16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK1998CUI OLAYLAR VE GORUŞLER 1997: Karşı Devrimcilere 'Dur' Denilen Yıl Dr.ALEVCOŞKUlV S ı>asal ve toplums<ı| olaylar aç!sındangeçmışl99 7 > l l l ı u değerlendırmelerımız nasıl olacaktır9 Toplumsal ve sıya- salbılımler>onundensıksık anılacağı kuşkusuz olan 1997'>e damgasını vuran olaylan kısaca ırdeleyeiım Susuriukolayı: Susurluk olayı ve yaraı- tığısonuçlar ulkeçapındayankılaruyan- dırdı Bırtrafıkkazasındahurdaolanara- banın ıçınden. uyuşturucu taşıma nede- nıyle Isvıçre'de hapıste yatmış, cezaevın- den kurtuluşu kuşkulu ve uluslararası kır- rruzı bultenle aranan bır saruk. bır poiıs m u- duru, bır mılletvekılı, sanığın arlçadaşı ol- duğusoylenenbırbayançıktı Kazadansa- dece mıllervekılı kurtuldu Arabanuı ba- gajından susturucularla donatılrrıış sılah- lar ortaya dokuldu Bu Susurluk sorunu- nun açıklığa kavuşması son dereCe onem- Jıdır AçıkJığa kav uşmasa da uzaktan ya- kmdan ılışkısı olanlar kamu vicdanırîda mahkûm olmuştur T\ istasvonununfoasılması:Istanbul gı- bı bır kentın merkezınde, polıs karakolu- na 200-300 metre yakınlıktakı bır TV ıs- tasyonu basıldı Olay, filmlerde heyecan- la ızledığımız kent çetelennı ımrendırecek ve kıskandıracak bırbıçımde gerçeldeşmış- tır Bu konu halen aydınlığa kavuşmamış- tır Bu olaylara duyarlılık gostenlmesı, "Sü- rekli Avdınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eylemı tum ulkede toplumsal bır coşku ve gosienye donuştu On binkrce kadının yuruyüşü: Ataturk ılkelennı desteklemek ıçın siviltopitımor- gutfcrinın bır ara>a gelmesı ve bırlıkte ha- reket etmelen çok onemhdır Geçen yıl Ankara'da on bınlerce kadı- nın laıklık ıçın. Ataturk ılkelen ıçın yuru- yuş yapmalan toplum ve sıyasal bıhmler açısından değerlendınldığınde, son dere- ce onemlı ve anlamlı bır sıvıl toplum ha- reketıdır Bu eylem her zaman ovguyle anılacak, onemlı bırsınırtaşı olarak demok- rası tanhımıze geçecektır Sendika, esnaf ve işverenlerin birleşme- si: Erbakan-ÇiDer ıktıdannın, Ataturk ıl- kelennı dışlayan hareketlen karşısında, yıllardır bırbınne karşıt olan ıkı büyuk ış- çı sendıkası ıle esnaf ve sanatkârlar orgu- funun genel başkanlannın bıraraya gelme- len, bunlara Işveren Sendıkası Başkanı ıle Tıcaret Odalan v e Borsalar Bırlığı Başka- ru 'nın katılması onemlı bır sıyasal ve top- lumsal eylemdır Asla bır araya geiemez sanılan Turk-lş ve DİSK, ışverenler sen- dıkası TİSK. en büyuk esnaf orgütu TESK, Odalar ve Borsalar Bırlığı ve obur sıvıl kıtle orgutlen, Kemalıst değerlere, anaya- sal ıçenklere sahıp çıktılar Iktıdann, Ata- türk ılkelenne ters duşen hareketlenne karşı oldukJanru belırttıler Cumhurbaş- karu ve sıyasal partı bderlenru zıyaret et- tıler, ÇÜÜŞ yollan onerdıler Bu eylem, de- mokrasımız açısından son derece onemlı bır harekettır Erbakan ve Çiller davatmadan soz ed>- yotiar.Onhryagöndermevapıvortar. Evet davatma var, ama onlann anladığı bicim- de değiL. Da>atma>ı aslında yukanda be- lirttiğimiz bu sivil orgutfer vapn. Kamuoyu. mılletın çoğunluğu bu or- gutlen destekJedı. yoksa başanlı olamaz- lardı Bu sıvıl oluşumJardırkı Erbakan-Çıl- lerhukumetıru çozümsûzluğe göturdu, çe- lalmek zorunda bıraktı Sonunda, yıne bu sıvıl kamuoyu destek ve oluşumlandır kı, 55 hukumetın yuksek oranlarda oy ço- ğunluğuyla Meclıs'ten guvenoyu alması- m sağladı "Bu hükümet askeri dayatmalaria ku- ndmuştur, meşru değüdir" dıye soylem- ler ılenye surenler, ne demokrasıyı, ne ka- muoyunu ne de sıv ıl orgutlenn demokra- sıdekı gücunu bıhyorlar Toplumlann sıyasal tanhınde boyle bır- leşmeler, uzlaşmalar kolay kolay gerçek- leşmez Butunbuoluşumlardemokrasımı- zın güçlendığını gostenyor BunJar de- mokratık yaşam bıçımımızın olumlu urun- lendır MGK kararlan: MGK'nm 28 Şubat 1997 gunu yav ımlanan kararian ordu-po- Iıtıka ılışkılen açısmdan onemlı bır gelış- medır Daıma arumsanacaktır Bu kararlar, ne 12 Mart ne de 12 Eylüre benzıyor Ataturk devnmlenru berumseyen- lerle karşı devnmcıler arasında burun bu- runa bır hesaplaşma başladığını belırönek yanlış olmayacaktır Ordu, 12 Mart, ozel- lıkie 12 EyluJ'de vapılan hatalan anladı- ğını gostenyor Bu onemJı noktayı açıkça belırtmekten de çekınmıyor Kımılen MGK'nın bu kararlannı be- ğenmıyorlar, bu kararlann alınmasında et- kın rol oynayan ordu ust kademesının bu davranışuu demokrasıyle bağdaştıramı- yorlar Bu durumu eleştınyorlar Keşke Turkıve'de demokrası tam kurumlanyla yerleşmış olsa. laıklık ılkesı ûzennde kar- şı devnmcıler boylesı tartışmalar çıkar- masa, bır sıyasaJ partı davranışıyla laıklık ılkesıne karşı olduğunu açıkça belırtme- se, MGK de boyle kararlaralmak durumu- na düşmese' Öysa laıklık ılkesı olmadan demokrası olmaz MGKkarariannınahn- masındaetkin olan temelduşunce,çağdaş- laşmanın onunu açmaktır. 4maç, Türid- yeCumhuriyeti'ııin anajasada beîuülenil- keterine bağlı kalmak ve demokrasiyi ko- rumakbr. MGK karariannın anaj asamızın 1 mad- desınde "Türkiye devleti bir cumhumet- tir" sozlenyle yeralan ve anayasamızın 2 maddesmde Turkıye Cumhunyerj'nın "Ata- rürk miltiyetçiligine bağlı (...) demokratik. laik,sos>al birhukukdoteti" olduğunu be- lırten nıtelıklennın korunmastndan başka bır anJamı yoktur Kaldı kı anayasanın 4 maddesı, "TC'nin deviet şeldi vetemelm- teliklerinin'' değıştınlemeyeceğı, değıştı- nlmesının onenlemeyeceğı hususundaem- redıcı bır hukum koymuştur Şeyhülislam'aö/enme: Refah Partısı ık- tıdan devam ederken patlayan Sıncan ola- yı, şenatçı soylemJen açıkçaortaya koyan beledıye başkanırun tutukevıne konulma- sından sonra Refah Partısrnm genel baş- kan yardımcısı ve genel merkez karar or- garu üyesı olan Adalet bakanının bu kjşı- yı zıyaret etmesı, hukumetbaşkanının Ata- turk ılkeienru ve anayasamızı hıçe sayıp karşı tavır koyarak Başbakanlık'ta tankat lıderlerıne ıftar yemeğı vermesı. adeta Müsiümanlann lıderlığıne, "şevhuüslam- lık*a ozenmesı. bardağı taşıran son dam- lalar olmuştur Sıyasal partflerüı kapatdması konusu: E|er bır sıyasaJ partı kendısım kımı zaman -Islami cihat ordusu" olarak ılan edıyor- sa. demokratık seçımlerle ıktıdarolup, la- ık "curnhurryetivıkrnakdüşûncesi''nı soy- leme ve eylem olarak kımı zaman ongo- ruyorsa, bu tutum \ e dav ranışlar demok- rası ıle bağdaşmaz Şerıatla demokrası bağdaşmaz Çunku demokrası koşulsuz olarak halk egemenlığıne dayanan bır re- jımın adıdır Anayasanın 24 maddesı de bu konuda gayetaçıktır " Kimse.devletin sos>al,ekonomik.siya- sal veya hukuki temel du/enını kısnıen de olsa, din kurallarına davandırma \eva si- \asJve\akisiselcikar\ahutnufuzsaglama amacıyla her ne suretk olursa oLsun dini veyadin duvgulannı,yahutdincekutsal sa- \ ılan şe\leriistismaredemez vekötuyekui- lanamazT Yıllardır "şeriatçdık", laıklık ılkesuu tehdıtederhalegelmıştı Dev let kendı ola- naklanyla, kendı kuruluş ılke ve temelle- nnı ayırmak ıçın eğitim buiiği kuralma ters duşen okullan çoğaltıj ordu llkkezbu gıdışe dur dıyebılen bır hareket sıyasal ya- şamımızda 1997yılında>eralmıştır Kiın ne derse desin, Türkıve'nin irncava teslim olmavacağı açık seçik betirtilmıştir. Kanı- tnızca 1997'nın sıvasal vaşamımız için en onemli gostergesı budur. 1997 yılında daha yuzlerce toplumsal olayyaşandı Faüı meçhul cınayetler, Gök- tepedavası, helehele 1997yılınınbıtunı- ne çok az kaia patlak veren Mechs'teka yolsuzluk, kendı meclısınekazık atan yoz- laşmış bır duzen ve daha nıcelen Ama 1997 yılı sıyasal ve toplumsal ya- şanumızda sıvıl toplum orgutlennın guç- lendığı. ısterlerse hukumetlen bıle düşu- rebıleceklen bır >ıl olarak tanhe geçecek- tır Asl önemlisL ilk kez örgüfJu ve bilinçii olarak karşı devrimcilere 'artık yeter', 'dur' denikiiği bir vil olarak siyasal tarihimize geçecektir. Boratav Arşivi 'Endişesi' Dr. MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ -Yazar 2 3 Kasım 1997 tanhlı "Cumhuriyet''te, Pertev \aili Boratav Hoca hakkında okuduğum "Enbüyükarzusugerçek- leşiyor" başhklı haberden sonra dal- dığım duşunceler sonucunda ne yazık kı bu başlık kadar ıyımser olamadım Dahası belkı de çok erken olacak ama, "endişe" bıle duymaya başladım Neden mı Pertev Naılı Boratav gıbı çok değerlı bırbıhm adamımız, yaklaşık ellı yıl kadar once, neden bu ulkeden aynlmak zorunda bırakılmıştı Once bu- na bakalım ve ulkemız adına bu utanç vencı ne- denı, bu haberde yer alan kendı ıfadesıyle, bır kez daha yıneleyehm "Elli yıl kadar önce Turkiye ünrversitelerinde kaynatüan bir cadı kazanı so- nunda, bir TBMM karan ile Ankara l niversitesi Dil \e Tarih Coğrafva Fakultesı'ndeki gorevim- den uzaklaştırıldını. Biiımsel çalışmaJarunı Fran- sa'da CNRS'de surdurmek zorunda kaJdım." , Emınım kı. şu anda da unıversıtelerde, Boratav Hoca 'nın belırttığı turden kaynatılaeak bır cadı ka- zanulın altına, odun taşımaya "muştak" bır suru profesorcuk, hazır beklemektedır Istanbul Onrver- sıtesı Edebıyat Fakultesı Turk Dılı ve Edebıyatı Bolumu'ndekıonbıroğretımuyesının, BurhanOz- fatura'nın YaşarKemal'leılgıJı "Dörf kıçıkınk ro- man" yazdığı gıbı oldukça duzeylı(') ve bılımsel(') saptamasını yennde bulup sahıp çıkarak, kamu- oyuna bu dognıltuda yaptıklan açıklama, buna en acıornektır ("Zaman", 13 Kasım 1997)(Buko- nuya aynca başka bır yaztmda değıneceğım) Boratav Hoca'yı okumayı surdurelım "Arşivi- nü Fransa\\a taşıdım. Fırsat buldukça Türkiye'ye gelerek Balkanlar'daki Turk topluluklanna,yurt- dışındaki arşMere ulaşarak, halkbilimi ve halk edebiyaü derlemeierini sürdürdüm." Şu son cum- lenın ıçınde gızledığı trajedıyı. bır halkbılımcı ola- rak, benden ıyı kım anlayabılır kı Bır halkbılımcı duşunun kı, onu en ıyı tanıdığı kendı halkından uzakJaştırarak, en doğal ve en ve- nmlı kaynağını kurutuyorsunuz. dahası, bırbakj- ma varoluş nedenını elınden alıyorsunuz Bır mu- zısyenın elınden, enstrumanını almak gıbı bır şey bu Ve şoyle devam edıyor Boratav Hoca "Doksan yaşındayım. Çeşitli araştırmalanmda, yayınlanm- da, bu a ^ mai/i>mesınin sadece bir bolumunu kul- laıidbıldım. Arşnımın benden sonra >itıp grtme- mesi, son yıllanmın ana sorunlanndan biri olmuş- tur. Sorun. benim yanm >Tiz\ılı aşan emeğimin he- ba olması değüdır. Halk kulturumuzun tekrar ula- şılamavacak urünlerinin beba olmasıdır." Bu sov- lu amacını belırttıkten sonra, bu konuda yapılma- sı gerekenjen de şoyle sıralıyor "Birinci olarak, Nanterre ÜnKersitesi'ndeki arşrv maizemesinin tümünün, tercihen sayısallaştırma, olmazsa foto- kopi yoluvla Turkiye've aktanlması gereküdir. fkinci olarak maizemenin, bilimsel normlara uv- gıın bir biçimde \e nitelikte sınıflanması ve kata- loglanması. bunun için de uzmanlaruı bulunması ve bu işe tahsisi gerekir.^" Benım endışem de tam bu noktada başlıyor ış- te Bu ışlenn yapılması ıçın, Boratav Hoca'nın vekâlet verdığı Tanh Vakfı, bu ışlen hangı halk- bıhmcılerle ve hangı biiımsel yontemlerle ger- çekleştırecek 9 HaJkbıhmı adına, ulkemızde kım- lenn soz sahıbı olduklannı, daha doğrusu "olama- dıklaruıın" orneğını, çok yakın bır geçmışte ve çok utanç vericı bır bıçımde yaşadık Hazıran 19%'da Kultur Bakanhgı 'nın duzenle- dığj "V. Uluslararası Turk Halk Kültürü Kongre- si"nde, donemın Kültur Bakanı'nın da hazır bu- lunduğuaçılış torenınde, Indıana Unıversıtesı oğ- retım uyesı Prof Dr tlhan Başgöz, bıldınsını su- narken, salonda çoğunluğu oluşturan bu bıhm 17ARALJK 1997-17 MART 1998 O S M A N L I B A N K A S I TARİHİ ARAŞTTRMA MERKEZÎ İSIİKLAL CAD. NO: 276/BEYOĞLU Türkıye'nın yaşayan en eski bankası olan Osmanlı Bankası, Tarihten İzler' Sergısı'yle 135 yıllık köklü birgeçmişin kapılarını aralıyor İlk personel başvuru fotoğraflarından eskj banknotlara kadar her türlü belgenin yer aldığı sergide, pek çok öykü keşfedilmeyi bekliyor. Osmanlı Bankası, geçmişin değerlerine dün olduğu gibi bugün de sahip çıkmaya kararlı OSMANLIBANKASI adamlan(')taranndan. "BtzTürkhjğömüzevedi- nimizehakaretettirme>izr 'naralan arasında, kur- suden ındınldı Tam o sırada Başgoz. Pertev Na- ılı Boratav 'ın yıllannı vererek hazırladığı "Nas- rettin Hoca" kıtabında da yer alan, bazı fıkralar- dan örnekler venyordu Butun bu olanlar karşısında yapabıleceğım tek şey vardı 25 6 1996 gunu oğleden sonrakı oturum- da sunacağım 'MasaJlann fieti Dizinleri-Mesaj IH- dex Hazırlama Konusunda Sistematize Edilmiş Bir fncelemeÇahşması"başlıkh bıldınmı gen çe- kerek, bu davTanışı protesto etmek Ben de oyle yaptım ve dıvan başkanlığına şu yazılı mernı su- narak bıldınmı gen çekıp kongreyı terk ettım "Sayın Başkanlık Divanuyirmibirinci yüzyüa dört kala hâlâ, değerli bir bilim adanu olan Prof. Dr. ti- han Başgoz, kendi ıılkesinde, Kultur Bakanı'nın da hazır bulunduğu bilimsel bir kongrede konuş- tunılmuvor vc kürsudcn inmek zorunda bırakıb- yorsa, okongrenin bilûnsel ozgurluğunegolge duş- möşdemektir.Bu nedenle bildirimigeri çddyanmL." Sonradabasınayaptığınidvikldma sırasında,do- nemın Kultur Bakanı na şoy le seslenmıştım "Şu anda,bu kongrenin bilimsel ozgürhığüne büvük bir kara leke duşurulmuştûr \e bu leke, Kûttur Baka- nı sıfatmız nedeniyle tarafınızdan bir an once ak- lanmalıdır. Çunkü. bizirn insanımıza ve bizim 01- kemize,bovlesmeçağdtş u>- gulamalar reva gorulemez." ("C umhunyet". 28 Hazıran 1996) Butun bunlan yaptın da ne oldu dıyeceksınız Ne olacak, kongre bensız ve Başgoz'suz devamettı Çun- ku, bu olay karşısında ge- reklı kıtlesel tepkı oluşma- dı Bu durumu Metin Turan, Kebıkeç dergısının 4 sayı- sında şoyle belırttı "Kongre} e büdiriy lekan- iacagını duyuran Dr. Muhsı- ne Helımoğlu Yavuz, Baş- göz'e yönelik ta\nn, kong- renin büimscllıgine golge dü- şurduğunu \urgula>arak, bıldınsını sunmaktan vaz- gecti. Kongrede bu açık yu- rekliliğı gosterebilen de sa- dece \avuz oldu. Açık yii- reklUik divorum, çunku, ay- nı kavgılan dile getiren baş- ka insanlarolmasına karşın, bunu açık bir tavırla duvur- maktan kaçındılar." Başgoz'ü kursuden ındı- renler, daha sonrakı gunler- de de "Boratav veyandaşla- nna"gıbı ıfadelerle başlayan saldın yazılannı surdurduJer Gıderek, ıçlennden kımıle- n. ışı "Nasrettin Hoca'dan dzurditemeje" kadar vardır- dı Şımdı Tanh Vakfı 'nın yet- kılılenne soruyorum Dun- ya değer bır hazıne olan bu arşıv ı. adlannın başında pro- fesor. doçent gıbı kocaman kocaman unvanlar bulunan bu halkbılımcıler mı değer- lendırecek, sınıflayacak ve araştırmacılann kullanımla- nna sunacak7 Yoksa, Turk- luğumuze ve Islamlığımıza kufredılı>ordı>ebırçokbel- geyı bır şekılde yok sayıp, tasnıf dışı mı bırakacak 9 Dunya halk kulfurlennm ortak ırmaklar olduğunu ve sonra da hep bırlıkte ortak bır denıze akıp buyuk ve gor- kemlı bır okyanus oluşturdu- ğunu bıle gorup bılemeyen "MiIB HalkbüımciJer" mı bu tarafsız, biiımsel çalışmayı gerçekleştırecekler7 Lmanm ve dılenm kı. tum bu "endişelerim" yersız çı- kar ve ben >alnızca Pertev Naılı Boratav 'ın ekolunden bır halkbılımcı olarak. bılım adına boylesme yaşamsal bır konuda "Tarih Vakfına U>an" gorev ımı yapmış ol- makla kalınm Lutfen dık- kat PENCERE Refah'sa Türkiye?.. Bır okuaım telefon ettı * - Refah kapatılacak mı? Yanıtladım - Anayasa Mahkemesı bılır. Yine sordu: - Kapatılırsa ne olur? - Hıçbır şey olmaz - Kapatılmazsa ne olur?.. - Çok şey olur • Refah kapatılırsa ne yer yanlır, ne gok çatlar, n de kıyamet kopar1 . Kararsızlarla tepkjsızlenn, olan brtenler karşısın da gevış getırdıklen bır toplumda yaşıyoruz, fıdaı gıbı genç kızın polıs dayağından geçınldığını tele vızyon ekranında ızleyen kos dınlemış, mutfağases lenıyor - Hanım, daha yemek hazır değıl mû - Şımdı gelıyorbey - Açlıktan olduk be1 Kımse Refah ıçın kılını kıpırdatmaz, sekız yıllıkzo- runlu eğrtıme karşı camı çıkışlannda eylem tezgâh- lamak ısteyen dıncı partının gırışımı balon gıbı son- medı mı1 Ama Refah kapatılmazsa, Anayasa Mahkeme- sı'ntn muhurfu mumla damgalanmış karannı arka- sına alan dıncı partıyı tut tutabılırsen Ya hukuk^ Işın puf noktası budur Anayasa Mahkemesı'nın gerekçelı karan, adalet pensının yuzunu ağartma- • Refah Partısı kapatılırsa ne olur?. Karar ulke ıçınde kurulmuş akıl dışı sıyasal den- gelen etkıler, çunku bu karar, yalnız Refah ıçın ve- nlmış olmayacak, (en başta Doğru Yol) butun partı- len etkıleyecek, lıderlen de kapsayacaktır, Refah Partısı etkınleşıp yukselırken kurulan sıyasal denk- lem çozulecektır DYP lıden Tansu Çiller, Avrupa ya da Amenka'yı nasıl tehdıt edıyordu - Benı desteklemezsenız, Turkıye'de ıktıdara dın- cı Refah Partısı gelır Refah ıç polıtıka hesaplannda kefeye konurken bır ayn denklem vardı, bır sure ıçın o denklem bozula- cak, sıyasal partı lıderlen, hıç beklemedıklen ve bıl- medıkJen yenı denklemlenn hesabına duşecekler; ye- nı bır donem başlayacak * Hesaplar ne olursa olsun, ağır basan gerçek şu - Bu ulkede halkıyla, devletıyle, kadınıyla, erkeğıyle ka- ranlığa remıl atmak ıstemeyenlenn çoğunluğu, Re- fah Partısı'nın deftennı durmekte bırleştıler DYP buna karşıydı Çunku ıktıdar hırsı DYP Genel Başkanı'nın ruhu- na pençelennı geçırmıştı, koltuk gudusu Çıller'ın tum davranışlannda belırleyıc/ oldu Refah'ın kapatılması, Çıller'den hesap sorulma- sını da kolaylaştıracak • Okurumdan bır soru daha var - Refah kapatıldıktan sonra yenıden palazlanır mı?. VakûyieDemokratPartıyadaAdaletParbsı'nde olduğu gibi yenıden yukselıp ağıriığmı iktıdara W- yabılırmı?. Slyasette remıl atmak doğru değıl. Ancak DP ve AP deneyımlennde Turkıye'de ıkı partılı sıstem g«- çerlıydı ve partıcılık yozlaşmamıştı, bugun tum par- tıleryuzde20'nın altındasıralanıyoriar Geçmişin ru- yasını görmek ısteyenlenn, uyandıklannda, duş kı- nklığına uğramalan buyuk olasılık EDtP Benım senden, senın benden, habersız alıp verdıklenmızı kım bılebılır ıkımızden başka. AYSEL "Her yerde sen varsın... ıçtığım rakıda, dınledığım müzıkte, Gözlenn hanı? Kayhan EDİP'ı dört geçe. K.E.S.enler CumhuriYeC kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ETKÎNLİKLERİ lÖVttSILİ \MZA GÜNU 16 Ocak Cuma Saat 15 00-17 00 TOKTAMIŞ ATES Kıtaplannı ımzalıyor. Adres fstıklal Cad (Aksanat Karşısı) Takam Tel 252 38 81/82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle