24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 0 EKİM 1998 CUMARTESi CUMHURİYET SAYFA HABERLER îşyerini terk etmeme eyleminin özelleştirmeye karşı verilecek mücadelenin başlangıcı olacağı savunuldu SEKA direnişine destek arüyorHaberMerkezi- Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun SEKA İzmit Müessesesi'nin kapatılması karanna karşı eylemler ilk günkü kararlılıkla sürüyor. 9 gündür iş- yerlerini terk etmeyen ışçıler direnişleri- nin özelleştirmeye karşı verilecek müca- delenin başlangıcı olacağını da savundu- lar. Zonguldak muhabirimiz Ali Ayarog- lu'nun bildırdigine göre, dün Çaycuma SEKA Tesisleri'ni ziyaret eden Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer ve Genel Maden tşçıleri Sendikası temsilcileri SE- KA işçilerinı desteklediklerini söyledi- ler. Denizer, işçilere hıtaben yaptığı ko- nuşmada vahşi kapitalizmin ulusal de- ğerlere saldınsının geri tepeceğini savun- du. Oynanmak ıstenen oyunlan bildikle- rini anlatan Denizer, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Bu oyunu Türk-tş'in öncülüğün- de bozacağız. Biriiğinizi, biitünlüğünüzü koruyunuz. Siz Türkiye'ye örnek oluyor- sunuz. SEKA'lar kamunun malıdır, çab- şanların mabdır." Bahkesir muhabirimiz Coşkun Ya- man'ın haberine göre, Selüloz-lş Sendi- kası Balıkesir Şube Başkanı Fehmi Ateş, ÖYK'nin îzmit SEKA'yı kapatma kara- nnı stratejik bir hata olarak değerlendir- di. "Meseia Afyon'u kapatsalardj, tepld- (er belki de bu kadar yoğun oimazdı" dı- yen Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu bizim için bir şans oMu. Tiim işçiler, me- murlar kenetiendi. Bu mücadele kararb- lığını özelkşfirrne olayında da gösterme- liyiz. SEKA'lara yapılan saldınyı püskürt- meliyiz. Şimdi destek rurlanna çıkacağjz, bir mitingle kararühğumzı göstereceğjz. SEKA bizim için olduğu kadar, yöre es- nafı ve halkı için de öoem taşıyor, bunu an- latacağız." Işyerinden aynlmama eylemlenni var- diyalı olarak sürdüren Balıkesir SEKA işçileri, kendilerine en büyük düş kınklı- ğını Başbakan Yardımcısı, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in yaşattığını kay- dettiler. "İşçtninçanşma bakanı" diye nı- teledikleri Ecevit'in, cumhuriyetin ilk fabrikalanndan biri olan SEKA Izmit'in kapatma karannın altına imza atmasına tepki gösteren işçiler, "Arük Ecevit'i ta- nıyamıyoruz. Bunlann hesabını seçimter- de soracağız" dedıler. Diğerlerine oranla daha fazla gelecek korkusu yaşayan genç işçilerden Zafer Ateş, sıkıntılannı şöyle dile getirdi: "Biz- ler SEKA Genel Müdürlüğü'nün M. AB Kâğıtçı Meslek Okulu'ndan mezun ol- duk. Balıkesir 'de böyle 40 işçi var, en yaş- hmız 34 yaşında. Okulun verdiği mezun sayısı ise bini buluyor. Ortaokulu bitirdi- ğimizde güvence vererek ise aklıiar, 3 yıl eğitim verdiler, mesieğe yönelttiler. Hatta 5yıl içinde SEKA'dan aynlırsak tazminat ödemeşaru getirdiler, imza atönülar. Şim- di ise bir miryar lira vererek kapınuı önü- ne koymaya çalışıyoriar. Hfikümet ve ÖYK, genç insankrm geleceği ik oynu- yor." Balıkesir SEKA işçileri. daha etkili ey- lemler yapılmasını da istediler. Adana büromuzun haberine göre, Silifke'deki SEKA Akdeniz Müessesesi işçileri bu- gün fabrika önünde toplanarak eş ve ço- cuklan, siyasi parti temsilcileri, demok- ratik kitle örgütleriyle birlikte eylem ya- pacaklar. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Körfez Yanmca ve Kandıra şu- be başkanlan da yaptıklan yazıh açıkla- mayla işçilere destek verdiler. SEKA Temas grubu destek anyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Selüloz-lş Sendi- kası ile İzmit milletvekille- rinin oluşturdugu "SEKA Temas Grubu", fabrika ka- patma karannın tamamen iptal edilmesi ve teknoloji- nin yenilenmesi için siyasi destek anyor. Temas gnıbunun görüş- tûğü FP Genel Başkanı Re- cai Kutan, Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) ka- rannın -ayaküsrü aündtğı- nı", devletin tüccar gibi davranamayacağını söyle- di. FP Genel Başkanı, dün genel merkezde FP Kocaeli Milletvekili Necati Çeük ile birlikte, Selüloz-lş Sendi- kası Genel Başkanı Davut Bozkan ve CHP Kocaeli Milletvekili Bekir Yurda- güTJe görüştü. Kutafl. özel-, luçlEMttAni' yana n*«raWc- - larını, ancak özelleştirme şart olursa bunun için tek- noloji yenilemesi ve uzun yıllar çahştınlması gibi ba- zı güvencelerin alınması gerektiğini vurguladı. Özelleştirme durumunda işçilerin iş güvenliğinin sağlartması gerektiğine dikkat çeken Kutan, ''Tür- kiye'nin üretime ihtiyacı var. Özelleştirmeden elde ettflderi getirleri nerede kul- landılar. yilzde 50'sini büt- çe açığuıda, yüzde 25'ini de danışma şirketlerine ve ilanlara ödediler. tstihdam azalmıştır" diye konuştu. Kutan, Türkiye'nin dış tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ve birliğe her za- mankinden daha çok ge- reksinim bulunduğunu be- lirterek siyasilere "Basiret- siz kararuuzdan vazgeçin. Türkiye'nin içinde bulun- duğu durumu gözden geçi- rin" diye seslendi. Ayşe Gürocak Tiınceli'ye kadm milli eğitim müdürü Yurt Haberleri Servisi- Kımu çalışanlan genellik- le terör olaylan ve sosyal yişamdaki sıkıntılan ge- recçe göstererek Doğu ve Gineydoğu'ya gitmekten loçınırken 30 yıllık bürok- ra Ayşe Gürocak, kendi is- teçiyle Tunceli Milli Eği- th Müdürlüğü görevine aındı. \nkara'da Milli Eğitim Bkanlığı'nın çeşitli kade- relennde görev yaptıktan sora geçen hafta Tunce- li/e giderek görevine baş- l?an Gürocak, Doğu ve Oneydoğu'da eğitimin şıkatle. sevgiyle, emekle vbüyük özveriyle yapıla- bmesi için bu göreve talip cluğunu söyledi. Güro- cc, Tuncelililerin Atatürk ielerinin gerçek koruyu- can olduğuna dikkat çe- kek sorunlan elbirliğiyle ceceklerini vurguladı. Birleşik Metal-Iş Başkanı Kinkır, işverenlerin tutumunu değerlendirdi 6 Işten atılmalar tesadüf olamaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşik Metal-Iş Sendikası Genel Başkanı Kamil Kinkır, başta TOFAŞ olmak üzere birçok işyerinde işçilerin işten çıkanlmasının tesadüf olamayacağını, ka- rarlann bir merkezden yöne- tildiğini öne sürdü. Kinkır, TOFAŞ yönetiminin işçiyi çağınp "Türk Metal'e üye olursan 13. madde ile, olmaz- san 17. madde ile işine son ve- receğiz" dediğinı söyledi. Kinkır, bunlara sessiz kalma- yacaklannı, durumu ulusla- rarası işçi ve işveren örgütle- rine de bildirdiklerini söyle- di. Birleşik Metal-lş Genel Başkanı, son günlerde artan işçilerin işten çıkanlması olayım değerlendirdi. Kinkır, işçilerin sendikal seçenekleri nedeniyle kendi- lerine geldiğini, ancak Koç Grubu başta olmak üzere iş- verenlerin işçiyi işten çıkar- ma yöntemi uygulamasının tesadüf olamayacağını söy- ledi. Türk Metal'in örgütlen- mek için kadrosu olmadığını belirten Kinkır, "Işletme yö- netkikri sendikacı gibiçahşı- ywriar" dedi. Renault fabrikası müdürü- nü örnek gösteren Kinkır, "Başlangıçta sendikal tercib- lere kanşmayacaklannı söy- ledL Aynı insan daha sonra ya ben ya sendika demiş" diye konuştu. Kinkır, özel baskı kuranlara dava açacaklanm söyledi. Kinkır, işçilerin kötü bir uygulamayla karşı karşıya olduklannı vurgulayarak şunlan söyledi: "TOFAŞ i$çiyi çağınp Türk Metal'e üye olursa ki- dem ve ihbar tazminatı veril- mesi hükmünü getiren 13. madde ile,olmazsa tazminat- sız işe son verme hükmünü getiren 17. madde Ue işine son verileceğini söylüyormuş." Kinkır, durumu Fransa ve uluslararası işçi ve işveren örgütlerine de bildirdiklerini kaydetti. Kinkır, işçi ile işverenin iç içe girmesinin toplusözleşme sürecinde sorun yaratacağını belırterek "Bedelini ödemek zorunda kalacaklar. O açıdan işçiler kararlı olsalar başan Ueçıkar1ar"dedi. Sessiz kalamayacaklannı söyleyen Birleşik Metal- İş Başkanı, gelecek günlerde Bursa'dan Ankara'ya yürü- yebileceklerini, miting yapa- bileceklerini bildirdi. k p s İ f T i İ t l P tPHİCİ A dajwBü yük^hirBeJediyesi'mn.Galkriabitisi0nd€ki15OOp<)rtakalağacımrek- s " reasyon alam içerisinde oİdugu gerekçesiyle kesmesi tepkikre yol açü- Çevre Tü- keticiyi Koruma Derneği Adana Şube Başkanı Doç. Dr. Figen Doran, "Kmnıın derhal durdurulmasınu kesilen agaçlann yerine yenilerinin dikilmesini istiyoruz" dedi. İhale yoluyla portakal ağaçİaruu işleten Ramazan Kızıl da Büyükşehir Be- lediyesi hakkında pazartesi gûnü suç duyunısunda bulunacağını söyledi. (Fotograf: SABtT ÖZKESER) Harb-is Sendikası 'Ulkesosyal krizedoğru sürü/deniyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Harb-tş Sendikası. öncekı günkü Başkanlar Kurulu'nda son siyasi ve ekonomik geliş- melen masaya yatırdı. Harb-lş'in bildirisin- de, tüm dünyayı sarsacak boyutlara doğru ilerleyen küresel bunalımın etkisine giren Türkiye'nin. yalnızca ekonomik değil, sos- yal sorunlann içine sürüklendiği kaydedildi. Harb-lş Başkanlar Kurulu'nun ardından yayımlanan bildiride, vergi yasasındaki son değışiklıklerin önemli birçok maddesinin fı- nans ve rant çevrelerinin baskısıyla gerçek- leştiği belirtildi. SSK'nin kimi hastaneleri- nin özel sektöre kiralanarak sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine yeni boyutlar kazandınlmak istendiği kayde- dilen açıklamada. "Ekonomik politikalar, EVfF ik imzalanan Yakın tzkme Anlaşması uyannca biçimiendirihneye çalısıhrken özel- leştirmeler hak ve hukuk tanımaz bicimde gercekleştirfliyor" denildi. Birçok kamu kuruluşunun özelleştirme programına alınarak yabancı çokuluslu te- kellerle ortakbklar oluşturulduğu ve holding- lere yok fıyatına bağışlanırcasına sanlmak is- tendiği vurgulandı. Petrol Ofısi, SEKA, TE- KELde özelleştirmelerde son aşamaya geün- dığı anımsatılarak "Özefleştirme Yüksek Ku- rulu'nun başında bulunanlar, onbinlerce iş- çiyi işsiz bırakacak, ülketniz ekenomisini ya- bancı tekeüere teslim edecek kararian bö- yük bir cüretkârtikla alabiüyor" denildi. Özelleştirmelerin ülke bağımsızbğını or- tadan kaldırmaya yönelik tehlikeli bir ope- rasyon olduğuna dikkat çekilerek tüm sen- dikalar. 15 Ekim'de Türk-lş üyesi sendika- lann Ankara'da düzenleyeceği geniş katılım- lı toplantıda özelleştirmelere karşı ulusal ey- lem politikasını netleştirmeye çağnldı. Harb-tş'in SEKA tzmit fabrikasında sür- dürülen direnişe de destek verdiği açıklanır- ken, tüm özelleştirme girişimlerinin hemen durdurulması istendi. En 'baba' kampanya Bellona'da!• Peşin fiyatına 1 + 4 • 11 ay taksit • Eve teslim • Zengin koleksiyon Şimdi, birbirinden seçkin Bellonalar, benzersiz kampanya avantajlarıyla. Sakın kaçırmayın! a !S Û5IW4 V * n j 10 I U.Na.l4 3M70Uran 0 Ucretsız Tûketia Hatt V0800 361 8986 M> ıl|<iı IHta . * t k a a n o l * WTU51SOİ1 www bellona com.fr BELLONA ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ ODPye Yaklaşımım ÖDP'li bazı arkadaşlanm, benim ÖDP ile bir "so- runum " olduğunu düşünüyorlar. Hiçbir sorunum yok. Bugün siz değerli okurlanma 22 Ocak 1996'da kurulan ÖDP'nin, kuruluşundan üç gün sonra yaz- dığım "özgürlûk ve Dayanışma ve Mumcu" yazımı, tek sözcüğünü değiştirmeden yeniden yayımlıyo- rum. Ufuk'la ilgili değeıiendirmelerimde galiba biraz yanılmışım ama, diğertüm endişe ve beklentilerim, bugün de geçerli. Eğer aradan neredeyse üç yıl geç- tikten sonra, o günkü sorular hâlâ yanıtlannı bula- mamışsa; bu, benim değil, ÖDP'li arkadaşların bir "sorunu" olduğunu gösterir. Özgürlük ve Dayanışma ve Mumcu... Türkiye solundaki belli parti ve siyasetlerin gör- kemli bir biçimde bir araya gelmesiyle oluşan öz- gürlük ve Dayanışma Partisi'nin kuruluşunun, Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin üçüncü yıldönümüne denk gelmesi, sanıyorum güzel ve anlamlı bir rast- lantı oldu. Tüm yaşamı boyunca "bayrağı" elden yere düşür- meyen ve öldürülmesiyle Türkiye'de, üzerine sanki ölü toprağı serpilmiş gibi rehavet içinde bulunan Ke- malist ve laik güçlere ivme kazandıran Uğur Mum- cu'nun ruhu, eminim çok rahatlamıştır. özgürlük ve Dayanışma Partisi, solun bir kesimi açısından özlenen bir oluşumdur. Ancak bu oluşu- mun başan şansının ne olduğunu bugünden kestir- mek mümkün değildir. Bugün bize düşen görev, bu partiye başanlar dilemek ve (kafamızın ardındaki ki« mi soru işaretlerini korumak koşuluyla) elimizdeH geldiğince desteklemektir. Partinin kuruculanna bir baktım. Bir kısmı, bu üj- kedeki sosyalist hareketin onuru olmuş ve isimlçri ve kişiliklerinin çevresinde en ufak bir leke bulunmŞ- yan insanlar. Binbir sıkıntı, binbir acı ve zorluk için- de çelikleşerek gelmişler. En umutsuz görünen za- manlarda bile yüreklerindeki umut ateşini söndür' memiş ve arkadan gelenlere aktarmanın bir yolurju bulmuşlar. Bu toprakJann yetiştirdiği yiğitler kuşağ>, nın en yiğitleri... ,-,, Çelik ökçelerin ezemediği, Bizans oyunlannın kifr. letemediği insanlar bunlar. Sömürücüye karşı, bili- min ışığındaki savaşımlannı sürdürürlerken, emegtn kavgasını yaparken çağdaş ve laik cumhuriyetinyi- zin de koruyucusu olmuşlar ve kimilerinin bağdaş- maz gibi gördükleri bu savaşımlan, hem kuramda ve hem de pratikte bağdaştırmışlardı. Binbir acı v$ sıkıntıyla geçen son on beş seneden sonra, bu nok- taya dönülebilmiş olmanın heyecanı ve sevincini y^- şıyorlardı. Gazete ve televizyonlarda gördüğüm k|f danyla kiminin gözlerinde sevinç gözyaşlan vardf,- Fakat bu insaniann yanı sıra kurucular arasında, bence olmaması gereken tipler de vardı. Bir yanda çelik gibi dirençli insanlar, bir yanda üzerine şekeri serpilmemiş sumuhallebisi gibi tipler... Bir yanda, kör zindanlarda bile yaşamı günü gü- nüne izlemesini bilen denenmiş ve sınanmış kadro- lar, bir yanda yaşamı "uçuk'' bir çerçeve içinde sk- gılayan ve btreycihğtn mücadelesini "sol" bir siya- set olarak değerlendiren tipler... Bir kısmı "kavganın" yeri olarak bu ülkenin top- raklarını seçen ve bunun çok ağır bedelıni ödeyerek bugünlere gelen partililer ve partizanlar, bir yanda yurtdışında siyasi mülteci olmanın rantıyla yıllarca sözde bir mücadele yürüten ve en sonunda "kovul- duklan için" ülkeye dönen tipler... Bir yanda ağarmış saçlan ve yorgun yürekleriyle "68 kuşağı", bir yanda belki de bedellerin en ağın- nt odeyen ve en çokfire veren "7980 kuşağı" ve bir yanda da umudumuz, canımız, ciğerimiz yavrulan- mız, yarınlanmızı emanet ettiğimiz, günümüzün gençleri... Işte Özgürlük ve Dayanışma Partisi, tüm bu grup- lan, uzlaşması çok zor olabilecek gruplan uzlaştır- maya ve birleştirmeye çalışacak. Bu, ÖDP'nin hem "variık koşulu" ve hem de "temel misyonu". Ama bunu nasıl başaracaklar, doğrusu bilemiyorum. ÖDP'yi bu bünye karmaşasının yanı sıra dağ gibi sorunlar bekliyor. Özellikle "Güneydoğu sorunu" ve "laiklik sorunu" ÖDP'yi çok zorlayacak. Önerecek- leri "ekonomik model" de çok tartışılacak. Piyasa ekonomisinin sınırlan ve bu konudaki tercihler, çok tartışmalara yol açacak. Yani işler kolay değil. Kuruluş aşamasında kendilerini "aşkm ve devri- min partisi" olarak ilan etmelerinin ciddi bir hata ol- duğunu düşünüyorum. Böyle bir söylem, korkanm gençlerin bir bölümünün dışında "ciddiyetsiz" ola- rak değeriendirilecektir. Inanılmazderecedezorya- şam koşullanylacebelleşen "emekçi kitlelerin" (ma- alesef) aşkı düşünmeye pek hallerinin olduğunu san- mıyorum. Gene kuruluş aşamasında yapılan doğru bir "ter- cih"\ de büyük memnuniyetle karşıladım. O da U- fuk Uras'ın parti başkanlığına hem de kurucuların oybirliğiyle seçilmesi... Bunca ünlü ve belki de bir bölümü "hevesli" isim varken genç bir oğretim üyesinin bu partinin başı- na gelmesi kimileri için şaşırtıcı oldu. Binbir senar- yo üretiliyor. Kimileri, "Ne senden, ne benden" di- ye Uras'ın seçildiğini düşünüyorlar. Haklı olabilirler. Ama kimileri de farklı siyasetlerdeki insaniann, Ufuk Uras'ı, "kullanabileceklerini" düşündüklen için seç- tiklerini ileri sürüyorlar. Kimileri, gerçekten böyle düşünmüş ve düşünü- yor olabilir, ama çok yanılırlar. Ufuk Uras'ı önce öğ- rencim, sonra aynı çatı altında meslektaşım olarak neredeyse yirmi yıldır tanınm. Zaman zaman faali- yete geçen bir volkan gibidir. Kuramsal sağlamlığı- nın yanı sıra sırasında müthiş bir hatip, sırasında müthiş bir ajitatördür. Sıradan olaylardaki yumuşak- lığına ve sevecenliğine aldanarak birtakım "ters he- saplar" yapanlar varsa sanıyorum ayaklannı denk al- salar iyi olur. Eğer Özgürlük ve Dayanışma Partisi, gençlerde uyandırdığı heyecan ve umudu emekçi kesimlere de taşıyabilirse, Türkiye'de biraz daha rahat nefes ala- bileceğiz demektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle