15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 1998 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER YOK Dayatmacılığı... Prof. Dr. MAHMÜT ÂDEM Ankara Cniversitesi 4 9. ve 50. koalisyon hükümet- lennin protokol ve programla- nnda temel ilke, 12 Eylül as- keri yönetimi döneminde ka- bul edilmiş olan başta anaya- sa olmak ûzere tüm antide- mokratik yasal hükümleri kaldırmak, böylece demokrasiyi tüm kurum ve ku- rallan ile ışletmekti. Bu konuda 50. hü- kümet protokolünde aynen şöyle denil- miştir: Anayasa hükümleri de dahil demokra- tikleşmenin, çağdaş. değeıierin önünde duran bütün engeller avıklanacak ve bir an önce kaJdınlacakür... Üniversiteler büimsel veyöoetseiözerk- liğe kavuşturulacakür. 49. koalisyon hü- kümeti programında da, "YÖK sistemi kaldmlacak, ünh ershe özerk otecakür" deniliyordu. YÖK, kuruluşundan 16 yıl sonra bugün hâlâ yerinde duruyor. 55. hükümet koalisyon protokolünde de aynen şöyle denilmektedir: Dtmokrasimizin eksiklikierini gider- mek içüı gerekü düzenlemeler yapdacak- ür. Bu hükümetin programmda da, *YÖK, üniversitelerarası eşgüdüm kuru- nıu haline getirilecek. üniversiteler tam özerldiğe kavuştunılacak." Hükümetin kuruluşundan 6 ay kadar bir süre geçmiş olmasına karşın üniver- sitelerde demokratikleşme konusunda bır arpa boyu yol alınmadı. YÖK'ü üniver- sitelerarası eşgüdüm (koordinasyon) ku- rumu durumuna getirmek için hiçbir ça- ba harcanılmadı. Üniversitelerin tam özerkliğe kavuşturulması bir yana, tam tersine gelişmeler yaşandı ve yaşanmak- tadır. YÖK başkanı ile MeTSİn Üniversitesi arasındaki olay buna güzel bir örnek- tir.tkinci örnek; YÖK Yürütme Kurulu'- nun, eğitim fakültelerinin yeniden yapı- landınlması konusunda, üniversitelerin ve ilgili fakültelerin görüşü alınmadan, 'Ben yaptnn oldu' biçiminde dayatmacı bir karar almasıdır. 4.11.1997 tarihli bu keyfi karara göre. eğitim yönetimi ve planlaması, eğitim programlan ve ögre- tim, eğitimde psikolojik hizmetler. halk egitimi, eğitim yönetimi ve denetimi, eği- timde ölçme ve değerlendirme vb. tüm eğitim bilimleri alanında eğitim uzmanı yetiştiren 20 üniversitede 1997 yılı kon- tenjanı 500 olan lisans programlan tü- müyle kaparılmıştır. Oysa nasıl temel bi- limler olmadan mühendislik olmazsa, eğitim bilimleri olmadan da öğretmenlik olmaz, bilimsel eğitim olmaz. Böylece tam 70 yıldır ülkemize binler- ce ilköğretim müfettişi ve eğitim yöneri- cisi yetiştiren Gazi Eğitim Fakültesi Eği- tim Yönetimi ve Denetimi (Pedagoji bö- lümü) ile 32 yıldır Türk milli eğıtimine binlerce çok değerli yönetici, uzman ve öğretim üyesi yetiştiren Ankara Üniver- sitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nin beş bölümü de kapatılrruştır. Amlan fakültenin kapatılan bölümleri- nin yerine dört yeni bölüm açılmıştır. Okulöncesi öğretmenliği, sınıf ögretmen- liği ve sosyal bilimler öğretmenliği lisans programlan bulunan ilköğretim bölümü, zihinsel engellilerin öğretmenliği prog- ramı bulunan özel eğitim bölümü. rehber- lik ve psikolojik danışmanlık programı bulunan eğitim bilimleri bölümü, bilgisa- yar ve öğretim teknolojileri öğretmenli- ği programı bulunan bölüm. 32 yıldırhalk eğitimi, eğitim ekonomisi, eğitim planla- ması, eğitim hukuku. eğitim denetimi, hizmetiçi eğitim vb. dersler okutan öğre- tim üyelerine, bundan böyle sosyal bi- ' • > . limler öğretmenliği programmda coğraf- ya. ortaçağ ya da yakınçağ tarihi ya da sı- nıf öğretmenliği prograrrunda hayatbil- gisi öğreteceksin demek; anayasa huku- ku profesörüne mühendislik fakültesinde temel bilimler okut demekle eşanlama gelmektedir. Bu da, üniversiter anlayışla, akademik etikle bağdaşmaz. Eğitim bihmleri fakültesinin binlerce mezunu Milli Eğitim Bakanlığı'nda müs- teşar, müsteşar yarduncısı, Talim ve Ter- biye Kurulu üyesi, genel müdür, daire başkanı, eğitim ataşesi, vb. üst düzey yö- netim ve uzmanlık görevlerinde bulun- muş, halen pek çoğu bu görevlerini sür- dürmektedirler. 1969 yılında ilk mezunlanru veren eği- tim bilimleri fakültesini bitirenlerin yüz- de 60'tan fazlası; MEB dışındaki kuruluş- larda, başta Türk Silaİılı Kuvvetleri (KKK, DKK, HKY, J. Gn. K, GeneDcur- may) olmak üzere Merkez Bankası, Zi- raat Bankası, Halk Bankası, Sümerbank, Eximbank vb. TRT, PTT, DSİ ve diğer ka- mu ve özel kuruluşlarda görev almıştır. ilgili üniversite ve fakültelere sorulma- dan YÖK tarafindan eğitim bilimleri ala- nında uzman yetiştiren bu bölümlerin ka- patılmasından sonra gereksinme duyulan Adana'mızm 76. kurtuluş gününde GURURLUYUZBaşbakanımız Saym MESUT YILMAZ'm huzurlarıyla Yeni yılda Adana'da 3 yeni dev tesisi açıyoruz, 1 dev tesisin temelini atıyoruz. • • . , <- < > * • : . Jp* • ! & * & • - açıyoruz Turkiye'de 2005 yılına kadar 20 hipermarket açmayı hedef alan Carrefoursa, İstanbul'dan sonra ikinci hipermarketıni Adana'da açıyor. Adana'daki modern Carrefoursa Tıcaret Merkezinde faaliyetini surdürecek olan dev hipermarket 90 bin çeşit malı, iyi kalite, ucuz fiyat ve iyi servisle Çukurovalılara sunacaktır. Aynca 53 adet farklı işyerinin yeraJdığı çarşı merkezi de Hipermarketin yanında yeralmaktadır. 5 Ocak 1998 Pazartesi, Saat 12.30 100. Yıl Mahallesi, 100 Evler Mevkii, Adana Yenilenen H. ÖMER Kültür Sitesi f ni açıyoraz Adana'daki Hacı Ömer Sabana Kültür Sitesi 400 milyar lira harcama ile yenilendi. Tıyatro temsülerine imkan veren sahne donanımına sahip, n'yatro ve konferans salonu, kütüphanesi, sergi salonlan, sanat atölyeleri ile Adana'nın kültür ve sanat hayatını renklendiren tesis, Çukurovalılara ve ülkemize hayıriı olsun. 5 Ocak 1998 Pazartesi Saat 13.30 . Adana Kültür Merkezi, Adana HILTON nın temelini atıyoruz Sabancı Topluluğu Ankara Hiltonsa, Mersin Hiltonsa, İstanbul Parksa'dan sonra Adana'run büyük ihtiyaanı karşılarnak için 4. Hiltonsa'nın temelini Adana'da atıyor. Plardan,Sabana Üniversitesininprojelerini çizenAmerikanfirmasıCannontarafindan hazırlanan Adana Hiltonsa'da 320 oda, 700 yatak, 1000 kişilik balo salonu, 6 adet çok amaçlı toplanü salonu var. 5 Ocak 1998 Pazartesi, Saat 13.30 Adana Kültür Merkezi, Adana Konfeksiyon f u açıyoruz Exsa Konfeksiyon, Adana Organize Sanayi Bölgesi' nde yeni tamamlanan dev konfeksiyon tesislerinde Çukurova'nın pamuğunu değerlendirerek katma değeri en yüksek konfeksiyon ürününe çeviriyor. 1300 isçinin çalışacağı tesiste günde 20.000 adet hazır giyim eşyası üretilecek. Ürünlerin tamamı ihraç edilecek. 1998 ydında 50 milyon dolarlık ihracat hedefleniyor. 5 Ocak 1998 Pazartesi, Saat 14.30 Adana Organize Sanayi Bölgesi, Adana Bütün Çukurovalıları törenlere davet eder, tüm bu tesislerin Çukurova'ya ve ülkemize hayıriı olmasmı dileriz. A = ANCI TOPLULUĞU "Daha güzel bir Türkiye için çalışıyoruz" ilköğretim müfettişleri, eğitim plancısı, halk eğitimcisi, eğitim ve öğretim prog- ramcısı, özel eğitimci vb. nasıl ve nerede yetiştirilecek? Bu uzmanlar bugün oldu- ğu gibi "ateyh" mı olacak, "mektepli" mi olacak? Türk Silahlı Kuvvetleri, banka- lar, kamu iktisadi kuruluşlan eğitim uz- manı gereksinmelerinj hangi kaynaktan sağlayacaklar? YÖK'ün üniversitelere gönderdiği 6.11.1997 tarihli yazıda, tüm üniversitelerde açılması planlanan eğitim bilimleri enstitüleri için öğretim eleman- lan nasıl ve hangi kurumlarca yetiştirile- cek? Türkiye'nin biricik ve en zengin eğitim bilimci kadrosuna sahip Ankara Üniver- sitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nin 16 anabilim dalrndan oluşan beş bölümüne, lisansüstü eğitim verin demek de, çok bü- yük bir yanılgıdır. Lisansı olmayan bir tezsiz yüksek lisans ile bilim uzmanlığı (master) verilmesi, yüksek lisans progra- mının içini boşaltmak demektir. Fen-edebiyat fakültelerinde, söz gelişi matematik alanuıda lisans öğrenimini ta- mamlamış bir öğretmen adayına verile- cek tezsiz yüksek lisans programlannda ağırlık öğretim yöntemleri üzerinde yo- ğunlaşacaktır. Tüm öğretmen adaylanna "doldur-boşalt" biçiminde verilecek tezsiz yüksek li- sans derecesi; bugün her eği- tim fakültesinde verilen, ço- ğu zaman da "işportaya" dü- şen öğretmenlik sertifikası- nın sulandınlmış biçimin- den başka bir şey değildir. O zaman matematik lisansı olan, ilgili alanda bilim uz- manı sayılabilir mi? YÖK, bu girişimiyle yük- sek lisans derecesinin içini boşaltarak soysuzlaştırmak mı istiyor? Dahası, tezsiz yüksek lisans yapanlara doktora yapma yolu açık tu- tularak. en önemli akademik derece olan doktoranın da içi boşaltılmak mı isteniyor? Bugün "öğretmen oimayan öğretmen" yetiştiren YÖK düzeni; yakın gelecekte "öğ- retim üyesi obnayan doçent- ler,profesörler'' yetiştireeek- tir. Tıpkı "kolsn* profesör" yetiştirdiği gibi. Bizce YÖK'ün bu girişimi, bilim adına bilimsel bir cinayet olur. MEB ve YÖK'ün çalıştır- dığı eğitim plancılan bugün- kü gibi "atayh"olursa, 1997 yılında birdenbire 190 bin öğretmen gereksinmesi or- tayaçıkar. Hiç gereksinme olmama- sına karşın YÖK düzeninde yetiştirilen ziraat, kimya, makine mühendisleri, vete- riner hekimler, hatta El Ez- her Medresesi mezunu mol- lalar sınıf öğretmenliğine atanır. Daha 5-6 yıl öncesi- ne kadar gereksinmeden faz- la olan öğretmen adaylan yeterlik sınavı yapılarak ata- nıyordu. Birdenbire ne oldu da sunum (arz) istemi (tale- bi) karşılayamaz oldu. Yük- seköğretim böyle mi planla- nır? Oysa YÖK'ün kuruluş yasasına (2547) göre birinci görevi ülkemizin gereksın- melerine ve kalkınma planı hedeflerine göre yükseköğ- retimi planlamaktır. Türk yükseköğretimi, özellikle öğretmen yetiştirme, eğitim bilimleri alanında hiç çalış- mamış bir dekan ve iki yar- dımcısı ile planlamrsa, hu- kukçu profesör matematik okutmakla görevlendirilir. Üyelerinin hiçbirinin uğraş alanı eğitim bilimleri olma- yan YOK'ten daha iyisi bek- lenebilir mi? Basta YÖK obnak üzere tüm antidemokraük anava- sal ve yasal hükümler ne za- man kakiınlacak? Hükümet programında öngörüldüğü bicimryle YÖK, ne zaman üniversitelerarası eşgüdüm kurumu haline getirilecek? Üniversiteler tam özerkliğe kavuşrurulacak mı? Yoksa YÖK'ün eğitim bibmlerinc getirdiği bu uygulama, söz getişi mühendislik va da öp- ta da sürdürülecek mi? Özerkliğe önce bizzat üni- versiteler sahip çıkmalıdır. Üniversiteler, Mersin Ünı- versitesi'ne ne kadar sahip çıktılar? Cumhuriyetin ilk üniver- sitesinin senatosu, "çağdaş geüşmelere uygun oiarak her fakültede bffim ve anabilim dallan ile bölümkrinin ku- nılmasu birleştirflmesi veya kakhnlması; öğretim, ders ve sınav programlaruıın ha- zırbuıması faküHe kurulu karan vesenatonun onayı fle vapılmaJıdır'' diye karar al- mıştır. Ama YÖK tarafindan kapatılma buyruğu verilen fakültesine ne zaman sahip çıkacaktır? Bu nasıl bilimsel özerk- lik? Yönetsel özerkliği ol- mayan üniversitede bilimsel özerklik olur mu? Üniversi- telerinde bilimsel özerkliği bile gerçekleştiremeyen bir ülke nasıl demokratikleşebi- lir? Belki de ülkemizin bugün çözmesi gereken temel so- run budur! CUMHURİYETTEN OKURLAKA ORHAN ERİNÇ Balük'tan Akdeniz'e Cumhuriyet'in dünkü sayısındayeralan harita, il- kokul yıllannda sınıflanmızda asılı duran ve tarih ki- taplarında da yer alan "Göç Yollan Haritası "na ben- ziyordu. Ancak oklar Orta Asya'dan değil Küçük Asya'dan başlıyordu. Deniz yolunu izleyen oklann vanş noktası da Italya kıyılarıydı. 12 Mart sonrasının baskısına uğrayan yazar, çi- zer, bilim adamı ve politikacılannı bir yana bıraka- lım. Turkiye'de baskı gördüklerini ileri sürerek Avru- pa ülkelerine sığınmak isteyenlerin hedef aldıklan ül- kelerin başında Baltık ülkeleri geliyordu. 1970'ler- de sığınmacılara, gerçek nedenlerini aramadan ku- cak açan ülke Isveç'ti. Sıkıyönetim tarafindan aran- dığına ilişkin tanık bulanlar, bir yolunu bulup bu ül- keye kapağı attıklannda ömür boyu gelire de kavu- şuyordu. Sığınmacılık doğal bir gelir kapısı olmuş- tu. Biraz aklı çalışanlar, manşetinde kendilerinin arandığ/ haberinin yer aidığı dosya kâğıdı boyutun- da iki sayfalık özel gazeteler bile bastınyor, böyle- ce değerli bir belgeye de kavuşuyordu. Isveçliler "Turkiye'de böyle bir gazete çıkıyor mu" diye sor- muyordu bile. Sonundademokrasi şampiyonluğun- dan vazgeçip kuralları sıkılaştırdılar. Son sığınma başvurulan sığınmacı göçünün Ak- deniz'e kaydığını ve örgütlü duruma dönüştüğünü gösteriyor. Haberlere göre kişi başına 1000 mark (115 mil- yon lira) ile 4 bin dolar (832 milyon lira) ödenen in- sanlar gemilere doldurulup Italya kıyılanna götürü- lüyor. Ekonomik sorunlan da olduğunu söyieyenle- rin, dört-beş kişilik aileleri için bu kadar parayı ne- reden, niçin ve nasıl bulabildiklerinin yanrtı konunun can damannı oluşturuyor. Gecen yılın son aylannda Arnavirtluk'ta yaşanan bankerayaklanmasının ardından gemilerieltaİya'ya sığınmak isteyenlere Italya'nın uygulamalannı yakin- dan biliyoruz. Bir tek Arnavut bile Italya'da bırakıl- madı. Aynı Italya şimdi Kürt kökenlilere kucak açıyor. Ve Türkiye'yi suçluyor. Oysa aynı Italya, 1997 Haziran ayında yakalanan Türkiye çıkışlı sığınmacıJan geri göndermiş, AB konusunda da Türkiye'ye açıktan destek vermişti. Ne değişti de böyle oldu sorusuna aranan yanrt- lar arasında, (talya'nın AB içinde güç gösterisi yap- mak amacıyla bu kez Türkiye'yi kullanmaya niyet- lendiği de var. Bugün Italya'ya sığınmacı oiarak gidenlerin ço- ğunun akrabalan 1963'ten bu yana işçi statüsünde Batı ülkelerinde yerleşmiş olanlar. Federal Alman- ya'da 2 milyon 14 bin, Hollanda ve Fransa'da 260 binerTürk vatandaşı yaşıyor. Italya'da ise 5 bini iş- çi statüsünde 15 bin Türk vatandaşı var. (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1996 Yılı Raporu) Sayılar, Itafya'nın çekici bir ülke olmadığını, bu nedenle sığınmacı oiarak kabul edilecekterin 90 gün sonra Almanya, Fransa, Hollanda gibi üikelere ge- çeceklerini gösteriyor. Fransa ve Almanya'nın Ital- ya'ya karşı çıkmalannın nedeni de bu. Italya ise şimdilik aldırmıyor. Bir y f gütü PKK'ye yeni propaganda ve gelir alanlan ya- ratırken, bir yandan da AB üyesi öteki ülkelere at^gt altından sopa gösteriyor. Türkiye üzerinde pazarlık- lann yeni bir senaryosu ile karşı karşıyayız. • Kârlı KİT'ler arasında yer alan TEKEL'in yabancı sermayeye satışındaki mevzuata aykın uygulama- yı ve uluslararası tütün lobisine tanınan ayncalıkla- n Banu Salman yazdı. TEKEL'in özelleştirilmesin- de etkin olan Amerikan sigara tekelferinin Turki- ye'de uyguladıklan senaryolar ve buna karşı oluşan tepkileri de Merih Ak haberleştirdi. • 30 yıllığına 2 milyar 625 milyon dolara devredil- meleri planlanan dağıtım şebekelerinin, Enerji Ba- kanlığı'nın bilançolanna göre aynı dönem için 14 milyar 700 milyon dolar kâr edeceklerini Olcay Ay- dilek gündeme getirdi. Turkiye'de milyonlarca dar gelirli aile gibi 1998 yı- lına gecekondusunda giren Altun ailesıne konuk olan Hatice Tuncer, dar geliıiilerin yılbaşı gecesini anlattı. • Turkiye'de zengin ve yoksul arasındaki uçuru- mun bin 437 kat olduğunu belirleyen Türkiye Oda- lar Borsalar Bitiiği'nin raporunu İstanbul Haber Ser- visi arktardı. . - -.ı, . • Demiryolu taşımacılığına dikkat çekmek için Edir- ne- Adana demiryolu hattında yürüyen yurttaş Hil- mi Çamurdan'ın eylemini Devrim Sevimay ha- berleştirdi. ı K . lletişim Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Ali Serkan Eroğlu'nun intihan sonrasında ortaya çıkan soru- lan, savcılığın yaklaşımlannı ve Eroğlu ailesinin is- temlerini Necati Aygın ve Hakan Dirik duyurdular. • Diyarbakır'ın RP'li Yenişehir Belediyesi'ndeki 'Sü~ pürge skandalı'rv Diyarbakır Büromuz haberleştir- di. • DSP'lilerin yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın taşra teşkilatlannda gerici kadrolann halen görev başında olduğunu Yurt Haberleri Servisimiz belirledi. • Yalova Termal'deki Atatürk Köşkü'nde yaşanan orman katliamını Behice Özden haberleştirdi. ' • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. Orhan.erinc(a raksnet.com KAMAN ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1997302 Davacı Nilüfer Aydın tarafindan davalı Mustafa Aydın aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonunda celse ara karan gereğince; Davalı Kaman Orta Mahalle 15 kütük sıra numara- sında nüfiısa kayıtlı Murtaza oğlu Havva'dan olma 15.11.1964 doğumlu Mustafa Aydın'ın adresi meç- hul olduğundan adına davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olup adı geçenin duruşmanın bırakıl- dığı 17.2.1998 günü saat 09.00'da duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil et- tirmesi, aksi takdirde yargılamanın gıyabında devam olunacağı ve karar verileceği tebligat yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Basın: 62898
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle