Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Fatih Belediyesi'ni UNESCO ve Avrupa destekliyor; 'bizimkiler' ise köstekliyor!
'Tarihin belediyesF oktıak zor!..Istanbul'un 2700 yillık kentsel yerle-
şim tarihini banndıran "Suriçi" bölge-
sinde iki ilçe belediyesı var. "Tarihi Ya-
nmada" olarak da anılan bu bölgede,
Yenikapı-Unkapanı arasındaki Atatürk
Bulvan'nın doğu kesimi Eminönü ilçe-
sini, batı kesimi ise kara surlanna kadar
Fatih ilçesinı oluşturuyor...
Aslında, "tarihsel doku bühınselliğr
açısından tek bir beledıveye bağlı olma-
sı gereken bu önemli SIT alanında özel-
likle Fatih kesimi. denebilir ki 20. yüzyı-
lın en "şansb" dönemlerinden birini ya-
şiyor.
Çünkü Fatih Belediyesi, belki de
1950'lerden bu yana ılk kez kendi ilçe sı-
nırlan içındeki kültürel mirası ve eski
kent dokusunu "korumak ve kurtarmak"
için neredeyse tüm olanaklannı seferber
etmiş durumda. Son 3 yılda gündeme ge-
tirdiği ve uygulamaya da başlattığı "res-
torasyon", "sıhhifeştirme" ve "yeniden
işlevtendirme" projeleriyle, yine yılardır
Türkiye'deki bırçok keniin özlemini çek-
tiğı "tarihin belediyesi" olmaya açıkça
adaylığını koyuyor.
Başkan Sadettin Tantan'ın bütün bu
çabalan göstenrken "kültür ve din ayn-
mı" yapmadan. tarihi yanmadanın "Su-
riçi kimlfğini" ortaklaşa oluşturan Bizans
ve Osmanlı kökenli mimari değerlerini
"hep birlikte" kucaklaması ise sürdürü-
len çalışmalann "Cumhuriyet Türki-
yesi'ne yakışır" bır çağdaş uygarlık an-
layışı ıçınde gelişmesine coşku verici bir
katkı sağlıyor...
Nıtekim, Tantan ve arkadaşlannın
1995 yılından bu yana yogunlaştıklan bu
koruma projeleri, yaklaşık 6 aydır da ar-
tık "dünya gündeminde" yer almaya baş-
ladı.
Başta Büyükşehir belediyesi olmak
üzere. Türkıye'dekı diğer "sonımlu" ku-
rumlardan bugüne dek hemen hiç bir kat-
kı ve destek görmeyen projelen 11VES-
CO ıle AvTupa Konseyi kendı kültür prog-
ramlanna kattılar. 1996 yılı haziran ayın-
da tstanbul'da yapılan "HABITAT-II
KentZirvesi" sırasında tarihi Zeyreksem-
tındekı çalışmalan izleyerek "desteksö-
zü" veren bu uluslararası kuruluşlar. kı-
sa sürede kollannı da sıvayarak bu "dün-
ya mirası" kültür zenginligini kurtarmak
içın başlatılan çabalara katılmak üzere
harekete geçtiler...
Fatih'te 'UNESCO bürosu'
-B;^tştebu sürecın sonucunda, "L'NESGO •
nzmanlarT Fatih Belediye Başkanlığı
binasında oluşturulan özel bir büroda yer-
li danışmanlar ve mimarlık öğrencileny-
le birlikte Eylül 1997 ayından beri yogun
birçalışma içerisindeler.
"Avrupa Komisyonu temsilcileri" de bu
çalışmalara parasal destek sağlamak ve
Balat'ın hem evleri hem de insanlan birlikte korunmak ve kurtulmak istiyor. Ne var ki
kimi 'korumacılar' (!) bu tarihi projeyi desteklcmek yerine 'sorguluyorlar.'
Fatih Belediyesi'nin Sunçı'ndeki ilçe
sınırlan içinde bir "kampanya'*şekiinde
sürdürdüğü çok sayıdaki "tarihsel çevre
projeleri*' arasında en önemlılerinden bı-
n "Fener-Balat Rehabilitasyon" projesı.
Bizans \e Osmanlı dönemlerinde ken-
tın evrensel değertaşıyan "kültürdoku-
sıT açısından çok özel ve çok renkli bır
kimlik sergileyen bu iki komşu tarihsel
projelerin uygulama aşamalan için "Av-
rupa Birligi (AB) kredisini*" elde etmek
üzere, aynı projeleri A\Tupa Parlamento-
su'na 1988 yılı içinde sunabılmenin ha-
zırlıklannı yapıyorlar...
Bütün bu çabalarda "maddi" olamasa
bile "maneviveteknikdestek"olarak Fa-
tih Belediyesi'nin yanında yer alan ulu-
sal kuruluşlar ise sadece Münarlar Oda-
u, bazı üniverstiler \e ki- .^__^_^_i_
mi sivil toplum kuruluşja-
rı. Kültür Bakanlığıbıle 9
Temmuz 1997 tarihinde
belediye ıle bır "işbirliği
protokolü" imzalamış ol-
masına rağmen. çalışma-
lara ivme kazandırabile-
cekbiradımhenüzatabil-
mış değil...
Dahası. Kültür Bakan-
lığı'na bağlı Koruma Ku- ^ ^ — — * ^ - ^ — ^ —
ı
^ — — — — — —
rulu'yta da hem yine belediye, hem semtin "çökünrüsürecindenkurtanlma-
UNESCO ve Avrupa Kmrisyonu temsüs*^; «î^projerîrrî tetMTıetlSff.
Istanbul'un kültür zenginliği içinde çok özel bir yeri
olan tarihi Fener ve Balat semtlerini "'çökmekten
kurtarmayı" hedefleyen proje için UNESCO ve
Avrupa Konseyi, Fatih Belediyesi'ne yardım ellerini
uzattılar. Türkiye'nin korumadan sorumlu kişi ve
kurumlan ise bu işbirliğini alkışlamak yerine "Neden
Fener" diyerek projeyi sorgulamaya başladılar...
cılen arasında hâlâ "verimlibirdiyalogve
dayaıuşma ortamr sağlanamadı. Bu sü-
recidikkatleizleyenyabancılariseyıllar-
dır beklenen böylesi bir fırsatı "değer-
iendirme coşkusu yaşamayan
T>
yerli ve
sorumlu kurumlan elbette ki "hayrette"
ırdeliyorlar... (1)
Bu hedefe ulaşabılmek ıçın de bölge-
yi tunstık merkez yapmak yerine. bır
kentsel yerleşme alanı olarak "yaşanabi-
lirkılmak"amaçlanıyor. Proje raporubu
amacı anlatırken "Semt sakinlerinin ya-
şam düzeyiniyükseltmek, mevcut eski ya-
pdan konutstoku olarak değeriendirmek.
rehabilitasyon sürecinde alryapı duzenle-
melern k birlikte mimari \e kentsel >cni-
leme ve restorasyonu da yöre insanlarn-
la birlikte yüriitmek-." gıbı ılkelen sa\u-
nuyor...
Geçen birkaç a\lık kısa süre ıçınde
Nur Akın ve Nilüfer Narlı'nın mimari \ e
sosyolojık anketlen tamamlandı: Av. Der-
vi$Pariak,hukuksal boyutu irdeledi: Gü-
^ ^ _ _ ^ zin Kava finans maddele-
rinı araistırdı: Yılmaz Ku-
yumcu ıle Ingılız David
Yeomansmaliyet analizle-
ri üzennde çalı^tılar; Fran-
sız Eric Hırvbrechts ile
Fikret Evci \ e İsmet Ok-
ya> ıse kentsel tasarımbo-
yutunu irdelediler. Stefa-
nosVerasimos,kültürel sü-
recı araştırdı \e çok sayı-
-~^"~~•— da öğrencinın katılımıyla
bölgenın tarihsel dokusu ıle kültürel de-
ğertm de be4g«?lpnıneye-başlanarak Fe-
ner-Balat Projesı bir "ön ona>" ve "res-
mi destek" alınmak üzere belediye tara-
fından Koruma Kurulu'na sunuldu.
Kumldaki "farklı" tutumlar
Istanbul 1. Numaralı Koruma Kuru-
lu'nda. UNESCO temsilcileri ve verli-
yabancı danışmanlann da katılımıyla 19
.\ralıkl997günü yapılan toplantı, "ilginç
tartışmalajia" geçti.
UNESCO Bürosu'ncatutulan "toplan-
tı tutanaklanna" göre Kurul Başkanı
Prof. Dr. Özer Erenman'ın proje grubu-
na yönelttiğı sorular. bır bilgilenme ama-
cının ötesınde bir tür "sorgulama" şek-
linde.
"AB'nin bu cömertliği nereden geöyor"
dıye söze başlayan Prof. Dr. Erenman;
"Avrupa neden Fener ve Balat için mad-
di destekveri>or; Süleymaniye oba>dı da-
ha hayuiı bir iş yapmış olurdu»" diyerek
tartışmayı sürdürüjor. Bölgede yaşayan
insanlar için; u
onlar köyden, Karade-
niz'dea, Doğu'dan gelh oriar, bu yapılann
değerini biünezJer" biçiminde degerlen-
dırme yapan Kurul Başkanı: "bu insan-
lan neden bu bölgede tutmak istiyorsu-
nuz" dıye de sorduktan sonra "kanaati-
ni" şöyle özetlıyor: "Bu proje, bana bir
fantezi gjbi geliyor..."
Kurulun diğer üyeleri olan Doç. Dr.
Zekiye Yenen ile Prof. Dr. Zeynep Ahun-
bay, ise bu görüşün tersıne projeyi olum-
lu görerek bazı teknık ve bılimsel çalış-
malann tamamlanması gereğıne dikkat
çekmelerıne rağmen. Başkan Prof. Dr.
Erenman'ın tutumu. belediye ve büro
grubu üzerinde "moral bozucu" bir etki
bırakıyor.
Avrupa'nın Türkiye'yı işte bu gibi dav-
ranışlar yüzünden "dışladığına" dikkat
çeken Belediye Başkanı Sadettin Tantan
\e yabancı uzmanlar, şimdi şu değerlen-
dırmeyi yapıyorlar: "Fatih Belediyesi'ne
tstanbufun bir dünya kültür mirası oldu-
ğu bilinci içinde hareket etüği için bu pro-
jedede destekveriyoruz. Geçmişte UNES-
CO. uzun yıllar Süle>'mani>
t
e için de ça-
lıştı. Ama yerel > önetim o çalışmalara sa-
hip (,-ıkmamtştı. Şimdi beledi>e tüm gü-
eü>le devrede, bu kez de Koruma Kuru-
lu engeli çıkıyor..."
Evet. Oyle görünüyor kı Türkıye'de
"tarihin belediyesi" olmaya karar ver-
mek. belki de hiç akla gelmeyecek "ge-
rilimleri" de yaşamaya baştan razı olmak
demek. SİT kararlannı iptal ettirmek için
siyasilerden hep destek gören diğer kimı
beledıyelerin yanında, aynı SİT karan-
nın uygulama projelenne bile soyunan
Fatih Beledıyesi'nın düştüğü durum ise
sözcüğün tam anlamıyla "konımada bir
kara- mizah" örneği değil midir?..
(l) Bu yazı yayıma hazıriandığmda,
Kültür Bakanlığı nın üst düzey temsilci-
leriyle Fatih Beledivesi vetkililerinin 7
Ocak 1998 Çarşamba günü (dün) Koru-
ma Kurulu 'yla ortak toplantı yapacakla-
n bilgisi geldi. Gelişmeleri ilerleven
günlerde yeniden irdeleyeceğiz...
Fener ve Balat için'son şans'...İstanbul'un Suriçi (Tarihi Yanmada)
Bölgesi'ne bakan I Numaralı Koruma
Kurulu Başkanfnın "fanteri** şeklinde
yorumladığı Fener - Balat Rehabilitas-
yon Projesi, kentin tarihten bu yana
-farklı kühürlerden \e farklı dinlerden"
sakinleriyle kimliğini kazanan en önem-
li koruma alanlannı kapsıyor.
Osmanlı öncesinde "Romanıyot*1
de-
nılen Bizans Musevilerinin oturduğu
Balat a. fetıhten sonra da Makedonya,
İspanya, Portekiz ve İtaha'dan gelen
Musevileryerleşmış. 19. yüzyıla gelin-
diğinde 7 ayn dınsel cemaatin yaşadığı
Balat"ta eşsız güzellikteki ve yalınlıkta-
ki "sivil mimarlık örnekleri*', yine her
biri semtın kültür tarihini belgeleyen "si-
nagoglar". "kilisder" ve "camilerie"
birlikte özgün bir "Istanbul dokusu"
oluşturuyorlar.
Mimar Sinan'ın esen olan Ferruh
Kethüda Camisi ve tekkesiyle hamamı,
Ayios Dimitrios Rum Kilisesu Surp Hre-
şadagabet Ermeni Kilisesi, Çarşı v e Tah-
ta Minare hamamlan, Ermeni Mektebi,
Hızır Çavuş Camisi, Yusuf Şücaüddin
CamtsL. İşte bu görkemlı kültür moza-
iğinin hem tanıkları hem de yaratıcıla-
n...
Balat'ın komşusu Fener de Haüç kı-
yısındaki zengin yerleşme semtlennden
biri. Bizans çağında adı "Fanarion" ıdı
vegüçlübirdenizfeneri vardı. Fetih'ten
sonra Avrupa'ya göçen Bizans'ın zen-
gin aileleri. Fatih'in din özgürlüğünü
getirmesi üzerine geri gelerek Fener'e
yerleştıler. "Fenerliler" olarak da 18. ve
19. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin A\-
rupa'daki "dış temsilciJeri" olarak göre\
r
yaptılar...
Fener semti de Balat gibi Istanbul'da-
ki külrür mozaiğınin belgeseli olan ya-
pılarlabezenmiş. Fatih dönemini simge-
leyen Fenerkapı Mescidi'nın yanı sıra
kısaca "Tur-i Sina yapı topluluğu" denı-
len Ioannes Prodromos Kilisesi, Misa-
fîrhanesi ve Kütüphanesi'nin özel bir
önemi var. Aynca V'hanada parçaları
yapıldıktan sonra Tuna Nehri ve Kara-
deniz'den gemilerle getirilip monte edi-
len. "prefabrik demir karkas" sıstemli
Stefan Kilisesi'nın de (1887-1898) mi-
marlık tarihinde yeri çok büyük. Mimar
Dimadis'e ait "Kırmızı Mektep" olarak
anılan görkemli Fener Rum Erkek Lise-
sideSuriçı'nın Halıç'e bakan şamacın-
daki tarihsel sıluetin etkil: bır parçası...
İşte bu iki zengin komşu semt,
1950'lerden sonra Rum. Ermeni ve Mu-
sevi sakinlerinın başka semtlere \ e yurt-
dışına göçmeleri nedeniyle metruk ve
bakımsız bir döneme girdı. Yapılannın
büyük çoğunluğu ise hâlâ birer kültür
mirası olarak a\akta.
Fatih Belediyesi'nın UNESCO ve Av-
rupa Konsevı desteklı projesi. özellikle
sivil mimari dokunun. yörede bugün ya-
şayan insanlara bır "tstanbullu bilinci"
de taşıyarak korunmasını öngörüyor.
Zaten Avrupa Konsseyi de projenin bu
"insancıl içeriği" nedeniyle destek veri-
yor..
Fenerve Balat'taki mimari miras ne
kadar zenginse, burada yaşamayı
jeğlejenler de o kadar yoksullar...
KULTUR • SANAT 293 89 78 (3H*T)
JİLDA SAHAKİAN
Resim Sergisi
8 - 23 Ocak 1998
Açılış: 8 Ocak Perjembe saot:17 30- 19.30
ATATÜK KÜLTÜR MERKEZI
TAKSİM - İSTANBUL JEV (0212) 2 5 1 5 6 0 0
Golen Pazar-Pazartni dı$mda hergön 10 00-17 30 arası açıldır
t U U T OAI.KIIİ
ÖSITKIKÖSEMEN
"Portreler" Fotoğraf Sergisi
8 Ocak - 28 Şubat '98
Abdı Ipekçi Cd. 18/2 Nişantaşı Tel • (0212) 241 21 83
TRRRBVRSflNRT GFIL€RISİ
HABİBGEREZ
Resim Sergisi
6-26 Ocak'98
Tarabya Otelı-Tarabya/İST.
Tel&FaxO212 299 11 05
SÜLEYMAN VELİOĞLU
Resim Sergisi, 6-30 Ocak 1998
Destek Reasûnms Sanat Galerisi, Abdi ^>ekçi Cad.75, Maçka
Galeri iş gunleri: 11-18-, Cumartesi: 12-16- arası açıktır
246 35 89
[ 247 36 34
8-9-10
15-16-17 Ocak
Saat 21.00'de
11-18 Ocak
Saat 15.00
-•• GELECEK OYUNLAn - - = = -
Eric-Emmanuel SchmiH Claildc Magnicr
H E L E N EVDEKİ YABANCI
Variations Enigmafique Monsieur Masure
Rezervasyonlarınm VISA veya MASTEfl kartla yaptırabılırsını;
NH ZIK: SF.RD \R VAIJÇINV URIK: ATİI.L* BİRKhTj VÖNETMLN: MKHMKT BİRKİn
B I N b i H A S A L L A R I
Müzikal, 2 perde
l SKP T4)piu Satıj: 0212 2% 92 .10
12 Ocal. AKM Bûjük Salon Saal: 2"-»: 15.2fl. 21 (kal. Ho<ıawı (İMcri Mrtl«i S:ul 21.15
Kültür Sanat
ilanlarınız İçin:
293 89 78 (3 hat)
CUMAHTESI n M
HIRIH HRLPLER
DtlCHH ROLL PUTFORMU
AEDULHAKHAMİT CAD
NO'61 TAKSİM
m. 254 35 09 -237 72 50
SES-1 885/ORTAOYUNCULAR
Tel: 212-251 18 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU
FERHAN ŞENSOY
FERHANGİ
ŞEYLER
Çarş./Per». 21.OO
FERHAN ŞENSOY
FEL.EK ..
3IRGUN
Pazar 15.3O ve 18.30
RABARIKURGULAYAN: FERHAN ŞENSOY YÖNETEN: DERYA BAYKAL
FERHAN ŞENSOY-RASİM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-ALİ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN
ERKAN ÜÇÜNCÜ-ÖZKAN AK5U-SAYGIN DEÜBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVİL AKI
Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kûttür Bakarlıflının kaflaürryla
B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ :
: 251 18 65-66 Vakknr-ımaUr Tc
ık '
r
,
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Düyunu Umumiye'den Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ne...
Hep söyler dururum: Bır ülkede devletin hem
kendisine, hem de topluma ve bireye nasıl baktı-
ğı doğru çözümlenmeden, yani devlet külturü ye-
terince irdelenmeden yönetenler ve yönetilenler
ilişkisi bağlamındaki sorunları tek başlarına ele al-
manın fazla bir yararı yoktur. Çünkü eğer sözünü
ettiğim bakış açısında bir yanlışlık, bir çağdışılık
varsaozaman bundan türlü sorunların kaynaklan-
ması da son derece doğaldır.
Birkaç gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi Sa-
lonu'nda yapılan trilyonluk tadilat ile ilgili olarak,
eski Meclis Başkanı Sayın Mustafa Kalemli'nın
açıklamalarını dikkatle dinliyorum. Bu tadilat ko-
nusunda, "Yapılanlaiftiharediyorum"diyorSayın
Kalemli. Fiyatlann aşırı yükseklığınden söz edildi-
ğınde ise "Yapılan, bir gecekondu değil, bır Mec-
lis binasının tadilatıdır" saptamasında bulunuyor.
Bilindiği gibi, Düyunu Umumiye Idaresi, sonsuz
israfı yüzünden dış borç batağına saplanan Os-
manlılmparatorluğu'nun bütün parasal kaynakla-
rını, imparatorluğa borç vermış olan devletlerın
denetimi altına sokan bir düzenlemeydi. Dolma-
bahçe Sarayı, işte imparatorluk boylesıne batık
durumdayken alınan borç paralarla yapılmıştı. Ve
o sarayı yaptıranlar da bina ortaya çıktıktan son-
ra yapılanla hiç kuşkusuz "ıftihar" etmişlerdi!
Günümüzde ise, resmi açıklamalara göre, enf-
lasyonu düşürmek için her şeyden önce devletin
harcamalannda büyük kısıntılara gidilmesinin, bu
bağlamda ışlevini yitirmiş bazı dış temsilciliklerin
kapatılmasının, kamu çalışanlarının aylıklarındaki
yükselişlerin sınırlanmasının vb. şart olduğu bir
dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde mil-
letvekillerinin "bundan böyle daha rahat koşullar-
da çalışmalannı sağlamak" gerekçesıyle yapılan
ve toplantı salonunun kapılanna varıncaya kadar
her şeyinin değişmesini kapsayan bır tadilat için
trilyonlar harcanmıştır.
Bu olayın anlamı, herhangi bır yoruma gitmeye
gerek bırakmayacak kadar açıktır. Bu olayın ka-
nıtladığı tek olgu, devlete belli bir bakışın ve dev-
letin topluma ve bireye bakış açısının Osmanlf dan
bu yana ne yazık ki önemli bir değişım geçirme-
diğidır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin yönetim kade-
melerine gelmek, milletin hizmetine girmek değil,
fakat daha çok "devletli" olmak anlamını taşır.
"Devletli" olmak, her düşünceye ve her davranı-
şa damgasını öylesıne güçlü vuran bır niteliktir ki,
yalnızca iktidara gelen sağ partıler değil. fakat ik-
tıdarı paylaşan ve sosyal demokrat olduğu söyle-
nen partiler de bu niteliği benimsemekte hıçbır sa-
kınca görmemektedırler.
Osmanlı Imparatorluğu'nun yapısında padişah,
iktidann odak noktası, yani her şey demekti. Cum-
huriyetimizin bugünkü uygulamalarında ise bu ik-
tidar, kademelere göre "çeşitlipadişahlar" arasın-
da paylaşılmış, ama bir "padişah ıktidarı" olma
özelliğini hemen hiç yitirmemiştir. Bu yapıdaki ve
anlayıştaki bir iktidar, kendisinde her türlü koşu-
lun ve kısıtlamanın dışına çıkma hakkını bulur ve
bu hakkın yasal dayanağı olarak da "devlef'ı gös-
terir. Bu durum gözönündetutulduğunda. ekono-
mik durumunu düzeltmek için IMF ile anlaşmanın
yollannı arayan, çalışanının yaşam düzeyını en alt
göstergelerde tutmaya kesinlikle kararlı bir devlet
anlayışının, iş sonuçta öteki kamu bınalan gibi bir
kamu binası olan Meclis'in tadilatına geldiğinde
trilyonlan harcayıvermesinde şaşılacak bir yan bu-
lunmadığı, kendiliğinden anlaşılmaktadır...
Kısa süre önce Güneri Cıvaoğlu'nun "Durum"
programına konuk olan bır Israillı maliye uzmanı,
kendi ülkesinde korkunç enflasyonun üstesinden
nasıl gelindiğini anlatırken, genelde enflasyon ca-
navarını ağırlıklı olarak devletin harcamalannın do-
ğurduğunu, bu nedenle en başta -örneğin ma-
kam arabaları da dahil olmak üzere!- kamu har-
camalannda kısıntıya gidılmesi gerektiğini açıkla-
mıştı.
Aynı tez, yani enflasyonu önlemek için önce
devlet harcamalarının en alt düzeye indirilmesi ge-
rektiği, bugün ülkemizin yöneticilerince de savu-
nulmakta. Bu bakımdan Israilli uzmanla aramızda
bir görüş ayrılığı yok. Ama bir başka noktada var.
Acaba israilli uzmanlarla bizim yöneticilerımiz,
"devlet" dediklerınde aynı şeyden mi söz ediyor-
lar?
Meclisimizin önümüzdeki günlerde hızmete gi-
recek yeni salonunun her bir ithal malı koltuğunun
neredeyse bir yerli araba fiyatına yaklaştığı göz
önünde tutulduğunda, enflasyonu çok kısa za-
manda düşürmeyi başarmış ülkelerın yöneticıleri
ile bizim "devletiilerimizin" Devlet'ten aynı şeyi an-
ladıklarını söyleyebilmek, pek olası gözükmüyor!
Octavio Paz'ın sağlık durumu
• MEXICO (.\X) - Nobel ödüllü \azar Octa\ 10
Paz'ın sağlık durumunun kötüleştıği \e hastanede
bakım altında olduğuna ilişkin haberler. Paz V'akfı
yöneticisi tarafından reddedildi. Octavio Paz Vakfi
Başkanı Guülermo Sheridan. Paz'ın hasta olduğunu
kabul ederken, doktorlann. yazann sağlık durumunun
korkulacak düzeyde olmadığını açıkladıklarını
bildırdi. Sheridan. hastaneye kaldınlmayı kabul
etmeyen Paz'ın e\ inde yazı çalışmalannı #
sürdürdüğünü ve yeni yılı arkadaşlanyla geçirdiğinı
kaydetti. Daha önce. Paz'ın durumunun cıddı olduğu
ve askeri bir hastanenın özel odasında tıbbi bakım
altında olduğu açıklanmıştı. Meksıkalı yazar Octavro
Paz. 1990 yılında Nobel Edebi\at Ödülü'nü almıştı.
Yapı dergisinde bu ay
• Kültür Servisi - A> lık kültür. sanat ve mimarlık
dergisı Yapı'nın Ocak "98 sayısı çıktı. Dergide bu ay.
Dr. Gürhan Tümer "Atatürk Düşüncesini
Tasarlamak'a Bir Katkı' ba.şlık]ı yazısında
Anıtkabir'in yapımına ilişkin ortaya çıkan verilere
katkıda bulunuyor ve soruyor: "Yeni bir Anıtkabır
yanşması açılsa bugünün mımarlannın tasanmlan
nasıl olurdu." Yapı dergisinde aynca Alp Sunalp.
Fransa'da ve Türkiye"de koruma sorunlan. mımarlann
üstlendikleri yeni rolleri, Doğan Hasol ise "1997'nin
Ardından - Kentimize Ağıt. Kendimize Ağıt* başlıklı
yazısında, geçen yılın şehırcılık sorunlannı özetlıycr.
Burçin Altmsay "Shakespeare'in Globe Tiyatrosu, Bir
Hayalin Sahnesi' başlıklı yazısında Londra'da
yeniden inşa edilen Globe Tıyatrosu'nun yapım
öyküsünü anlatıyor. Dr. Şengül Öymen Gür'ün
'Mımariyi Eleştirmek'. Özkan Eroğlu'nun 'BirKarşı
Duruş Olarak Pop Art' başlıklı yazısı. tstanbul
Mozaik Müzesi'nde onanlarak yeniden zıyarete
açılan Bizans Büyük Saray Mozaiğı'nintanıtımı ile
kullanılan restorasyon tekniklen ve Balmumcu'da br
büro düzenlemesi, Yapı'nın ocak sayısmda yer alan
diğer konular.