18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 10EKİM1998CUMARTE OLAYLAR VE GORUŞLER Post-Modernizm, Siyasal İslam ve Türkiye Gerçeği Yrd. Doç. Dr. OKTAY GÖKDE3VÜR MersihÜniversitesi Fen-Ed. Fak. Tarih Bölümii Öğretim Üyesi m ^ 980'li yıllar ve sonrası Aydın- limselcemaatlerinnasılbiregemenliktut- I lanma düşüncesınin ve Moder- I nizm'in yarattığı tüm değer yar- I gılannın yadsmarak 'büyük an- -JL labiar' olarak değerlendirildiği post-modem düşünüşün tüm dünyada ege- menJik kurmaya çalıştığı bir dönem oldu. Bu süreçte bilimsel düsünce, eleştirel akıl. ilerlemecilik ve insan aklının kamusa] ve siyasal yaşamda özgürce kullanılması gi- bi aydınJanma çağının kurucu ilkeleri post- modern düsünüriertarafindan kıyasıya bir eleştiriye tutuldu. Işte tam da bu dönem- de geieneğin ve mitlerin yeniden inşasına yönelik ve kaynağını daha çok tek tannlı dinlerin söylemlerinden alan ve tüm insan- lığa yönelik projeler üreten totaliter (bü- tüncül) söylemler kamusal yaşamın daha çok geleneksel ilişkilerüzerinden belirlen- diği toplumlarda yankj buldu. Bu çerçe- vede Doğu toplumlannda ve özellikle Tür- kiye genelinde Islamcılık; kendılerini bi- linçli olarak Müslüman sayan kişilerin îs- lamı referans alarak gelenek ve öz benlik inşa etmeleri ve bu inşaya yönelik olarak siyaset yürütmeleri olarak anlamlandınla- bilir. Hemen belırtmek gerekir ki Avrupa düşüncesı içinde bilimin ve bilimsel dü- şüncenin emperyalıst yönelimlerini ve bi- kusu içinde olduklannı vurgulayarak bi- limin evrensellik, nesnellik ve yansızlıkgi- bi savlannı eleştirerek okJannı aydmlan- manın kurucu ilkesi olan 'aJaTa yönelten post-modem düşünürlerle; kendilerini en- telektüel olarak tanımlayan(!) siyasal ts- lamcı hareketin anılan süreçte girdiği dir- sek teması gerçekten ilginçti. Yıllardan beri, söylemini bir'öteki' olarak 'Ban dü>- manhğı' eksenine oturtan ve bırakın ken- disine eleştiri yöneltmeyi toplumsal yaşam içinde hiçbir farklıuğadayanamayan bir ha- reket; birdenbire Batı düsünce sisteminin içinden çıkmış, söylemini yine aydınJan- manın kurguladığı eleştirel düşünceden alarak içinden çıktığı aydınlanma ve mo- derniteyi acımasızea eleştiren bir düşün- ce sistemı ilebürünleşiverdi. Kanımızca bu bütünleşme siyasal Islamın belli amaçla- n gerçekleştinlinceye kadar sürdürülecek gibi görünüyor. Bir oJgu olarak bu bağiamda tslamcı harekettakryye vapıpso\1emini \eniden kur- maya çalışsa da gerçekleri yaldızla sıva- makpek mümkün görünmüyor. Lyotard'm, Fayerebend'iıUameson'uneserleriniTük- çeye çevirmekte birbirieriyfe janşan !s- Jamcı ysyınevlerinin post-modern düşü- nüriere oian bu ilgisi acaba ne kadar de- vam edecek? Post-modernistlerin akla ve bilimsel düsünceye yönelttikleri eleştiri- leri baz alıp aydınlanma düşüncesınin or- tadan kaldırdığı inanç'ı yeniden siyasal ve kamusal alanda kurucu ilke yapmak iste- yen Islamcılar acaba nereye ulaşmak isti- yorlar? Şeriata giden her yol mübahtır mantığı içerisinde mi bulunuyorlar, yok- sa Post-modernizmin içinde -tıpkı siyasal fslam gibi - evrensellik savı taşıyan bütün 'büyükanian'lan yadsıyarak vurgusunuda- ha çok farklılıklara, çoğulculuğa, çok kül- türlülüge yaptığını görmek istemiyorlar mı? Bütün bunlann aksine gerçekte Is- lamcılık; toplumu ve toplumsal ilişkileri tek birdünya göriişü çerçevesinde düzen- lemeyeçalışan, yaşamın tümünü açıklama- ya yönelik monist bir ideolojidir ve tüm totaliteler gibi farklıiıklan ve benzemez- likleri dışlayarak insanlan ve toplumu bir örnekleştirmeye çalısır. Oluşturduğu "btz" söylemi ilekendi "öteki''lerini yaratmak- ta gecikmeyen bu olgunun "öteld" kavra- mı ise kendısınden referans almayan her- kestir. Tarihsel süreç içersinde Islamcı si- yasal düşüncenin öteki kavTamını oluştu- ran olgular Batıcılık, Yahudi düşmanlığı ve laiklik eksenine orurur. Türkiye gene- linde ise bu. 1923 Avdınlanraa Devrimi ve Kemalistdüşüncesistemidir. Bütün totali- ter ideolojiler gibi topiumlann siyasal ve ekonomik açıdan yoğun bir bunalım ya- sadıgı dönemlerde kitleselleşen Islamcı- hğın Türkiye yakın tarihinin son iki yüz yıllık döneminde izlediği serüven ise mo- dem ilegelenek arasındaki çarışmarun içe- riğinde yatmaktadır. Türkiye; Tanzimat'tan bu yanayüzünü Batı'ya dönmüştürve Ke- malist devrimler bu yönelişin en üst uy- garlaşma noktasını oluşturmuştur. Aydın- lanma düşüncesi ile hıtarlı birmodemleş- meci perspektif izleyen ve referansını da- ha çok modernitenin kurguladığı akılcılık, bifimsellik, laiklik, ilerlemecilik gibi ev- rensel ilkelerden alan Kemalistdüşünce sis- teminin aksine Islamcılık birgeri dönüs mi- tosu kurgulamaya çalışır. Bu söyleme gö- re lslami yaşam biçiminden uzaklaşmak- la işler kötü gitmiştir. O halde yapılacak tek is; kanun-ukadime(Şeriat) veniden dön- mek ve îslamı eğitimde, kültürde, siya- sette, ekonomide ve sosyal ilişkilerde ye- niden yaşam biçimi haline getirmektir. Bu amaca ulaşmak için ise her türlü araç iç- selleştirilebilir. Atatürk döneminde radikal laiklik uy- gulamalarmın etkisiyle yeralüna çekilen, siyasal ve kamusal yasamdaki belirleyici- liğinden uzaklaşan fslamcılık; demokratik parlamenter yaşama geçişle birlikte yeni- den yeşermiş, başlangıçta sağ siyasal par- tilere eklemlenerek varlığmı sürdürmesi- ne rağmen 1970'li yıllann başlarından iti- baren Milli Nizam Parrisi, Milli Selarnet Partisi, ve son olarak AnayasaMahkeme- si karan ile kapatılan Refah Partisi örnek- lerinde olduğu gibi kendi siyasal örgütle- rini oluşturarak iktidarmücadelesi verme- ye başlamıştır. 12 Eylül 198O'de gerçek- İeştirilen askeri darbe ile birlikte din; dar- beöncesi Türkiye'de yasanantoplumsal ha- reketliiiğin önüne bir dalgakıran olarak konulmak istenmiş ve bu dönemde tslami cematler ve tarikatlar sıyasal yaşamda et- kinliklerini daha da arttırmışlardır. 12 Ey- lül döneminde devlet kontrolünde ve ku- rulu düzenle çatışmayacak, kontrol edile- bilirbirIslamcı hareketkurgulanmasına rağ- men bu hareket kısa zamanda ekonomisi, medyası ve eğitim kurumlanyla bu ek- lemlenme sürecinden bağımsızlaşmış ve kendisinin palazlanmasına yardımcı olan rejimin de en önemli tehlike unsurlanndan birisi haline gelmiştir. SonuçolarakTüHye bu bağiamda28Şu- bat 1997 tarihinde Uan edikn MilB Cüven- lik Kurulu kararlamla yeni bir dönemi yaşamaya başlamıstır. Bu yeni dönemde Türk sivasetinin merkezinde yer alan un- surlar f ürkiye'nin çetrefılleşmiş sorunla- nna sağhklı çözümlerüretemezler ise, Tür- kiye çok yakın bir gelecekte mafvalaşmış siyasetJe,dinseUeşmis siyasetin üretecekie- ri bir koalisyonun iktidaVua yeniden mah- kûm olabilir. Trakya'da Tanm ve Sanayi ERDOĞAN KANTÜRER * • lkemiz tanmsal üretimınde Trakya'nın ~W" ~Y önemli bir payı var. Ve hemen söylemek I I zorundayız; Trakya' nın bu önemli tanm- M I sal gücü, sanayinin verimli topraklara pa- ^ • ^ nayır düzeninde -plansfz- yığılması ve yarattığı kirlilikJe ölümcül bir yara almış durumda. Yeterli önlemleralınmadığı için bu ölümcül yara ka- namaya devam ediyor. Bu yadsınamaz saldın yüzün- den Trakya'da, özellikle Ergene Ovası'nda tanmsal üretimde önemli kayıplara tanık olunmaktadır. Tanm ile uğrasanlann. gerekli önlemlerin alınması için et- Taşımalı Eğitim! kin eylemleri ortaya koyması ve bu eylemlerinde ıs- rarcı olması gerekmektedir. Hazırlanacak bilimsel Trakya çevre planuıa uygun yerlerde, denetlenebilen organize sanayi bölgeleri ivedi ve kalıcı çözüm ola- rak önerilebilir. Olkemiz tanmsal uygulamalanna göre hayli ileri ve bilinçli tanmsal çalışmalar gerçek- leştirilmektedir Trakya Bölgesi'nde. Ancak Trak- ya'daki bu tanmsal gelişmişligin çağdaş tanm uygu- lamalanna hayli mesafeli olduğu da bir gerçektir. Trakya'da birinci smıftanm alanlan sanayıciler ve 'kara paracı'lar tarafindan acımasızcayağmalanmak- H. HIFZIAKSOY g O n yıla yakın birsüredir ülkemizde taşıma- lı eğitim diye bir uygulama sürdürülmek- te; gerekçe olarak da bazi köylerimizde- ki öğrenci azlığı ileriye sürülüyor ve eği- timde verimliliğin amaçlandığı belirtili- yor. Bizegöre bu, avutmacadan başka birşeydeğildir. Ya- pılmakta olan eğitimde verimliliğin arttınlması değil, bazı uygulamalann perdelenerek gündeme getinlme- sidir. tyi niyetle yapıldığı bile düşünülse, götürüsünün gejinsinden çok olduğu gün gibi ortadadjr. Köylerimizde devlet biitçesindes maai> aJarak gö- rev yapan ıki çalışan var: öğretmen ve imam. Bunlar- dan birisi bilimselliğin, öbürü dinin görevlileridir. Üs- teljk din temsilcisinin görevi yalnızca toplumun önü- ne geçip namaz kıldırmak iken, öğreticiliğe de soyu- narak yanlış bilgilendirmelerle halkı ortaçağ karanlı- ğına çekmesinin yanmda, siyasal partilerle de işbirli- ği yapıp dini siyasallaştırması görmemezlikten geli- nebilir mi? Bu konumda devlet para verdiği kişilere kendi temellerini oydurmuş olmuyor mu? öğretme- nin önündeki öğrenci azlığı ileriye sürülerek başlatı- lan uygulamaya karşın da söylenecek sözler vardır. Bunu gerekçe olarak ileriye süren politıkacı bilmiyor- mu ki, bırçok imanun arkasında öğretmenin önünde- ki çocuk sayısı kadar bile insan yoktur. Birçok.imam, ta. Trakya'da tanmın en önemli sorunu budur. Bu, ül- kemiz tanmının da önde gelen sorunudur elbet. Na- sıl ehliyeti olmayana otomobil teslim edilmiyorsa, ta- runla ilgisi, bilgisi ve birikimi olmayanlara da topra- ğımızın teslim edilmemesi gerekir. Bu konuda ivedi yasal düzenJemelere başlanmalıdır; hemen. Yoksa çok geç kahnacak. Tanmsal uygulamalarda toprak- lann çok küçük parçalar halinde olması da önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Tanmsal ürerim yapan işletmelerin kalıt (miras) yoluyla bölünmesinin en- gellenmesi ve tanmsal işletmelerin büyütülmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Bu konuda doğal ve akılcı gelişim, büyüyen tanm alanlannın ya cemaati olmadığı için gidip kendisi bile başka yerter- de cumanamazı kılmaktadır. Konum bu iken niçin öğ- retmen köyden uzaklastınlır da imam yerinde bırakı- lır? Üstelik de imamlığın, "fahri" birgörevolduğu bi- linirken... Bu, aymazhk değil de nedir?! Köy Enstitü- leri kapatılarak başlahlan geriye dönüş süreci, imam okullan çoğaltılarak hızlandınlmış değil midir? Tüm bunlann bilinçsiz yapıldığı söylenebilirmi... Bugünsa- yılan 700'e yaklaşan imam okullanna karşın, öğret- men yetiştiren okulfann hemen tümünün ortadan kal- dınlması, okullann her türlü mesleksel ve eğitsel (pe- dagojik) yeterlilikten yoksun kişilerce doldurulması na- sıl açıklanabilir... Eğer ımam-hatıp okulu mezunlan- nı öğretmen yapacak idiysek, öğretmen okullannı ni- çin kapatnk? Köy Enstitülerimn amaçlarmdan biri de özel kişilerde toplanması ya datanm makineleri park- lannı oluşturan, oluşturacak olan tanmsal koopera- tiflerde toplanması seklinde gerçekleşecektir. Tanmın makinelerle yapılması, arta kalan işgücünün sanayi alanına kayması, bu gelişimi zaten hızlandıracaktır. Bazı birim Köy Kooplanmızda kunılu "tanm maki- ne parklanna" önümüzdeki zamanlarda önemli gö- rcvler düşecektir. Gelişmiş bir ülke gösteremezsiniz ki tanmını geliştirmeden sanayilesebilsin. Bu ülke- lerdeönce tanm sonra sanayi gelişebilmiştir. Tanmın gelişmesi ise kooperatif organizasyon -düzenleme- lerle gerçekleşebilmiştir. Ülkemiz için de bu akılcı ve başanlı yolun izlenmesinj öneririz. kalkınmayı köyden başlatmaktı. Halkın kalkınıp uyan- masından korkan Osmanlı artığı Amerikan mandacı- lan, bu uyanışı engellemek için ellerinden geleni yap- tılarve sonunda getire getire ülkemizi Atatürk düşman- lığına, din bezirgânlığına getirdiler. Hâlâda aymazlık- lannı sürdürmede, Amerika'nın bölgede oluşturmaya calışbğı ılımlı Islamageçerlilik kazandırmak için Türk- ıslam sentezi oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bugün birtakım "uyanlaria" uygulamaya koymakzorunda kal- dıklan sekiz yıllık kesintisiz eğitimde de içtenlikli ol- duklan elbette söylenemez. Bize göre yapılan uygu- lama Refah'çılann savunduğu 5^ 3'tür. Her türlü de- netimden uzakKuran kurslan sürmekte,köylerimiz ka- ranlığa ia'lmiş bulunmaktadır. Yapılacak iş, öğretme- nin yeni baştan köye döndürülmesidir. PENCERE Aziz Nesin Yükardan Bakıp Gülüyor... Aziz Nesin, "Halkımızın yüzde 6O'ı aptaldır deyince k/yamet kopmuştu. Nasınmıza basılmıştı. Türk halkı aptal olur muydu hıç!.. Bızden dahi zekisi akılhsı var mıydı?.. Kimileri de tartışmayi başladılar: Elb^t her ülkede aptallar bulunur ama bizim halkın yüzde kaçı aptaldı? Kimisi yüzde 50 diyordu.. Kimisi yüzde 80.. Kendisini halkın üstünde görenler bu tartışma- yi rahatça yapabilirier. Peki, onlaraMlımı?.. • Bizim hükümet celaJlenip Suriye'ye postayı ko- yunca çoğu kişi karşı çıktı: - Neden şimdi?.. 14 yıldan beri Suriye'nın Apo'yu beslediği belli değil miydi?.. Tartışma büyüdü, medyanın köşelerindeyonjm- lar başladı. Bakanlar işe kanştılar, herkes kendi- ne göre bir yorum yapıyor, tartıştıkça soruya ya- nıt bulunamıyordu: - Neden şimdi?-- Peki, akıllı insanlann yapacakları bir tartışmaya benziyor mu bu?- 1998'den14'üçfkaralım.. Yıl 1984.. Suriye'den Apo'yu isteyebilir miydik?.. Ortada fol ya da yumurta var mıydı?.. 80'li yıllann ikinci yansında Türkiye'de Başba- kan Turgut Özal değil miydi?.. Turgut özal, Apo'yu niye dert edinsin?.. Hazretin gözii federasyondaydı. 9O'lı yıllar... Turgut Özal, Körfez fatihi!.. 1 koyup 3 alacak!.. Apo mapo bizimkini ırgalamıyor. Körfez savaşında evdeki hesap çarşıya uyma- yınca kargaşa Kuzey Irak'tan Güneydoğu Ana- dolu'ya atlıyor; ortalık yangın yerinedönüyor; her- kesin yüreği ağzına geliyor; Türkiye ha parçalan- dı, ha parçalanacak... Sonunda asker Güneydoğu'da aynlıkçılığın umu- dunu bitirip kanlı soluğunu kesiyor. 14 yıltn Öyküsü bu... • Ama akılh fikirti sanılan insanlar bileAnkara'yı sor- guya çekiyoıiar: - Neden şimdi?.- Peki, ne zaman yapılmalrydı bu iş?.. 1999'da mı?.. 2000'de mi?.. 2010'da mı?.. Bir AJIahın kulu çıkıp da "geciktik" demedi, ama, çogu kişi şaşkınlıkla soruyor: -14 yıldan beri Apo'nun, Sunye'de olduğu bi- liniyordu, dunıp dururken bu iş nereden çıktı?.. Aziz Nesin bir beyaz bulutun üstünden aşağrya dogru bakıyor ve gülüyor... Neden gülüyor?.. Kart var... Kart var... 9âe-O24316-4S1 Kazandırır... Şansınız varsa... Herkesin kartı var, bazılarının American Express Kart'ı var! Dünyanın saygın kredi kartı American Express Kart, üstün avantajları, farklı hizmetleriyle, size sıradan bir kredi kartından fazlasını sunar. American Express Kart Türkiye'de sadece Akbank'ta. Kazandırır... Kesinlikle! ^ AKBANK- AMERİCAN EXPRESS MÜŞTERİ HİZMETLERİ MERKE2İ 365 GÜN, 24 SAAT HİZMETİNİ2DE TEL: (212) 283 22 00 (4hat) American Express Kart sahipleri her kart kullanımlannda kazanırlar. Kesinlikle! Çünkü American Express Kart ile yaptığınız her alışveriş size puan kazandırır. Bu puanlar size, televizyondan bilgisayara, en seçkin otellerde konaklamalardan uçak biletlerine, küçük ev aletlerinden oyuncaklara kadar 50'den fazla hediye çeşidi sunar. Ayrıca, American Express Kart sahipleri, yaptıkları ödemelerde, sürpriz indlrlmterte de karşılaşırlar. Bunlarla birlikte, Alışveriş Sigortası, Kayıp-Çalmtı Sigortası ve Seyahat Kaza Sigortası güvencelerinden hiçbir ek ücret ödemeden yararlanırlar. Üstelik tüm bu avantajlardan Türkiye dahil, 2Oo'den fazla ülkede, otelden restorana, benzin istasyonundan tatil köyüne, mağazadan süpermarkete kadar miiyonlarca seçkin alışveriş ve eğlence merkezinde yararlanabilirler. Gelin bir Akbank şubesine, American Express Kart'ınızı kolayca alın, yaşammızı kolayiaşt,nn. AKBAIMK G ü v e n i n i z i n E s e r i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle