25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Akademide yapılan bir incelemede öğrencilerin basın mensuplarma bakış açısı araştırıldı Polise göre gazeteci terörist EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Polis Akademısi öğrencilerınin. genellıkle gazete- cilere "terörist" gözüyle baktık- lan. toplumsal olayİarda basm men- suplarının dövülmesınden sevinç duyduklan belırlendi. Polis Akademisi Öğretim Gö- revlîsi. avukat Önder Aytaç. Po- lis Akademısi"nde okutulan "Po- lis ve Halkla İlişkiler" dersini eleştirel biryaklaşımla irdelerken. akademide okuy an öğrencilerinin medyav a karşı duygu \ e düşünce- lerini saptadı. Aytaç. yaptığı ınceleme sonucu hazırladığı raporda. "Bence halk ile hak arasında hassas \e nazik bir denge vardır. Polis bu denge- yi gözardı etmeden \azifesini yapmalıdır" dedı. Bu dengele- mede. terazının bir kefesınde de\ - letin komnması \e halkın güven- liğinin sağlanılması göre\i. diger kefesinde ise halka verilmesi ge- • Polis Akademisi Öğretim Görevlisi, avukat Önder Aytaç, Polis Akademisi'nde okutulan "Polis ve Halkla İlişkiler" dersini eleştirel bir yaklaşımla irdelerken, akademide okuyan öğrencilerınin medyaya karşı duygu ve düşüncelerini saptadı. Aytaç, yaptığı inceleme sonucu hazırladığı raporda. "Bence halk ile hak arasında hassas ve nazik bir denge vardır. Polis bu dengeyi göz ardı etmeden vazifesini yapmalıdır" dedi. nrse. "Polis çokpasif da\randı" şeklınde haberler yapılmaktadır. Ancak asker. halka karşı kaba ku\ - vet kullanırsa genellikle olumsuz olarak hıçbır şev yazılmamakta Asker kaba ku\ v ete başv urmadan toplumsal olav son bulursa da "As- ker sağduyulu davrandı" denil- mektedir. • Polis ve medya zorla mutsuz bir evliliğe itilmiş kimseler gibi- dir. reken hizmet anlayışı bulunduğu- nu belırten Aytaç. "Medyanın da yardımıyla, polislerce yapılan bir tek kötii eylemin bile, bütün polis topluluğuna fatura edilme- mesi gerekir" görüşünü kaydet- ti. "Polisin idarecisi" durumun- da bulunan Polis Akademisi öğ- rencıleri ile görüşmeler yaparak medyay a v e med> a mensuplanna karşı duygulannı öğrenen Aytaç, raporunda şunlan kaydettı: • Medya kelimesını duyduğum zaman, benim aklıma PKK veya DHKP-C ısimlenni duyduğum- dakıgıbıbirduygugelıyor. Birın- san medyadan bu kadar nefret edemez. • Falan gazete polis hakkında attı tuttu: filan tele\ izyon. polisı bu- gün yerin dıbıne batırdı denıldiği zaman kinleniyorum. • Bazen "Polis gazeteci d<h dii" dediklen zaman dünyalar benim oluvor Medya hangi hakla. hangı gerek- çe ile her şeye burnunu sokuyor? Polisin derdi olur mu. başı ağnrmı. anası babası ölur mü? Bunlan hiç düşünmüvorlar. • Medya. polisı halka karşı zor. kaba ku\\et kullanırsa "'faşist" olarak adlandırmakta. kaba kuvvet kullanmaz ve toplumsal olaylar daha da büyür \ e çev reye zarar ve- Amirlere öneriler Öğretim Görevlisı Aytaç. rapo- runda daha sonra akademiyi bitir- miş polis amırlenne önenlerde bu- lundu. Polisin. "Merhaba. Nasıl- sınız? Lütfen. Affedersiniz. Bil- miyorurrT'dan oluşan 5 temel söz- cüğü çekinmeden, utanmadan her yeri geldiğinde kullanmalannı ıs- teyen Aytaç. şu sjörüşlere yerver- dı: "Polis Akademili. halkla iliş- kiler bağlamında. Engin Noyan'ın gitarından çıkan şu ritme eşlik etmeli \e bunu hajatının asıl amacı haline getirmelidir: Bana hiç benzemesen de, üs- telik beni hiç beğenmesen de. Saygı duyarım sana ben. Yeter ki se\ gi taşı > üreğinde... Bu dün\a yeter hepimize. an- laşmak çok kolav. Hiç konuşmasak bile. elimi \ e- ririm sana ben, Yeter ki se\gi taşı \ üreğinde... Hadi gel, hoşgörü ışık tutsun hepimize, örnek olalını bizler herkese, Hadi gel, yaşanır hale getire- lim dünyayı, akılla \e se\gi\le! Yeter ki sevgi taşı \ üreğinde..." Fasist saldırılar kınandı MÜ'de gerginlik sürüyor İstanbul Haber Servisi - Al- tuntzade Erkek Öğrencı Yur- du'nun. geçen hafta faşistler ta- rafından basılmasının ardından Marmara Ünıversıtesı Haydarpa- şa Kampusu'nda başlayan ger- gınlik dün de sürdü Özgürlük ve Dayanışma Partı- sı (ÖDP) Kadıköv ılçe Merkezi'nde sabah saatlerınde toplanmaya başlayan sol görüş- lü öğrencıler. daha sonra arka- daşlannın "genel ceza hukuku'" sınavına gırmelen ıçın otobüsle topluca okula hareket ettıler. Avu- katlan ile bırlıkte fakülteye gelen yaklaşık 150 öğrencı. polisin ge- niş güv enlik önlemlen aldığı oku- la teker teker aranarak alındı. Ar- kadaşlanna destek olmak ama- cıyla gelen yaklaşık 80 öğrenci de fakülte önünde beklemeye başla- dı. Ancak bir süre sonra polis. öğrencı grubunadağılmalan vö- nündeuyan yaptı. "Faşizme kar- şı onıuz omuza". "Eğitim hak- kımız engellenemez", "Katil p«fe iUhersiteden defol", "Sağ- sol çatışması yok faşist saldın- lar \ar" şeklınde slogan atan öğrenci grubunu saran çev ik kuv - vet polıslerinden bazılan öğren- cileri tartakladı. Polisin tekrar kendilenni uyarmast üzenne öğ- rencıler. sessız bir şekılde Kadı- köy"e doğru yürümeye başladılar. Bu sırada sınav ın sona erme- sı> le okuldan çıkan v aklaşık 150 kışılık öğrencı grubu topluca oto- büse bınerek Kadıköy'e doğru hareket ettı. Pohsın okul önünden uzaklaştırdığı arkadaşlannı Hav- darpaşa'da gören öğrencıler. oto- büsten ınerek kendilenni alkışlar- la karşılayan gruba katıldı. Öğrencıler daha sonra sessız- ce Kadıköv Mevdanı'na kadar yürüyüp dağılırken Öğrenci Aı- lelen ve Yakınlan Derneği Baş- kanı Mustafa Atalay. Mılli Eğı- tım Bakanı Hikmet L luğbay ile CHP ve DSP mılletvekıllenyle görüştüklerinı ve bu sayede öğ- rencilerin bir müdahalev le karşı- laşmadan sınava girmesinı sağla- dıklannı ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Bırakın Gitsinler. Sına\larına girmek için avukatları ile birlikte fakülteye gelen yaklaşık 150 öğrenci, polisin geniş güvcnlik önlemi aldığı okul kapısından teker teker aranarak içeri alındı. (Fotoğraf: BERTAN AGANOGLU) Bizim polisin işı gücü yokmuş gi- bı Avrupa'ya "kapağı atmaya çalı- şan" bırtakım garibanlann peşine düşmesıne çok kızıyorum. TC va- tandaşı olmayanlara, "Kardeş, siz buraya nasıl ve nereden girdiniz" diye sorsalar. anlayacağım. Ancak onları bile engellememek gerekir. Körfez savaşı sonrasında yüz bin- lerce Irak Kürt'ü. kapımıza dayan- mıştı. Elbette açtık sınır kapılarını. Ama ne konuk ettiklerimize yarana- bıldik ne de "hürdünya"nın kamu- oyuna. Iraklı mültecilere yapılan in- sanlık dışı muamelelerden bahset- tiler uzun uzun. Çarşaf gibi maka- leler "döşendiler". Bırakalım bu kez konukseverliklenni göstersınler. Bi- ze bir insanlık dersi versinler... Bu insanları, ıçim burkularak iz- liyorum televizyonda. Polisler bir otelı basıyor. İnsanları ıte kaka mı- nibüslere dolduruyorlar... Ve hıçkı- ra hıçkıra ağlayan çocuklar... Çocuk- larınağlamasınadayanamıyorum... Adam iş ister. yok. Aş ister, yok. Sağlık hizmeti ister, yok. Eğitim hiz- metı ister. yok. Kayıp paçasını kur- tarmak ister. ona da izin yok. Ne yap- sın bu adamlar? Ölsünler mi? Bari yakalarını bırakalım. Belki "insanlık şovu" yapmak isteyen Avrupalılar, kurtarır bu insanları. Türkiye'nın de aralannda olaca- ğı altı ülkenin emniyet müdürlerı toplanarak bu soruna bir çözüm arayacaklarmış. Bıze ne yahu? Bırakalım kendi aralannda top- lansıniar ve "bu soruna"(!) bir çözüm bulsunlar. Bu arada bızim sorunla- rımızın da "mikroskobık" bir bölü- mü çözülmüş olur. Aslında bu ınsanlann italya'ya git- mek için binmeyi göze aldıkları tek- nelere. hayvan bağlasanız durmaz. Ama bızim ınsanlarımız, bu salaş teknelerle Akdeniz'e çıkmayı göze alabılıyorlarsa, ne durumda olduk- larını tahmin edebilirız. Italya. tüm AB ülkelerine SOS gönderıyormuş. "Bu mesele bıziaş- f/"dıyormuş. Durun bakalım. Daha ne var ortada? Kapınızı çalan bır- kaç bın "sıyasi"(\) mültecı... Bakın arkasından daha neler gelecek. ne- ler olacak. Aslında bu insanlarAvrupa'yagıt- mek ıçın Italya yolunu değil, Yuna- nıstan yolunu kullansalar, çok da- ha "şık" olacak. Bınlercesı Yunan adalarına kapağı attıktan sonra uçaklarla Almanya'ya, Fransa'ya taşınabılırler. Bomba eğitimi ver- mek üzere genç insanları konuk et- mek yetmez. Biraz da çoluk çocuk gelenlere insanlıklarını gösterme- leri gerek. Onlara bu fırsatı verme- liyiz... Bu ikiyüzlü Batılılara bu türfırsat- lar vermeliyiz ama, Türkiye'nın yap- ması gereken çok ciddi işler var. Her şeyden önce; halkımızda ne- redeyse tümden yitirılmiş bulunan, "kederde ve kıvançta birlik" duy- gusunu yeniden canlandırmamız gerekir. "Türkiye 'de herkes birinci sınıfva- tandaştır" diyoruz. "Hiçbır sınıf ya da zümrenın ayncalığı yoktur" diyo- ruz. Ama yaşam bunlan doğrulamı- yor. Inanılmaz bir çifte standart uy- gulanıyor. Toplumumuzda sınıflar arasmdaki uçurum gitgide derinle- şiyor. Sıcak aıle ilışkilerı ve dostluk ilışkılerı olmasa, sokaklarımız yü- rünemez hale gelecek. Kimi dergilere göz attığımız za- man, "Yahu bunlar acaba bir baş- ka ülkede mi yaşıyorlar" dıye düşü- nüyorum. Birtakım insaniarın her şeyi farklı. Adam yanm milyon do- lara ev almış. "kelepir buldum" di- ye sevıniyor... Dünyanın en pahalı gıyim mağa- zaları Türkıye'ye gelmek ıçın yarı- şıyorlar. O Türkiye ki: gerçekten bir tekstil ve konfeksıyon devi. Ama "birileri", gıysılerının (hatta ıç ça- maşırlarının) üzerinde yabancı mar- ka görmedikleri zaman rahat etmi- yorlar. Türkiye öylesıne borçlanmış ki şımdı (daha doğrusu epey zaman- dır). kredı bulmadan borç faızlerini ödeyemıyor. (llhan Kesici'nin tes- pıtlerı üzerinde ileride duracağım. Mechs konuşmasını, lütfetmış gön- dermış). Ve bu borçları ödemek ıçın kaynak olarak özelleştırmeye sarıl- mış. Ozelleştirmeden kazanılacak pa- rayla iç borçlarnı aşağıya çekilmek ıstçndığı görülüyor. Tam "ekmekal- makıçın kanını satan"adamın dra- mı. Ve Türkiye'dekı "görecelı refah- tan" pay alamayan ınsanlarımız, binbir tehlikeyi göze alarak kaçma- ya çalıştıkları zaman da engelliyo- ruz. Bırakalım gitsinler. Hiç kımse vatanından ve topra- ğından ayrılmak ıstemez. Eğer bu insanlar bunu, bütün tehlıkelerine rağmen istiyorlarsa... Zorla güzellik olmaz ki... "Bir milleti BERGAMA-OVACIK ALTIN MADENİ TÜRKİYE İÇİN BİR BAŞLANGIÇTIR: ijcelmesi,yeraltı • Tiıp|/|YP zenginliklerinin L işlenmesine ve değerlendirilmesine bağlıdır." ÇAĞINA GİRİYOR 1500 yıl sonra, Anadolu'nun bağrında yatan zenginlik cevherini ilk biz bulduk: ALTIN Anadolu'nun o eşsiz tarihinde "altın"a verilen değer, gurura, onura ve güvenceye verilen değerle eşmiş... Bunu unuttuk... Türkiye'nin hunharca kirletilen doğası temiz kalsın; 'çoluk çocuk etkilenmesin' diye, gece gündüz demedik, düşündük durduk... Dünya'nın en güveniltr, kusursuz madenini inşaa ettik... Biliyoruz ki, zenginlik korur çevreyi... Bunu, Bergama halkına ve Türkiye'ye duyurmayı unuttuk... Dünya'nın en modern "maden" tesislerini kurduk... "Siyanürlü altın" dediler... Eleştirdiler... Madenci olarak biliyoruz ki, kullandığınız kapı kolundan, taktığınız bileziâe... beşibiryerdeden, tül perdeye kadar tüm metal ve tekstil kullanım araçları ve ziynet eşyaları siyanür kullanılarak elde edilir... Bunu herkes biliyor zannettik... Saygımızdan abartmadık; vurgulamayı unuttuk... 8 yıl boyunca, tüm eleştirilere kulak verdik. 1 Aralık 1997 tarihinden başlayarak, artık Türkiye'de yeni bir EUROGOLD var. Yeni anlayış, yeni yönetim, yeni bir şirket... Altını 1500 yıllık karanlığın ortasından nasıl çekip çıkardıysak, vargücümüzle, Türkiye'nin gönence, güvenceye koşması için; tüm Bergamalıların zenginliğe kavuşması için; Bergama'nın zenginlikte Türkiye'nin 195. ilçesi olması yerine, en zengin illerinden biri olması için üreteceğiz. Tüm Bergamalılara saygı ile duyuruyoruz ki, yaptığımız herşeyi, hep "doğrulara" varabilmek için yaptık. Bundan böyle hep doğruları, "Türkiye'nin zenginliğini" çoğaltmak için yapacağız. EUROGOLD MADENCİLİK A.Ş. 'lürkiye'nin Cevherini Uyandırdı" 1. Ovacık Altın Madeni, devletin yetkili kuruluşları ve sivil toplum öraütlerinden oluşan bir "sürekli ve bağımsız denetim" komisyonu tarafından denetlenecektir. 2. EUROGOLD tüm istihdamı ve mübaayasını Bergama ve çevresinden yapacaktır. 3. EUROGOLD bugüne kadar devletin tüm istek ve denerimleri doğrultusunda çalışmıştır. Bundan böyle, artık bir şirket olarak Bergamalıların şikayetlerine ve isteklerine de tümüyle açık olacaktır. "YA ÇEVRE, YA ALTIN" açmazına düşmeyelim. Önlemli, güvenli ve güzel bir zenginlik için, bu altın Türkiye'nin. Bu maden çevreye ve insana zarar vermeyecek; Türkiye'yi yüceltecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle