dünkü
oturumuna Mak'ı
bıçaklayarak öldürdüğü
savıyla 24 yıl ağır hapis
cezası istemiyle yargılanan
Soner Gökgül katılmadı.
Duruşmaya katılan 15
ülkücü sanık, Mak'ın
ölümüyle sonuçlanan
olayda Bolu'da yayın yapan
Karagöz TV'nin
kameramanı E>oğan
Yılmaz'ın da elinde bıçakla
olay yerinde olduğunu öne
sirdüler. Ülkücüler
Gökgül 'ün, üniversite
öğrencisi Mak'ı bıçakla
öldürdüğünü belirttiler.
Patrik seçimi
• tstanbul Haber Servisi -
Fatrik 2. Karekin'in 10
Mart 1998tarihinde
dümüyle boşalan Türkiye
Ermenileri 84. Patriği'ni
helirlenmesı amacıyla 14
Ekim Çarşamba günü
grçekleştirilecek seçimin
ik etabı olan Ruhanüer
Cenel Meclisi, patrik
sçiminde oy kullanacak
D ruhani delegeyi seçti.
Fuhani delegeler sivil
slegelerle beraber oy
kıllanacaklar.
Org. Hilmi Özkök, 9. Uluslararası Antalya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nda konuştu
6
Bati PKK'yi destefcüyor'BÜLENTECEVtT
ANTALYA - Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök,
terörü destekleyen ülkeleri uyara-
rak Terorizmi destekleyen ülke-
ler kendi geleceklerini tebükeye
atabilirier. Bölgemizde bazı iilke-
ler terorizm ve kitle imha silahla-
n ile Ugüeniyorlar. Bu bir tesadüf
değfldir. Bu ülkeler terorizmi, aşı-
n dinciliği ve kitle imha silahlan-
nı ulusal çıkariannı elde etmek
için bir araç olarak görmoriar"
dedı.
Türk Atlantik Konseyi'nce dü-
zenlenen 9. Uluslararası Antalya
Güvenlik ve işbirliği Konferan-
sı'run açılışında konuşan Genel-
kurmay 2. Başkanı Orgeneral
• Türk Atlantik Konseyi'nce düzenlenen 9. Uluslararası Antalya Güvenlik ve
işbirliği Konferansı'nın açılışında konuşan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral
Özkök "Bu ülkeler terorizmi, aşın dinciliği ve kitle imha silahlannı ulusal çıkarlannı
elde etmek için bir araç olarak görüyorlar" dedi.
Özkök, terör konusuna geniş yer
ayırdı. Özkök, özellikle teröre
verdiği destekle krize yol açan
Suriye'yi uyardı. Bölgedeki bazı
ülkelerin terorizm ve kitle imha
silahlanyla ilgilendiğini anlatan
Org. Özkök şunlan söyledi:
"Bu bir tesadüf değildir. Çün-
kü, bu ülkeler terorizmi,aşın din-
ciliği ve kitle imha silahlannı ulu-
sal çıkarlan için bir araç olarak
görüyorlar. Ancak terör çok san-
cıh ve bulaşıcı bir hastalıknr. Bir
terör örgütünün başansı diğerle-
rini teşvik edebilir. Bunun sonu-
cunda da terorizmi destekleyen
uluslar, kendi geleceklerini tehti-
keye atabilirier. Komşulanna,
hatta müttefiklerine karşı güdü-
len bu terör faaliyetlerini destek-
lemekle bu uluslar kendi uiusal
çıkarlannı korumaya çalışırkeo,
başlanna neyin ne zaman gelebi-
leceğini doğnı değerlendirmiyor
olabilirler. Bu tip riskler ve zor-
luklar, sadece bizi degil, bütün ül-
keleri etkileyebilir."
Uluslararası örgütler ile ülke-
lerin koordineli çalışarak bu tür
sorunlara ortak çözüm araması
gerektiğini kaydeden Org. Öz-
kök, bunun gereklilikten daha
çok, sorumluluk olduğunu vur-
guladı.
Suriye'nin liderliğinde teroriz-
me verilen desteğin Türkiye'nin
banş ve istikrar anlayışına ters
düştüğünü dile getiren Org. Öz-
kök, "Türkiye uzun süredir tero-
rizmk savaşryor. Bize yöneJik ba-
zı ülkelerin terörist inisivatiflere
destek vermelerini anlayamıyo-
ruz. Bu desteklerini >asal veya
masumane göstermelerini de an-
layamıyoruz. Bu tehlikeli davra-
ruşlar, bizim uluslararası teroriz-
me karşı olan meşnı mücadelemi-
zi engeİkmemektedir" diye ko-
nuştu.
Insanlığın bugüne kadar din
savaşlan ve dinin kötüye kullanıl-
masından büyük zararlar gördü-
ğünü de vurgulayan Org. Özkök,
köktendincilik tehlikesine de dik-
kat çekti.
TBMM Başkanı Hikmet Çetin
de konuşmasında, NATO"nun or-
tak davalarda gösterdiği kararlı-
lık sonucubugünkü başanh nok-
tayı yakaladığını ifade etti. Top-
lantıda Romanya Savunma Ba-
kanı Victo.. Balanzino ile eski
Avusturya Cumhurbaşkanı Kurt
VValdheim birer konuşma yap-
tılar.
Komisyondan suç duyurusu
Çifler eşiyle
yargılanacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel Baş-
kanı Tansu ÇiBer'in haksız
mal edindiğinı belirleyen.
ancak bunun bakanlığı \e
başbakanlığı görevleriyle
bağlantısını bulamayan TB-
MM Soruşturma Komisyo-
nu, Yüce Divan'a gönderme
karan yerine yaklaşık 30 do-
layında suç duyurusunda
bulunarak eşi Özer Uçuran
Çiller ile birlikte normal
mahkemelerde yargılanma-
sını isteme ef iliminde.
DYP lideri Tansu Çiller,
uzun uğraşlar sonucunda
komisyona gelerek bilgi
vermeye ikna oldu. Arala-
nnda ANAP'lılann da bu-
lunduğu komisyon üyeleri-
nin büyük bölümü, 15
Ekim'de dirüeyecekleri Tan-
su Çiller'in malvarlığındakı
kaynağı belli olmayan artış-
lara, bankalarda bulunan he-
saplanndaki katrilyonluk
hareketlere karşın haksız
mal edınme ile bakanlık ya
da başbakanlık görevlen
arasında bag bulunamadığı
görüşünde.
Aralannda üniversite ho-
calan ve uzmanlann da ol-
duğu bir grup ile birlikte yaz
aylan boyunca Çiller'in
malvarlıklan, bankalardaki
hesaplan ve şirketlerinin du-
rumunu ıncelediğini bildi-
ren bir komisyon üyesi,
-Çiller'in haksız mal edin-
oiği,suçişlediği açık. Ancak,
haksız mal edinirken bakan-
lık ya da başbakanlık görev-
lerini kötihe kullandıgına
ilişkin bir bulguya uiaşama-
dık" dedı.
Komisyon henüz son sö-
zünü söylemedi. Yaklaşık
10-15 günlük bir çalışmanın
ardından rapor yazılacak.
Ancak, komisyonda şimdi-
den ortaya çıkan ağırlıklı
görüş. "Tansu Çiller'i Yüce
Divan'a göndermeye çalış-
mak yerine ki, sayısal olarak
da 276'vı bulmak mümkün
olmayabüir, suç duyurusun-
da bulunarak eşi Ozer Lçu-
ran Çiller ile birlikte normal
mahkemelerde \ argılanma-
sını sağlamak. Bö\ lece de si-
yasi davranmadıklan mesa-
jmı vermek" şeklinde.
Çiller'i Yüce Divan'a
göndermenin hukuki olma-
yacağı görüşünde olan ko-
misyon üyeleri, ancak 30
dolayında suç duyurusunda
bulunacaklannı ifade ettiler.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
TÜSİAD 'a konuk olan Başbakan Yılmaz, hükümet ortaklarıyla uyum içinde olduklarını söyledi
'Enflasyondaydsonu hedefintizyÜTjde50'
Başbakan Yılmaz, TÜSİAD üyeleriyle yaptığı sohbet
toplantısında. >aşanan dış krize rağmen enflasyonla
mücadele çok önemli mesafe aldıklannı belirtti.
Haber Merkezi - Başbakan Mesut
Yümaz, toptan eşya fiyat endeksinde
yüzde 25, tüketici fiyat endeksinde
de yüzde 20'lik düşüş sağlandığını
söyledi. Yılmaz, "Yıl sonu hedefimiz
yaşanan tüm zorluklara rağmen de-
ğişmedi, yıl sonunda gerçekleşen enf-
lasyon yüzde 50-59 arasında olacak-
nr" dedi.
TÜSİAD üyeleri ile yaptığı sohbet
toplantısında konuşan Yılmaz, vergi
reformunun birçok eleştiriye hedef
olduğunu ancak reformun Türki-
ye'nin mevcut kaynak finansmanı
dengesizliği ile yoluna devam ede-
meyeceği düşüncesiyle çıktığmı kay-
detti.
Yılmaz, reformun zaman içinde ra-
fine edihnesi gereken yönleri buluna-
bileceğini ancak atılmış doğru bir
adım olduğunu belirtti.
Başbakanlık ve parlamenter sis-
temlerinin ortak başan kaynaklann-
dan birisinin de yerel yönetimlere da-
ha fazla yetki ve sorumluluklannın
dağıtılması olduğuna dikkat çeken
Yılmaz, 1984 yıhnda ANAP'm ger-
çekleştirdiği Mahalli ldareler Refor-
mu'na rağmen bu konunun bugün hâ-
lâ çağdışı bir görünüm arzettığini söy-
ledi.
Yılmaz, Meclis'te bekleyen mahal-
li idareler reformunun yasalaşmasıy-
la degişimin sessizce başlayacağını
vurguladı.
Türkiye'nin sorununun sadece eği-
tim, yönetim dengesizliği gibi konu-
lardan ibaret olmadığına işaret eden
Yılmaz, hükümetlerinin altyapı ek-
sikliğini de gidermek zorunda kaldı-
ğım kaydetti.
Yılmaz, "Mademki geüştniş ülkeie-
ri hedef aldık, o zaman bugünkü ra-
kamlarunızı diğer ülkeleıie kıyasla-
malıyız" diye konuştu. Altyapı farkı-
nı kapatmak için mutlaka enerjiye
ağırlık vermek gerektiğini ifade eden
Yılmaz, "Sadece enerji alarunda ya-
pılanlar bile bugünkü hükümeti ibra
etmeve veterüdir" dedi.
Yılmaz, 3 partili koalisyon hükü-
metinden şikâyet edecegi hiçbir ko-
nunun bulunmadığını, tek parti gibi
uyumlu çalıştıklannı belirterek "ama
azuıhk hükümeti oünak beni yoru-
yor" dedi.
Başbakan Yıhnaz, azınlık hüküme-
tinin yaşanan dış krize rağmen enflas-
yonla mücadele çok önemli mesafe
aldıgını söyledi. Istikrar programırun
başladığı 1998 yılından bu yana TE-
FE'de yüzde 25, TÜFE'de 20'lik bir
düşüş sağlandığına işaret eden Yıl-
maz, şöyle konuştu:
-Bu hükümetin yapöklannı az gö-
rebUirsiniz. Bu hükümete zayn*diye-
bilirsiniz, not verebUirsiniz. Ama ben
de o zaman derim ki, 'biz bu şartlar
altında bunu yaptık.' Bizi Idmle kar-
şılaşüracaksınız? Benden başka gele-
cek lider yok, işte en son ben geldim."
Yıhnaz, "İşte sosy^l güvenlikte sınıf-
ta kakhk. Siyaset reformu, temiz top-
lum_Temiz toplumla ilgili hiç eleştiri-
ye tahammülüm yok" diye konuştu.
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin (« posta. cumhuriyet. com. tr
MlT'in en tepelerini tutmuş
birtakırn adamlann TV kamera-
lan, haberci mikrofonlan önün-
de söylediklerini izliyor musu-
nuz? Söylediklerinin içeriğine
boş verin. Bana sorarsanız gâ-
vur parasıyla metelik etmez, bi-
raz ince eler sık dokursanız in-
cir çekirdeğini de doldurmaz.
Ama adamcağızlann mantık
düzeni, kafalarının işleyişi, so-
runlara bakışlan, devlet fcavra-
mını algılayışları, bireysel so-
rumluluktan ne anladıklan ger-
çekten gözlenmeye, tartışılma-
ya değer.
Hayır, öyle sosyo-psikolojik
bir meraktan, bilimsel bir araş-
tırmadan fılan söz etmiyorum.
Tam tersine aramızda pek çok
ktşinin başına gelmiş, (bu ülke,
bu ülkede demokrasi böyle kal-
dıkça) aramızda pek çok kişinin
başına gelebilecek bir "malum
durum"üan dolayı gözlemeye,
tartışmaya değer...
• * •
Gözlerini bağlamışlardır ve
nedense biri arkadan iterek ba-
şını eğdirir ve birtakım kapılar-
dan geçirilip. birtakım merdiven-
lerden indirilip çıkanldıktan son-
Seni Sorgulayan O Olabilir
ra bir odaya sokarlar seni. Ite
kaka bir iskemleye oturturlar.
Sorgu başlar.
Gözlerin bağlıdır. Odada sen-
den başka birilerinin vaıiığını
hissedersin; ama kaç kişidirler
ve en önemlisi "kimlerdir" bile-
mezsin. Biri söver, öteki döver,
biri yanrtlanabilir bir soru yönel-
tir, öteki abuk sabuk sorulaıia
çullanır üstüne. Kimi "sen" der,
kimi "u/a/7". Yanıtın ne olursa ol-
sun beğenilmez, kanıksanmaz.
Sersemlersin. Ne sorulduğunu,
sorulandan ne amaçlandığını bi-
le kavramakta zorianmaya baş-
larsın. Bedensel acıya, bilinmez-
lik sisi eşlik eder.
Tekmenin nereden geleceğini
bilemezsin. Insana özgü en do-
ğal tepkileri vermene, örneğin
büzülmene, kafanı kaçırmana,
eğilmene olanak yoktur. Her an
her yandan ve yönden bir tokat,
bir soru, bir tekme, bir küfür ge-
lebilir.
Bedensel gücün tükenmeye,
düşünsel yetilerin zonklamaya
başladığında, ötekilerden "fark-
lı° bir ses kulağının dibinde ade-
ta fısıldar.
Farklıdır. "Ulan" demez; hat-
ta "sen" bile demez. Kimdir bi-
lemezsin, nasıl biridir göremez-
sin. Ama onun sesindeki "kibir
bulaşmış güven" senin için
"ötekilerden" daha da ürkütü-
cüdür. Yer yer "ötekileri" kü-
çümseyen cümlecikler kurar.
"Konuş ve kurtul. Konuş ve hır-
palatma kendini" demektedir.
Eğer deneyimliysen, sorgu oda-
lanndan daha önce de geçmiş-
liğin varsa, bu kibir bulaşmış gü-
venli fısıltı sürsün istersin. O sür-
dükçe "ötekiler" vurmayacak-
lardır. O sürdükçe en çok değer-
li dinlenme saniyeleri kazan-
maktasındır.
Ama senin bu bildiğini, o da
bilir. Tam sen soluklanacakken
fısıltı kesilir ve yeniden küfür, tek-
me, tokat, tükürük sağanağı
başlar. Eğer bu tezgâhtan daha
önce de geçtiysen bilirsin, he-
nüz başlangıçtır bu. Senden
beklentilerine göre sorgu gitgi-
de vahşileşerek sürecektir. Sor-
gu vahşileştikçe o kibir bulaş-
mış fısıltıyı özlersin. Bir mola, bir
soluklanmadır en azından.
Yok, sorgu tezgâhının acemi-
si isen işte tam bu sıralarda çö-
zülürsün. Anlatacak hiçbir eyle-
min, bulaştığın hiçbir gizli örgüt-
lenme olmasa bile anlatırsın. Ha-
bire konuşursun...
O kibir bulaşığı güvenli ses bir
kez daha duyulur. Bu kez sana
değil, odadaki "ötekilere" ses-
lenmektedir ve senden bir hay-
van gibi söz eder:
- Çözüldü işte inek, şimdi bil-
diğiniz gibi sağın şunu..,
Onu çoğu kez bir daha gör-
mez, sesini duymazsınız...
•••
Sorgu odalannın bin bir öykü-
sünden derlenmiş bir kolaj, bir
sanal tablo sunduk. Bütün sor-
gular üç aşağı beş yukan bu ek-
sende yürür. O kibir bulaşmış
güvenli ve eğitimli birine ait ol-
duğu izlenimi özellikle verilme-
ye çabalanan ses, bütün sorgu
odalannın değişmez unsurudur.
llle MİT görevlisi olması ge-
rekmez. O kalitede (burada "ka-
lite" terimine istediğiniz anlamı
yükleyebilirsiniz) sorgucular em-
niyette de var, MlT'te de, hatta
(bizim başımızdan geçmedi a-
ma çok dinledik) jandarmada
da.
Sorgulanan, "sorgucusunu"
tanıyamaz. Belki yıllar sonra bir
ses, bir konuşma vurgusu gibi
bir özellikten "Buydu, o buydu"
dediğiniz olur. Ama çoğu kez
hâlâ emin olamazsınız.
•••
Haydi şimdi geçmiş günlerin
gazetelerini de çekin önünüze,
bundan sonra izleyeceğiniz TV
söyleşilerinde iyice yerieşin is-
kemlenize, ekranda, bugünler-
de bülbüle dönmüş o "kibir bu-
laşmış güven saçan" adamlan
dinleyin.
Mantık düzenlerine, kafalan-
nın işleyişine, sorunlara bakış-
lanna, devlet kavramını akjıla-
yışlanna, bireysel sorumluluktan
ne anladıklanna özellikle dikkat
edin.
Belli olmaz, bir gün sizi de bir
kuru iskemleye gözleriniz bağlı
oturtabilirier ve bir gün sizin de
bir "sorgucu"nuz olabilir.
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Devletîn Ayıbı!./
Alevi yurttaşlar FP Genel Başkanı Recai Ku-
tan'ın sözlerine karşı tepkilerini sürdürüyor; An-
kara'da Suriye'ye karşı yoğunlaşan gerginlik, ye-
rini bir bekleme sürecine bırakıyor...
Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan, medyanın
'savaş rüzgârian'na karşın ilginç bir açıklama ya-
pıyor
"Savaş çıkmadan bir çözüm bulunur..."
Iç politika da hareketli...
Meclis açıldı, DYP'Iİ Ömer Bilgin'in dokunul-
mazlığı dokuzuncu kez kaldınldı...
CHP'liler, onursal başkanları Erdal Inönü'ye
"Siyasete dön" çağnsı yaptılar...
Inönü'nün yanıtı kimseyi şaşırtmadı:
"Teşekkür ederim, halimden memnunum!.."
Başbakan Mesut Yılmaz'ın, Uğur Mumcu ci-
nayetinin beş yılı aşkın süredir aydınlatılmaması-
na verdiği yanıt ise düşündürücü:
"Mumcu cinayetini çözememek, devletin en
büyük ayıbıdır!"
Devlet nedjr, devlet?
Devlet erkini siyasal iktidar elinde bulundurdu-
ğuna göre Uğur Mumcu cinayeti neden çözüle-
miyor, Başbakan hiç düşündü mü?
Devletin ayıbı bir değil, iki değil, üç değil!
Devletin ayıbı sayılamayacak kadar çok!..
1991 Haziranı'nda başbakan yine Mesut Yıl-
maz'dı, Diyarbakır'da Vedat Aydın bir gece yan-
sı evinden alınıp götürülmüş, üç-dört gün sonra
da öldürülmüş olarak bulunmuştu...
O tarihte Hanefi Avcı Diyarbakır'da istihbarat-
tan sorumlu emniyet müdür yardımcısı değil miy-
di?
1993 yıhna bir bakalım:
Yine Hanefi Avcı Istanbul'da istihbarattan so-
rumlu emniyet müdür yardımcısıydı; Savaş Bul-
dan, Behçet Cantürk, Hacı Karay kaçınlıp Sa-
panca civarında öldürülmemişler miydi?
O tarihte Istanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu,
Emniyet Müdürü Necdet Menzir değil miydi?
Sayın Yılmaz; Menzir'e, Kozakçıoğlu'na sora-
mıyorsanız, Hanefi Avcı'yı çağınn vesorun: >;
"Hanefi Avcı, bu devlet niçin ayıp işliyor!" ',
Belki bildiği vardır, anlatır!..
Evet, devtetin ayıbı çok!..
Abdi Ipekçi, Muammer Aksoy, Bahriye
Üçok, Musa Anter cinayetlerinin failleri yok or-
tada!..
Sahi Abdullah Çatlı'nın yakın arkadaşı Haluk
Kırcı nerede saklanıyor bugüne dek; onu kimler
koruyup kolluyor?
• • •
Aleviler Recai Kutan'a öfkeli... *-
Bu, Fazilet Partisi'nin ilk ayıbı mı?
Geçmiş dönemde Necmettin Erbakan'dan
Şevki Yılmaz'a, Şevket Kazan'dan Halil Ibra-
him Çelik'e dek çok sayıda Refahlı aynı ayıbı iş-
ledi...
Sıvas'ta 1993 yılında Madımak Oteli'ni yakan
köktendinci yobazları alkışlayanlar kimdi; Uğur
Mumcu 24 Ocak 1993 yılında katledildiği gün "Ci-
nayeti çözmek namus borcumuz" diyenler kim-
di?
Beş yılı aşkın süre geçti aradan, Mumcu cina-
yetini işleyenler aramızda dolaşıyor; Madımak'ta
insanlan yakanlan destekleyenler şimdi hepimize
demokrasi dersi veriyorlar...
Mehmet Eymür, Yavuz Ataç, Alaattin Çakı-
cı, Abdullah Çatlı, Mahmut Yıldırım ve diğerie-
ri...
Hepsi devletle iç içe değil mi?
Kim kimi kullanıyor?
Eymür'ün açıklamalarına bakalım:
"Görülen o ki, devlet Çakıcı'yı değil, Çakıcı dev-
leti kullanmış!.."
Şimdi ayıbı işleyen kim? Devlet mi Çakıcı mı?
Güneydoğu'da kan gölünden çıkarsağlayanlar
Yüksekova'dan Diyarbakır'a 'eroin sevkıyatını'
neyle yaptılar, bunu Başbakan hiç araştınp kamu-
oyuna bilgi verdi mi?
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'i DGM Baş-
savcısı'na ihbar eden PKK itirafçısı, Bitlis yöresin-
de kaç askerimizi şehit etti, bilen var mı?
Başbakan Mesut Yılmaz yine de doğru söylü-
yor; devletin ayıbı bir değil, iki değil, üç değil, çok!..
• • •
Aleviler haklı olarak Fazilet'e tepkilerini sürdü-
rüyoriar...
Pir Sultan Derneği Başkanı Necati Yılmaz di-
yorki:
"Tam bir bölücü gibi davranıyohar!.."
Ege Üniversitesi'nde köktendinci yobazlar, ede-
biyat fakültesi ögrencisi Deniz Top'u bıçakla ya-
ralarken, rektör Prof. Dr. Rafet Saygıh'nın tutu-
mu gerçekten bir bilim insanına yakışmıyor...
Türban, Ege Üniversitesi'nde sorun olurken ni-
çin 9 Eylül Üniversitesi'nde olmuyor?..
Yann Istanbul'da yapılacak türban eylemi Av-
rasya koşusuyla bütünleşirse hiç şaşırmayın!..
Türkiye fotoğraflannı çoğaltmak olası...
Medyamız savaş çığlıkları atıyor, Başbakan
"Uğur Mumcu cinayetinin çözülmemesi devletin
ayıbıdır" diyor...
Bir kördövüşü süruyor Türkiye'de...
Çakıcı'nın yakın dostu Erol Evcil, Paris'te Iş
Bankası'nın trilyonlannı yerken meydan okuyor:
"Çakıcı'yla konuşan enaz 10 bakan, 100'e ya-
kın milletvekili, birkaç parti lideri, yüzlerce bürok-
ratvar!.."
Önceki gece Uğur Mumcu Araştırmacı Gaze-
tecilik Vakfı'run yeni binasının açılışında konuşan
Başbakan Yılmaz'ı televizyonda izledim...
Yaşamını çetelerle, kaçakçılarla, mafyayla, kök-
tendinci yobazlarla, faşist katillerle mücadeleyle
geçiren Uğur Mumcu'yu anımsayıp devletin ayı-
bını çete-siyaset-tarikat zincirinin halkalannda gö-
rürgibi oldum..
Sanınm Sevgili Uğur'un kemikleri sızlıyordur.^'
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
(Kadın Sağlığı ve Aile
Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46