Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
lmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Yönetmenı Orhan Erinç
0 Genel Yajın Koordınatöru Hikmet
Çetinka\a 0 Yazıışlen Müdüru. İbrahim
Yıldız • Sorumlu Mudur Fikret İlkiz
0 Haber Merkezı Müdüru Hakan
Kara # Görsel Yönetmen- Fikret Eser
lstıhbarat: Cengiz Vıldırım • Kültûr:
Handan Şenköken # Spor: Abdülkadir
Yüeelman 0 Makaleler: Sami Karaören
# Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf:
Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge: Edibe
Buğra # Yurt Haberleri: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu* llhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Hikmet Çelinkava,
Şükmn Soner, Ergun Balcı,
tbrahim Yıkfaz, Orhan Bursab.
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsilcisi: Mnstafa Balbay Atahırk Bulvan
No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7
hat), Faks 4195O270IzmırTemsilcisi:SerdarKıak,
H.ZıyaBlv 1352S.23Tel 4411220, Faks:4419117
9 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119
S. No.l Kat.I, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Mudürü Üstün AJuneıı 0
Kootüınator Ahmet Kornfean # Muha-
sebe Bülent Vener • Idare Hüseyin
Gürer«l;lccne Önder Çettk • Bılgj-
tşlem N'ail Inal • Bügısayar Sıstem
Mörtvet ÇBer • &mş- Fıziet K'uz»
MEDVA C: • Yooetım Kı
Başkanı - Genel Müdûr Gi
Erduran 0 Koordınator I
Ijıtroan 9 Genel MüdürYanhn
SevdaÇoban Tel 514 07
51395 8O-5138+6ft^l,Faks.513
Va>ımla>an ve Bas*n: > enı Gûn Haber Aıansı. Basm ve Yavıncılık A Ş
Tıırkocafc Caıi 39 41 Cagaioglu 34334 Isı PK :46 istanbui fel (0 212) 51205 05 (20hat) Faks (0 212)513 85 95
10EKİM1998 lmsak:5.37 Güneş: 7.03 Öğle: 12.58 tkindi: 16.06 Akşam: 18.40 Yatsı: 20.01 www.cumhuriyet.con
Tutsaklıktan
Dış Haberler Servisi-
ABD'deki bir hayvanat
bahçesinden anavatanı
Ürdün'e getirilip doğaya
bırakılan ibex, özgürlügün
tadını çıkanyor. Soyu
tülcenme tehlikesiyle karşı
karşıya kalan bir dağ
keçisi türü olan ıbexler
Ürdün'de koruma altına
alındı. Avcılann kurbanı
olmamalan ve üremeleri
için birkaç yıl önce
Califoraia'daki Santıago
Hayvanat Bahçesi'ne
götürülen 22 ibex,
anavatanlanna geri
gönderilip Wadi Mujib
bölgesindeki dogal parka
salıverildi.
MERNİS
projesi
• ANKARA(AA)-
lçişleri Bakanlığı Nüfus ve
Vatandaşlık Işleri Genel
Müdürlüğü'nce yürütülen,
Türkiye'deki tüm
vatandaşlann nüfus
kayıtlannın bilgisayar
ortamında saklanmasını
sağlayacak 'Merkezi
Nüfus ldaresi Sistemi'
(MERNİS), 1999 yılı
sonuna kadar
tamamlanacak. MERNtS
projesi ile merkezde bir
nüfus bilgi bankası
oluşturmak, bu yolla nüfus
kütüklerindeki bilgileri
kamu hizmetleri açısından
değerlendirmek, nüfus ve
aile ıstatıstıkJerini gerçelcçi
bir şekilde elde etmek ve
her Türk vatandaşına bir
kimlik numarası vererek
isim benzerlığinden ortaya
çıkan aksaklıklan
gidermek hedefleniyor.
Ölüdeniz'de
orman yangmı
• FETHİYE(AA)-
Mugla'nın Fethiye ilçesine
bağlı Ölüdeniz'de çıkan
orman yangınında 80
hektarlık çamlık alan
yandı. Yangının. Ovacık
Mahallesi'ndekı ormanlık
alanın üzerinden geçen
enerjı nakil hatlanndan
sıçrayan kıvılcımlann
otlan tutuşturması sonucu
çıktığını belirlendi.
Yangın, dün saat 08.00
sıralannda kontrol altına
alındı.
Kanserle
mücadele
• WASHIJVGTON (AA) -
Amerikalı bilim adamlan
kanserle mücadele
konusunda yeni bir adım
daha atarak kansen
kontrol altına almaya
yardımcı olacak bir gen
keşfettiler. Kanserli
hücrelerin büyümesinde
önemli bir rol oynayan
'PPP2RlB'admı
v erdikleri bu genin
mutasyona uğramasının
akciğer ve bağırsak
kanserlerinin gelişimine
yardımcı olabileceği
belirtildi.
Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde 'Insan Haklan ve Ruh Sağlığı' konusu ele alınacak
Sistematik işkence arüyorİZMtR/ İSTANBUL (Cumhuriyet)- Dün-
ya Sağlık Örgütü (WH0) ve Dünya Ruh
Sağlığı Federasyonu'nun öncülüğünde tüm
dünyada kutlanan "10 Ekirn Dünya Ruh
Sağlığı Günii"nde bu yıl "Insan Haklan ve
Ruh Sağbğı" konusu ele alınıyor. Uzman-
lar. tüm dünyada sıstematik işkence uygu-
lamalannm arttığını belırterek "Bilimsel b ^
ginin işkencenin tehine köfüye kullanıima-
sını engellemek, mesleki bilimsel sorumlu-
luğumuz ve duyarhlığımız olmalıdır" dıyor-
lar.
İşkencenin en önemli boyutunun "psiki-
yatrik etküeri" olduğunu belirten Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana
Bilim Dah'ndan Dr. Burhanettin Kaya, iş-
kencenin iki temel amacının, kurbanlanna
çaresiz kalmayı öğretmek ve tükenme ya-
ratmak; suçluluk yükleme, aşağılama ve öz-
saygı yitimi sağlayarak kişilikbütünlüğünü
parçalamak olduğuna dikkati çekti. Kaya
sözlerinı şöyle sürdürdü:
PpsttravTnatik Stres Bozukluğu
"tşkencenin ruhsal etkileri, Posttravma-
tik Stres Bozukluğu (PTSB) kavTamı kap-
samında eie ahnmaktadır. Işkence\e bağlı
PTSBçabşmalannın bir kısmı saıaşsürecin-
deki işkence ola\lan. bir kısmı da ülkeler-
deki polhik gelişmelerk ilgilkür. Son \ıllar-
• Dr. Burhanettin Kaya, Uluslararası Af Örgütü
raporlanna göre 1984 yılında 66 ülkede sistemli işkence
uygulandığını, bu rakamın 1993 yılında 11 l'e çıktığının
belirlendiğini söyledi.
da etnik çatışmalan kapsayan savaşlarda
sistemli kitlesel işkence yaygın olarak yer al-
maya başlamışrır. Türkiye'de >apılan çalış-
maiarda poütik ey lemcilere ve siyasi tutuk-
lulara v önelik \etekraria>icıbiçim deişken-
ce uygulandığı. buna bağlı olarak ciddi nıh-
sal bozukluklann otuşruğu saptanmıştır. Po-
ütik niteliği olmayan bireylerin de işkence-
ye maruz kaldıklan bilinmektedir. Bu çakş-
malarda, işkence görenierin yüksek oranda
ruhsal belirti sergiledilderi, çoğunun PTSB
tanısı aldığı belirtilmiştir. PTSB beklenme-
dik uygulamalarda \e kısa süreli gözaltılar-
da daha sık orta>a çıkmaktadır. Depresyon,
anksiyete ve madde köfüje kullanınıı sıklık-
la eşlik etmektedir. İşkence gören her birey-
de PTSB oluşmaktadır."
Kaya, Uluslararası Af Örgütü raporlan-
na göre 1984 yılında 66 ülkede sistemli iş-
kence uygulandığını, bu rakamın 1993 yı-
lında 111 'e çıktığının belirlendiğini bildir-
dı. Işkence uygulamalannın tanhıne ve kay-
nağına bakıldığında, devletlerin gittikçe
standardize olan veyetkinleşen bir egemen-
Hk ıfadesi olarak işkenceyi kullandığına da
değınen Kaya şunlan söyledi:
"DünyadaveTürkiye'deher geçengün is-
kenceyaygınlaşıp 'sıradan' bir işlemedönüş-
tükçe, buna karşı etldö bir dunış geliştirme
gereklifiği ortsya çıkmaktadır. Geiişnuş ül-
kelerin, gelişmekte olan ülkelere teknoloji-
sini ihraç ettiği ve gittikçe 'rafıne' yöntem-
lerin üretikliği bu döngüsel sürece karşı bi-
limsel birta\ır geüştirmek. bu yönde bilgi bi-
rikimini çoğaltmak ve mağdurfann yarala-
nnı sarmak kadar, bilimsel hüginin işkence-
nin lehinekötüyekuUanılmasuu engellemek,
mesleki bilimsel sonımluluğumuz ve duyar-
hüğımız olmalıdır."
YavınsayTSiaz
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Has-
tanesi'nden Dr. Nuray Türksoy, işkencenin
yol açtığı psikolojik sorunlara son yıllarda
bilimsel ilginin artmasuıa karşın tedavı so-
nuçlanna yönelik smırlı sayıda yayın bulun-
duğunu anımsattı. Türksoy, bu yayınlann
başlıca farmakoterapi ve çeşitli psikotera-
pi yöntemlerinin sonuçlannı bildirdiğini
açıkladı.
İstanbui Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalık-
lan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif Ve-
rimİL toplumumuzun yüzde 20-25'lik bö-
lümününpsikiyatrik yöndentedavi ya da des-
teğe muhtaç durumda olduğunu söyledi.
Türk insanının, duygulannı genellikle be-
den diliyle anlattığıru belirten Verimli, Ba-
kırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastane-
si'ne 1985 yılında 68 binkişinin başvurdu-
ğuna dikkat çekerek, bu sayının 1997'nin ilk
10 aymda 200 bine ulastıfını vurguladı.
Prof. Dr. ÖzcanKöknel ise kültüre] ve eko-
nomik gelişmelere bağlı olarak, insanlann
ruhsal hastalıklarda daha sık hekime başvur-
duklanna dikkat çekti.
Köknel de yaptığı değerlendirmede insan-
lann genellikle çekinceyle baktıklan ruhsal
sorunlann son yıllarda önemsenmeye baş-
ladığını söyledi.
Psikolojik sorunlarda hekime başvurma-
nın gittikçe arttığını belirten Köknel, "En
büyük sorunlanmızdan biri insanlann ruh-
sal sorunbn bedenselolarak algılaması Böv-
le ohınca baş ağnsı, sırt ağnsı gibi bedensel
sorunlara çare amoriar. Bîr de sonınlan
beden diliyle anlatma eğUimi var. Biz bu tip
kişiierin sorunlarını anlamakta güçlük
çekebiliyoruz" diye konuştu.
Milyonlarca kisi açlık ve sefalet îçinde kendilerine yasam alanı yaratmaya çalışıyor
Savoş,Afiikahlun ülkelerinden etti
• Kamplardaki yaşamdan bezip kendi olanaklanyla evlerine
gitmek isteyenlerin çok fazla şansı bulunmuyor. Açlık, hastalık
ya da milis güçlerle giriştikleri mücadelelerde yenik düşüyorlar.
Mülteci kamplannda yaşayan yüzbinlerin karne karşüığında kendilerine verilen
günlük bir tas mısır lapasından başka hiçbir besin kay nakları yok.
Birleşmiş Milletler kayitlanna göre sadece Sudan iç savaş bölgesinde 2.6 mihon
insanın karnımn doyurulması gerekiyor. Çoğunluğunu çocukJarın oluşturduğu bu
mihonlann sağlık somnlanna ise yardımcı olunamıyor.
Çeviri Servisi - Afhka îda bitip tükenmek
bilmeyen savaşlardan kaçan milyonlarca
insan, açlık ve sefalet içinde oradan oraya
giderek kendine yaşam alanı yaratmaya
çalışıyor. Bunun en belirgin örneklerinden
birinin yaşandığı Liberya'da, 1989 ıle ba-
nş antlaşmasının imzalandığı 1996 arasın-
da 200 bin kişi hayatını kaybetmiş, 1.5 mil-
yon kişi de ülkeyi terk ederek komşu dev-
letlere yerleşmiş ve ülkelerine dönebile-
cekleri günü bekliyorlar.
Liberya'nm komşusu olan Sierra Le-
one'de ise 1998 yılında ıktidara gelen sivij
hükümet, yerini aldıgı asken rejimin des-
tekleyicisi kitlelerin ülkeden kaçmasına
neden oluyor. Sadece resmi kayıtlara göre
ülkeyi bugüne kadar 300 bın insan
terk etmiş. Ruanda'daki soykınm
sonrasında ya^anan göçler, bu-
gün Afrika'nın batı kıyısında
yaşanıyor.
UNÖ belgelerine göre
dünya üzerindeki 40 ülkede
açlık var. Bunlann dörtte
üçüiseAfrikaülkeleri... Ve
bu açlık, iç savaşlar ve göç-
lerle daha da dayanılmaz bir
hal alıyor. Kendi ülkelerin-
de kalabılenler ekip biçtikle-
ri ürünlerle kannlanm doyur-
ma olanağına sahipken, mülteci
kamplannda yaşayan yüzbinlerin
karne karşılığında kendile-
rine verilen günlük
bir tas mısır lapa-
sından başka hiç-
bir besin kaynak-
lan yok. Birleşmış
Milletler kayıtla-j
nna göre sadece
Sudan iç savaş bölgesinde" 2.6 milyon in-
sanın karnının doyurulması gerekiyor.
Çoğunluğunu çocuklann oluşturduğu bu
milyonlann sağlık sorunlanna ise yardım-
cı olunamıyor. Ülkede çalışan yüzlerce Ba-
tılı organizasyonun, açlık ve salgın hasta-
lıklar yüzünden kaybedilen yüzbinlerce
kadın ve çocuk içinyapabileceği bir şey bu-
lunmuyor.
9O'Iı yıllann başından bu yana 1.5 mil-
yon Liberyalı milis kuvvetlerden kaçarak
komşu ülkeleri olan Fildişi SahUleri ve Gi-
ne'ye sığınnuş durumda. Birieşmiş Millet-
ler Mültecileri Koruma Komisyonu'nun
(UNHCR) finanse ettiği ve yaklaşık 8 yıl-
dırbölgede çalışan 1735 kişilik birekip hem
kamplardaki mültecilerin beslenme ve sağ-
lık sorunlanyla ilgileniyor hem de çatışma-
nın sona erdiği bölgelerden gelenleri, tek-
rar ülkelerine, köylerine götürüyor. Ekip bu-
güne kadarkomşu ülkelere sığınan 1.5 mil-
yon insandan 400 binınin köyüne dönebil-
mesine yardımcı olmus. Ancak UNHCR'nin
bölgeye gönderdiği 15 kamyon, bu insan-
lann ne sayıca ne de sağlıklı olarak ülke-
lerine döndürülmesine yeterü oluyor. Kamp-
lardaki yaşamdan bezip kendi olanaklany-
la evlerine gitmek isteyenlerin çok fazla şan-
sı bulunmuyor.
Açlık, hastalık ya da milis güçlerle mü-
cadelelerine yenik düşo'yorlar. Kayıtlara
göre iç savaş sırasmda her iki Liberyalıdan
biri ülkesini terk etmiş. Dönen 400 bin ki-
şinin yüzde 90'mın ise artık bir evi yok ve
kendilerine bir ev kurana ka-
dar geldikleri kamp ben-
zeri yerlerde yasamak
zorundalar. Bu birim-
lere de sanayileşmiş
ülkelerin acil yar-
dun projeleri dahi-
linde gıda ve ilaç
yardımı yapıhyor.
Yılda 60 bin ton
mısır lapası bu yar-
dımlann büyük bir
bölümünü kapsıyor.
Birieşmiş Milletler
ekipleri yıllarca süren
kamp süreçlerinde sa-
katlanmamış mülteci er-
kekleri meslek edindir-
me kurslanna tabi tu-
tuyor.
Okuma-yazma
bile öğretilmemiş
bu insanlan inşaat-
larda, marangozha-
nelerde, torna tezgâhlannda ya da yol ya-
pımında çalışabilecek duruma getiriyor;
biraz eğitimi olanlan ise elektrikçi olarak
eğitiyor.
Bu kamplarda eğitilen işçiler, harapedil-
miş 250 km'lik çakıl yolu onararak kendi
dönüş yollannı açıyor, eğitim gördükleri ve
içlerinde kaldıklan barakalan inşa ediyor-
lar.
Ülkelerine döndüklerinde bir iş bulma ve
para kazanarak ailelerinin karnını doyura-
bilme umudu onlan ayakta tutuyor.
Büyük devletlerin ayırdıklan yardım fon-
lan milyonlarca çocuğun aşılanna yetmi-
yor. Afrika'nın birçok bölgesi gibi harabe-
ye dönmüş batı kıyılannda da milyonlar-
ca çift küçük kömür karası göz, korkuyla
umut arasmda beklemeye devam ediyor.
Bursada zarar giderek artıyor
Sokaklara akan
sıcak su
saniyede 116 lito
• Tespit için Bursa 2. Asliye Ceza
Mahkemesi tarafindan DSl'den istenen
jeoloji mühendislerinin, tespite birkaç
saat kala "Gelemiyoruz. Bu işte taraf
olmak istemiyoruz" dedikleri öğrenildi.
LEVENTGENCELLİ
BURSA - Türkiye'nin
dünyaca ünlü termal tu-
rizm bölgesinde Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne ait
Polis Rehabilitasyon Mer-
kezi'nin inşaatındakaçak
olarak açılan su sonda-
jıyla başlayan felaket de-
vam ediyor. Yeraltı kay-
naklannın zarar görmesi
üzerine kontrol edileme-
yen suyun debisi de sürek-
li yükseliyor. İlk günler-
de saniyede 50-60 litre
debi ile sokaklara akan
suyun debisi 2 gündür sa-
niyede 116 litreye yük-
seldi.
Bu arada Bursa Valili-
ği ile Emniyet Müdürlü-
ğü. yapılan kaçak sondaj
ile ilgili hukukı sorumlu-
luktan kurtulabilmek
amacıyla Bursa'yagetiri-
lecek bilirkişileri de üstü
kapalı olarak tehdit et-
mekle suçlanıyor. Tespit
için Bursa 2. Asliye Ce-
za Mahkemesi tarafindan
DSt'den istenen jeoloji
mühendislerinin, tespite
birkaç saat kala "Getemi-
yonız. Bu iştetaraf olmak
istemiyoruz'" dedıklen öğ-
renildi.
Bursa Valiliği ve ll Em-
niyet Müdürlüğü, otelci-
lerin serzenişlerini azal-
tabilmek için, patlatılan
sıcak su kaynağından b o
rularla kuruyan kaynak-
lara su akıtmaya çalışı-
yorlar. Bugün Bursa'ya
gelecek olan Başbakan
Mesut Yılmaz' ın çok sev-
digi termal suyu ile Çe-
lıkpalas'ta yıkanabilme-
si için de yol üstünden çe-
kilen derme çatma özel
hatlarlaÇelik Palas'ın su
yollanna sıcak su basıl-
maya çalışılıyor.
ANAP Bursa Milletve-
kıllen Ertugrul Yakanba-
yır ve Cemal Külahlı,
dün bölgede incelen
yaptılar. Otelcilerden g
riiş alan milletvekilleri
den Ertugrul Yalçuıbay
"Bu bir felaket Sonımlı
sukimohırsaobunhuku
karşısında hak ettiği cez;
ya çarptırılmaudır. Hı
kuk herkesi bağlar. Cun
hurbaşkanını, başbaki
nı, valiyi ve emniyet mi
dürünü de" diye konu<
tu.
MS 603 yılmdan bt
güne bölgeye sıcak su ve
ren, ama emniyet müdüı
lüğünün kaçak sondaj
nedeniyle kuruyan kay
naklan incelerken öfkele
nen milletvekilleri, so
rumlulann hesap verme
leri gerektiğini yineledi
ler.
Toprak kayması
Yüzyıllardır saniyed
28 litre akan doğal sıca
suyun birden kaçak sotı
daj nedeniyle saniyed
116 litreye yükselmesi is
Türkiye 'nin en ünlü semı
lerinden Çekirge'de top
rak kaymalan tehlikesir
de gündeme getirdi.
llgililer, Bursa ValiliJ
ve Emniyet Müdürlüğ
kaynakh baskılarla kar
karşıya kalmdığını, bu n<
denle hazu-lanacak rapoı
lann güvenilirlikten uza
olacağını öne sürdüler.
Bursa Valisi Orhan Tı
şanlar, önceki akşam y<
rel AS TV'de konuyla i
gili bir soruyu yanıtlaj
ken, "Bu işi fazla bûyü
meyegerek yok. Kıncı o
mamak gereldr" diye k<
nuştu.
Otelcilerin avukatı ll
raMm Yaşar, emniyet mi
dürlüğünün açtığı kaça
sondaj ın mahkeme y(
luyla durdurulması içı
pazartesi günü raporlar
birlikte yargıya başvur
caklannı açıkladı.
e-posta : tan @ prizma. net. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
u 'kanaJ' sözcüğu de çok anlam-
j lıdır. Dış hekiminin yaptığı 'ka-
nal tedavisi', çürük bir dişin temiz-
lenmesi için yapıhr. Televizyonlann
kanallan da artık özellikler taşıyarak
'biz spor kanalıyız, haber kanairyız'
gibi temalara yönelmektedir. Bele-
diyelerin yaptırdığı kanalizasyonlar-
daki kanallar da pislikleri taşır. Şim-
di televizyonlann artık bir adım da-
ha atarak 'biz şunun kanalıyız' diye-
cekleri bir duruma gidiyoruz. Bize de
yeni kanallargerektiği artık çok açık.
Neler mi?
Felaket kanalı...
C' ımdi siz, 'a, cdur mu caıum? In-
y sanlann zaten içi daralıyor, hiç
böyle feiaket kanalı mi olurmuş?' di-
yeceksiniz ve yanılacaksınız. Insan-
lar felaket haberlerine doymaz. Hay-
ret edeceksiniz, ama böyle birbirin-
den beter felaket haberlerinin insan-
lan rahatlattığı, onlara bakıp bakıp
"aman çok şükiir, ben de kendi halle-
rime üzülüvordum. meğerse neler
^rmış, bak bak ne felaketler oluyor,
bizinı hallerimize çok şükür' dedik-
leri saptanmış. Bu psikolojik bir ra-
hatlama olup, ancak felaket haberie-
riyle harekete geçen bir mekaniz-
mayla gerçekleşiyormuş. Harta in-
sanlann Brezılya dizilerine de bun-
dan dolayı düşkün olduklan anlaşıl-
mış. Ayağuıda pabucu, kıçında donu
ne kanalı?..
-
1
—"i
' r
%
olmayan fakir fukara, o dizüerdeki
zenginlerin acılanna bakıp 'aman
kız.iyi ki zengin değiliz,baksana şun-
lann hallerine,geneAnitaagbyor, Ro-
dotfoda geneo kanya koştu'deyip hal-
lerinden hoşnut oluyorlarmış. Onun
için 'Felaket kanalı'na para yatıran-
lar hiçbir zaman zarar etmezlermiş.
Bizimkilerin hallerine bakılırsa bu
teori doğru görünüyor.
Kanal İbo...
A rtık İbrahim Taüıses'in kendine
Ji. bir kanal açma zamanı geldı. Za-
ten hangi kanalda program yapsa bü-
tün sanatçılar koşup tbo"nun dizinin
dibine çökmüyor mu? Hiç değilse
îbo kendi kanalını açarsa haberlerin-
den programlanna, reklamlanndan
şarkılanna kadartüm zamanlan dol-
durur, hayranlan da iç çekip, 'acaba
İbo'nun programı ne zaman?' diye
beklemekten kurtulur. Kemal Sunal
da kendi kanalını açabilir. Sabahtan
akşama kadar filmlerini oynatsa bi-
zim millet bıktım demez. Böyle bü-
yük sanatçılann üstün yapıtlannın
gölgede kalmatnası gerekiyor. Tek
kişilik kanalın başansı, öteki sanat-
çılan da harekete geçirecek, çalış--
malanna hız kazandıracaktır. Merak
edihnesin, bizim millet tarihinhiçbir
memleketinde göriiknediği kadar ve-
falıdır; bıkmaz, usanmaz, yorulmaz,
yakınmaz, bırakmaz, seslenmez, kıp-
raşmaz efendi bir millettir. Sabahtan
akşama kadar izler de gık demez.
Yıllarca peşinden gider de yoruldum
demez. Böyle sabırlı, böyle kahırdüş-
künü bir millettir. Birkere 'o' dedi mi,
artık ölene kadar 'o' der. Bir kere ol-
sun 'bu' demez. Onun için de büyük
sanatçılar korkmadan kendi kanalla-
nnı açabilirler.
Mafya kanalı...
Geç kaldı geç kaldi, belki de çok
geç kaldı. Kimileri 'siznediyor-
sunuz kardeşim, kanallar zaten kiın-
lerin etinde?' diyecekse de biz öyle
düşünmüyoruz. Elbette televizyon
kanalı çok para istiyor, çok para da
bildiğin kişiierin elinde defil, ama
öyle kötü niyetli olmak gerekmez.
Memlekette işadamhğı çok önemli bir
rütbedir ki herkes büyük işadamı ola-
maz. Biz hiç öyle çevremizde birden
zengin olan kimseyi tanımıyoruz,
ama o bizim kusurumuz. Şimdi biri-
si birden çok paraya kavuşunca he-
men niyeti bozmak ayıp olmuyormu?
Adam ne yapmışsa yapmış, kazanmış.
Sen kazanamıyorsun diye hemen bok
atmak (pardon, dışkı diyecektik) ayıp
olmuyor mu? Adam bir şey yapıyor
ki bırdenbire çok para kazanıyor. Is-
terse kanal da açar, istçrse kanal da
kapar. Biz onu söylemiyoruz. Biz,
mafyamn doğrudan kanal açmasın-
dan söz ediyoruz. Ratingleri hiç düş-
mez, bu bir. Sonra, telefon konuşma-
lannı o kanal üzerinden yaparlar, ge-
rekli mesajları verirler, bu iki. Iste-
diklerini yerüstündeki kanala, isı
diklerini yeraltındaki kanala son
lar, bu da üç. Daha ne olsun. Açın
kanalı da BABA'lan daha iyi tani)
hm.
DlPNOTU:
Hande Ataizi de bir kanal açsa
olur. Ayda 40 milyar kazanıyonr
ki çok iyi. Anlaşılıyor ki onun kaı
h da iyi çalışır.