14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1998 PERŞEMBE 12 KULTUR Çağdaş Türk resminin ünlü isimlerinden Adnan Vannca'nın sergisi Tem Sanat Galerisi'nde 'Resim olmadan yaşayamam' FECİRALPTEKtS "Yaşamımdaki en önemli şe> re- sim yapmak. Resim yoksa. bir ne- vi yaşamıyorum. Sevdiğim birçok şeylervar tabü: amaresimbambaş- ka. Tutkudan da öte. yaşamın ta kendisi." Bu sözler çağdaş Türk resminin önde gelen isimlerinden Adnan Vannca'ya ait. 50 yılı aş- kın süredir resim yapan Varın- ca'nm son ikı yıl içinde ürettiğı yapıtlardan oluşan resim sergisi 10 Ocak'a dek Tem Sanat Galen- si'nde zıyarete açık. Yannca, yine bakmaya. ya da 'görmeye' doyul- maz pey zaj v e ölüdoğalanyla kar- şılıyor resmin tıryakılenni. Varınca'nın resimlerınde kul- landığı temalar hiç değişmıyor. Ölüdoğa ve peyzajda smırlı öğey- le çalışmak çoğu ressam ıçin ken- dini tekrarlamak riskini taşısa da. Varmca'nın bu öğeleri ele alışı v e farkh kompozısyonlar içinde ye- nıden yorumlaması. her birinın ye- ni bir resim olarak karşımıza çık- masını sağlıyor. Vannca"nm ustalığını tartışıl- maz yapan en önemli etkenlerden biri de resimlerindeki doku. Renk ve ışık oyunlanyla yakaladığı de- rinlik. sadelık \e saf rengin arayı- şmdan asla ödiin \ ermeyen Vann- ca. pey zajlan. ölüdoğalan \ e port- releri ıle Türk resminde özel bir ye- re sahip. Yedek subay lık döneminde baş- lıyor Yannca'nın resim serüveni. "Sıkıntıdan oldu" dıye anlatmaya başlıy or Yannca. "Gerçi 10- 12 yaşlanmday ken de res- | me ilgim \ardı; ama asıl , yedeksubay ken arkadaşla- nn portrelerini yapmakla başladım işe." Istanbul Güzel Sanatlar Akademısı'nde Leopold Le\y \ e Bedri Rahmi atöl- yelennde çalışıy or. Bir sü- re enstıtü \ e ortaokullarda resim öğretmenhğı yaptık- tan. birkaç kışisel sergı aç- tıktan sonra tutuyor Pa- ris'inyolunu. Paris'in adı bıle hâlâ he- yecanlandınyor Vannca'yı. "Orada her şey şiir gibi- dir" dıye başlıyor anlat- maya. "Öyle bir şehirdir ki Paris. sanat her yerdedir. İnsanın içine işler. sen de bitarafkalama/sın tabü.". lçındekı resim aşkını Pa- ris'in ateşlcdığinden söz ederken bu kentle ılgılı piş- manlıklanna değinmeden deedemıyor. "Paris'teçok dalga geçtim. ihanet ettim resme. Çok gezip gördüm, avare beslendim.". Küçücük bir çocukken bile babasına ay ışığının ne kadar güzel oldugun- dan söz eden tam bir doğa tutkunu Vannca "Çocuk- luk yıllarım Anadolu'da geçti. Daha o zamanlar. re- sim henüz vaşamımda hiç yokken bile bir doğa aşı- ğıydım ben ve doğayı hiç bırakmadım" diye söze başladıktan sonra doğanın sanattaki. öncelikle de re- • "An gelir, resim yapamazsa deli bile olur insan" diyor Adnan Vannca,"İşte o an, kriz anıdır. Zaten sanatçı da normal insan değildir; ama eser verdiği için kimse deli demeye cesaret edemez ona..." Vannca'ya göre resim sanatının en güzel yanı insana ulaşabilirliği, ressamın gerçek ödülü sanatseverin beğenisi. Vannca, DelacroLx'dan alıntı yaparak 'kıskanç bir kadına' benzetiyor resmi. "pay laş,mayı bilmez' diyor. (Fotoğraf: UGUR GÜN YÜZ) sımdekı yenne gelıyor sıra. "Dün- yanın bütün harikalan doğayla te- masın sonucunda ortaya çıkmış- tır. Sanat, hele de resim doğasız ol- maz. Doğru olan. bildiğin şeyden hareket etmektir; ama ne yank ki btıgün modern sanatta doğa hep ikinci planda kalıyor. Doğayla te- nıası bırakıyor. mü/ik vapargibi re- sim yapıyoıiar. Cansız şeyler çıkı- yor ortaya. Oysa doğaya bakmayı bir öğrenseler..." Yannca'nm res- minde doğanın renklen var. Sade- ce peyzajlannın değıl. bugüne dek resmine konuk olan her türlü öğe- nın doğadan geldiğinı söy lüyor; " Kaynakda doğa, ana maİzeme de. Resim ısmarlama olmaz, gördü- ğümü çizerim ben. Güzel olmasa da yaşayan bir şeydir o." Bugüne dek ezbere hıçbir şey çizmemış. tek bir portrenın dışın- da: Ay la. Ayla'ya âşık oluyor. son- ra Paris'te kalıyor Ayla ama Vann- ca, aklında kalan Ayla'yı ay lar son- ra tuvale dökmekten alamıyor ken- dini. ilk \e son olarak ezbere... Resim yapmak Vannca için vaz- geçilmez bir yaşayış biçimi. Res- me ılk başladığı dönemlerde tam 8 yaz boyunca denize girmedıği- ni, doğanın pınltısını kaçırmamak ıçın durmaksızın resim yaptığını anlatıyor. u An gelir, resim yapa- mazsa deli bile olur insan" diyor. "İşteo an, krizanıdır. Zaten sanat- çı da normal insan değildir; ama eser verdiği için kimse deli deme- ye cesaret edemez ona." Burada Delacroix'nın bir sözü- nü anımsıyor; 'Kıskanç bir kadın gibidirresim'diyerek başlıyor bu kez resımle arasındaki ilişkiyi an- latmaya. "Kendisine duyulan sev- gklen başka hicbirşeyi kabul etmez, gerisini yok sayar. Her şeyi kıska- nır, adamakıllı yapışırinsana. Pay- laşmayı bilmez." Vannca'ya göre resim sanatı- nın en güzel yanı insana ulaşabi- lirliği, ressamın gerçek ödülü sa- natseverin beğenisi. Bu noktada da sergıler Vannca için büyük önem taşıyor; çünkü sergiler yoluy la su- nabiliyoryapıtlannı ınsanlara. "Ta- bü ki ressam öncelikle sevdiği için resim yapar; ama yaptıği şeyi baş- kalannın göreceğini bilmek de haz veren aynntılardan biridir. Sartre 'Ben yazıyorum ama okuyan ya- ratır' demişti: ben de sanatın insa- na ulaşnğı noktada anlam kaza- nacağına inanıyorum." Bunlan söylerken ınsanlann re- sim sanatına olan ılgisızliğinin de farkmda Vannca. "Resim göz işi- dir, gözün sanaüdır" diye söze baş- layarak bu konuyu da açıklığa ka- vuşturuy or. "Insan gözü hayatta o denli güzel şeylergörür.öyleçok tat- min olur ki resme ihtiyaç hisset- meyebilir; ta ki 'tiryakisi' olana kadar." Varınca'ya göre gerçek anla- mıyla bakmayı bilen. gerçeği gö- rebilen, hatta gerçegi olduğundan da güzel gören tek bir göz var. Res- sam, aynadan da fotoğraftan da öteye gidebiliyor 'varolanf gör- mekte. Daha sonra da kendi tarzı- nı koyuyorgördüklerinın üzenne; çünkü gerçeğin 'teküğTne rağmen sanatın kişisel olması gereğinin farkında. RollingStones 'un kctyıpşarkdarıBBC'de buhındıı KültürSenisi-Rolling Stones'un 19601ar- da BBC Radyosu'nda seslendırdıkleri şarkı- lar yeniden keşfedıldı. Bu yapıtlann yakm zamanda büyük hit'ler arasına gireceğine ke- singözüylebakılıyor. BBC'deki arşivaler. 1963 ile 1965 yıllan arasinda radyoda kullanılmak üzere kayde- dilmtş olan 13 orıjınal. 42 adet kaydın tekrar ortaya çıktığını belirtıyoriar. Rolling Sto- nes'un dinleyicilenn belleklerinden silinme- yen 10 şarkının da yok olmaktan kurtanlarak arşi\deki yerini aldığı behrtılıyor. BBC ya- pımcılan \e müzık eleştırmenleri bulunan bu şarkılann Rolling Stones'un müzik kariyer- Ierinin gelişimine ışık tutacağını söylüyor- lar. 1963 Ocak ayında ilk kez BBC'de dinle- yıcılenne seslenen grup. bu olaydan altı ay sonra büyük bir çıkış yapmıştı. Grubun ku- ruculanndan BrianJones. o günlerde BBC'ye şunları söylüyordu: "Londraçevresindebü- yük bir hayran kittesine sahibiz ve bu insan- lar müzik kariyerimiz için olumlu kehaneder- dc bulunuyorlar." İlk sınglelan 'ComeOn'ın piyasaya çıkmasından ıki hafta önce 1963 yı- îınm nisan ayında BBC'den dınleyıcılerine ses- lenen grubun üyelerinden Mick Jagger'ın. BBC müzık organızatörleri tarafından telaf- fuzunun yetersız olduğu söyienmişti. Yeniden keşfedılen bu kayıtlar. grubun ilk kez BBC Radyo sunda geniş kıtlelere seslen- dıklerını de kanıtlıyor Radyodaki program- dan sonra. Chuck Berry den şarkılar söyie- yen grup. bundan sonrakı ıkı yıl içinde ise Sa- turday Club. The Joe Loss Pop Show, Top Ge- ar. Yeah! Yeah!. Rythm and Bluesgibı önem- li programlara davet edildi ve Mona, Hı-He- el Sneakers, Do\vn the Road Apiece ve Patsy Clıne'ın I'm Moving On ısımlı R&B ve blu- BBCdeki arşi\ ciler. Rolling Stones'un dinleyicilerin belleginden silinmcycn 10 şarkısının yok olmaktan kurtanldığını beb'rtiyor. es parçalarının da aralannda bulunduğu çe- şıtlı parçalan kendı yorumlanyla seslendir- dıler. Grubun şöhretının artmasına rağmen BBC. grubun üy elenne üç saatlik program ba- şına 7 sterlin. enstrümanların taşınması ıçın de 8 sterlin ödemeye de\am ettı. BBC'nın yönetmelıklerine göre grubun şarkılan radyoda ıkı kez yayımlanacak ve iki ay sonra da sılınecektı. Rolling Stones'un BBC'de 20 Ağustos 1965 tanhinde yaptıklan son kayıtta (1 can't get no) Satisfaction, Don Co\ay'ın Mercy Mercy ve Solomon Burke'nin Cry to Me ad- lı hit parçalan yer alıyor. The Sunday Tımes gazetesının müzik eleştırmeni .Andrevv Smith bu konuda şunlan söylüyor: "O dönemde R&B ve soul müzik henüz yeni \e oldukça da gizemliydi. Aktif bir grup olan Rolling Stones bu tarzda yeni bir parça söylediğinde hemen göze çarpn." Bu arada şarkılann piyasaya çıkıp çıkma- yacağı tartışılıyor. Grubun fınansörü Prince Rupertof Loewenstein kayıtlan dinlemeden bu konuda herhangi bir yorum yapmayacak- lannı açıklıyor. Bunun yanı sıra 30 yıllık ka- yıtlan ortaya çıkaran yapımcılar ise bu konu- da ödüllendirilmek ıstıyor. tngilizlerin ünlü devlet adamı, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Churchill'in resimleri Londra'da sergileniyor Adolf Hiüer'i resimleriyle de altettiKiiltürSenisi-Hioer'ı hem tuvalıy le hem savaş stratejıleny le alteden VVlnstonChurc- hilL Londra'nın ünlü müzayede kuruluşu Sotheby s tarafından düzenlenen kapsam- lı bir sergıy le yeni yılm ılk günlerinde sa- nat dünyasınm gündemıne oturdu. Churc- hıll'ın resımlennı değerlendıren bazı eleş- tırmenler. lkmcı Dünya Sa\aşf nda ülke- sini y enilgınin eşığınden döndüren tngilız devlet adamı ve başbakanının. "gerçekbir ressam" da sayılabıleceğini öne sürüyor- lar. Hıtler ıle Churchill'in ortak tutkusuydu resim. Aralanndakı fark. Hitler'in sanat- tan umudunu keserek politıkaya atılması, Churchıll'ınse polıtikadan geri kalan za- manlannda kafasını dinlemek ıçın resme sığınmasıydı. "Mütevazı karalamalarun" dediği resimlen bugün 150 bin sterline alı- cı bulan Churchıll, "Resim yapmasaydım yaşayamazdım, yaşadığım gerginlikleri üze- rimden atamazdım" demişti. Viyana'daki Sanat Akademisı'nce sürekli reddedılen Hıtler'ın bir suluboya resmı ise geçen yıl gerçekleştirilen birmüzayedede ancak 3 bm sterline alıcı bulmuş. müzayedeyı düzen- leyen kuruluş resmin kesinlikle Hıtler'e ait olduğunun. "kalitesinin çok düşük ol- masmdan anlaşıldığını" söylemıştı. Sotheby s kuruluşunun düzenledıği ser- gıde Cannes'dan Kahıre'ye uzanan man- zaralar, ıç mekân resimleri ve portrelerin- den oluşan 100'ü aşkın yapıtı yer alan Wınston Churchıll, 1953 yılında Nobel Ödülü'nü banş değıl edebiyat alanında alınca. ".\frika Gezim", "GençUk V'aşa- mım'", w Doğu Cephesi", "Düşüncelervç Se- rü\enler" gıbı kıtaplannın başarısından değıl. salt Churchıll olduğu ıçın Nobel'e değer görüldüğü suçlamalanna maruz kal- mıştı. Cnlü devlet adamının resimlen de wınston Churchill'in resimlerini değerlendıren bazı eleştirmenler, ikinci Dünya Savaşı'nda ülkesini yenilginin eşiğinden döndüren Nobel Edebiyat Ödüllü İngiliz devlet adamı ve başbakanının, "gerçek bir ressam" da sayılabileceğini öne sürüyorlar. bugüne dek Churchıll imzası nedeniyle il- gi gördü- Kraliyet Akademisı tanhinde ilk kez onu 'Onursal Üye' yaptı, 1956 yılın- da kışisel bir sergısini açtı, Tate Galerisi bir resmını satın aldı v e doğrusu tüm bun- lar. 40 yaşına kadar eline fırça degmemiş, üstelık kendinı her zaman bir amatör ola- rak nıtelendırmiş binsı ıçın hiç de fena sa- yılmazdı... Resmi cıddiye alıyordu Winston Churc- hıll. ama resimlerinin neden ilgili gördü- ğünün de farkındaydı. 1949 yılında geliri çeşitli bağışlar için kullanılacak bir müza- yedede. bir resmı o dönemde bir Röne- sans ustasının yapıtını satın almaya yete- cek fıyatıan alıcı bulunca, "Bu paranın yüzde 70'i benim şöhretime, yüzde 20'si bağış adına ve umanm yüzde İO'u da res- min kendisine verümiştir" demişti. Oysa bazı tngilız eleştirmenler. Churc- hill'ın resimlerinin korktuğu kadar kötü olmadığı kanısında. The Sunday Times'ın eleştirmenlennden FrankW'hitiford, yaşa- mı boyunca 500'e yakın resim yapan Churc- hill'ın bazı resimlerinin sanatsal yetkinli- ğıyle hemen her amatör ve hatta birkaç profesyonel ressamın övünebileceği dü- zeye enşmış olduğunu savunuyor. İngiliz sanat ortamının sözünü sakmmayan ünlü eleştırmeni Brian Sewell ise. "Sergideki resimler beş para etmez. Binlerce ihti) ann sıraya girdiğini görür gibivim, ambülans- ları haaretsinler bari" diyor. 1965 yılin- da91 yaşındaykenölen Churchıll"in Lond- ra 'da haftabaşında açılan sergısini. ilk gü- nünde çoğunlukla yaşlı sanatsev erler gez- di. 1916 y ılında askerlik yaptığı sırada res- me başlayan Winston ChurchiH'in ilk dö- nem resimleri. sanatsal açıdan oldukça ye- tersız olmasına karşın, cephedeki gerilimi yansıtmalan açısından bazı göre\li savaş ressamlannın yapıtlanndan daha etkileyi- ct bulunmuştu. Sonrakı yıllarda peysaj ve portreler yapmaya başlayan Churchill'in 1920'li yıllarda İngiltere'de gerçekleştiri- len bir amatör resim yanşmasına takma ısimle gönderdıği resmi, seçici kurul tara- fından 'bir amatöriinresmiolamayacağı" gerekçesıyle yanşma dışı bırakılmıştı. Churchill yaşamı boyunca resim eğiti- mi almamıştı ama, çevresinde ona yardım- cı olmak isteyen çok sayıda ressam vardı. Churchill'e İrlanda'nın bağımsızlığını des- teklemesı ıçin sürekli baskı yapan SirJohn Lavery ona atölyesini açmış. John Sûıger Sargeant \\illiam Nicholson ve özellıkle \\alterSickert, resim konusunda Churchill'e yol göstermişti. Lavery 'nin kansı Hazelda Churchill'ın resim yaparken çok tutuk ve temkinli davrandığını farkederek kendıni 'özgür bırakmasını' önermiş. bu kadının önerisine kulak asan Churchill'in resim- lerinde sonrakı dönemlerde bir değişim gözlenmişti: Boyaya düşmanı gibi davran- maya başlayan Churchıll, canlı renkler ve sert fırça darbelenyle genelde ızlenimcı olarak nitelendırilebılecek tarzına. dışa- vurumcu bir soluk getirmiştı. 1948 yılında yayımlanan "BoşZaman- lan Geçirmek Için Resim Yapmak" baş- lıldı makalesınde, cesaretin. doğaçlamanın ve yaptığın ışten zev k almanın önemi üze- rinde duran \Vinston Churchıll. "resminen zor zamanlannda imdadına koştuğunu" ileri sürmüştü. Churchill'in yaşamı bo- yunca yaptığı resimlerinin y ansından faz- İasını ve en yetkin örneklerini, 1930-39 yıllan arasında, politik arenada geçirdiğı zor dönemlerde ürettiği biliniyor. Savaş sırasında 1943 yılındaki Kazablanka Kon- feransı sonrasında yalnızca bir Marakeş peysajı resmıni tamamlayabılen Churc- hill, 1945 y ılında seçim yenilgısınden son- ra da Chartvvell'dekı atölyesınde ve tatıl- lennı geçirdiğı Güney Fransa'da resim ça- lışmalanna ağırlık vermiştı. Resim. Winston Churchill için her ne ka- dar günlük yaşamın güçlüklerinden ken- dini kurtaran bir 'terapi' işlevi gördüyse de ölümünden öncekı yıllarda yaptığı bir açık- lama, resmi göründüğünden daha cıddiye aldığını gösteriyordu: Bir tek konuda piş- manlık duyduğunu belırtmış Churchıl... "Harika bir yaşanum oldu, birçok başan- ya imza attım. Ama büyük bir ressam ola- madım." Ceşitli sergiler açan ve resimleri yüksek fiyatlara alıcı da bulabilen Kenan E\ren de acaba aynı konuda pişmanlık duyuyor IŞILDAK YE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Unutuluş Her şey 27 Aralık günü Cemal Reşit Rey konser sa- lonundaki yeni yıl konseriyle başlamıştı. Keyıfli bir konserden sonra kendimizi sanki bir sonbahar gece- siyle süslenmiş Istanbul'a atmıştık. Çünkü üzerimiz- de yalnızca ceketlerimiz vardı. Istanbul'un geceleri bir başka olur, şayet hava ya- ğışlı değilse. Yıllar önce 12 Eylül'ün hemen sonrasın- da bir arkadaşımın tanımı "g/"b/"ydik: Bizı ayakta tutan dostluklardır. Gece sabaha doğru yol alırken biz de -beşimiz- Is- tanbul'da yol aldık. Gün aydınlanmak üzereydi. Son günlerini yaşadığım evimden, hep birlikte güneşin merhabasını izleyecektik. Binanın küçük bahçesindeki yılbaşı çiçeklerinden iki dal kopardım, aramızdaki iki genç kadın için. Ki- milerine göre çiçekleri hiç kopaımamak gerek; ama bazı çiçekler de kimilerıne çok yakışır. Ilk kez görenler büyulendiler: Güneşin karşıki te- peden gönderdiği selamından. Bir süre sonraysa yeryüzü, artık güne başlıyordu. Biz de onca uykusuz geçen saatin ardından deniz kı- yısındaki bir kafede kahvaltıyı hak etmiştik. Ve kendimizi güne atıverdik. İki dal yılbaşı çiçeği unutulmuştu. neyazık ki sehpanın üzerinde. Belki de artık çiçek vermenin hiçbır anlamı kalmamıştı. Öyle ya zamanımız böyleydi; zamanımız internet bağlan- tısıydı. Günler geçti, çiçekler "öldü"; belki dalında bırak- malıydım onları. Ama dalında da bıraksam, sonsuza kadar, öylece kalamayacaklardı. Günü geldiğinde... Özcesı, çöpe atmak zorunda kaldığım çiçekler bir unutuluşu imlemekteydiler. • • • Başlangıçta kitap yoktu. Kitabın varlığından söz etmemiz, MÖ üç binlı yıllaradayanıyor. "Modern" ki- tapsa, 15. yüzyılın ortalannda, üstat Joharines Gu- tenberg ile başlıyor. Aslında insanlık tarihi için çok uzun bir süreyi kapsamıyor kitaplı dönem. Insanoğlunun çok uzun süren kitapsız bir dönemi olmuş. Yeni bir kitapsız dönemin başlaması da çok şaşırtıcı olmasa gerek. Madem kı binlerce yıl kitap- sız yaşamış insanoğlu, madem ki "kalıtımında" var, benzer şekilde yine yaşayabilir. Ilk "okunanın" mağara duvariarında yazılanlar, çi- zilenler olduğunu kabul edelım. Gıderek de başladı- ğımız yere döneceğiz anlaşılan. Tüm okumalanmız gi- derek bilgisayar ekranıyla özdeşleşecek! Öyleya, yaşasın internet bağlantımız. "Lütfen ye- ni çıkacak olan romantmı, ınfemetten okuyun" diye- bileceğiz pekâlâ! • • • Geçenlerde Pandora Kitabevi'nin yaptığı bir araş- tırma yayımlandı. Hümyet gazetesınde. Kitabevinin yöneticısı Hüseyin Sönmez'den bılgiyı rica ettik; o da adresimize faks" ile iletti. Bu araştırmaya göre geçen yıl Türkiye'de 392 ya- yınevi 3101 kitap yayımlamış. Bunun içinde ders ki- tapları yok. Kuşkusuz eksıkler vardır. Ama bu eksik- liğin, toplamın verdiği fikri etkileyecek sayıda oldu- ğunu sanmıyorum. Zaten bu köşede sık sık yinelediğim gibi; Türkiye'de yayımlanan kftap-siayısının "gerçeğıni" bulmak ola- naksız. Her şeyden önce çok ciddi boyutlarda kayıt dışı bir ekonomi var. Derteme Müdürlüğü hiçbir zaman gerçek sayıyı bulamıyor. Her zaman önceki yıllardan derlenmemiş kitap kalıyor. Üstelik derlemeye yasa g'ereği takvım ve broşürler de dahil. İSNB'den yola çıksanız, o da yanıltıcı oluyor. Çün- kü alınan İSNB numaras' o yıl ıçin kullanılmayabili- yor. Sonuç olarak, elimizdeki en sağlam kaynak Pan- dora'nın ulaştığı veriler. Bu verilere göre de durum epey- ce vahım. Türkiye'nin okumayan bir ülke olduğunun, -daha çok cep telefonuyla konuşan bir ülke olduğu- nun- verileri bunlar aynı zamanda. Batılı ve makul ülkelerde bu sayı sekiz-on kat da- ha fazla. Bir de tirajlar var. Bir yıl içinde iki bin-üç bin satan kitap, çok sattı oluyor. Yani tırajlarda da durum vahim. Bilebildiğim kadarıyla. izleyebildiğim kadanyla, Ba- tılı ülkelerde de az da olsa bu sayılarda düşüş var. Belki de dünya kitap okumamaya doğru yol alıyor. Ve bu kez öncülüğünü biz yapıyoruz. • • • Belki de kitap artık bir unutuluşu imliyor. Ağacından koparılmış ikı dal yılbaşı çiçeği gibi... Rus besteci Sviridov öldü • MOSKOVA - Rus besteci Svındov. 82 yaşmda kalp krizı nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu yüzyılın en önemli Rus bestecisi olarak tanımlanan ve geçen gün Central Clinical Hospital'da ölen Sviridov. 1915 yılında orta sınıfa mensup bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. koro ve senfonilere yaptığı bestelerle tanınıyordu. Şostakoviç disiplininden gelen ve sanatçının en başanlı öğrencilennden bıri olan Sviridov. Lenm ve Bons Yeltsin tarafından verilen ödüllerin de sahibiydı. Cemal Süreya şiir ödülleri açıklandı • Kültür Scrvisi-Caddebostan'daki Kadıköy Sanat Merkezi'nde yann saat 16.00'da "Cemal Süreya"yı anma toplantısı gerçekleştirilecek. Mehrizat Poyraz'ın yöneteceği. Eray Canberk. Özdemir tnce. Doğu Perinçek ve Muzaffer Uyguner'in konuşmacı olarak katılacağı toplantıda Muzaffer Özdemir. ezgiler eşliğinde bir dia gösterisı sunacak. Hatay Şiir Ödülü'nün sahipleri de toplantıdan sonra ödüllenni alacaklar. Egemen Berköz. Eray Canberk. Aydın Hatıpoğlu. Mustafa Öneş ve Tuğrul Tanyol'dan oluşan seçici kurulun değerlendirmesine göre Le\ent Dalar, Atılla Taş ve Sinan Çitçi 20'şer milyon lira ve ödül plaketinden oluşan "özendirme ödülü" alacaklar. BUGUN • AKSANAT'ta saat 12.30'da Mıreille Mathieu videodan pop konseri. saat 1.30'da Resim Heykel Müzeleri Derneği etkınliklen kapsamında Yalçın Sadak'ın katıldığı "Post Modernizm" konulu konferans izlenebilir. ( • İESAK'ta saat 19.30'da Sadelik konulu ayın saydamı yanşması yer alıyor. Seçici Merih Akoğul. • MİLLİ REASÜRANSODİTORYUMda saat 19.00'da şef Ilarion lonescu Galatı eşliğinde Milh Reasürans Oda Orkestrası konsen izlenebilir. Konserin solisti Adnan Petrescu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle