Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru Orhan Krinç
• Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkava # Yazuşlen Müdürlen Ibrahim
Yıldız - Dinç Tayanç # Sorumlu Mudur.
Fikret İlkiz 9 Haber Merkezı Müdürü
Hakan Kara •Göreel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Isühbarat Cengiz
Yıldınni 9 Ekonorru Mehmet Saraç 9 Kûhür:
Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücdman
9 Makaleler Sami Karaoren 9 Duzeltme Abdıüiata
Yaacı • Fotofipf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge
Edibe Buğra 9 Yuıt Haberien. Mehmet Faraç
Yayın Kunıhı Ühan SeiçiıJt (Ba>kan),
Orhan Erinç, Oktay Knrtböke,
Hikmel Çcünkaya,Ş6kr»n Soner,
Ergun Balcı, Dfaç Tayanç, tbnUm
Yüdız, Orhan Burs&lı, Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
Ankara Temsilcısı. Mustafa Balbaj Alatürk BuJvan No:
125,Kat:4,Bakanhk]ar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks:
4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Ziya
Blv. 1352S 2 3 Tel: 4411220, Faks-4419117 «Adana
Temsılcisi- Çetin Yiğenogju, Inonü Cd 119 S.No.I Kal.l.
Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Müdürir ÜrtÜD Akmen •
Koordınaıor Ahmel Korulsan #
Muhasefce. Butent Yener»tdare HÜKYİB
Cürer • tşletme Önder Çefik • Bıigı-
lşlem Nail İnal • Bılgısavar Sıstem
Mürüvtf Çikr#Saüş Fazâet Kaa
MEDYA C: • Yönetını Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran # Koordınator Reba
lşıtnun • Genel Mudür Yarduncısı
SevdaÇoban Te! 514 07 53 -
513 9580-5138460-6],Faks 5138463
^ a>ımla>an \e Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A Ş
Tufkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbu] Te! (0 212) 512 05 05 (20 hall Faks (0/212)513 85 95
16OCAK1998 Imsak: 5.48 Güneş: 7.20 Öğle: 12.21 tkindi: 14.46 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.34
Hülya Avşar'ın
kızıoldu
• İstanbul Haber Servisi -
Ünlü sanatçı Hülya Avşar.
dün sabah bir kız çocuğu
dünyaya getirdi. Doğum
yapacağı Amerikan
Hastanesfne eşı Kaya
Çılingıroğlu ıle beraber saat
09.00 sıralannda gelen
A\ şar. -Amerikan Hastanesi
kadın-doğum uzmanlan
Doç. Dr Bülent Urman ile
Dr. Alp Nuhoğlu tarafmdan
gerçekleştinlen operasyonla
saat 09.57'de bir kız çocuğu
dünyaya getirdi. Minik
bebeğe. daha önce
belirlendiği gibi "Zehra' adı
\enldığı öğrenildi.
Türk teknesi
batırıldı: 2 kayıp
• MOSKONA(AA)-
Karadeniz'de, Ukrayna nın
karasuları dışında, Ukrayna
Münhasır Ekonomik
Bölgesı'nde a\lanan Tamer
Kaptan adlı Türk balıkçı
teknesının dün akşam
saatlerinde batması sonucu
iki Türk balıkçı kayboldu.
Teknedeki balıkçılar,
gönderdikleri telsiz
mesajında. Ukrayna sahil
koruma gemilennın
üzerlerine ateş açtığını
belirttiler.. Türkiye, olayın
"sonuçlan ıtibariyle kabul
edilemez" olduğunu
Ukranya'ya bildirdi.
Türkiye'nın tazminat
hakkını saklı tuttuğunu
\ urgulayan Türkiye'nin
Lkran>a Büyükelçısı Ali
Karaosmanoğlu, Ukranya
Dışişlen Bakanlığı
yetkılilenne Türkiye'nin
tepkisinı yazılı bir nota
olarak \erdi.
Çöp transfer
istasyonları
I İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi. CHP'nin
başvurusu üzenne İçişlen
Bakanlığı müfettişlerince
incelemeye alınan 'çöp
transfer ıstasyonlannın
işletilmesi veçöplerin
depolama alanlanna
taşınmasf işinde
uygulamayı değiştiriyor.
Belediye. geçen iki yılda
sözkonusu tnlyonluk işi
önce bir protokolle kendi
yan kuruluşu olan tSTAÇ'a
devTetmiş ve aynı iş ISTAÇ
tarafından özel kuruluşlara
ihale edılmıştı. Bir süre önce
'görülen lüzum üzerine'
göre\ inden alınan İSTAÇ
Genel Müdürü Suat
Tüylüoğlu'nun, yeniden aynı
göre\e getınldıği öğrenildi.
Kamuya ait kreş
ücretlerine zam
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Malıye Bakanlığı,
kamu kuruluşlanna ait kreş
ücretlerını. dünden geçerlı
olmak üzere Nİizde 100
oranmda arttırdı. Maliye
Bakanlığı'nın Resmi
Gazete'de yayımlanan
tebliğıne göre kamu kurum
ve kuruluşlanna ait çocuk
bakımevlerine kabul
edılecek de\ let memurlan ve
dığer kamu personelinin her
çocuğu içın aylık bakım
ücretı KDV dahil, en az 10
mılyon lira olacak.
Okul çevresine
atari yasağı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hapıshane,
me> hane. kahvehane, bar ve
elektronik oyun merkezleri
gibı kamuya açık yerler ıle
açık alkollü içki satılan
>erlennokul bina ve
tesıslerinden en az 200
metre uzaklıkta bulunmasırn
öngören yasa tasansı
TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edildi.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay <dan kılık-kıyafet uyansı
6
Oğretmen uygar giyinsin'ANK\RA(CumhuriyetBürosu)-Mil-
li Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, okul-
lardaki öğretmen, yönetici ve öğrencile-
rin kılık kıyafetlerinin A(a türk ilke ve
devrimlerine uygun, çağdaş ve sade ol-
ması içın genelge yayımladı. Bakan,
imam-hatip liselerinde öğrenim gören kız
öğrencilerin de yalnızca Kuranıkerim
derslerinde ba^lannı örtebileceğini bildir-
di.
Uluğbay'ın genelgeleri ve Milli Eğitim
Bakanlığı ile Diğer BakanlıkJara Bağlı
Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin
Kılık ve Kıyafetlerine Ilişkin Yönetme-
lik gereği türbanlı öğretmenlere izin ver-
meyen Ankara ll Milli Eğitim Müdürü
Behçet Yavuz ise şeriatçı Akit gazetesi
tarafmdan hedef gösterildi. 150türbanlı
öğretmen hakkında soruşturma açan Ya-
vuz"un tehdit telefonlan aldığı öğrenildi.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay,
kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan dav-
ranışlarda bulunan okul yöneticisi, öğret-
men ve diğer görevlilerden uyanlara ku-
• Bakan Uluğbay, imam-hatipli öğrencilerin sadece Kuran
derslerinde başlannı örtebileceğini söyledi. Yönetmelik
gereği türbanlı öğretmenlere izin vermeyen Ankara II Milli
Eğitim Müdürü Behçet Yavuz, şeriatçı Akit gazetesi
tarafmdan hedef gösterildi.
lak vermeyenler hakkında yasal işlem
başlatılması için bir genelge yayımladı.
Uluğbay. son zamanlarda bazı okullarda
görev yapan öğretmenlerin kılık kıyafet
yönetmeliğine uygun davranmadjkJan
yönünde duyumlar aldıklannı belirterek,
"Yönetici, öğretmen ve görevlilerin Ata-
türk ilke ve inkılaplanna uygun, çağdaş,
aşınhğa kaçmayacak şekilde sade bir la-
lık ve kı\afette birtik, bütünlük içinde bu-
lunmalan gerekmektedir" dedi. Uluğ-
bay, imam-hatip liselerinde öğrenim gö-
ren kız öğrencilerin de yalnızca Kuranı-
kerim ders saatlerinde başlannı örtebile-
ceğini bildirdi.
Oğrencilere kılık kıyafet yönünden uy-
gun tavır, tutum ve alışkanlıklar kazan-
dınlmasının öngörüldüğünü vurgulayan
Uluğbay şu uyanlarda bulundu: "Bakan-
lığunıza bağlı okul ve kurumlanmızdaki
yönetici, öğretmen ve diğer görevlilerle
öğrencilerin kılık kjyafette birtik, bütün-
lük, uyum ve düzeninin sağlanması ama-
ayta ilgili yönetmetiklerijı hükümlerine uy-
malan gerekmektedir. Konunun bunagö-
re değerlendirilerek, gerekli önlemlerin
annmasuu, aksi tutum içindeolanlar hak-
kında yasal işlem vapümasını rica ede-
rim." "
150 öğretmene soruşturma
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ-
bay'ın kılık-kıyafet genelgeleri ile mev-
cut yasa ve yönetmelikler doğrultusun-
da okullan sıkı denetime alan Ankara II
Milli Eğitim Müdürü BehçetYavuz, uya-
nlannı dikkate almayan 150 türbanlı öğ-
retmen hakkında soruşturma açtı.
Yavuz, 657 sayılı Devlet Memurlan
Yasasf nın 56. maddesine aykın davranan
ve kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan
4 stajyer öğretmenin memurlukJanna da
son verdi. tlköğretim müfettişleriyle bir-
likte tüm okullan gözaltına alan Yavuz,
belirlenen türbanlı öğretmenlerle, okul
yöneticisi ve görevlilerine "lanama, ay-
hktan kesme ve uyan" cezalan verdi.
Bazı yöneticilerinin köktendinci oldu-
ğu iddia edilen Özel Ariziye tlköğretim
Okulu'nda görev yapan 4 öğretmen hak-
kında da soruşturma açan Yavuz, Özel Öğ-
retim Kurumlan Yönergesi'ne göre be-
lirlediği sakıncalı okullara "danışman"
atama karan aldı.
Son dönemlerde Akit gazetesi tarafın-
dan hedef gösterilerek cep telefonlan
duyurulan Yavuz'un ölümle tehdit edil-
diği öğrenildi.
Buzdan heykel
M-v İsveç'in Lulea kentindeki bir
parkta yılın ilk buzdan
heykeli tamamlanmak üzere.
- 1998"in ilk hevkeli bir vaşak
Park son 10 yıldır hayvan
he> kellerinin >apılmasıyla
ünlü. Geçen yil bir Kanada
geyiği ailesinin, daha önceki
yıl kurHann yaşadığı parkta
he> keller ka\dırak olarak
kullanılıyor.
(Fotoğraf: REUTERS)
Sönmezısık
'Ormanlar
hızla yok
oluyor'
İstanbul Haber Servisi -
Orman Mühendisleri Odası
Genel Başkanı Salih Sözme-
z^k, her türlü yatınma orman
arazisi tahsis eden Orman
Bakanlığı'nın, son yıllarda
adeta Devlet Arsa Ofısi gö-
revini üstlendiğini söyledi.
Sönmezısık, kacak yapılaşma,
açma, yerleşme, rüzgâr ve
kardevrikleri ile yangınlann
ormanlan yok ettiğini belir-
terek "Bunlann yanı sıra 49
veya 99 \ıüığına \«rilen tab-
sisler ile ormanlar talan edil-
mektedir"dedı.
Orman Mühendisleri Oda-
sı'nın Doğu Akdeniz, Ege,
Karadenız ve Marmara şu-
belerinin genel kurullan bu
hafta sonu yapılacak. Orman
Mühendisleri Odası Marma-
ra Şubesi'nin seçimi için îs-
tanbul'a gelen Orman Mü-
hendisleri Odası Genel Maş-
kanı Salıh Sönmezısık, tüm
doğal kaynaklar gibi orman-
lann da hızla yok edildiğini
söyledi. Son yıllarda orman-
sızlaşmanın yağmaya dönüş-
tüğünü savıınan Sönmezısık,
'Orman Bakanlığı.sonyıDar-
da adeta Devlet Arsa Ofisi
görevini üstlenmiştir. Aruk
bu talana. vağmaya son ver-
mekzamanıgelmiştir.'' dedı.
Azerbaycan'ın ünlü yazar ve ozanı Vahapzade ile konuştuk
Nâzım Hjkmet'li andar
LEYLA TAVŞANOĞLU
BAKÛ - Eski. Sovyet yapımı Vol-
ga marka siyah bir otomobilin için-
deyiz. Bakû'nun merkezinde alaca-
karanlıkta ilerlıyoruz. Biraz sonra
yine So\7et döneminden kalma bir
sosyal konutun önünde duruyoruz.
Bina iyice eski. Merdivenlerden çı-
karken bumumuza ağır bir koku çar-
pıyor. Dördüncü kata gelince solda-
ki kapı açıhyor. Karşımızda Azerbay-
can'ın ünlü yazar ve ozanı Bahtiyar
Vahapzade duruyor.
Vahapzade 73 yaşına karşın hâlâ
dinç. Bizi içeri, oturma odasına alı-
yor. Eşı Dilara Hanım ve torunu Ela-
göz bize çay ile "şobiyat" dedikleri
tatlıdan getiriyorlar. Ama bu şobiyat.
bizdekine hiç benzemiyor Helvam-
sı bir yiyecek.
Azerbaycan Parlamentosu'nda ba-
ğımsız millervekili. aynı zamanda
da Bilimler Akademisi üyesi olan
Prof. Dr. Bahtiyar Vahapzade bize
Nâzun Hikmetve Zekeriya SerteTle
anılannı anlatmaya başlıyor.
"Ben o zaman çok gençtim. Nâzım
tahminen ellinci yılda (1950'de) Mos-
kova'ya geldi. Bizim bir şairimiz var,
Resul Rıza. O da Nâzım Hikmet üs-
lubunda yazar. Onlar önceden de ta-
nışryorlardı. Benimde Resul Rıza'yla
dostluğum vardı. Onun VBSıtasıyla
Nâzım Hikmet'le tanıştun.
Daha sonra Nâzım. bir ild yıl son-
ra Bakû'va geldL Onu biz karşıla-
dık. Hatta buraya geunesi münase-
betiyle 'Hoşgeldin' adlı bir şiir de
yaznuşmn.
Aramızdaki yaş farkı çoktu. Ama
biz hep konuşur, sohbet ederdik.
Gençlerlesohbet etmeyiçok severdL"
Onunla ilgili bir anısını anlatma-
ya koyuluyor:
"Bütün Bakû caddelerinde o za-
manlar Rusça "Mir u Mir' yani "Bü-
tün dünyaya banş' sloganlan asıhy-
dL Nâam bir gün, 'Azeri Türkleri de
banş istemiyor mu? O zaman bu slo-
ganı neden Rus dilınde yazdınız?' di-
ye tepki gösterdL
Nâzım sonradan çok şe> anladı.
Sovyet sistemindeki kusuriarı gör-
meye başladı. Nâzım totaliter rejim
>
l
anlısı değildi, insani bir demokrasi
isterdL
So>yet zamanında burada bütün
toplanülar, devlet işleri Rus dilinde
yapılırdı. Nâzım bunlan kesinlikle
içine sindiremiyordu.
Nâzun, Fransız tiyatrosuyta Rus
tiyatrosunu kıyaslayan bir makale
yazmıştı. Ve bu makalede Fransız ti-
yatrosunun Rus tiyatrosuna göre bi-
73 yaşındaki Bahtiyar Vahapzade.
raz daha üstün olduğu göriişünü sa-
vunmuştu. Bunun üzerine Ruslar
Nâam'ı eleştiren makaleler yazdı-
tar.
Nâzım, 'Bu makalem anlaşılan
Knışçev'in hoşuna gitmedi' deyin-
ce bizim şair Resul Rıza aOldı:
'Senin neyine gerekti Fransız ti-
yatrosuyla Rus tiyatrosunu kıyasla-
mak? Sen Türkoğlu Türksün. Sen
Azerbaycan Türklerinin kültürü, ti-
yatrosu hakkında yaz.'
Bu konuşma sırasında ben yanla-
nndaydım,ama sözehiç kanşamıyor-
dum. Çünkü onlardan çok gençtim."
Nâzım'la ne derece yakındı?
"Aramızdaki yaş farkı nedeniyle
hicbir zaman çok yakınlaşamadık.
Ama benim şiirlerimi beğenirdL Hat-
ta bana bir şiir kitabuu da imzalaya-
rak armağan etmiştL"
Peki, Zekeriya Sertel'le tanışıklı-
ğı ne dözeydeydi?
"Onunla çokyakın tanışırdık. Ha-
mmı Sabiha Hanım ve kızı Yıldız
Hanım'labirükte bizim evesıksıkge-
lip giderierdi O da doğrusu buraya
çok büyük umutlaıia gelmişti. Ona
e\ de vermişlerdi. Bizden yukarda
bir sokakta otunırdu.
Onunla ilk sohbetierimizde Sov-
yetier Birligi'ne büyük bir inanç duy-
duğunu sezmiştim. Ama sonralan, ay-
nen Nâzım'da olduğu gibi onun da bü-
tün inancını \irirdiğini gördüm.
O dönemde açıkça hiçbir şey pro-
testo edilemez, deştirilemezdi. Ama
bunu üstü kapahyapmanm jıoüan da
vanb. Size başka bir anımı anlatayım.
Azeri dilinin arnk ölmeye mahkûm
olduğunu görüyordum.
Sadece evlerde konuşuluyor, Aze-
ri kitaplannda kalıyordu. O dönem
Fas'ın Marakeş kentine gitmiştim.
Orada Arap dilinin de aym durum-
da olduğunu gördüm. Buraya dö-
nünce bir şiiryazdım. Bu şiirde' La-
tın halkı yeryüzünde kalmadı. Ama
Latin dili yaşıyor. Oysa dünyada öy-
le milletler var ki kendileri yaşıyor,
dılleri ölmüş' dedim. Şiir basılır ba-
sümaz beni KGB'ye çağurdüar.' Sen
ne demek istiyorsun' diye sordular.
Ne demek istediğimi yazdım, Mara-
keş'te gördüm. Marakeş halkı var,
ama dili ölmüş dedim. Bunun üzeri-
ne KGB tepki gösterdi:
'Bu bize benziyor.'
'Onu ben demedim, sen dedin'
dedim.
Eleştirilerimi hiçbir zaman açık
açık yazamadım. Birtakım olaylan
hep başka bir ülkede geçmiş gibi ka-
leme aldun.Ama bunlar aslında hep
Azerbaycan'da yaşanan olay lanh."
Jmren Aykut isyan etti
'Çevre
Bakanlığı
havagazı'
e-posta : tan (a prizma.net. tr
ANKARA (AA) - Çevre
Bakanı îmren Aykut, bakan-
lığının yaptınm ve denetim
gücünün ohnamasından ya-
kındı. Aykut, "Mevzuata u>-
muyorlar,>apünm gücümüz
yok. Bilivorlar ki ÇevTe Ba-
kanlığı havagazı" dedi.
İmren Aykut. TBMM ku-
lisinde basın mensuplan ıle
sohbet ederken kamuda ye-
terince çevTe bilinci oluşma-
masından şikâyet etti. Bu ko-
nuda kendisine sadece bası-
mn destek olduğunu. basının
da zaman zaman yüzeysel
haberler nedeniyle 'yapöğı
binayi yıknğuu' belirten Ay-
kut. çevTe konusunda çeşitli
zeminlerde ne zaman söz al-
sa insanlann ilgi göstermek
yerine, birbirleriyle sohbet
ettiklerini ifade etti. Aykut.
herkesin bakanlığından bir
şeyler istediğini, ancak Çev-
re Fonu'nda tek kuruş para
kalmadığını söyledi.
Türkiye'nin 'hğundaotur-
duğunu' savunan Aykut An-
kara'da, ANAP'ın önceki ik-
tidan döneminde projelendi-
rilen arıtma tesisi dışında,
hiçbir kentte antma tesisi ve
çöp alanı bulunmadığını kay-
detti. Aykut, 4 bin 800 turis-
tik tesısten sadece 800'ünde
antma tesisi bulunduğunu,
diğerlerinin atıklannın de-
niz, göl, nehir ve doğaya atıl-
dığına dikkati çekti.
Bir kadının kendisini ara-
yarak hava kirlilığinden ya-
kındığını ve "Nefesalamıyo-
ruz" dediğini aktaran Aykut,
"Peki ben ne vapayım. hem
Ankara hem de istanbul Be-
lediye»'ne 50 defa yazı yaz-
dım. Cevap vermiyorlar. Üs-
telik birdekızı>orlar. Yetkinı
yok, denetim gücümüz yok.
Nasıl bir kuruluş >asası hâzır-
lannuşsa romantik, ha> ali bir
bakanlık" diye konuştu.
Aykut, şöyle devam etti:
"Ne tarla kaldı, ne tanm
arazisi 6 aydır feryat ediyo-
rum. Ne yapavım ben. Evve-
labuçaunın altında(TBMM)
çevre bilinci oluşmah. Çırpı-
nıyorum. basta düştüm. Bir
tarafa bakryorum agacı kesi-
yorlar, öbür tarafa bakıyo-
rum ha)>anlaröldürülüyor,
diğer tarafta pislikiçinde otu-
ruyoruz. Hiç İstanbul'uniçin-
de deri fabrikası olur mu?
Beykoz Fabrikası'na kapat-
ma cezası verdim, işcileri üs-
tümesakülar. Uhıbam, Man-
jas gölleri öldü_ Devlet Su
işleri Türkiye'nin göUerini
biurmiş durumda. Manyas,
Bafa. Eğirdir. sulama dola>H
sıyla a> nı durumda. Sağbğun
bozulacak, bu Çevre Bakan- ',
lığı'nı yapamayacağım. Bir;
tane temiz nehrimiz kalma- •
mış.hepsikanalizasyonadön- •
müş. Gediz, Porsuk, Erge- .
ne'den lağun akıyor. Kapat-
ma cezası veriyorum. üstü- -
me geüyorlar. Termik sant-'.
ralı buraya değil de şuraya ;
yapabm diyorum. üstümege- -
Hyorlar. Peki ben ne yapayun? •
Mevzuatımız var ashnda..'
Ama adam uymuyor. Çün-'
kü biUyor Id yapbrun, dene-
tim gücümüz yok. Biliyor Id!
Çeyje Bakanlığı havagaa_."
Öte yandan Aykut'un Er- •
gene Nehri'ni kirleten fabri-
kalann kapaülacağı yönünde-'
ki açıklamasının ardından Te-
kirdağ yöresinde faalıyet gös-
teren fabrikalardan 8 i ken-
dilerine verilen sürede antma
tesislerini devreye soktu. Te-
kirdağ muhabirimız Nainl
Örü'nün haberine göre, Te-
kirdağ'ın Çorlu ve Çerkez il-
çelenndeki 38 fabrikanın çev-
reyı ve Ergene Nehri'ni k'fr-
lettığı tespit edilmiş ve bu
fabrikalann kapatılması için
Çevre Bakanı İmren Aykut,
Tekirdağ Valiliği'ne talimat
vermişti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Gorbaçof, Tutarsız mıdır?
K A ihayil Sergeyeviç Gorbaçof, son bir konuş-
masında iki önemli noktaya dikkati çekmiş:
1/ "SSCB, komünizm yandaşlığını 'kullana-
rak', dünya egemenliğini ele geçirmeye kal-
kıştığı zaman, nasıl vahirn bir yanılgı içinde
idiyse; ABD, liberalizm yandaşlığını 'kullanarak'
dünya egemenliğini ele geçirmeye kalkıştığı
için, o kadar vahim bir yanılgı içindedir..."
2/ "...sosyalist değerier, yâni liberalizm, de-
mokrasi ve hümanizm sanınm artık pek kalma-
dı; bu değerlere hepimizin ihtiyacı var!.." (Mıl-
liyet, 7Ocak1998)
Neresinden bakılsa, bu iki noktadan ilki, anti/em-
peryalist tavır koymaktır; ikincisi, 'özgürlükçü' (de-
mokratik)sosyalistliğin, 'olmazsa olmaz' şartı: 'Yöl-
daş' Gorbaçof, bana kalırsa, kendi kendisiyle mu-
tabık görünüyor: Nomeklatura komünistliğine
karşı çıkarken, programı aynı program değil miy-
di? Önce 'Glasnost/Açıklık', sonra 'Perestro-
ika/Yeniden yapılanma', gerçekleşecekti: 'açık-
lık'yâni özgürlük; içinde 'yenidenyapılanma', 'de-
mokratik ve yeni' bir 'sosyalizm'm inşaı idi ki, ya-
nılmıyorsam, VVashington'ın kulağına karsuyunu
kaçıran da bu olmuştu: sosyalizmin 'totaliteriyle'
zor belâ baş edebiliyordu; başına 'demokratik' ola-
nını çıkanrlarsa, onunla nasıl baş edebilecekti ki?
O yüzden, ısrarla ve inatla yayılmak istenilen
propagandanın tersine; ABD, 'Yoldaş' Gorba-
çofdan 'rahatsızdı', kafası onun aleyhine işliyor-
du: bu gerçek, hem söylenmiş, hem yazılmıştır; is-
ter misiniz, şöyle bir değinelim?
'O Başkan vvashlngton D. c.'de
oturmaktadır*
New-YorkTimes, SSCB dağıldıktan sonra, bir
Woffowitz raporu'ndan söz etmişti (8 Mart
1992); ezbere konuşanlann, gözlerini fattaşı gibi aça-
bilecek bir rapordu bu, meselâ diyordu ki:
"...açıkça anlaşıiıyor ki, Körfez savaşı sıra-
sında desteğini sağlamak; ya da nükleer ve
konvansiyonel silahsızlanma anlaşmalannı ger-
çekleştirip, uygulamasına geçebilmek niyetiy-
le, davranışını zaman zaman yumuşatmış ol-
ması bir kenara bırakılırsa ABD, SSCB'nin 'çö-
küşünü' amaçlamıştı..."
"Öyle ki, Sovyetler'de merkezi bir iktidann,
mevcudiyeti, Birteşik Amerika'nın siyasal ve
stratejik çıkartan bakımından yararsız sayıldı-
ğı anda; SSCB'nin dağılışı gündeme gelmiş;
bunun ilk işaretleri, Amerikalı yetkililerin çoğun-
luğu tarafından farkedilir edilmez de, temel
stratejik amaç bu olmuştur..." (Le Monde Dip-
lomatique, Nisan 1992).
'Operasyon'un nasıl gerçekleştirildiğini, Gorba-
çof'un önce yandaşı, sonra karşıtı olan 'Yoldaş'
Igor LJgaçef dürüstçe açıklamıştır.
"... Rusya Devlet Başkanı Yeltsin, Ukrayna
Devlet Başkanı Kravçuk, Beyaz Rusya Devlet
Başkanı Sosliyeviç, SSCB'yi yok ettiler. (...) Bu
oluşumdan Gorbaçof'un, gerçekten, sonradan
haberi oldu. BDT'nin kuruluşu ve SSCB'nin da-
ğılışıyla ilgili olarak, ona hiçbir bilgi vermedi-
ler..."
"Gorbaçof, SSCB'nin dağılmasına sonuna
kadar karşı çıktı, dağılmayı içtenlikle istemi-
yordu; onun istediği yeni ve konfederatrf bir
SSCB idi: daha 'demokratik' bir ülke istiyor-
du. Buna karşılık Yeltsin, Kravçuk arkadan iş
yaparak, kendi cumhurbaşkanlanna değil, baş-
ka bir ülkenin cumhurbaşkanına yeni oluşumu
haber verdiler..." (Cumhuriyet, 19 Ocak 1992)
Söylemeye hâcet var mı? O "başka ülkenin
cumhurbaşkanı', elbette Washington D.C.'de
oturmaktaydı!..
Sosyalizmin 'farklı yolları' vardır!..
t O istem' ışineöylesigeldiği için, 'sosyalizmîe
O Stalin'ci bolşevik 'totalitertiği'ri\, daimatek
ve aynı şey saymıştır, Mihayil Gorbaçof, 'farklı'
ve 'beşeri' birsosyalizm projeksiyonu geliştiriyor-
du; bana kalırsa, hatâsı -gerçekte, 'sevâbı'- bu ol-
du, çünkü -kusuru kendisinde olmayan, çeviri bo-
zukluğunun kusuruna bakılmazsa- demiştir ki:
... ben inanmış bir sosyalistim, sosyalizm
yüzyıllardır var olan, yüzyıllardır kendine yol açan
bir düşünce; sosyalizmi savunanlar, bu savu-
nanlann arasında, birçok ülkede iktidara ge-
lenler var; sosyalist hareketin farklı yolları var,
çünkü topluma zoria kabul ettirilebilecek bir
model değil! (...) Sosyalizmi lânetlemek, mo-
dern tarzda bir dini savaştan, bir Haçlı Sefe-
ri'nden başka bir şey değitdir..." (Hürriyet, 31 Ekım
1991)
Kısacası 'Yoldaş' Gorbaçof iktidarda iken,
kendinden önceki Sovyet yöneticileri gibi, komü-
nistliği 'kullanıp' Rusya'nın dünyaegemenliği pe-
şinde koşmuyordu; onun derdi, Glasnost ve Pe-
restroika üzerinden, özgür ve demokrat yeni
bir Sovyetler Biıiiği projeksiyonunu gerçek-
leştirebilmek!...; onun için de, ABD'yi liberalli-
ği 'kullanıp' 'globaliter' yâni 'küreselleştirilmiş'
uydu ülkelerie, dünya egemenliğini tesise kal-
kıştığı için, rahatlıkla eleştirebilir; ona karşı çı-
kabilir, çünkü zaten çizgisi budur. 'Sosyalist de-
ğerierin, yâni liberalizmin, demokrasi ve hümaniz-
min artık pek kalmadığına' gelince, o konuda söy-
ledikleri, bazı 'tatlısu' sosyalistlerince, 'çelişik'
zannedildi; o da yanlış, 'Yoldaş' Gorbaçof ben-
ce o tesbitinde de, hem kendi kendisiyle tutarlı-
dır, hem de dryalektiğin yasalan içindedir; nedenini
nasılını, isterseniz, sonra tartışınz.
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.rttlm