25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Fatih Belediyesi'ni UNESCO ve Avrupa destekliyor; 'bizimkiler' ise köstekliyor! 'Tarihin belediyesF oktıak zor!..Istanbul'un 2700 yillık kentsel yerle- şim tarihini banndıran "Suriçi" bölge- sinde iki ilçe belediyesı var. "Tarihi Ya- nmada" olarak da anılan bu bölgede, Yenikapı-Unkapanı arasındaki Atatürk Bulvan'nın doğu kesimi Eminönü ilçe- sini, batı kesimi ise kara surlanna kadar Fatih ilçesinı oluşturuyor... Aslında, "tarihsel doku bühınselliğr açısından tek bir beledıveye bağlı olma- sı gereken bu önemli SIT alanında özel- likle Fatih kesimi. denebilir ki 20. yüzyı- lın en "şansb" dönemlerinden birini ya- şiyor. Çünkü Fatih Belediyesi, belki de 1950'lerden bu yana ılk kez kendi ilçe sı- nırlan içındeki kültürel mirası ve eski kent dokusunu "korumak ve kurtarmak" için neredeyse tüm olanaklannı seferber etmiş durumda. Son 3 yılda gündeme ge- tirdiği ve uygulamaya da başlattığı "res- torasyon", "sıhhifeştirme" ve "yeniden işlevtendirme" projeleriyle, yine yılardır Türkiye'deki bırçok keniin özlemini çek- tiğı "tarihin belediyesi" olmaya açıkça adaylığını koyuyor. Başkan Sadettin Tantan'ın bütün bu çabalan göstenrken "kültür ve din ayn- mı" yapmadan. tarihi yanmadanın "Su- riçi kimlfğini" ortaklaşa oluşturan Bizans ve Osmanlı kökenli mimari değerlerini "hep birlikte" kucaklaması ise sürdürü- len çalışmalann "Cumhuriyet Türki- yesi'ne yakışır" bır çağdaş uygarlık an- layışı ıçınde gelişmesine coşku verici bir katkı sağlıyor... Nıtekim, Tantan ve arkadaşlannın 1995 yılından bu yana yogunlaştıklan bu koruma projeleri, yaklaşık 6 aydır da ar- tık "dünya gündeminde" yer almaya baş- ladı. Başta Büyükşehir belediyesi olmak üzere. Türkıye'dekı diğer "sonımlu" ku- rumlardan bugüne dek hemen hiç bir kat- kı ve destek görmeyen projelen 11VES- CO ıle AvTupa Konseyi kendı kültür prog- ramlanna kattılar. 1996 yılı haziran ayın- da tstanbul'da yapılan "HABITAT-II KentZirvesi" sırasında tarihi Zeyreksem- tındekı çalışmalan izleyerek "desteksö- zü" veren bu uluslararası kuruluşlar. kı- sa sürede kollannı da sıvayarak bu "dün- ya mirası" kültür zenginligini kurtarmak içın başlatılan çabalara katılmak üzere harekete geçtiler... Fatih'te 'UNESCO bürosu' -B;^tştebu sürecın sonucunda, "L'NESGO • nzmanlarT Fatih Belediye Başkanlığı binasında oluşturulan özel bir büroda yer- li danışmanlar ve mimarlık öğrencileny- le birlikte Eylül 1997 ayından beri yogun birçalışma içerisindeler. "Avrupa Komisyonu temsilcileri" de bu çalışmalara parasal destek sağlamak ve Balat'ın hem evleri hem de insanlan birlikte korunmak ve kurtulmak istiyor. Ne var ki kimi 'korumacılar' (!) bu tarihi projeyi desteklcmek yerine 'sorguluyorlar.' Fatih Belediyesi'nin Sunçı'ndeki ilçe sınırlan içinde bir "kampanya'*şekiinde sürdürdüğü çok sayıdaki "tarihsel çevre projeleri*' arasında en önemlılerinden bı- n "Fener-Balat Rehabilitasyon" projesı. Bizans \e Osmanlı dönemlerinde ken- tın evrensel değertaşıyan "kültürdoku- sıT açısından çok özel ve çok renkli bır kimlik sergileyen bu iki komşu tarihsel projelerin uygulama aşamalan için "Av- rupa Birligi (AB) kredisini*" elde etmek üzere, aynı projeleri A\Tupa Parlamento- su'na 1988 yılı içinde sunabılmenin ha- zırlıklannı yapıyorlar... Bütün bu çabalarda "maddi" olamasa bile "maneviveteknikdestek"olarak Fa- tih Belediyesi'nin yanında yer alan ulu- sal kuruluşlar ise sadece Münarlar Oda- u, bazı üniverstiler \e ki- .^__^_^_i_ mi sivil toplum kuruluşja- rı. Kültür Bakanlığıbıle 9 Temmuz 1997 tarihinde belediye ıle bır "işbirliği protokolü" imzalamış ol- masına rağmen. çalışma- lara ivme kazandırabile- cekbiradımhenüzatabil- mış değil... Dahası. Kültür Bakan- lığı'na bağlı Koruma Ku- ^ ^ — — * ^ - ^ — ^ — ı ^ — — — — — — rulu'yta da hem yine belediye, hem semtin "çökünrüsürecindenkurtanlma- UNESCO ve Avrupa Kmrisyonu temsüs*^; «î^projerîrrî tetMTıetlSff. Istanbul'un kültür zenginliği içinde çok özel bir yeri olan tarihi Fener ve Balat semtlerini "'çökmekten kurtarmayı" hedefleyen proje için UNESCO ve Avrupa Konseyi, Fatih Belediyesi'ne yardım ellerini uzattılar. Türkiye'nin korumadan sorumlu kişi ve kurumlan ise bu işbirliğini alkışlamak yerine "Neden Fener" diyerek projeyi sorgulamaya başladılar... cılen arasında hâlâ "verimlibirdiyalogve dayaıuşma ortamr sağlanamadı. Bu sü- recidikkatleizleyenyabancılariseyıllar- dır beklenen böylesi bir fırsatı "değer- iendirme coşkusu yaşamayan T> yerli ve sorumlu kurumlan elbette ki "hayrette" ırdeliyorlar... (1) Bu hedefe ulaşabılmek ıçın de bölge- yi tunstık merkez yapmak yerine. bır kentsel yerleşme alanı olarak "yaşanabi- lirkılmak"amaçlanıyor. Proje raporubu amacı anlatırken "Semt sakinlerinin ya- şam düzeyiniyükseltmek, mevcut eski ya- pdan konutstoku olarak değeriendirmek. rehabilitasyon sürecinde alryapı duzenle- melern k birlikte mimari \e kentsel >cni- leme ve restorasyonu da yöre insanlarn- la birlikte yüriitmek-." gıbı ılkelen sa\u- nuyor... Geçen birkaç a\lık kısa süre ıçınde Nur Akın ve Nilüfer Narlı'nın mimari \ e sosyolojık anketlen tamamlandı: Av. Der- vi$Pariak,hukuksal boyutu irdeledi: Gü- ^ ^ _ _ ^ zin Kava finans maddele- rinı araistırdı: Yılmaz Ku- yumcu ıle Ingılız David Yeomansmaliyet analizle- ri üzennde çalı^tılar; Fran- sız Eric Hırvbrechts ile Fikret Evci \ e İsmet Ok- ya> ıse kentsel tasarımbo- yutunu irdelediler. Stefa- nosVerasimos,kültürel sü- recı araştırdı \e çok sayı- -~^"~~•— da öğrencinın katılımıyla bölgenın tarihsel dokusu ıle kültürel de- ğertm de be4g«?lpnıneye-başlanarak Fe- ner-Balat Projesı bir "ön ona>" ve "res- mi destek" alınmak üzere belediye tara- fından Koruma Kurulu'na sunuldu. Kumldaki "farklı" tutumlar Istanbul 1. Numaralı Koruma Kuru- lu'nda. UNESCO temsilcileri ve verli- yabancı danışmanlann da katılımıyla 19 .\ralıkl997günü yapılan toplantı, "ilginç tartışmalajia" geçti. UNESCO Bürosu'ncatutulan "toplan- tı tutanaklanna" göre Kurul Başkanı Prof. Dr. Özer Erenman'ın proje grubu- na yönelttiğı sorular. bır bilgilenme ama- cının ötesınde bir tür "sorgulama" şek- linde. "AB'nin bu cömertliği nereden geöyor" dıye söze başlayan Prof. Dr. Erenman; "Avrupa neden Fener ve Balat için mad- di destekveri>or; Süleymaniye oba>dı da- ha hayuiı bir iş yapmış olurdu»" diyerek tartışmayı sürdürüjor. Bölgede yaşayan insanlar için; u onlar köyden, Karade- niz'dea, Doğu'dan gelh oriar, bu yapılann değerini biünezJer" biçiminde degerlen- dırme yapan Kurul Başkanı: "bu insan- lan neden bu bölgede tutmak istiyorsu- nuz" dıye de sorduktan sonra "kanaati- ni" şöyle özetlıyor: "Bu proje, bana bir fantezi gjbi geliyor..." Kurulun diğer üyeleri olan Doç. Dr. Zekiye Yenen ile Prof. Dr. Zeynep Ahun- bay, ise bu görüşün tersıne projeyi olum- lu görerek bazı teknık ve bılimsel çalış- malann tamamlanması gereğıne dikkat çekmelerıne rağmen. Başkan Prof. Dr. Erenman'ın tutumu. belediye ve büro grubu üzerinde "moral bozucu" bir etki bırakıyor. Avrupa'nın Türkiye'yı işte bu gibi dav- ranışlar yüzünden "dışladığına" dikkat çeken Belediye Başkanı Sadettin Tantan \e yabancı uzmanlar, şimdi şu değerlen- dırmeyi yapıyorlar: "Fatih Belediyesi'ne tstanbufun bir dünya kültür mirası oldu- ğu bilinci içinde hareket etüği için bu pro- jedede destekveriyoruz. Geçmişte UNES- CO. uzun yıllar Süle>'mani> t e için de ça- lıştı. Ama yerel > önetim o çalışmalara sa- hip (,-ıkmamtştı. Şimdi beledi>e tüm gü- eü>le devrede, bu kez de Koruma Kuru- lu engeli çıkıyor..." Evet. Oyle görünüyor kı Türkıye'de "tarihin belediyesi" olmaya karar ver- mek. belki de hiç akla gelmeyecek "ge- rilimleri" de yaşamaya baştan razı olmak demek. SİT kararlannı iptal ettirmek için siyasilerden hep destek gören diğer kimı beledıyelerin yanında, aynı SİT karan- nın uygulama projelenne bile soyunan Fatih Beledıyesi'nın düştüğü durum ise sözcüğün tam anlamıyla "konımada bir kara- mizah" örneği değil midir?.. (l) Bu yazı yayıma hazıriandığmda, Kültür Bakanlığı nın üst düzey temsilci- leriyle Fatih Beledivesi vetkililerinin 7 Ocak 1998 Çarşamba günü (dün) Koru- ma Kurulu 'yla ortak toplantı yapacakla- n bilgisi geldi. Gelişmeleri ilerleven günlerde yeniden irdeleyeceğiz... Fener ve Balat için'son şans'...İstanbul'un Suriçi (Tarihi Yanmada) Bölgesi'ne bakan I Numaralı Koruma Kurulu Başkanfnın "fanteri** şeklinde yorumladığı Fener - Balat Rehabilitas- yon Projesi, kentin tarihten bu yana -farklı kühürlerden \e farklı dinlerden" sakinleriyle kimliğini kazanan en önem- li koruma alanlannı kapsıyor. Osmanlı öncesinde "Romanıyot*1 de- nılen Bizans Musevilerinin oturduğu Balat a. fetıhten sonra da Makedonya, İspanya, Portekiz ve İtaha'dan gelen Musevileryerleşmış. 19. yüzyıla gelin- diğinde 7 ayn dınsel cemaatin yaşadığı Balat"ta eşsız güzellikteki ve yalınlıkta- ki "sivil mimarlık örnekleri*', yine her biri semtın kültür tarihini belgeleyen "si- nagoglar". "kilisder" ve "camilerie" birlikte özgün bir "Istanbul dokusu" oluşturuyorlar. Mimar Sinan'ın esen olan Ferruh Kethüda Camisi ve tekkesiyle hamamı, Ayios Dimitrios Rum Kilisesu Surp Hre- şadagabet Ermeni Kilisesi, Çarşı v e Tah- ta Minare hamamlan, Ermeni Mektebi, Hızır Çavuş Camisi, Yusuf Şücaüddin CamtsL. İşte bu görkemlı kültür moza- iğinin hem tanıkları hem de yaratıcıla- n... Balat'ın komşusu Fener de Haüç kı- yısındaki zengin yerleşme semtlennden biri. Bizans çağında adı "Fanarion" ıdı vegüçlübirdenizfeneri vardı. Fetih'ten sonra Avrupa'ya göçen Bizans'ın zen- gin aileleri. Fatih'in din özgürlüğünü getirmesi üzerine geri gelerek Fener'e yerleştıler. "Fenerliler" olarak da 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin A\- rupa'daki "dış temsilciJeri" olarak göre\ r yaptılar... Fener semti de Balat gibi Istanbul'da- ki külrür mozaiğınin belgeseli olan ya- pılarlabezenmiş. Fatih dönemini simge- leyen Fenerkapı Mescidi'nın yanı sıra kısaca "Tur-i Sina yapı topluluğu" denı- len Ioannes Prodromos Kilisesi, Misa- fîrhanesi ve Kütüphanesi'nin özel bir önemi var. Aynca V'hanada parçaları yapıldıktan sonra Tuna Nehri ve Kara- deniz'den gemilerle getirilip monte edi- len. "prefabrik demir karkas" sıstemli Stefan Kilisesi'nın de (1887-1898) mi- marlık tarihinde yeri çok büyük. Mimar Dimadis'e ait "Kırmızı Mektep" olarak anılan görkemli Fener Rum Erkek Lise- sideSuriçı'nın Halıç'e bakan şamacın- daki tarihsel sıluetin etkil: bır parçası... İşte bu iki zengin komşu semt, 1950'lerden sonra Rum. Ermeni ve Mu- sevi sakinlerinın başka semtlere \ e yurt- dışına göçmeleri nedeniyle metruk ve bakımsız bir döneme girdı. Yapılannın büyük çoğunluğu ise hâlâ birer kültür mirası olarak a\akta. Fatih Belediyesi'nın UNESCO ve Av- rupa Konsevı desteklı projesi. özellikle sivil mimari dokunun. yörede bugün ya- şayan insanlara bır "tstanbullu bilinci" de taşıyarak korunmasını öngörüyor. Zaten Avrupa Konsseyi de projenin bu "insancıl içeriği" nedeniyle destek veri- yor.. Fenerve Balat'taki mimari miras ne kadar zenginse, burada yaşamayı jeğlejenler de o kadar yoksullar... KULTUR • SANAT 293 89 78 (3H*T) JİLDA SAHAKİAN Resim Sergisi 8 - 23 Ocak 1998 Açılış: 8 Ocak Perjembe saot:17 30- 19.30 ATATÜK KÜLTÜR MERKEZI TAKSİM - İSTANBUL JEV (0212) 2 5 1 5 6 0 0 Golen Pazar-Pazartni dı$mda hergön 10 00-17 30 arası açıldır t U U T OAI.KIIİ ÖSITKIKÖSEMEN "Portreler" Fotoğraf Sergisi 8 Ocak - 28 Şubat '98 Abdı Ipekçi Cd. 18/2 Nişantaşı Tel • (0212) 241 21 83 TRRRBVRSflNRT GFIL€RISİ HABİBGEREZ Resim Sergisi 6-26 Ocak'98 Tarabya Otelı-Tarabya/İST. Tel&FaxO212 299 11 05 SÜLEYMAN VELİOĞLU Resim Sergisi, 6-30 Ocak 1998 Destek Reasûnms Sanat Galerisi, Abdi ^>ekçi Cad.75, Maçka Galeri iş gunleri: 11-18-, Cumartesi: 12-16- arası açıktır 246 35 89 [ 247 36 34 8-9-10 15-16-17 Ocak Saat 21.00'de 11-18 Ocak Saat 15.00 -•• GELECEK OYUNLAn - - = = - Eric-Emmanuel SchmiH Claildc Magnicr H E L E N EVDEKİ YABANCI Variations Enigmafique Monsieur Masure Rezervasyonlarınm VISA veya MASTEfl kartla yaptırabılırsını; NH ZIK: SF.RD \R VAIJÇINV URIK: ATİI.L* BİRKhTj VÖNETMLN: MKHMKT BİRKİn B I N b i H A S A L L A R I Müzikal, 2 perde l SKP T4)piu Satıj: 0212 2% 92 .10 12 Ocal. AKM Bûjük Salon Saal: 2"-»: 15.2fl. 21 (kal. Ho<ıawı (İMcri Mrtl«i S:ul 21.15 Kültür Sanat ilanlarınız İçin: 293 89 78 (3 hat) CUMAHTESI n M HIRIH HRLPLER DtlCHH ROLL PUTFORMU AEDULHAKHAMİT CAD NO'61 TAKSİM m. 254 35 09 -237 72 50 SES-1 885/ORTAOYUNCULAR Tel: 212-251 18 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU FERHAN ŞENSOY FERHANGİ ŞEYLER Çarş./Per». 21.OO FERHAN ŞENSOY FEL.EK .. 3IRGUN Pazar 15.3O ve 18.30 RABARIKURGULAYAN: FERHAN ŞENSOY YÖNETEN: DERYA BAYKAL FERHAN ŞENSOY-RASİM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-ALİ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN ERKAN ÜÇÜNCÜ-ÖZKAN AK5U-SAYGIN DEÜBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVİL AKI Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kûttür Bakarlıflının kaflaürryla B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ : : 251 18 65-66 Vakknr-ımaUr Tc ık ' r , ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Düyunu Umumiye'den Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne... Hep söyler dururum: Bır ülkede devletin hem kendisine, hem de topluma ve bireye nasıl baktı- ğı doğru çözümlenmeden, yani devlet külturü ye- terince irdelenmeden yönetenler ve yönetilenler ilişkisi bağlamındaki sorunları tek başlarına ele al- manın fazla bir yararı yoktur. Çünkü eğer sözünü ettiğim bakış açısında bir yanlışlık, bir çağdışılık varsaozaman bundan türlü sorunların kaynaklan- ması da son derece doğaldır. Birkaç gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi Sa- lonu'nda yapılan trilyonluk tadilat ile ilgili olarak, eski Meclis Başkanı Sayın Mustafa Kalemli'nın açıklamalarını dikkatle dinliyorum. Bu tadilat ko- nusunda, "Yapılanlaiftiharediyorum"diyorSayın Kalemli. Fiyatlann aşırı yükseklığınden söz edildi- ğınde ise "Yapılan, bir gecekondu değil, bır Mec- lis binasının tadilatıdır" saptamasında bulunuyor. Bilindiği gibi, Düyunu Umumiye Idaresi, sonsuz israfı yüzünden dış borç batağına saplanan Os- manlılmparatorluğu'nun bütün parasal kaynakla- rını, imparatorluğa borç vermış olan devletlerın denetimi altına sokan bir düzenlemeydi. Dolma- bahçe Sarayı, işte imparatorluk boylesıne batık durumdayken alınan borç paralarla yapılmıştı. Ve o sarayı yaptıranlar da bina ortaya çıktıktan son- ra yapılanla hiç kuşkusuz "ıftihar" etmişlerdi! Günümüzde ise, resmi açıklamalara göre, enf- lasyonu düşürmek için her şeyden önce devletin harcamalannda büyük kısıntılara gidilmesinin, bu bağlamda ışlevini yitirmiş bazı dış temsilciliklerin kapatılmasının, kamu çalışanlarının aylıklarındaki yükselişlerin sınırlanmasının vb. şart olduğu bir dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde mil- letvekillerinin "bundan böyle daha rahat koşullar- da çalışmalannı sağlamak" gerekçesıyle yapılan ve toplantı salonunun kapılanna varıncaya kadar her şeyinin değişmesini kapsayan bır tadilat için trilyonlar harcanmıştır. Bu olayın anlamı, herhangi bır yoruma gitmeye gerek bırakmayacak kadar açıktır. Bu olayın ka- nıtladığı tek olgu, devlete belli bir bakışın ve dev- letin topluma ve bireye bakış açısının Osmanlf dan bu yana ne yazık ki önemli bir değişım geçirme- diğidır. Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin yönetim kade- melerine gelmek, milletin hizmetine girmek değil, fakat daha çok "devletli" olmak anlamını taşır. "Devletli" olmak, her düşünceye ve her davranı- şa damgasını öylesıne güçlü vuran bır niteliktir ki, yalnızca iktidara gelen sağ partıler değil. fakat ik- tıdarı paylaşan ve sosyal demokrat olduğu söyle- nen partiler de bu niteliği benimsemekte hıçbır sa- kınca görmemektedırler. Osmanlı Imparatorluğu'nun yapısında padişah, iktidann odak noktası, yani her şey demekti. Cum- huriyetimizin bugünkü uygulamalarında ise bu ik- tidar, kademelere göre "çeşitlipadişahlar" arasın- da paylaşılmış, ama bir "padişah ıktidarı" olma özelliğini hemen hiç yitirmemiştir. Bu yapıdaki ve anlayıştaki bir iktidar, kendisinde her türlü koşu- lun ve kısıtlamanın dışına çıkma hakkını bulur ve bu hakkın yasal dayanağı olarak da "devlef'ı gös- terir. Bu durum gözönündetutulduğunda. ekono- mik durumunu düzeltmek için IMF ile anlaşmanın yollannı arayan, çalışanının yaşam düzeyını en alt göstergelerde tutmaya kesinlikle kararlı bir devlet anlayışının, iş sonuçta öteki kamu bınalan gibi bir kamu binası olan Meclis'in tadilatına geldiğinde trilyonlan harcayıvermesinde şaşılacak bir yan bu- lunmadığı, kendiliğinden anlaşılmaktadır... Kısa süre önce Güneri Cıvaoğlu'nun "Durum" programına konuk olan bır Israillı maliye uzmanı, kendi ülkesinde korkunç enflasyonun üstesinden nasıl gelindiğini anlatırken, genelde enflasyon ca- navarını ağırlıklı olarak devletin harcamalannın do- ğurduğunu, bu nedenle en başta -örneğin ma- kam arabaları da dahil olmak üzere!- kamu har- camalannda kısıntıya gidılmesi gerektiğini açıkla- mıştı. Aynı tez, yani enflasyonu önlemek için önce devlet harcamalarının en alt düzeye indirilmesi ge- rektiği, bugün ülkemizin yöneticilerince de savu- nulmakta. Bu bakımdan Israilli uzmanla aramızda bir görüş ayrılığı yok. Ama bir başka noktada var. Acaba israilli uzmanlarla bizim yöneticilerımiz, "devlet" dediklerınde aynı şeyden mi söz ediyor- lar? Meclisimizin önümüzdeki günlerde hızmete gi- recek yeni salonunun her bir ithal malı koltuğunun neredeyse bir yerli araba fiyatına yaklaştığı göz önünde tutulduğunda, enflasyonu çok kısa za- manda düşürmeyi başarmış ülkelerın yöneticıleri ile bizim "devletiilerimizin" Devlet'ten aynı şeyi an- ladıklarını söyleyebilmek, pek olası gözükmüyor! Octavio Paz'ın sağlık durumu • MEXICO (.\X) - Nobel ödüllü \azar Octa\ 10 Paz'ın sağlık durumunun kötüleştıği \e hastanede bakım altında olduğuna ilişkin haberler. Paz V'akfı yöneticisi tarafından reddedildi. Octavio Paz Vakfi Başkanı Guülermo Sheridan. Paz'ın hasta olduğunu kabul ederken, doktorlann. yazann sağlık durumunun korkulacak düzeyde olmadığını açıkladıklarını bildırdi. Sheridan. hastaneye kaldınlmayı kabul etmeyen Paz'ın e\ inde yazı çalışmalannı # sürdürdüğünü ve yeni yılı arkadaşlanyla geçirdiğinı kaydetti. Daha önce. Paz'ın durumunun cıddı olduğu ve askeri bir hastanenın özel odasında tıbbi bakım altında olduğu açıklanmıştı. Meksıkalı yazar Octavro Paz. 1990 yılında Nobel Edebi\at Ödülü'nü almıştı. Yapı dergisinde bu ay • Kültür Servisi - A> lık kültür. sanat ve mimarlık dergisı Yapı'nın Ocak "98 sayısı çıktı. Dergide bu ay. Dr. Gürhan Tümer "Atatürk Düşüncesini Tasarlamak'a Bir Katkı' ba.şlık]ı yazısında Anıtkabir'in yapımına ilişkin ortaya çıkan verilere katkıda bulunuyor ve soruyor: "Yeni bir Anıtkabır yanşması açılsa bugünün mımarlannın tasanmlan nasıl olurdu." Yapı dergisinde aynca Alp Sunalp. Fransa'da ve Türkiye"de koruma sorunlan. mımarlann üstlendikleri yeni rolleri, Doğan Hasol ise "1997'nin Ardından - Kentimize Ağıt. Kendimize Ağıt* başlıklı yazısında, geçen yılın şehırcılık sorunlannı özetlıycr. Burçin Altmsay "Shakespeare'in Globe Tiyatrosu, Bir Hayalin Sahnesi' başlıklı yazısında Londra'da yeniden inşa edilen Globe Tıyatrosu'nun yapım öyküsünü anlatıyor. Dr. Şengül Öymen Gür'ün 'Mımariyi Eleştirmek'. Özkan Eroğlu'nun 'BirKarşı Duruş Olarak Pop Art' başlıklı yazısı. tstanbul Mozaik Müzesi'nde onanlarak yeniden zıyarete açılan Bizans Büyük Saray Mozaiğı'nintanıtımı ile kullanılan restorasyon tekniklen ve Balmumcu'da br büro düzenlemesi, Yapı'nın ocak sayısmda yer alan diğer konular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle