23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 17 llv IY c Istanbul Edirne PB 14 Sınop 9 Samsun PB 12 Adana 19 PB 17 Kocaeli PB 13 Trabzon PB 18 Çanakkale PB 14 Giresun PB 17 Izmir 19 Ankara 12 Manisa A 14 Eskişehir 11 Aydın PB 18 Konya 11 Denızli PB 16 Sıvas Zonguldak PB 13 Antalya 19 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A PB PB PB PB PB PB 17 2 14 8 25 0 5 PB Bütünbölgeleraz bulutlu ve açık, Marmara ile yur- Osio dun iç ve doğu Heisinkı kesimleri yer yer Stockholm K Budapeşte K 4 Madrıd Y 11 sisli geçecek. Ha- Londra va sıcaklığı biraz Amsterdam artacak. Rüzgâr, Boiksel _Y 10 Viyana Y J 0 Belgrad K PB 14 güney ve oatı Paris yönlerden hafif Bonn olarak esecek. Münih Y 10 Sofya PB 12 Y 10 Roma Y 16 Y 13 Atina PB 16 7 Mılano Y 15 Taşkent •Tahran ÂİYÂ Moskova K -10 Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y B Y Y PB PB PB 6 -1 7 8 6 10 19 Şam PB 15 QAÇ>R / " ^ Paryalı bulutlu Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu ı Gök gürultulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Sonuçta; bu, gayri resmi uygulamalann durdu- rulmasını istiyorlar. Okuldaki egitimle dinsel gelenekleri birbirine ka- rıştıranlara tepki, istanbul'un büyük ilçelerinden yükseliyor. Bu olayı çeşitli çağrışımlar yapacak "oysa" ile başlayan bir paragrafın izlemesi kaçınılmaz oluyor. Evet; oysa, geçen yıl ramazan ayında devlet da- irelerindeki çalışma saatlerini iftara göre ayarlayan "zihniyete elbirtiği ile karşı" çıkıldı. O kadar ki, RP'yi kapatma istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açan Cumhuriyet Savcılığı id- dianamesinde devlet dairelerindeki çalışma düze- nini iftar saatlerine göre ayarlayan "hükümet ka- rarnamesini irticaya yönelişin bir delili olarak" kul- landı. Okullarda eğitimi ramazana göre ayarlayan zih- niyete, devlet dairelerinin çalışma saatlerini iftara uyarlamaya yönelen radikal siyasal davranışa kar- şı çıktıktan sonra, önemli bir gelişme "rejimin kal- bi TBMM'de" izlendi: Türkiye Büyük Millet Meclisi ramazan ayı bo- yunca "mesai saatlerini" iftar saatine uyarladı ve çalışma düzenini iftara göre ayarladı. Sessiz seda- sız uygulamaya giren bu kararın basit bir öyküsü var: TBMM Danışma Kurulu, Meclis'in 8 Ocak 1998 Perşembe gününden başlayarak saat 12.00-16.00 arasında çalışmasını TBMM Genel Kurulu'na öner- di. CHP'nin muhalif oy verdiği bu karan öteki par- tiler onayladı ve uygulama yürürlüğe girdi. Öykü kısa ve basit. Basit ama içeriği anlamlı. Zi- ra; TBMM, laik cumhuriyet denilince -hele 28 Şu- bat 1997'den sonra- mangalda kül bırakmıyor. Sonra hayret verici öyle bir davranış gösteriyor ki; âleme veriyor talkını, kendi yutuyor salkımı! Açıkçası; TBMM'nin bu davranışı ülkenin ikilem- ler arasında bocaladığına hem taze, hem de ibret verici bir örnek oluyor. Hem de önemli bir rejim sorununda... Çürümüşlük llk bakışta bu türden şaşırtan olaylar genelde "çifte standart" diye niteleniyor. Oysa, son olaylar bu nitelemenin bile artık geride kaldığını gösteri- yor. Gelişmelere bir çeşit "çifte rejim anlayışı"n\n örnekleri demek daha doğru olacağa benziyor. Ne var ki, ülkemizde hemen her gün karşılaştı- ğımız tezatlar, ikilemler bir değil, iki değil, üç de- ğil Orneğin; RP davasını görüşen Yüksek Mahke- . m e adına Ikinci Başkan Güven Dinçer'in iki gün ' önceyapüğı açıklamaya göre, "Karar, g&iecekhaf- taya sarkabilir"ö\. *'" Ama, bir gün sonraki açıklaması, "karann bu hafta sonunda çıkmasına olanak tanıyor"du. Demek oluyor ki; Anayasa Mahkemesi, bir gün gibi kısa sürede ve birdenbire "karar aşamasına" gelip dayanmıştı. RP ise ya "içerden aldığı" ya da "dışardan göz- lediği" olaylara bakarak, kapatma karan çıkacağı- na inanmış olacak ki, bu nedenle parti içinde baş- layan kaynaşmayı artık saklama gereğini bile duy- muyor. Birlik ve beraberlik gösterilerinin altında gençler- le yaşlılar arasında acaba hangi koşullarda uzlaş- ma yatıyor? Bugün yann ortaya çıkabilir. Fakat, Takkeli ile toplanan genç RP'liler dikka- ti çeken bir karardan söz ediyor. Gül Abdullah, "Anayasa, partiyi kapatmaya neden olanlar için beş yıllık bir yasak öngörüyor. Oysa Siyasi Parti- ler Yasası, kapatılan partilerin yöneticilerinin bir daha parti kuramayacaklannı söylüyor" dedikten sonra, bu yasayı ve yönetici olmalannı önleyen ki- mi maddeleri değiştirmeyi hedef aldıklarını açıklı- yor. Üstü örtülü de olsa, bir biçimde Takkeli'ye yeni partide yönetici olmayı kabul ettirdiklerini duyuru- yor. Ya Parsadan davası? Şaibe Hanım'ın adını davadan çıkarmaya dö- nük çabalar ve hazırlıklar... Son günlerde Yargıtay'da karan bozdurmak için üyelere 500 milyar rüşvet önerildiği söylentilerine ne dersiniz? Çürümüşlük kol geziyor. Abartılı bir saptama mı acaba? Çiller'e ilk 6 onbaşı' • Baştarafı 1. Sayfada kullanarak beyanda bulun- ması bizim gururutnuzu in- citti. Doğnıdan Mesut Yıi- maz adını kullanarak ken- disine söyleyebilirdi. Köye izine gftnüştim. Bana asker- de ne olduğumu sordukla- nnda onbaşı olduğumu söy- lemiştim. Köydeki amcamın 'vah yavrum vah! Sen de mi şe- refsiz oldun' dh-e konuşma- sı üzerine şoke oldum! Tan- su Çfller'üı askerdeki onba- şı riitbesine hakaret cttiğini anladım. Bundan doiayi çok üzüklünı. Millet ile vekili söz konusudur. Davan da mı'Det- vekili olduğuna göre bana hakaret etmiş, yani vekil millete hakaret etmiştir." Davacı onbaşı daha son- ra aralannda Cumhuriyet'in de bulunduğu 27 Eylül 1997 tarihli bazı gazeteler- de yeralan haber kupürleri- ni delil olarak mahkemeye sundu. Tansu Çiller'in avukatla- nndan DYP Kayseri II Yö- netim Kurulu üyesi SevgiE- sen, bu sözlerin davacı on- başı ile ilgisi olmadığıni öne sürerek, "Onbaşılann bu sözii kendi üzerine aia- rak dava açmalan bizleri son derece üzmüştür. Bu sözlerin muhatabi dcgüler- dir, reddini talep ediyoruz" dedi. Karan açıklayan Hâkim VeliKaradağ, birörıceki du- ruşmada istenen Tansu Çil- ler'in maaş bordrosu ve de- lil teşkil eden konuşma met- ninin geldiğini belirterek, davacı Onbaşı ldris Çift- çi'nin açtığı 101 milyon li- ralık manevi tazminat dava- sını haklı buldu. MahJceme, gerekçeli ka- ran daha sonra acıklanmak üzere, Çiller'in 101 milyon liralık manevi tazminat ödemesine karar verdi. Çil- ler'in avukatlan karan tem- yiz edeceklerini söylediler. 24 Eylül 1997 tarihinde Samsun mitinginde yaptığı konuşmasında kullandığı "şerefsiz onbaşı" sözlerin- den ötürü yurt genelinde çok sayıda onbaşı tarafın- dan mahkemeye verilen Çiller ilk kez mahkûm oldu. Kayseri'de 11 onbaşının Çiller aleyhine açtıklan taz- minat davalan da devam edivor. Her yerden Sıısurluk çıkıyor • Baştarafı 1. Sayfada cı üzerinde toplanmasına neden ol- du. Ancak Kırcı ve Gedikli hak- kında bu cinayet dolayısıyla her- hangi bir soruşturma açılmadı. Gedikli ve Kırcı'nm Çatlı ile birlikte ihracat işlerine de girdiği ve uyuşturucu parasımn aklanma- sı amacıyla paravan şirketler kur- duklan da iddia edildi. TEM katliamı zanlısı olarak aranan Selahattin Büvüközte- kin'in de 12 Eylül öncesi Çukuro- va bölgesinde gerçekJeştirilen kat- liamlar nedeniyle Adana MHP da- vasından yargılandığı ve 200 yıl ceza aldığı ortaya çıktı. Cezaevin- de 15 yıl yattıİctan sonra tahliye olan ve işlediği faşist cinayetler nedeniyle 'Tarsus canavan' laka- bıyla tanınan Büyüköztekin de TEM cinayetinde 51 plakalı beyaz renkli Şahin marka arabayı kul- landığı için polis tarafından her yerde aranıyor. TEM cinayetini yönlendirenle- rin, Çatlı'nın ortaklan ve eski fa- şist arkadaşlan çıkması üzerine gözler Susurluk çetesinin üzerine çevrildi. Çatlı'nın ortağı Sami Hoştan'ın ölen kişilerle ilişkileri- nin basında yer alması ve ölenler- den Avhan Fındık'ın Çath'nm kuryesi olması, olayın çete içi he- sapla^ma olduğu görüşüne ağırhk kazandırdı. TEM katliammda öl- dürülen kişiler arasında yer alan Ayhan Fındık, Abdullah Çatlı'nın eşi MeralÇatlı'mn da ortağı oldu- ğu Sultan Tekstirin uzun süre kur- yeliğini yapmış, yurtdışından transfer edilen paralann bir kısmı- nın Fındık adına getirildiği belge- lenmişti. Tüm bunlann yanı sıra olayda tetikçi olarak rol alan özel timci CengizAndırmak'ın Istanbul Em- niyet Müdürlüğü sırasında Meh- met Ağar'ın korumalığını yapmış olduğunun belirlenmesi, cinayete yeni bir boyut daha kartı. Yetkili- ler, Yüksekova'dan Yalova'ya gönderilen ve Kapıkule'deki bazı görevlilerin yardımıyla Varşo- va'ya ulaştınlan uyuşturunun Sab- ri Bektaş ve Sait Biiy ükbayrak ta- rafından Avrupa ülkelerine dağı- tıldığını kaydettiler. Varşova'da 50 minibüslük bir filo oluşturan ve polis tarafından aranan Bektaş ve Büyükbayrak'ın, Avrupa ülkeleri- ne sattıklan uyuşturucunun para- sını ticari yollardan akladıklannı belirten yetkililer, uyuşturucu pa- rasından elde edilen büyük rantm paylaşımında meydana gelen an- İaşmazlığın, çeteyi birbirine dü- şürdüğüne ve 6 kişinin öldürüldü- ğü TEM katliamına neden olduğu- na dikkat çektıler. tstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'nde gözaltında tu- tulan 7 kişinin sorgulaması sürer- ken olayla ilişkisi olduğu belirle- nen Nuri Çalışkanın aranmasına da devam ediliyor. Emniyet Genel Müdürü Necati Biücanın Polon- yalı Renata VV'esolovvska'nın da olaylann içinde olduğu ve Türki- ye'ye getirilmesinin kesin olduğu yolundaki sözleri, katliamı araştı- ran Edirne Savcısı Ali Sami Arlı tarafından yalanlandı. Emniyet Genel Müdürü'nün sözlerinın kendilerini "bağlamadığuıı" söy- leyen Arlı, "Renata otobüstebulu- nan yolculardan biriydi ve görgü tanığıydj. Onun suçlu olduğuna ve saldırganlara yardım ettiğine dair hiçbir kanıt bulamadık. zaten çıka- nldığı mahkeme tarafindan da ser- best bırakıldı" diye konuştu. Refah PartİSİ Iimudlinu DYP , CHP'yegüveniyor • Baştarafi 1. Sayfada tu belirterek şu görüşleri savundu: "Zaten moraller bozuk olacağı için böyie bir durum çöküntü yaranr. Kitleleri süriikleyecek, da- ğınıkiığa izin vermeyecek bir İSİFII lazun. Bu noktada Erbakan'ın da karşı çıkacağını san- mıyorum. Çünkü, partiyi yenklen iktidara taşıyacak bir lider, tüm partüilerin olduğu gibi Erbakan'ın da yaranna olur. RP iktida- ra geürse Erbakan'u siyasi yasağı da kakb- nhr." Davanın açılmasından itibaren ısrar- la kamuoyu önünde "kapatma karan veril- meyeceğmi" sa\Tinan RP kurmaylan. Ana- yasa Mahkemesi'nin karar aşamasına gel- mesi üzerine ilk kez kapahlma olasılığından ve sonrasında izleyecekleri stratejiden söz etmeye başladılar. RP Grup Başkanvekili Saiih Kapusuz, dün parlamentoda düzenle- diği basın toplantısında, parti içi çekışmele- ri yansıtan gazete haberlerini eleştirerek medyayı "tetfkçiKkle" suçladı. Bir çok il ve ilçedeki RP örgütlerinde 'olası bir kapatma karanna yönelik önlem- ler alındığı" öne sürüldü. Bazı il ve ilçe merkezlerindekı 'partilik'rden emaneten alındığı' belirtilen bilgisayar, televizyon, faks ve benzeri eşya binalardan çıkanldı. Bazı il ve ilçe merkezlerinde ise masa ve sandalye dışında eşya kalmadı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Aiımet NecdetSezer, dün öğleden sonraki toplan- tıdan sonra mahkemeden aynlırken, gaze- tecilerin, "Yann karar çıkar mı?" sorusu- nu, "Umuyoruz" diye yanıtladı. Anayasa Mahkemesi kaynaklanndan alınan bilgiye göre Başkan Ahmet Necdet Sezer'in baş- kanlığında saat 10.00'da toplanacak olan heyet, dava ile ilgili sav ve delilleri son bir kez daha yeni baştan gözden geçirip oyla- ma yapacaklan konulan saptayacaklar. Yargıtay'dan rüşvet iddiasına yalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargı- tay 6. Ceza Dairesi, örtülü ödenek dolandı- ncılığı davasında karannı bugün açıklaya- cak. Daire Başkanı Necdet Mutiş, DYP Ge- nel Başkanı Tansu ÇiDer'e, başbakan oldu- ğu dönemde örtülü ödeneği amaç dışı kul- landığı gerekçesiyle yargı yolunu açabilecek karar öncesinde mahkemeye yönelik baskı- larla ilgili iddialara gülüp geçtiğini söyledi. Çiller'i başbakanhğı döneminde örtülü ödenekten 5.5 milyar lıra dolandırdıklan ge- rekçesiyle yargılandıklan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hapis cezalanna mah- kûm edilen CeJalettinSelçuk Parsadan ile ar- kadaşlannın temyiz istemını görüşen Yargı- tay 6. Ceza Dairesi, karannı bugün açıkla- yacak. Parsadan'ın avukatlanndan Şenol Özel, mahkûmiyet karannm Yargıtay tara- fından onanması durumunda, dönemin baş- bakanı sıfatıyla Tansu Çiller ile Özel Kalem Müdurû Akuı Lstanbullir rıun Türk Celîa Va- * sası'nın "görevi suiisnmal" suçunu düzen- leyen 240. maddesi uyannca yargılanmala- n gerektiğini belirterek suç duyurusunda bulunmuştu. Çiller, daireye gönderdiği di- lekçede. "davanın sanıklanyla görüşmediği- ni" savunarak, eksik inceleme ve soruştur- ma gerekçesiyle karardan adının çıkanlma- sını istemişti. Yoğun baskı altında olduğu ve rüşvet teklif edildiği iddialarına hedef olan daırenin başkanı Necdet Mutiş, iddiala- ra ilişkin olarak AA muhabirinin sorulannı yanıtladı. Mutiş, karann bozulması için da- ire üyelerine 500 milyar lira rüşvet teklif edildiği ve avukatın kızı Ozden Mutiş'm, Tansu Çiller'in eşi Ozer Çiller'in avukatiy- la yakın ilişki içinde olduğu iddialarına gü- lüp geçtiğini söyledi. HÜLYA KARABAĞLI ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ör- tülü ödenek davası ve yeni malvarlığı soruşturması için tanınan bir yıllık sürenin şu- batta dolması nedeniyle Yü- ce Divan hesaplan yapan DYP yönetıcileri, CHP'ye u- mut bağladılar. Çiller'in Yüce Divan'a gönderilmesi için CHP ile temasa geçen ve TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak oylamada ANAP'ın tam kadro bulunmaması için he- sap yapan DYP; RP ve BBP'nin desteğini cebine koydu. DYP yönetıcileri; DTP, ANAP'a giden eski DYP'li- ler ve bağımsızlan dikkate alarak oylamada ancak 232 rakamma ulaşabileceginı id- <dia- ettiler. DYP'lilerin, CHP'nin oylamaya girme- yeceği konusundaki emin tavn dikkat çekti. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Hasan Ekinci. Bay- kal'ın, çeşitli açıklamalann- da, ANAP'ın siyasi hesap- lanna alet olmayacağı sözü verdiğini belirterek "Sayın Baykal, 'Yüce Divan konu- sunda da destek olmayız' de- di. Bu sözünden niye geri dönsün" yorumunu yaptı. Parsadan'ın dolandıncı olduğunu, yargının bu kim- liği bir yana bırakarak Çil- ler'e yönelik bir operasyona KOSEYtBU CEÇMEK evet diyeceğini sanmadığını kaydeden Ekinci. "Dolandı- ncının sözieriyle Çiller'i suç- lamaya vicdanlan el verir mi? Adam cumburbaşkanı- nı dolandırnu^. Kimi suçla- yacaksını/'.' Odemeyi özel kalem yapmış" dedi. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı NahitMenteşe, Par- sadan'ın Cumhurbaşkanı ve önemli isimleri de dolandır- dığını belirterek. ''Bir adam çıkıyor, dolandırdım. diyor. Konu, oradan örtülü ödene- ğe getiriliyor. tlle bir çorap örülmeye çauşıhyor" dedi. Hiç kimsenin bir dolandın- cıya itibar etmeyeceğinı kaydeden Menteşe. "Yargı- ya da Çillerkr baskı yapıyor. lobi yapıyor diye tezgâh ha- zuianıyor. Bu yolla kurulan bir baskıya kim dayanır ki. BD yargıyı etküemez de ne e&âer?" dedi. Menteşe, DYP ve CHP'nin birbirlerini rakip olarak görmediğini, bu ne- denle Yüce Divan'da iktidar- la ortak tavır sergilemeyece- ğini belirterek "Sayın Bay- kal vicdan muhasebesi ya- par" dedi. DYP Grup Başkanvekil- leri Saflet Ankan Bedük ve Mehmet Gözlükaya TB- MM'de basın toplantısı dü- zenledi. Bedük, Parsadan'la ilgili kararaşamasında med- yanın, Çiller'i kasıtlı olarak hedef aldığını öne sürdü. Bedük, "Bir kısım medya grubu tarafından Türki- ye'deki siyaseti şekiliendir- mekmaksadıyla, Refah Par- tisi'nin kapahlnıası ile birlik- te Parsadan olay ı diye adlan- duılan adi bir dolandınalık dosyası hakkında yargının vtreceği karar üzerinde yo- rumlar yapüarak DYP Ğe- nel Başkanı Çiller'in de siya- si bayattan çekibnesini temin edeceksenaryolar yazumak- tadır" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Aşağıda arz buyurulan sorunlar ise Aczmendi arkadaşlanmızın ortak sorunlan olup ilgilerinizi önemle rica ederim." Yazı RP Izmir Milletvekili Ismail Yılmaz'a ait. Dönemin Adaleti Dağıtma Bakanı Şevket Kazan'a yazılmış. Adalet Bakanlığı arşivterinde buna benzer yüz- lerce, belki binlerce belge var. RP Milletvekili ce- zaevindekilerin sağlığıyla ilgilenebilir. Insani bir du- rum. Ama sadece bir kesimle ilgilenmesini ve on- lar için "arkadaşlanmız" demesini okurun yorumu- na bırakıp, konuya girelim. Anayasa Mahkemesi RP davasının son aşama- sına geldi. Mahkeme üyelerinin her birinin kendi- ne özgü çalışma biçimi var. Bunu, süreyi uzatma- kısaltma girişimi olarak yorumlamayalım. Hermah- kemenin bir karar verişi vardır. Mahkemenin çalış- malannı eski Başkan Yekta Güngör Özden dö- neminde kendi ağzından net ve ayrıntılı biçimde alı- yorduk. Yeni Başkan, Vekili Güven Dinçer'in açık- lama yapmasını yeğliyor. Öyle anlaşılıyor ki, yeni başkan konuşmayı sevmeyen bir kişi, dileriz aynı sevgisizlik hukuka karşı da yoktur. Karar uzadıkça RP'liler "ger/"liyor. Ikili, üçlü, dörtlü tavırları daha iyi görülebiliyor. Bu tutumlan eskiden izlenemiyordu, şimdi gizlenemiyor. Erbakan'ın son bir hafta içinde verdiği demeç- ler alt alta konunca durum daha net ortaya çıkıyor: "Anayasa Mahkemesi en yüce mahkemedir." "Anayasa Mahkemesi yanlış karar almamalıdır." "Anayasa Mahkemesi kapatma karan alırsa.. bu, hukuk cinayeti olur." "Mahkeme üyelerinin her biri güzide insanlar- dır." "Sız ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Kapatma de- mek, RP'yi tek başına iktidara getirmek demektir." Ne diyelim? Şaştı Hoca yön getir... Doğru olmazsa dön getir... Kapanmaya demokratik hazıriık RP'nin dışa dönük yüzü böyle ama, içinde baş- ka kaynamalar var. RP bir hareket partisi, bunu be- reketle de besleyip güzel güzel gidiyorlardı. Mah- keme süreci doğal olarak hesaplan değiştirdi. İç çekişmelerde dışa yansıyan, genç ekibin ak saç- lılara karşı harekete geçtiği. Bu, ne doğrulanıyor ne de inandırıcı biçimde yalanlanıyor. Iktidardan düşen parti bir de kapanma duru- muyla karşı karşıyaysa, ister istemez oklar içe yö- nelecektir: - Bu noktaya gelişin sonımlusu kim? - Çıkışyolu var mı? " - Varsâ ne'duruyoruz, yoksa neden aramıyo- ruz? -. . •• Parti içindeki çekişme son soruda düğümlü. Anadolu'dan gelen haberleri şöyle özetleyebili- riz: "RP il-ilçe örgütleri kapatmaya hazırdır genel başkanım." Tüm binalar kira... İçindeki eşyalar boşaltılıyor... Bilgisayar, faks benzeri kıymetli eşyalar protokol- le emanete alınıyor... Olası kapatmada hazine RP kasasında da para bulamayacak... Türkiye tipi demokrasinin güzide örnekleri. RP demokratik bir biçimde kendisıni kapanma süre- cine hazırlıyor. Kısacası RP yeni duruma göre hem çekidüzen veriyor, hem çeke düzen... RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz un şu tür demeçlerine alışığız: "RP'yi kapatamazlar... RP Türkiye'nin partisi- dir..." Dün durum değişiktı. Şu tümce Kapusuz'a ait: "RP kapatılırsayeni biçimimize biz karar veririz." Bu, RP'nin "yeni duruma hazır" olduğunu gös- teriyor. Içerde yeni duruma hazırfık. Dışarda, "Ka- panmamız hukuk cinayeti olur." RP ile cinayet sözcüğü yan yana gelir mi? Gelir... RP'nin bundan sonra da okuyacağı değişmez: Cinayeti... KARKAN Odamızın 2282 sicil no'lu üyesi Mimarlar Odası 29. ve 33. Dönem Genel Başkanı, yakın çalışma arkadaşımız NURDOCAN ÖZKAYA (1938-1998) 14 Ocak 1998 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Tüm örgütümüzün, üyelerimizin ve yakınlarının başı sağolsun. TMMOB MİMARLAR ODASI ADANA ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI BALIKESİR ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI BURSA ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI ÇANAKKALE ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI DENİZLİ ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI ESKİŞEHİR ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI KAYSERİ ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI KONYA ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI MERSİN ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI ORDU ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBESİ TMMOB MİMARLAR ODASI TRABZON ŞUBESİ V- a" *- V
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle